-
Sabırcık Sultan
Bir varmış bir yokmuş. Uzak ülkelerin birinde bir padişah kızı yaşıyormuş. Bu padişah kızı dertten tasadan uzakmış. Bu yüzden herkes ona ‘Dertsiz Sultan’ diyormuş. Dertsiz Sultan hem dertsizmiş hem de çok sabırsızmış. Bir gün dertleri yüzünden yüzü gülmeyen dadısını azarlamış. Dadısı buna çok üzülmüş. İçinden söylenmiş: - Ah sultan; Dertsiz Sultan! Gün olsun başına gelsin; sen de dert neymiş öğrenesin!... Ertesi gün Dertsiz Sultan bahçeye çıkmış; havuzdaki kuğuları seyre dalmış… Bu esnada salkım söğüt ağacında bir kuş ninni söylemeye başlamış. Dertsiz Sultan kuşu dinlerken uyuyakalmış… Kuş gelmiş, sultanın omzuna konmuş; kulağına fısıldamış: -Sultanım Dertsiz Sultan! Dertten anlamayan sabrı bilmeyen sultan! Sen dün ne yaptın? Dadının kalbini kırdın. Benim adım Dert Kuşu. Sana derdi de sabrı da öğretmeye geldim… Kuş böyle söyledikten sonra uyuyan sultanı kaptığı gibi havalanmış. Götürmüş bir dağ başına bırakmış… Sonra ne olmuş dersiniz? Dertsiz Sultan’ın başına neler gelmiş? Derdi de sabrı da öğrenebilmiş mi?... Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de kimsenin derdini hafife almamayı ve sabırlı olmayı öğrenecekler… “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler.
2.09 ₺ -
Kara Kedi
Bir varmış bir yokmuş. Bir padişahın üç kızı varmış. Bu üç kızın üçü de birbirinden güzelmiş. Onlarla evlenmek için memleketin bütün delikanlıları yarış içindeymiş. Padişah babayla sultan ana, kızlarını kimlerle evlendireceklerine bir türlü karar veremiyorlarmış… Sonunda kızları için bir altın top yaptırmaya karar vermişler. Her kız kendi topunu sarayın balkonundan atacak top kime isabet ederse onunla evlenecekmiş. Böylece herkes kendi kısmetini kendi belirleyecekmiş… İlk önce tpunu büyük kız atmış. Top yuvarlanmış yuvarlanmış, hiç kimseye dokunmadan küçük eski bir kulübenin önünde durmuş. Büyük kızla evlenmek isteyen bütün delikanlılar çok üzülmüş. Ertesi gün, büyük kızı hazırlamışlar, bir güzel süslemişler, getirip kulübenin önüne bırakmışlar… Kız çaresiz içeri girmiş. Heyecandan kalbi küt küt atıyormuş. Burada neyle karşılaşacağını çok merak ediyormuş. Etrafına bakınırken kulübenin arkasında bir kapı daha görmüş. Gidip kapıyı açmış. Bir de ne görsün? Kocaman bir saray! - Demek, demiş; altın topun bunun için buraya yuvarlandı. Ben bu sarayın hanımı olacağım! Tam bu esnada kara bir kedi çıkagelmiş. Kızın eteklerine sürtünmüş. Yakut yeşili gözleriyle ışıl ışıl kıza bakmış. Tatlı tatlı miyavlamış: - Miyavvv... Kız kediden hiç hoşlanmamış, - Pist!... Git buradan, diyerek kediyi kovmuş… Sonra ne olmuş dersiniz büyük kız o sarayın sultanı olabilmiş mi? Ya diğer kardeşleri, onlar da kısmetlerini bulabilmişler mi? “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler. Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de iyilik yapanın karşısında iyilik, kötülük yapanınsa kötülük bulacağını öğrenecekler.
