-
Beylikten Hükümdarlığa Osmanlı Padişahları Gençler İçin
Osmanlı İmparatorluğu; en geniş zamanında üç kıtaya yayılmış, İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Bizans İmparatorluğu’nu yıkmış, Akdeniz’i imparatorluğunun sınırları içerisinde bir göl haline getirmiştir. İstanbul’un fethi bazı tarihçilere göre Yeni Çağ’ı başlatan olay olmuştur. 623 yıl süren Osmanlı tarihi boyunca 36 padişah gelmiş ve üç kıtada çınar ağacı gibi kök salmış olan Osmanlı Devleti, bir Cihan İmparatorluğu olmuştu. Altı asır boyunca dünyaya hükmetmiş olan Osmanlı, ilahî ve yüce değerlerden ilham alarak, gittiği yerlere adalet, şefkat ve medeniyet götürmüş, insanlığı ön planda tutarak dünyayı aydınlatmıştı. Osmanlı’nın mirası olan topraklarda onun eserleriyle yaşayan bugünün nesli, Osmanlı tarihi hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olamamaktadır. “Beylikten Hükümdarlığa Osmanlı Padişahları” isimli eser, insanımızın kendi şanlı tarihini biraz olsun öğrenmelerine katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu gibi altı asır sürmüş olan bir tarihi, tek ciltlik bir eserle anlatmak mümkün olmadığından bu kitapta sadece devletin başı olan padişahlar ve onların dönemindeki önemli olaylara yer verilmiştir. Elinizdeki eser, farklı kaynaklardan istifade edilerek, akıcı bir üslup ile kaleme alınmış ve çok sayıda resim, gravür ve harita ile görsel zenginlik kazandırılmıştır.
77.00 ₺ -
Ayet Ayet Hayat
Bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi Akdeniz’i “Türk gölü” haline döndüren? Bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi “Dünya bir padişaha çok, iki padişaha az” diyerek otuz Türkiye büyüklüğünde bir devlet inşa eden? Bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi, yeri geldiği zaman hem kâinata, hem de hayata meydan okuyan? Bizim ninelerimiz dedelerimiz miydi, farklı dinden, farklı dilden, farklı kılık kıyafetten olanlara hoşgörü içinde bakan… “Öteki”yi “ötekileştirme”den içselleyip “inanç, ibadet, kıyafet, seyahat, ticaret özgürlüğü” tanıyan? Bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi her meydana ebedî abideler diken? Bizim ninelerimiz, dedelerimiz miydi aç kalan Hollanda’ya, Fransa’ya ve Yunanistan’a ekmek veren? Bizim ninelerimiz dedelerimiz miydi Açe’ye (Endonezya) yardım gönderen? Acaba bu kendine güveni, bu cesareti, bu cüreti, bu hoşgörüyü nereden alıyorlardı? Aynı millet olduğumuz halde bizde neden aynı cesaret, aynı cüret, aynı beceriklilik, aynı hoşgörü yok? Acaba genlerimiz de mi bozuldu? Genlerimizi bilemeyeceğim, ama biz bozulduk! Ninelerimizin, dedelerimizin kudret kaynağından koptuk. “Hakiki imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir.” İspatı ortada. Ceddimizin yaptığı tarih, “Kâinata meydan okuma” tarihidir.
77.00 ₺ -
Muhteşem Fatih Sultan Mehmed
Hasrete vuslat yaklaşmıştı... Toplar hazır, ordu hazır, Çandarlı'nın çevresindeki birkaç vezir dışında, komutanlar da hazırdı... Onca dil dökülmüş, ancak Çandarlı'yı ikna etmek mümkün olamamıştı. Seferin hüsranla sonuçlanacağına inanıyor, son ana kadar, Padişah'ı bu seferden vazgeçirmeye çalışıyordu. O kadar ısrar etmişti ki, Padişah öfkelenmiş, Ya gel, ya kal demişti, artık kararını ver Çandarlı! Çarnaçar o da yola koyulmuştu. Ancak yüreğinde değişen bir şey yoktu: Hâlâ hüsran bekliyordu. Osmanlı ordusu, 1452 senesi Ocak ayının sonlarında Edirne'den yola çıktı. Büyük topların önünde, Kraç Bey komutasında on bin akıncı süvarisinden meydana gelen gözü pek bir birlik gidiyordu... Koca toplardan her biri elli çift öküzle çekiliyor, dengesini sağlamak için de iki tarafında iki yüzer asker bulunuyordu. Ayrıca yolları düzeltmek için de elli arabacı ile ikiyüz kazmacı önden gönderilmişti. Edirne'den İstanbul'a geliş o kadar zor oldu ki, yol tam iki ay sürdü. Fakat zahmet kimsenin umurunda değildi, yürekler hedefe kilitlenmiş, gözler başka bir şey görmemeye başlamıştı...
