-
Kırk Güzeller Çeşmesi
Okuyucu! Sen burada, bugün artık kaybettiğimiz değerlerimizle ilgili (nezaket, haya, tevekkül, merhamet, sabır, tefekkür, sadakat, dua, kanaat, gözyaşı vs.) kırk öğüt bulacak ve bunları şiirsel ilhamlarla okuyacaksın. Belki yazının içindeki öğüdü alacak, kıssadan hisse damıtacak, belki de unutuvereceksin. Ama ben sevgili okuyucu, bu yazıları, Efendim, "Her kim benim hadislerimden kırk tanesini belleyip başkalarına da öğretirse, kıyamet gününde Allah onu bilginler ve fakihler arasında diriltsin!" buyurduğu için yazdım. İsterim ki, sen de öyle okuyasın ve zihninde birkaç gün gezdiresin. Hem kim bilir, bugün dün olduğunda, belki de seninle ikimiz, O'nun meclisinde buluşur, bunları yeniden söyleşiriz!..
91.25 ₺ -
Kudemanın Kırk Atlısı
Millî olmadan milletlerarası olunmazken, kendimizi nasıl bildirebilelim? Millî hafızamız, kudemâmızın mirasını tanımakla zenginleşecektir. Onların pek çoğu, bugün ibretle okunacak ömürler yaşamışlar, bizim zaman zaman karşılaştığımız hâllerle karşılaşmışlar. Yaptıkları, söyledikleri ve yazdıklarıyla her biri bizlere rehber olan büyüklerimizin hayat hikâyeleri, millet olarak biraz da bizim hikâyemizdir. Bu çalışmada atalarımızdan devlet adamı, mutasavvıf veya şair olan yalnızca kırk kişinin hayatlarından bazı kesitlere yer verilmiştir. Gönül isterdi ki, nice kırkları size tanıtabilelim. Ancak biz, istenirse bu kırk kişiden her birinin size bir kapı aralayacağını umut ediyoruz.
101.47 ₺ -
Babilde Ölüm İstanbulda Aşk
Gök kubbenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına... Doğu ak ejder yılında başladı yirmi üç bin yıllık gizem... Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca çan verdikleri bir sırrın, binlerce yıl sonra, bir şair tarafından aşkın derin katmanlarına saklanarak korunacağını bilselerdi... Siruş başlıklı murassa hançerin kabzasına parmak izlerini bırakanlar, daha avuçlarının sıcaklığı gitmeden hançer kınında kan biriktiğini bilselerdi... Bağdat, İstanbul, Roma, Paris ve diğerleri; kıyılarına vuran yeni aşkın, bütün eski tarihlerini dolduracak yoğunlukta olduğunu bilselerdi... Bilgeler, katiller, asiller ve sevgililer; ellerinde tuttukları kitabın alev almaya hazır bir aşk külçesine dönüşmek üzere olduğunu bilselerdi... Sair. ipeksi dizeleri arasına hayaller gibi sakladığı şifrelerin hoyrat ellerde ihtirasla parçalandığını, sonsuzluk şarabına kadeh yaptığı gelincik yapraklarının kinle dağıtıldığını bilseydi... Ve şimdi kim bilebilir neler olacağını, Babil uyandığı zaman?
273.75 ₺ -
Şair Fatih Avni
Fâtih. Gelmiş geçmiş en büyük ve en renkli hükümdar. Kültürlü. Asker. Matematik ve diğer müspet ilimlere meraklı. Doğu dillerini bilir. Batı dillerini bilir. Sultan. Ve şair. Avni. Aruzu kullanmakta usta. Gazzeleri daha meşhur. “Fâtih olmasaydım Ulubatlı Hasan olurdum,” diyebilen bir ruh kahramanı. Fâtih!.
142.35 ₺ -
Düşte Kalan
Yıllardan 1258 idi. Hülagu Bağdat'a girmiş, İnsanlığın beşik edindiği ve o zamana kadar süzegeldiği tecrübesini harmanladığı topraklarda, dünyanın Nuh Tufanı'ndan sonra gördüğü en büyük yıkımı yapmıştı. Bu talan, o çağa göre dünyanın gözdesi olan bir medeniyet merkezinin yok edilmesi demekti ve Hülagu'nun askerleri, Bağdatın eşsiz koleksiyonlarıyla ünlü kütüphanelerindeki yüz bini aşkın el yazması kitabı Dicle'ye boşaltmış ve Dicle günlerce mürekkep renginde akmıştı. Eğer o zaman kütüphanelerinin başına böyle talan gelmeseydi, belki de dünyanın daha sonraki yüzyılları çok farklı olur, Rönesans ve Reform hareketkerinin adresi değişir, modernleşmenin göstergeleri farklı boyutlarda ortaya çıkar, hatta Amerika, şimdiki Amerika olmayabilirdi. Gelin görün ki, Amerika şimdi Bağdat'tadır.
