-
Her Yer Kerbela
Hz. Muhammed'in kutlu soyundan gelen Hz. Fatıma ile, onun kutlu eşi, Peygamber'in amcasının oğlu, Allah'ın arslanı, velilerin sultanı, bilgeliğin büyük kılavuzu Hz. Ali ile; yine cennet gençlerinin efendisi olan Hz. Hasan ve Hüseyin, İslam geleneğinin bir bakıma kurucu ailesini oluşturur. Peygamber'in sevgili torunu Hz. Hüseyin'in, İslam'ın kurucu ilkeleri uğruna canını verdiği Kerbela, İslam tarihindeki en önemli kırılma anlarından biridir. Elinizdeki kitap, bu kutlu soyun uğradığı zulme, bu büyük zulmün manevi anlamına, Kerbela'da yaşanan o yürek dağlayıcı olaya, öncesi ve sonrasına, irfani ve tarihi yönleriyle ışık tutmaya çalışan çeşitli konuşmalardan oluşuyor. Seyyid Hüseyin Nasr'dan Abdulkerim Süruş''a, Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocaktan Reha Çamuroğlu'na, Hüseyin Hatemi'den, Caferi cemaatinin kılavuzu Alevi dedelerinden Selahattin Özgündüz hocaya kadar birçok Ehlibeyt âşığı ve uzmanıyla yapılmış bu söyleşiler, okuyanda Ehlibeyt sevgi ve saygısını derinleştirecek, Kerbela'nın hatırasını canlı tutacak ve Hz. Hüseyin'in insanlığa verdiği dersi bir kez daha hatırlatacaktır.
8.45 ₺ -
Semahlar
"Semah" sözü Arapça "sema" ya da "sima" köküne dayanır. "İşitmek, güzel ve iyi şöhreti, anlayışı duymak" anlamına gelir. Terim olarak müzik ezgilerini dinlemek, dinlerken vecde gelip devinmek, kendinden geçip oynayıp dönmek demektir. Müziğe ve müzik ezgilerine uyup düzenli ya da coşkun hareketlerde bulunmak, ezgilere uygun sesler çıkarmak, kendinden geçip nara atmak insanlığın geçmişi ile koşuttur. Bir tek topluma özgü olmayıp tümüyle toplumlararası bir olaydır.Semahlar, kentlerde kadının baskı ve peçe altında tutulduğu dönemlerde bile, kadın erkek birlikte oynanır. Bu doğa ile insanın zorunlu uyumundan kaynaklanır. Semahlar kökende göçebe toplumun dinsel oyunudur. Göçebe toplumlarda ise kadın erkek ayrımı yerleşiklerdeki gibi katı kurallarla ayrılmaz. Doğa, kişiyi günlük yaşamın her kesiminde ve dinsel törenlerde eşit kılar.Fuat Bozkurt, bu çalışmasında Anadolu kültürünün vazgeçilmez öğesi semahları ayrıntılı bir biçimde anlatırken, pek çok deyişi yazıya geçiriyor ve onları yazının belleğine kaydediyor.
65.70 ₺ -
Yahudiler
Stanford J. Shaw'ın Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa'daki kütüphane ve arşivlerde yaklaşık otuz beş yıl süren araştırmalar sonunda hazırladığı bu kitabın ilk dört bölümünde Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşundan dağılışına kadar Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu'da yaşamış İmparatorluk Yahudileri anlatılmakta; beşinci bölümünde de Türkiye Cumhuriyeti'ndeki Yahudilerin hikâyesine yer verilmektedir.Kaderlerini onları yöneten Türklerin kaderleriyle birleştirmiş bazı sadık yurttaşlarımız vardır. Bilhassa Yahudiler, bu millete ve vatana sadakatlerini ispat ettiklerinden, bugüne kadar refah ve gönenç içinde yaşamışlar, bundan sonra da refah ve saadet içinde yaşamaya devam edeceklerdir.