2.09 ₺ -
Güvercin Şehzade
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde kocaman bir sarayda, padişah babası ve sultan anasıyla birlikte mutlu mutlu yaşayan bir kız varmış. Upuzun saçlı, yay gibi kaşlı bu güzeller güzeli kızın adı Gülfidan’mış. Bir sabah Gülfidan Sultan dolaşmak için bahçeye çıkmış. Güllerin, leylakların, sümbüllerin arasında gezinirken gökyüzünde beyaz bir güvercin belirmiş. Gülfidan Sultan bu güvercini görür görmez çok sevmiş. Güvercin de boncuk boncuk bakan gözlerini Gülfidan Sultan’dn ayırmıyormuş. Böyle uzun uzun birbirlerini izlemişler. Sonra güvercin konduğu daldan havalanmış, Gülfidan Sultan’ın elindeki ipek mendili kaptığı gibi uçup gitmiş. Gülfidan Sultan güvercinin arkasından bakakalmış. Meğer bu ak kanatlı güvercin bir şehzadeymiş. Daha bebekken periler onu kaçırmış güvercine dönüştürmüşler… Sonraki günler Gülfidan Sultan bahçede hep o güvercini beklemiş. Fakat güvercin gelmemiş. Gel zaman git zaman güvercinin hasretinden Gülfidan Sultan yataklara düşmüş. Güvercin Şehzade de Gülfidan Sultan’ın hasretiyle yanıp tutuşuyormuş ama periler kraliçesi, Güvercin Şehzade’nin Gülfidan Sultan’ı görmesine izin vermiyormuş… Sonra ne olmuş dersiniz? Güvercin Şehzade’yle Gülfidan Sultan kavuşabilmişler mi? Güvercin Şehzade tekrar eski haline dönebilmiş mi? Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de sevginin emek ve fedakarlık gerektirdiğini, yapılan iyiliklerin mutlaka karşılık bulacağını öğrenecekler. “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler.
2.09 ₺ -
Gülen Ayva Ağlayan Nar
Bir varmış bir yokmuş. Uzak ülkelerin birinde bir padişah oğlu varmış. Bu padişah oğlu, yaramaz mı yaramazmış. Gün olmuş yaramaz oğlan büyümüş, delikanlı olmuş. Artık uslanması babasına yakışır bir şehzade gibi davranması gerekiyormuş. Fakat onun aklı fikri hâlâ oyunda, olmadık şakalardaymış… Bir gün çeşme başında testisine su dolduran yaşlı bir kadın görmüş. İçinden “Şuna bir şaka yapayım” diye geçirmiş. Eline bir taş alıp fırlatmış. Taş testiye isabet etmiş, testi “çat” demş kırılmış… Şehzade kıkır kıkır gülmeye başlamış. Yaşlı kadın kaşlarını çatıp şehzadeye bakmış: - Eh oğlan, benim gibi yaşlı bir kadına bu oyunu ettin ya, demiş. Dilerim Ağlayan Nar’la Gülen Ayva’nın peşine düşesin! Onları bulmadan rahat yüzü görmeyesin!... Şehzade kadının ne demek istediğini anlamamış ama o günden sonra Ağlayan Nar’la Gülen Ayva’yı unutamamış. Her an onları düşünür olmuş. Uykuları kaçmış… Sonunda olanları babasına anlatmış: - İşte böyle babacığım, demiş. O günden beri Gülen Ayva’yla Ağlayan Nar aklımdan çıkmıyor. Belli ki onları bulmadan rahat edemeyeceğim. İzin verin, yola düşeyim. Neredelerse bulup onları getireyim… Padişah: -Ah ah, demiş. Vah vah, demiş. Bu yaramazlıklarının bir gün başına iş açacağı belliydi, demiş. Çaresiz oğlunun gitmesine izin vermiş… Şehzade yiyecek torbasını, su matarasını hazırlamış, Gülen Ayva’yla Ağlayan Nar’ı bulmak için yola çıkmış… Sonra ne olmuş dersiniz? Şehzade, Gülen Ayva’yla Ağlayan Nar’ı bulabilmiş mi?... Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de merhametin ve şefkatin her kapıyı açtığını öğrenecekler. “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler.