200.75 ₺ -
Ah Minel Aşk
Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır.
237.25 ₺ -
Kronolojik Divan Şiiri Antolojisi
Bizce bir divan şiiri antolojisi, klâsik edebiyatımızın takip etliği yola ve gelişmeye ayna tutabilmeli ve okuyucunun zevk dünyasına yeni bir kapı aralayabilmelidir. Yani ele alınan şiir, yazıldığı dönemden bugüne seslenebilmeli veya okuyucuyu kendi cağına taşıyabilmelidir.Bu antolojide yer alan manzumeler, genellikle divan edebiyatının en güzel şiirlerinden oluşur. Şiirler seçilirken estetik ve sekil mükemmelliğine bilhassa ören gösterilmiş ve gencide lam mel m verilmeye çalışılmıştır. Amacımız, divan şiirini önce okuyucuya tanıtmak, soma da sevdirmektir. Bunun için simdi sizi, bu edebiyatın altı asırlık asude bahçesinden bizim işaretlediğimiz birkaç gülü koklamaya davet ediyoruz. O bahçeye girdikten sonra başka güzel güllerin de varlığını keşfetmek yine size kalıyor.
240.90 ₺ -
Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü
Bu sözlükte divan şiiriyle ilgili tabiat, tabiat olayları, coğrafya, yerleşim bölgeleri, iklim kuşakları, insanlar ve özellikleri, kozmik âlem, felek, tıp, astronomi, yıldız ilmi, burçlar, müneccimlik, falcılık, remil, eski batıl ilimler, israiliyat, musiki deyim ve terimleri, makamlar, eski sanat dalları, hattatlık, müzehhiplik, mücellitlik, eski hayat sistemi, günlük olaylar, âdetler, gelenekler, oyunlar, eğlence hayatı, savaş, savaş aletleri, savaş terim ve deyimleri, bezm ve rezm sistemi, efsanevi ve tarihi kişiler, tasavvuf ve tasavvuf i inanış sistemi, bunlara ait deyim ve terimler, tarikatlar, özellikleri, efsaneler, kıssalar, Yunan mitolojisi, dini terimler ve alışkanlıklar, ayetler, hadisler, fıkıh, tefsir ve dini ilimler ile İslâm dini ve dini hayat vs. birçok konularda açıklanması gereken maddeler yer almaktadır. Bunun yanında açıklanmaya muhtaç olan divan şiirinin özünü oluşturan beşeri veya ilahi anlamdaki platonik aşk, âşık, maşuk, içki alemleri, sevgilide güzellik unsurları, bu yolda oluşmuş mazmunlar, remizler, mefhumlar, ünlü aşk hikâye kahramanlarıyla ilgili imajlar ile mesnevi konuları ve divan şiirine özgü şekiller, türler, sanatlar, vezin ve kâfiye ile nazım özelliklerine de yer verilmiştir.
255.50 ₺ -
Hilyei Saadet
Peygamberimizin kutlu vasıfları ile mübarek güzelliklerini anlatan Hilye-i Saadet, asırlar boyu halk arasında makamla okunmuş muhteşem klasiklerimizden birisidir. Hz. Muhammed'in (s.a.s) fiziki, ahlaki, ruhi ve insani özelliklerinin güvenilir kaynaklardan derlenmesiyle meydana getirilen bu eseri okuduğunuzda, iki cihan serveri efendimizin gönüllere esenlik veren güzelliklerini yeniden keşfedecek; ruhen ve bedenen onu daha yakından tanıyacaksınız. Bu öyle bir tufhedir ki zikr-i Huda ile memlü sahabi dillerden, aşk-ı Habibullah ile çarpan şair gönüllere; şefaat-ı Resulullah'a müştak aciz bir kalemden, zübde-i ihlas olacak pırlanta bir nesle sunulmuştur.
