-
Milenaya Mektuplar
“Sanırım sizinle Milena, ortak bir özelliğimiz var: Çok ürkek ve kaygılıyız. Neredeyse her mektup birbirinden farklı, hemen hepsi bir öncekinden ve bundan da fazla gelecek cevap mektubundan korkuyor. […] Mektupları okumaya hiç cesaret edemiyorum, aralıklarla okuyabiliyorum ancak, onları okurken duyduğum acıya dayanamıyorum.” Yeryüzünün en büyülü, en karanlık ve elbette en umutsuz aşklarından biriydi onlarınki: Franz Kafka ve Milena Jajenska… Milena’nın, Kafka’nın öykülerini Çekçeye çevirmesiyle başladı ilişkileri; Kafka’nın ölümünden kısa süre öncesine kadar devam eden mektuplarla büyüyen bir aşka dönüştü. Nuriye Gülmen’in Almanca aslından çevirisiyle Milena’ya Mektuplar, bu ölümsüz ve keder yüklü aşkı günümüze taşıyor.
185.00 ₺ -
Dönüşüm
Kafka’nın ölümsüz başyapıtı Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz. Hayatın normal akışı içerisinde ortaya çıkan bu değişiklik, aslında Franz Kafka’nın toplumda varolan kalıplaşmış düzene bir başkaldırısıdır. Toplumdan farklı olan insanların dışlanışını da bu yolla oldukça başarılı bir yöntemle eleştirir. Kafka’nın bu başyapıtı, çok geçmeden klasikler arasında yerini almış ve Kafka’nın ününü de günümüze kadar taşımıştır. Yaşadığı çağın zihniyetine o kadar büyük bir tepki duyar ki Kafka, ölümünden sonra yazdığı bütün eserlerini yakılması için en yakın dostu Max Brody’ye emanet eder. Bugün Kafka gibi büyük bir edebi dehayı okuyabiliyorsak eğer, bunu Max Brody’nin ihanetine(!) borçluyuz.
7.50 ₺