-
Avrupa'nın Zihin Tarihi
Avrupa’nın Zihin Tarihi Hilmi Yavuz’un Mimar Sinan Üniversitesi'nin bütün bölümlerinde 25 yıl verdiği Uygarlık Tarihi dersinin sonucunda oluşmuş birikimin okurla buluşmasıdır. Batı Uygarlığının, dolayısıyla Avrupa Medeniyetinin tarihinin kronolojik veya deskriptif bir tarihi değil, uygarlık tarihinin öne çıkan ve insan topluluklarını ‘insani’ kılan kurumlarının teorik arkaplanını inşa etmenin, analitik tarihidir. Kronoloji üzerinden değil, kavramlar üzerinden ilerlemektedir. İlk bölümde kültür, doğa, din, büyü, bilim gibi kavramları uygarlık tarihinin dönemselleştirmesi problematiği üzerinden okurken; ikinci bölümde Avrupa medeniyetinin inşasını oluşturan üç temel kavram olan Antik Yunan, Roma Kültürü ve Hristiyanlık’ın felsefi izlerini sürüyor. Bunun yanırıra Rönesans, Bilim Devrimi, Feodal Toplum ve Ortaçağ’ın Avrupa’nın zihin tarihini nasıl dönüştürdüklerini de tartışarak Avrupa’ya ait kavramların Osmanlı Türk modernleşmesinde nasıl alımlandığını ve Türk modernleşmesinin çizgisini nasıl etkilediğini de ortaya koyuyor. Avrupa’nın Zihin Tarihi, tarihi kavramlar üzerinden okuma olarak özetlenebilecek olan yöntemiyle Türkiye’de bu alanda yapılmış ilk ve tek çalışmadır.
14.80 ₺ -
Türkiyenin Zihin Tarihi
İslam büyük ve muhteşem bir medeniyetse eğer, Osmanlı da büyük ve muhteşem bir kültürdür. Bu mirasın, her nasılsa, bugün bize yaşayarak kalanı ile yetinsek bile; bu onun büyüklüğünü, sezgisel düzeyde de olsa, idrake yeterlidir. Osmanlı’nın kuşatıcı estetik ve entelektüel mirası üzerine yazılanlar, maalesef, çoğu defa bilineni tekrarlamaktan veya deskriptif olmaktan öteye gitmiyor. Halbuki, onun sistemli, kavramsal ve analitik bağlamda yeniden inşası gerekiyor. Şayet bu yapılmazsa Osmanlı kültürünün büyüklüğünü, sezgisel idrakimize değil, zihinsel idrakimize mâl etmemiz mümkün olamayacaktır. İşte bu noktada doğan ihtiyaca karşılık Türkiye’nin Zihin Tarihi, Osmanlı kimliği ve kültüründen yola çıkarak Türkiye’nin zihin tarihini; dönemin aydın ve entelektüelleri, edebiyatı, saray ve kent kültürü, Batılılaşma ve Oryantalizmle etkileşimi başlıkları çerçevesinde irdeliyor. “Türk Kültürü Üzerine Kuşatıcı Bir Söylev” alt başlığıyla sunulan çalışma, Osmanlı kültürü ve zihin tarihinin, günümüz Türkiye’sinin ve Türk toplumunun oluşumu üzerindeki etkisini Hilmi Yavuz’un engin birikimi ve eşsiz üslubuyla sunuyor. Resmî ideolojinin ve arşiv belgelerinden yapılan okumaların ötesinde bir medeniyetin ruhuna nüfuz ederek onu anlamaya çalışan Yavuz, bambaşka bir Türkiye haritası çiziyor.
