-
Yürek Fısıltıları
Büyük patlayışla başladı büyük değişim. Kainatın yaratılışıyla insana bir yol açılmış. Ebedi ufuklarda soluklanma yolu. Adımların minik, ruh ve kalplerin büyük attığı bu koşuda insanlar yarıştı, insanlık yarıştı. Kalp atışların stardını ve bitişini belirledi. Aslında "Bing Bang" ile başlayan kâinatın kalp atışı, insanın kalp atışlarından farklı değildir. "Yürek Fısıltıları", o kalp atışının yüreklere yansıttıkları...Kâinatın yüreği olan insanın yüreği, yürek kıpırtıları... Kâinatın, zerrelerin, insanın Yürek Fısıltıları...Yüreği olanlara sayısız yüreklerin dili... Yüreklere ince bir sesleniş"Yürek Fısıltıları"...
5.40 ₺ -
Bir Sağanak Hayat
Hayat bir sağanak yamur damlası kadar kısa, bir serap kadar aldatıcı... Minicik damlalar halinde yağıyoruz. Sonra emekliyor, yürüyor, dağları aşıyoruz. Sonra dökülüyor ve ebed denizine karışıyoruz. Kitap sizi yaşanmış olayların ışığında duygu dolu bir tefekkür ziyafeti sunuyor. Okudukça ölümün korkulacak bir şey değil, aksine sevilecek bir hadise olduğunu göreceksiniz. Ölümün tatlı ve sevimli yüzü ile karşılaşacak, onu özler hale geleceksiniz.
4.50 ₺ -
Hayata Dilekçe
Sadece benim değil, benim neslin hayalleri çalındı... Umutları, sevgileri, aşkları çalındı. Kandırıldık. Büyüyecektik, gelişecektik, Avrupa, hatta Amerika'ya yetişecek, sözde "Küçük Amerika" filan olacaktık, "her mahallede bir milyoner" barındıracaktık... Vakıa mahallelerimizde milyonerler çoğaldı, ama milyonun beş para değeri kalmadı. Gerçeği fark ettiğimde hayalsiz, sevdasız, aşksız umutsuz kala kalmıştım. Anladım ki, sevgilerimizi, hayallerimizi, umutlarımızı sadece kullandılar, sömürdüler, tükettiler. Her şeyimizi lüks yaşantılarına kaynak yaptılar. Bu yüzden politik - diplomatik, siyasal ve ideolojik palavralara inanmıyorum! Bunlara kafa patlatmıyorum, bu konuları sık yorumlamıyorum. Kendi içime döndüm. İmanımla yüreğimi yeniden inşa ettim.
8.25 ₺ -
Zamanı Kurcalayan Yazılar
Bir Rüzgar Esse... Koşup zirvelere bayram eylesek, sevinsek. Savrulmayı, uçuşmayı bir tamam öğrensek. Sonra eve dönüp, "Ne güzel olmuşsun" diyenlere tebessüm etsek. Bir kaya düşse... Hem öyle bir düşse. Ufacık çıtırtılara, küçücük tıpırtılara alışmış kulaklarımız gümbürtü duysa. Yer, dayanıklılığını anlasa. Sonra bir başına kalakalmış kayada fesleğenler yetişse. Efil efil salınıp çiçek açsalar. Bir kuş ötse... Son yavrusu yuvadan mı düştü, bu ikindi yine mi aç kaldı, yoksa ilk defa çiğdem mi gördü diye düşünsek. Ama, bir şey düşünsek.
6.38 ₺ -
İnsanı Kurcalayan Yazılar
Hiç titremeyecek misiniz? Yüreğiniz o saniye bir fazla atmayacak mı? Kendinizden utanmayacak mısınız? Çocuğunuz bir sabah ansızın "sevgi ne demek anne?.." dediğinde sarsılmayacak mısınız? Diş dişe, öfke öfkeye, kıran kırana yaşanan bu dünyada bir de sevmelerin olduğunu çocuklarınıza ne vakit öğreteceksiniz? Yiyerek, içerek, kavgalaşarak ihtiyarlıyorsunuz. Ancak, daha çok alarak, ezerek, sömürerek, yok ederek yaşamaktan usanmadınız mı? Bir de başkalarını düşünmek bu kadar zor mu? Sahi, günün birinde çocuğunuz "Sevgi ne demek baba?.." dediğinde titremeyecek misiniz? Bu sualin arkasında başka sorular vardır. Ve mutlaka sorulacaktır. Kaçamazsınız!