105.85 ₺ -
Türk Safosu Mihri Hatun
Mihrî Hatun, 15-16. yüzyıl divan edebiyatımızın, iki kadın şairinden biri. Kadîrı dünyasını, duygularını, alışılmış kalıplarını zorlayarak, açıkça ve kadınca söylemeyi başaran tek kadın divan şairi. Sevgililerim adlarıyla anacak kadar da cesur. Divan edebiyatımızı İnceleyen yabancı uzmanlar onu Safo ile kıyasladılar ve o dönemde Doğulu bir kadının bu biçimde şiirler yazmasını şaşılacak bir durum" olarak nitelendirdiler, jagdaölanvsa, onu ffüzeı, zeki, esprili ve erkeğe denk olarak tanımladılar. Tutkulu yaşamında, bedensel aşktan kaçındığını vurgulamaya özen gösterdiler.
215.35 ₺ -
Mevlana İskender Pala
Yaydan fırlayan ok gibidir ağızdan çıkınca bir söz. Ve hiç geri dönmüş değildir atıldıkta sonra bir ok. Seli başından bağlar ileriyi gören kişi. Ve geçtiği yerleri harap eder baştan bağlanılmayan sel. Ne tükenmez hazinesin sen ey dil ve ne devasız bir dert!Anadolu Celâleddin Dinle Neyden Ambardaki Fareler Sır odur ki gizli gerek Dili kontrol edebilmek Lokman ile efendisi Alçal ki yükselebilesin Akıl ile ruh Bir iksirdir sabır İki bedende tek gönül Kuşun avcıya ettiği
87.60 ₺ -
Atasözleri
Atasözleri,kültüre dair inceliklerin görülebileceği en temel söz birimleridir.Nezaman ya da kim tarafından söylendiği bilinmez ama halk bu sözlerin doğruluğunda,derinliğinde mutabıktır. Binlerce yıllık gelenekten damıtılmış bu hikmetli sözler,İskender Pala'nın özgün yorumlamalarıyla tekrar bir araya getirildi.Günlük hayatta hangi durumlarda kullanıldıkları,hangilerinin artık kullanımdan kalktığı / kalkması gerektiği gibi aydınlatıcı bilgilerle zenginleştirilmiş bu eser,halk kültürümüz için de önemli bir çalışma. Bu çalışmada bine yakın atasözüne yer verilmiştir....Umarız okuyucu ve öğrencilerimiz bu bin sözden bin öğütürler ve atalar sözü hazinemizden cevherler devşirirler.
215.35 ₺ -
Perişan Güzeller
Bu kitaptaki gazeller hem yüzyıllar ötesinden bize birtakım güzellikleri sunduğu, hem atalarımızın kadındaki güzellik anlayışlarının rafine zerafetini verdiği, hem de şairlerin peri kızlarına benzettikleri sevgililerini anlatmak bakımından perî-şan (peri gibi güzel olan, şanıpericesine yüksekte bulunan) sıfatını üzerinde taşıyordu. Bu yüzden adına Perî-şan Güzeller dedik. Sanki Divan şiirinden tanıdığımız melek suretli, peri endamlı bir dilberin iki dize arasınadn bize gülümsemesi gibi. Perî-şan Güzeller, bir görünüp bir kayboluveren peri kızlarının izinde eski bir masalı yeniden yaşamak üzere derlendiler ve şimdi, bir medeniyetin kaybolduğu yerde size bütün olup biteni yavaş yavaş anlatacaklar. Bu kitabı okurken her bir dizeden ayrı bir hatıranın tüllendiğini göreceksiniz çünkü.
98.55 ₺ -
Mirat
Hatırımıza düştün, hatırına düşür bizi. Sevdik seni, sevindir bizi. Uzaktayız, yakınına vardır bizi; yandık pınarına, kandır bizi. Sıcak yaz günlerinde yaş dalların titreyişi gibi yandır bizi serin kuyulardan; koyu gecenin yıldızlarına karşı uyandır bizi derin uykulardan. Gözyaşı değil, nice demdir gözümüzden akan; belki eriyip biten ruhumuzdur damlayan!.. Geç kalmış aylara ve yıllara inat, kadehinden içelim artık gül şarabını, çölde yitmiş çaylara ve yollara inat gerçeğinden seçelim şimdi gül serabını... Gül sözleri edelim çok çok, ve gonca sükûtu az az. Gül düşleri görelim gül gecelerinde, Gül'ün aşkını derelim gül hecelerinde. Gözü sürmeli ile ağlayanın arasına gül serpelim, güle yeminler edip. Gönülleri yıkayalım gül suyuyla. Gönüldendir şikâyet kimseden feryadımız yoktur.
