-
Türklerde Dini Resimler
İslam’ın tasvire bakışı gerçekte neydi? Eğer katı bir yasak varsa yazı-resimle oluşturulan hayvan figürleri nasıl açıklanabilir? Türk kültüründe tasvire yer olmadığı inancının kaynağı nedir? Sanatçılar, eserlerinde canlı figürlerine ne sıklıkla yer vermiştir? Alevi-Bektaşi ve Mevlevi inanışlarının Türk resmine katkıları. Hz. Ali’nin devesi, Çifte vavlar, Ashab-ı Kehf gemisi, ah mine’l-aşk… Yüzlerce isimsiz sanatkârın hepsi birbirinden değerli eserleri. Bir zamanlar camilerin iç duvarlarında bile görülebilen tasvirler… Mustafa Rakım Efendi, Hattat Şefik Bey, Leylek Hasan Dede gibi sanatçıların istif çalışmaları… Malik Aksel, peşin yargılarla üstünkörü değerlendirilen Türk resim geleneğine aklıselimle ve iç gözle yaklaşıyor. Türk ve İslam inancında resmi, örnekleriyle, tanıklarıyla, eşsiz çizimler eşliğinde okuyuculara ulaştırıyor. Sanat yeniden yazılıyor.
87.60 ₺ -
31 Mart'ın Romanı
Yazar romanında 31 Mart olayını ilk 25 şaatlik süresini, belgelerin aslınâ sadık kalarak canlandırmış ve konu işlenirken doğal olarak herkes o gün iktidarda olan İttihad ve Terakki cemiyeti yöneticilerinin verdiği bilgileri, bıraktığı belgeleri merak edecektir. Romanı okurken bazı hikâyelerin birbirleriyle çeliştiğini göreceksiniz. O zaman, (bu olay, bu şartlarda nasıl mümkün olabilir?) sorusunu kendinize sorup cevap vermelisiniz. O cevaplar belgelerinin neyi, ne kadar gizlediğini; neyi, ne kadar açtığını; isyanın perde arkasını ve kimlerin tezgâhı olduğunu anlatır. Hattâ Osmanlı'nın Duraklama Devri'nde başlayıp hâlen sık sık tekrarlanan faciaların sifrelerinede verir.
262.50 ₺ -
Rabbim Yol Sanadır
Gidenlerden bahsediyorsun, gitmeyen var. Aldatanlardan bahsediyorsun, yalanlardan büyük Bir gerçek var. Anlamayanlardan bahsediyorsun, yüreğindeki sevgiyi bilen var. Yalnızlıktan bahsediyorsun, sen fark etmesen de ruhuna Bir dokunan var. Yüzlerce yüzünden bahsediyorsun insanoğlunun, yüzlerce yüzünün içinde saklı riyasından, hilesinden, çıkarından, talanından… Unutmasana! Senin yüzüne hep Bir gülümseyen var. “Yoruldum” diyorsun güzel dostum, eğer duyarsan, “yanındayım” diyen var. “Yanındayım” diyen ve görürsen yanından bir adım öteye gitmeyen
20.10 ₺ -
1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası En Son Değişikliklerle
Bu kitap, halen yürürlükte bulunan 1982 tarihli anayasanın kolayca anlaşılmasını sağlamak için hazırlanmıştır. Bu özelliği ile hukukçu olan ve olmayan herkese faydalı olacak ilmi bir çalışmadır. Bunun yanında bu anayasadan önce kabul ve tatbik edilmiş diğer anayasalarımız da, 1982 Anayasası ile bağlantılı olarak verilmektedir.
450.00 ₺ -
Kıraat İlminde Verş ile Hafs Rivayetinin Karşılaştırılması
Kurra Hafız Prof. Hasan Tahsin Feyizli bu eserinde, kıraat imamlarından Nâfi’in ravisi Verş ile, kıraat imamlarından Âsım’ın ravisi Hafs’ın günümüze ulaşan okumalarını tecvid kaidelerine göre karşılaştırmalı olarak ele alıyor.
22.75 ₺ -
Hanedanın Sürgün Öyküsü Başucumda Bir Avuç Vatan
3 Mart 1924 günü Meclis, siyasi bir kurum olduğu gerekçesiyle Hilafet’i ilga ederken bir karar daha almıştı: Osmanlı Ailesi’nin kadın erkek bütün fertlerinin Türkiye Cumhuriyet’i hudutları içinde oturmaları sonsuza dek yasaklandı, aile mensupları Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Osmanlılar pasaportsuz, yurtsuz, hiçbir şeysiz kalmışlardı. Acılı bir yolculuk başlıyordu. İki hafta sonra Türkiye’de, 144 kişilik Osmanlı Hanedanı’ndan hiç kimse kalmamıştı. Sürgün, yokluk, özlem ve acı dolu günler yaşadılar ama dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar ülkeleri aleyhinde bir tek söz söylemediler. Cumhuriyet aleyhinde hiçbir eyleme katılmadılar. İçlerinde daima bir gün geri dönme ümidi, başlarında bir avuç vatan toprağı vardı. “Osmanoğlu’nun Sürgünü” belgeseliyle Osmanlı Hanedan Vakfı tarafından onursal üyeliğe kabul edilen Kerime Senyücel, yaşayan Son Osmanlılar’ın, sürgüne bizzat tanık olmuş hanedan üyelerinin anlattıklarını birinci ağızdan kaleme aldı.