215.35 ₺ -
Sultan 2. Abdülhamid Ve Zamanı
Sultan II. Abdülhamid ve Zamanında, öldürülmekten ve hürriyetten korkan bir padişahın, Sultan II. Abdülhamid'in hayatına dair pek çok ayrıntı birinci derece yakın tanıklar tarafından dile getiriliyor. Tarihimizde Hayal Olmuş Hakikatler adlı eseriyle tanınan Ahmet Semih Mümtaz'ın gazete ve dergilerde kalmış yazılarından oluşturulan bu kitapta ayrıca dönemin sosyal ve siyasi olayları, devlet adamları, İstanbul ve taşra yaşantısı, eski İstanbul'un ve Boğaziçi'nin unutulan özellikleri ve mekânları da anlatılmaktadır. “Boğazına düşkün olmayan padişah, ne zaman karnı acıkırsa o zaman yemek yerdi ve hangi dairede veya odada bulunuyorsa oracıkta yerdi. Ancak kendisine mahsus bir yemek odası yoktu. Onun için şurada burada yemek yerdi. Bazen bulunduğu mahalde sofrayı kurmak müşkülatı görülünce gülerek şunları söylerdi. "Daha bir yemek odamız yok, bu göçebelikten ne zaman kurtulacağız" dermiş. Bunu ikinci kilercisi Hüseyin Efendi'den duymuştum.
164.25 ₺ -
Yahya Kemal Eve Dönen Adam
Çocuk yaşta bir Jön Türk olarak kaçtığı ve dokuz yıl yaşadığı Paris'te siyaset bilimi okuyan ve modern Fransız şiiriyle tanışan Yahya Kemal, Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken yeni bir şiir, tarih, vatan ve millet anlayışıyla 'ev'e döndü ve modern Türk şiirinin doğuşunda etkin bir rol oynadı. Üstlendiği önemli rollerden biri de, 1923 öncesinin yok sayıldığı bir devirde etkili, fakat kavgacı olmayan bir muhalefetle kültürde sürekliliğin önemini vurgulamak olmuştu. Türk tarihinin ve kültürünün bir özeti olarak gördüğü İstanbul'da odaklanan şiiri ve düşüncesi, Osmanlı kültürüyle Cumhuriyet devrinde inşa edilmek istenen kültür arasında köprüler kurarak kimlik krizini aşmaya çalışanlar için sağlam bir tutamak oldu. Arkasında çok az metin bıraktığı halde bu sebeple hâlâ etkilidir ve ölümünün 50. yılı olan 2008 bu sebeple "Yahya Kemal Yılı" ilân edilmiştir. Elinizdeki kitapta, bu önemli şairin hayatına şu veya bu şekilde girmiş kişiler, yani akrabaları, dostları, düşmanları, sevgilileri, sevdiği ve etkilendiği şairler, yazarlar; yaşadığı ve eserlerinde herhangi bir şekilde zikrettiği şehirler, mekânlar; yazdığı gazeteler ve dergiler; kavramlar, temler; alışkanlıkları, zaafları; onun etrafında yaşanan tartışmalar, kavgalar vb. hiçbir şey gizlenmeden, alfabetik sırayla ve ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.
215.35 ₺ -
Osmanlı Devleti Tarihi
Doğu dillerini iyi bilen loseph von Hammer hayatının otuz yılını Osmanlı tarihi, coğrafyası ve edebiyatıyla ilgili yazma eserleri ve belgeleri toplamak, okumak ve incelemekle geçirmiştir. Servetinin büyük bir kısmını da bu ugurda cömertçe harcamıştır. En önemli ve bugün de delerini koruyabilen eseri 1825-1830 arasında hazırladığı Osmanlı Devleti Tarihi'dir Almancada on ve Fransızcada on sekiz cilt tutan bu kitap, hazırlanması, olayların toplanması, türlü görüşlerin bir araya getirilmesi ve eleştirileri bakımından benzerlerinden çok üstündür. Hammer'in Osmanlı Devleti Tarihi'nden daha mükemmeli henüz yazılmamıştır. Fransızcadan Mehmet Ata tarafından çevrilen Osmanlı Devleti Tarihi Prof. Dr. Abdülkadir Karahan tarafından sadeleştirilerek özetlenmiştir. Sadeleştirmede yazılmış bu en iyi Osmanlı tarihinden gerektiği ölçüde yararlanabilmeleri amaçlanmış, bazı yerler aynen bugünkü dile çevrilmiş, bazı parçalar kısaltılarak alınmış ve bir kısmı da gerekli şörülmüyorsa- atlanmış, eserin bütünlügünün korunmasına çalışılmıştır. losep von Hammer'in Osmanlı Devleti Tarihi'nin bu kısaltılmış şekli, Türk okuruna, Osmanlı tarihinin yabancı ülkelerde yazılmış en saf lam ve şöhretlisini, ana def erinden bir şey kaybettirmemeye çalışarak, nitelikli bir şekilde aktarma çabasındadır.