104.00 ₺ -
Mimar Sinan Mimarideki Osmanlı Mührü
Sinan camileri böylesine bir bütünsellik içerir: Mermeri sanatla, sanatı hayatla buluşturur. Daha avluda şaşırıp büyülenmeye başlarsınız. O şaşkınlık ve hayranlık deminde, kapıya ve pencerelere bakın: Pencerelerle duvarların büyüleyici uyumunu, kündekârı kapının kubbelere yükselişini, kudret eliyle serpiştirilmiş hissini veren “çil çil kubbe”lerin yer yer minareleşip gözü hiç rahatsız etmeden sonsuzluğa ulaşımını seyredin… Sonra, Yahya Kemal’in şiirinin içine girer gibi, camiye girin, kürsünün mihrapla, mihrabın minberle, hem birbirinden bu kadar farklı ve bağımsız, hem birbirine bu kadar yakın, böylesine derin ve huzurlu bir iç içeliğin nasıl sağlandığını düşünün… Kubbelerdeki sadelikle duvarlardaki renk cümbüşünün zıt gibi duran karakterlerinde Sinan’ın ruh halini çözmeye çalışın: İmkânsıza âşık olan dehâ, her eserinde “imkânsız”ı denemiş ve gerçek hayatta yapamadığını yapıp “zıtların estetik uyumu”nu yakalamıştır! “Ve minel aşk!” Unutmayın: Sanat, “sonsuz”un ve “aşk”ın adıdır.
77.00 ₺ -
Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Yavuz Bahadıroğlu
Kanunî, rüyasında Efendimiz'i(s.a.v) görmüş ve kendisine şöyle buyrulmuş: Belgrad, Rodos ve Bağdat kalelerini fethedesin sonra da benim şehrimi imar edesin! Bu emir üzerine, Kanunî hemen Haremeyn'i imar ve iskân projelerine başlar. Hatta vasiyetinde şahsî servetinden hacılar için su getirecek bir vakıf kurulmasını ister. Kızı Mihrimah Sultan da babasının bu vasiyetini yerine getirir ve Arafat'taki Ayn-ı Zübeyde Suyu'nu Mekke'ye ulaştırır. Dünya önünde eğilirken, Kanunî, Peygamber'ine şöyle yalvarır: Nûr-ı Âlemsin bugün hem dahi Mahbub-u Hüda, Eyleme âşıkların bir lâhza kapından cüda... Gitmesin nâm-ı şerefin bu dilimden dem-bedem, Dertli gönlüme devadır, can bulur ondan safa. (Hem Allah'ın habibi, hem de âlemlerin nurusun,/ Sen'i sevenleri bir an olsun kapından uzaklaştırma,/ Gitmesin dilimden şerefli ismin, nişanın,/ Benim dertli gönlüm bu zikirden şifa bulur, canım sevinç duyar.)
123.50 ₺ -
Muhteşem Hanedan Osmanlı Osmanlı Padişahları
Osmanlı İmparatorluğu (Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye) 1299 senesinde şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilecik ili Söğüt ilçesinde Osman Gazi tarafından Osmanoğulları Beyliği olarak kurulmuştur. Kurulduğu tarih Anadolu Selçuklu Devleti zamanına rastlar. Osmanlı Beyliği'nin kurulmasıyla başlayan Osmanlı Tarihi, son padişah VI. Mehmet Vahdettin'in 17 Kasım 1922 günü ülkeden ayrılması ile son bulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu en geniş zamanında üç kıtaya yayılmış, İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Bizans İmparatorluğu'nu yıkmış, Akdeniz'i İmparatorluğunun sınırları içerisinde bir göl hâline getirmiştir. İstanbul'un fethi bazı tarihçilere göre Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. 623 yıl süren Osmanlı Tarihi boyunca 36 padişah gelmiş ve 3 kıtada çınar ağacı gibi kök salmış olan Osmanlı Devleti bir Cihan İmparatorluğu olmuştu. Altı asır boyunca dünyaya hükmetmiş olan Osmanlı, ilahî ve yüce değerlerden ilham alarak, gittiği yerlere adalet, şefkat ve medeniyet götürmüş, insanlığı ön planda tutarak dünyayı aydınlatmıştı...
