-
Osmanlı Tarihi
“Ziya Nur bu çalışmasıyla, aynı zamanda Hammer ve Ahmed Cevdet Paşa tarafından yazılan Osmanlı Tarihi’ni tamamlamıştır. Tarihçilik bakımından geçen yüzyılda Ahmed Cevdet Paşa ne ise bu yüzyılda Ziya Nur odur.” Mehmed Niyazi “Osmanlı’nın ortaya çıkışı, sonraki gelişme ve etkileriyle, tarihin en büyük olaylarından sayılır. Ona karşı çıkan batı Hıristiyan orduları, haçlı orduları şeklindedir. Buna karşılık, İslam âleminin gözü ve gönlü de Osmanlılarla beraberdir. Hatta Osmanlılar, bu âlemden maddî ve manevi destek almaktadırlar. Yani bütün dünyanın, İslam-doğu ve Hıristiyan-batının gözü ve gönlü, Osmanlıların lehinde ve aleyhinde olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu sebeple, Osmanlı Devleti, mahiyeti, icraatı ve fetihleri ile bütün dünyanın dikkatlerini üzerine çekmiştir.” “Birkaç nesil içinde bu devlet, İstanbul’u ele geçirerek Roma’nın varisi olmuş, üç yüz yıl, karşı konulmaz ve tarihte hiç görülmemiş, benzeri olmayan bir askerî kudret olarak yaşamıştır. Bu arada, Yavuz Sultan Selim ile, İslam liderliği, yani Hilafet dahi, Osmanlı Hanedanı’na emanet edilmiştir. Böylece Osmanlı Padişahları, Sultan-ı İklîm-i Rûm, Halife-i Müslimîn ve Hakan-ı Berreyn ve Bahreyn olarak koskoca bir cihana hükmetmişlerdir.” “Osmanlı Devleti, kudret itibariyle bugüne kadar tarihin kaydettiği en büyük devlettir. Bu açıdan, Roma’dan da, İngiltere İmparatorluğu’ndan da çok üstündür. Hükmettiği toprakların büyüklüğü bakımından ise, Cengizoğulları Devleti’nden sonra gelmektedir. Kudretinin büyüklüğü, bu kudretin tarih içindeki devamı ve devletin idare ettiği kavimler bakımından görünüşü ile bunların hiç birisiyle kıyaslanamayacak kadar azim bir kuruluş mahiyetinde….” “Osmanlı Devleti, dünyada hiçbir kuvvet tarafından değiştirilemeyen ezelî ve ebedî hukuk prensiplerine bağlıdır. Başta Hanedan olmak üzere, bütün insanların devlete bir can borcu vardır. Bu borcu hükümdarlar dâhil bütün tebaa tereddütsüz ödüyorlar. Osmanlı tarihinde, padişahların, vezirlerin ve devlet adamlarının tavır ve hareketlerinin hayranlık uyandırmaması mümkün değildir. Onlar, devletle o kadar haşır neşir olmuşlar, onu o kadar mukaddes görmüşlerdir ki, onların bu hallerini ancak tasavvuftaki “fenâ fillah” tabirine benzeyen “fena fi’d-devlet ve millet” tabiriyle izah etmek mümkündür. Devlete ne kadar canla başla hizmet ederlerse, o yolda ne kadar fedakârlık ederlerse, ilahî rızaya o kadar fazla nâil olacaklarına inanıyorlardı.” “Eski Osmanlı düzeni ve eğitimi, toplumun en aşağısında da olsa, üstün yetenekleri daima yukarıya, en yukarıya iten bir mekanizmaya sahiptir. Böyle bir toplumda halk ve yöneticiler çelişkisi zaten olamaz, sınıf çelişkisi ise görülmemektedir. Aristokrasi Osmanlı’ya tamamen yabancıdır. Hânedanı için bile aristokrattır demek mümkün değildir.” “Şu açıktır ki Tuna’dan Yemen’e, Cezayir’den Bosna’ya kadar uzanan sahada sükûnu ve huzuru temin eden bir kavmin ve idarenin yokluğu kendisini hissettirmektedir. Tarihçinin dediği vakit gelmiş, Avrupa, Asya ve Afrika’daki Osmanlı’dan 20’ye yakın küçük devlet çıkmıştır. 50-60 yıldan beri dünya, bu devletin parçalanışından doğan problemlerle meşguldür.” “Bizim aydınımızın geçmişimize bakışı şöyledir: ‘Astığı astık, kestiği kestik bir padişah; keyfî bir idare, yolsuzluk, rüşvetle hemhâl olmuş yöneticiler, zulüm altında kalmış bir halk…vs…’ Dışişleri, maliyesi, askeriyesi, mülkiyesi, adliyesi ile maddî ve manevi nüfuza sahip, an’anevi hükümranlığın etrafında çok mükemmel bir devlet makinesiyle karşılaşırız. Onların anladıkları ve iddia ettikleri tarzda bir keyfî devlet, 600 yıl değil 60 yıl devam eder mi?” *** İk iki cildinde Osmanlı’nın 500 yıllık klasik dönem siyasi tarihini ve devlet anlayışını ele alan eserin, geriye kalan dört cildi ise, en muhataralı tarihî hadiselerle ( Yeniçeriliğin kaldırılması, Islahat, Tanzimat, Birinci ve İkinci Meşrutiyetler, 31 Mart hadisesi, Sultan Abdülaziz’in katli ve Sultan Hamid’in iktidar dönemi ve hal’i, 93 Harbi, Balkan ve Trablusgarp harpleri, İttihat Terakki dönemi, Ermeni ve diğer ayrılıkçı faaliyetler ve Cihan harbine girişimizle) ilgili olan ve hepsi de bugüne yansıyan problemler halinde bulunan olaylar hakkında genişliğine ve derinliğine anlatım ve değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Bu açıdan Osmanlı Tarihi’nin bilhassa son dört cildi, orijinal bir tarih çalışması olarak değerlendirilebilir. Fikir açıcı, ufuk açıcı bir eserdir.
750.00 ₺