-
Gelin Tacı Timaş
Bu kitap, Allah’a hakkıyla kulluk edebilmenin yol ve çarelerini gösteren en özlü tasavvuf eserlerinden biridir. Batı dilleri dâhil pek çok dile çevrilen bu değerli eser, kalbi Allah’a bağlamak ve O’nun rızasını kazanmak için neler yapılması gerektiğini ikna edici bir dille anlatır. İnsanoğlunu kendi nefsinin nasıl aldatıp kandırdığını ve onun bu aldatışlarından kurtulmak için ne yapmak gerektiğini misallerle öğretir. İbn Atâullah el-İskenderî tasavvufa sonradan girdiği için, tasavvufa yabancı insanlara nasıl yaklaşmak ve onların yönünü Allah’a tam olarak nasıl çevirmek gerektiğini çok iyi bilir. O yüzden de öğütleri, havada kalan sözler değil, insanın içine işleyen, kalbine dokunan nasihatlerdir. Bu eseri okuyan kişi, kendisini gerçek bir şeyhin, bir mürşid-i kâmilin karşısındaymış gibi hisseder. Eğer Allah yolunda yürümek istiyorsa, bu kitap ona o yolu bütün yönleriyle açar. Kendisine hem dünyasını, hem de âhiretini güzelleştirecek reçeteler sunar.
82.50 ₺ -
Nefahatül Üns Evliya Menkıbeleri
Bu eser, tasavvufa dairdir. İçindekiler de tasavvufu sözde değil, özde yaşayanlardır. Bunların her biri, İslâm âleminin yetiştirdiği nadide çiçeklerdir. Koklamasını bilmek gerek. Bu eserde sizlere, halka halka veliler zinciri, bir başka deyişle ‘Mukaddes Makamlardan Huzur Nefesleri’ sunulacak. Doya doya içinize çekiniz. Zira ilâhi âlemden esip gelen lütuf rüzgârlarıdır. Öz kaynağı da rububiyet merkezidir. Bu nefesler her zaman bulunur; kendinizi onlara atmaya bakınız. Bu eseri okuyan kimselerin keremli huylarından, şefkat duygularından beklenen odur ki, Allah’ın veli kullarının uğurlu, pâk nefeslerinden, mukaddes ruhlarının feyizlerinden hallerini, vakitlerini hoş edeler. Bu eser, kudsiyet âleminde uçuşanları dile getirmekte, ünsiyet makamına iştiyak duyanların can burunlarına meşayihin pâk nefeslerinin kokularını ulaştırmaktadır. Ne mutlu gerçek manada bu zatların getirdikleri kokuları alanlara...
330.00 ₺ -
Ezkar ve Deavat Külliyatı 2.Cilt
Dâreyn Saâdeti Kazanmak İçin Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)'den ve Sâlihlerden Rivayet Edilen Fazîletli Sûre-i Celîle ve Âyet-i Kerîmelerden İbâret MUHTEVİYAT -Sabah ve Akşam Vakitleri Her Devrettiğinde Okunacak Sûre-i Celîleler, -Âyeti-i Kerîmeler, Fazîletli Duâlar ve Zikirler -Sâdece Sabahları ve Yalnızca Akşam Olduğunda Okunacaklar
203.50 ₺ -
-
Evladı Rasul Hazaratı
“(Habîbim! Bütün ümmetine): ‘Ben buna mukābil (size İslâm’ı öğretmem karşılığında) sizden hiçbir menfaat istemiyorum, lâkin o (Alî, Fâtıme ve onların çocukları gibi) yakınlar(ım) hakkında sevgi müstesnâ. (Zîrâ onları sevmenizi sizden bekliyorum ve zâten sizin üzerinizdeki haklarımdan dolayı bunu hak ediyorum.)’ de. Artık her kim (Benim Habîbim’in Ehl-i Beyti’ni sevmek gibi) güzel bir amel kazanırsa, onun hakkında Biz kendisine (sevap katlaması yaparak) bir güzellik artırırız. Şüphesiz ki Allâh, (kullarının günahlarını çokça örten bir) Ğafûr’dur, (en ufak bir ameli dahî bolca mükâfatlandıran bir) Şekûr’dur.” İmâm-ı Şâfi‘î’nin en büyük talebesi ve yakını İmâm-ı Müzenî (Rahimehumellâh) şöyle demiştir: “Bir kitap yetmiş kere gözden geçirilse de mutlakā onda bir hatâ bulunur. Çünkü Allâh-u Te‘âlâ Kendi Kitabı dışında hiçbir kitabın hatâsız olmamasına karar vermiştir.” (el-Hatîb, Mûzıhu evhâmi’l-cem‘ı ve’t-tefrîk, 1/14) Ey kāri-i kerîm (kıymetli okuyucu)! “Bir ayıp görürsen (aleyhime konuşacağına) o (hatâyı düzelterek) boşluğu kapat, ne kadar yüce ve üstündür kendisinde ayıp bulunmayan O Zât!” (el-Haskefî, ed-Dürru’l-muhtâr, 6/812)
88.00 ₺ -
Namazla Diriliş
Peygamber Efendimiz’in, “Dinin Direği”, “Gözümün Nuru” diye tavsif ettiği namaz, dinini ayakta duruşunu sağlayan en önemli ibadettir. Kulun bütün hayatı bu temel üzerine direk olur. Buna göre İslam, insanın ve toplumun ruhuna yerleşmiş ulu bir ağaçsa, bu ağacın kökü iman; gövdesi namaz ve namaz sütununun etrafında halkalanmış olan oruç, zekat ve hac; daireleri, dalları ve budakları da iyi ahlak; meyveleri ve çiçekleri de bütün iyilik ve doğruluklarıdır. Namaz, bir ucu imana açık, öbür ucu iyilikler, doğruluklara ve üstünlüklere bağlı “din köprüsü”; Sezai Karakoç’un dediği gibi, adeta bu dünyanın “sırat köprüsü”dür. Bütün bu vasıflar ile anılan “namaz ibadeti”ni konu edinen bu eser, önce namazın insanın inşa ve ıslah etmedeki önemine dair bazı konuları kısa bazı anekdotlarla ele alıyor. Ardında da namazın Batı Ülkelerinde tebliğ ve temsildeki önemini irdeliyor. Yine bu meydanda namazın, gayr-i müslim ülkelerde yaşayan Müslüman nesillerin İslam Dini ile irtibatlarını diri tutma ve gayr-i müslimleri diriltmede ne derece önemli bir ibadet olduğunu, “namazla hidayete erenler”in anlatımlarıyla ortaya koymaya çalışıyor.
