-
Esir Medeniyetin Şairi Yahya Kemal
Her medeniyetin büyük şairleri olur. Bunlar çoğu zaman medeniyetin zirveye ulaştığı altın çağlarda ortaya çıkarlar. Ancak son Osmanlı nesli için bunu söylemek gerçekten zordur. Bu nesil her alanda bir kahramanlar neslidir. Osmanlı cihan harbini yürüten nesil, dünyada eşine az rastlanır ender nesillerden biridir. Ayrıca bu gün Türkiye’yi ayakta tutan inanç önderlerinin tamamı bu dönemde yetişmiştir. Türk İslam medeniyetinin son büyük şairi Yahya Kemal yine bu dönemin yadigârıdır. Tarihî bir dönemeçten geçtiğimiz şu günlerde Yahya Kemal, yeniden hatırlanması gereken bir düşünürümüzdür. O, vatanın en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde tarihe, topluma ve üzerinde yaşanan toprağa bağlı olarak çok önemli fikirler ortaya koyduğu gibi bugün karşı karşıya olduğumuz sorunların çözümünde de önümüze yeni ufuklar açacaktır. Diğer yandan bu çalışmada Yahya Kemal’in şairliğinden daha çok Türk İslam Medeniyetinin meseleleri karşısında ortaya koyduğu fikirler üzerinde duruldu. Bu fikirlerin daha iyi anlaşılması için, medeniyetimizin esareti ile neticelenen siyasî problemlerin bir portresi çizilmeye gayret edildi.
5.25 ₺ -
Al Yazmayı Gül Eylemek
Şehidi olmayanın vatanı olmaz. Vatan ise şehitlerin iradesi ve inancından ibarettir. Cevabı aranan soru şu: Çanakkale`nin, Sarıkamış`ın, Sakarya`nın, Dumlupınar`ın şehitlerinden hangisi okul kapısı önünde kızlarının ağlamasına razı olurdu? Bin yıldır Anadolu`yu vatan eden bir milletin öz evlatları kendi öz ülkesinde özgürce yaşama hakkına sahip değil miydi? Oysa biz esir değildik. Başka bir ülkeden buraya sığınmamıştık. Sonradan gelmiş bir göçmen ya da ıssız bir adada bulunmuş kayıp nesillerden de değildik. Bin yılda bu ülkenin dağını taşını vatan yapmıştık. Üzerinde yaşadığımız toprağı öyle kendimize benzetmiştik ki üzerinde yetişen her şey bize benzerdi. O toprak kanımıza, tenimize o kadar âşıktı ki ay demez, yıl demez şehitler ister, hep verirdik. Hakk`a tapan böylesi aziz bir milletin hakkıydı istiklal ve hürriyet. Üzerinde canını, kanını katarak, yoğurarak yaşadığı vatanında horlanmak bu milletin hakkı olamazdı. Ama gün geldi aynı topraklar üzerinde, kendi kızlarımızı kendi inancımızın ifadesi, hayatın kendisi olan kıyafetleriyle kendi okullarımıza gönderemez olduk. Oysa daha dün bu topraklar için yüz binlerce şehit veren bizdik! Toprağı, bayrağı, al yazmayı, ezanı, Kuran`ı birbirinden ayırmayalım diye! Al yazmayı gül eyleme yolculuğu bin yıllık bir serüven! `Bir saat adalet yetmiş sene ibadetten hayırlıdır,` diyerek yola çıkan ecdadın izlerine basa basa yürünen bir yolda “gül rengi kanımızın” nasıl bayraklaştığını öğrenmek için. Bir gün yorgun argın eve döndüğümde kızımın ağlamaktan gözlerinin şiştiğini görmemek için. Onun evimiz kadar bizim olan okul kapısından geri döndürülmesine şahit olmamak için. Onun “biz neyiz?” sorusuna muhatap olmamak için.