6.75 ₺ -
Ilıkpembe
Sözün işte buralarında, ılınıp akıyor içim pembe bakışlarına doğru... Pembeler ılık ılık oluyor, ılıklar ise pembe pembe... Ve yine, ve yeniden; "Seni, kimselerin sevemeyeceği gibi sevmelere" ben talip oluyorum... Biliyorum; seni sevmek "biz" i sevmektir... Ve biliyorum; "biz" in içinde ben de varım... Muammer Erkul
6.00 ₺ -
Sen İstanbul Olsaydın
Sen, İstanbul olsaydın... Ben; sende konacak bir dal Bulamayan bir martı gibi Çığlık çığlığa atardım kendimi denizlere... ..... Sen istanbul olsaydın... ve zindanım olsaydın!
5.40 ₺ -
Ülkeyi Kurcalayan Yazılar
Balkonları okyanusa bakan kaşane... Kapısı bir dereciğe komşu kerpiç ev... Bendeniz ikincisine talibim. Çünkü okyanus; gümbürtülü dalgaları, ürpertici sessizliği ve gece siyahlığı ile insanı yorar. Dere öyle mi ya? Onun kıyıcığında dört mevsimli, kuş cıcıltılarını, hatta kendi iç meydanlarınızı, varoşlarınızı dinleme fırsatınız vardır. Diyen iyi demiş : "Küçük güzeldir" Bunca söze sebep mi neydi? Yapmayın... Herkes, büyük, hacimli, ürkütücü hayallerin veya ağır gerekçelerin yüklenicisi olamaz. Bu bir yapı meselesi. Dahası da var... Ancak gönülleri açık, "pişmiş, yanmış" kişiler; azdaki, küçükteki samimiyetin ve bereketli güzelliğin dilinden anlayabilir. Bizim mahalleye gelin en iyisi. Dere kenarındaki, böğürtlenle çevrili küçük evlerin oraya. Okyanusa bakan balkonlarda kimse huzurlu değil. İnanmazsanız, akşam haberlerine bakıverin.
6.38 ₺ -
Fatih Sultan Mehmed
Bu küçük hacimli eserde bilineni tekrarlamaktan çok, bilinmeyeni yahut şimdiye kadar üstünde durulmayanı aramak emelindeyiz. Fatih`i yetiştiren unsurlardan birçoğu, günümüzde de gerekli olan "büyük insan" yetiştirme metodunun ipuçlarını vermektedir. Büyük insan yetiştirmede hayli çorak bir ülkenin eğitimcilerine, büyük insanlar yetiştirmiş formülleri göstermenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Her biri İstanbul kadar mühim birtakım manevi fetihleri gerçekleştirecek nesillere kavuşma hasretiyle hazırlanan bu eserde, Fatih`in bilhassa bu yönleri dikkatlere sunuluyor.