70.00 ₺ -
-
Kalbimin Efendisi Set 3 Kitap
İnsanı insana köle olmaktan kurtaran ve bütün insanlığı kucaklayan İslam dinini daha iyi anlamak için Peygamberimizi (sav) daha yakından tanımaya ihtiyacımız var… Kalbimin Efendisi, bütünlüğü ve akıcı anlatımıyla; Peygamberimizi(sav) yeryüzündeki bütün insanlardan farklı kılan edep ve ahlak üstünlüğüyle tanımamıza yardımcı oluyor… Peygamberimizi (sav) daha yakından tanımak ve O’nun (sav)rehberliğinde birhayat sürdürmek isteyenlere…
203.50 ₺ -
Hanımlara Nasihatler
Mahmud Efendi Hazretlerinden Hanımlara Nasihatler Elinizdeki bu kıymetli çalışma, Mahmud Efendi Hazretlerimizin yapmış olduğu vaaz-u nasihatlerinden ve sohbetlerinden derlenmiş; “Öğüt vermeye devam et! Çünkü vaaz-u nasihat, inanan kimselere ve Allâh’ın iman nasip edeceklerine gerçekten fayda verir.” (Zâriyât Sûresi, 55) ayet-i kerimesi mucebince, muhtereme hanım kardeşlerimize bir hatırlatma olması temennisi ile hazırlanmıştır. Risalemizin içindeki bu kıymetli nasihatlerin dünya, ahiret saadetimize vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz eder, dualarınızı bekleriz.
65.63 ₺ -
Hikmetler ve Aşıklar Bahçesi
«Halk-ı âlem yılda bir kez îyd için kurbân eder, Dem bedem, saat besaat ben senin kurbânınam..» Cânın nefes alış verişini; O'nun iştiyâkı ateşi yanında hazm edememek, arzuladığı birleşmeyi cân gözü ile beklemek ne güzel şey. Cân'ı; verene vermek ne asilâne hareket. Her şeyi verene, O'nun istediği tek şeyi vermekle O'nu kazanmak ne seâdet. O'ndan esirgenecek hiç bir şey bulunmadığını fehm ederek olduğu gibi O'na teslim olmak ne sehâvet. O'nun tarafından sevilmek, sevilebilecek hâle gelmek, kendisinden cân taleb edilebilecek kemâle erişmek ne mazhariyet. O'nun kapısının eşiğine baş koyup sükût içinde beklemek, yıkıl-mıyan bir sabır ile kapının açılmasını, koldan tutulup içeriye çekilecek zaman ümidi ile cân bulmak ne sadâkat… Bu eser kelam-ı kibardan 99 beyiti ihtiva etmiş olup, insanoğlunun kainat sahnesindeki seyiri ile baş-layıp efendimiz (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) ile biten bir hikmetli sözler ve bu sözlerin tefsir ve tahliline dair bir eserdir.