26.36 ₺ -
İstanbul Sebilleri
Hem suyu, hem de yardımlaşmayı simgeleyen sebiller, bugün atıl kalmış, işlevini yitirmiş, tabiri caizse ruhunu kaybetmiş, aslını unutmuş cansız bedenlere benziyor. Tabii ki bu sebillerin suçu değil. 0 yüzden unutmuş yerine unutturulmuş, kaybetmiş yerine kaybettirilmiş demek gerek. Sebilleri de bu yardımlaşma ve su kültürünü de yaşatamayan insanlar. İstanbul Sebilleri, İstanbul'daki sebillerin listesini veren ve anlatan ilk kitap. Dahası, ardıllarının en büyük kaynağını oluşturmakta. Bu açıdan, yeniden yayımlanması çok önemli bir eksiği gideriyor. Suyun ve merhametin bol olduğu zamanları hatırlatıyor, kültürel varlıkların hor görüldüğü, acımasızca yok edildiği bir coğrafyada kendisinden sonrakilere çok Önemli bilgiler bırakmış İzzet Kumbaracılar'ı da yad ediyor.
65.70 ₺ -
Kaplumbağa Terbiyecisi
Tablo bittiğinde Osman Hamdi başyapıtına baktığını hemen anladı. Sonuçtan hayli memnundu. Ama resmi görenler tabloda ne anlatıldığını anlamakta zorlanmışlardı. Birbirlerine kaplumbağa terbiyecisi diye eski bir mesleğin olup olmadığını soruyorlardı. En okumuş yazmışlar bile böyle bir meslekten söz edildiğini hiç duymamışlardı. Nerede çalışırlardı bu adamlar? Sirklerde mi? Yoksa saray bahçesinde mi? Kimse bilmiyordu. Osman Hamdi de hayatı boyunca kimsenin bilmediği meslekler yapmıştı. Ressam olmuştu en başta. Sonra müze müdürü. Bir arkeolog. Ardından da güzel sanatlar akademisi müdürü. Onun kaplumbağa terbiyecisinden bir farkı yoktu aslında! Kaplumbağa Terbiyecisi, -Osman Hamdi Bey'in Romanı- çok çalışmış ve bu topraklara aydınlama düşüncesinin tohumlarını serpmiş bir adamın hayatını son derece açık ve akıcı bir dille anlatıyor.
142.35 ₺ -
Yeniçerilerin Bektaşiliği ve Vakai Şerriyye
Bir toplumun özgürlük ölçütü, içinde bir arada barışçı bir şekilde yaşattığı özgünlüklerdir. Özgünlüklerin yaşaması o toplumda şu ya da bu şekilde katılımcılığı da teşvik edici olarak özgürlüklerin geliştirilmesinde iki yönlü bir rol oynayacaktır. 1826'da Bektaşilik, Osmanlı toplumunda, puta tapanlarla tapmayanları, şarap içenlerle içmeyenleri, domuz yiyenlerle yemeyenleri, bilmek isteyenlerle inanmak isteyenleri, her ikisini birden yapmak isteyenleri bir arada tutan ve boğazlaşmadan uzaklaştıran bir faktördü. Vaka-i şerriyye bu faktöre vurdu. Kısacası, garip bir hayır anlayışımız var. Bu anlayışa son vermek gerekiyor. Böyle bir hayır anlayışına son vermenin bir yolu da, niçin Vaka-i Hayriyye'ye artık hak ettiği adı vermekten geçmesin?
4.06 ₺ -
İstanbul'un İçinde Bir Boğaziçi
Bu kitabın çerçevesini, Yeni Tarih Dergisi'nde yayımlanan "Boğaziçi'nde Bir Tetkik" başlıklı, adım adım, semt semt Boğaziçi'ni gezdiren tarihi bir tefrika oluşturmaktadır. Ortaköy'e neden Ortaköy dendiğini, yahut Yuşa Tepesi'ndeki mezarda yatanın kim olduğunu okurken Boğaziçi'nin etnik, dinsel ve sınıfsal çeşitliliğini, yüzyıllar boyu bu iki kıyıya sahip olmak uğruna yaşananları ve İstanbul'un ne denli büyük bir mirasa ev sahipliği ettiğine de tanık olmaktayız."Boğaziçi'nde Bir Tetkik"i tamamladığını düşündüğümüz bazı metin parçalarını da ekleyerek Boğaziçi'ni anlatan, hatta bazıları Boğaziçi'ne adanmış başka kitapların izini sürebilmeleri için okurlarımıza küçük bir rehber hazırladık.
