-
İki Dirhem Bir Çekirdek
Anlatımı güzelleştirmek, savunulan fikir ve düşünceyi daha etkili kılmak üzere her dilde kalıplaşmış bazı sözler bulunur. Atasözleri, dua ve temenni cümlecikleri, sövgü ve ilençler. bilmece ve tekerlemeler... Bu tür kalıplaşmış sözler arasında, dilin bünyesinde en sık rastlanılanlar ise deyimlerdir. Dilin bünyesinde kalıplaşmış ve kökleşmiş olarak değişmeden kullanılan deyimler, hiç şüphe yok ki anlatıma canlılık ve güç katarlar. Bu sayede düşüncelerin ve olayların muhataba daha etkili biçimde yansıtıldığı bir gerçektir. Bazı kişilerle ilgili anılar ve hikâyeler, tarihten alınmış olaylar, vs. deyimlerin ortaya çıkış nedenleri arasında ön sıraları paylaşırlar. Bu bakımdan deyimlerin kaynaklarını arayıp bulmak, oldukça meşakkatli bir iştir. Bazen rastgele bir sayfada, bazen bir dipnotta, bazen de hiç ummadığınız bir el yazması sayfasında bir deyimin ortaya çıkış hikayesiyle karşılaşmak mümkündür. Deyimlerimizin ortaya çıkış hikâyelerini bilmenin, dilimizin kültüre yansıyan yüzüne bir renk katacağı kesindir. Umarız, bu konuda daha geniş araştırma yapacaklar için bu küçük kitap bir başlangıç olur.
142.35 ₺ -
Müstesna Güzeller
Bu kitap, bilimsel bir gayretin ürünü olmaktan çok, öz kültürümüze karşı hissedilen bir vefa borcunun yerine getirilmesi için düzenlenmiştir ve yazdığımız makaleler arasından seçilen 50 adet yazıyı içerir. Divan şiiriyle tarihî ve şimdiki hayatımızı buluşturma gayesiyle kaleme alınan bu yazılarda tuttuğumuz yol, yüründükçe uzayan ve her durağında bir başka hayranlıkla seyrettiğimiz, asude güzellikleri olan bir yoldur. O vadide görülecek daha nice menziller, gidilecek daha nice yollar vardır. Buyurunuz bu güzellikleri beraberce seyredelim ve sohbetlerle yoldaşlık kuralım. Zaten gayemiz de altı yüzyıl boyunca soluduğumuz bir güzellikler manzumesini, sizlere yeniden tanıtabilmek ve sevdirebilmektir. Rastladığımız o müstesna güzellikleri sizinle paylaşmaktan mutluyuz.
164.25 ₺ -
Şairlerin Dilinden
Şairler vardı... Şiiri gönülde duyup fikirde hummaya dönüştürerek tam altı asır yaşamışlardı. Onlar, yürekleri ürpertmekten ziyade, zihni sarhoş etmek için mısralar yazarlardı. Aynı dilber için sevdaya tutulup sonsuz acılar çekerlerken, aynı medeniyetin genel kabulleri içerisinde bilimin, sanatın, felsefenin, edebiyatın tarihini oluştururlardı. Asırlar geçse de hiç değişmeyen acılarının terennümüyle akılları ürperten bu silsile, aynı kaderi yaşamak üzere hak edilmiş gönül erleri gibiydiler.
200.75 ₺ -
Divan Edebiyatı
Edebiyatsız millet, dilsiz insana benzer. Altı asırlık Osmanlı çınarının asude bir gölgesi olan divan edebiyatı da atalarımızı bize gösteren bir ayna, onları bizimle konuşturan bir ilham ve aradaki tanışıklık bağlarını sağlamlaştıran bir vasıtadır.Her şeyiyle bizim olan eski Türk şiirini tanımak için biz bir kapı aralamaya çalıştık. O kapıdan girenlerin eski güzellikleri yeniden keşfetme fırsatı bulacaklarına inanıyoruz.
105.85 ₺ -
Perişan Gazeller
Bu kitaptaki gazeller, hem kronolojik tasniften uzak kalmış, hem tesadüfen ses kaydı yapılmış, hem de yüzyıllar sonra şairlerinin pejmürde evrakı arasından tesadüfen seçilmiş olmak bakımından perişan sıfatını üzerinde taşıyordu. Bu yüzden adına \"Perişan Gazeller\" dedik. Divan şiirinden tanıdığımız, sabah mahmuru bir sevgilinin yastık üzerine dağılmış saçları gibi... Her bir telinde ayrı bir güneş parlar, her bir kıvrımında farklı bir dünya görülür. Perişan Gazeller, bir medeniyetin, kaybolduğu yerde bulunmuş hazineleri gibidir, okurken bunu hissedeceksiniz.