120.00 ₺ -
Kur Sistemli Temel Dini Bilgiler
Kurs Sistemli Temel Dini Bilgiler İnsanoğlunun sahip oldukları arasında öyle değerler varki, onlara asla paha biçilemez. Maddi olarak onlara değer biçilmeye kalkışılırsa o andan itibaren yok hükmünde oluverirler. Şeref ve iman gibi.. Mahmut Eren Hoca ERENLER Vakfı Üç kuruşa satılmayan ve pazarlık konusu bile yapılmayan şeref ve imanımız, eğer dünya dolusu altın karşılığında vazgeçilebilir olarak görünürse, kendilerine paha biçildikleri andan itibaren iman, iman olmakta çıkıverir. Belki bu şekildeki iman baştan beri iman olarak kabul edilemez. İNSANLAR ET GİBİ, ULEMA TUZ GİBİDİR.TUZSUZ ET KOKTUĞU GİBİ ULEMA VE SOHBETİNDEN MAHRUM KALAN DA ÇÜRÜR VE KOKAR BİZ BU İLME KIYMET VERMEZSEK, ALLAHU TEALA BİZE KIYMET VERMEZ MAHMUT USTA OSMANOĞLU
140.00 ₺ -
Talim Tecvid ve Kıraat
Harflerle ilgili mahrec ve sıfat bilgileri verildikten sonra harflerin harekelerinde, sukûnlarında, şedde ve idğâmlarında ağız ve dudak şekillerine değinildikten sonra harf talimi uygulamasına ağırlık verilmelidir. Harflerin önce resimleri, isimleri, musemmâları iyi öğretilmelidir. Sâkin, şeddeli ve harekeli, hattâ medli okunuşları hoca tarafından uygulamalı olarak gösterilmelidir. Sonra doğru telaffuzlar alınana kadar talebeyle beraber okunmalı, daha sonra diğer okumalara geçilmelidir. Diğer tecvid konuları da sırasıyla bunlardan sonra parça parça işlenmelidir. Merhum hocamız Hafız Abdurrahman Gurses, harf talimine ağırlık verir: Bu işin temeli budur, eslâfımız bunu böyle yaptılar, ben de önume gelen talebenin seviyesi ne olursa olsun bunu okuturum. der bizlere de öyle tavsiye ederdi. Biz de senelerce talim çalışmalarımızda öyle yaptık ve şöyle bir vecîze geliştirerek, Bu işin hafriyatı, harfiyatıdır dedik.
335.00 ₺ -
4000 Sünnet Müstehab Ve Edepler 2.Cilt
Bütün hamdlerKur’ân-ı Kerîmi’nde: “(Ey insanlar!) Eğer siz Allâh’ı seviyor olduysanız, bana hakkıyla uyun ki Allâh da sizi sevsin (sizden râzı olup sevap versin) ve sizin için günahlarınızı örtsün.”(Âl-i İmrân Sûresi:31) demesini Habîbi’ne emir buyuran Allâh-u Te‘âlâ’ya mahsustur. Sonsuz salât-ü selamlar Irbâzibni Sâriye(RadıyallâhuAnh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîflerinde: “Sizden kim (benim ardımdan) yaşayacak olursa çok ihtilaf (fikir ayrılıkları) görecektir. (Şerîatte aslı olmayıp dînî konularda) sonradan çıkartılan (bidat) işlerden sakının.Çünkü şüphesiz onlar tam bir sapıklıktır. Artık içinizden her kim buna (ihtilaf zamânına) kavuşursa,benim sünnetime ve hidâyete erdirilmiş olan o râşidhalîfelerin sünnetine sarılsın. (Hattâ bununla da yetinmeyip) siz onları azı dişlerinizle ısırın.” (et-Tirmizî, es-Sünen, el-‘Ilm:16, rakam:2676, 4/408; EbûDâvûd, es-Sünen, es-Sünne:6, rakam:4607, 2/611)buyuran Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in, ona hakkıyla tâbi olan sahâbe-i güzînhazarâtının ve kıymetli Ehl-i Beyti’nin üzerine olsun. Âmîn! Elinizdeki bu kıymetli eser kendilerine îtimâd ettiğim ve çok güvendiğim fıkıh âlimlerinden; Hüsamettin Hoca Efendi, Fatih Hoca Efendi, Abdullah Hoca Efendi ve Emin Ali Hoca Efendi tarafından kaleme alınmıştır. Bu eserde, Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)Efendimiz’inbeyân ettiği hayat düsturları; sünnetler, müstehaplar ve edepler bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Tabî sünnet ve müstehaplarihâta edilemeyecek derecede çok olduğundan bu hususta kimse iddiâda bulunamaz. Lâkin zâhir olan ve herkese lâzım olanlar bu eserde cemedilmişir. Allâh-u Te‘âlâ cümlemizi bu eserden müstefîd eyleyerek dünyâ ve âhiretimizimâmûr eylesin. Âmîn!
266.75 ₺ -
Türkçe Çevirileriyle Arapça Seçme Hikayeler 1
Türkçe Çevirileriyle Arapça Seçme Hikayeler- I Alanında hazırlanış tarzı ve içeriği açısından ilk olma özelliğine sahip Birbirinden eğlenceli Türkçe tercümeli 55 farklı hikâyeye özel alıştırmalar ve cevaplar Temel düzeyde Arapça bilgisine sahip okuyuculara yönelik bir eser Beş kitaptan oluşan serinin ilk kitabı
201.60 ₺ -
Mülteka Tercümesi Mevkufat 4 Cilt Takım 2.Hm
Mülteka Tercümesi Mevkufat İbrahim Halebi Bu güzel eser Hanefi ulemasından İbrahim b. Muhammed-el-Halebi (?-956) nin Mülteka-ı-Ebhür adlı meşhur kitabının tercümesidir. Mültekkanın kendisi Kuduri, Muhtar, Kenz ve Vikaye gibi meşhur metinleri içine almakta kalmayıp diğer bir çok ittifakı meseleleri sinesinde toplayan bir hazine olduğu halde mevküvati Mehmet Efendi merhum bu hazine ile yetinmemiş 25 den fazla eserden tercümesine meseleler aktarmıştır.
