-
Peygamberimizin Gençlerle İletişimi
Ergenlik nedir? Peygamberler gençlik bunalımı yaşamış mı? Allah Resulü`nde gençlik sıkıntıları olmuş mu? O`nun (asm) yanındakiler gençlik bunalımına düşmüş mü? Huyları farklı insanlar aynı eğitim metoduyla terbiye edilebilir mi? Kişiye özel eğitim metodu var mı? Eğitimde hangi esmalar yansır? Çocuklarımızı hangi pedagojiye göre eğitiyoruz? Sünnet pedagojisini ne kadar biliyoruz? Eğitimde anne baba perde olur mu? Ergenlik biyolojik bir hal midir? Neden herkeste aynı durum gözlenmiyor? Gençlik döneminin yakıcı ve yıkıcı geçmesinin temeli, gencin ilk günahla karşılaşması mıdır? Bilim, ergenlik dönemini sorunlu kabul ederken, Allah Resulü, bu yaşlardaki ergenlere nasıl en büyük sorumlulukları vermişti? Modern pedagoji neleri göremiyor? Peygamberimizin Gençlerle İletişimi, bu ve daha pek çok sorunun cevabını veriyor. Çocuklarımızın eğitiminde sorun yaşamamak için, ‘sünnet pedagojisi`ni hayatımıza dahil ediyor.
64.00 ₺ -
Dedem Hz Muhammed
Kapının açılışından bilirdim. Kokusuyla gelirdi. Toprak odamız gül kokardı. Gülümserdi. Işıl ışıl bakardı. Şefkat dolu bir ses ruhumu tutardı. Nasıl da sevinir, sevgiyle kanatlanırdım. “Küçük adam nerede?” Bu sesi her duyduğumda birden büyürdü çocuk yüreğim. Büyürdü de Medine’ye sığmazdı. Koşarak atılırdım kucağına. Kucak, çocuk için ne muhkem bir sığınaktı. Dedemin kollarında güçlenirdim. Gül ile karanfil kokusu birbirine karışırdı… Aşk, “Mim!” dedi. Tüm varlık aşkla “Mim”lendi. Esmanın bilinme seyri “Kenz-i Aşk”a yüklendi. Dedem Hazreti Muhammed (asm), Âlemlerin Efendisi olarak yaratılan Hz. Muhammed'i (asm) anlatma gayesiyle kaleme alınan Kenz-i Aşk dizisinin son halkası. Onlar Peygamberimizin “benim iki reyhanımdır” dediği sevgili torunları, canın parçası Hz. Fatıma annemiz ile velayetin kapısı Hz. Ali’nin evlatları, Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimiz... Dedem Hazreti Muhammed (asm), Peygamberimizin ilk çocuklukları işte bu risalet ve velayet ırmaklarının kıyısında geçen iki mübarek gözün bakışı ile anlatıldığı bir siyer-roman. Nuriye Çeleğen, Âlemlerin Efendisini, çocuk dünyasının hayret ve haşyet yüklü saf bakışı ile kalplerimize yaklaştırma gayretiyle kaleme aldı; Dedem Hazreti Muhammed (asm)…
148.00 ₺ -
Oğlum Hz Muhammed
Oğlumun doğumunu beklerken rüyalar görüyorum her birine bir nebinin konuk olduğu. Göz ve gönül aydınlığı olan bir rüyamda veriliyor ismi kalbime. Uyandığımda kelamların en güzeli dilimde. “Muhammed (asm)!” Allah’ım, bu ne güzel bir isim! “Muhammed (asm)!” Dilim “Muhammed” (asm) diye zikrediyor, kalbim “Muhammed (asm), Muhammed (asm)” diye atıyor. Anlıyorum Muhammed’im (asm) varlığın aşk sırrı. İçimde tarifi mümkün olmayan bir huzur saklı… Aşk, “Mim!” dedi. Tüm varlık aşkla “Mim”lendi. Aşk-ı Sükûn, İffet-i Kalp ve Hay Sultan gibi gönüllerde taht kurmuş kitapların yazarı Nuriye Çeleğen, Babam Hazreti Muhammed (asm) ile başladığı “Kenz-i Aşk” yürüyüşüne Aşk-ı Hüzün ile devam ediyor. “En Sevgili”yi annesi Hz. Âmine ve sütannesi Hz. Halîme’nin dilinden anlatıyor. İki mübarek annenin Son Peygamber'e annelik edişini duygu dolu ve ustalıklı bir anlatımla bugüne taşıyor. Ta ki O, kalplere ulaşsın, ulaşsın da o aşkın sırrından bir tutam kalplere atılsın. Çünkü her kalbin sırrı Aşk-ı Muhammedî’dir (asm). Ve Aşk-ı Muhammedî’ye (asm) ulaşamayan her kalp eksiktir.
