-
Tepki Cephesi Piyasa İmparatorluğuna Karşı
Yaşamakta olduğumuz küresel dönüşümü başlatan Batı, şimdi bu dönüşümün sancılarıyla kıvranıyor. ABD, küresel düzeni dilediği gibi yönlendiremiyor, küresel rekabete ayak uyduramayan yaşlı Avrupa çözümsüzlük içinde bocalıyor. Çin ve Hindistan gibi uyuyan devleri uyandıran küreselleşme süreci Batı’nın küresel hegemonyasını tehdit etmeye başlıyor. AB’nin dünya ölçeğinde etkili bir güç olması için kendisini yeniden yapılandırması elzem. Ancak bunun çok kolay bir süreç olmadığı da ortada. Kimilerine göre AB, Türkiye’ye muhtaç ve mutlaka bünyesine kabul edecek, kimilerine göre ise sadece oyalıyor. Öte yandan küresel dönüşümün itici gücünü oluşturan ‘Piyasa İmparatorluğu’na karşı oluşan ‘Tepki Cephesi’ giderek güçleniyor ve küresel bir nitelik kazanıyor. Türkiye’nin, Batı’nın küresel hâkimiyetinin sarsılmaya başladığı ve Avrupa Birliği’nin(AB) geleceğinin tartışıldığı ortamda, AB ile tam üyelik müzakerelerine başlama noktasına gelmesi bir rastlantı mı? ‘Piyasa İmparatorluğu’na karşı ‘Tepki Cephesi’nin yükselişi Türkiye – AB ilişkilerinin geleceğini olumsuz etkileyebilir mi? Küresel rekabete ayak uydurmakta zorlanan Avrupa’yı saran korku ve yabancılara karşı duyulan tepki Türkiye’nin AB üyeliğini bir kez daha engeller mi? Küresel düzenin yeniden biçimlenmekte olduğu bir dünyada Türkiye, AB üyeliğini tek hedef haline getirip yalnızca bu hedefe mi odaklanmalı? Yoksa Türkiye, AB ile müzakere sürecini sürdürürken diğer seçenekleri de düşünmeli ve kendi stratejisini ona göre mi oluşturmalı? Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye’yi AB üyeliğine taşıyabilir ve küresel oyunda önemli bir oyuncu haline getirebilir mi? Bu kitapta Osman Ulagay, bu önemli soruları tartışmaya açıyor ve cevaplara varmamızı kolaylaştıracak ipuçları arıyor. AB sürecini ve bu süreçte neler olup bittiğini anlamak için bu kitap çok önemli fırsatlar sunuyor.
5.48 ₺ -
Hedefteki Amerika
Türkiye′de yaşayan ve Türk okurlar için yazılar yazan bir aydın neden Amerika üzerine bir kitap yazar? Kitabı okuyan bizler kadar kitabın yazarı olan Osman Ulagay da bu soruyu kendine soruyor Timaş Yayınları′ndan çıkan son kitabı "Hedefteki Amerika: 11 Eylül Şoku" isimli kitabında. Evet neden? Bu tercihte 11 Eylül olaylarının ABD′yi dünyanın ilgi odağı haline getirmesinin etkisi olduğu kuşkusuz ama tek neden bu değil. Osman Ulagay′ın Amerika hakkında bir kitap yazma hvesi. her şeyden önce küreselleşme ile olan ilgisiyle yakından alakalı. 1999′da Doğan Kitap′tan çıkan "Quo Vadis: Küreselleşmenin İki yüzü" ve 2001′de Timaş Yayınları′ndan çıkan "2001 Krizi ve Küreselleşme Korkusu" isimli kitaplarıyla küreselleşme olgusunun ne olduğunu anlamaya ve anlamlandırmaya çalışan bir yazar olarak kendini böyle bir kitabı yazmaya zorunlu hissettiğini anlıyoruz satır aralarından. Kitabın ilk bakışta öne çıkan üç önemli izleği var: Birincisi; yazarın Amerika ile ilgili düşüncelerinde meydana gelen kırılmanın işlendiği kişisel boyut. İkincisi; ısrarla üzerinde durulan komplolar ve komplo teorileri ve üçüncü olarak ve bence de en önemli nokta da; olayın nedenleri ve sonuçları irdelenirken küreselleşme ile olan nedensellik boyutu. Bu üç ana izlekten kendini her bölüm de hissettiren iki izlek bizce de önemli. Birincisi kitabın yazılma nedenlerinden biri olarak ifade edilen kişisel boyut. bir diğeri de küreselleşme ve ABD ile ilişkili boyutu. Temelde 11 Eylül merkezli özel bir çalışma olmasına rağmen kitapta ABD′nin 11 Eylül gibi bir olaya maruz kalmasının nedenleri ve anlamları üzerinde duruluyor ve bu da ABD′nin küresel köyün jandarmalığına soyunurken bunun meşruiyet zemininin yeterince sağlanamamasından kaynaklanan rahatsızlıklara bir tepki olduğu savunuluyor. Dahası 11 Eylül′de İkiz Kule′lere ve Pentagon′a yapılan saldırıya ilişkin görüntüleri televizyon ekranından seyrederken yazar; kendi kişisel düşünce serüveninde Amerika′ya karşı olan görüş ve duygularındaki kırılmayı da adım adım kitaba yansıtıyor. 11 Eylül olayı. barışçı ve eşitlikçi bir küreselleşme savunucusu olan Osman Ulagay’ı Amerika’nın küreselleşmenin önündeki en büyük tehdit olduğu noktasına kadar götürüyor. Fakat. bu noktada klasik üçüncü dünyacı Amerikan karşıtlığıyla kendini aynı kefeye koymuyor Ulagay. Osman Ulagay yazının başında da ifade ettiğimiz "Neden Amerika hakkında bir kitap" sorusunun cevabını birazda bu kişisel tutum değişikliğinin etken unsuru olarak nitelediği 11 Eylül olayı ve ABD′nun bunun karşısında ortaya koymuş olduğu tepkiyle ilişkilendirirken salt bu duygusal tepkiyle yetinmiyor. Olayın ve kanaat değişiminin nedenlerini irdelerken nesnel ölçütler kullanmaktan. yerli ve yabancı entelektüel çevrelerin olayın yorumlanmasına ve küreselleşme ile ilişkilendirilmesinde ileri sürdüğü görüşlerden de yeterince istifade ediyor. kendi görüşünü destekleyen ilk elden kaynaklardan bolca istifade ediyor. Sonuç itibariyle "Hedefteki Amerika: 11 Eylül Şoku" hem bu kişisel serüveni ifade etmesi hem de komplocu yaklaşımlara pirim vermeden olayın ekonomik. siyasi ve stratejik boyutlarını da irdelemesi. anlamlandırması ve geleceğe yönelik ciddi bir perspektif ortaya koyması açısından dikkate değer özgün bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Bir diğer önemli noktada. kitapta yer alan yazılar daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış ve tamamen bu kitap için kalem alınmış olması…
6.85 ₺