1008.00 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 19.Cilt Rahle Boy Ciltli
Ruhul Furkan 19.Cilt Ruhul Furkan Tefsiri Çıkan Son Cildi 19.Cilt RUHUL FURKAN TEFSİRİ HAKKINDA: Allame, fadıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Ayet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHUL FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ: Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kuran-ı Azimüş-şanın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kuran-ı Kerimi gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. AYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her ayetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEAL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerininıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir
418.50 ₺ -
-
Şerhül Akaid Tercümesi Fatih Kalender
Matüridi alim Ömer Nesefi’nin Akaid-i Nesefi veya Metn-i Akaid ismiyle bilinen risalenin en meşhur şerhi, Eş’ari Alim Sa’düddin Taftazani tarafından yazılmış olan elinizde ki bu eserdir. Yıllarca medreselerde özellikle Osmanlı medresele-rinde okutulmuş, üzerine birçok şerh ve haşiye yazılmıştır. Üslup olarak Ehli Sünnetin iki farklı savunma mekanizmasını esas alan Allame Taftazânî Maturidi ve Eş’arî mezheplerini esas tutarak hak inanç esaslarını açıklamış ve kuvvetlendir-miş batıl mezheplere karşı deliller getirerek onların yanlış olduklarını ortaya koymuştur. Bazen ehli sünnet tarafından ortaya konulmuş delilleri eleştirerek doğrusunu ortaya koyarak ehli sünnet kelam anlayışına ciddi bir ölçüde katkıda bulunmuştur. Şerhu’l-Akaid’in medreselerde okutulmasını sağlamak ve geleneği devam ettirmek amacıyla şerh ve metin tercüme edildiği gibi, kelime anlamı olarak da tercüme edilerek içeriğin daha net anlaşılmasına katkıda bulunulmaya çalışılmıştır. Bu şekilde yapılmasının amacı daha rahat anlaşılması ve hataya düşülmesinin önüne geçmektir. Ehli sünnetin yolundan devam etmesine ve günümüzde yeni yeni türeyen sapkın inançlara karşı, hak yolu müdafaa et-meye vesile olacak böylesi önemli bir şâheserin anlaşılması dinî bir ihtiyaçtır. İşte elinizdeki bu eser, bu ihtiyacı bir nebze olsun karşılayabilmek için hem kelime anlamı hem de toplu anlam olarak tercüme edilerek siz değerli okuyucularımızın hizmetine sunulmuştur.
288.00 ₺ -
El Ezkar Dualar ve Zikirler
45 yaş gibi bir insan ömrü için çok kısa sayılabilecek bir zaman aralığına 42'yi aşan eseri sığdırmış olan İmam Nevevî'nin "el-Ezkar" adlı kitabı, zikir ve dua konularında en çok ilgi gören eserlerdendir. Dua ve zikirlerle ilgili rivayetlerin ve hadislerin seçiminde Buharî ile Müslim'in "el-Camiu's-sahîh"leri ve Ebu Dâvûd, Tirmizî ile Nesaî'nin "es-Sünen"lerini esas almış, çok az bir kısmını da “Kütüb-i Meşhure”den nakletmiştir. Bu arada diğer hadis kitaplarına da başvurmuş, Nevevî’nin ifadesine göre cüzler ve müsnedlerdeki hadislere çok az yer vermiştir. İmam Nevevî bu eserinde bir müslümanın günlük hayatında karşılaşabileceği ve namaz, oruç, hac, evlenme, yolculuk, cihad gibi çeşitli durumları içeren zikir ve dua ile ilgili hadisleri bir araya getirmiştir. Günlük hayattaki çeşitli davranışları da ihtiva eden dua ve zikirleri konularına göre 22 bölüm ve 349 bab halinde sıraladığı bu eserde 1260 hadise yer vermiştir. Bu değerli eserde gerekli görülen açıklamalar genel olarak aşırı detaya girilmeden kısa ve özlü olarak dipnotta yer verilmiştir. Dipnotta konuyla ilgili açıklama yapılırken, genellikle günümüzün ihtiyaçları ve şartları göz önünde bulundurulmuştur. Açıklamalar, anlaşılır bir dille ifade edilmeye çalışılmıştır. Yine müellifin Şâfiî mezhebine mensup olması hasebiyle yer verdiği fıkhî görüşlerin bulunduğu yerlerde Hanefî mezhebinin de görüşlerine dipnotta yer verilmiştir. Okuyucuya kolaylık olması için hadisin nerelerde geçtiği ile ilgili tahric çalışmasında detaylı kaynak gösterimi yapılmıştır. Kitabın daha anlaşılır ve daha kolay okunabilmesini sağlamak amacıyla diğer baskılarda görülmeyen alt başlıklara fazlaca yer verilmiş, ayrıca herhangi bir kısıtlamaya ve geçiştirmeye yer vermeksizin bu eserin tam metin tercümesi yapılmıştır. Bu çok önemli eseri; okuma, kavrama, yaşama ve her zaman O'nu anma dileğiyle…
420.00 ₺ -
Amakı Hayal
Bilim, felsefe ve inanca dair sorgulamalarına cevap bulamayan Râcî’nin hayatı, Aynalı Baba’yla mezarlıkta karşılaşmasıyla farklı bir yöne doğru evriliyor. Beraberce kahve içip Aynalı Baba’dan ney dinleyen Râcî hayallere dalıp, farklı bir dünyanın eşiğinde bulur kendisini. A'mâk-ı Hayâl, başkahramanımız Râcî’nin hayata dair sorularına cevap bulma arayışını konu ediniyor. Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi Efendi'nin irfâni bir bakış açısıyla kaleme aldığı A'mâk-ı Hayâl, insanın temel problemlerine değiniyor ve bizi fantastik bir manevi yolculuğa çıkarıyor.