2.09 ₺ -
Dediğim Dedik Karga
Bir varmış bir yokmuş. Zamanlardan bir zamanda diyarlardan bir diyarda, düğme gözlü, koca gagalı, kara kanatlı kapkara bir karga yaşarmış… Bir gün kargacığın ayağına koca bir diken batıvermiş. Karga can acısıyla ‘gak’lamış sonra ayağındaki dikeni çıkarıp düşünmeye başlamış: “Ben bu dikeni ne yapsam acaba? Atsam yazık yaksam yazık” Birden aklına parlak bir fikir gelmiş: “İlkbahar geldiğinde bu dikenle yuvamı onarırım!” Dikeni pençesiyle kavramış havlanmış… Dikeni bırakacak güvenli bir yer ararken bir kulübenin önünde hamur yoğuran yaşlı bir kadın görmüş. Ona seslenmiş: - Ak nine pak nine; hamurun yumuşak, ekmeğin tatlı olsun nine. Benim için bu dikeni saklar mısın? Bahar gelince ben gelir dikenimi alırım… Yaşlı kadın ne cevap vermiş dersiniz? Karga gelene kadar dikeni saklamış mı? Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de emanet edilen şeyi titizlikle korumanın önemini öğrenecekler. “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler.
2.09 ₺ -
Bal Pekmez Tuz
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde kendini pek beğenen, övülmeyi pek seven bir Padişah varmış. Bunu bilen adamları her fırsatta ona övgü dolu sözler söylerlermiş. Bir gün kibirli padişah kızlarını yanına çağırmış: Söyleyin bakalım, beni ne kadar seviyorsunuz, diye sormuş. Büyük kız; - Babacığım, demiş Hem çok faydalıdır hem çok tatlıdır. Dağlardaki bin bir çiçekten toplanarak yapılır. Ben sizi bal kadar seviyorum, demiş. Padişahın yzü gülmüş; - Benim ilk kızım; ilk göz ağrım, demiş. Beni bu kadar sevdiğine göre, sarayın bahçesindeki Güllü Köşk senin olsun. Ortanca kız hemen atılmış; - Babacığım, demiş. Hem güç kuvvet kazandırır hem bal kadar tatlıdır. Çeşit çeşit üzümden bin bir emekle hazırlanır. Ben de sizi pekmez kadar seviyorum. Padişahın ağzı kulaklarına varmış; - Ortanca kızım; bahar dalım, beni bu kadar sevdiğine göre Yaseminli Köşk de senin olsun, demiş. Sıra en küçük kızdaymış. O böyle süslü püslü sözlerle sevgisini abartmak istememiş; - Babacığım, demiş. Ben sizi tuz kadar seviyorum. Diğer kızlar kikir kikir gülüşmüşler. Padişahsa: -Ne! Tuz kadar mı, diye gürlemiş. Senin gözünde değerim tuz kadar mı yani! Madem beni bu kadar seviyorsun! Memleketin öbür ucundaki yıkık dökük kulübe de senin olsun. Git bundan sonra orada yaşa. Bir daha da karşıma çıkma, demiş… Sonra ne olmuş dersiniz? Küçük sultan saraydan ayrılıp o kulübeye gitmiş mi? Padişah babası kızının onu ne çok sevdiğini anlamış mı? Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de kibrin, kendini beğenmişliğin kötülüğünü, alçak gönüllülüğünse kıymetini anlayacaklar. “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler.
2.09 ₺ -
Akıllı Kız
Bir varmış bir yokmuş. Memleketin birinde bir padişah varmış. Padişah bir gün vezirini yanına çağırmış. Ona bir altın lira vermiş. “Bununla bana bir koç alacaksın. Koçun etinden yemek, yününden kürk isterim. Hem koçumu diri hem altınımı geri isterim, demiş. Vezir kara kara düşünerek padişahın huzurundan ayrılmış, yollara düşmüş… Sonra ne olmuş dersiniz, vezir padişahın verdiği bu zor görevi başarabilmiş mi?... Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de akl danışmanın önemini kavrayacaklar… “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler.
2.09 ₺ -
Ak Gün Kara Gün
Bir varmış bir yokmuş. Zamanlardan bir zamanda diyarlardan bir diyarda Rüzgâroğlu adında bir çiftçi varmış. Bir gün Rüzgâroğlu ava gitmiş. Ormanda karşısına kızıl tüylü bir geyik çıkmış. Geyik Rüzgâroğlu’na, -Ey Rüzgâroğlu Rüzgâroğlu! Başına gelecek dert çekeceğin fakirlik var; şimdi mi dilersin yaşlanınca mı, demiş. Rüzgâroğlu geyiğe ne cevap vermiş dersiniz?... Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de her zorluğun karşılığındabir mükafat olduğunu ve sabrın karşılıksız olmadığını öğrenecekler… “Anadolu Masalları”nı 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler.
2.09 ₺