87.60 ₺ -
Ve Gazel Yeniden
Türk klâsik edebiyatının en yaygın nazım şekli olmak bakımından her divanda yığın yığın örneği bulunur gazellerin. Bir medeniyet birikiminin estetik boyutta kaynakları arasında sayılmak, işte o kesretin sonucudur. Beyitlerin asırlar boyunca birer sarraf titizliğiyle işlenmiş dizeleri, aslında bizim klâsik edebiyat maceramızın paradigmasını da yansıtır biraz. Ve Osmanlı gazelinin tarihi, biraz da Türk'ün tarihidir; orada Göktürklerden, Uygurlardan, Selçuklulardan süzülerek genlerimizde taşıdığımız bir kültür birikimi okunur çoğu kez.Bu kitapta değişik şairlere ait on beş gazel ile berceste, yine o şairlerin zamanlarına ait araştırmalarla şerh edilmeye çalışılmıştır. Biz, anladığımızı yazdık ve elden geldiğince objektif kalmaya çalıştık. Okuyucuyu, belki de bizim hissettiklerimizi duyacak, bizim görmediklerimizi seyredecek o dizelerde. Öyle de olmalıdır, diyoruz biz. Çünkü şiir hakikatte bilgi edinmek yahut anlamak için değil, hissetmek içindir. Ezcümle, bu sayfanın devamında size kadim zaman ustalarının çağlarına has duyuş, düşünüş ve ifade edişlerini anlatabilmeyi istedik "ve gazel yeniden" dedik.
98.55 ₺ -
Ayine
Türk klâsik edebiyatının en yaygın nazım şekli olmak bakımından her divanda yıgm yığın örneği bulunur gazellerin. Bir medeniyet birikiminin estetik boyutta kaynakları arasında sayılmak, işte o kesretin sonucudur. Beyitlerin asırlar boyunca birer sarraf titizliğiyle işlenmiş dizeleri, aslında bizim klâsik edebiyat maceramızın paradigmasını da yansıtır biraz. Ve Osmanlı gazelinin tarihi, biraz da Türk'ün tarihidir; orada Göktürklerden, Uygurlardan, Selçuklulardan süzülerek genlerimizde taşıdığımız bir kültür birikimi okunur çoğu kez.Bu kitap değişik şairlere ait on beş gazel ile iki berceste, yine o şairlerin zamanlarına ait araştırmalarla şerh edilmeye çalışılmıştır. Biz, anladığımızı yazdık ve elden geldiğince objektif kalmaya çalıştık. Okuyucu, belki de bizim hissettiklerimizi duyacak, bizim görmediklerimizi seyredecek o dizelerde. Öyle de olmalıdır, diyoruz biz. Çünkü şiir hakikatte bilgi edinmek yahut anlamak için değil, hissetmek içindir. Ezcümle, bu sayfanın devamında size kadim zaman ustalarının çağlarına has duyuş, düşünüş ve ifade edişlerini anlatabilmeyi istedik "ve gazel yeniden" dedik.
91.25 ₺ -
Divane Güzeller
Sol, medeniyetin peşinde olmakla övünüyor sağ ise, kültürü korumakla... Kültürün yüzü geriye dönük olduğu için sağ aydına hep gerici denir. Kuru iftira! Medeniyetin yüzü ileriye dönük diye bir solcuya ilerici demek kadar abes. Kültür söylemi taşıyanların yobazları olduğu gibi, medeniyet savunucularının da yobazları var. İşin ilginç yanı, dünyada adı anılan her medeniyet, şimdi kendi kültürünün ilhamıyla eleceğini inşa etmeye çalışmakta ve bütün uluslar da şimdi bunun peşine düşmektedir. Bu da bizim sağ ile sol aydınlarımızın artık buluşması gerektiği anlamına gelir. Bizce herkes kendini sorgulamalı, sık sık sorgulamalı... Üzerine düşen görevi yapıp yapmadığı konusunda vicdanını rahatlatıcı cevaplar alasıya kadar sorgulamalı. Görmezden gelenler de, görülmek isteyenler de; geçmişi avuçlarında tutanlar da geleceği şekillendirmeye yeltenenler de artık bir şeyleri ortak üretmek, doğru hedeflere birlikte yürümek zorundalar. Küçük çıkarlar uğruna, tatlı hayat uğruna bu sorumluluktan kaçanları tarih affetmeyecektir.