30.00 ₺ -
Kuşeyri Risalesi Tasavvuf İlmine Dair
İmam Kuşeyrî’nin tasavvufa dair bu risalesi, tasavvufun bir ilim olarak tesisinde önemli bir yere sahiptir. Eser üç ana bölümden müteşekkildir. Evvelemirde sûfîlerin temel inanç esasları ortaya konulmakta, başlangıçtan Kuşeyrî’nin yaşadığı döneme kadar yaşamış olan tasavvuf büyüklerinin terceme-i hâlleri işlenmekte, sonrasında ise hâller ve makamlar çerçevesinde tasavvuf ilminin ıstılahları ele alınmaktadır. Yaşadığı dönemde (h. 5, m. 11. asır) karşılaştığı ve kendilerini sûfî olarak vasfeden bazı grupların hâllerinden şikâyetçi olan Kuşeyrî, tasavvufun hakikatinin bu olmadığını, bu kimselerin zahiren sûfî olarak görünüyor olmakla beraber gerçekte yolun büyüklerinin yaşam ve hâllerinden uzak düştüklerini tespit etmekte ve bu tespitini temellendirme babında, toplam 83 büyük sûfî zâtın hayat hikâyelerini ve tasavvuf ilmine dair yol gösterici sözlerini iktibas etmektedir. Istılahların bir ilim için vazgeçilmez unsur olduğunu ifade eden Kuşeyrî, bu minvalde eserinin üçüncü ana bölümünde tasavvuf ıstılahlarını ayrıntılı bir şekilde hâl ve makamlar çerçevesinde anlatır. Kuşeyrî’nin tasavvuf ilmine dair telif ettiği bu Risâle'nin bir diğer önemli hususiyeti ise kanaatimizce müellifinin tasavvufu dışarıdan gözlemleyen bir tabakat yazarı veya düşünce tarihçisi olmayıp bizzat bu ilmin içerisinde bulunması, Ebû Ali ed-Dekkâk gibi büyük bir sûfî şeyhin manevî terbiyesini görüp bu hâl üzere yetişmiş olmasıdır. Bu durum, Risâle'ye, tasavvuf ilmine giriş ve bu alanın kavramsal ve tarihsel çerçevesine dair diğer çalışmalarda bulunmayan bir önem ve hususiyet kazandırmaktadır.
273.00 ₺ -
Hidayet Rehberi
el-Gazzâlî’nin yaşadığı dönem İslam kültürü alanında çeşitli niteliklerdeki doktrinel düşüncelerin yerleşme ve kök salma sürecine rastlamaktadır. el-Gazzâlî düşünsel etkinlikleri ve telif çalışmalarıyla bu sürecin çatısına etki eden çok önemli bir İslam düşünürüdür. Onun neredeyse tüm ilim alanlarını kuşatan eserleri o günden bu güne kadar bütün İslam coğrafyasındaki ilgi ve etkinliğini sürekli muhafaza etmiştir. el-Gazzâlî’nin İslam dünyasında toplumun her kesiminin ilgisini çeken eserlerinden biri de el-Munkiz mine’d-dalâl’dır. Bu eser, hacmi küçük olmakla beraber el-Gazzâlî’nin tüm ilmi birikiminin ve hayat tecrübesinin özünü ve izlerini sade bir biçimde aktarması ve yansıtması açısından son derece önemli bir çalışmadır. Bu itibarla eser, İslam tarihinin en seçkin alimlerinden biri olan el-Gazzâlî’nin içerik ve yöntem itibariyle “ilim” alanına dair özlü bir değerlendirmesidir.
56.00 ₺ -
Sahihi Buhari Muhtasarı
Buharî, halk arasında Sahih-i Buhari diye şöhret bulan el-Cami‘u’s-Sahih adlı eseri 600.000 kadar hadis arasından seçerek 16 yılda meydana getirdiğini, her bir hadisi (veya babı) yazmadan önce mutlaka boy abdesti alarak iki rekât namaz kıldığını söylemiştir. Eserini tamamladıktan sonra onu devrin en büyük hadis otoriteleri olan Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main ve Ali b. el-Medini’ye göstermiştir. Bu âlimlerin hepsi es-Sahih’i beğenmiş, dört hadis hariç içindekilerin sahih olduğuna şehadet etmiştir. Ukayli, “Bu dört hadis hakkında son söz Buharî’nindir. Onlar da sahihtir” demiştir. Buharî, el-Cami‘u’s-Sahih’te bir hadisi çeşitli yerlerde değişik isnadlarla tekrar ettiğinden, eserdeki hadislerin yerlerinin eksiksiz tesbit edilmesi kolay olmadığı gibi sahabe ve tâbiin sözleri hariç muallak, mütabi‘ ve mükerrerlerle birlikte kitapta 9082 rivayetin ve 25.000’den fazla isnad zincirinin bulunması eserden yararlanmayı güçleştirmektedir. Bu güçlüğü gidermek amacıyla erken dönemlerden itibaren muhtelif çalışmalar yapılmış, bunlardan bazılarında tekrarlar ve isnadlar gibi sadece hadis uzmanlarını ilgilendiren hususlar ayıklanmıştır. Bu çalışmaların en önemlilerinden biri de Zebidî’nin et-Tecridü’s-Sarih’i, Sahih-i Buharî’nin en meşhur muhtasarlarındandır.Yazıldığı günden günümüze kadar gerek Sahih-i Buharî ve gerekse Tecrid-i Sarih adlı eser, İslâm dünyasının her yerinde alimlerin, ilim talebelerinin, vaizlerin, hatiplerin, özellikle de hadis okumak isteyen hemen her Müslüman’ın âdeta bir el kitabı olmuştur.