123.50 ₺ -
Muhteşem Yavuz Sultan Selim Han
Osmanlı tarihinde bir devir kapanmış, yeni bir devir açılmıştı. Dünya tarihinin Cihangir olarak selâmladığı Yavuz Sultan Selim, atalarının tahtına çıkmıştı. Sultan Selim ateşten gömleği giymiş, yanarken yakmaya hazırlanmıştı. Ağabeyi Şehzade Ahmed, isyan hâlindeydi. Kendi kendini Anadolu Padişahı ilân etmişti. Şimdilik en yakın tehlike durumundaydı ve hemen bertaraf edilmeliydi. Devlet hayatında iki başlılık olmazdı. Hatırı sayılır derecede bir âlim olan Kardeş Korkud'a, Manisa sancağına dönmesini, ilimle, irfanla meşgul olmasını tembihledi. Mülkün perişanlığına sebebiyet vermez, saltanat davasın gütmezsen, hayatından ve evlâd ü iyalinin hayatından emin olub devr-i saltanatımızda huzur içinde yaşarsın. Yok, iğvalara kapılub padişahlık derdine düşersen, kahrımızdan kurtulamazsın. Mülkün perişanlığına öz oğlumuz sebebiyet verse dahi, acımazız!...
97.50 ₺ -
Hanedan Sarayın Sırları
Üslup ve Estetiğin Bestekârı: Sinan Osmanlı Sarayları İstanbul Sarayları Harem-i Hümâyun Osmanlı Rütbeleri Sarayda Yemek Saray Cellatlığı Saray Merkezli Devletin İdari Yapısı Yabancıların Gözüyle Osmanlı Padişahları Sarayda Divanlar Tahta Geçme Usulü Padişahların Eğitim-Öğretimi Saray Merkezli Devlet Yönetimi Osmanlı Maliyesi Osmanlı Ordusu Osmanlılarda Ekonomik Hayat Osmanlı Toplumunda Eğitim ve Öğretim Osmanlı Aile Modeli Osmanlı Mahallesi ve Mahalle Hayatı Osmanlılar Nasıl Giyinirdi? Sarayda Büyük Aşklar Şehzade Katli Osmanlı'da Kuvvetler Ayrılığı Prensibi Osmanlı Sadrazamları
105.00 ₺ -
Tarihin Arka Sokakları
Osmanlı Padişahları Hukuka Bağlı mıydı? Fatih'in Latin Papazlara Verdiği Ferman Öldürseydik, Ermeni Kalmazdı Yahudilere Zulüm Saltanat Nasıl Kaldırıldı? Hilafetin Kaldırılışına Tepki Gösterilmedi mi? Osmanlı Hanedanı Sürgünde Nasıl Yaşadı? Serbest Fırka Nasıl Kuruldu, Nasıl Kapatıldı? Menemen Olayı Nedir? Osmanlı Padişahları Neden Hacca Gitmediler? Osmanlı Padişahları Neden Yabancı Kadınlarla Evlenirlerdi? Padişahlar İçki İçer miydi? Çocuk Yaştaki Şehzadeler Neden Öldürülürdü? Osmanlılar Nasıl Eğlenirlerdi? Osmanlı'da İlk Seçim Osmanlı Devleti Gerçekten Hoşgörülü müydü? Bizans Neden Yıkıldı? Matbaa, İrtica Yüzünden mi Geç Geldi? Osmanlı'da Bilim ve Teknoloji Var mıydı? İstiklal Savaşı'nı Kim Başlattı? "Eski Ramazanlar!" Nasıl Yaşanırdı? Eski Azınlıklar Ramazanları Nasıl Yaşarlardı? Osmanlı'da Grev Hakkı Var mıydı? Yunanistan'a Gıda Yardımı Yaptığımız Doğru mu? Lübnanlı Dürzi Lider Neden Osmanlı'yı Özler? Vaktiyle Fransızları Beslediğimiz Doğru mu? Osmanlı Devleti'nde Kadın Komutanlar 19 Mayıs 1919'da Gerçekten Ne Oldu? Bandırma'da Kimler Vardı? Moğollar Anadolu'da Zulüm Yaptı mı? Tekke ve Zaviyeler Neden Kapatıldı? Osmanlı'da Sanat Var mıydı? Ezanın Yasaklanması Enver Paşa Hain mi, Vatansever mi?