51.80 ₺ -
Okuma Biçimleri
‘Zamanın ruhu’nun, edebî okumaları, ağırlıklı olarak romana ve düzyazı türlerine doğru yönlendirdiği bir dönemde Hilmi Yavuz; şiiri, teorik okumalarla yeniden gündeme taşıyor. Geçmiş ve günümüz şiirinin biçim ve imgelem açısından ele alındığı metinlerin yanı sıra diğer sanat ve sosyal bilim dallarına ilişkin anekdotlar da Yavuz’un engin birikiminden süzülerek sayfalara yansıyor. Şiir ve poetika, okuma biçimleri, dil felsefesi odaklı metinlerle birlikte sinema, heykel, müzik, fotoğraf ve resim, sanat temalı yazıların ana başlıklarını oluşturuyor. Yahya Kemal, Sezai Karakoç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mevlânâ Celaleddin-i Rumî, Behçet Necatigil, Hölderlin gibi sayısız yazar, şair ve dünürün eserlerine dikkati çekerken; Yunus Emre, Mozart, Cinuçen Tanrıkorur, Kamil Fırat, Rahmi Aksungur gibi birçok sanatçının dünyasına açılan kapıları aralıyor. Kitaptan: “ ‘Okuma Biçimleri’nden bir edebî metnin okunma, yorumlanma ve anlamlandırılma biçimlerini kastettiğimi belirtmeliyim. Şüphesiz bir metin, birbirinden çok farklı bağlamlarda okunabilir; ama galiba, en doğrusu, öncelikle, bu bağlamların neler olduğunu ortaya koymak olmalıdır. (…) Edebiyat teorileri, bunu ya yazar merkezli olarak okuma, yani ‘yazarın niyeti’ni (intentio auctoris) açığa çıkaracak bir okuma; ya metin merkezli okuma, yani ‘metnin niyeti’ni (intentio operis) açığa çıkaracak bir okuma; yahut da okur merkezli okuma, yani ‘okurun niyeti’ni (intentio lectoris) açığa çıkaracak bir okuma biçiminde öbeklendirirler. Oysa eleştiri pratiği, edebiyat teorilerinin bu kesin sınırkoyucu öbeklendirmelerini aşan, teoriyle pratiğin örtüşmediği durumlarla karşı karşıya bırakır bizi.”
62.90 ₺ -
İslamın Zihin Tarihi
Modern(leşmiş) okur-yazarların katı reflekslerinin aksine Hilmi Yavuz, şiirsel-düşünsel serüveninin başından beri çokyönlü okumalarıyla, kendine özgü bir yol üzerinde yürüyerek, özellikle tasavvuf irfanından devşirdiği birikimi ve inşa ettiği duyarlılığı hem şiiri hem de düzyazıları açısından temel bir kaynak haline getirmiştir. İslam’ın Zihin Tarihi de şiirden felsefeye, tasavvuf irfanından siyasete geniş bir ilgi alanına ilişkin tecessüsünü dersleriyle, söyleşileriyle ve yazılı tanıklıklarıyla dile getiren Hilmi Yavuz’un İslam üzerine yazdığı makalelerden oluşuyor. İslam’ı; Türklük, felsefe, tasavvuf, siyaset, bilim, medeniyet, Oryantalizm ve aktüel olaylar çerçevesinde çok katmanlı bir analize tâbi tutan Yavuz; derinlikli okumaları ve birikimiyle, okura İslam’ın zihin tarihinin haritasını sunuyor. Bir Müslüman Aydının İslam Üzerine Düşünceleri alt başlığını taşıyan kitap; İslam’ın sosyal bilimlerle, gelenekle ve güncelle olan ilişkisini, Hilmi Yavuz’un billurlaşmış üslubu ve birikimi çerçevesinde bir araya getiriyor. Türk Müslümanlığının mezhepler tarihine uzanan kompleks yapısından, Gazali’nin İslam kelamı ve felsefe tarihindeki konumuna; akıl-doğa-vahiy üçgeninde gelişen din ve rasyonalite çözümlemelerinden, felsefeyle ilahiyatın çarpıştığı Çifte Hakikat doktrinine; tasavvuf ve mana âleminden, nefs terbiyesinin Yunan felsefesindeki karşılığına; siyaset/reform/demokrasi gibi kavramların İslam çerçevesinde yorumlanışından, “İslam terakkiye mâni midir?” sorununa; İslam medeniyetinin ışığında Türkiye’de ve dünyada gelişen oryantalist söylem eleştirisinden, türban/Ateizm/Kur’an’ın profanlaştırılması/kamusal alan gibi birçok güncel konu, İslam’ın Zihin Tarihi’nde bir araya geliyor. Hilmi Yavuz’un yazılarında temel bir kategori olarak yer alan evrensellik, onu hem modern düşüncenin kurucularının akrabası kılıyor; hem de İslam’ın doğasına özgü olanı, düşünme ve din ilişkileri bağlamında söz konusu edinilenleri yakalamasına imkân sağlıyor. Yavuz’un yalnızca konuları derinlemesine bir analize tâbi tutmak ve eleştirmekle kalmayıp, mevcut sorun ve konulara yeni çözümler ve yaklaşımlar geliştirmesi okur önünde yeni ufuklar açıyor.