47.45 ₺ -
Sümmani
AŞK AĞLATIR DERT SÖYLETİR Serisi: - Pir Sultan - Karacaoğlan - Aşık Ömer - Sümmani - Gevheri - Dertli - Dadaloğlu - Erzurumlu Emrah - Seyrani - Ruhsati
35.77 ₺ -
Ramazan Hediyesi
Mahver Kalfa telaşla salona girdi. Sesi titriyordu:Ramazan'ın keyifsizliğiyle başlayan hikâyemiz, on bir kardeşinin onu mutlu etmek için hazırladıkları hediyelerden oluşmaktadır. Kardeşleri, Ramazan'ın üzüntüsünü, sıkıntısını azaltmak için onun ne denli sevildiğini, ne kadar düşünüldüğünü göstermeye çalışırlar.Tüm ayların bir aileye, Ramazan'ın ise bu ailenin üzerine titrenilen küçük beyine dönüştüğü Ramazan Hediyesi -hikâye kurgusuyla Ramazan'ı anlatan diğer pek çok kitaptan ayrılıyor.Ramazan Hediyesi, Ramazan'ı sıkılmadan geçirmek, bu ayın kültür ve edebiyat hayatımızdaki önemini eğlenceli metinler okuyarak kavramak isteyenlere...
76.65 ₺ -
Peyami
Babasını henüz kundakta bir bebekken kaybeden ve hayatı boyunca fakirlikle, hastalıklarla boğuşan Peyami Safa'nın kalemi, dostlarından birinin ifadesiyle "kazanç tarlasında bir saban gibi işlemeye" mecburdu, aksi takdirde aç kalırdı. Ancak onun bu durumdan pek şikâyetçi olduğu söylenemez; çünkü azmini, başarılı olma hırsını hastalıklarına ve fakirliğine borçlu olduğunu düşünürdü. Bir yazısında, kendi tecrübesinden hareketle, zenginlik, sıhhat ve zekânın çok zaman haddinden fazla güven verdiği için insanı afyon gibi uyuşturduğunu, tembelliğe, ihmallere ve gevşekliğe sevk ettiğini; fakirlik ve hastalığın ise, onlara hemen teslim olunmazsa, iradeyi kırbaçlayıp uyuklayan enerjileri uyandırdığını söylüyor, başarılı olmuş çocuklardan örnekler veriyordu. Bütün acılarını, öfkelerini, isyanlarını başarıya dönüştürmeyi bilen Peyami Safa'nın hayat hikâyesi belki de romanlarından daha heyecan vericidir ve bu kitapta bu hikâye anlatıl maktadır.
91.25 ₺ -
Osmanlı Tarihi
Bir millet felakete uğradığında veya adaletsiz bir durumla karşı karşıya kaldığında onun yardımına koşmak ve ona adil davranmak gerekir. Gelecek nesillerin, zayıfları korumayı, ezilenlerin öcünü almayı kendilerine görev sayacaklanna inanıyorum. Milletler, tarihleri boyunca, çoğu kez cezalandırıldıkları gibi, bazı durumlarda da öçlerinin alındığını ve haklarının teslim edildiğini görürler. Bu sözlerimin bir örneği Türklerdir. Onlar gün olmuş, adlarının ve ırklarının yok olma tehlikesiyle karşılaşmışlardır. Ancak, Türkler derin uykularından sıçrayarak uyanmasını bilmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Türk kanında canlanacağım ve sonsuza kadar yaşayacağını dünyaya ispat etmek için canını dişine takarak savaşmışlardır. Bugün de onurlarını korumak için çarpışmaktadırlar. Batı, hiçbir zaman bu kadar ileri görüşlü ve olgun olmamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, özgür Avrupa'nın bir güvencesidir. Ölü sanılan bir toplumda, canlı bir millet yaşadığını gördüğümüz için kendimizi kutlayahm ve Türklerin tekrar dirilmeleri onuruna ya tarih yazalım, ya da bizim mezar taşımıza ithaf...
