-
Bana Yıldızını Söyle
İnsanlığı aydınlatan örnek neslin ufkumuzu genişleten hayatları... Fatih Okumuş’un “Hz. Muhammed’in(sav) Yaşam Öyküsü” isimli kitabı, Vahyin Öğretmeni’nin (sav) hayatına dair bir seyahatti. “Bana Yıldızını Söyle” ise o öğretmenin öğrencileri ve yol arkadaşlarının hayatlarına uzanan bir yolculuk… “Vaktimiz dar. Hemen yola çıkmamız gerekiyor. Yoksa bu kapının bir daha ne zaman açılacağını bilmiyoruz. Kuralı yok. Belki var ama biz bilmiyoruz henüz. Bekliyoruz kapıda. Açıldığında girebiliyoruz. Hele ilk seferde mutlaka bir rehberle yola çıkmalısın. Görmemize izin var; ama olaylara müdahale edemeyiz. Gelişmiş bir televizyon gibi... Düşün ki filmin içinde gezinebiliyorsun; fakat hiçbir şeye karışamıyorsun, hiçbir şeyi değiştiremiyorsun. Sadece şahit oluyorsun.” "Demek geliyorsun. Öyleyse tut ellerimi. Gözlerini kapa ve kalbini aç!" *** “Sevgili kardeşim Fatih Okumuş’u “Bana Yıldızını Söyle” diyerek Ashab-ı Kirâm efendilerimizi bize üstün özellikleriyle tanıtıp sevdirdiği için tebrik eder ve onun bu güzel çalışmanın devamını da getirmesini temenni ederim.” Takdim yazısından Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi
10.28 ₺ -
Hz Muhammedin Yaşam Öyküsü
O gece bir yıldız doğdu. Yahudi bilginleri son peygamberin doğduğunu bu yıldızdan anlamışlardı. Dedesi O’nun adını Muhammed (sav) koydu.Yerdekiler ve göktekiler O’nu övsün istiyordu. Babası O’nu hiç görmedi. Annesi yalnız altı yıl sevip okşayabildi. Dedesinin gözdesiydi. Ebu Talip’in gözbebeği. Mekke’nin “güvenilir” delikanlısıydı. Ama o her şeyden öte Allah’ın en seçkin kulu, sevgilisiydi. 40 yaşına geldiğinde kendisine peygamberlik görevi verildi. Kavmi işkenceler yaparak O’nu ve sevenlerini Mekke’den çıkardı. Taifliler O’nu taşladı. O yine de “Allah’ım onları doğru yola ilet. Çünkü onlar bilmiyorlar.” diye dua etti. Allah elçisini yardımsız bırakmadı. Medineliler O’nu bağrına bastı. Çok geçmeden on binlerce yürek O’nun sevgisiyle coştu. 63 yaşına geldiğinde Kâbe’de yaptığı veda konuşmasında dinleyenlerin sayısı 100.000’i geçmişti. Eşsiz yaşamı tüm çağlara ve coğrafyalara örnek oldu. O, zor koşullar altında üstün bir başarıya kavuşmuştu. Zaten gerçek başarı da buydu. Eşsiz yaşamı tüm çağlara ve coğrafyalara örnek oldu. O’ndan önce ve O’ndan sonra hiç kimsenin hayatı onunki kadar ayrıntılı kaydedilmedi. Sayısız kalem O’nu yazmakla şereflendi. Yazar Fatih Okumuş da bu kalemlerden. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Mısır el-Ezher Üniversitesi mezunu Fatih Okumuş, Türkiye’de ilk kez genç okurlara özel bir sîret çalışması yaptı. Kendini genç hisseden tüm okurlar için…
120.00 ₺ -
Süleyman ile Belkıs
“Ve gerçek şu ki. Biz Davud’a ve Süleyman’a bilgi verdik. Bu yüzden onlar “Bizi inanan kullarından birçoğuna üstün kılan Allah’a hamd olsun’ derlerdi. Ve Süleyman Davud’a mirasçı oldu. O da şöyle derdi: ‘Ey insanlar. bize kuşların dili öğretildi ve bize her şeyden cömertçe bir pay verildi. İşte bu apaçık bir lütuftur” (27 Neml 15-16)Hüthüt. ordusu insanlardan. cinlerden. çeşit çeşit kuşlardan ve başka bir çok yaratıktan oluşan Süleyman’ın. bu dünın en kudretli hükümdarının postacısı ve istihbatar subayıdır. Bir gün uzun süre ortalarda görünmeyerek Süleyman’ı gazaplandırır. Oysa döndüğünde Sebe ülkesinden bir nebe. yani önemli bir haber getirmiştir. Süleyman’a gördüklerini anlatır. Sebe ülkesi üç dağın arasında kurulmuştur ve orada yüzlerce su bendi vardır. Bu bentler sayesinde Sebe halkı hem baharda taşkınlardan korunmakta. hem de yazın şiddetli sıcaklarında kuraklık çekmemektedirler. Orada her türlü meyve ve zenginlik vardır. Ve sebe ülkesine hükümdarlık eden Belkıs’a bütün nimetlerden bolca verilmiştir. Asalet. zenginlik. güzellik. iktidar. akıl ve hikmet....Fakat ne yazık ki Sebe ülkesi halkı bir olan Rablerine değil de güneşe secde etmektedirler. Süleyman bir mektup yazarak Sebe melikesi Belkıs’a gönderir ve onu Hakk’a ve kendisine tabi olmaya davet eder. Süleyman’la Belkıs arasındaki yazışma Belkıs’ın Süleyman’ın Rabbi’ne iman emesiyle ve ülkesiyle birlikle yüreğini de Süleyman’a tabi kılmasıyla sonuçlanır. “Aşk insana hiçbir Tanrı bilgininin öğretemeyeceğini öğretir” der Belkıs. Süleyman aşkın sonsuzluğunu simgeleyecek. ve kulların Tanrı’ya bağlılığını belgeleyecek bir yapı kurmak ister. Bu kutsal ev daha önce Süleyman’ın atalarının mabedler inşa ettikleri yerde inşa ettirilir. Adı İlya Mescidi’dir. Süleyman der: “Mabedi kutsal kılan aşktır. Aşkı çekip alırsan feleklerin devranı dönmekten vazgeçer. Evren aşk üzere dönmektedir.” Ve cinlerin bilgisizliği sahnesiyle öykü son bulur. Süleyman ile Belkıs Yusuf ile Züleyha’dan sonra konusunu Kur’an-ı Kerim’den. dolayısıyla tefsir ve hadisten alan ikinci kitabı aşk klasiklerinin. Fatih Okumuş’un hem ilahiyat doktoralı bir yazar. hem de “Sevgili Kasidesi” adlı kitabıyla isbat-ı rüşt etmiş bir şair oluşunun birleştirici güzelliği her satırda kendini hissettiriyor. Kitabı okuyunca bir kez daha ikrar ediyorsunuz: Alemde ne var ki aşktan özge Beyhude nefes tüketme şair Bitmez sandığın şu ömür Bir sade fasıldır aşka dair
5.14 ₺