98.55 ₺ -
Gül Şiirleri
Gül!.. Şarkın ateş renkli çiçeği! Mazlume; bir güle taktığım ad. Sen her çağda yeniden doğar, her bahçede yeniden açarsın mazlume, yanmak ve yakmak için. Yanışta mısın mazlume ve seni yandırmak için yarışta mı sefiller? Yanmaktan yakmaya an bulunmuyor mu gülüm?.. Sen bana mı benziyorsun mazlume?!.. Gel ağlaşalım... Mazlume!.. De bana, kim çizdi yüreğini serin acılarla?!.. Kim savurdu yapraklarını?!.. Kim düşürdü başından destarını?!.. Bir bülbül yanmasın mı? Dalına konmasın mı? Aşkına kanmasın mı mazlume, adını anmasın mı? Eleminle kuruyunca can evi, gazele dönmesin mi?!..
58.40 ₺ -
Kahve Molası
Bir kahve molasından meram, bir çift sözdür ki, o söz ruhumuzu dinlendirsin, dimağımızı sarhoş etsin. Hani denilmiştir: "Gönül ne kahve ister ne kahvehane Gönül sohbet isler kahve bahane." Bu kitabın içindekiler de bir kahve molasında okunabilecek, belki okumayı eğlenceye dönüştürebilecek küçük hikâyeler, hatıralar, nükteler ve bercestelerden ibarettir. Bu satırlar arasında verilecek bir kahve molasında, yahut bir kahve içiminde olsun açılacak bu sayfalarda geçmiş zamanların neşeleri ve sevinçlerini, hüzünlerini ve acılarını görmek, hissetmek, yaşamak ve ibret almak, kahve tadında lezzetlerle tanışmak pekâlâ mümkündür. Ve biz onları keşfettiğimiz vakit adını tarih koyarız.
215.35 ₺ -
Hayriyye
Klasik edebiyatımızın önde gelen temsilcilerinden biri olan nabi'nin değerli eseri, 1857' de Paris'te Türkçe aslı ve Fransızca tercümesiyle birlikte, Pavet de Courteille verilen değer nispetinde yaşar ve yücelir. Hayriyye, hikmet şairi Nabi'nin en tanınmış eseridir. Halep'te iken oğlu Ebu'l Hayr adına telif ettiği bu mesnevi için bir görgü, öğüt ve ahlak kitabıdır denilebilir. Bu bakımdan edebniyatımızın, sahasındaki en sevilen ve yararlanılan klasik eseridir.
164.25 ₺ -
Şarkın Şiiri İran Sineması
Hollywood'un egemenliğindeki seyirci, Bergman, Fellini, Visconti, Berson, Ozu vs. gibi yönetmenlerin eserlerine benzer filmler görmekten ümidini kesmişken, birdenbire sıra dışı gelen İran sinemasıyla karşılaştı. Sinema, İran'ın modern bir dünyada dini bir yaşama tarzı oluşturma tecrübesi sırasında, sanatçıların kendilerini özgür hissettikleri bir estetik alan durumundadır. Bu alan, modernlikle din arasındaki anlaşmazlık konularının açıkça tartışılmaya başlandığı bir zemine dönüştü. Sinema, düşünce özgürlüğünden siyasal ve kültürel kurumların yapısına, sansürün ölçülerinden sivil topluma, emri bil maruf nehyi anil münker'den hicaba varıncaya kadar bir dizi kurum ve kavramın tartışılmasının zemini oldu. Sinema ile ilgili sorular, İslam tarihinde kemikleşmiş bulunan, bilinçaltında bastırılan ya da uyutulan, tartışma alanının dışına itilmiş tesettürün sınırları ve kadının kamusal alandaki yeri gibi konulardan, İslam tarihindeki ataerkil geleneklerin rolüne varıncaya kadar bir dizi tartışmayı gündeme taşıdı. Bu kitap, dünyayı büyüleyen bu sinemanın yakın ve doğru okunması yönünde içeriden yapılmış bir katkı niteliği taşımaktadır.