77.00 ₺ -
Osmanlıda Derin devlet ve 2 Abdülhamit
Hafızamızdaki aşırı uçlardan biri Sultan II. Abdülhamit Han’dır! Herkes onu kendi siyasi tercihine göre yorumlamış, ‘Ulu Hakan’la ‘Kızıl Sultan’ arasına sıkıştırılıp, kavga odağına dönüştürülmüştür. Kuraldır: Her ‘ifrat’ kendi ‘tefrit’ini üretir! İki tarafın, bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmuş fanatikleriyle, tarihi gerçeklerin sadece işlerine yarayan bölümlerini alan tipleri, tarihi kişilerle olaylara salt tarih ilmi açısından yaklaşan dürüst tarihçiyi de konudan soğutmuşlar. Dolayısıyla gerçek Abdülhamit’le gerçek Vahdettin, tarihimizin diğer bazı ‘gerçek’leri gibi kaynayıp gitmiş... “Son karar sizin” demiyorum çünkü hepimizin beynine yapışıp kesinleşmiş birtakım karar ve kanaatlerimiz var. Bu yüzden son kararı yine tarihe bırakıyorum. Hasbihalimizi, Sultan II. Abdülhamit’in “Tarih tekerrürdür” diyenlere verdiği bir cevapla bitirelim: “Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor”.
63.00 ₺ -
Saltanattan Cumhuriyet Yakın Tarihimizin Sır Perde
- Osmanlı'nın Demokrasi Anlayışı - Cumhuriyet Türkiye'si Kurulurken - 19 Mayıs'ta Gerçekten Ne Oldu? - 23 Nisan'da Hangi Meclis Toplandı? - En Çok Tartışılan Padişah: Sultan Vahdettin - Yakın Tarihimizden Bir Kesit - Lozan Hezimetine Doğru - Lozan'dan Bugüne Yansıyanlar - Yarım Kalan Yemin: Misak-ı Millî - "Taraflar" ve "Taraftarlar" - "Geri Kalmışlığımızdan Padişahlar Sorumlu" İmiş! - "Mahalle Baskısı" mı, Devlet Baskısı mı? - Siyasi Hesaplaşmaların Sahnesi: İstiklal Mahkemeleri - İzmir Suikastı - Adamlar ve İdamlar - Bitmeyen Tartışma: Kılık-Kıyafet Meselesi - Nihayet "Şapka İnkılâbı" da Yapılıyor… - Sehpada Bir Âlim: İskilipli Atıf Hoca - Çok Partili Demokratik Sisteme Geçiş Süreci - Menemen Olayı - Demokrasi Denemesi: Demokrat Parti'nin Kuruluşu - Cumhuriyet'in İlk Partisi: CHP - Demokrat Parti'nin Doğuşundan 1960 İhtilaline - Yakın Tarihin Düşündürdükleri - Gerçekleşemeyen Tasavvur: Dinde Reform - "Yüzellilikler Olayı" Nedir? - Şeyh Said İsyanı Neden Çıktı? - Kâzım Karabekir Paşa Gerçeği - Bir Alacakaranlık Kuşağı: Yakın Tarih - İnkâr Fırtınaları - Türkiye İsmi Nereden Geliyor?