252.00 ₺ -
Mişkatul Mesabih Cilt 6
Takriben hicrî V. (M.11.) asır sonlarından itibaren hadîs ilmi, daha doğrusu “hadîs metinleri üzerindeki çalışmalar” yeni bir renge bürünmüştür. Bu zamana kadar, hadîs metinlerinin zabta geçirilme muamelesi tamamlanmış, hadisler kitaplardaki yerini almış, kitap dışı bir metin pek bırakılmamıştır. Bu müddet zarfında kitaplarda senedleriyle birlikte yer almamış bir metin, şayet son asırlarda “hadis” olarak ortaya çıkmışsa, bunun hadis kabul edilmesi -prensip olarak- şüphe ile karşılanmıştır. Hicrî V. (M.11) asır sonlarına doğru ise yeni bir çalışma dönemine geçilmiştir. Artık eski metodla yapılacak yeni bir iş kalmamış; bütün sistem ve gelenekleriyle bir devir kapanmıştır. Öte yandan, bu devir vazifesini eksiksiz yapmış, fonksiyonunu şerefle icra etmiş ve haleflerine çok zengin bir miras bırakarak, nöbeti başkalarına devretmiştir. Bu yeni dönemin hadis çalışmaları, önceki dönemin çalışmalarından çok farklıdır. Artık çalışmaların esasını, rivayet sistemi usullerine göre şahıslardan senedli hadis toplayarak bunları tasnif edip kitaplaştırmak değil, hazine değerindeki bu malzemenin işlenmesi ve değerlendirilmesi teşkil etmektedir. Şahıs’tan rivayet bırakılarak, “kitap’tan rivâyet”e bu dönemde geçilmiştir. Sayıları oldukça artan hadis kitapları arasında dağınıklık arz eden metinlerin, senedleri atılarak bir araya toplanması ve müşterek metinlerin birleştirilmesi çalışmalarının çığırı bu dönemde açılmıştır. Bu dönemde ilk dikkati çeken çalışma mevcut hadis kitaplarından yapılan seçme hadislerin belli bazı gruplar içinde birleştirilmesidir. Hatîb Et-Tebrîzî’nin bu eseri; meşhur hadis kitaplarından olan; Buhârî, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâi, İbn Mâce, Dârimî, Muvatta, İmam Ahmed b. Hanbel’in “el-Müsned”i, İmam Şâfiî’nin “el-Müsned”i, Dârekutnî’nin “es Sünen”i, Beyhakî’nin “Şuabu’l-İman”ı, Rezîn’in “et-Tecrîd” ve az sayıda diğer kitaplardan seçilmiş, mana ve içerikleri açık ve delaletleri kesin hadisleri kapsamaktadır. Muhteviyatı; iman, ilim, ibâdet, ahlâk, edep, muamelât, siyer-i nebî ve ashabı kiram hakkında bilinmesi gereken îtikâdî ve fıkhî hükümleri kapsamaktadır. En kıymetli hükümleri ihtiva ederek edille-î şer’iyyeden sünneti seniyyenin her çeşidi yazılmış ve zikredilmiştir.
330.00 ₺ -
Mişkatul Mesabih Cilt 5
Takriben hicrî V. (M.11.) asır sonlarından itibaren hadîs ilmi, daha doğrusu “hadîs metinleri üzerindeki çalışmalar” yeni bir renge bürünmüştür. Bu zamana kadar, hadîs metinlerinin zabta geçirilme muamelesi tamamlanmış, hadisler kitaplardaki yerini almış, kitap dışı bir metin pek bırakılmamıştır. Bu müddet zarfında kitaplarda senedleriyle birlikte yer almamış bir metin, şayet son asırlarda “hadis” olarak ortaya çıkmışsa, bunun hadis kabul edilmesi -prensip olarak- şüphe ile karşılanmıştır. Hicrî V. (M.11) asır sonlarına doğru ise yeni bir çalışma dönemine geçilmiştir. Artık eski metodla yapılacak yeni bir iş kalmamış; bütün sistem ve gelenekleriyle bir devir kapanmıştır. Öte yandan, bu devir vazifesini eksiksiz yapmış, fonksiyonunu şerefle icra etmiş ve haleflerine çok zengin bir miras bırakarak, nöbeti başkalarına devretmiştir. Bu yeni dönemin hadis çalışmaları, önceki dönemin çalışmalarından çok farklıdır. Artık çalışmaların esasını, rivayet sistemi usullerine göre şahıslardan senedli hadis toplayarak bunları tasnif edip kitaplaştırmak değil, hazine değerindeki bu malzemenin işlenmesi ve değerlendirilmesi teşkil etmektedir. Şahıs’tan rivayet bırakılarak, “kitap’tan rivâyet”e bu dönemde geçilmiştir. Sayıları oldukça artan hadis kitapları arasında dağınıklık arz eden metinlerin, senedleri atılarak bir araya toplanması ve müşterek metinlerin birleştirilmesi çalışmalarının çığırı bu dönemde açılmıştır. Bu dönemde ilk dikkati çeken çalışma mevcut hadis kitaplarından yapılan seçme hadislerin belli bazı gruplar içinde birleştirilmesidir. Hatîb Et-Tebrîzî’nin bu eseri; meşhur hadis kitaplarından olan; Buhârî, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâi, İbn Mâce, Dârimî, Muvatta, İmam Ahmed b. Hanbel’in “el-Müsned”i, İmam Şâfiî’nin “el-Müsned”i, Dârekutnî’nin “es Sünen”i, Beyhakî’nin “Şuabu’l-İman”ı, Rezîn’in “et-Tecrîd” ve az sayıda diğer kitaplardan seçilmiş, mana ve içerikleri açık ve delaletleri kesin hadisleri kapsamaktadır. Muhteviyatı; iman, ilim, ibâdet, ahlâk, edep, muamelât, siyer-i nebî ve ashabı kiram hakkında bilinmesi gereken îtikâdî ve fıkhî hükümleri kapsamaktadır. En kıymetli hükümleri ihtiva ederek edille-î şer’iyyeden sünneti seniyyenin her çeşidi yazılmış ve zikredilmiştir.