180.00 ₺ -
İmam-ı Rabbani Hayatı – Mektupları - Mücadelesi
Nura hasret Hindistan’ın karanlıklar içinde kaldığı zamandı... Hicri 971 yılında (Miladi 1563) Delhi taraflarında ancak erbabının fark edebildiği bir kehkeşan parlaklığı belirdi. Gittikçe koyulaşan karanlık ve artan kasavet sebebiyle gözleri maddeye dönük olanların pek fark edemediği bu parlaklık, Serhend (Sirhind) şehrinde sahabe samimiyetinin yaşandığı bir evden geliyordu. Cesaret ve adalet timsali Hazret-i Ömer’in yirmi sekizinci nesilden bir torunu dünyaya teşrif etmişti. Baba Abdülahad Efendi gördüğü müjdeli bir rüya vesilesiyle çocuğuna Ahmed adını verdi. Yetişmesi için hususi bir itina gösterdi. O zaman insanlara, yaşadıkları hayata ve taşıdıkları hâllerine uygun lakaplar takmak yaygın bir âdetti. Hindistan’ı saran karanlığın içinde manen ayın bedir hâli gibi parlamaya başlamasından dolayı Ahmed’e “Bedreddin” lakabı verildi. Hazret-i Ömer’in hususiyetlerini müşahede eden hocaları ona “Faruki” sıfatını verdiler. Hicrî ikinci bin yılın başlarında dinde tecdid hareketini başlattığı için, “İkinci bin yılın yenileyicisi” anlamında “Müceddid-i Elf-i Sânî” unvanıyla anıldı. Ama insanların zihninde “Kendini Rabb’ine adayan imam” kanaati yerleştiği için diğer ad ve lakaplarından ziyade “İmam-ı Rabbani” adıyla tanındı. Bütün unvan, lakap ve sıfatlarıyla İmam-ı Rabani’yi tanımak, eserleri ve hizmetleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmak isteyenler için bu kitap büyük bir fırsat sunuyor. Yazarın kendine has akıcı üslubuyla bir nefeste, hayranlıkla okuyacaksınız.
4.13 ₺ -
Muhammed İkbal Hayatı - Sanatı - Mücadelesi
Varlığını, “ölümünden sonra da” devam ettirebilmiş, hayatıyla ve eserleriyle arkasında “hoş bir seda” bırakabilmiş çok az insan vardır tarihte... Kimi kahramanlığı, kimi adaleti, kimi sanatı, kimisi de mücadelesiyle birer yıldız gibi parlamış bu insanlar, insanlık için birer kilometre taşı durumundadırlar. İşte Muhammed İkbal de bu yıldız insanlardan birisidir. O düşünceleriyle sadece bulunduğu coğrafyaya veya bulunduğu asra hitap etmemiş, tüm asırlara ve dünyaya sesini duyurmuştur. Onu büyük yapan da işte budur. Bu kitap, onun davasını, kahramanlığını ve düşünce dünyasını genç nesillere aktarabilmek için yazıldı.
4.50 ₺ -
Yahya Kemal Hayatı - Sanatı - Eserleri
Yahya Kemal, son Osmanlı edibi… Her kelimesinde tarih, mazi ve ecdat kokan bir üslup mimarı… Edebiyatı, manevi ruhun canlanmasına bağlayan bir nesir ustası… Mısralarında, satırlarında İstanbul’u yaşatan bir tarih hayranı. “Süleymaniye” karşısında hürmetle eğilen, yüksek minarelerinde “Ezan-ı Muhammedî” çınlatan bir mana âşığı. Zikzaklı ve hareketli fikrî bir hayattan sonra gemisini Osmanlı rıhtımına demirleyen kaptan. Hayatını “Allah’dır tevekkülümüz, itimadımız” diyerek noktalayan ve ölümden ürkmeyen bir rind…
4.13 ₺ -
Enver Paşa (Hayatı ve Makaleleri)
1914-18 arasında Devlet-i Aliye-yi Osmaniyenin kaderine hükmeden üç adamdan biri olan Enver Paşa, hakikatte devletin en kudretli adamıydı. Harbiye nazırı, genelkurmay başkanı, başkumandan vekili ve bahriye nazırı vekiliydi. Enver Paşanın en mühim fonksiyonu çok kısa sürede Osmanlı ordusunu düzenlemesi, orduya milli ve dini şuurla sentezlenmiş yeni bir ruh vermesidir. Çanakkale bu ruhla kazanıldığı gibi, İstiklal savaşı da bu ruh sayesinde kazanılmıştır. Savaşın İngiltere ve Fransa’nın beklentilerinin aksine 4 yıl uzaması, İngiliz ve Fransız imparatorluklarının çatlaması da yine bu ruh sayesinde olmuştur. İttihat ve Terakki iktidarını elinde tutan üç kişiden biri olan Talat Paşanın adına caddeler, bulvarlar, mahalleler, okullar olmasına rağmen, Enver ve Cemal Paşanın adını taşıyan bir tane cadde, mahalle, okul ve saire bulunmamasını anlamak zordur. Hâlbuki Enver Paşa da, Cemal Paşa da; Talat Paşa ne kadar sorumlu ve vatanseverse, o kadar sorumlu ve vatansever idiler. Elinizdeki kitap Enver Paşa hakkında ilk defa kendi eserlerinden yararlanılarak ve kendi eserlerine dayanılarak birinci elden bilgi vermektedir.