148.00 ₺ -
Halide Tutku Hüzün İsyan
İlk defa yayınlanan fotoğraflarıyla farklı bir Halide Edip portresi… Her şeyi anlamaya çal��şan, duyarlı, siyah gözleri vardı. Küçük yaşlarında annesiz ve yalnız kaldı. Kendi içinde bir dünya kurdu. 31 Mart’ta isyancıların, işgal İstanbul’unda İngilizlerin, Milli Mücadele yıllarında Padişah’ın ölüm listesinde buldu kendini. Maceralı hayatı, bir imparatorluğun ve genç Cumhuriyet’in en önemli dönüm noktalarına şahitlik etti. Aykırıydı. Özgürlüğüne çok düşkündü. Bu yüzden âşık olduğu adamı bile terk etti. Yazıları, romanları, konuşmaları ve itirazlarıyla dünyanın en iyi tanıdığı Türk kadını oldu. Hayatı Türkiyeli kadınların geçirdiği değişime ışık tuttu. Çocukluğunda olduğu gibi, hastalıkları ve yalnızlığı içine hayata gözlerini yumdu. Tutkulu, hüzünlü ve isyankârdı. Adı Halide’ydi. Halide Edip Adıvar… Türkiye’nin en güçlü, en ilgi çekici kadın yazar ve aktivistlerinden biri, belki de ilk akla geleni. Osmanlı’nın sancılı son dönemlerinde, Milli Mücadele yıllarında ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde dikkat çeken bir aktör. Sultanahmet Mitingi’nde kitleleri coşturan, İstiklal Savaşı’nda onbaşı rütbesi ile savaşan, azimli, yılmaz kadın. Kitaplarından tanıdığımız, bilinen üç beş fotoğrafından aşina olduğumuz sima. Ya Halide? Babasının adından, eşinin soyadından, yazar kimliğinden bağımsız bir kadın olarak Halide… Halide Edip denilince, çoğumuzun aklında, Sultanahmet Mitingi’ndeki görüntüleri, İngiliz edebiyatı profesörü olarak ders verdiği kürsülerdeki halleri ya da ömrünün son yıllarında çekilmiş, değirmi başörtülü, elinde sigara izmaritli fotoğraflar belirir. Oysa herkes gibi Halide’nin de bir hayatı; bu fotoğrafların arkasına saklanmış, tutkuyla, hüzünle ve isyanla örülmüş destansı bir ömrü vardır. Belgesel yapımcısı ve yazar Kemal Öztürk, Timaş Yayınları tarafından okurlara sunulan “Halide- Tutku Hüzün İsyan” isimli kitapta bilindik “Halide” fotoğrafının arkasındaki asıl portreyi bulmaya çalışıyor. Gençliğiyle, yaşlılığıyla, kavgaları ve mücadeleleri ile bambaşka bir Halide’yle buluşturmaya çalışıyor okuyucuyu ve bunu görsel açıdan hayli zengin bir çalışma ile yapıyor. Mor salkımlı bir evde gözlerini açan Halide’nin çocukluk yılları boyunca kendisine eşlik eden kareleri görüyoruz en başta: Erken yaşta kaybedilen anne, konaktaki kalabalık, üvey anneler, torununun annesizlik acısını bir nebze olsun hafifletmeye çalışan Mevlevi Haminne, kızının İngiliz terbiyesine göre yetişmesini isteyen baba Edip Bey Halide’nin yeme içme düzenini bile buna göre ayarlamışken sokaklarda özgürce horoz şekeri yiyen akranlar, kolej yılları, dayanılmaz matematikçi Salih Zeki’ye duyduğu aşk ve ilk evliliği… Şiddetle karşı çıktığı çok eşliliği hazmedemeyip büyük bir aşkla bağlı olduğu Salih Zeki’den ayrılışı, Darülmuallimat ve Lübnan’daki hocalık günleri, Dr. Adnan Bey’le evliliği ve Milli Mücadele yılları, bir süre sonra Mustafa Kemal’le görüşlerinin ayrılması ve 15 yıl süren “gönüllü sürgün”, bağımsızlığı için onca mücadele ettiği ülkesine ancak 1939’da geri dönmesi ve eserleri… Sayfalar arasında gezinirken bazı sürprizlerle de karşılaşıyoruz. Yazar, Halide Edip’le Mustafa Kemal arasındaki görüş ayrılığında belki de Mustafa Kemal’in Latife Hanım’la evlenmek üzere Fikriye Hanım’ı yurtdışına tedaviye göndermesinin yatabileceğini söylüyor. Belki de Halide, Fikriye’den vazgeçen Mustafa Kemal’de Salih Zeki’yi görmüştü. “Belki de Halide ile Mustafa Kemal arasında yaşanan sorunların temelinde bir de bu olay vardır. Halide