-
Gel Söyleşelim Cümle Geçen Demleri
“Kendimi hiçbir zaman bir röportaj yazarı olarak görmedim; ama işiniz gazetecilik ve dergicilikse, ses alma cihazınızı yanınızdan eksik etmeyeceksiniz. Esasen soru sormasını, yani röportaj yapmasını bilmeyen gazetecilik de yapamaz.” BeşirAyvazoğlu Kültür ve edebiyat dünyamızın usta kalemlerinden Beşir Ayvazoğlu, Gel Söyleşelim ismini uygun gördüğü röportaj kitabında, tarih, edebiyat, mimari, resim, klasik sanatlar ve kültür tarihi gibi alanlarda birbirinden kıymetli aydınlarla yaptığı söyleşileri bir araya getiriyor. Bir kısmı Osmanlı bakiyesi olan bu aydınların hiç bilinmeyen ve merak edilen dünyalarını gelecek nesillere aktararak geçmişle gelecek arasında bir köprü vazifesi üstleniyor. Nefis bir üslupla hazırlanan bu eser sayesinde Âsım Şakir Gören, Nuri Arlasez, Erol Akyavaş, M. Uğur Derman, Ekmeleddin İhsanoğlu, Sezer Tansuğ, Suphi Saatçi, Cemal Kafadar, Cengiz Aytmatov, Ahmet Güner Sayar, Bahtiyar Vahapzade, İnci Enginün, Zeynep Kerman, Çelik Gülersoy ve Erol Üyepazarcı’yı daha yakından tanıyacak, bugüne kadar hiçbir kitapta yer almamış bilgilere ulaşarak “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” mısraının anlamını yürekten hissedeceksiniz. Gel söyleşelim cümle geçen demleri cânâ Sami
13.70 ₺ -
Kahveniz nasıl olsun
"Kahvemden bir yudum aldıktan sonra yazmaya başladım. Habeşistan'dan başlayıp Yemen, Hicaz ve Mısır üzerinden istanbul'a ulaşan, oradan da bütün dünyayı kuşatacak kollara ayrılan uzun yolda zevkli bir yolculuktu bu. Doğrusu Yemen-lstanbul arasındaki menzillerde fazla oyalanmadım ve istanbul'dan ayrılan kollara da sapmadım. Çünkü benim asıl derdim, kahvenin istanbul macerasıydı. Zaten kitaba, istanbul'a kahve getiren ilk gemilerin Şeyhülislâm Ebussuud Efendi tarafından verilen bir fetva üzerine Tophane Limanı'nda batırılmasıyla başlanıyor, oradan geriye dönüşlerle kahvenin istanbul'a ulaşıncaya kadar yaşadığı macera kısaca anlatıldıktan sonra istanbul'da yeniden demir atılıyor." Beşir Ayvazoğlu Beşir Ayvazoğlu, kültür tarihine yönelttiği derinlikli bakışı, Kahveniz Nasıl OlsunP'la. bir adım öteye götürüyor. Gündelik hayatımızın, dilimizin, meclisimizin en önemli nesnelerinden biri olan "kahve" bu kitabın ortasında duruyor. Tarihi, kokusu, imgesi ve etrafında oluşan sosyoloj isiyle. Kahve, bir kez daha tüm kokusuyla. Gün yetmedi taştıkça taşan neşvemize imrendi o gün kahvede kim varsa bize 'dostlarla' dedim, 'sohbetimiz bal gibidir ey kahveci gel katma şeker kahvemize'
108.77 ₺ -
Sanat Ve Folklor
Bir ülkenin sanat tarihine tuvalleriyle damga vurmuş isimler. Nakış nakış işlenen yazılar,görülmeyi bekliyordu. Dergilerde kalan yazılar, röportajlar, anılar, taze fikirler, heyecanlar. Resim tarihinin bilinen simaları, artık unutulan sanatkârları, depolarda çürümeye bırakılmış tuvaller. Nazik bir üslup,genç Cumhuriyet in bir sanata yaklaşımları, davetler, sergiler, salonlar ve folklor. Malik Aksel, bir ”hafıza” olarak, bir sanatkâr olarak sayfalarda.Tekrar.