63.00 ₺ -
Beylikten Hükümdarlığa Osmanlı Padişahları
Osmanlı İmparatorluğu; en geniş zamanında üç kıtaya yayılmış, İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Bizans İmparatorluğu'nu yıkmış, Akdeniz'i imparatorluğunun sınırları içerisinde bir göl haline getirmiştir. İstanbul'un fethi bazı tarihçilere göre Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. 623 yıl süren Osmanlı tarihi boyunca 36 padişah gelmiş ve üç kıtada çınar ağacı gibi kök salmış olan Osmanlı Devleti, bir Cihan İmparatorluğu olmuştu. Altı asır boyunca dünyaya hükmetmiş olan Osmanlı, ilahî ve yüce değerlerden ilham alarak, gittiği yerlere adalet, şefkat ve medeniyet götürmüş, insanlığı ön planda tutarak dünyayı aydınlatmıştı. Osmanlı'nın mirası olan topraklarda onun eserleriyle yaşayan bugünün nesli, Osmanlı tarihi hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olamamaktadır. "Beylikten Hükümdarlığa Osmanlı Padişahları" isimli eser, insanımızın kendi şanlı tarihini biraz olsun öğrenmelerine katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu gibi altı asır sürmüş olan bir tarihi, tek ciltlik bir eserle anlatmak mümkün olmadığından bu kitapta sadece devletin başı olan padişahlar ve onların dönemindeki önemli olaylara yer verilmiştir. Elinizdeki eser, farklı kaynaklardan istifade edilerek, akıcı bir üslup ile kaleme alınmış ve çok sayıda resim, gravür ve harita ile görsel zenginlik kazandırılmıştır. (Tanıtım Bülteninden)
77.00 ₺ -
Muhteşem Süleyman ve Hürrem Sultan
Neden "Kanuni" ya da "Muhteşem" denildi? Kanuni, Hürrem Sultan'a gerçekten âşık mıydı? Osmanlı'nın devlet yapısı eğlenceye mi, hizmete mi dönüktü? Harem hayatı nasıldı? Harem nasıl bir kurumdu, işlevi padişahlara kadın bulmak mıydı? Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'ı ne kadar etkilemişti? Şehzadelerin katledilmesinde Hürrem Sultan'ın rolü olmuş muydu? Sünnet Medeniyeti ne demekti, Osmanlı bunun neresindeydi? Osmanlı'nın devlet olma amacı ne idi? Kanuni'nin kimliği ve kişiliği nasıldı? Kanuni'nin savaşları, vatana katkıları neler olmuştu? Kanuni'nin ebedi eserleri nelerdi? Oğullarını neden öldürttü? İstediği zaman padişah hareme girebilir miydi? Ak ve Kara Ağalar'ın istediklerinde hareme girmeleri mümkün müydü? Hürrem Sultan, genelde tarihçilerimizin gösterdiği gibi "canavar ruhlu bir kadın" mıydı yoksa bir hayırsever miydi?
105.00 ₺ -
Fatih Sultan Mehmet ve İstanbulun Fethi
Osmanlı’da saltanat sırası Sultan II. Murad’a gelmişti. O da kuşattı İstanbul’u, fakat Peygamber müjdesi şehir, Peygamber adaşını bekliyordu: “Hz. Muhammed (sav) Peygamber’in müjdesini Sultan Mehmed gerçekleştirecekti.” Sultan II. Murad, ya bunu hissettiği ya da birileri (bazı kaynaklar Hacı Bayram-ı Veli olduğunu yazar) kulağına fısıldadığı için en verimli çağında tahtı terk etti. Bu görülmemiş derecede büyük fedakârlıkla müstakbel fatihin (oğlu Sultan II. Mehmed) önünü açtı. Ama kaderden henüz izin çıkmamıştı. II. Murad, bir süre sonra saltanat makamına dönmek zorunda kaldı. Yenmesi gerekeni yenip, alması gerekeni aldıktan sonra, her fani gibi o da “terk-i dünya” eyledi. Şimdi sıra onundu… Sünnet yolundan Peygamberinin müjdesine yürüyecek, “alınmaz”ı alıp “Fatih” olacaktı. Henüz yirmi yaşındaydı. Çocuktu, ama yüreğini inancıyla bütünleyerek atom çekirdeğine dönüştürmüştü. Ya alacak ya da ölecekti! Ölmedi, aldı. Çünkü o, gemileri karadan yürütmeyi düşünecek kadar geniş ufukluydu...
77.00 ₺ -
Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler
Cesarete âşık olan yeniçeriler bu cesaret gösterisinden sonra, Padişah'ı takip etmeye başladılar. Nihayet ordular Çaldıran Meydanı'nda karşılaştı. Kanlı bir savaş sonucu Yavuz Padişah, Çaldıran Zaferi'ni (23 Ağustos 1514) kazandı. Bu zafer sadece Anadolu'yu değil, İstanbul'u da kurtarmıştır. Daha da önemlisi hilafetin yollarını Osmanlı'ya açmıştır. Yavuz'un amacı, kendi sözlerinde şöyle ifadesini bulmaktadır: "Ben bu saltanatı, ümmete hizmet içün pederumun elinden aldum ve ıslâh-ı âlem (İnsanların ıslahı ile mutluluğu) uğruna birader ve biraderzadelerimi (Kardeşlerimi ve çocuklarını) feda eyledum... Ben uykularımı, rahat ve huzurumu terk ile din-i mübînin te'yidine uğraşıyorum. Eğer İslâm'ı ihya etmek (geliştirmek, hayata geçirmek, yaşamak ve yaşatmak) maksudunuz (isteğimiz, niyetiniz) değilse, benum de nefs-ül emirde saltanata kat'a hevesum yoktur." (Eğer bu yoldan hedefe gidemeyeceksem, sizin de böyle bir amacınız bulunmuyorsa, padişahlıkta gözüm yoktur)."