de Mustafa Kemal gibi güçlü, otoriter ve bir kadına asla bağlanmayan birine âşık olmuştu ve Fikriye gibi karşılık bulamamıştı. Halide de Fikriye gibi ikinci bir kadın yüzünden sevdiği adamdan ayrılmıştı. Halide de Fikriye gibi çok acı çekmişti.” Ya da uzun süren sürgün yüzünden babaannesini ancak çocukluğunun ilerleyen dönemlerinde görebilen torun Ömer Sayar’ın Halide’yle ilk karşılaşmasını anlatışı ile şaşırabiliyoruz: “Küçücük bir kadındı, müthiş etkileyici bir yüzü vardı, asık suratlıydı, saçlarını sıkıca yapıştırıp arkada topuz yapmıştı ve hafif mavimtıraktı, çivit sürüyordu galiba. Elleri son derece bakımlıydı; manikürlüydü ama renkli değildi, cilalıydı. Elinde ağızlığıyla sigarası, kalın -herhalde gözü çok bozuktu- kavanoz dibi gibi kalın gözlükleri vardı. Yuvarlak. İlk öyle gördüm. Ne yalan söyleyeyim, ürktüm.” Kemal Öztürk kitabı Şirin Tekeli, Hülya Gülbahar, Ayşe Durakbaşa, Serpil Çakır, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu gibi hukuk, sosyoloji ve edebiyat dünyasından çeşitli isimlerden görüşler alarak zenginleştirmiş. Bu yöntem belli ki yazarın Halide Edip’’i sadece kendi hayatı ile sınırlandırmadan Türk kadın hareketi bağlamında incelemek istemesinden kaynaklanıyor. Kitabın belki de en dikkat çekici yanı, özenli görsel tasarımı. Halide Edip’in birinci ve ikinci kuşak torunları Ömer ve Adnan Sayar’ın katkıları ile ailenin fotoğraf albümünden istifade edilerek hazırlanan çalışmada şimdiye dek bilinmeyen bazı fotoğraflar okuyucuya sunulmuş. Elif Sevinçgül imzasını taşıyan tüm sayfalar dönemin atmosferine ve Halide’nin iç dünyasına yaklaşmak yolunda çaba sarf ediyor. TİMAŞ Yayınları bir kısmı daha önce hiç bilinmeyen fotoğraflardan yola çıkılarak hazırlanmış bu albüm-kitapla Türkiye’de belgesel kitaplara giden yolu açma iddiasında.
20.35 ₺ -
Sofra Nimetleri Küçük Boy Karton Kapak
Mutfak evin kalbidir. Çünkü hayat verir, can verir. Can ise boğazdan gelir denilir. İşte, geleneksel Türk mutfağının birbirinden güzel tariflerini ve zengin yemek çeşitlerini içeren bu çalışma; denenmiş, ekonomik ve pratik tariflerden oluştuğu için yoğun bir ilgi görmektedir. Geleneksel Türk mutfağının en leziz ve nezih, en zengin yemek çeşitleri… Kolay, ucuz ve pratik. Tatlılar, tuzlular, et yemekleri, hamur işleri, reçeller, sütlüler, dolmalar ve daha pek çok çeşit… Hepsi bu kitaplarda…
10.28 ₺ -
Sofra Nimetleri Büyük Boy Ciltli
Mutfak evin kalbidir. Çünkü hayat verir, can verir. Can ise boğazdan gelir denilir. İşte, geleneksel Türk mutfağının birbirinden güzel tariflerini ve zengin yemek çeşitlerini içeren bu çalışma; denenmiş, ekonomik ve pratik tariflerden oluştuğu için yoğun bir ilgi görmektedir. Geleneksel Türk mutfağının en leziz ve nezih, en zengin yemek çeşitleri… Kolay, ucuz ve pratik. Tatlılar, tuzlular, et yemekleri, hamur işleri, reçeller, sütlüler, dolmalar ve daha pek çok çeşit… Hepsi bu kitaplarda…
20.56 ₺ -
Zor Çocuk Yoktur
Anne babalar “zor ebeveyn” olmadıkça, “zor çocuk” yoktur! Çocuk eğitiminin “dünyanın en zor işi” olduğunu düşünen ebeveynlere ithafen: “Zor Çocuk Yoktur.” Prof. Dr. Hüseyin Peker çocuklarda görülen olumsuz davranışların pozitif disiplin yöntemleriyle nasıl önlenebileceğini anlatıyor. Anne baba için çocuk; uğruna her türlü sıkıntıya katlanılan, yetişmesi için büyük emek ve zaman harcanan, birçok maddi fedakârlıklarda bulunulan, gelecekte iyi bir insan, kendisiyle gurur duyulacak bir birey olarak yetişmesi umulan en değerli varlıktır. Anne babaların çocuğunu yetiştirirken yaptığı fedakârlıklar ebeveyn olmanın