-
Bize Göre
Devrinde şiirleri çok sevilmiş olan Ahmet Haşim nesir de yazmıştır. Bunlar da en az şiirleri kadar sevilip benimsenmiştir. Nesirlerinde bir üslup ustası olarak dikkat çeker. En basit konularda bile derin tahliller yapar. Nesir dili de şiir dili gibi işlenmiş, zarif bir dildir. Bunlar, küçük sohbet yazılarıdır. Bir objenin tasvirine yahut bir hayale dayanır. Ahmet Haşim, fazla uzun yazmaz. Az kelime ile sözlerinin daha tesirli olacağı inancındadır. Nesirlerindeki tasvirler bunlara estetik bir değer kazandırır. Fikri anlamda da basmakalıp görüşlerin karşısındadır. Bu yüzden nesirlerinde okuru şaşırtan bir özellik görülür.
57.80 ₺ -
Bir Vakti Namluya Sürmek
Ezanla değişen tabloların hepsi çok güzeldir ama yine de benim adayım akşam tablolarıdır. Bulutların peşine takılır, sürüklenirim dost iklimlere Pembenin, eflatunun, mavinin açıklı-koyulu ipek elbiseleri içinde bulutların secdesi, yeryüzünün bir sanat şâhikası olan eşsiz görünümüdür. Irmaklarda dinlerseniz âyet fısıltılarını. Sinmiştir her şeye ezanın rengi. Sisler arasında ayrılırken Kerkük'te bir minâre, Dicle kenarında ruhlara bir hoş musiki bırakır sabah ezanları. En sıcağında öğlenin, Kâbe kuşları ile sarmaş dolaş...
81.60 ₺ -
Bir Düş müydü Çocukluğum
Ebrar çok sık çocukluk anılarına, mazinin kurutulmuş gül yapraklarını andıran hatıra sağnağında seyahate çıkıyordu. Zira çocukluk yılları bir masal gibi çok mutlu geçmişti. Küçük kızın mütevazi çocukluğu, bir saray yaşamı ile değişilmeyecek kadar huzurlu idi. Tek katlı evleri büyük bir bahçe içerisindeydi. İşte bu bahçe düş denli güzel çocukluğunun en nadide köşesi idi.
74.80 ₺ -
Bir Değirmendir Bu Dünya
Bir Değirmendir Bu Dünya, şiirlerinden, anı yazılarından ve hikâyelerinden tanıdığımız Zarifoğlu'nu başka bir açıdan tamamlamaktadır. O herkesin entel takıldığı bir zamanda çevresindeki meraklı insanlara, dostlarına, okuyucularına ilmihal okumayı tavsiye ediyordu. Namazların tadil-i erkân üzere kılınmasını, gece namazlarına kalkılmasını, hanımlara iyi davranılmasını, çocukları adam yerine koyarak karşımıza almamızı, yollarda zikirle yürümemizi telkin ediyordu. Daha doğrusu müslüman olarak iç dünyamızı zenginleştirmek, çağa donanımlı bir müslüman olarak yetişmemiz için elinden geleni yapıyordu. Hem çocuklar için yapıyordu, hem de büyükler için. Bu kitaptaki yazılara, kendi yatağında sessiz, sakin ve içten içe maveraî uğultularla akan bir nehrin zaman zaman coşup kabarması olarak da bakılabilir.
129.20 ₺ -
Binbir Gece Masalları
Binbirgece masalları, doğu toplumlarının klasik masallarından biridir.Herhangi bir ülkeye ait değildir. Yüzyıllar boyunca yeryüzünün doğusunda yer alan her toplumun kendisinden bir şeyler kattığı anonim bir halk masalıdır.İçinde,yaşanan hayatın tüm unsurlarını; aşkı,ihaneti ve mutluluğu barındırır. Okuyanları, dünyadaki tüm sıra dışı yerler ve varlıklarla tanıştırır.Zorlu sınavlardan geçirtir ve olağanüstü serüvenler yaşatır.