148.00 ₺ -
Örtüde 70 Esma
Arşla arz buluştu. Tüm esmâ yansıdı. Varlık titredi. Hira titredi. Resûl evine koştu. Arş kalpli kadın kapıdaydı. Şefkat dolu kalbe seslendi: “Örtün beni! Örtün beni!” Vahyin ağırlığını örtü teskin ederdi. Bildi mübarek annemiz, örtünün muhkem gücünü. O bilinçle örttü kendisini ve eşini. Örtülere bürünmüş Resûl ve örtülere sarınmış annemiz anladı: Arş’ın dili olan vahyin ağırlığını ancak örtü taşıyabilirdi. Sır, örtü ile açıldı; örtü açılınca sır kapandı. Kalp ağacının Arş’ta dal budak vermesi için beden çekirdeğini örtü toprağında sarıp sarmalamak gerekirdi. Vahyin ilk yansıması örtüye bürünmek oldu. Resûl’ün ilk hitabı da kadına: “Örtün!” Örtüde 70 Esmâ, sizi Asr-ı Saadet’e götürecek, annelerimizin örtüsüyle tanıştıracak, örtüdeki derin manaları ve İlahi sırları keşif yolculuğuna çıkaracak
118.40 ₺ -
Babam Hz Muhammed ASM
“Üzüntüye uğrayan beni hatırlasın!” buyurmuştu Babam. Üzüntüde Muhammedî (asm) sır vardı. İnsana en çok üzüntü anında uzanırdı Muhammed’in (asm) eli… Babamın parçasıyım… Hayatımın hepsine vuran üzüntü beni onunla bağlamış. Acının bağı kopmaz. Babamla bağım onun için anlaşılmaz. Ben Fâtıma… Elim, onun tuttuğu el. Benim elim Allah Resûlü’nün eli. Benim elim Babam Muhammed’in (asm) elinden tutma vesilesi… Elimden tutan ondan tutar. Elimde tüm esmanın sırrı var. Babam elleriyle koydu ellerime velayeti. Yüz yirmi dört milyon evliya elimde saklı. Onun için elim kerametli, elim bahtlı… Gidiyorum, Babam Hz. Muhammed’e (asm). Elim üstünüzde… Aşk, “Mim!” dedi. Tüm varlık aşkla “Mim”lendi. Esmanın bilinme seyri “Kenz-i Aşk”a yüklendi. “Kenz-i Aşk”, Âlemlerin Efendisi olarak yaratılan Hz. Muhammed’i (asm) anlatma gayesiyle kaleme alınmış bir dizi. Her kitapta Fahr-i Kâinat Efendimizin (asm) en yakınlarından birinin diliyle aşk hazinesinin kapısı aralanmaya çalışılıyor. Babam Hazreti Muhammed (asm), Peygamberimizin “benim parçamdır” dediği, risalet denizinin velayet nehriyle buluşmasının kendisinde vücut bulduğu Hz. Fatıma (ra) annemizin dilinden akıyor. Nuriye Çeleğen’in incelikli kaleminden…
148.00 ₺ -
Hay Sultan
Hasanın soyundanım, Has Odadır makamım, Ricalin boyunları üstündedir ayaklarım Gavsü’l-Azam’dı o, evliyalar sultanı idi. Allah Resulü, evliyalar için “kibrit-i ahmerden daha kıymetlidirler,” demişti. Kibrit-i ahmer, taşı altına çeviren iksirdi. Kâmil mürşitler kibrit-i ahmer gibi olurdu. Kararmış kalpleri ihya edip iman nuruyla yeşertirken toprak olmuş kalpleri altın ederlerdi. Hay Sultan’dı. Tüm