18.50 ₺ -
Felsefe Yazıları
Felsefe Yazıları, diğer eserlerinden farklı olarak Hilmi Yavuz'un felsefeci kimliğini öne çıkarırken, birikim ve analizlerine vurgu yapıyor. Kuram-dil bağıntısı, felsefe eğitimi ve dili, soyut-somut ilişkisi, varlık ve zaman, yapısöküm gibi belli başlı felsefe başlıkları üzerine yazılmış makalelerden meydana gelen kitap, konuları Yavuz'un bakış açısıyla ele alıyor. “Descartes de Felsefenin İlkeleri’nde, kitabını Latinceden Fransızcaya çevirene yazdığı mektupta şöyle diyor: ‘Felsefe bir ağaç gibidir: Kökleri metafizik, gövdesi fizik, bu gövdeden çıkan dallar da öteki bilimler.’” Descartes gibi Hilmi Yavuz da felsefeyi salt söylevler bütünü olmaktan başka bir noktaya taşıyıp diğer bilim dalları, edebiyat ve sanatla ilişkilendiriyor. Wittgenstein’dan Derrida’ya, Marx’tan Sartre’a, Sassure’den Durkheim’a, Nietzsche’den Kierkegaard’a çeşitli isimleri ve kuramlarını karşılaştıran kitap, okura yeni ufuklar kazandırıyor.
59.20 ₺ -
Belleğin Kuytularından
“Belleğin Kuytularından ile gerçekten zor, ama o ölçüde de talihsiz bir işe giriştiğimin ta başından beri farkındayım. Bu portrelerin arasında dost olduklarım da, olmadıklarım da var çünkü... ‘Zor’ olan dostları yazmak, talihsiz olan da dost olmayanları. Ama şunu da belirtmeliyim: Dostlarımı yazarken de dost olmayanları yazarken de, kendimce ve olabildiği kadarıyla mesafeli ve soğukkanlı olmaya çalıştım. Yine de, ironi ve mizahtan, hem dostların hem de dost olmayanların hisselerine düşeni aldıklarını söylemeliyim. Bu konuda hiç de mesafeli davranmadım. Duvarcılıkta, taşı gediğine koymak esastır!”
185.00 ₺ -
Alafrangalığın Tarihi
Alafrangalığın Tarihi, alışılmış türden bir tarih kitabı değil. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e dönüşüm sürecinde ve elbette Cumhuriyet’ten sonra, alafrangalık, doğrudan doğruya modernleşmenin zihnî arka planını yeniden inşa etme bağlamında bir ‘kavram tarihi’ olarak ele alınmaktadır. Hilmi Yavuz’a göre ‘alafrangalık’ kavramının tarihi; modernleşme, Oryantalizm, rasyonalite (ve dolayısıyla, Aydınlanma) kavramlarının alımlanış biçimleri ile üst-belirlenmiş bir tarihtir. Osmanlı-Türk alafrangalığının, bu üç temel-koyucu kavramın karşılıklı ilişkilerinin belirlediği bir problematik olarak okunması gerekir. Bu doğrultuda alafrangalık, Oryantalizm olarak alımlamanıp temellük edilmiş Batı modernizminin, rasyonel ve Aydınlanmacı bir dönüşüm olduğunu zannetmekten ibaret yanlış bir bilinçlenmedir.
17.13 ₺