108.80 ₺ -
Bilmece Bildirmece
Bilmecelerin en yaygın ve işlevsel olduğu ortam, her zaman evlerimiz olmuştur. Özellikle uzun kış gecelerinde yapılan toplantılarda oynanan oyunların yanı sıra bilmeleceler, en önemli eğlence öğesi olma özelliğine sahipti. İkiye ayrılan topluluk üyeleri, karşılıklı bilmeceler sorarak bu zeka oyununda üstün gelmeye çalışırlar, ileri sürdükleri koşullar ve yaptıkları pazarlıklarla bu etkinliği daha da çekci bir duruma getirirlerdi.
44.20 ₺ -
Belgelerle 2. Abdülhamid Dönemi
II. Abdülhamid, Sultan Abdülaziz'in, sebebi hala çözülmemiş olan esrarengiz ölümünden ve V. Murat'ın iki ay kadar süren kısa saltanatından sonra, Osmanlı tahtına oturdu. Osmanlı Devleti'nin en çileli döneminde otuzüç yıl gibi uzun bir süre idareyi kullanan Sultan II. Abdülhamid, çok değişik şekillerde ele alınıp incelenen tarihi bir şahsiyet olarak, tarihteki yerini almış bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun kişiliği ve dönemi en çok tartışılan padişahların biri olan II. Abdülhamid, sadece kendinden önceki dönemlerden intikal eden ekonomik güçlüklerle değil, aynı zamanda"Doksanüç Harbi"nin ortaya çıkardığı dış baskıyla ve Osmanlı imparatorluğu'nun dağılma süreciyle karşı karşıya kaldı. Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi'nde Osmanlı İmparatorluğu'nun geçirmekte olduğu bu özel zaman diliminin yansıtılması amaçlanmakta ve bu döneme ilişkin farklı alanlardaki gerçekler, belgelerle gün yüzüne çıkarılmaktadır.
136.00 ₺ -
Batı Günlüğü
Batıyla ilk kez 1994 yalında karşı karşıya, yüz yüze geldim. İlk seyahatimi gizemli bir batı ülkesi olan İsviçre'ye yaptım. Bunu, Hollanda, Almanya, Fransa, Avusturya, Lüksemburg gibi diğer batı ülkelerine yaptığım seyahatler takip etti. Pek çok kez tekrarlanan seyahatlerimde edindiğim izlenimleri çok düzenli olmasada günlükler halinde yazmaya başladım. Bu yazın eyleminde üstad Nuri Pakdil'in Batı Notları başlıklı eseri benim için istikamet verici bir düşün, bir esin kaynağı oldu. Söz konusu günlüklerde batıya ilişkin tespitlerin, izlenimlerin yanı sıra batının açmazlarına, batılılaşmanın sathiliğine dair açılımlarda bulunmaya çalıştım. Daha çok da günlüklerde, neredeyse yarım asra varan bir süreden beri batı ülkelerinde yaşayan ve yürekleri bölmelenmiş, bir yarısı Anadolu'da diğer yarısı Avrupa'da kalmış insanımızın hüzünlerine, acılarına, elemlerine, aynı zamanda umutlarına, beklentilerine de yer vermeye çalıştım.
122.40 ₺ -
Balıkçıl Kuşu ile Yengeç
Kelile ve Dimne Hintli Beydaba'nın hikmetli hikaye kitabıdır. Hükümdar Debşelem'in sorularını, Beydaba hayvan hikayeleri anlatarak açıklar. Beydaba da bir anlamda Debşelem'e öğüt veren bilge bir kişidir. Bu yönüyle Kelile ve Dimne, insanlığın mutluluğunu masal diliyle anlatan klasik bir eserdir. Kelile ve Dimne'deki hikayeleri "Kelile ve Dimne" ve "Balıkçıl Kuşu ile Yengeç" adlı iki kitap halinde okurlarımıza sunuyoruz.
44.20 ₺ -
Babalar Ve Oğullar
Babalar ve Oğullar dünya edebiyatının en önemli klasik eserlerinden biridir. 1800'lerin sonunda Rusya'da yaşanan değişimi ve kuşak çatışmalarını konu edinir. Roman kahramanlarından biri olan Bazarov'un etrafında dönen olaylarla eski le yeni, yenilikçilik ile tutuculuk , nihilizm ile romantizm karşı karşıya gelir.
