-
Malazgirtte Bir Cuma Sabahı
Bu roman, Sultan Alparslan dönemi Selçuklu Devleti’nin durumunu, Bizanslılarla yapılan Malazgirt Savaşı’nı yansıtır. Uzların elinde beş yıl esir kaldıktan sonra köyüne dönen ve döndüğünde karısının Uzlarca öldürüldüğünü, oğlunun da kaçırıldığını öğrenen Abdurrahman’ın maceralarıyla dönemin sıkıntıları, karışıklıkları, Sultan Alparslan ve Malazgirt Savaşı anlatılır. Selçuklu Abdurrahman ile o esirken kaçırılan oğlu Tekin’in birbirlerini tanımadan karşılaşmaları, iki düşman olarak karşılıklı savaşmaları, garip bir hisle birbirlerine yakınlık duyup öldürmek üzereyken affetmeleri, sonra dost olmaları olayların örgüsü içinde Türklere Anadolu kapısını açan Malazgirt Savaşı etraflı bir şekilde ele alınır.
105.00 ₺ -
Kırım Kan Ağlıyor
Kırım Türkleri, İkinci Dünya Savaşı'nın vahşetiyle birlikte iki dehşeti birarada yaşadı. Hem faşizmin korkunç yüzünü gördüler, hem de komünizmin... Önce Sovyet Kızılordusunun işgaline uğradılar, ardından Hitler Almanyasının... İki açmaz arasında kaldılar. Ezildiler. Sürüldüler. Gaz odalarında tüketildiler. Zulümden kaçıp Türkiye'ye ulaşmayı başaranları ise, başka bir sürpriz bekliyordu... Sovyetler Birliği'ne iade edileceklerdi. Bir ikindi vakti, sınırı çizen derenin üzerindeki Boraltan köprüsünden Sovyetler Birliği tarafına geçmeye zorlandılar. Köprünün ortasını bulmadan Sovyet askerlerinin silahları ölüm kusmaya başladı. Ahmed Cahid'in yüreğine dört mermi birden saplandı. Muallim Bekir Sami'ye baktı. O da yaralıydı. Elini uzattı: ”Elveda Sami...” ”Elveda ağabey.”
112.50 ₺ -
Hayatı Aşkla Yaşamak
Yavuz Bahadıroğlu 30yıllık yazarlık ve hayat tecrübesiyle bizlere Hayatı Aşkla Yaşamak’ı öneriyor ve bunun yollarını aktarıyor. Yavuz Bahadıroğlu, romanlarıyla, hitabeti ve radyo yorumlarıyla tanıdığımız popüler bir isim. Başarılı olmasının ardındaki en büyük sır ise, sevgiye olağanüstü önem vermesi. Yaptığı her işte sevginden bahsediyor, sevgiye ihtiyacımız olduğunu vurguluyor. Neredeyse insanları birbirini sevmeye zorluyor. Çünkü biliyor ki, insanlar birbirlerini severek bir şeyler yapabilecek, bir şeyleri başarabilecek, mutlu olabilecektir. “Ne olur birbirimizi sevelim!” diyor Yavuz Bahadıroğlu. “Birbirimizi sevelim, birbirimizle kucaklaşalım ve hep birlikte sevgiye, mutluluğa dair bir şeyler yapalım. Sevgi olmazsa hiçbir şey yapılamaz!..” “Hayatı Aşkla Yaşamak”, yazarın uyguladığı başkalarına aşılamaya çalıştığı bir kavram. Coşkulu ve sevgi dolu dünyasını, hayat tecrübelerini bizlerle paylaşıyor. Bize başarılı ve mutlu olmanın küçücük sırlarını tecrübeleriyle birlikte aktarıyor. Bu kitapla onu da, kendimizi de daha iyi tanıyacağız. En önemlisi, Hayatı aşkla yaşamamız ve insanları bu gözle sevmeyi öğrenmemiz gerektiğini anlayacağız. “Hayatı Aşkla Yaşamak”, şu zamanda en çok ihtiyacını duyduğumuz şey...
9.00 ₺ -
Gülü Arayan Adam
Hayatta her şey olumsuz gitse.. hayat bir diken tarlasına dönüşse de sizin açınızdan hayatın tüm renkleri solar gibi olsa, yine de hayata küsmeyin, gülümseyin. Çünkü diken tarlasında bile gülü arayan adam olmak büyük maharrettir. Gül, bir taraftan Resul-i Alişan Efendimizi simgelerken, öbür taraftan kainattaki ilahi güzellikleri simgeler. Bu yüzden -tabii affınıza mağruren- kendimi "Gülü Arayan Adam" hissetmekten hoşlanırım. Ve mümkün olduğu kadar hayatta var olan güzellikleri keşfe çıkar, meşru zemindeki tüm olumlu şeyleri limitine kadar yaşamaya çalışırım. Mark Twain der ki, "Hepimiz dünya denen devasa bir çöplükte yaşıyoruz, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor." Ayakların çöplükte bulunmasında kimsenin kimseye üstünlüğü yok; ancak yıldızları keşfetme aşamasında büyük farklar oluşuyor... Kuşkusuz yıldızları (güzellikleri) keşfedenler daha mutlu yaşar.
9.00 ₺ -
Eşim, Çocuğum ve Ben
Yaşadıklarımdan, gözlemlerimden, otuz yıllık gazetecilik-yazarlık hayatımdan ve on yıldır Moral FM’de yaptığım aileyle ilgili yorumların yankılarından edindiğim tespitleri sizlerle paylaşmak istedim. Gördüm ki, varlığı ve gücüyle övündüğümüz ailemizden feryatlar yükseliyor. Belki tek dayanak noktamız olan aile çatırdıyor. Sorun, o kesimde bu kesimde değil; her yerde, hepimizde... Çözüm de, çok uzaklarda, yabancı formüllerde aranmamalı; kendimizde, kendi içimizdedir.
6.75 ₺ -
Yaşam Bir Avuç Gül, Bir Tutam Diken
Gençliğe adım atmak üzere olan bir çocuk, babasıyla birlikte dağlara çıkmıştı... Yürürken ayağı kaydı, az daha uçurumdan yuvarlanıyordu. Can havliyle bağırdı: "Eyvaaah!.." Karşı dağlardan aynıkarşılık geldi: "Eyvaaah!.." Çocuk ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordu. "Sen de kimsin?" diye sordu. Karşı taraftan gelen aynı soruydu: "Sen de kimsin?" "Korkağın birisiiin!..." diye bağırdı bu sefer, çocuk. "Korkağın birisiiin" cevabını almakta gecikmedi. Merakla babasına dönüp sordu: "Bu nedir baba?! "Hayatın sesidir oğlum" dedi babası, "dinle ve öğren." Avuçlarını boru gibi yaparak karşı dağlara doğru bağırdı: "Seni seviyoruuum!.." Karşılık gecikmeden geldi: "Seni seviyoruuum! Baba oğluna döndü: "Oğlum" dedi, "herkes buna yankı diyor, ama aslında bu hayatın ve umudun sesidir. Hayattan ne umar, ona nasıl seslenirsen, sana o sesi yansıtır." Çocuk, hayata hangi sesi verirse o sesi duyacağını o gün öğrendi.
6.75 ₺