160.60 ₺ -
Bozgunda Fetih Rüyası
Balkan Harbi, İttihat ve Terakki diktatoryası, Babıâlî Baskını, suikastlar, Birinci Dünya Harbi, dağılan koca bir imparatorluk, Mondros Mütarekesi ve Anadolu'da başlatılan Millî Mücadele... İnanlımız bir hızla cereyan eden ve millet olarak kaderimizi derinden etkileyen bu trajik olaylar ve büyük acılar ortasında, yeni edebî iddialar ve kırık dökük şiirlerle Paris'ten henüz dönmüş Üsküplü genç bir şairin kendini gerçekleştirme çabası... Bozgunda Fetih Rüyası'nda, şair ve fikir adamı olarak kişiliği yakın tarihimizin bu en zor yılında, 1912-1922 yılları arasında belirginleşen Yahya Kemal'in hayatı ve şiir dünyasının oluşumu Açık Deniz şiiri ekseninde bir roman gibi kurgulanarak anlatılıyor.
215.35 ₺ -
Kuğunun Son Şarkısı
Hüsn ü Aşk, kuğunun, yani medeniyetimizin son güzel sarkışıydı. Gâlib bu şarkıyı Sultan III. Selim, Hattat Mustafa Rakım ve Dede Efendi'yie birlikte söyledi ve sustu. Söz artık "Nasıl bu taze maârifle eskiler âlayim" diyenlerdeydi. Ancak, beş yüz yıllık birikimiyle karşılarında bir heyula gibi duran ve inanılmaz zenginliklere sahip . olan divan şiiri, Galibin getirip bıraktığı parıltılı noktada hâlâ gözleri kamaştırıyordu. Bu şiirin asla ölmeyen bir tarafı vardı; şiirimizin damarlarında bir usare gibi, Tanzimat şairlerinin pek farkına varamadıkları bir akışkanlıkla, fırsat bulur bulmaz yepyeni bir hayatiyetle gün ışığına çıkmak üzere dolaşıyordu. Bu saf şiir usaresi Şeyh Gâlib şiirinin imbiğinde damıtılmıştı.
32.85 ₺ -
Ömrüm Benim Bir Ateşti
Ahmet Hâşim, ne yazık ki, uzun zamandır, dil bakımından yeni nesillerin ulaşamayacakları bir yerde duruyor. Bugünkü haline bakınca, Türkçe’nin bir zamanlar Bâki’leri, Şeyh Galib’leri, Ahmet Hâşim’leri, Yahya Kemal’leri, Necip Fazıl’ları yetiştirmiş olduğuna inanmak çok zordur. Onlar sanki başka bir dilin, başka bir kültürün şairleri. Başka bir kültürün dedim; çünkü yeni nesillerin, sadece edebiyatımızın geçmişi ile değil, dil ve edebiyat vasıtasıyla bugüne aktarılması gereken kültürle de irtibatı kopmuştur. Eserlerini otuz, kırk, bilemediniz elli yıl önce vermiş şairlerin dilini anlamayan başka bir toplum, dünyanın ne geçmişinde vardır, ne de bugününde. Başka milletler, Ahmet Hâşim gibi şairlerinin geride bıraktıkları her şeyi büyük bir titizlikle muhafaza ediyor, evlerini geride bıraktıkları her şeyi büyük bir titizlikle muhafaza ediyor, evlerini müze haline getiriyor ve haklarında her yıl beş on kitap neşrediyorlar. Bizse onların dillerini hızla eskitiyor, ucuz mizahi romanlarda ve filmlerde alay konusu haline getiriyoruz. Halbuki Ahmet Hâşim ve onun cinsinden şairler, tek başlarına bir insanın hayatını zenginleştirebilirler; hatta sadece Hâşim’i okuyarak dünyaya herkesten farklı bakmak mümkündür.
40.15 ₺ -
Büyük Ağa Tarık Buğra
Tarık Buğra, bu toprağa ve bu toprağın değerlerine yürekten bağlı, dönüp dönüp yeniden okunması gereken ve her okunuşta yeni bir derinliği keşfedilen yazarlardandır. Sanat anlayışının, dilinin ve üslûbunun farklılığı dolayısıyla ister istemez kendi neslinden koparak modaların dışında bir yazarlık macerası yaşayan Tarık Buğra, asında yalnız bir adamdı, fakat yalnızlığını bereketli bir kaynak haline getirebilmişti. Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta onun bu yazarlık ve yalnızlık macerasını anlatıyor. Tarık Buğra’yı sevenlere, kuru bir biyografik metin değil, roman gibi sürükleyici bir kitap sunuyor.