7.50 ₺ -
Beyaz Atlının Ölümü Sultan Abdülaziz
Bu eserle darbenin birinci derecede şahitleri ya da kahramanları olan isimleri dinleme imkânı bulacağız... Darbenin mimarı İngiliz büyükelçi Osmanlı Tarihinin iki büyük muhalif ismi Sultan Abdülhamit ve Mithat Paşa Dönemin Mabeyin katibi Mahmut Celaleddin Paşa ve ihtilali bizzat organize eden Süleyman PaşaVe modern ve klasik tarihçiliği şahıslarında toplamış mesleğin üç ismi Ahmed Cevded Paşa, Abdurrahman Şeref Bey ve İbnülemin Mahmut Kemal...
8.63 ₺ -
Osmanlının Son Öyküsü
İslam medeniyetinin son temsilcisi olan Osmanlı İmparatorluğu, on dokuzuncu yüzyıla eski ihtişamını tamamen kaybetmiş bir hâlde girdi. Âleme nizam veren büyük devletler arasında artık onun adı "hasta adam"dı. Buna rağmen Afrika, Avrupa ve Asya kıt"alarının çok büyük bir bölümünde (Mısır, Trablusgarp, Tunus, Cezayir, Sudan, Irak, Suriye, Kuveyt, Necid, Aden, Hadramut, Fersan Adaları, Bahreyn, Kıbrıs, Balkanlar ve Boğazlar) onun süvarileri kol geziyordu. Ne var ki Avrupa"nın bütün sihirbaz diplomatları, efsuncu gazetecileri, misyoner seyyahları, entrikacı bankerleri, yerli ve yabancı ajanları, geliştirdikleri en son sistemlerle, şaşkına dönmüş ihtiyar aslanı aldatıyorlar, her gün de çürümüş dişlerinden birini çekiyorlardı. Üç kıt"ada birden can çekişen "Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye" 100 yıl yaşayan bir ölümle öldü. Bu kitap işgalcinin değişmeyen yüzünü ve 100 yıl süren ihanetlerin acı öyküsünü anlatır.
10.50 ₺ -
En Sevgilinin Bahçesi Hz. Muhammed`in (s.a.v.) Hayatı
Şirazlı Ataullah bin Fazlullah tarafından "Ravzatü`l-Ahbab fi Siyeri`n-Nebi ve`l-Ashab" adıyla Farsça yazılan bu eser, oldukça beğenilmiş ve yaygınlaşmış olmalı ki yazıldıktan 150 yıl kadar sonra, Osmanlı Türkçesi`ne çevrilir. Türkçe çeviriye, Benlizade Mahmut Efendi kısaca, "Ravzatü`l-Ahbab" adını vermiştir. Osmanlı ülkesinde siyer konusunda derin izler bırakan "Ravzatü`l-Ahbab" bu çalışma ile nihayet, ilk Türkçe çeviriden 308 yıl sonra, yeniden Türk okurunun istifadesine sunulmuş oldu. "En Sevgili`nin Bahçesi" adıyla sunduğumuz bu eser, "Ravzatü`l-Ahbab"ın birinci bölümünden oluşmaktadır ve Hz. Peygamberin nesebi, doğumu, sireti ve aile hayatına dair bilgiler ihtiva etmektedir. "Ravzatü`l-Ahbab"ın Hulefa-i Raşidin ve Ashab-ı kiram hakkındaki ikinci bölümünü ise "En Sevgili`nin Dostları" adıyla daha önce yayımlamıştık.
12.75 ₺ -
Ebu Hureyre
Muhammed Aleyhisselatu Vesselamın temiz sünnetinin kabı, hadis ilminin üstadı, Suffe medresesinin en baş şakirdi" Hz. Peygamberin hayatının son yıllarında, gece gündüz kendisine eşlik eden ve bu mübarek arkadaşlığın bereketiyle en çok hadis rivayet eden sahabe" Hz. Peygamberin hadislerinin bize ulaştırılmasında doldurulamayacak yeri olan bu peygamber dostunun bütün yönleriyle hayatı" İsmi, künyesi, giyimi, görünüşü, hicreti, Suffe hayatı, idari görevleri, fetvaları, vefatı" Bazı Harici, Mutezile ve Şia kaynaklarına ek olarak müsteşriklerce yöneltilen hiç hak etmediği iftiraların ilmî cevapları" Hepsini bu kitapta bulacaksınız.