bir gereği olarak görülür ve tüm bunlar yapılırken karşılık beklenmez. Ancak bunca çabanın sonunda çocukta görülebilecek olumsuz birtakım davranışlar ebeveyni derinden üzer, çare arayışlarına yönlendirir. Çoğu zaman karşılaşılan bu tür davranışların aslında –iyi niyetle ortaya konmuş olsalar da- ebeveynin geçmiş hatalarından kaynaklandığı göz ardı edilir. Çocuğa doğru davranışlar baskı yolu ile benimsetilmeye, yanlışları otoriter bir biçimde düzeltilmeye çalışılır. Hatırdan çıkarılmaması gereken husus, ailede otoriteyi temsil ediyor olmanın, sürekli “otoriter” bir dil kullanmayı gerektirmediğidir. Pozitif bir biçimde yaklaşılan, doğru iletişim kurulan her çocuk zaman içinde değişime açık hale gelecek ve kendisinden beklenen olumlu davranışları daha kolay gösterecektir. Prof. Dr. Hüseyin Peker “Zor Çocuk Yoktur” la ebeveynlere aslında zor çocuk olmadığını, çocukların düzeltilmesi çok güç gibi görünen olumsuz davranışlarının, doğru yaklaşımlarla ve pozitif disiplin yöntemleriyle olumlu yönde değişebileceğini anlatıyor. Yalancılık, saldırganlık, vurup-kırıcılık vb. birçok olumsuz davranışın kaynağında ebeveyn-çocuk ilişkisinin sağlıklı olmamasından kaynaklanan sorunların yattığını ifade eden Peker, bu tür davranışlar gösteren çocuklara karşı nasıl bir tutum içinde olmak gerektiğini açıklayarak ebeveyne somut çözüm önerileri sunuyor.
166.50 ₺ -
Çocuklarımıza Allahı Nasıl Anlatalım
Eğitimciler, çocukların doğuştan dini kabule hazır olduklarını vurguluyorlar. Çocuklar, yaşına ve dönemine uygun bir tarzda anlatacağımız dini konuları çok yadırgamayacak, hemen kabullenme eğilimi gösterecektir. İşte bu noktada küçüklerin değil, büyüklerin eğitime ve bilgilenmeye ihtiyaçları vardır. Çocuğumuzun dini kabule hazır olduğunu fark ettiğimiz anda en uygun fırsatı yakaladğımızı düşünür ve bildiklerimizi en ince teferruatına kadar anlatmaya başlarız. Amaç, Rabbimizi tanıtmak gibi hem samimi hem de mukaddes bir amaçtır. Niyet güzeldir. Fakat yalnızca niyetin güzel olması yetmemekte, niyetin nasıl gerçekleştirileceği de büyük önem kazanmaktadır. Bizim için bir sınav başlamıştır artık. Dini eğitim vermek açısından çocuğumuzun ilk çocukluk yılları, onun geleceğini de etkileyecek başarılı bir dönem olabileceği gibi, kalıcı yanlışlar dönemi de olabiliyor... İnsan hayatında ihmale gelmez ve vazgeçilmez bir yeri olan çocukluk dönemi eğitiminde; anne babalara, okul öncesi ve ilköğretim öğretmenlerine büyük destek sağlayacağına inandığımız bu değerli çalışmayı okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz.
18.50 ₺ -
Çocuğunuzun Duygusal Zeka Gelişimi İçin Küçük Sağlam Adımlar
Her şeye rağmen ruhları sağlam, geleceğin ahlaklı ve erdemli bireylerini yetiştirebilmek için çok sık telaffuz edilen duygusal zeka kavramının anne babalar tarafından daha iyi anlaşılabilmesi, çocuklarımız adına kıymetli kazançlara dönüştürülebilmesi konusunda Uzman Psikolojik Danışman Kudret Eren YAvuz pratik destek sağlıyor. Ailelerin evlerinde kolaylıkla uygulayabilecekleri söz konusu beceriler, ebeveyn ve çocuk arasında 10 eğitim basamağıyla aktarılıyor. Her bir basamağa ilişkin teorik açıklamalardan sonra bu becerinin çocuğa sağlıklı bir şekilde aktarımını sağlayacak etkinlikler veriliyor. 90 etkinlikle atılan küçük ama sağlam adımlar, gelecekte büyük ve anlamlı değerlere dönüşüyor. Orjinal çizimler ve hikayelerle desteklenen kitap son derece rahat takip edilebilir nitelikte. Çocuğunu, anne baba olmanın tadını çıkararak geleceğe hazırlamak isteyen ebeveynler için vazgeçilmez bir çalışma.