83.95 ₺ -
Güller Kitabı
Gül, zaman zaman lale ve karanfil gibi zorlu rakiplerle mücadele etmek zorunda kalmışsa da, saltanatını her zaman korumuş, bütün çiçekleri, hatta tabiatı özetleyen bir çiçektir. Aslında her çiçek “gül”dür ve gül, tabiattaki görüntü çokluğunun arkasında var olan gizli birliğe işaret eder. Güller Kitabı’nda Türk kültürünün “çiçek” macerası, bu sebeple “gül” etrafında anlatılmaktadır. Sadece çiçek macerası mı? Göçebelik devirlerimizden bugüne kadar çiçekler etrafında geliştirdiğimiz incelikli kültür, derin duyarlık, tabiata farklı bakışımız ve bu bakış tarzındaki değişmeler de Güller Kitabı’nın başlıca konuları arasında yer alıyor.
108.77 ₺ -
1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikayesi
Abdülhak Hâmid, Mehmed Âkif, Süleyman Nazif, Cenab Şahabeddin, Sami Paşazâde Sezai ve Midhat Cemal Kuntay’ı mevsim çiçekleriyle bezeli mükellef bir yemek masasında gösteren ünlü bir fotoğraf vardır. Bu fotoğrafın âdeta içine girerek davetin verildiği Mısır Apartmanı’nın kapısından 1924 yılına çıkan Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta, Mehmed Âkif’i mekeze alarak, söz konusu davetin sebebini, nerede ve niçin verildiğini, karede yer alan şair ve yazarların birbirleriyle ilişkilerini, o günlerde yaşadıkları dramları, henüz ilân edilmiş olan Cumhuriyet’in hayatlarına nasıl yansıdığını anlatıyor. Karede görünmeseler de, fotoğrafın içine girildiğinde hemen karşılaşılan Faruk Nafiz Çamlıbel, Abbas Halim Paşa ve Fuad Şemsi İnan gibi renkli şahsiyetlerin de yer aldıkları bu kitap, kültür ve edebiyat tarihimizin bazı karanlık noktalarına ışık tutuyor.
127.75 ₺ -
Defterimde Kırk Suret
Eskiler insana 'Küçük Alem' derlermiş. Ne kadar doğru! Her insan ayrı bir aleme açılan bir kapı; o kapıdan içeri girdikten sonra labirentlerinde kaybolmak işten bile değil. Sıradan zannettiğimiz insanların bile uçsuz bucaksız iç dünyaları varsa; bilim, sanat ve hareket adamlarının dünyalarındaki büyüklüğü varın siz hesap edin. Onları derinliğine anlamaya çalışmak, yıldızlar arası yolculuğa çıkmak gibi bir şey olmalı. Ben mi? Ben sadece kapıları korka korka aralayıp 'hoşça baktım', gözlerim kamaştı.
9.46 ₺ -
Ney'in Sırrı
Ney'in Sırrı, ağırlıklı olarak, bir meşk zinciri teşkil eden üç büyük neyzenin, Aziz Dede, Emin Efendi ve Halil Dikmen'in biyografilerinden oluşmaktadır. Ancak giriş bölümünde Meviânâ, Mevlevilik ve Osmanlı kültürü; sonuç bölümünde de ney ve edebiyat ilişkisi ele alınmış, böylece "ney" kavramı etrafında Türk kültürünün estetik arka planındaki Meviânâ gerçeğine işaret edilmiştir. Yazarının "2007 Meviânâ Yılı" dolayısıyla, 800. doğum yıldönümünde Mevlânâ'nın ruhuna armağan ettiği bu küçük kitabın özü şu cümlelerdedir: "Tanpınar'a göre, Meviânâ, Mesnevinin ilk on sekiz beytini yazıp dostlarına göstermek üzere sarığının arasına soktuğu zaman 'zevkimizin en hâlis tarafı' olan Mevlevi musikisinin Itrî, Dede Efendi ve III. Selim gibi bütün büyük isimleriyle Şeyh Galib'e kadar gelen şairler kafilesi de doğmuş sayılabilirdi. Yahya Kemal, İsmail Dedenin Kâinatı adlı gazelinde 'Lafz-ı bişnevle doğan debdebe-i ma'nâyız' derken aslında bir borcu ödüyordu."