33.12 ₺ -
Dört Güzeller
Bilim ilerledikçe dört elementin sayısı her gün birkaç tane daha artıyor ve periyodik cetvelin listesi gittikçe uzuyor. Şimdilik bu sayı 121 olarak biliniyor. Ve biz artık elmasın bir tek elementten oluştuğunu, sofra tuzunun iki, şekerin üç element bileşimi olduğunu, cep telefonunun kırk element içerdiğini, insanın otuz elementten yaratıldığını acı gerçekler olarak biliyoruz. Dört element ise insanların hayatı yaşarken bir an olsun farkına varmadıkları bir detay gibi duruyor artık. Yine de, ne zaman bir kum tanesinde dünyayı görsek, ne zaman bir nisan yağmurunda ıslansak, ne zaman güzel bir müzik veya hoş bir koku duysak, ne vakit bir ocağın çıtırtısında hayallere dalsak, değil dünyayı, cenneti görmüş gibi oluyoruz. Bize o duyguyu veren işte o önemsemediğimiz dört öğedir. Gözünüz ister gökyüzüne ve yıldızlara, ister okyanusa veya yağmura, ister bir yangına veya ışığa, isterse bir ağaca veya mezara bakıyor olsun... Anasır her yerde bizi kuşatıyor, sarıp sarmalıyor. Şefkatli bir anne gibi... Bu kitabın içinde "Dört Güzeller"in kültür ve medeniyet boyutuyla tanışacaksınız.
142.35 ₺ -
İmparatorluğu Kurtarmak
Osmanlı Devleti'nin özellikle XIX. yüzyılının ikinci yarısında karşılaştığı sorunları -göç, ticaret, modern kurumlar, siyasal, toplumsal ve sosyal değişim- konu alan bu çalışmada, olayların arka planlarıyla ilgili yazışmaların ve tartışmaların geçtiği arşiv belgelerine yer verilmiştir. Belgeler incelenirken resmi politikaların ve ortak söylemlerin oluşumunda kurumların üstlendiği roller bütün çıplaklığıyla ortaya konmuştur.Osmanlı Devleti'nde modernleşme, "İmparatorluğu Kurtarmak" için verilen mücadelenin adıdır. Osmanlı aydınları, Batı'nın meydan okumasına karşı çareyi siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel alanlarda yine onun kurumlarını, yöntemlerini ve yaklaşımlarını devşirmekte bulur.Bu kitapta her şeye rağmen verilen bir kurtuluş mücadelesinin acı sonunu da okuyacaksınız.
105.85 ₺ -
Siretler Ve Suretler
Yazmaya karar verdiğim insanları seçerken bilim, kültür, sanat, siyaset vb. hayatımızda önemli yerlerinin bulunup bulunmadığına dikkat ediyor, bir de adları duyulmamış, kıyıda kösede kalmış değerli insanları bulup gün ışığına çıkarmaya çalışıyorum. Mercek altına alınacak tarafları genellikle konuştuktan sonra ortaya çıkıyor. İtiraf ederim, tanıdıklarımı yazmak daha hoşuma gidiyor, çünkü aynı zamanda hatıra tadı taşıyan bir metnin ortaya çıkacağını biliyorum. Ancak tanıdığımı zannettiğim insanları aslında pek tanımadığımı "yakın plan"dan bakınca anlamışımdır. Daha önce tanımadıklarımı uzun uzun konuşup -varsa- eserlerini okuduktan sonra yazdım. Doğrusu, yaptığım işin önemli olduğuna inanıyorum. Zaten bu inancım olmasa bu metinleri kitaplaştırmazdım.
35.77 ₺ -
İstanbul Hikayeleri
İstanbul Hikâyeleri'nin kahramanları halktan kişiler, bazen de IV. Murat yahut musahibi olan Meddah Tıflî Efendi gibi gerçek karakterlerdir. Bu hikâyelerde, gerçek üstü öğeler kullanılmaz, her şey neredeyse neden-sonuç ilişkisi içinde gelişir. İstanbul Hikâyeleri klasik romanslara benzeseler de genellikle gündelik, sıradan olayları anlatır okuyucuya.Sipahi Şadan ve Acuze'nin Kızı Hikâyesi, Evhad Çelebi Hikâyesi, Cevrî Çelebi Hikâyesi, Hançerli Hanım Hikâyesi, Tayyarzade Hikâyesi, Tıflî ile İki Biraderler Hİkâyesi'nin sadeleştirilmiş ve orijinal biçimlerinin bulunduğu kitapta, Hançerli Hanım Hİkâyesi'nin resimlerine de yer verilmiştir.