156.95 ₺ -
Divan Şiirinde Ahenk Unsurları
Zaman zaman divan şiirinin dayandığı estetik anlayış, mecaz ve mazmun sistemi ve hatta lügati kıyasıya eleştirilmiş olmasına rağmen, sesi ve dolayısıyla âhengi konusunda genellikle takdir edici ifadelerin kullanılmış olması dikkat çekicidir. Ne var ki, eski Türk edebiyatıyla ilgili çalışmalarda dil ve üslûp incelemeleri münferit eserlerle sınırlı kalmış; yayımlanan divanlarda, mesnevilerde ve metin şerhlerinde divan edebiyatındaki söyleyiş mükemmelliği her fırsatta vurgulandığı, âhengi sağlayan unsurlarsın bir kısmına işaret edildiği halde, bu konuda toplu bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu çalışma, böyle bir eksikliği telâfi etmek arzusunun sonucunda ortaya çıkmıştır. Dönemlerini temsil etme kabiliyetine sahip yedi şairin divanları üzerinde yaptığımız bu araştırmada, üslûbu oluşturan katmanlardan sadece birini, âhenk unsurlarını tespit etmeğe çalıştık. Böylece, tek tek şairlerin üslûplarını incelemek yerine, devir üslûbunu araştırmayı uygun gördük. Bu eser, yapısalcı eleştiri yöntemleriyle belâgat kurallarının kesiştiği bir alanda durmaktadır.
87.60 ₺ -
Haşhaşiler
Suikast, İsmaili Haşişilerin keşfi değildi; onların yaptığı, işin adını koymaktan ibaretti. Şurası kesin olarak bilinmelidir ki, dini bir davanın adanmış hizmetlileri olan Haşişiler, ellerinde hançerleriyle, parayı bastıran için adam kesen bir katil güruhundan ibaret sayılamazlar. Önlerine gerçek imamlığın tesisi gibi siyasi bir hedef koymuşlar ve ne müritleri ne de liderleri, başkalarının şahsi ihtiraslarına alet olmamışlardır. Nihai hedefleri, Sünni nizamın önünü kesip yok etmekti. Hasan Sabbah ve müritleri, hoşnutsuz yığınların içindeki belli belirsiz arzuları, başıbozuk inanışları ve dizginsiz öfkeyi yeniden şekillendirip yeni bir mecraya sokarak, bu hengameden bir ideoloji, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir uyum, disiplin ve maksatlı bir şiddet içeren bir örgütlenme çıkarmakta muvaffak olmuşlardır. Bernard Lewis, bu kitabında, Şia mezhebi içerisinde yer alan Haşişi tarikatının köklerinin izini sürmekle kalmayıp, hem tarikatın öğretilerinin hem de gizemli önderi Dağın Şeyhi (Şeyhü7-Cebel) Hasan Sabbah'ın efsanevi yaşamının güncesini tutuyor. Haşişiler: İslam'da Radikal Bir Tarikat, tarihin bu ilk teröristlerine dair en kapsamlı, en anlaşılır ve en yetkin çalışmadır.
19.71 ₺ -
Şeyh Galip
Gencinede resm-i nev gözettim.Ben açtım o genci ben tükettim. Söz hazinesinde yeni bir üslup gözettim; Ben açtım o hazineyi, yine ben tükettim.
47.45 ₺ -
Nabi
Nabi ile ol afeyin ahvalini nakl et Efsane-i Mecnun ile Leyla'dan usandık Biraz da Nabi ile sevgilisi olan afetin aşklarından bahset; Mecnun ile Leyla'nın hikayesinden usandık artık!..
43.80 ₺ -
Nefi
Tuti-i mucize-gayem ne desem laf değil, Çerh ile söyleşemem ayinesi saf değil. Mucize gibi sözler söyleyen bir papağanım ben, söylediklerimi alelade zannetmeyiniz sakın! Felek ile söyleşmeye tenezzül etmem ben, çünkü onun gönül aynası saf (berrak) değil!