87.60 ₺ -
Yahya Kemal Eve Dönen Adam
Çocuk yaşta bir Jön Türk olarak kaçtığı ve dokuz yıl yaşadığı Paris'te siyaset bilimi okuyan ve modern Fransız şiiriyle tanışan Yahya Kemal, Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken yeni bir şiir, tarih, vatan ve millet anlayışıyla 'ev'e döndü ve modern Türk şiirinin doğuşunda etkin bir rol oynadı. Üstlendiği önemli rollerden biri de, 1923 öncesinin yok sayıldığı bir devirde etkili, fakat kavgacı olmayan bir muhalefetle kültürde sürekliliğin önemini vurgulamak olmuştu. Türk tarihinin ve kültürünün bir özeti olarak gördüğü İstanbul'da odaklanan şiiri ve düşüncesi, Osmanlı kültürüyle Cumhuriyet devrinde inşa edilmek istenen kültür arasında köprüler kurarak kimlik krizini aşmaya çalışanlar için sağlam bir tutamak oldu. Arkasında çok az metin bıraktığı halde bu sebeple hâlâ etkilidir ve ölümünün 50. yılı olan 2008 bu sebeple "Yahya Kemal Yılı" ilân edilmiştir. Elinizdeki kitapta, bu önemli şairin hayatına şu veya bu şekilde girmiş kişiler, yani akrabaları, dostları, düşmanları, sevgilileri, sevdiği ve etkilendiği şairler, yazarlar; yaşadığı ve eserlerinde herhangi bir şekilde zikrettiği şehirler, mekânlar; yazdığı gazeteler ve dergiler; kavramlar, temler; alışkanlıkları, zaafları; onun etrafında yaşanan tartışmalar, kavgalar vb. hiçbir şey gizlenmeden, alfabetik sırayla ve ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.
215.35 ₺ -
Peyami
Babasını henüz kundakta bir bebekken kaybeden ve hayatı boyunca fakirlikle, hastalıklarla boğuşan Peyami Safa'nın kalemi, dostlarından birinin ifadesiyle "kazanç tarlasında bir saban gibi işlemeye" mecburdu, aksi takdirde aç kalırdı. Ancak onun bu durumdan pek şikâyetçi olduğu söylenemez; çünkü azmini, başarılı olma hırsını hastalıklarına ve fakirliğine borçlu olduğunu düşünürdü. Bir yazısında, kendi tecrübesinden hareketle, zenginlik, sıhhat ve zekânın çok zaman haddinden fazla güven verdiği için insanı afyon gibi uyuşturduğunu, tembelliğe, ihmallere ve gevşekliğe sevk ettiğini; fakirlik ve hastalığın ise, onlara hemen teslim olunmazsa, iradeyi kırbaçlayıp uyuklayan enerjileri uyandırdığını söylüyor, başarılı olmuş çocuklardan örnekler veriyordu. Bütün acılarını, öfkelerini, isyanlarını başarıya dönüştürmeyi bilen Peyami Safa'nın hayat hikâyesi belki de romanlarından daha heyecan vericidir ve bu kitapta bu hikâye anlatıl maktadır.
91.25 ₺ -
Siretler Ve Suretler
Yazmaya karar verdiğim insanları seçerken bilim, kültür, sanat, siyaset vb. hayatımızda önemli yerlerinin bulunup bulunmadığına dikkat ediyor, bir de adları duyulmamış, kıyıda kösede kalmış değerli insanları bulup gün ışığına çıkarmaya çalışıyorum. Mercek altına alınacak tarafları genellikle konuştuktan sonra ortaya çıkıyor. İtiraf ederim, tanıdıklarımı yazmak daha hoşuma gidiyor, çünkü aynı zamanda hatıra tadı taşıyan bir metnin ortaya çıkacağını biliyorum. Ancak tanıdığımı zannettiğim insanları aslında pek tanımadığımı "yakın plan"dan bakınca anlamışımdır. Daha önce tanımadıklarımı uzun uzun konuşup -varsa- eserlerini okuduktan sonra yazdım. Doğrusu, yaptığım işin önemli olduğuna inanıyorum. Zaten bu inancım olmasa bu metinleri kitaplaştırmazdım.
35.77 ₺ -
Alatav'dan Şardağına
Her türlü seyahatin, özellikle yurt dışına yapılan seyahatlerin çok ufuk açıcı olduğunu söylemeye gerek var mı? Gerek elinizdeki kitapta anlattığım seyahatlerde, gerekse diğer seyahatlerim sırasında birçok mesele üzerinde yeniden düşünme fırsatı buldum. Vardığım sonuçları -yıllar önce bir yazımda anlatmıştım- şöyle özetleyebilirim: Bugünkü Türkiye, tarihin belli bir döneminde dünya konjonktürünün dayattığı sınırlar içine sıkışmıştır; bir de sınırları kalbimizde çizili büyük Türkiye var. Çok değil, yüz yıl kadar Önce, kalbimizdeki Türkiye'nin reel karşılığı vardı. Onun İçin Bosna'da, Kosova'da, Karabağ'da, Doğu Türkistan'da, Irak'ta vb. zulme uğrayanların acısını bugün de yüreğimizde hissediyoruz. Kan bağının ve millî sınırların çok Ötesine geçip müşterek tarihten ve ortak kaderden beslenen bir duygudur bu.