127.75 ₺ -
Osmanlı Maliyesinin Şeffaflaşması
Bütçelerin yayımlanmaya başlaması aynı zamanda Osmanlı maliyesinde şeffaflaşma sürecinin de başlaması anlamına gelmekteydi. Bütçe verilerinin hangi ölçüde gerçekçi olup olmadığı bir yana, daha sonraki yıllarda da pek çok bütçe yayımlanmış ve bu gelenek Osmanlı Devleti'nin sonuna kadar devam etmiştir. Osmanlı maliyesinin şeffaflaşması Batı baskısıyla yakın ilişkilidir. 1854 yılında Osmanlı Devleti dış borçlanmaya başladıktan bir süre sonra, borç veren ülkeler alacaklarının hangi düzeyde risk altında olup olmadığını anlayabilmek için baskı yapmaya başladılar. Borçlanmayı sürdürmeyi düşünen Osmanlı devlet adamları, bu dış isteklere cevap verme ihtiyacı duydular. Bir taraftan da, başta Ceride-i Havadis olmak üzere gazeteler İngiltere, Fransa, Hollanda, Rusya gibi yabancı devletlerin bütçelerini yayımlamaya başladılar. Bunların Osmanlı devlet adamları üzerinde özendirici etkileri oldu. Önce 1276 ve 1277 bütçelerine ait tablolar gazetelerde yayımlandı. Sonunda ilk kez 1279 bütçesi kitap olarak basıldı. Daha sonraki yıllarda da pek çok bütçe kitap olarak basılmıştır. Yayımlanan bu bütçeler içinde en kapsamlısı 1279 bütçesidir. Özellikle eyalet ve nezaretlere ait gelir ve giderlerin de tablolar halinde bir önceki yıl bütçeleriyle karşılaştırmalı olarak verilmiş olması Önemli bir farkı göstermektedir. Bu yönden de araştırmacılar açısından önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. 1279 (1863 - 1864) bütçe cetvellerindeki ayrıntılar maliye tarihi çalışmaları açısından eşsiz bilgiler içermektedir. Toplam kamu gelirlerinin bölgeler itibariyle nasıl dağıldığı, en az ve en fazla gelir tahsilatının hangi eyaletlerden yapıldığı, vergi türlerinin bölgelere göre tahsil miktarlarındaki farklılıklar ve nedenleri bütçe cetvellerinin incelenmesiyle hemen tespit edilebilecek hususlardır. Benzer bir çalışma kamu giderlerinin nezaretler ve diğer kamu kurumları arasındaki dağılımı açısından da yapılabilir. Ayrıca bakanların, müsteşarların, valilerin, mutasarrıfların, bazı diğer kamu görevlilerinin, hatta valide sultanın aldıkları maaşlar arasındaki farklar açıkça görülebilmektedir. Bazı kamu kurumlarının kuruluşu ve kaldırılışıyla ilgili kayıtlar da önemlidir. İlgili yıl bütçe verileri ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel değerlendirmeler yapmayı da sağlayacak özellikler taşımaktadır. A'şâr tahsilatından hareketle eyâletler ve bölgeler itibariyle zirai hasılatın miktarına; ağnam ve canavar (domuz) rüsümundan hareketle hayvan varlığına ulaşılabilir. Tersanelerin bulunduğu yerler, gemi inşa kapasitesi gibi konular hakkında bile bilgilenmek mümkündür. Söz konusu bütçe yılında ekmek, yağ, mum, odun, kömür, tekstil, kırtasiye, erzak, müzik aletleri, tıbbi cihazlar ve değişik malların fiyatlarında ucuzlamaların olduğu da kayıtlardan anlaşılmaktadır. Yine bedelat-ı askeriye ve canavar rüsümundan Osmanlı Devleti'ndeki gayrimüslim nüfusun eyaletler itibariyle dağılımı hakkında bilgiler çıkarılabilir. Açıkçası bu bütçe dönemle bağlantılı farklı uzmanlık alanlarını ilgilendiren araştırmalara yönelik önemli bir kaynak özelliği taşımaktadır. Osmanlı Maliyesinin Şeffaflaşması yayımlanmış ilk Osmanlı bütçelerini araştırmacılara ve ilgililere sunmayı amaçlamaktadır.