43.80 ₺ -
Naili
Kültür savaşlarının yapıldığı günümüzde aydın kimliğine / sahip olacak insanlar, mutlaka kendi klâsiklerini tanımak ve ` geçmiş güzellikleri gözler kamaştıran kültür hazinelerinden yararlanmak zorundadır. Kapı Yayınları olarak bizler, Türk klâsik şiirinin söz ustalarından on adedine ait gazellerin yer aldığı bazı cep kitapları hazırlamayı bir kültür hizmeti olarak gördük. Türk klâsik şiirinin ister lirik ve âşıkane, ister rindane ve şûhane, isterse mistik ve felsefî eda ile söylenmiş gazellerini, ama mutlaka en "Şahane Gazeller"ini sizlere sunmayı plânladık. Böylece elinize ulaşan her kitapçıkta, ünlü bir şairin yine ünlü gazellerinden ve güzelliklerinden örnekler bulacaksınız. Hepsi bizim olan, bizim atalarımız olan, bize ait duyguları, aşkları anlatmış olan bu şairlerin dizelerini okudukça, inanıyoruz ki, onlarla aramızdaki tanışıklık bağları pekişecek ve eski asude zevklerden yeni ve estetik bakış açıları devşireceğiz. Belki şimdiki şairlerimiz o gazellerden damıtılmış ilhamlar ile soneler yazacak, belki şimdiki âşıklar sevgililerine yeni sevgi sözcüklerini bu dizelerden devşirerek fısıldayacaklardır. Buna çok ama çoook ihtiyacımız var.
43.80 ₺ -
Aşki
Vasf-ı dendanınla dürr-i nazma deryadır gönül Nutk sahil, akl gavvas u dürr-i şehvar şi'r Ey sevgili! Gönlüm, senin dişlerinin özelliklerini anlatmak bakımından şiir dizeleri gibi incilere bir denizdir gönlüm. Öyle ki, bu denizde sözler sahil, akıl dalgıç, şiir de şahlara yaraşır yegane incidir!..
43.80 ₺ -
Ahmed Paşa
Ey fitnesi çok, kavli yalan, yandım elinden Bir naz ile bin gönül alan, yandım elinden Ey (süzgün bakışıyla aşıkları arasında) fitneler çıkaran ve söz verip de sözünde durmayan sevgili, yandım elinden! Ey bir nazlı tavır ile bin gönlü kendine bağlayan güzel, yandım elinden!.. Ahmed Paşa Şahane Gazeller 10 - İskender Pala - Kapı Yayınları
35.77 ₺ -
Sabah Rüzgarı
“Enelhak” Demişti Nesimî Evet, nihayetinde enelhak bir kelimedir. Ancak, her şeyden önce, tüm tarihimizde, söyleyeni yaralayan bir kelimedir. Öte yandan, bu kelimeyi söyleyenleri yaralayanlar da çeşitli yaralar almışlar, öncelikle de bu kelimenin kendisinden yaralandıklarını hissetmişler ya da belki bilinçli olarak fark etmişlerdir.Tek bir sözcük, hangi dinamiklerle bunca olaya kaynaklık edebilmiştir? Bu sözcük, hangi tarihsel, düşünsel, toplumsal, kültürel süreçlerdeki çelişki ve çatışmaların imbikten geçirilircesine süzülüşüdür ki, bunca olaya kaynaklık etmiş, bir yandan heterodoks düşünceyi arkasına alırken, bir yandan heterodoks düşünceyi arkasına alırken, bir yandan da tüm Ortodoks düşüncelerin karşısında birleşmesine neden olmuştur? İşte, Nesimî özelinden kalkarak cevabını araştırmaya girişeceğimiz soru budur.
51.10 ₺ -
Önce Aşk Vardı
Şiirin Aynasında Osmanlı Kültürü Üzerine Denemeler Önce Aşk Vardı, Osmanlı kültürünün şiirin aynasından okumayı hedefleyen denemelerden oluşmaktadır. Gerçekten de, şiir ve aşk iki gümrah ırmak gibi Osmanlı kültür coğrafyasını karış karış dolaşır. Büyük kayıplar verilen bulaşıcı hastalıklardan sokak eğlencelerine, inanç ve merhamet simsarlarından asayiş görevlilerine, mitolojik hayvanlarından bahçe bitkilerine, sıradan insanların rüyalarından ünlü sûfilerin etkileyici hayat hikâyelerine kadar bütün bir hayat, bu iki ırmakla birlikte aynı mecralarda akıp gider. Ne aşk ne de şiir, bugün olduğu gibi hayat hengâmesinin bir nefeslik mollarına sığdırılan avuntular değildir o asırlarda. Aksine, hayat aşkın ve şiirin belirlediği güzergâhda yürümeye mecbur bir zaman katarıdır. Kültür, kendisini yaşayarak üreten toplumun önceliklerine göre şekillenir ve bir zamanlar sevdayı gül yaprağıyla, feryadı bülbül nağmeleriyle tanıyan atalarımız için her şeyden Önce Aşk Vardı’r…
113.15 ₺ -
Bana Uzun Mektuplar Yaz
“Bir mektup almak istiyordu, öyle çok istiyordu ki, adına yazılmış kalın bir zarfa dokunmayı, kantinde bir köşeye çekilerek o zarfın içindeki sık yazılı sayfaları çıkarmayı ve bütün sayfaları baştan aşağıya defalarca okumayı...” Bir zamanlar yoksul köy çocuklarının bozkırın ortasına inanç ve emekle kurduğu yanı okulda büyüyen kız çocukları... Aşkı, dostluğu, hasreti, idealleri, hayalleri, kavgayı, tutkuyu anlatan mektuplar... Cihan Aktaş, bu kez öğretmen olma idealiyle hayatın orta yerine fırlamış bir genç kızın, Aslı’nın gözünden, Türkiye’nin siyasal kutuplaşmalarla sarsılan yetmişli yıllarını ve savrulan hayatları anlatıyor. Kelimelerini ince duyarlılıklardan damıtan hikayelerini hayatın ihmal edilmiş, yaşantıları yeteri kadar paylaşılmamış arka odlarında arayan, otuz yıl geç gelmiş bir mektuptur belki bize ulaşan.