164.25 ₺ -
Tavan Arası
Bazı eşyalarımız vardır, önce atmaya kıyamayıp tavan arasına kaldırırız da sonra unuturuz hani... Yıllar akıp geçtikten sonra bir gün, artık hayal meyal hatırladığımız ve işimize yarayacağına inandığımız bir şeyi aramak için, paslanmaya yüz tutmuş kilidini açarız tavan arasının ve uzun bir ömre ait bütün eski eşyalarımızı orada buluruz, güzel ve çirkin, neşeli ve üzgün... Hemen bir şey alıp çıkmak için girdiğimiz bu yarı aydınlık ve tozlu mekânda her neye el atsak, bizi gülümseyen bir çehre ile karşılar ve biz hiç farkına varmadan, dimağımıza uzak hatıraların lezzetini bırakarak zamanımızı hızla eleyip geçer. Birkaç zaman sonra ne aradığımızı tam olarak biz de bilmez olmuşuzdur artık ve orada her neye el atsak bir anıyla karşılaşır, ayrı bir sahneye temas ederiz. Bir yerlerden bize tanıdık gelen eşyaların kimisi iyiden iyiye pörsümüştür de kimisi hâlâ yepyeni durur. Onun yeniliği ile bizim sahiplenme duygumuz arasında doğrudan bir bağlantı vardır aslında. Hatta onu antika değeriyle ölçenimiz yahut insan gerçekliğinin aksine, geçen zamana direndiği için eskisinden de değerli bulmaya başlayanımız bile olur. Böyle zamanlarda tavan arası, sandık sandık hazineler gibi kıymetli gelir bize ve o sandıkların kapaklarını açmak kadar heyecan verici bir hazzı daha evvel hiç tatmadığımızı fark ederiz. Her parçası yeni bir medeniyet, her eşyası eski bir kültürdür artık tavan arasının ve orada yolunu şaşırmış zamanın musdarip günleri bir bir dökülür üzerimizden, iksir bulmuş gibi dinç ve tazelenmiş olarak döneriz hayata. Tarihin loş ve tozlu koridorlarında yaptığımız yolculuk birkaç zaman dudağımızda buruk bir gülümseme olarak yaşar ve zamanla, ufukta kaybolan bir gemi misali uzaklaşır gider hayatımızdan...
200.75 ₺ -
Gözgü
İnsaniyetin zaferi, nezaketle kazanılabilir. O halde nezaket yoksa görme yok, konuşma yok, nezaket yoksa işitme yok ve nezaket yoksa kımıldama yok. Nezaketsiz bakışlardan, nezaket yoksunu konuşmalardan, nezaketi bozan dinlemelerden, nezaket kurallarına uymayan davranışlardan bıktık. Artık televizyon ekranlarında nazik beyefendileri ve nazenin hanımefendileri görmek istiyoruz. Meclis’te tartışanların nezaket kurallarını çiğnememelerini, çocuklarımızın nezaket kurallarını çiğnememelerini, çocuklarımızın nezaket dışılıklara muhatap olmamasını istiyoruz. Çünkü insanın gen haritasını okuyacak ilim adamları onun yalnızca nezaket şifreleriyle yazılmış olduğunu görecekler.Nezaket, insanlık için dünyanın bütün demokrasilerden daha güzel ve insan yaratılışına en uygun rejim biçimidir. İş işten geçmeden…
87.60 ₺ -
Su Kasidesi
Aşk yalnızca bir tanedir; ama görüntüleri onlarca, binlerce, belki milyonlarcadır. Sıradan ilgilerin ve sevgilerin ötesinde, görünen perdelerin arkasında, fark edilen renklerin maverasında çıldırtıcı bir hasreti ve kalıptan sıyrılmış bir özlemi tanımak ve duymak isteyen varsa eğer, bu kitap işte onu anlatır. Ağustos güneşinin kırıldığı kumlarda çatlayan dudakların kıvranarak, dökülerek, koşarak ve çırpınarak akan Dicle'ye hasreti ne ise, Fuzûlî'nin gönlünden taşan aşkın coşkunluğu ve yakıcılığı da odur. Bu kitap, bütün öteki aşkların ağırlığınca bir aşk ilhamıdır, o kadar...