122.40 ₺ -
Ano Yemendir
19. yüzyılda, henüz petrol, hatta uranyum bugünkü ünlerine ulaşmamışken, dünyanın başka değerlerinden söz ediliyordu. Altın, gümüş, ipek, baharat ve ilaç sanayinde kullanılan çeşitli bitkiler bunların başında geliyordu. Bu kaynaklar açısından Yemen, o dönemde, yani 18. ve 19. yüzyıllarda dünyanın sayılı coğrafyalarından bir tanesiydi. Hele önceki dönemlerde, Sabâ krallığının altın çağlarında Yemen, kendisinden çok söz edilen ülkelerden bir tanesiydi. Bu nedenle Yemen, yüzyıllar boyunca her çevreden insanın merakını celbediyor, her biri kendi alanında araştırmalar yapmak için Yemene gitmenin yollarını arıyorlardı. Dünyanın pek çok yerini görmüş olmama rağmen senelerimi verip üzerinde araştırma yaptığım bu ülkeyi görmemiş olmam beni üzüyor, okuduğum binlerce belgede adları geçen yerleri merak ediyor, bir gün oralara gidip görmeyi hayal ediyordum. Çok şükür Allah bana böyle bir imkânı nasip etti. Ben de bunu sizlerle paylaşmak istedim. Bu vesile ile Yemeni birlikte gezecek, uzun tarihinin nefhalarından nasiplenecek, dağlarından çiçekler derecek, binlerce yıllık geçmişinin yaprakları arasında dolaşarak, Yemenin neden Yemen olduğunu göstermeye çalışacağım. Bir zamanlar, biz Yemenliyi, Yemenli de bizi anlamamış; yanlış davranışlarımızdan dolayı türküler yakmıştık Yemen için, Ano Yemendir/ Gülü çemendir/ Giden gelmiyor/ Acep nedendir? diye Şimdi ise birbirimizi anlıyor, doğru davranışlar yapıp değiştirmek istiyoruz içimizi burkan bu türküyü. Çünkü artık biz Yemeni ve Yemenlileri, Yemenliler de bizi seviyor.
272.00 ₺ -
Andolsun Aşka
1970li yıllardan başlayarak oluşturduğu özel şiir diliyle Türkiyenin yaşayan şairleri arasında önemli bir yer edinen Cumali Ünaldı, Andolsun Aşka isimli kitabıyla uzun yıllardır beklenen çıkışı yapmış oldu. Cumali Ünaldı, şiirlerinde günümüz şiir dili yanında geleneksel şiir dilini de başarıyla uygulayan ender şairler arasında yer alıyor. Şiirlerini, bir taş ustasının dikkati ve sabrıyla kelimelere dönüştürüyor. Şiirlerinin taşıdığı duygu yoğunluğu ve ahenk nedeniyle hep sesli okunması gereken şiirler duygusu oluşturuyor.
197.20 ₺ -
Ağaçkakanlar
Anne ve baba ağaçkakanlar yıllar sonra dünyaya gelen yavruları Upuy'u korumak için uğraşırken garip olayları yaşamak zorunda kaldılar. Upuy afacan bir çocuk gibi aklına ne geldiyse yaptı. Bir türlü söz dinlemedi. Cahit Zarifoğlu bu kitapla kendi çocukluğunun acı tatlı günlerini anlatmış oluyor dolaylı olarak. Her çocuğun yaşayabileceği bir çocukluğu usta anlatımıyla önümüze seriyor. Çocukluğunuzun filmini seyreder gibi "Ağaçkakanlar"ı okumanızı tavsiye ederiz.
51.00 ₺ -
Ağaç Okul
"Afganistan olayı sessiz kalınacak bir olay değil. Fakat bu biraz da mizaç işidir diyebilirim. Bir heyecan işi. Bir şairin binlerce kilometre uzaktan bir heyecanı duyması ise oldukça kolay. Ben ilgilendim, onda enteresan dinamikler yakaladım, zaman zaman şiirleştirdim bunu."
51.00 ₺ -
Çalınan Savaş Milli Mücadelenin Romanı
Kendisi gibi düşünen insanların kanıyla sulanmış bu toprakları terkedecekti. Nasip olmamıştı işte. Yeryüzü yurttu artık kendisine. İnancını nerede yaşayabilirse, orası toprağı ve evi olacaktı. Miskin miskin, köşe bucak saklanıp solucanlar gibi bir delikte yaşamaktan bu yeğdi. Yahut mücadele edip, hayatı bu mücadelenin akışına bırakmak... Yüce bir davaya bağlanınca anlam kazanıyordu hayat...