197.10 ₺ -
Tarih Heteredoksi Ve Babailer
Babailer Ayaklanması'nın özgül anlatımı bir masal ya da destan olabilirdi. Belki Babailer o korkunç Selçuk ordularını on iki kez yenerken geyiklerden, ceylanlardan, kuşlardan, ırmaklardan ve belki de saflarında çarpışan çocukların temiz yüreklerinden almışlardı bu gücü. Belki Malya Savaşı'nda yenilmelerinin nedeni, "kötü ruhların" Selçuklulara yardım etmesiydi, belki de dökülen bunca kandan, geyiklerin, ceylanların, kuşların ve ırmakların ve hatta çocukların "temiz yüreklerinin" bile kirlenmiş olmasıydı.
142.35 ₺ -
Duvarsız Odalar
"Yeteri kadar kalın olmalıydı duvarlar ki yıkılmasın." Kayıp resimlerin parçalarını arıyor bu öyküler: kimi zaman bir çocuğun içli suskunluğu örüyor hayatın duvarlarını, kimi zaman içindeki coğrafyanın gezgeni olmaya adanmış bir kadın; hızına yenik düştüğümüzü sandığımız zamandan damıtılmış kelimeler odaların, yolların, sokakların, dağların türküsünü saklıyor satır aralarına; tam da "akıp gidiyor işte hayat" dediğimiz anlarda, gözden kaçmış ayrıntılarla çıkıyor karşımıza anlatıcı; belleğimizin yorgun duvarlarına düşmüş gölgelerin aslına çağırıyor bilincimizi.
98.55 ₺ -
Kırkıncı Kapı
Hiç ikiyüzlü olmadın bana karşı, değil mi? En azından öyle olduysan bile, bana hissettirmediğin için minnettarım sana, Fuzuli’yi, Baki’yi, Galib’i, Nedim’i yeniden gündemine aldığın, onlarla arandaki uzak mesafeleri kalemimin ucundan damlayan mürekkeplerle boyadığın ve kendi medeniyet birikimimizi yeniden keşfe çıktığın için pişman olduğunu hiç sanmıyorum. Üstelik ey okuyucu, düşün hele, acaba gök kubbenin altında gül ve bülbülle alışık, şiir ve aşkla barışık seninle benim gibi kaç bahtiyar kul vardır ve kaç insan bir hayatı bu kadar derinlikli yaşar?!.. Çevrene bir bak istersen, aşkı ve sevgiyi, şiiri ve şarkıyı, çiçeği ve böceği ıskalayıp da mutlu yaşayabilen kim var?!.. Seninle ben ey okuyucu, seninle ben... Söyle Allah aşkına, ayrı mıyız?!..Bu mektup tertemiz bir gönül ile ta Kırkıncı Kapı’ya gidecekler için yazıldı vesselam...
