-
Niyazi Mısri Divanı ve Şerhi
Niyazi-i Mısri Hazretleri’nin melamîliği ilm-i ledün sahibi oluşundan (bir diğer adı da, ilm-i hikmet, ilm-i tevhîd, vahdet-i vücûd ki tasavvuf bu ilimlerin genel adıdır) gelmektedir. O, devrinde bu hakikat ilimlerinde en önde olandır. Tevhîd, Niyazî-i Mısri’den tüm açıklığıyla ortaya konmuş ve aleme aşikare edilmiştir. Onun melamîliği dîvanındaki her ilahîsinde tüm açıklığıyla ortadadır. Melamîlik “La Mevcûde illa Hû” sırrıdır. Niyazî-i Mısrî hazretleri bu sırrın vassafıdır. Olmasa idi vasfını nasıl yapardı!.. Melamî olmayan bir yol, bir kişi kuralların kuludur. Bu kurallar din ve tarîkatın kurallarıdır. Özgürlük yoktur. Melamî ise hür ve özgürdür. O, Allah’ta fanî olandır. Allah, kendinde olunca kendi bâkî olur. Niyâzî-i Mısrî bu sırra eren-lerdendir. İşte divanı.
350.00 ₺ -
Yunus Emre Divanı ve Şerhi
Yûnus Emre, bir tevhid ve aşk eri idi. Kendisinden önceki evliyâların vârisi, sonra gelenlerin ise çıralarını tutuşturdukları, evliyâların merkezi olan, Tanrının nefesi Türkmen Kocası Yûnus’un meşâlesi tüm Anadolu semâlarını kapladı. Anadolu’da tevhid ve aşk çırasını o yaktı. Herkes de çırasını ondan yaktı. Onun nefesleri dilden dile dolaştı. Yûnus’un nefesleri gönülleri ana vatanları olan Tanrı’ya yol gösterici ve O’na bağlayıcı oldu. Onun nefesleri bir yerde okunsun da dinleyenlerin gönülleri Tanrı ile dolu olmasın! Bu duyulmuş şey değildi. O geleneksel olarak bir tarikatın takipçisi değildi, özgürdü. Tanrı kadar özgür. Zîrâ onun müderrisi vasıtasız Tanrı idi. Bunu bir nefesinde şöyle dile getirdi: ‘Çalab müderris bize’. Yüce Tanrı, Yûnus’umuzun lisanından, Türk milletine kendi lisânıyla hiçbir eksikliğe meydan vermeden, kendi sırlarını ve insan olmanın gereğini, âleme âşikar eylemiştir. O zaman mânâ, Yûnus’tan Türk dilini söyleyen, tüm dillerin sahibi Hakk’ın tâ kendisidir. Yûnus’u okuyanın başka okuyacağı ne vardır ki, o okunsun! İlmullahın özü, özeti Hak nefesi olan Yûnus’umuzun divânında mevcuttur. Hak; Hak erenlerinin ve tüm mevcudatın zâhir ve bâtını ile gönlünde gizlidir. Hakikatta ise Hak, apaşikârdır...“Zâhir O’dur, bâtın O’dur.” Hadid: 3. Kendi bağrından çıkan Yûnus’u bu millet bağrına basmış ve Bizim Yûnus’umuz demiştir. Bu millet [Türk Milleti] var oldukça Yûnus ve Yûnus’lar yaşamaya devam edecektir. Hak erenleri, Mevla dostlarına son yoktur. Veli Allâh’ın isimlerindendir. İsim; müsemmânın aynıdır. Müsemmâya ise son nasıl olur!.. Yunus Emre Divanı ve Şerhi - M.Efdal Emre - Eser Kitap
84.00 ₺