330.00 ₺ -
Mişkatul Mesabih Cilt 4
Takriben hicrî V. (M.11.) asır sonlarından itibaren hadîs ilmi, daha doğrusu “hadîs metinleri üzerindeki çalışmalar” yeni bir renge bürünmüştür. Bu zamana kadar, hadîs metinlerinin zabta geçirilme muamelesi tamamlanmış, hadisler kitaplardaki yerini almış, kitap dışı bir metin pek bırakılmamıştır. Bu müddet zarfında kitaplarda senedleriyle birlikte yer almamış bir metin, şayet son asırlarda “hadis” olarak ortaya çıkmışsa, bunun hadis kabul edilmesi -prensip olarak- şüphe ile karşılanmıştır. Hicrî V. (M.11) asır sonlarına doğru ise yeni bir çalışma dönemine geçilmiştir. Artık eski metodla yapılacak yeni bir iş kalmamış; bütün sistem ve gelenekleriyle bir devir kapanmıştır. Öte yandan, bu devir vazifesini eksiksiz yapmış, fonksiyonunu şerefle icra etmiş ve haleflerine çok zengin bir miras bırakarak, nöbeti başkalarına devretmiştir. Bu yeni dönemin hadis çalışmaları, önceki dönemin çalışmalarından çok farklıdır. Artık çalışmaların esasını, rivayet sistemi usullerine göre şahıslardan senedli hadis toplayarak bunları tasnif edip kitaplaştırmak değil, hazine değerindeki bu malzemenin işlenmesi ve değerlendirilmesi teşkil etmektedir. Şahıs’tan rivayet bırakılarak, “kitap’tan rivâyet”e bu dönemde geçilmiştir. Sayıları oldukça artan hadis kitapları arasında dağınıklık arz eden metinlerin, senedleri atılarak bir araya toplanması ve müşterek metinlerin birleştirilmesi çalışmalarının çığırı bu dönemde açılmıştır. Bu dönemde ilk dikkati çeken çalışma mevcut hadis kitaplarından yapılan seçme hadislerin belli bazı gruplar içinde birleştirilmesidir. Hatîb Et-Tebrîzî’nin bu eseri; meşhur hadis kitaplarından olan; Buhârî, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâi, İbn Mâce, Dârimî, Muvatta, İmam Ahmed b. Hanbel’in “el-Müsned”i, İmam Şâfiî’nin “el-Müsned”i, Dârekutnî’nin “es Sünen”i, Beyhakî’nin “Şuabu’l-İman”ı, Rezîn’in “et-Tecrîd” ve az sayıda diğer kitaplardan seçilmiş, mana ve içerikleri açık ve delaletleri kesin hadisleri kapsamaktadır. Muhteviyatı; iman, ilim, ibâdet, ahlâk, edep, muamelât, siyer-i nebî ve ashabı kiram hakkında bilinmesi gereken îtikâdî ve fıkhî hükümleri kapsamaktadır. En kıymetli hükümleri ihtiva ederek edille-î şer’iyyeden sünneti seniyyenin her çeşidi yazılmış ve zikredilmiştir.