6.38 ₺ -
İnsanlığa Adanmış Bir Ömür: Said Nursi’nin Destanlaşan Hizmeti
Çarelerin bittiği, ümitlerin tükendiği, herkesin namus ve vatan derdine düştüğü yıllarda… Asırlardır dünyaya meydan okuyan Osmanlı’nın parçalandığı, düşmanların amansız bir işgale başladığı günlerde… İman ve Kur’an’a saldırıların arttığı, camilerin kapatıldığı, ezanların susturulduğu ve masum Müslümanların hapishanelere doldurulduğu bir dönemde… Müthiş bir mücadele, akılları durduran bir başarı… Vatan için, millet için, iman ve Kur’an için feda edilen bir ömür… Bu kitap; bir azmin, bir şahlanışın ve bir başarının öyküsüdür. Sırlarla dolu, gizlenmiş pek çok gerçeğin kapısıdır. Bu kitabı okuyanlar, hiç şüphesiz ki yeni bir dünya keşfedeceklerdir. Daha da önemlisi, yaşananlar karşısında kendilerinden geçeceklerdir.
6.38 ₺ -
Mevlana Hayatı - Şahsiyeti - Tefekkürü
İpek yolunda on üçüncü asrın başları... Moğol afeti her tarafı kasıp kavururken, Belh'te bir güneş doğdu. Asrın karanlıklarını dağıtıp ışıklarını günümüze kadar ulaştıracak bir güneş... Hikmetlerle dolu bir seyahatten sonra Anadolu'da mekân tutan Mevlâna, dalga dalga yayılan nur ve feyizler saçmaya başladı. O nurlara ayna olan gönüller de birer nur membaı haline geldiler. Mevlâna, sevgi sultanı... Allah'ın "Vedûd" ismine mazhar olmuş ve tüm dünyasını sevgiyle doldurmuş bir veli... İşte bu kitap, o sevgi sultanının, sevgiyle ördüğü dünyasından ve tefekküründen bir demet sunuyor ve sizleri o dünyanın muhteşem atmosferine davet ediyor.
6.00 ₺ -
Mehmed Akif Hayatı - Sanatı - Mücadelesi
Sadece sözcüklerle oynayan kuru bir şair değildi o... Ve yazdıkları da sadece "şiir" değildi. O, kalemini yüreğinin dili yapmıştı. Koskoca bir İslam coğrafyasını inleten belaların, musibetlerin en büyük dertlisiydi o... Bu dert onu mecnun etmişti. Düşünüyordu, yazıyordu, çabalıyordu. Şiirlerini ve bilgisini, imanı adına bir kılıç gibi kullanan, milyonlarca Müslümanı yazdığı şiirlerle ümitlendiren ve coşturan, ancak tüm şöhretine rağmen, dünyaya sırtını dönmesini bilen bir şairi anlamak ve onun "ateş gibi sıcak" fikrine, "volkan kadar taşkın" kalbine sahip olmak isterseniz, buyurun. "İstiklal şairi" Mehmed Akif`in hayatı, sanatı ve mücadelesiyle ilgili soruların cevabını bu kitapta bulacaksınız.
6.38 ₺ -
II Murad
Hz. Ebu Eyyub El-Ensari"den Fatih Sultan Mehmed"e uzanan çizgide sondan bir önceki halka: Sultan II. Murad" O"nun vazifesi, oğluna yol açmak, asırların rüyasını gerçekleştirmesine imkân ve zemin hazırlamaktı. Ve bunu layıkıyla başardı. Geleceğin Fatih"ine baba oldu, onu gerçekten "Fatih" olacak liyakatte yetiştirdi ve kendi döneminde ülke sınırlarını emniyete alarak Konstantiniye"nin fethine uzanan köprüyü genişletti. Artık Fatih Sultan Mehmed, peygamber müjdesini tahakkuk ettirebilirdi.
