-
Herkes Seni Terk Etse Aşk Terk Etmez
Korkma, herkes seni terk etse O terk etmez! Herkes seni yalnız bıraksa O bırakmaz! O yokluktadır, O yokluktan doğandır. O her şeyi bilir. O Latif’tir, Emin’dir, Mülk ve Saltanat sahibi bir Emir’dir. O sığınaktır, cümle günahkârın sığınağıdır. Eşi ve benzeri olmayan bir Nur’dur. Gönüldeki her türlü acıyı, ıstırabı teskin edendir. Sen gizlesen de O senin bütün derdini bilendir. Herkes seni terk etse de O terk etmez. Hiçbir yerde seni yalnız, çaresiz bırakmaz. Gel, O’nun yüce gölgesine gir. Korkma, herkes seni terk etse AŞK terk etmez. Hz. Mevlânâ Hayat Nur Artıran Herkes Seni Terk Etse AŞK TERK ETMEZ’de Kur’an hükümlerinden, Sevgili Peygamberimiz’in hadislerinden ve başta Hz. Mevlânâ olmak üzere Allah dostlarının, manevi büyüklerimizin sözlerinden, kıssalarından yola çıkarak AŞK’ı anlatıyor: Allah aşkını, Peygamber aşkını, Ehl-i Beyt aşkını, evliyaullah aşkını. Bütün güzellere duyulan aşkı… Okura, “Onlara tutun ki düşmeyesin” diyor. Şekil ve surette gizlenen ilahi sırlardan bahsediyor. Herkes Seni Terk Etse AŞK TERK ETMEZ aydınlığın içine yeni bir aydınlık, karanlığın içine yeni bir ışık uyandırabilmek gayesiyle kurulmuş bir sohbet meclisi. Sözünü “aşk”la söyleyen bir gönül dostunun okurla samimiyetle söyleşmesi…
182.00 ₺ -
Cumhuriyet Efsaneleri
"Türkiye'de 1923 yılından itibaren yürürlüğe konulan programın adını koyuyorum: Osmanlısızlaştırmak. Elinizdeki kitap, ülkemizde 1918-23 yıllarında ama daha kesin olarak 1924'ten sonra adım adım sahneye konulan bu Osmanlısızlaştırma politikasının tersine çevrilmesini, yani Yeniden Osmanlılaştırma yöneliminin altını çizilmesini ama en önemlisi de aslında birer barbarlık ürünü olan bin yıllık alfabenin unutturulması veya sanat eserlerinin kazınıp yıkılması gibi eylemlerin nasıl da el çabukluğu marifetle başarıymış gibi sunulabildiğini tespit etmeği amaçlıyor." -Mustafa Armağan- 1918 Osmanlı Devleti'nin yenildiği yıldır. Gerçi Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan çifte tacı ve Bulgaristan da bizimle beraber yenilmişti ama hiçbirinin anavatan toprakları işgal edilmemiş, yalnızca -Weimar'da olduğu gibi- ağır ekonomik ve askerî yaptırımlarla cezalandırılmışlardı. Yalnızca Osmanlı Devleti'nin anavatan toprakları ve başkenti işgal edilmiş ve yönetim merkezi İstanbul ele geçirilmişti. Neden? 1918'in bu manzarası ne kadar hazin ise sonrasındaki siyasi ve askerî gelişmeler de o kadar hazindi. Osmanlı Devleti'ni tarihe postalamak ve bir daha bu topraklarda böyle tehlikeli bir oluşuma meydan vermemek için onu barışa zorlayacak bir Yunan savaşı planlandı ama bütün tehditlere rağmen Sevr'i Osmanlı Sultanı Vahdettin'e imzalatmak mümkün olmadı. Barışa yanaşmamasının cezasını da anlaşmayı başka bir kadroyla yaparak kendisini devre dışı bırakarak verdiler zaten; sonra da yurt dışına kaçırarak… Neden? Böylece Sultan'sız ve devletsiz kalan millet bu defa Ankara hükümetiyle bir devlet olabilmek için Lozan kapılarında İtilaf devletlerinin merhametine muhtaç hâle gelecek, uluslararası camiada tanınması karşılığında feragat, rıza ve tavizler istenecek ve Lozan'da bunlar fazlasıyla verildikten sonra başka sözler de istenecekti. Bir daha bu topraklarda Osmanlı'nın lafı geçmeyecek, Hilafet'inden Medeni Kanun'una, Ayasofya'sından alfabesine, kılık kıyafetinden laikliğine kadar garanti kapsamına giren temel hususlarda mutabık kalındıktan sonra Cumhuriyet'in ilanına izin verilecekti. Neden? Mustafa Armağan'dan sıkı bir yakın tarih hesaplaşması daha: Cumhuriyet Efsaneleri. (Tanıtım Bülteninden)
111.00 ₺ -
-
Mutluluk Bakış Açımızda0
Şöyle hayal edelim: Çocuğunuzun ya da eşinizin bir hareketine çok sinirlendiniz. Kelimeleri taramalı gibi saydıracakken kapının zili çaldı. Çoktan beri görmediğiniz ve çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı kapının önünde görüverdiniz. Arkadaşınız da kucağını açmış gülerek size doğru yaklaşıyor. O anda ister istemez psikolojiniz değişecektir. Arkadaşınız birkaç saat kalıp yanınızdan ayrıldıktan sonra, muhatabınızın gönlüne sıkacağınız kelimeleri, yine aynı şekilde kullanabilir misiniz? “Kesinlikle hayır.” değil mi? Peki, sürekli muhatap olduğumuz kişiler, evimizde birkaç saat kalan arkadaşımız kadar değerli değil mi? Hadi bağırdık, çağırdık, karşımızdakinin kalbini paramparça ettik. Daha sonra çok mu rahatladık? Şeytanı güldürdük, meleği üzdük. Bu kitabı okuduktan sonra, sevdiklerinizi ve melekleri daha çok sevindireceksiniz. “Ahir zamanda şükrün, vefanın, mutluluğun ne olduğunu unutan insanların, bu duyguları hatırlayacağı ve sığınabileceği bir liman misali bir kitap.”