77.00 ₺ -
Kudretli Sultan 2. Abdülhamid Han
Sultan 2 Abdülhamid Han! Herkes onu, kendi siyasi tercihine göre yorumlamış, Ulu Hakanla, Kızıl Sultan arasına sıkıştırılıp, kavga odağına dönüştürülmüştür. Resmî Tarihin (ki ders kitaplarında somutlaşır) yıllar boyu Kızıl Sultan dediği Abdülhamid Han, alternatif tarihte Ulu Hakana dönüşmüştür; Resmî Tarih'in vatan haini ilan ettiği Sultan Vahdettin ise, büyük vatansever olarak selamlanmıştır. Tarihe günlük siyaset karıştırmanın, tarihi, güncel ya da ideolojik çatışmaların kaynağına dönüştürmenin sayılamayacak kadar büyük mahzurları var. Dine ve tarihe, siyasi ve ideolojik kalıpların dışına çıkarak bakmak gerekiyor. Öyle yapmaya çalıştım. Tek taraflı bir değerlendirme olmaması için de, geçmişten ve günümüzden konuya ilişkin makaleleri kitabıma koydum.
143.00 ₺ -
Büyük Bir Milletin Direniş Destanı Çanakkale
Etrafında ihtilafsız ittifak edebileceğimiz ortak değerleri öne çıkarmamızı gerektiren günler yaşıyoruz... Tarih, ortak değerlerimizden biridir... Özellikle Çanakkale Zaferi, yakın tarih içindeki yeri bakımından, son derece anlamlıdır. Anlamlıdır, çünkü Osmanlı bitti, bir daha dirilemeyecek şekilde yere serildi denilen bir zamanda kazanılmıştır. Mahiyeti itibariyle bir diriliş cehdi, aynı zamanda da birlik-beraberlik sembolüdür. Bu itibarla Çanakkale mücadelesini kazanan ruhu keşfetmeye ve kavramaya muhtacız. Hatırlayalım ki, Çanakkale Zaferi, Avrupa'nın Hasta Adam damgasını vurduğu bir milletin varlık mücadelesidir. Mücadele kaybedilseydi her şey biter, o moral çöküntüsü içinde İstiklâl Savaşı bile verilemezdi. Ama kazanıldı. Tarihin yolu ve yönü değişti. Bir millet ateşle imtihan olundu Çanakkale'de, tarihle hesaplaştı ve kendi varoluş tarihini yeniden yazdı... Büyük bir milletin direniş destanıdır, Çanakkale.
123.50 ₺ -
Din ve Laiklik
Ah şu bizim dışlama merakımız, ah! İnsanların tornadan çıkma olmasını bekliyoruz. Herkesi kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Benzemeyenleri de hemen dışlıyoruz. Sebep: Çarşaf ya da pardösü giymiş olması. Başını örtmesi. Farklı siyasi partiyi desteklemesi. Ya da değişik bir dini cemaate mensup bulunması. Oysa kılığı-kıyafeti, partisi-patırtısı ne olursa olsun, her insana insan olarak saygıyla,hoşgörüyle yaklaşmak insan olmanın asgari şartlarındandır. Başı açık bayanın örtülü bayanı horlaması, dışlaması ne kadar abes ise, örtülü bayanın baş açık bayanı horlaması ve dışlaması da o kadar abestir. Çünkü o senin muhatabındır. Muhatabını dışlayarak fethedemezsin.