7.50 ₺ -
Çelebi Mehmed
Timur kasırgasından sonra, Osmanlı ülkesi Fetret Devri"nin karalığına gömülmüştü. Her türlü kötülük ve nizamsızlık kol geziyordu. Osmanlı, dağılmanın eşiğine gelmişti. Böyle bir atmosferde ortaya çıkan Çelebi Mehmed, devleti sahipsizlikten kurtardı. Osmanlı Devleti"ni Osman Gazi kurmuş, ama onu toparlayıp inşa eden de Çelebi Mehmed olmuştu. Çelebi Mehmed"in yaptıkları olmasaydı, ne sonraki devirlerde kazanılan parlak zaferlerden ne İstanbul fethinden hatta ne de Osmanlı Devleti"nden söz edebilirdi. Tarihi misyonunu hakkıyla yerine getirmiş bir Osmanlı Sultanı olarak Çelebi Mehmed, Allah"ın Osmanoğluna sunduğu sayısız lütufların en değerlilerinden biridir.
97.50 ₺ -
Yıldırım Bayezid
Yıldırım Bayezid, irade sahibi, kararlı ve azimli bir padişahtı. Tereddüde düşmeyen, soğukkanlılığını koruyan bir idareciydi. Çok hızlı ve ismine lâyık bir devlet adamıydı. Yıldırım Bayezid tahta çıkar çıkmaz haçlı sürülerini Niğbolu zaferiyle durdurdu. Balkanları emniyet altına aldı. Anadolu birliğini sağlamak için cesur adımlar attı. Kan dökmeden birliği kurmaya çalıştı. "Birlik" çekirdeği Anadolu topraklarında mayalandı. Ayrık otları kuruyup filizlendi. Peygamber müjdesine ermek için İstanbul"u ilk muhasara eden odur. Üç sefer kuşattıysa da Batı"dan Haçlılar, Doğu"dan Timur fırsat vermedi.
97.50 ₺ -
I Murad
Murad Hüdâvendigâr Devri, İlâhi tecellilerin coşup taştığı, İstanbul"un fethini hazırlayan köprübaşlarının tutulduğu, Rumeli"nin İslamlaşarak yerli halkın kalplerinin kazanıldığı, Anadolu"nun sakinleşerek devletin ağırlığının her tarafta hissedildiği ve köhnemiş Bizans"ın surlar içinde mahkûm bırakıldığı devirdir. Bu devirde; asırlarca akından akına koşan Yeniçeri"nin çekirdeği atılmış, devletin arazi düzeni mükemmel hâle getirilmiştir. Elinizdeki kitap, bir biyografiden öte Osmanlı"yı tartışmasız dört asır dünya hâkimi yapan ruhun tahlilidir.
97.50 ₺ -
Orhan Gazi
Beyliğin toprak genişliğini altı kat artırarak 95 bin kilometrekareye çıkaran, Devletin nüfusunu 3 binden 3 milyona ulaştıran, Sefer anında 100 bine ulaşan 40 bin kişilik bir ordu besleyen, İlim adamlarıyla elele vererek ülkeyi imar ettiren, İdarecilerinin zulmünden bıkan Hıristiyan halka adalet ve güvenlik sağlayan, Küçük bir beylikten koca bir devletin temelini atan Orhan Gazi"nin tüm bu işleri sığdırdığı hayatını bu eserde bulacaksınız.
97.50 ₺ -
Osman Gazi Yavuz Bahadıroğlu
Elinizdeki eser, sıradan bir biyografiyi aşan bir tarih sosyolojisidir. Osmanlı Devleti"nin temelinde bulunan mânânın, gözler önüne serilmesidir. Osmanlı Devleti"nin tarihi misyonunu anlamak için, Osman Gazi"yi anlamak gerekir. Tarihi romanlarıyla yakından tanıdığınız Yavuz Bahadıroğlu, Osman Gazi şahsında Osmanlı Devleti"nin kuruluş felsefesini, gaza ruhunu, fetih aşkını anlatıyor. Bir roman gibi zevkle ve heyecanla okuyacak, bir dünya imparatorluğunun temelindeki esrara yolculuk yapacaksınız.
