-
Peygamber Efendimizin Savaşları
Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) en güzel ahlak üzere yaratılmıştır. Güzel ahlakın başında ise “Şecâat-i Kudsiyye” gelir. Yani Allah rızası için yiğitlik ve kahramanlık göstermek, cihad etmek, Allah’ın ve Müslümanların düşmanlarına hadlerini bildirmek, Allah’ın dinini yeryüzüne hâkim kılmak için kılıç kuşanmak, savaşmak demektir. Peygamber Efendimiz (a.s.m.), hem “rahmet peygamberi”, hem de “cihad peygamberi”dir. Efendimiz (asm), bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Ben harp peygamberiyim, ben Rahmet peygamberiyim” Peygamber Efendimiz’in (a.s.m.) hayatının hicretten sonraki safhası hep cihadla geçmiştir. Ömrünün sonuna kadar elinden kılıç düşmemiştir. Mekke devresi, imanının tesis edildiği devredir. O devrede Müslümanlar azınlıktı, maddî mukabele edildiği takdirde o az tâifenin imhâ olması ihtimal dahilindeydi. Bu bakımdan önce îman sûrunun muhkem inşa edilmesinden sonra, hicreti müteâkip cihad emir farz olmuştur.
108.00 ₺ -
Osmanlının 7 Cephede 7 Düvelle Savaşı
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda yedi cephede birden savaşmıştır. Bu savaş, şanlı, fakat talihsiz bir devletin sekerâtı (can çekişmesi) gibidir. Bir zamanlar yirmi milyon kilometrekarelik yüzölçümüne hükmeden Osmanlının üzerine yedi düvel birden çullanmıştı. Hedefleri, terekesinden 40 devletin çıktığı bu devletin topraklarını ele geçirmekti. Kahraman ecdâdımız, cihadın farz-ı ayn olduğu o devrede canla başla mücâdele etti. Her aileden en az bir şehit verildi. Yüz binlerce şehidin kanıyla yazılan o şanlı mücâdele, tarihimizin “en acı hikâyesi”dir. Bir de maalesef tarihimizin en az bilinen devresidir. Halbuki, ne kadar acı da olsa, elem verici de olsa, tarihimizin bu bölümünü çok iyi bilmek durumundayız. Zira, bu ülkenin dünkü düşmanları bugün de mevcut ve bugün de ellerini yakamızdan çekmiş değiller. Şayet biz, geçmişten layıkıyla ders alır, dostumuzu, düşmanımızı iyi tanırsak, düşmanın kurduğu tuzakları önceden sezebilirsek, hem elimizdeki mevcut toprakları korumuş, hem de dersimize iyi çalışmak suretiyle dünyadaki bütün mazlum kardeşlerimizi kurtarmanın yolunu bulmuş olacağız. Başta Filistin toprakları olmak üzere, birçok İslam ülkesi ve hemen hemen bütün dünya, Osmanlı’nın uzunca bir devresindeki huzura, refaha hasret durumda. Yedi Cephedeki savaşlardan gerekli dersi alıp, mağlubiyet psikolojisini üzerimizden atarak, fetihler ve zaferler devrindeki ruh iklimini yakaladığımız takdirde, bütün o şehitlerin ve gazilerin ruhu da şâd olmuş olacaktır. Kahraman ve fedakâr ecdâdımız, Osmanlı Devleti sekerât halindeyken bile kahramanca mücâdele etmiş, üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmiş, tarihe altın harflerle yazılan destanlar sergilemiştir. Buyrun bu hüzünlü, zorlu, ibretlerle dolu tarihi birlikte okuyalım…
90.00 ₺ -
Tarih Boyunca Şehit Öyküleri
Vatan savunması için hayatlarını feda eden şehitlerin; şehitliğe gidiş öyküleri kaleme alınıyor.
5.60 ₺ -
Ölüm Sonrası Hayat
Ölüm anı, kabir hayatı, kıyamet alametleri, öldükten sonra diriliş, hesap günü, cennet, cehennem ele alınmaktadır.
30.80 ₺ -
Dil Davası Prof. Dr. Kadri Timurtaş ile Mülakat
Türkiye'nin en önemli on gündem maddesinden bir lisan ve edebiyat meselesidir. Lisanımız rejim ve resmi ideoloji terörü baskıları ve arılaşma inkılabı ile kansız ve cansız düşmüş ve güçlü bir devletin ve milletin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek hale gelmiştir. Bu eser, lisan buhranının iki ayrı bölümde incelemektedir: Birincisi, Burhan Bozgeyik'in hacimli önsözü; ikincisi merhum üstad Prof. Dr. Faruk Timurtaş hocamızla bu konuda yapılmış olan bir röportajdır. Bu eser, lisan ve edebiyat krizini Türkiye'nin gündemine koymak ve bu mevzuda çare ve çözüm üretmek husunuda kendi çapında bir hizmet ifa edebilirse, hazırlayan ve yayınlayan bundan mutluluk duyacağı gibi, merhum Timurtaş hocanın da ruhunun şad olacağı ümidindeyiz.
66.60 ₺