73.00 ₺ -
Efsane Güzeller
Şiir görülmez; ancak kalbe doğabilir. Kalpleri titreten de, çizik çizik eden veya süsleyen de bir hissin ilhamıdır genellikle; bir zamanın akışı, bir ruh sıkıntısı yahut bir hazzın çoşmasıdır. Heykel gibi, resim gibi bütüne dayalı bir sanata dönüşüveriyorsa söz, adı divan şiiridir onun. O şiir, soyut olanın peşinde koşarken somut olanı örnek gösterir; duygu için maddeyi, içsellik adına çevreyi kullanır ve lirizmi anlatırken de Leyla'lardan, Şirinlerden, Azra'lardan dem vurup onların yolunda Kays'ları, Ferhat'ları, Vamık'ları dağlar delisine çevirir. Şair ise beyit denen söz katmanları arasında ince sanatkârlığın izini sürerken evvelce söylenenleri bilmek ve evvelce söylenenleri geçmek zorunda hisseder kendisini, hayallerini ve düşüncelerini derinleştirdikçe derinleştirip giyindirir düşüncelerine.
164.25 ₺ -
Dünün Devrimcileri Bugünün Reformistleri
Reformist dinî aydınların uygulamaya dönük eleştirileri ve bunlara bağlı olarak şekillenen önerileri doksanlı yıllar boyunca İran içinde büyük bir dalgalanmaya, coşkulu bir hareketliliğe yol açtı. İran, hakkında dünya medyalarındaki abartılı resimlerle bütünleşirken; bu ülkeye karanlık, dışa kapalı ve güvensiz bir görünüm kazandıran söylemler bu yıllarda ya geri çekildiler ya da kendilerini yenileme ihtiyacı duydular. Doksanlı yılların reformistleri, seksenli yılların başlarında devrimcilerin keskin sloganlarla öne sürdükleri gibi, İran'ı dünyadan yalıtılmış bir ülke olarak tanımlamak istemediler. Gerçi reformist dinî aydınların büyük çoğunluğunu, devrimin başlarındaki keskin, tepkisel, aşırı sol ve anarşist söylemi geliştiren gençler oluşturmaktadır. Yaşadıkları değişimi bir gelişme olarak nitelendiren reformist dinî aydınlar, başlangıçtaki tepkisel ağırlıklı radikalliklerini yetmişli yılların siyasal söylemlerinin keskinliğine bağlarlar; şimdiki eleştiri ve önerilerini ise, savaş şartlarının mantıkî sonuçlarına kadar ilerlemesine izin vermediği bir devrimi tamamlayan zorunlu adımların bir gereği olarak açıklarlar.
178.85 ₺ -
Güldeste
Şiir, görülmez; ancak kalbe doğabilir. Kalpleri titreten de, çizik çizik eden veya süsleyen de bir hissin ilhamıdır genellikle; bir zamanın akışı, bir ruh sıkıntısı yahut bir hazzın coşmasıdır. Heykel gibi, resim gibi bütüne dayalı bir sanata dönüşüveren bu küçük kitap, edebiyat dünyasında ünlü olmuş simalara ait, orada burada rastladığımız küçük anekdotların derlemesinden ibarettir. Büyük insanların şakaları, konuşmaları, hatta küfürleri de büyüktür. Eskilerin "Taşı gediğine koymak" dedikleri birtakım espriler ise konuşma anında birdenbire kalbe doğan bir ilhamın ürünleridir. Manzum olsun, mensur olsun konumuzun ağırlık noktasını oluşturan bu esprilerin birçoğu düşünülerek ve planlanarak söylenmediği için, gerçekten büyük sözler olarak kabul edilirler.