45.00 ₺ -
Yakın Tarihimizde Camii Kıyımı
Yakın tarihimizde, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılar devrine ait; on bin kadar cami, mescit, tekke, medrese, imaret, türbe ve sıbyan mektebi gibi, hepsi tek tek çok önemil birer kültür mirası olan milli varlıklarımız yok edilmiştir. Bu kitapta, o eserlerin binden fazlasına dair bilgiler ve belgeler var... Bu vatan topraklarının bize ait olduğunu gösteren o hüccetler, o tapu senetleri acaba niçin yok edildiler? Niçin binlerce cami kapatıldı, satıldı veya kiraya verilerek, gayesi dışında, yanlış hatta çirkin işlerde kullanıldı? Depo, sevkiyat merkezi, düğün salonu, CHP ocağı, spor kulübü lokali, saz evi, ahır, hatta meyhane haline getirildi? Bu eserler, titizlikle bakılmaları, korunmaları ve restore edilmeleri gerekirken, niçin kıyıma tabi tutuldular? Bu kıyım 1950-60 arasında da devam ederek, yol açma bahanesiyle nice tarihi caminin temellerine kadar yıkılmasına sebep olur?
210.00 ₺ -
Osmanlı Devletinde Mevlevi Tarikatının Klasik Öncesi Dönemi 13-17. Yüzyıllar
Yazar bu kitapta, Mevlevi Tarikatının klasikleşmesinden önceki dönemde (13.-17. yüzyıllar) siyasî iktidarlarla kurduğu münasebetlerin yanısıra, tasavvuf anlayışı, bu anlayışın tarihî süreç içindeki değişimi, tarikat içindeki farklı yapılanmalar, adab ve erkânı ve diğer tarikatlarla olan münasebetleri üzerinde, birincil kaynaklarla beraber bu alanda yapılmış en son çalışmalardan da faydalanarak, detaylı bir şekilde durmuştur. Hz. Mevlana, unutulmamalıdır ki bir Mevlevi değildi. Onun döneminde yaşamış ve kendisine tabi olanlar da kendilerini Mevlevi olarak değil sadece birer Müslüman olarak isimlendiriyorlardı. Mevlevîlerin bir tarikat içinde teşkilatlandırılmaları ise Çelebi Hüsâmüd-Dîn ve Sultan Veled zamanında gerçekleştirilmiştir. Mevleviler inançları yolunda daha rahat hizmet edebilmek için hem devlet büyükleri ile hem de gayrimüslim ahali ile iyi geçinmeyi bir prensib olarak kabul etmişlerdir. Öyle ki Hz. Mevlana, bugün dünyanın en çok okunan yazarlarından biri olarak, vefat ettiği zaman cenazesini binlerce Hristiyan, Yahudî ve Süryanî gözyaşları içinde kabristana kadar izlemişlerdir.
150.00 ₺ -
Arabi Harfleri Terakkimize Mani Değildir
Milletlerin ve ülkelerin tarihlerinde akıl almaz arızalar vardır. Sonuna yaklaştığımız şu 20'inci asırda bizim de başımıza böyle tarihi kazalar gelmiştir. Bunlardan biri, bin yıldan beri kullandığımız yazının yasaklanıp değiştirilmesi ve yerine Latin yazısının kabul edilmesidir. Bugün bu inkılâp herkese tabiî geliyor ve bu değişim bir oldu bitti olarak kabul ediliyor. Peki, bunun getirdikleri ve götürdükleri nelerdir; bilançosu menfi mi, müsbet mi olmuştur? Orasını pek düşünen yok? (Önsöz)
150.00 ₺ -
Tarihi Vehhabiyan Vehhabiler Tarihi
Vehhabiler hisarın cihet-i şarkisinde ve metin metin ebniyeler içinde mahsur olanlara dahi mühaceme gösterdiler ise de bunları ele geçirmeye muvaffak olamadıklarından gurub-ı şemse kadar üzerlerine yağmur gibi kurşunlar yağdırarak biçareleri iz'ac ve çoğunu kal'a-i firdevse inhac ederek ba'de gurubi'ş-şems gerüye çekilüp yolları kesdiler... (Kitap'tan sf. 45)
180.00 ₺ -
İkinci Meşrutiyet ve II. Abdülhamid Hakkında
Muarızlarının yerin dibine batırdıkları, kötüleyip durdukları, aleyhinde bin çeşit iftira uydurdukları Sultan Abdülhamid Han bir siyaset dahisiydi. 1908'de İkinci Meşrutiyet'i ilan etmeye mecbur kalınca, zamanın şartlarına hemen intibak ederek meşruti bir hükümdar rolünü de büyük bir başarıyla oynamıştır. Düzmece 31 Mart Vak'ası ile tahttan indirilmemiş olsaydı, Osmanlı Devleti Balkan harbini ve Rumeli'yi kaybetmeyecek, Birinci Dünya Savaşı'na girmemiş olacaktı. Abdülhamid Han'ın şefkatli ve merhametli istibdadı, İttihatçıların ve Jön Türklerin sahte ve kanlı hürriyetinden bir kat daha yararlı idi bu devlete, bu millete.