13.70 ₺ -
Benimle Oynar mısın Anne
Çocuğunu iyi eğitmek isteyen ama bunu bilemeyen ebeveynlerin ihtiyacı olan bir kitap. Çocuklarıyla oyun oynamak isteyen ama oynayacak oyun bulamayan anne-babalar için yüzlerce oyun tarifi. Hayal gücü ne kadar zengin olursa olsun her çocuk zaman zaman sıkılır ve huysuzlanır. Bu kitap böyle anlarda çocuklarını sıkıntıdan kurtarmak, aynı zamanda onların el becerilerini arttırmak isteyen anne-babalara rehber olması için hazırlandı. Bu yüzden kitapta yüzlerce oyun örnekleri bulacaksınız. Oyunlar, eğitimcilerin büyük önem verdiği deneme-yanılma aktivitesini de sağladığı için çocuğun kendi yeteneklerini keşfetmesine öncülük edecek. Çalışırken, evde herhangi bir işle uğraşırken ya da misafirlerini ağırlarken çocuklarının huysuzluklarından şikayet eden anneler bu kitabı ellerinden bırakamayacaklar. Bu kitaptan sonra çocuklarınızın yaramazlığından şikayetçi olmayacaksınız…
185.00 ₺ -
Çocuk ve Ergen Eğitiminde Anne Baba Tutumları
Anne babaların çocuklarına "Çocuk ve Ergenlik" dönemlerinde rehberlik etmesi amacıyla beş profesör ve bir doçent tarafından hazırlanmış olan "Anne Baba Tutumları" toplumda çok önemli bir sorunun çözümünde kullanılacak çok iyi bir kaynak. Çocuk ve ergenlik dönemi... Hepimizin kişiliğinin şekillenmesinde, dünyayı algılama biçimimizde, hayatın içinde karşılaştığımız problemlere karşı geliştirdiğimiz "başa çıkma stratejileri”nde, bu gelişim dönemlerinin önemli bir yeri var. Çocukluk ve ergenlik döneminde, anne babanın çocuğa karşı takındığı tutum, çocuğun sadece içinde bulunduğu yaşlardaki davranış biçimlerini değil, ileride edineceği "kimliği" de etkilemektedir. Dolayısıyla anne babalar, çocuklarını yetiştirirken nasıl bir tutum içinde olduklarının farkına varmalı, hataları varsa bunları düzeltmeli ve erken dönemlerden itibaren çocukları ile kurdukları ilişkinin "sağlıklı" olmasına özen göstermelidirler. Aile kitaplığımızda yer alan bu kitap, anne baba tutumlarına rehberlik etmek üzere hazırlandı. Haluk Yavuzer, Özcan Köknel, Adnan Kulaksızoğlu, Halis Ayhan, Abdurrahman Dodurgalı ve Halil Ekşi... Her biri birçok sorunuza cevap olacak bu eseri sizler için hazırladılar.
9.59 ₺ -
Ailede Sorumluluk Eğitimi
Hayata dair temel becerilerin, dengeli, tutarlı ve istikrarlı davranış kalıplarının olumlu bir şekilde sergilenebilmesi ancak sağlıklı sorumluluk bilincine sahip olmakla gerçekleşebilir. Hayata sorumluluklar penceresinden bakarak başarıyı, huzuru ve mutluluğu yakalamak için gerekli olan sorumluluk bilincinin en önemli özelliği ise öğrenilebilir olmasıdır. İşte bu noktada anne babalar ellerinde bulunan cevherleri en iyi şekilde işlemek için oldukça etkili bir fırsata sahipler. Çocuk ile ebeveyn arasında meydana gelen gerginliklerin temelini genellikle yerine getirilmeyen sorumluluklar oluşturur. Önce ailede, ardından da okulda, zamanında ve yerinde uygulanacak olan doğru disiplin metotları ile verilecek sorumluluk eğitimi beklenen sonucu doğuracak; bağımsız, ayakları üzerinde durabilen, özgüvene ve özdisipline sahip, kendisinin ve yeteneklerinin farkında, vicdani gelişimini tamamlamış sağlıklı kişiliklerin gelişmesiyle topluma da hizmet edecektir. Psikolojik Danışman Rukiye Karaköse ‘Ailede Sorumluluk Eğitimi’ isimli kitabıyla çocuklarına sorumluluk bilinci kazandırarak onları hayata hazırlamak isteyen anne babalara rehberlik ediyor.