98.55 ₺ -
Geçen Zaman Geçmiş Zaman
Reha Çamuroğlu, çeşitli gazetelerdeki yazılarından seçtiklerini bir raya getirdiği bu kitapta, dünyanın ve ülkemizin gündeminde yer edinen olaylar, kavramlar ve temalar hakkındaki görüşlerini tarih-siyaset-kültür ekseninde ifade ediyor. Kitle iletişim araçlarından akan haberlerin hızına yenilmiş, gözden kaçan birçok ayrıntıyı, hem geçmiş zamanın derinliklerinden çekip çıkarttığı bilgilerle güncelleştiriyor, hem de güncel tartışmaların çoğunlukla sığlaşan kapsamını asıl sınırlarına kavuşturuyor. Romanları ve Alevilik araştırmalarıyla tanınan Reha Çamuroğlu’nun bu yazılarında, kimi zaman bir bilim insanının yalın ağırbaşlılığını, kimi zaman da bir sohbet insanının tadına doyulmaz hikayelerini bulacak; bir bütün olarak baktığınızda ise seçilen yazıların toplamından daha geniş ve derin bir anlatıyla karşılaşacaksınız.
127.75 ₺ -
Değişen Kentte Dini Hayat
Modernleşme, Sekülerleşme ve Protestanlaşma Sürecinde Değişen Kentte Dinî Hayat ve Fetva Soruları Modern söylemler geleneksel dönemlerden ciddî farklılıklar içeren toplumsal değişimleri gerçekleştirmekte ve gündelik yaşamın her alanının içermektedir. Din de bu gelişmelerden etkilenmektedir. Zihinsel değişim sonucu değişen algı formatları dinin gündelik hayattaki kabul ediliş biçimlerine de yansımaktadır. Dolayısıyla birey bazında yaşanan durumlardan itikat—ibadet—ahlâk boyutuna kadar bir dizi değişim gündelik hayatın görünür yüzünde ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle, bu çalışmada konjoktürel gelişmelerin, küreselleşmenin dinî—kültürel değişimlere etkisi, teknolojik—bilimsel gelişmelerin dinî anlamda iman, ibadet ve ahlakî temellerde neden olduğu değişimler ele alınmaya çalışılmıştır.
237.25 ₺ -
Böyle Buyurdu Sufi
Böyle Buyurdu Sûfî, bilginin hızla ulaşılıp kolayca tüketildiği bir dünyada bilgelerin ve bilgeliğin izlerini sürmek için sizi geçmişin gizemli karanlıklarına davet ediyor. Bir zamanlar gölgesiyle dahi kavga eder hale getirilen nesiller, tüm kâinatla barışık yaşamış atalarıyla buluşmak üzere tarihin derinliklerine doğru cesaret isteyen bir yolculuğa çıkıyorlar artık...
171.55 ₺ -
Kadılar Kitabı
Elinizdeki küçük kitapçık, bilimsel bir iddiadan öte, kültürel bir gaye taşır. İstedik ki, kadılarla ilgili birtakım anekdotlar, epizotlar, uydurma da olsa tarihe yansımış öyküler ve fıkralar kenarda köşede kalmasın, derlenip iki kapak arasına girsin ve böylece okuyucu tarih boyunca hukuk serüvenimizle alâkalı fikirlerini kendisi oluştursun, eğer hukuk ile yakından ilgiliyse tavırlarını ona göre düzenlesin, eski meslektaşlarının hayatlarından kesitler görerek kendisini yeniden formatlayabilsin. Çünkü denilmiştir: Bulunmazsa adalet milletin efrâdı beyninde Geçer bir gün zemine, arşa çıksa pâye-i devlet Vatandaşlar arasında adalet ve eşitlik kaybolunca,itiban arşa çıkmış olsa da, devlet, bir gün yerin dibine geçer.
73.00 ₺ -
Dönüyordu
Tüm dinsel düşünce ve inançlar, iyiler ve kötüler üzerinde durur. İyileri ve kötüleri biriktirenler, sabit kılanlar, envanterini tutan ve ömürlük muhasebelerini yapanlar bir yanda dururlar, iyiyle kötünün dönüşücülüğünü, geçiciliğini, sabit anahtarları olmadığını, her yeni iyi ve kötünün kendine göre anahtarı olması gerektiğini bilenler ise öte yanda. Tüm yıldız ve gezegenlerin dünyanın etrafında dönmedikjleri ileri sürüldüğünde Ortodoks Hırıstiyan’ı onca sişnirlendiren, her şeyin kendi etrafında dönmüyor olabileceğinin ima edilmiş olmasıydı. Tüm öteki’ler onun yüce Ben’i etrafında dönmek zorunda değişler miydi? Ben ve öteki’nin başka bir bilgisi mümkün müydü? Dünyayı tutmak, ona tutunmak ile kazık kakmak arasındaki fark da burada başlayacaktır. Ne demiştik? “Dönüyordu…” hâlâ da öyle.
47.45 ₺