72.00 ₺ -
Hayriyye
Milletlerin kültürü, onun klasik eserlerine verilen değer nisbetinde yaşar ve yücelir. Mazisinden, kendi öz kültüründen kopuk bir toplum dejenere olmağa mahkumdur. Bedir Yayınevi, ilk kitabı Hayriyye olan bu Osmanlı Klasikleri serisi ile, yeni nesillere, edebi kültürümüzün şaheserlerini sunacaktır. Bu kitapların kağıt, baskı, kapak ve diğer göze hitap eden taraflarına da elden gelen bütün özen gösterilerek, hem muhteva, hem de şekil itibariyle, halkımıza ve gençliğimize kıymetli bir dizi kazandırılacaktır.
66.60 ₺ -
Hayatımın Acı Ve Tatlı Günleri
Şadiye Sultan, merhum ve mağfur Sultan Abdülhamid-i Sani hazretlerinin kızı olarak yakın tarihimizin birçok önemli hadisesini bizzat yaşamış tafrihi bir şahsiyettir. Sultan Abdülhamid bilfiil saltanat sürmüş ve hakikaten halifelik yapmış bir hükümdardı. Dindar, müteşerri, birkaç tarikata intisabı olan; devletinin, ülkesinin, halkının huzur, güvenlik, refah ve saadeti için çalışan bir devlet reisiydi. Hakkında çok iftiralar edilmiş, yalanlar uydurulmuştur. Onu tahttan indiren sahte hürriyetçiler , koskoca imparatorluğu on senede bitirdiler, batırdılar. Şadiye Sultan binti Abdülhamid Han'ın hatıralarını duygulanarak, zaman zaman üzülerek okuyacağınızdan eminiz
66.60 ₺ -
Harflerimizin Müdafaası
Halide Edib Adıvar, Türkiye'de Şark Garp ve Amerikan Tesirleri adlı kitabında, Kemalizm’in Türkiye'de lisana ve tarihe yaptığı baskılar kadarını Stalin'in Sovyetler Birliğinde. Hitler'in Nazi Almanya'sında yapmadığını yazar. Gerçekten de böyledir. Memleketimizde 1928'de tepeden inme bir inkılâpla milletimizin bin yıllık millî yazısı yasaklanmış, yerine Latin harfleri getirilmiştir. Bugünkü Türkiye'deki maarif (milli eğitim), kültür, üniversite çöküşünün, toplumun yabancılaşmasının (aliénation) ve sosyal çözülme ve dağılmanın ana sebeplerinden biri de bu yazı devrimidir. Bu asrın başlarında kelime hazinesi 200 bini geçen Türkçemiz, yazı değişikliği ve sadeleştirme tahribatı yüzünden bugün, çoğu teknik terim olmak üzere, yirmi bin sözcüğün altına düşmüştür. Günlük gazeteler yayınlarında birkaç yüz kelime kullanabilmekte, halk kendi arasında iki-üç yüz kelime ile anlaşmaya çalışmaktadır. Millî-İslami yazımızın yasaklanması yüzünden arşivlerimizi, kütüphanelerimiz: dolduran milyonlarca kitap, risale, vesika anlaşılmaz hale gelmiş. İstanbul Üniversite'sinin kapısındaki büyük Türkçe kitabeyi profesörler bile okuyamaz hale düşmüştür.