138.70 ₺ -
Kamusı Türki
Kamûs-ı Türkî, taşıdığı addan başlayıp, Türkiye Türkçesini, Türk dilinin tarihî ve coğrafî yayılışı içindeki umûmî yeri ile tesbit eden geniş mukaddimesine, muhteva ve tertibine kadar esere hâkim olan yeni zihniyet ile Türk lügatçiliğinde bir merhale teşkil etmiştir. Üç dilden mürekkep bir lisan sayılarak Türkçe'ye Osmanlıca denilen bir devirde, yanlış olduğunu gösterdiği bu adlandırmayı lügatinin ortaya çıkışından daha on sekiz sene önce reddeden müellif, Ahmed Vefik Paşa'nın dahi Türkçü zihniyetine, Türkçe'yi diğer şubeleri ile bir bütün telakki etmesine rağmen lügatine veremediği "Türk" ismini çekinmeden eserine koymuş ve dilimize mahsus bir lügate, içinde ne kadar yabancı kelime bulunursa bulunsun, başka bir isim verilemeyeceğini ifâde etmiştir.Türkçe'nin kelimelerini en geniş ölçüde ortaya koyup öne çıkarmağa çalışan müellifin dil ve lügat zihniyetini, bilhassa kendisini en fazla meşgul etmiş olan Arapça ve Farsça kelimelerin ne nisbette lügate gireceği mes'elesinde aldığı tavırda buluruz. Bu mes'elede Şemseddin Sâmî menşe' fikri yerine, onları dilde kullanılma ve yaşı-yan bir unsur teşkil etme ölçüsüne göre ele alan bir görüş ile hareket ederek dilimizdeki kullanılış sahalarının genişliği ve yaygınlığı nisbe-tinde Türkçe'nin malı sayar. Dili içindeki aslî ve yabancı menşe'li kelimeler ile birlikte bir bütün kabûl eder. Bir lugatin, âit olduğu dilin kelime servetini tam ve gerçek bir sûrette aksettirebilmesi için, o dilin aslî kelimeleriyle birlikte, kullandığı yabancı kelimeleri de göstermesini şart görür.
726.35 ₺ -
Baki
Güzeller mihribân olmaz dimek yanlışdur iy Bâkî Olur Vallâhi Billâhi heman yalvarı görsünlerEy Bakî! Güzellerde sevgi ve muhabbet olmaz demek yanlıştır. Hem Vallahi, hem Billahi olur; yeter ki (âşıklar) yalvarı görsünler (veya sevgililer "yalvar" adı verilen parayı görsünler.)
43.80 ₺ -
Nedim
Nedim namına bir şair-i cihan var imiş Kemend-i zülfüme düşsün ilahî ol ayyar Nedim adında bir cihan şairi var imiş; Tanrım, inşallah o söz sihirbazı benim zülüflerim kemendine düşsün!..
43.80 ₺ -
Aşina Güzeller
Yüksek medeniyetler, millete ait maddî ve manevi değerlerin tümünü, zaman içerisinde kendisine has duyuş, düşünüş ve ifade ediş tarzı ile kültürlerine sindirirler ve gelecek nesillerini onunla korumuş olurlar. Osmanlı medeniyetinin söze verdiği değer, nesirden ziyade şiirde kendini göstermiş ve en çarpıcı, en gizemli ifadeler daima şairlerce telâffuz edilegelmiştir. Divan şiiri, asırlardan süzülerek akan bir kültür tecrübesinin sarraf titizliğiyle işlenmiş bir ifadesinden ibarettir. Kitabımızın sayfaları arasında gezinirken klâsik şiir zevkimizin güzellerine rastlayacağınızı ve onlarla, aranızda bir göz ve ses aşinalığı bulacağınızı umuyoruz. Çünkü onlar, bizatihi biz demektir, siz demektir.
164.25 ₺ -
Kırklar Meclisi
Millî olmadan milletler olunmaz. Kendimizi bilmeden, başkalarına kimliğimizi nasıl bildirebilelim? Millî hafızamız, atalarımızı ve bize bıraktıkları mirası tanımakla zenginleşecektir. Onların pek çoğu, bugün ibretler okunacak ömürler yaşamışlar, bizim zaman zaman karşılaştığımız hâllerle karşılaşmışlar, bir miktar da bize hayret ve gıpta telkin eden işler başarmışlardır. Yaptıkları ve yapamadıkları, söyledikleri ve dinletemedikleri, yazdıkları ve okutamadıklarıyla bize hem ibret hem de örnek olan atalarımızın hayat hikâyeleri, biraz da bizim bugünkü hayat hikâyelerimizdir. Gönüllerimizin o meclisleri özlemesi, hiç şüphesiz, onların bizim meclisimize gönüllerini bırakarak bir gönül medeniyeti kurmak istemelerindendi. Bu çalışmada, o gönül medeniyetinde yaşamış kırk kişinin hayatından kesitler yer alır.
127.75 ₺