7.54 ₺ -
Ailede Öfke Kontrolü
Öfke, içinde bulunduğumuz çağın önde gelen problemlerinden biri. Her gün bir anlık öfke yüzünden dağılmış hayatlara, parçalanmış ailelere, geleceğini karartmış gençlere şahit oluyoruz. Olumsuz duyguların başında gelen öfke, özellikle aile içi ilişkilerde sonuçları düşünülmeden sergilenebiliyor. Öfke içeren davranışlara şahit olarak yetişen çocuklar bu davranışları modelleyerek bebeklik dönemlerinde oyuncaklarına, çocukluk dönemlerinde arkadaşlarına, evlendiklerinde ise eşlerine ve çocuklarına şiddet uyguluyorlar. Böylece engellenemeyen bir kısır döngü ortaya çıkıyor. Bu kısır döngüye son vermek için öfkeyi oluşturan nedenler hakkında bilgi sahibi olmak, bu duygunun kontrol aşamalarını ve sonuçlarını anlamak gerekiyor. Ayşenur Özkan, dinî ve psikolojik kaynakları tarayarak kaleme aldığı “Ailede Öfke Kontrolü”nde kültürümüze uygun alternatifli çözümlerle mutlu ve huzurlu bir aile ortamına ulaşmanın ipuçlarını veriyor.
9.60 ₺ -
Ailede Din Eğitimi
Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı Kur’an’daki Din Eğitim Programı’nı Gelişim Psikolojisi verilerini de göz önünde bulundurarak ailenizde uygulayabileceğiniz bir müfredat olarak size sunuyor. Din Eğitimi nedir? Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumlulukları nelerdir? Zamanımızda dini ve bilimsel veriler göz önünde bulundurularak ailede uygulanabilecek din eğitimi programı nasıl bir içeriğe sahip olmalıdır? Bu soruların cevaplarını merak eden okurlarımızın artık yeni bir kaynak kitabı var: “Ailede Din Eğitimi.” Bu zamanda anne baba olmak, yaşadığımız zamanın bize sunduğu koşullarla günden güne zorlaşmakta. Ancak çocuğunun değişen şartlar içindeki ihtiyaçlarının farkına varan ve kendilerini yenileyebilen ebeveynler için bu zorluklar kolaylıkla aşılabilmektedir. Elinizdeki kitap, modern zamanların anne babalarına, çocuk eğitiminin en temel ayağı olan “din eğitimi” alanında rehberlik etmek üzere hazırlandı. Prof. Dr. Abdurrahman Dodurgalı, “Çocuğun gelişim dönemi özelliklerini ve ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, Kur’an merkezli bir din eğitimi programı nasıl olmalıdır?” sorusunu günümüz anne babaları için etraflıca cevaplıyor.
12.68 ₺ -
Ailede Ahlak Eğitimi
Çocuğunuz sizin umudunuz, ailenizin neşesi ve en değerli varlığınız. Onun iyi ahlaklı ve güçlü kişilikli bir birey olması için her şeyi yapmaya hazırsınız. Ama çocuğunuz büyüdükçe sorunlar da büyüyor ve siz bu sorunlarla nasıl başa çıkacağınızı bilmiyorsunuz. “Disiplin ve hoşgörü arasındaki dengeyi nasıl sağlarım? Hangi durumlarda çocuğumu cezalandıracağım? TV ya da bilgisayar başından kalkmayan çocuğu bunlardan nasıl uzaklaştırırım? Çocuğuma kitabı nasıl sevdireceğim? Çocuğumun beni terleten sorularına nasıl cevap vereceğim? Hikâye, masal ve atasözlerini çocuk eğitiminde nasıl kullanırım? Çocuğum kardeşini kıskanıyor, nasıl davranmalıyım? Öfkeli ve huysuz bir çocukla nasıl başa çıkarım? Çocuğum ders çalışmıyor ne yapmalıyım? Çocuğuma nasıl özgüven kazandırırım? Ödül verirken nelere dikkat etmeliyim? Çocuğu kendimden uzaklaştırmadan evde disiplini nasıl sağlarım?” Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın’ın kaleme aldığı “Ailede Ahlak Eğitimi” tüm bu sorulara ve çok daha fazlasına güvenilir ve uygulanabilir cevaplar veriyor. Yazar, alanında uzman olmanın verdiği yetkinlikle konuları pedagojik açıdan son derece güvenilir bir biçimde ele alıyor. Aynı zamanda anne-babalara, kolay pratik bilgiler veriyor ve karşılaşacakları zor durumlarda nasıl davranacaklarına dair yol gösteriyor. Ebeveynlerin bebeklikten ergenliğe kadar çocuklarıyla kuracakları iletişimin eğitimdeki önemine değiniyor. Bu kitapla okur, yalnızca çocuğunu değil anne-baba olarak kendini de tanıma imkanı bulacaktır. Resimler ve tablolarla zenginleştirilen kitabı zevkle okuyacak ve okuduklarınızı kolaylıkla uygulayacaksınız. Bu kitap, çocuklar için sorumluluk ve endişe duyan anne babalara, büyük anne ve büyük babalara, öğretmenlere ve tüm yetişkinlere yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. ‘Kendimi geliştirmek istiyorum. Sorunlar çıkmadan hazırlıklı olmak istiyorum. Kendi anne babamdan daha iyi bir yetişkin olmak istiyorum. Çevremde korkunç hatalar yapan, her şeye başkaldırmış ergen ve gençlerden korkuyorum. Bir hata yapmak istemiyorum.’ diyenler, bu kitapta aradıklarını bulabilirler. Bu açıdan bu eserin bir anlamda el kitabı olma özelliği vardır. Bu kitabın bir özelliği de anne babaları suçlamadan onlara yol gösteren bir üslupla hitap etmesidir. Çünkü bazı kitaplarda psikolog ve eğitimciler, konuyu öyle sunmaktadırlar ki, bunu okuyan veya duyanlar suçluluk duygusuna kapılabilmektedirler. Halbuki insanlarımızda suçluluk duygusu yerine sorumluluk duygusunu geliştirmek ve buna bağlı olarak davranışlarında olumlu değişim üzerinde durmak daha önemlidir. Bu kitap, son yıllarda yaygın olan tercüme kitapların etkisinde kalmadan kaleme alınma gayreti içinde hazırlanmıştır. Çocuğunuzun eğitimi için sevginin yeterli olduğunu düşünüyorsanız, Etrafınızdaki anne babaların hatalarını tekrarlamaktan korkmuyorsanız, İçgüdülerim sayesinde çocuk yetiştirmedeki tüm engelleri aşarım diyorsanız, Onun ileride pısırık, tembel ya da şiddet eğilimli bir birey olmasını umursamıyorsanız, Çocuğunuz markette çikolatayı cebine attığında, arkadaşlarıyla sürekli kavga ettiğinde ya da kardeşini ısırdığında ne yapacağınızı zaten biliyorsanız, BU KİTABI OKUMAYIN!
185.00 ₺ -
Zengin Hayaller Peşinde
Cahit Zarifoğlu şiirden hikâyeye, günlükten çocuk masallarına kadara birçok alanda at koşturmuş bir şairimizdir. Bununla beraber kalem oynattığı her alanın ön sırasında yer almıştır. Her zaman Zengin Hayâller Peşinde koşan merhum şairin, elinizde bulunan düşünce ve sanat yazıları, O'nun bilinen yönlerini daha bir zenginleştirirken, bilinmeyen yönelerini ve çok az tanıdığımız taraflarını da ortaya koymaktadır. Cahit Zarifoğlu'nun sanatın teorik yönü üzerine "düşünmekten değil ama, konuşmaktan" fazla hoşlanmadığı öne sürülür. Bu kitapta, O'nun sanat ve edebiyatın teorik yönüyle de ilgilendiğini, düşündüğünü görüyoruz.
129.20 ₺ -
Yürekdede İle Padişah
Eşeğini kaybeden Yürekdede, pazardan küçük bir deve satın alır. Her yıl çıktıkları yaylaya gitmek üzere hanımı Ayşe Nine ile yola çıkarlar. Az giderler, uz giderler, dere tepe düz giderler. Konakladıkları yerde atlılar çıkar karşılarına. Onları doyurmak için "bir güzel söz, bir sevgiye" aldığı deveciği keser Yürekdede. Padişahın atlıların arasında olduğunu fark edemezler. Saraya davet edilirler. Sonra ne oldu, dersiniz. "Yürekdede ile Padişah" kitabı bu mutlu sona adım adım yaklaştıracak sizi.
61.20 ₺ -
Yunus Emre Divanından Seçmeler
unus Emre'nin ölümünden bu ana geçen yaklaşık sekiz asır, bize Yunus gerçeğini, Yunus felsefesini daha çok anmamız ve anlamamız gerektiği hususunda apaçık düşünceler sunmaktadır. Her ne kadar ölümünün 750. yıldönümüne denk düşen 1991 yılı, Birleşmiş Milletler bünyesinde yer alan Unesco tarafından tüm dünyada Yunus Emere Sevgi Yılı olarak ilan edilip muhtelif etkinliklerle kutlanılmış olsa da bu anışın yeterli olduğu söylenemez. Bu toplumun, bir gönül insanı olan Yunus'a borucunu ödeyebilmesi için onu tüm kuşaklara bıkmadan usanmadan anlatması gerektiğini unutmamalıyız.