perdeler kalkınca ruh cevherinde görünen İsm-i Hayy’dı. Kelam onu anlatmakta aciz kaldı. İdrak onu anlamakta zorlandı. İsa sırrının taşıyıcısı Kün Sultan’dı. Allah Resulünün sevgilisiydi. Yerde iken Arş-ı Azam’ı ve İsrafil’in azametini temaşa edendi. O öyle bir sultandı ki Yüce Allah’tan, müritlerinin tevbe etmeden ruh teslim etmemesi için söz alan tek evliya, Sultan-ı Naz’dı. Hay Sultan, Nuriye Çeleğen’in kaleminden, Sultanü’l-Evliya Abdülkadir Geylani Hazretlerine dair çok etkileyici bir eser. Asırlara feyz hazinesi olmuş bir ummandan nasipdar olmak isteyenler için…
177.60 ₺ -
Aşkı Sükun
Say ettim; yalnızlıkta, acizlikte, çaresizlikte… Say ettim; tevekkülde, teslimiyette, rızada… Say ettim; nefiste… kalpte… ruhta… aşkta… sükûnda… Nefisten kalbe, kalpten nefse say ettim… Döktüm tüm çakıl taşlarımı… Gözyaşlarımın verdiği serinlik ruhumu biraz ferahlatmıştı. Tüm cesaretimi toplayıp bakışlarımı yavrumun olduğu yere doğru uzattım. O da ne? Gözlerime inanamadım. Kupkuru çölün ortasında bir ananın gözyaşları rahmet, kanayan yüreği kaynak olmuştu. Bu su, kızgın çölde anayı temsil eder gibi akacak, kıyamete kadar gözyaşlarımla bereket bulacaktı. Nuriye Çeleğen, Aşk-ı Sükûn’da, Hazreti Hacer’in, teslimiyet ve tevekkülden örülmüş, yalnızlığın en koyusundan geçip hepimize analık eden şefkatiyle bereketlenen büyük yolculuğunu anlatıyor. Her kadın Hacer’dir, fark yürüyüştedir…
133.20 ₺ -
Aşkı Hüzün
Oğlumun doğumunu beklerken rüyalar görüyorum her birine bir nebinin konuk olduğu. Göz ve gönül aydınlığı olan bir rüyamda veriliyor ismi kalbime. Uyandığımda kelamların en güzeli dilimde. “Muhammed (asm)!” Allah’ım, bu ne güzel bir isim! “Muhammed (asm)!” Dilim “Muhammed” (asm) diye zikrediyor, kalbim “Muhammed (asm), Muhammed (asm)” diye atıyor. Anlıyorum Muhammed’im (asm) varlığın aşk sırrı. İçimde tarifi mümkün olmayan bir huzur saklı… Aşk, “Mim!” dedi. Tüm varlık aşkla “Mim”lendi. Aşk-ı Sükûn, İffet-i Kalp ve Hay Sultan gibi gönüllerde taht kurmuş kitapların yazarı Nuriye Çeleğen, Babam Hazreti Muhammed (asm) ile başladığı “Kenz-i Aşk” yürüyüşüne Aşk-ı Hüzün ile devam ediyor. “En Sevgili”yi annesi Hz. Âmine ve sütannesi Hz. Halîme’nin dilinden anlatıyor. İki mübarek annenin Son Peygamber’e annelik edişini duygu dolu ve ustalıklı bir anlatımla bugüne taşıyor. Ta ki O, kalplere ulaşsın, ulaşsın da o aşkın sırrından bir tutam kalplere atılsın. Çünkü her kalbin sırrı Aşk-ı Muhammedî’dir (asm). Ve Aşk-ı Muhammedî’ye (asm) ulaşamayan her kalp eksiktir.