6.76 ₺ -
Florinalı Nazım
“Deha sahibi bir şair olduğuna, kâinatça tanındığına ve şaşaalı bir edebî hayat yaşadığına samimiyetle inanmakla kalmayıp buna herkesi inandırmak için ümitsizce mücadele eden Florinalı, kendi kendisiyle doluydu ve bütün kitapları aslında kendisine dairdi. Abdülhak Hâmid gibi büyük şöhret olmayı en tabii hakkı olarak görüyor, şöhretin yolunun da basından geçtiğini iyi biliyordu. Reklâmın kötüsünün olamayacağını erkenden fark etmiş ve gazetelerde kendinden söz ettirmek için hayran olduğu tanınmış şahsiyetlere işlerinde yardımcı olmaya ve Tevfik Fikret gibi herkesin saygı duyduğu “büyük ölüler”in ölüm yıldönümlerinde ihtifaller düzenlemeye başlamıştı. Hakkında yazılan övgülerin hepsi istihzalıydı, fakat o istihzayı ya fark etmiyor yahut fark etmemiş gibi davranmak işine geliyordu. Peyami Safa’nın kendisini “şiir kralı” ilân etmesini de çok ciddiye almıştı. O artık “Türk Şiir Kralı”ydı.”
54.75 ₺ -
Bozgunda Fetih Rüyası - Cep Boy
Balkan Harbi, İttihat ve Terakki diktatoryası, Babıâlî Baskını, suikastlar, Birinci Dünya Harbi, dağılan koca bir imparatorluk, Mondros Mütarekesi ve Anadolu'da başlatılan Millî Mücadele... İnanılmaz bir hızla cereyan eden ve millet olarak kaderimizi derinden etkileyen bu trajik olaylar ve büyük acılar ortasında, yeni edebî iddialar ve kırık dökük şiirlerle Paris'ten henüz dönmüş Üsküplü genç bir şairin kendini gerçekleştirme çabası... Bozgunda Fetih Rüyası'nda, şair ve fikir adamı olarak kişiliği yakın tarihimizin bu en zor yılında, 1912-1922 yılları arasında belirginleşen Yahya Kemal'in hayatı ve şiir dünyasının oluşumu Açık Deniz şiiri ekseninde bir roman gibi kurgulanarak anlatılıyor.
6.69 ₺ -
Divanyolu
Divanyolu'nda yürüyen sadece insan değildir. Kültür ve tarihin tahtında yol almanın şaşkınlığı kadar cümbüşü de akar burada. Bazen rüya gibidir. Bazen gerçeğin göz kırpmaları akıl çeler. Sesler ırmağında dolaşan, ışığın ve müziğin altın heykelleri olmalı. O dümdüz bir cadde değildir. Zamanla daralıp genişleyerek kendi harikalarını hazırlamıştır. Onu sadece bir yol olarak da düşünebilirsiniz, bir dehliz gibi de görebilirsiniz. Fakat onun asıl mucizeleri, dünün masalları gibi dipte kalsa da bugün her köşesinden konuşma kudretine sahiptir. Beşir Ayvazoğlu, bir roman kahramanı gibi diri ve derinlikli bu caddeyi o özgün üslubuyla yeniden konuşturuyor. Divanyoln; şiirle romanın, sinematografi ile tarih bilgisinin, masalla gazetecilik tecessüsünün arasından parlayan bir kitap.
10.14 ₺ -
1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikayesi Cep Boy
Şahabeddin, Sami Paşazade Sezai ve Midhat Cemal Kuntay'ı mevsim çiçekleriyle bezeli mükellef bir yemek masasında gösteren ünlü bir fotoğraf vardır. Bu fotoğrafın âdeta içine girerek davetin verildiği Mısır Apartmanı'nın kapısından 1924 yılına çıkan Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta, Mehmed Akif'i merkeze alarak, söz konusu davetin sebebini, nerede ve niçin verildiğini, karede yer alan şair ve yazarların birbirleriyle ilişkilerini, o günlerde yaşadıkları dramları, henüz ilân edilmiş olan Cumhuriyet'in hayatlarına nasıl yansıdığını anlatıyor. Karede görünmeseler de, fotoğrafın içine girildiğinde hemen karşılaşılan Faruk Nafiz Çamlıbel, Abbas Halim Paşa ve Fuad Şemsi İnan gibi renkli şahsiyetlerin de yer aldıkları bu kitap, kültür ve edebiyat tarihimizin bazı karanlık noktalarına ışık tutuyor.
6.69 ₺