İslâm tarihinin hemen her döneminde bidat, hurâfe ve bâtıl inançlarla mücadele konusu işlenmiş, ancak bu mücadele, bazen çok sert, bazen de çok müsamahakâr yöntemlerle yapıldığı için, beklenen sonucu verememiştir. Oysa bu konudaki mücadele, katılıktan olduğu kadar aşırı müsamahadan da uzak olmalıdır. Bunun için öncelikle dinin iyi öğretilmesi yolu seçilmeli ve bidat, hurâfe ve bâtıl inançlar hususunda ikna ve inandırıcılığa önem verilmelidir. Nitekim din, yeterince bilinmediği ve bâtıl inançların zararlarına inanılmadığı takdirde, bu bâtıl inançlar, bazı alanlarda kolaylıkla dinin yerini alacak ve bugün pek çok İslâm ülkesinde görülen manzara, gerçekte dindenmiş gibi algılanacaktır. Zira günümüzde dinin aslında olmayan pek çok yanlış inanışın, bilgisiz kimselerce dinin gereği olarak görüldüğü ve çok kere bu alanın âdetâ bir kazanç ve sömürü sektörü oluşturduğu apaçık bir şekilde ortadadır. Ülkemizde de yaygın biçimde canlılığını koruyan bu durumun, bir şekilde önlenmesi şarttır.
Sayfa sayısı: |
472 |
Boyut: |
13,5 x 19,5 |
ISBN: |
9789944704823 |
Kağıt kalitesi: |
Kitap Kağıdı |
Son güncelleme: |
01.01.2024 |