97.50 ₺ -
Ben Susuyorum Tarih Konuşsun - Bekir Berk
Yakın tarihimiz, inançların sorgulandığı, hatta baskı altında mahvına çalışıldığı karanlık devirler gördü. Sert hücumlar ve dört bir yandan farklı şekillerde yapılan bu saldırılar, imanlı kalabalıkları şiddetle sarstı. Türkiye bu karanlık dönemde maneviyatla ayakta kalabilmek için, güçlü ve sarsılmaz savunuculara çok ihtiyaç duydu. İşte Bekir Berk böyle bir dönemde ortaya çıktı ve bir ömür boyu, millî ve manevî değerlerimize karşı yapılan bu ağır saldırıların, tertip ve oyunların önünde bir kale, çelikten bir duvar gibi durdu. Bu çalışma, onun millî ve manevî değerlerimizi savunma stratejilerini, üslûbunu, delilleri peş peşe sıralayışındaki o müthiş ve karşı konulmaz tavrını, iddia-isnat-iftiraları darmadağın eden ve iplikleri pazara çıkaran edasını, eşsiz cesaretini bir kere daha ortaya koyacaktır. "Yakın geçmişte değerlerimizin küçük bir savunma tarihçesi" niteliğini taşıyan bu çalışma, bize inandığımız davanın haklılık gerekçelerini, alnı ak, başı dik bir halet-i ruhiyeyi, değerlerimiz uğrunda mücadele azmini verecek, kutsal değerlerimize sahip çıkma iradesi kazandıracaktır.
6.75 ₺ -
Toros Yüzlü Adam: Osman Yüksel Serdengeçti
Toroslar"ın yüzeyi gibi oldukça sarp, inişli çıkışlı, bazen de bir yayla yamacı kadar yalın karakterli Osman Yüksel"in davası uğruna malından, canından vazgeçmesi, bu yola başını koyması ve hatta idamı bile göze almasıyla artık o bir Serdengeçti"ydi. Davası uğruna çekmediği çile, görmediği cefa kalmadı. Nezaretler, hapishaneler onun için medrese-i yusufiye oldu. Serdengeçti sadece yılmaz bir dava adamı değil, aynı zamanda bir fikir işçisiydi. "Müslüman Türk" sentezi kuramcılarından biri olarak Türkiye"deki düşünce birikiminde önemli bir yere sahiptir. Serdengeçti ismiyle bir dergi çıkardı. 1983"e kadar tarihimizi, medeniyetimizi, inançlarımızı yazdı, söyledi, savundu. Fikir ve dava adamı olmasının ötesinde, farklı düşünce ve inançlardan kişilerin ken-dilerini bulabileceği, insan olarak Serdengeçti"yi de görecek, yaşayacak ve hissedeceksiniz. Bu kitapta hem bir dava ve fikir adamının o nefes kesen hayatını bulacak, hem de yaşadığı dönemin önemli olaylarına ve kişilerine (1944 olayları, tabutluklar, DP iktidarı, Köy Enstitüleri, Malatya Suikasti, Necip Fazıl, Hüseyin Üzmez) şahitlik edeceksiniz. Resimler, mektuplar ve röportajlarla beslenen bu kaynak eser, Serdengeçti hakkında bugüne kadar hazırlanmış en yetkin başvuru kaynağıdır.