68.00 ₺ -
Yaşamak
Yeni Türkçe'deki hatıra türünün en yetkin örneklerinden biri olan Yaşamak, toplumsal olarak bir ışığa dönüştürmek istediğimiz acıya, bireysel bir dünyada aydınlık sağlamaktadır. Zarifoğlu, çevremizde gelişen olayların gözümüzü yorduğu ve bizim, hayatın bütünsel akışıyla olan bağlarımızı güçlükle koruduğumuz dönemde, o bağlara canlılık veren birkaç şairimizden biridir. Yaşamak, şiirindeki derinliğin yol açtığı açılım getiren ve şaire ait iç dünyanın zenginliğini gözler önüne seren bir eserdir. Şair, yaşamayı varlık ve oluşun özüne dokunan bir derinlik içinde algıladığı ve arka planındaki hikmetle anlaşarak yaşadığı için, aynı hikmetin onun anlatımında parıldaması pek tabiidir.
108.80 ₺ -
Yalnız Efe
Ömer Seyfettin, en önemli hikayecilerimizden biridir. Hikayelerinde, çocukluk anılarını, bizzat yaşadığı Balkan Savaşı'nın üzücü olaylarını, bu olayların sebep olduğu acıları gerçekçi bir şekilde işlemiştir. Bazı hikayelerinde de Osmanlı kahramanlığını ve faziletini anlatır. Hikayelerinde, kişileri idealize ederek ama sadece bir üslupla verir.
44.20 ₺ -
Yaban Bağcı
romanımın kahramanı ipekböceği, kendi çevresine ördüğü kozasının içinde ölümü beklerken bir mucize oldu. Yüreğindeki sonsuz sevgi, ona hava oldu, nefes almaya başladı. Dürüstlüğü; su oldu kuruyup yok olmasını önledi. Adaleti yemek oldu; karnını doyurdu. Kozasının içinde bunlarla beslendi, büyüdü gün geldi kozasına sığamaz oldu. İşte o zaman koza dayanamadı çatladı. Özgür oldu. Bu yüzyılda, bu çağda bu masallara kim inanır derseniz, hadi başlayın hemen okumaya...
156.40 ₺ -
Türkülerden Seçmeler Karanfil Oylum Oylum
İnsan, içinde yaşadığı kültür ve uygarlıkla karşılıklı etkileşim içindedir. Kültür ve uygarlığı kuran insan, diğer yandan bu kültür ve uygarlık tarafından yeniden biçimlendirilir, özgün bir kimliğe kavuşturulur. Bu nedenle türkülerimiz, insanımızın dünya görüşünü, inanç ve değerler sistemini, kimliğini yansıttığı kadar kültür ve uygarlığımızın da izlerini taşır. Karanfil Oylum Oylum'u okurken, türkülerimize bu açıdan bakmayı da unutmamalıyız.
57.80 ₺ -
Türkiye'nin Demokratik Gelişimi ve Avrupa Birliği
Türkiye, insan hakları yolundaki çabalarını, kendi insanı ve kendi geleceği için yapmaktadır, AB istediği için değil. Esasen insan hakları kavramı Anadolu'da kul hakkı şeklinde sürekli var olmuştu, zaten Mevlana ve Yunus Emre'nin getirdiği insancıl değerler, süper güç olan ABD'nin Irak'ta, İsrail'in Filistin'de ve Avrupa'nın Bosna'da uyguladığı insan hakları anlayışından çok daha üstün ve derindedir. Çünkü tarihimizin dinamiklerinden gördüğümüz insan hakları kavramı, çok daha sindirilmiş, içselleştirilmiş ve özümsenmiş bir insan hakları anlayışıdır. Bu nedenle, özellikle teorisi, aslı ve özü itibariyle, günümüzün insan hakları demokrasi evrensel değerler anlayışı, kültür ve medeniyetimizle asla yabancı değildir.
248.20 ₺ -
Türkçede Deyimler
Deyimler, bir toplumun konuşma ve yazma dili için vazgeçilmez ifade araçlarıdır. Toplumun ortak anlayışını ve zevkini yansıtır. Ortak bir dil ve anlatım gücü kazandırır. Duygu ve ifade birliği oluşturur. Bu nedenle deyimler bir dili gerçek anlamda bilmenin en önemli göstergesi sayılabilirler. Deyimlerin anlamını bilmeyenler o dili gerçek anlamda biliyor sayılmazlar.
47.60 ₺ -
Tevhid Ve Şirk
Tevhid ve Şirk basit iki olgu değil, evrenin düzeninin temeli olan olgulardır. Tevhid, basit bir "Allah birdir" inancı değil, bilinçsizce birtakim hareketler gerektiren bir inanç değil, evreni içindeki tüm varlıklarla A' dan Z' ye kapsayan bir sistemdir. Tevhid yeryüzü için bir düzen, bir dünya görüşü, bir yaşantı biçimi, bir inanç ve kurallar bütünüdür. Şirk de aynı şekilde, insanların ve toplumların hayatını tümüyle kuşatan dinin adıdır.
61.20 ₺