17.88 ₺ -
İffeti Kalp Hz Meryem
Ağlıyorum… Her anıma bir gözyaşı damlıyor. Biliyorum, kelimeydi o. Varlığı yokluğun ellerinden kurtaran kelamdı. En güzel kudretin kelimesiydi o. Üfledi, âmâ gözler açıldı; dermansız dertler iyileşti; ölüler dirildi. Kelimemdi o benim. Biricik kelimesiydi annesi Meryem’in. Vakit akşam… İsa’mın müjdesi kulaklarımda: “Ben gidiyorum, o gelsin! Faraklit gelsin Ahyet gelsin!” Nuriye Çeleğen Hz. İsa’nın mübarek annesi Hz. Meryem’i, “iffetini en güzel şekilde koruyan” o kalp çiçeğinin asırlara ışık tutan hikâyesini dupduru bir dille anlatıyor. Meryem olmanın, velayet mertebesinde bir “kul” olmanın, en büyük peygamberlerden birini yetiştiren bir “anne” olmanın kalplere nakış gibi işlenecek öyküsü… Nuriye Çeleğen, 9786050824506, Timaş Kitap, İffeti Kalp
140.60 ₺ -
Said Nursi`nin Gözüyle Kadın
Seksen yedi yıllık bir ömrün sahibi Bediüzzaman Said Nursi. Seksen yıllık bir mücadelenin ve Allah`a kul olmanın sevdasıyla geçen bir ömrün sahibi. Her saniyesi atlanmadan yaşanan bir ömür. Allah`a kul olmada, salise salise işlenen nurlu bir ömür. Bu ömrün en bereketli meyvesi, 6000 sayfalık eserleri. bu eserlerin hepsine verilen isim Risale-i Nur... Risale-i Nur, aslında nur mektupları... Kur`an`dan insanlara mektuplar... Kur`an`dan insanlara, nurun mektupları... Dünyada bu eserler kadar öyküsü ilginç, başka hiçbir eser yok. Dünyada bu eser kadar, sevgi çemberiyle kuşatılan başka bir eser de... Tüm dünya okuyor bu eserleri. Tüm dünya insanı, hayat görüşünü ayarlıyor bu eserlerle. Kendine hayat programı yapıyor bu eserleri... 6000 sayfalık bu eserlerin günümüz insanını ilgilendiren konulardan içermediği yok gibi. Bunlardan bir tanesi de kadın konusudur. Biz bu çalışmada Risale-i Nur`daki kadın konusuna baktık. Bediüzzaman, insanlık tarihinin en çok tartışılan bu konusuna nasıl bakmış ? Kadını nasıl incelemiş ? Kadını nasıl tanımlamış ? Kadını toplum hayatında, aile hayatında ve şahsi hayatında nereye oturtmuş ? Bu konuları nasıl değerlendirmiş ? İslamın en çok tartışılan kadın mevzularına nasıl değinmiş ? Farklı bir yaklaşım ve bakış açısı getirmiş mi ? Bu çalışma, 6000 sayfalık Risale-i Nur külliyatından Bediüzzaman`ın kadınla ilgili tüm görüşlerini içermeyi hedeflemiştir.
6.38 ₺ -
Kadın Nasıl Mutlu Olur?