77.00 ₺ -
Bir Devrin Bittiği Yer Çanakkale
Etrafında ihtilafsız ittifak edebileceğimiz ortak değerleri öne çıkarmamızı gerektiren günler yaşıyoruz… Tarih ortak değerlerimizden biridir… Özellikle Çanakkale Zaferi, yakın tarih içindeki yeri bakımından, son derece anlamlıdır. Anlamlıdır, çünkü “Osmanlı bitti, bir daha dirilemeyecek şekilde yere serildi” denilen bir zamanda kazanılmıştır. Mahiyeti itibariyle bir diriliş cehdi, aynı zamanda da birlik-beraberlik sembolüdür. Bu itibarla Çanakkale mücadelesini kazanan ruhu keşfetmeye ve kavramaya muhtacız. Hatırlayalım ki, Çanakkale Zaferi, Avrupa’nın “Hasta Adam” damgasını vurduğu bir milletin varlık mücadelesidir. Mücadele kaybedilseydi her şey biter, o moral çöküntüsü içinde İstiklâl Savaşı bile verilemezdi. Ama kazanıldı. Tarihin yolu ve yönü değişti. Bir millet ateşle imtihan olundu Çanakkale’de, tarihle hesaplaştı ve kendi varoluş tarihini yeniden yazdı.
77.00 ₺ -
Osmanlıda Çocuk Eğitimi
Çocuklarınızı ileride bir lider olacak şekilde yetiştirmek ister misiniz? Osmanlı ailesi çocuk yetiştirmek üzere kurumlaşmıştı. Dengelerini buna göre oturtmuş, buna göre kendini geliştirmişti. Annenin en önemli işi çocuk yetiştirmekti. Mimari de buna göre planlanmıştı. Her evin “olmazsa olmaz”ı sayılan avlular, kadının egemenlik alanıydı. Kısacası, Osmanlı’da hayatın hiçbir evresi başıboş bırakılmaz, hayatın her yönü değerlendirilir, her anı dolu dolu yaşanırdı. Bu yüzden de ömür bereketlenirdi. Bugün ise “cevher insan” yetiştirmede eskisi gibi değiliz. Osmanlı ailesi ne yapıyordu, nasıl yaşıyordu da bugün bile örnek insanlar olarak andığımız fertler yetiştiriyordu? Bir Fatih, bir Yavuz, bir Kanuni, bir Akşemseddin, bir Sinan ve daha niceleri nasıl yetişmişti? Dünyaya hükmeden, üç kıtaya adalet ve barış götüren neslin yetişmesinde nasıl bir ruh yatıyordu? Osmanlı ailesinin çocuklarını yetiştirirken nasıl davrandıklarını, nasıl eğitim verdiklerini bu kitabın sayfalarında bulacaksınız…
203.00 ₺ -
Haram Yemenin Sonu
Karabayır Köyünde yaşayan Yengeç Kemal kısa zamanda zengin olmuştu. Kimse ne bir yanlışını görmüştü ne de bir hatasını fark etmişti. Herkesle iyi geçinirdi. Yengeç Kemal kasaplık yapıyordu. Köydekiler hayvanlarına bir şey olsa soluğu Yengeç Kemal`in yanında alıyorlardı. Sülü Dayı`nın da danası hastalanmıştı. Yengeç Kemal`den yardım istedi… Böylelikle olaylar gelişti ve Yengeç Kemal`in kısa zamanda nasıl zengin olduğu anlaşıldı. Haram yemenin nelere mal olduğunu bu hikâyeyle daha iyi anlayacaksınız. Kitapta “Haram Yemenin Sonu”yla birlikte birbirinden eğlenceli ve öğretici beş hikâye daha bulunuyor: “Bizim Şükrü”, “İmparator”, “Hasta Çocuk”, “Kasabaya Gelen Panayır”, “Sarhoşun Pişmanlığı”, “Sünger Avcısı”…
41.25 ₺ -
Fedakar Annem
Aynur`un babası Almanya`ya gitmişti. Ona güzel oyuncaklar, elbiseler alacağına söz vererek… Aradan uzun zaman geçtiği halde ne para göndermişti, ne de bir haber… Aynur, annesiyle birlikte çok fakir düşmüştü. Güzel evlerini bırakıp eski bir eve taşınmışlardı. Annesi mahallelinin çamaşırlarını yıkayarak para kazanıyordu. Aynur`un annesi hasta düşünce çalışamadı, çalışamayınca para kazanamadı. Yiyecek ne bir lokma ekmekleri ne de kapılarını çalan bir dostları oldu. Aynur da daha fazla dayanamayıp hasta düştü… Annesi, yavrusunun hastalıktan kıvranmasına dayanamayarak son gücüyle ayağa kalktı ve çalışmak için mahallelinin kapısına gitti… Bir annenin fedakârlığını bu hikâyeyle daha iyi anlayacaksınız. Kitapta “Fedakâr Annem”le birlikte beş güzel hikâye daha yer alıyor: “Anne Sözü”, “Canım Anneciğim”, “Otobüs Yolculuğu”, “Sultanlar Sultanı”, “Tembel Ali”…
41.25 ₺ -
Yolbaşı
Kol kola üç kadın. Çok yaşlı olanı çarşaflı, orta yaşlısı mantolu, genç kız ise mini etek giymiş. Saçları mor bir berenin altında taşkın, adımları şahsiyetindeki tenakuz kadar mütereddit. Yaşayan üç kuşağın üç temsilcisi. Üç türlü düşüncenin, üç ayrı yaşama tarzının ve üç çeşit dünya görüşünün temsilcileri. Meşrutiyetin annesi, Cumhuriyetin annesi, bir de istikbalin annesi. Nine Osmanlı terbiyesinin izleriyle hala yaşayan bir imparatorluk. Anne kafasına cebren sokuşturulmuş Batı kültürünün tesiriyle muhayyer, yerine göre değişken, "Zaman sana uymazsa sen zamana uy" düşüncesiyle mefluç... Ve genç kız boşlukta bırakılan yeni neslin savrukluğuyla yarı meczup. Ardından sorular, cevaplar ve bunlarla yoğrulan roman.