8.25 ₺ -
Başkasının Günahına Ağlayan Adam
Onun kaygısı, sevdası, derdi, davası hep Allah`ı kullarına tanıtmak ve sevdirmekten ibaretti. Bütün engellere, acılara, işkencelere, hapislere, sürgünlere, zehirlemelere rağmen Kur`an`a, imana, İslâm`a hizmet duygusundan hiç ayrılmadı. En zor şartlarda bile hiç ümitsiz olmadı. En olumsuz şartlardan, daima en olumlu sonuçlar çıkardı. Kendisini batırmaya, bitirmeye çalışanları da huzura ve mutluluğa, yani kulluğa çağırdı. Çünkü ona göre, kul olmak, "kurtulmak" demekti. Kendisine en acımasız hakareti ve dayanılmaz işkenceyi lâyık görenleri bile iman hakikatleriyle tanıştırmak ve kurtarmak telâşındaydı. Güle oynaya günah bataklıklarına batanlara da merhametle baktı. Günahına ağlayamayanların günahına da ağladı. Çünkü onun insana ve olaylara bakışı, veli bakışıydı. Geçitlerde, köprülerde, uçurum başlarında titreyenlere, "İnşaallah geçer." duasındaydı. "Ha geçti, ha geçecek!" şevkiyle, dertlerini dert edinirdi. Her düşenin acısı, önce onun yüreğine yansırdı. Her ezilenle, evvelâ onun içi ezilirdi. Çünkü o, şefkatten ibaretti. Sevgiyle sarıp sarmaladı yaralı yürekleri. Manevî kiri, pası, yarayı acısız ameliyatlarla tedavi etti. Gönülleri çelen, ruhları çeken bir muhabbet merkeziydi. Benim sevdalandığım yürek, bu yürekti. Benim ve neslimin kendine gelişiydi. Uyanmamızdı heyecanla ve gafletten silkinmemizdi. Uyanalım diye uyanıktı. Ebediyen gülelim diye ağlıyordu.
142.50 ₺ -
Kanuni Sultan Süleyman
Bir devlet adamı düşünün ki, 46 yıl boyunca ülkesini dünyanın daima zirvede ülkesi olarak idare etmeyi başarmış olsun... Ve bir padişah düşünün ki, yarım asra yaklaşan idaresi süresince ülkesinde günümüze ışık tutacak hürriyet ve eşitlik prensiplerine uygun bir idare tatbik etsin... İşte bütün idaresi boyunca seferler, zaferler, adalet, eşitlik ve huzur dolu ülkesini uzun süre zirvede tutmayı başarmış bir devlet adamı : KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN...
225.00 ₺ -
Yavuz Sultan Selim
Miladi 1470 yılıydı... Tenden kopan can sancısı Gülbahar Hatun`u kıvrandırırken, Amasya Sancakbeyi Şehzade Beyazid`in kapısına bir müjde dayandı: "Bugün, hanedanın bir erkek çocuğu olacak ve padişah olacak" Selim`i babasının üçüncü oğlu olmaktan çıkarıp tahta yürüten ve tahtta sıradan bir padişahlıktan çıkararak "Yavuz"laştıran şey nedir?
97.50 ₺ -
Taşla Konuşan Deha: Mimar Sinan
Devletin Bayındırlık Bakanıydı Mimar Sinan. "Ser Mimaran-ı Hassa"ydı. Kabine toplantılarına katılmıyordu, ama kendi kararları bir kabine kararı hükmündeydi ve tatbikinden vazgeçilmiyordu. Bu özelliğiyle imparatorluğu bir uçtan bir uca imar etmişti. Allah'ın ona bahşettiği kabiliyetbir anadolu köyünün ıssızlığından çıkaran ışık, keşfetme arzusuyla beslenen gayret, bütün kararları kendi estetik zevkine göre uygulama imkanı veren mimarbaşılık, hepsinden de önemlisi 400 esere imza atma şansı veren uzunca bir ömür... Tam bir asırlık çınar haşmeti! Cihan hakimiyetinde hiçbir kaygısı olmayan bir imparatorluğun alabildiğince cömert imkanları, bu yapma gayretiyle bütünleşince, "Süleyman Asrı", "Sinan Asrı"yla ikizleşiyor ve günümüzde bu iki dehayı kendi hizmet alanlarının burçları olarak gösteriyor. Sultan Süleyman, cihangirliğinde ne kadar "muhteşem" ise, Mimar Sinan da sanatkarlığında o kadar "zirve"dedir.
6.00 ₺