142.35 ₺ -
Hiç
Şu otuz yıllık Ömr-i tercüme-i halimdir. Şimdi kırkındayım, on yıl azade kaldı nihan. Ahiretten dönüşümde o ölen "neyzen" için Karşıma çıktı şu suret ile "eşkâli zaman"... Neyzenlikteki ustalığıyla birlikte yergi ve taşlamalarıyla ünlenen Neyzen Tevfik uzun yıllardan sonra okurlarıyla buluşuyor. Neyzen'i tanımayanların onunla tanışacağı, unutanların hatırlayacağı bu yeni baskıda kimi sözcükler ve tamlamaların anlamı sayfa altında açıklanmış ve gerekli açıklamalar dipnotlarla verilmiştir.
54.75 ₺ -
Bir Zamanlar İstanbulda
İstanbul... Şehirlerin ecesi... Pek çok açıdan oldukça şanslıdır İstanbul. Gerek ziyaretçileri, gerek sakinleri onun büyülü güzelliğinden kapılmış, durmadan, yorulmadan, yetinmeden hep onu anlatmıştır. İstanbul'u anlatan kitaplar başlı başına bir kütüphane oluşturacak denli çok ve çeşitlidir bu nedenle. Yazarı belli olmayan Bir Zamanlar İstanbul'da... geçip gitmiş İstanbul'u, gelecek kuşaklara anlatma arzusuyla kaleme alınmış; ancak benzerlerinde görmeye alışık olmadığımız eleştirel bir yaklaşımla eksikleri ve yanlışlarıyla... Bir Zamanlar İstanbul'da... okuyucusuna geçip gitmiş İstanbul'da keyifli bir seyahat teklif ediyor.
54.75 ₺ -
Alatav'dan Şardağına
Her türlü seyahatin, özellikle yurt dışına yapılan seyahatlerin çok ufuk açıcı olduğunu söylemeye gerek var mı? Gerek elinizdeki kitapta anlattığım seyahatlerde, gerekse diğer seyahatlerim sırasında birçok mesele üzerinde yeniden düşünme fırsatı buldum. Vardığım sonuçları -yıllar önce bir yazımda anlatmıştım- şöyle özetleyebilirim: Bugünkü Türkiye, tarihin belli bir döneminde dünya konjonktürünün dayattığı sınırlar içine sıkışmıştır; bir de sınırları kalbimizde çizili büyük Türkiye var. Çok değil, yüz yıl kadar Önce, kalbimizdeki Türkiye'nin reel karşılığı vardı. Onun İçin Bosna'da, Kosova'da, Karabağ'da, Doğu Türkistan'da, Irak'ta vb. zulme uğrayanların acısını bugün de yüreğimizde hissediyoruz. Kan bağının ve millî sınırların çok Ötesine geçip müşterek tarihten ve ortak kaderden beslenen bir duygudur bu.
6.76 ₺ -
Hayat Müzikle Devam Eder
"Hiçbirimiz birbirimizden farklı değiliz. Bütün kültürler birbirleriyle benzerdir. Müzik bizim ortak lisansımız, ortak muhabbetimizdir. Müzik ve dans sayesinde de hepimiz kardeşçe bir araya gelebiliriz. Bu hiç zor değil!" Ömer Faruk Tekbilek Müzik, diğer sanatlar gibi, bir "gei-do" olarak, yani insanın ruhuna, kökenine, asli kaynağına doğru çıkılacak yolculuğun yolu yordamı olmalıdır.Sadık Yalsızuçanlar okurları müzikli bir yolculuğa davet ediyor ve onlara evreni müzikle anlamanın olanaklarını anlatıyor.Şebnem Ferah'tan Kudsi Erguner'e; Teoman'dan Bergen'e; Diyarbakırlı Celal'den Edith Piaf'a; Neşet Ertaç'tan Yavuz Çetin'e; müziğin farklı türlerinden yorumculara başka bir gözle bakmak için...
73.00 ₺ -
İstanbul Cehennemi Tarihte Büyük Yangınlar
İstanbul yangınları, dünyada benzerine rastlanmayan birer dramdır.Tarih, İstanbul'da cehennemler yaratan bu düşmana "ejderha" adını vermiştir. Bu ejderha, yedi başlı değil, bazen ateş saçan yirmi yedi başlıdır. Zaman olmuştur ki bu "ejderha" İstanbul'un yarısını yalayıp geçmiş, arkasında yüzlerce ve binlerce çıplak insanı harabeler arasında bırakmıştır.Küllerinden doğan İstanbul'un yangınlarda yaşadıklarını şaşırarak ve üzülerek okuyacaksınız.