10.50 ₺ -
Köprübaşı
İşgal günleri...Yetim minarelerin, öksüz camiilerin, Issız türbelerin eşliğinde varlık arayanların umutları, hayal kırıklıkları…
6.95 ₺ -
Canım Peygamberim Büyük Boy
Efendimizin (a.s.m.) ifadesiyle “cennet kokusu” ve “gözümüzün nuru” çocuklarımıza, O Güzeller Güzeli’nden pek çok defa bahsetmişizdir. Onun hayatına dair masal tadında kıssalar anlatmış, küçücük kalplerinin onun sevgisiyle dolmasını istemişizdir. Çünkü biliyoruz ki, o insanların en güzeli ve bize en güzel örnek… Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) 571’den 632 yılına kadar süren mübarek hayatı boyunca örnek bir hayat yaşadı. Peygamber olarak Rabb’inden gelen hakikatleri bize ulaştırdı, yaşayışıyla da bize nasıl iyi insan ve nasıl iyi mümin olunabileceğini öğretti. Sözleri, yaşadıkları, olaylar karşısında verdiği tepkiler herkes tarafından dikkatle izlendi. Bu kitapta Peygamberimizin (a.s.m.) örnek hayatı bütün detaylarıyla ele alınıyor. Dünyayı şereflendirişinden Rabb’ine kavuştuğu güne kadar neler yaşadığı, ilköğretim çağındaki çocukların seviyesine göre anlatılıyor. Nesil Çocuk Yayınlarından çıkan eser, usta yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun kaleminden yayınlandı. İftihar vesilesi Peygamber Efendimizi (a.s.m.) anlatan bu kitap, aynı zamanda Millî Eğitim Bakanlığı’nca okullara tavsiye ediliyor.
292.50 ₺ -
Boşlukta Yürümek
Sanat sanat için değil, şunun bunun için de değil inanç içindir. Sanatkar; insanları ezeli ve ebedi Sanatkara yaklaştırabildiği ölçüde başarılıdır. Roman; görüşlerin, düşüncelerin kanaviçesi, fikirlerin kıyasıya vuruştuğu meydan... Romancı; bazen kanaviçe üstünde renkli ipliklerle fikirlerini ören bir nakkaş, bazen kelimeleri mermi yaparak sürekli ateş açan bir savaşçı... Maksat; Hakka ve hakikate hizmet... Kalem; İlahi takdire mazhar bir araç... Eser; iyiyi, doğruyu, güzeli göstermesi şartıyla muhterem bir miras...
12.75 ₺ -
-
Barlada Diriliş
Bediüzzaman Said Nursi, yakın tarihimizin nadir parıltılarından birisi. Ve en çok tartışılan şahsiyetlerinden...Talebeleri yıllar boyu karakollarda, mahkemelerde, hapishanelerde "mücrim" muamelesi görmüşler...Eserleri satır satır incelenmiş. Yüzlerce kere mahkemeye verilmiş, yüzlerce defa beraat etmiş; yine de zulüm çemberi kırılmamış...Yavuz Bahadıroğlu, arkasında milyonlarca talebe, binlerce sayfalık eser bıraktığı halde tartışma odağı olmaktan hala kurtulamayan bu cevher şahsiyeti araştırdı ve şiirsel üslubuyla romanlaştırdı.
112.50 ₺