6.00 ₺ -
En Sevgilinin Dostları
En Sevgili"nin en sevdikleri; sadakat, adalet, haya ve hikmet timsali râşid halifelerin hayatları ve faziletleri, elinizdeki eserde tarihi kaynaklara dayanılarak güvenilir bilgilerle sunuluyor. Kitapta, Efendimizden sonra en faziletli insanlar olarak Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali"nin manevi portrelerinin yanı sıra, hilafet döneminde karşılaştıkları sıkıntılara, üzücü olaylara dair de güvenilir bilgi ve yorumlar yer alıyor.
12.00 ₺ -
Çam Dağı Ülkesi
Çam dağı ülkesi nedir diye sorulacak olursa tek kelimeyle cevap verelim: Bir destan! Aydınlığın destanı, Nur'un destanı... Elinizdeki kitap, gerçek bir destanı, yaşanmış ve belki yaşanmaya devam etmekte olan bir destanı anlatıyor. Peki ne zaman ve nerede mi yaşanmış, yaşanmaya devam ediyor? Onu siz anlayacak, siz hissedeceksiniz. Kim bilir belki sizin şu anki hayatınızda, babalarınızın hatırlarında, çocuğunuzun ideallerinde, eşinizin memleketinde, dedenizin köyünde, kardeşinizin gurbetliğinde, annenizin yüreğinde, arkadaşınızın beyninde, düşmanınızın vicdanında!... Bunların hepsinde de olabilir, bir kısmında da. Hiç olmazsa birinde mutlaka vardır, mutlaka... Şayet biraz dikkatli bakarsanız kolaylıkla görebilirsiniz! Merak etmeyin, küçük ama fark edilmek için biraz çaba gerektiren eşiği aşar aşmaz göreceksiniz! Zaten sizin bu eşiği rahatça atlayabilmeniz için yazarın, sembolik konu ve kişi örgüsü vasıtası ile gösterdiği olağanüstü çaba kitabın başından sonuna kadar size rehberlik edecek. Ayrıca kitabın her köşesine dikkatlice serpiştirilen yoğun hissi ifadeler ve eserin geneline hakim kılınmış coşkun üslup sizi bambaşka atmosferlere taşıyacak...
4.50 ₺ -
Kalp Ülkesinin Sultanı
Bir garip adam vardı, kafilenin içinde. Ne siması, ne de konuşması etrafındakilere benzemiyordu. Sürgündü. Asırlık bir çınarın durgunluğu vardı üzerinde. Onu karşılayanlar garip bir duyguya kapıldılar önce; bir çınardı sanki gelen, bir çınar arıyordu kendi neslinden! Onu dağların yalnız ağacı yaşlı çınara götürdüler. Bu yörenin yabancısıydı yaşlı çınar, bir eşi daha yoktu civar dağlarda. Eşini bulmuştu Barla yaylalarının yalnız çınarı. Üç sütun halinde semaya yükselen bu muhteşem çınarın dalları arasına bir kulübecik yapıldı. Misafir çınar da aradığını bulmuş gibiydi. Hikayesini anlattı ulu çınar yaşlı çınara, birbirlerine kaynaştılar, dertleştiler uzun uzun. Yaz mevsimi geldi mi yaşlı çınar misafirlerini daha yüce zirvelere uğurlardı. "Daha yücelere," derdi. "Başın göklere değmeli! Bu yüce dağlarda asırlardır seni bekleyen, daha nice bağrı yaralı aşıkın var. Göz yaşı pınar olmuş nice sevdalın var Çam Dağının zirvelerinde" O, bağrı yaralıların tesellisi, "kalp ülkesinin sultanıydı""
6.75 ₺