87.60 ₺ -
Babil'den Dragomanlara
Bu kitaptaki makalelerin hepsi şu ya da bu biçimde tarihle ilgilidir. Makaleleri başlıca üç grupta topluyorum: Geçmiş tarih hakkındaki makaleler, bugünkü tarih hakkındaki makaleler ve genel olarak tarih hakkındaki makaleler. Açıkçası birinci ve ikinci grubun örtüştüğü söylenebilir. Ben, ikinci kategoriyi, güncel tarihi, olaylar ya da süreçler olup biterken devam eden tartışmalarla sınırlı tutmaya çalıştım. Üçüncü gruptaki makalelerde ise tarihçinin işleri ve görevleri değerlendirilmekte, özellikle de bölgenin içinden ve dışından olanlar açısından Ortadoğu'nun tarihini yazmaya özgü sorunlar ele alınmaktadır.
18.25 ₺ -
Florinalı Nazım
“Deha sahibi bir şair olduğuna, kâinatça tanındığına ve şaşaalı bir edebî hayat yaşadığına samimiyetle inanmakla kalmayıp buna herkesi inandırmak için ümitsizce mücadele eden Florinalı, kendi kendisiyle doluydu ve bütün kitapları aslında kendisine dairdi. Abdülhak Hâmid gibi büyük şöhret olmayı en tabii hakkı olarak görüyor, şöhretin yolunun da basından geçtiğini iyi biliyordu. Reklâmın kötüsünün olamayacağını erkenden fark etmiş ve gazetelerde kendinden söz ettirmek için hayran olduğu tanınmış şahsiyetlere işlerinde yardımcı olmaya ve Tevfik Fikret gibi herkesin saygı duyduğu “büyük ölüler”in ölüm yıldönümlerinde ihtifaller düzenlemeye başlamıştı. Hakkında yazılan övgülerin hepsi istihzalıydı, fakat o istihzayı ya fark etmiyor yahut fark etmemiş gibi davranmak işine geliyordu. Peyami Safa’nın kendisini “şiir kralı” ilân etmesini de çok ciddiye almıştı. O artık “Türk Şiir Kralı”ydı.”
54.75 ₺ -
İletişim Deveran Mı Kesik Devre Mi
İster yazılı, isterse sözlü ve görüntülü olsun hemen tüm iletişim araçları, ona kaynaklık eden ekonomik kaynacı elde tutanlarca denetlenir, yönlendirilir hatta belirlenir. Bunun ne ölçüde, hangi şartlarda cereyan ettiğine bakmaksızın, böylesi bir hükmü rahatlıkla verebiliriz, söz konusu bizim gibi henüz "birey"denilen varlığın gün yüzüne çıkmamış olduğu toplumlarda, bu vakıa daha etkili bir süreç halinde kendisini gösterir. "Bizim gazete özgür, her yazarın kendi düşüncesini rahatlıkla ifade edebildiği hür ve..." diye konuşanlara pek kulak asmayın, çünkü söylediklerine kendilerinin de inandıklarını sanmıyorum ülkemiz gibi "ulülemre itaat"in tarihsel tecrübesinin yoğun olduğu memleketlerde, "fikri ve vicdanı hür" insanlara elverir bir fikri zeminin varolduğu sanılmasın, geleneğinde böylesi alışkanlıklara yer olmayan toplumlarda öyle gökten inmez "özgür" ve özerk bir varoluş alanına sahip 'birey"ler... Hele söz konusu -dini olsun olmasın- cemaat olunca bu "birey"lerin, tanımlanmış ve sınırlanmış bir "özgürlük" alanında kendilerini ifade imkânı bulabileceklerini, verili bir ortama gözlerini açacaklarını rahatlıkla iddia edebiliriz.
108.77 ₺ -
Ayan Beyan
Ayan Beyan'da Sadık Yalsızuçanlar okuru bir sırrı anlatma yolculuğuna çıkarıyor. Ayan beyan ortada olanın yolculuğunda, yolcunun avcuna düşenlere ermek için, onları yeniden oldukları gibi düzenlediği, düzenlerken de dünyayı, insana ait olanı, insanı, sırrı keşfettiği, ötesine geçtiği... bu yolculukta okur da, yazar gibi yalnız ve sessizdir. Bir kıyıdan başlar göğe ağma serüveni. Kimi zilletle kararmış, kimi bir günle aydınlatılmış, kimi bir kaçışla karartılmış, kimi bir çocuğun saflığıyla parlatılmış on üç yağmur damlasıdır Ayan Beyan 'da Sadık Yalsızuçanlar'ın anlattıkları.
54.75 ₺