Kitap iki bölümden oluşuyor: 1. Bölüm: Mutluluğun sırları: Araştırmacılar mutluluk için ne diyor? Cevabı bilinmeyen sorular ve mutsuzluk, Üzüntüdeki mutluluk, Mutluluk ve kader, Ölüm nasıl mutlu eder? Mutluluk ömrü uzatıyor, Meşguliyet mutluluğu etkiliyor... 2. Bölüm: Mutluluğu arayan kadınlar: Nedret Güvenç, Hamiyet Yüceses, Türkan Şoray, Sezen Aksu, Ayşegül Atik, Perihan Savaş, Suna Pekuysal, Belkıs Akkale, Seyyal Taner ve diğer şöhretli kadınların mutluluk arayışları...
6.75 ₺ -
Peygamberimiz Nasıl Bir Babaydı?
O bir Babaydı... Evlatlarını sevdi… Hiç bir babanın sevmediği kadar... Sevemeyeceği kadar... Sevgisini kimi zaman şefkatle yanaklarını okşayarak, kimi zaman da ellerinden tutarak dillendirirdi. Ve sözcüklerle desteklerdi anlatımını. Yavrularının ellerinden tutar ve sevgisini tanımlardı. “Ciğer köşem!” derdi. Çocuklarını hiç onun kadar seven bir baba olmadı. Çocuklarını onun kadar koruyan bir başka baba da. O, hayatı çile dolu dört kızın babasıydı... Sabretti ve sabretmeyi öğretti. Hepsinin sıkıntısına dayanak oldu. Her zaman onların yanında oldu, yaranı oldu. Arka oldu, sığınak oldu. Ellerinden tuttu, gözyaşlarına mendil olurken, sorunlarına çare buldu. Onları korudu kolladı. Onları sevgiyle sardı. Şefkatle kucakladı. O, babaların en güzeli, en yücesi, en büyüğü oldu.
6.75 ₺ -
Peygamberimiz Çocuklara Nasıl Davranırdı?
Biz sevmeyi ondan öğrendik" Kendi çocuklarımızı bile diri diri gömecek kadar taş kalpliyken" Onlara birer mal, birer eşya gibi bakarken" Alırken, satarken, döverken, ağlatırken" Ve en acısı" Onlara "Seni seviyorum" demesini bilmezken" Bir ışık çıktı Mekke"den" Ve biz sevmeyi öğrendik. En çok buna çocuklar sevindi. Çünkü Sevgili Peygamber (a.s.m.) onların ağlayan gözlerle asırlardır beklediğiydi"
9.00 ₺ -
Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı?
"Kadın Huzuru O`nunla Buldu." Hira`da doğdu ilk güneş. İlk müjdeyi verdi Cebrail. Zaman yeniden başladı. Kainat yeniden yaratıldı. O, ilk sırrı bir kadınla paylaştı. Kainata sığmayan heyecan, bir kadın kalbine sığdı. İlk destek bir kadından geldi. İlk şahadeti bir kadın getirdi. İlk sunumun muhatabı bir kadın oldu. Allah Resulü buyurdu ki: "Ben bir aynayım. O aynada herkes kendini görür." Aynaydı O. Peki o aynadaki kadın nasıldı. Ya da biz o aynadaki kadını nasıl görüyorduk. Aslında o aynada gördüğümüz kadın kendi dünyamızdaki kadındı. Kendi dünyamızdaki olumsuz kadın bakışını o aynaya veriyorduk. Bu çalışma ise, tüm gerçekliğiyle o aynadaki kadını göstermeyi hedefliyor.