16.25 ₺ -
Dürdane Hanım
Halkımıza okuma zevki aşılayan, gazeteciliğin piri olan ve bazıları dev çapta 300 kadar eserle kültürümüze büyük hizmetler eden Ahmed Mithat efendi'nin (1844-1912) bu son derece meraklı, heyecanlı ve ibretli romanı, bir asır önceki füsunkar İstanbul'un Boğaziçi sahillerinde geçmektedir. Bahar'ın başlangıcında erguvan rengine boyanan, kenarlarını zarif yalıların süslediği, yandan çarklı vapurların uzun bacalarından koyu siyah dumanlar fışkırtarak akıntıları aşmaya çalıştığı, kadınların yaşamaklı feraceli, çarşaflı peçeli, erkeklerin fesli, abani sarıklı olduğu, kaç göç bulunduğu ve artık geriye gelmeyecek olan Bogaziçi, o Dersaadet, o eski hayat... Dürdane Hanım'ı okurken geçmiş zamana yolculuk yapacaksınız.
150.00 ₺ -
Dil Davası Prof. Dr. Kadri Timurtaş ile Mülakat
Türkiye'nin en önemli on gündem maddesinden bir lisan ve edebiyat meselesidir. Lisanımız rejim ve resmi ideoloji terörü baskıları ve arılaşma inkılabı ile kansız ve cansız düşmüş ve güçlü bir devletin ve milletin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek hale gelmiştir. Bu eser, lisan buhranının iki ayrı bölümde incelemektedir: Birincisi, Burhan Bozgeyik'in hacimli önsözü; ikincisi merhum üstad Prof. Dr. Faruk Timurtaş hocamızla bu konuda yapılmış olan bir röportajdır. Bu eser, lisan ve edebiyat krizini Türkiye'nin gündemine koymak ve bu mevzuda çare ve çözüm üretmek husunuda kendi çapında bir hizmet ifa edebilirse, hazırlayan ve yayınlayan bundan mutluluk duyacağı gibi, merhum Timurtaş hocanın da ruhunun şad olacağı ümidindeyiz.
66.60 ₺ -
Çerkes Meselesi
Milli Mücadele'den sonra Türkiye'de bir Çerkes kıyımı ve tehciri yapıldığını kaç kişi bilir? Yakın tarihimizin hadiseleri karanlıkta kalmış, unutulmuş veya unuturulmuştur. Bizde iki tarih vardır: Resmî ideolojik tarih ile hakikî tarih. İkisinin arasında büyük farklılık bulunmaktadır. Tek parti diktatörlüğü zamanında, yakın tarihimiz ve bilhassa Kurtuluş Savaşı'yla ilgili gerçekler örtülmüş, yerlerine birtakım mitolojik hurafeler getirilmiş, aklar kara, karalar ak gösterilmiştir. Bu eser, Osmanlı Çerkes aydınlarından Mehmed Fetgerey Şeonu'nun 1923'te yayınladığı iki küçük kitabının bir araya getirilmesinden ve bazı eklerle zenginleştirilmesinden meydana gelmiştir.
72.00 ₺ -
Yalan Söyleyen Tarih Utansın Kutulu 12 Cilt
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!... Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi duyulmaz olmuştur!... Bu korkunç hak ve hakikat kalpazanlığı karşısında biz, şu seri kitabımızla bazı tarihi olaylara ışık tutarak yalan söyleyen tarihi utandırmaya çalıştık. Devam edegelen laf ü güzaf gürültüsü arasında gerçek tarihin sesini duyurabilirsek, vazife yapmış insanların bahtiyarlığına kavuşacağız.
376.00 ₺ -
Orta Boy Kadsemia Cüzü Kod 021
Milyonlarca insanın Kur'ân-î Kerim okumasını öğrendiği hattan Okuması çok kolay bilgisayar hatlı Geniş sayfa tasarımı 16,5 X 24 cm Ebat 32 Sayfa Şamua Kağıt Ürün Adet Ağırlığı : 0,064 Gr Toplu alımlarda özel indirimler uygulanır
19.20 ₺