203.00 ₺ -
SON ADRES
“İnsan, imtihanlarla saflaşır ve özüne erer. Ruh, imtihan gördüğü nispette olgunlaşır ve büyük işleri göğüsleyebilecek hâle gelir. Geçirilen imtihanın ağırlığı nispetinde fert, insanlık mektebinde sınıf geçmeye hak kazanır. Sabah akşam onların çevrelerinde dolaşıp duran endişeler, sıkıntılar kişiyi istikbale hazırlar. Bunun böyle olduğunu bilen hakikate aşina bir gönül için her imtihan, ona güç ve canlılık kazandıran bir ab-ı hayattır. Böyle birinin nazarında ateşlere atılmak, Yaratıcının dostluğuna doğru atılmış en güçlü bir adımdır.” Bu kitapta; yazar Azra Khara’nın onu uçurumun kenarına kadar götüren yaşadığı imtihanları, kimi zaman duygulanarak okuyacak; umutsuzluktan umuda, isyandan teslimiyete doğru nasıl yol aldığına yakından şahit olacaksınız.
7.00 ₺ -
Dindarların Para ve İktidarla İmtihanı
Dinini yaşamak isteyenlerin, bir gün Müslüman topraklarında çeşitli zorbalıklarla ve baskılarla karşılaşacağını kim bilebilirdi? Türkiye’de, dindarlar çok ezildi. Kimi yüksek öğrenimini tamamlayamadı, kimi dindar kimliğinden ötürü iş bulamadı. Osmanlı medeniyetinden sonra Cumhuriyet döneminde, dindar kesime yapılan haksızlıklarla Türkiye Türkleri’nin tarihinde kara bir leke oluştu. Ve sonra tüm engelleri aşarak, muhafazakâr bir parti iktidar oldu. Bu partinin iktidarlığında Türkiye’de çok büyük değişimler oldu. Ülke makûs talihini yenerken, aynı zamanda para ve iktidarın gücüyle, dindarların yıldızı da parlamaya başladı.
17.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece 3 Cehennem Yolcuları
Azrail’in nefesi, yaşayanlar için surun birinci üfürülüşüdür. Bu nefesi duyanın, dünya ile bağları kopuverir. Başının üstündeki güneş söner, dağlar un ufak olur. Birinci surun tesiriyle günahkâr ilk gecesinde, mezarından açılan cehennemdeki yerini temaşa ederek acı üstüne acı yaşar. Kahreder geçmişine ve yapması gerekirken yapmadıklarına. Hüzün, ilk gecenin mirası olarak boynuna dolanır. "Kabirde İlk Gece" ve "Sırat Köprüsünde Heyecan" kitaplarında olduğu gibi, bu kitabında da yazar; sizlere farklı bir ufuk açarak düşünmenize katkı sağlamayı amaçlamış, bize sunulan sağlam referanslardan yola çıkarak, insanlığı kendi geleceğiyle yüzleştirmeye çalışmıştır.
17.50 ₺ -
Kabirde İlk Gece 2 Sırat Köprüsünde Heyecan
İnsanların heyecanı yüzlerinden, bakışlarından, duruşlarından okunuyor. Nasıl geçeceğiz, bu kıl gibi sıratın üzerinden? Üzerimden ayakları kaydığında, ağzını açıp beklemekte olan hararetli ateşin tam içine düşecekler. Ölüm kurtuluştur, cehennemde yanmaya göre.
17.50 ₺ -
Sevgi ve Merhamet Öyküleri
Dünyanın en güzel öyküleri arasından, iyiliğe özendiren, kötülükten kaçındıran harika hikâyeler seçtik... Onları kolayca anlayabilmeniz ve keyifle okuyabilmeniz için yeniden yazdık... Sizler için iyilik, merhamet, dostluk, kardeşlik gibi değerlere dair harika bir öykü dizisi hazırladık... Bu dizinin kitaplarını bir solukta okuyacaksınız, ama ömür boyu unutamayacaksınız...
72.00 ₺