-
İslam Dünyasında İktisadi ve İlmi Hayatta Yahudiler
İlk İslâm fetihleriyle ele geçen bölgelerde kökeni Asur ve Bâbil sürgününe dayanan irili-ufaklı pek çok Yahudi cemaati Müslümanların idaresine girmiştir. İslâm idaresinde “zimme” adı verilen bir “teminât”la hukukî statü kazanan Yahudiler, bu statü ile can ve mal emniyeti yanında din, dil ve kültür hürriyeti elde etmiş, ilmî ve iktisadî hayatta da benzer güvencelere sahip olmuşlardır. Bu bakış ve uygulama Yahudilerin İslâm toplumuyla kaynaşmasını hızlandırmıştır. İslâm dünyasında, o dönem Avrupa’sında olduğu gibi, meslekî gettolar hiçbir zaman olmamıştır. Dindaşları, Hıristiyanlar tarafından bayağı işlerde çalıştırılırken, İslâm dünyası Yahudileri vezirlik gibi bürokrasinin en üst noktası da dahil, kabiliyeti ve imkânı varsa, zanaat ve meslek gruplarının istediği dalında faaliyet göstermiş, hatta belli mesleklerde söz sahibi olmuşlardır. Yahudilerin tarihlerinde temasta bulunup en fazla etkisinde kaldığı medeniyet, Ortaçağ dünyasına her manada hakim olan İslâm medeniyeti olmuştur. Tarih boyunca İslâm medeniyetiyle olduğu kadar başka hiçbir medeniyetle bu kadar yakın ve verimli birliktelik yaşamayan Yahudiler, bu medeniyetten özgür ve verimli bir kazanç sağlarken, bağımsızlık ve bütünlüğünü Helenleşmiş toplum ve modern dünyada yapabildiğinden daha iyi koruyabilmiştir. Bu faaliyetler, belli ekonomik standart ve özgürlüğü yakalamış bir toplum tarafından gerçekleştirilmiştir ki, bunun ortaya çıkmasındaki en önemli etken de İslâm medeniyetinin Yahudilere sağladığı ortam olmuştur. Bu dönemde Yahudiler, İslâm medeniyetine dahil olmakla kalmamış, bu medeniyetin etkisiyle yeni bir Yahudi kültürü de ortaya koymuşlardır. İslâm medeniyetinin zirvesi kabul edilen IX ve X. asırlar, Yahudiliğin her yönüyle tekâmülü anlamına gelmektedir. Bu asırlar Yahudi tarihinde de “Altın Çağ” kabul edilmektedir. Yahudi hukuku, ibadeti, dinî şiir ve edebiyatı sistematik hale getirilmiş ve günümüzde dahi kaynak vazifesi gören klasik metinler bu asırlarda telif edilmiştir. Kitapta işte bu iki önemli konu (Yahudilerin Abbâsî ve Fâtımî dönemlerindeki iktisadî ve ilmî faaliyetleri), İslâm ve Yahudi tarihi kaynaklarından (Âramîce responsalar, İbrânîce ve Yahudice-Arapça Geniza dokümanları) hareketle ele alınmakta ve Yahudi literatürü Türkçede ilk kez bu şekilde derinlemesine işlenmektedir.
348.40 ₺ -
Orta Çağda İki Yahudi Seyyahın İslam Dünyası Gözlemleri
Miladi 12. asırda İslam dünyasını gezen Benjamin (1165-1173) ve Petachia (1170-1187) adlı Yahudilere ait bu seyahatnameler Bizans, İslâm ve Türk tarihi hakkında bilgiler de içermesi sebebiyle, sadece Yahudi tarihi açısından değil, ortaçağ dünya tarihi açısından da önem taşımaktadır. Benjamin, İspanya’dan başladığı yolculuğuna Roma, Yunanistan, Konstantiniye (İstanbul), Kıbrıs gibi Eski Roma ve Bizans’a ait önemli şehirleri gezmiş ve bu şehirlerin tarihî mekânları, ticarî ve sosyo-kültürel yapıları hakkında önemli bilgiler vermiştir. Seyyahlar, özellikle de Benjamin gezdikleri yerlerde yaşayan Yahudiler hakkında çok kapsamlı bilgiler vermişlerdir. Bu sebeple ortaçağ Yahudi tarihi araştırmacıları, XII ve XIII. asırda İtalya, Bizans, Filistin, Mezopotamya ve Ortadoğu’da yaşayan Yahudi topluluklarıyla ilgili konularda Benjamin ve Petachia’dan mutlaka faydalanmaları gerekir. Okuyucu bu seyahatnamelerde ortaçağ Yahudilerinin o dönemde cemaat halinde yaşadıkları yerleşim birimlerini, nüfusunu, meslek ve kazanç yollarını, mabetlerini (sinagoglar), eğitim-öğretim kurumlarını, mezar ve ziyaretgâhları ile cemaat liderleri gibi, Yahudilerin ortaçağdaki dinî, ticarî, sosyal ve kültürel hayatlarının değişik yönleriyle ilgili çok değerli bilgiler bulacaktır. Seyahatnamelerde Türk ve İslâm tarihiyle de ilgili bilgiler de bulunmaktadır. Meselâ Benjamin, Selçuklu sultanı Sencer’in Rey’i istilâ eden Oğuz boylarıyla yaptığı savaşı 20 yıl kadar sonra olayın şahidi bir Yahudiden dinlemiş ve rivayet etmiştir. Onun ifadelerinden, Nîşâbur ve çevresinde yaşayan Yahudilerin Oğuzlar’la iyi ilişkiler içerisinde olduğunu anlıyoruz. Seyyahlar gezdikleri coğrafyadaki, gerek Epikurus, Karaî ve Sâmirî gibi Yahudi mezhepleri gerekse Dürzî –ki Dürzîler’le ilgili İslâmî kaynaklar dışında bilgi veren ilk yabancı kaynak Benjamin’dir-, Haşîşî ve İslâm dünyasında ortaya çıkan diğer i’tizâlî (heterodox) cereyanlarla ilgili olarak, bu alanlarda çalışmalar yapan dinler ve mezhepler tarihi araştırmacılarına da ilk elden bilgiler sunmaktadır.
134.00 ₺