135.00 ₺ -
Bir Ayrılık Bir Gurbet
Gurbet" Nasıl bir şeydir ki olmadık anlar onu hatırlatır. Sevgiyle gülen yüz sararır. Mutlulukla bakan göz, hüzünle yaşlanır. Ve o an" Gözler söyler: "Ah şu gurbet"" Neler hatırlatmaz ki onu" Bir yol" Eskimiş bir eşya" Yaşlı bir sima" Sararmış bir çiçek" Omuzlarda uçuşan bir yaprak" Kulakta uğuldayan bir rüzgar" Ve o an" Yürekler söyler: "Ah şu gurbet"" Hayallere dalmış bir ana. Ak yaşmağına gizlice akan yaşlarına kaderi mendil yaparken. O an" Sabırla söyler: "Ah şu gurbet"" Bu çalışma "Ah şu gurbet" dedirten cümlenin kısa bir öyküsü. Gurbet öyküsü" Kalabalıklar içinde garip kalmanın, yalnız olmanın öyküsü"
4.13 ₺ -
Bediüzzamanca Bakışlar (Bakış Öyküleri)
Hayat hepimizin dünyasında farklı yansımalı bir aynadır. Bu aynayı çoğu zaman görerek yaparız. Bu aynada neler yok ki... Bu aynada istediğimize uygun, bakışımıza göre neleri görmez, neleri seyretmeyiz ki... Bakışa göre, baktırana göre değişen tılsımlı bir büyüdür sanki hayat. İnsana bu hayat büyüsünde düşen bakmayı iyi tespit edebilmek. Fakat insan da hayat içinde her şeyden daha çok gizemli bir başka bilmece. Hayata yalnız kendi dünyasından baktığı sanılır. Oysa hayata hep başkalarının perspektifinden bakar insan. İnsan bazen iyi baktıranlarla tanışır, bazende tam tersi olur. O zaman kaybeden yine insandır. "Bediüzzamanca Bakışlar" insanın bakışta kaybetmemesi için bir adım. Bediüzzamanca bakmaya alışmak için bir giriş. Bediüzzamanca Bakış, kamil insan olma yolunda bir basamak. Bu basamağı çıkmak da bizim elimizde.
4.13 ₺ -
Yürek Fısıltıları
Büyük patlayışla başladı büyük değişim. Kainatın yaratılışıyla insana bir yol açılmış. Ebedi ufuklarda soluklanma yolu. Adımların minik, ruh ve kalplerin büyük attığı bu koşuda insanlar yarıştı, insanlık yarıştı. Kalp atışların stardını ve bitişini belirledi. Aslında "Bing Bang" ile başlayan kâinatın kalp atışı, insanın kalp atışlarından farklı değildir. "Yürek Fısıltıları", o kalp atışının yüreklere yansıttıkları...Kâinatın yüreği olan insanın yüreği, yürek kıpırtıları... Kâinatın, zerrelerin, insanın Yürek Fısıltıları...Yüreği olanlara sayısız yüreklerin dili... Yüreklere ince bir sesleniş"Yürek Fısıltıları"...
5.40 ₺ -
Alfya
Alfya bir kurgu değil. Bir hayal hiç değil. Alfya bir buçuk aya yakın birlikte olduğumuz bir Rusya`lı kız. Bir ay süresince tüm yaşadıklarını, İslam`a nasıl dönüş yaptığını, göz yaşlarını kimi zaman akıtarak anlattı. Evet kuzeyimizde, yanı başımızdaki Rusya`da binlerce Alfya var. Binlerce Alfya susuz kalmış toprak gibi, suya muhtaç balık gibi acılarla kıvranıyor. Uzatılacak bir el arıyorlar. Çırpınırcasına arıyorlar. Delicesine arıyorlar. Yalvarırcasına bekliyorlar. Alfya`lara ulaşmak için gayret istiyorlar. Bu denli uyuşukluğumuza, bu denli vurdum duymazlığımıza kimi zaman kızıp, kimi zaman ağlayarak bakıyorlar. Lütfen diyorlar, lütfen duyun bizi. Duyurun bizi.Alfya`lara ulaşmaka için bir kaç adım attım. Alfya`lara ulaşmak için bir kıpırdanış. Alfya`lara ulaşmak için bir silkiniş bekliyorlar bizden. Alfya`lar fazla bir şey istemiyorlar. Kendilerine doğruları anlatacak, doğrulara ulaştıracak muhabbet dolu yürekler istiyor. Binlerce Alfya el uzatmış, uzatılacak eller bekliyor. Çok geç olmadan birkaç adım. O kadar...
9.00 ₺