330.00 ₺ -
Mişkatul Mesabih Cilt 3
Takriben hicrî V. (M.11.) asır sonlarından itibaren hadîs ilmi, daha doğrusu “hadîs metinleri üzerindeki çalışmalar” yeni bir renge bürünmüştür. Bu zamana kadar, hadîs metinlerinin zabta geçirilme muamelesi tamamlanmış, hadisler kitaplardaki yerini almış, kitap dışı bir metin pek bırakılmamıştır. Bu müddet zarfında kitaplarda senedleriyle birlikte yer almamış bir metin, şayet son asırlarda “hadis” olarak ortaya çıkmışsa, bunun hadis kabul edilmesi -prensip olarak- şüphe ile karşılanmıştır. Hicrî V. (M.11) asır sonlarına doğru ise yeni bir çalışma dönemine geçilmiştir. Artık eski metodla yapılacak yeni bir iş kalmamış; bütün sistem ve gelenekleriyle bir devir kapanmıştır. Öte yandan, bu devir vazifesini eksiksiz yapmış, fonksiyonunu şerefle icra etmiş ve haleflerine çok zengin bir miras bırakarak, nöbeti başkalarına devretmiştir. Bu yeni dönemin hadis çalışmaları, önceki dönemin çalışmalarından çok farklıdır. Artık çalışmaların esasını, rivayet sistemi usullerine göre şahıslardan senedli hadis toplayarak bunları tasnif edip kitaplaştırmak değil, hazine değerindeki bu malzemenin işlenmesi ve değerlendirilmesi teşkil etmektedir. Şahıs’tan rivayet bırakılarak, “kitap’tan rivâyet”e bu dönemde geçilmiştir. Sayıları oldukça artan hadis kitapları arasında dağınıklık arz eden metinlerin, senedleri atılarak bir araya toplanması ve müşterek metinlerin birleştirilmesi çalışmalarının çığırı bu dönemde açılmıştır. Bu dönemde ilk dikkati çeken çalışma mevcut hadis kitaplarından yapılan seçme hadislerin belli bazı gruplar içinde birleştirilmesidir. Hatîb Et-Tebrîzî’nin bu eseri; meşhur hadis kitaplarından olan; Buhârî, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâi, İbn Mâce, Dârimî, Muvatta, İmam Ahmed b. Hanbel’in “el-Müsned”i, İmam Şâfiî’nin “el-Müsned”i, Dârekutnî’nin “es Sünen”i, Beyhakî’nin “Şuabu’l-İman”ı, Rezîn’in “et-Tecrîd” ve az sayıda diğer kitaplardan seçilmiş, mana ve içerikleri açık ve delaletleri kesin hadisleri kapsamaktadır. Muhteviyatı; iman, ilim, ibâdet, ahlâk, edep, muamelât, siyer-i nebî ve ashabı kiram hakkında bilinmesi gereken îtikâdî ve fıkhî hükümleri kapsamaktadır. En kıymetli hükümleri ihtiva ederek edille-î şer’iyyeden sünneti seniyyenin her çeşidi yazılmış ve zikredilmiştir.
330.00 ₺ -
Mişkatul Mesabih Cilt 2
Takriben hicrî V. (M.11.) asır sonlarından itibaren hadîs ilmi, daha doğrusu “hadîs metinleri üzerindeki çalışmalar” yeni bir renge bürünmüştür. Bu zamana kadar, hadîs metinlerinin zabta geçirilme muamelesi tamamlanmış, hadisler kitaplardaki yerini almış, kitap dışı bir metin pek bırakılmamıştır. Bu müddet zarfında kitaplarda senedleriyle birlikte yer almamış bir metin, şayet son asırlarda “hadis” olarak ortaya çıkmışsa, bunun hadis kabul edilmesi -prensip olarak- şüphe ile karşılanmıştır. Hicrî V. (M.11) asır sonlarına doğru ise yeni bir çalışma dönemine geçilmiştir. Artık eski metodla yapılacak yeni bir iş kalmamış; bütün sistem ve gelenekleriyle bir devir kapanmıştır. Öte yandan, bu devir vazifesini eksiksiz yapmış, fonksiyonunu şerefle icra etmiş ve haleflerine çok zengin bir miras bırakarak, nöbeti başkalarına devretmiştir. Bu yeni dönemin hadis çalışmaları, önceki dönemin çalışmalarından çok farklıdır. Artık çalışmaların esasını, rivayet sistemi usullerine göre şahıslardan senedli hadis toplayarak bunları tasnif edip kitaplaştırmak değil, hazine değerindeki bu malzemenin işlenmesi ve değerlendirilmesi teşkil etmektedir. Şahıs’tan rivayet bırakılarak, “kitap’tan rivâyet”e bu dönemde geçilmiştir. Sayıları oldukça artan hadis kitapları arasında dağınıklık arz eden metinlerin, senedleri atılarak bir araya toplanması ve müşterek metinlerin birleştirilmesi çalışmalarının çığırı bu dönemde açılmıştır. Bu dönemde ilk dikkati çeken çalışma mevcut hadis kitaplarından yapılan seçme hadislerin belli bazı gruplar içinde birleştirilmesidir. Hatîb Et-Tebrîzî’nin bu eseri; meşhur hadis kitaplarından olan; Buhârî, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâi, İbn Mâce, Dârimî, Muvatta, İmam Ahmed b. Hanbel’in “el-Müsned”i, İmam Şâfiî’nin “el-Müsned”i, Dârekutnî’nin “es Sünen”i, Beyhakî’nin “Şuabu’l-İman”ı, Rezîn’in “et-Tecrîd” ve az sayıda diğer kitaplardan seçilmiş, mana ve içerikleri açık ve delaletleri kesin hadisleri kapsamaktadır. Muhteviyatı; iman, ilim, ibâdet, ahlâk, edep, muamelât, siyer-i nebî ve ashabı kiram hakkında bilinmesi gereken îtikâdî ve fıkhî hükümleri kapsamaktadır. En kıymetli hükümleri ihtiva ederek edille-î şer’iyyeden sünneti seniyyenin her çeşidi yazılmış ve zikredilmiştir.
330.00 ₺