-
Shadowghast -Karakasvet (Ciltli)
Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri’nin üçüncü macerasında, kasabanın geleneksel festivali Kasvet Gecesi için hazırlıklar devam ederken bir fenerin içine sıkışmış antik bir ruh olan Karakasvet tüm kasabayı ele geçirmek için pusuda bekliyor. Serinin üçüncü kitabında, yıllar önce ailesini kaybettiği bir gemi kazası geçiren Herbert Limon, geçmişindeki karanlık gölgelerle yüzleşirken kasabayı tehdit eden bir yaratığın peşine düşer. Diğer kasabalar bilindik festivallerle oyalanırken, Tuhaf Deniz Kasabası’nda işler her zamanki gibi tam tersi işler. Efsaneye göre, kasaba halkı Kasvet Gecesi’nde mum yakmaz ve hiçbir şovmen iskelede kukla gösterisi sergilemezse hakarete uğramış hisseden Karakasvet, kasaba halkının gölgelerini yakalayıp yutar. Bu yıl festival için kasabaya davet edilen profesyonel tiyatro ekibinden biri de Herbie’nin geçmişi hakkında şaşırtıcı haberler veren kuzgun saçlı sihirbaz Caliastra’dır. Tiyatrocular otele girer girmez Herbie’nin en yakın arkadaşı Violet’in koruyucusu da dahil olmak üzere kasaba halkı bir bir ortadan kaybolmaya başlar. Gerçeği kurnazlıktan ayırmak ve karanlık herkesi yutmadan önce Karakasvet’in gizemini çözmek yine Herbie ve Violet’e kalır.
281.25 ₺ -
Shadowghast - Karakasvet
Kasvet Gecesi’nde gözler gölgelerin üstünde! Tuhaf Deniz Kasabası’nda sular hiç durulmuyor. Kasaba halkını bu kez korkutan şey gölgelerinin peşine düşen acımasız bir canavar: Shadowghast, yani Karakasvet! Diğer kasabalar bilindik festivallerle oyalanadursun, Tuhaf Deniz Kasabası eşi benzeri görülmemiş bir festivale hazırlanıyor. Kasvet Gecesi, Karakasvet’in şanına yaraşır şekilde kutlanmalı. Mumlar yanmalı, şovmenler iskelede benzersiz kukla gösterileri sunmalı. Yoksa… Karakasvet hak ettiği saygıyı görmezse kasaba halkının gölgeleri tehlikede demek! Kasvet Gecesi için kasabaya gelen festival ekibinden biri, Herbie’nin geçmişinin gölgesini de yanında getirir. Kasaba halkının gölgeleri bir bir ortadan kaybolmaya başladığındaysa Herbie ve Violet için karanlık labirentlerden geçip tiyatro sahnesine çıkan bir maceranın kapıları aralanır. Geçmişi sırlarla dolu Tuhaf Deniz Kasabası’nda geçen bu macera, ödünüzü kopartacak! “Yaratıcı kurgusu, ürkütücü atmosferleri ve ilginç mizahı, okurları kitabın başından sonuna kadar sürekli eğlendirmeye devam ediyor… Okurlar tüyleri ürperirken mest olacaklar.” -Kirkus Review
221.25 ₺ -
İsrail Sorunu
Bu kitabı Paris’te 1983 yılında çıkaran yayınevi, İsrail’in Fransa’daki Siyonist lobisi tarafından iflas ettirildi. O günden bugüne kadar da hiçbir yayınevi bu eseri tekrar basmaya cesaret edemedi. Garaudy, bu eserinden 13 yıl sonra “İsrail, Mitler ve Terör” kitabını yazdı, fakat kimse yayımlamaya cesaret edemediği için, kendi adına bastırdı, haksız yere cezaya çarptırıldı, kitabın satışı ABD ve Avrupa’da yasaklandı. Bu eser, asla Yahudilere hakaret etmeyen, sadece siyasî Siyonistlerin gizli ve açık bütün emellerini gözler önüne seren, reddedilmez belgelere ve inkârı mümkün olmayan bilgilere dayalı bir dosyadır. Bu kitap, daha 1980’li yılların başında, Irak ve Suriye’nin bölünüp parçalanacağını kesin bir dille haber veriyordu. Yakınlarda Ortadoğu’da gerçekleşecek daha başka bölünmelere de dikkat çekiyordu.
148.00 ₺ -
Yaşanmış Şiir: Don Kişot
Don Kişot, Jül Sezar’dan da, Napolyon’dan da daha gerçektir. Onlar sadece tarih kitaplarında varlar. Don Kişot ise, sanki sahte gerçeğe meydan okurcasına, hayatımızda hep yaşar ve her an yeniden doğar. Benim üstadım Don Kişot’tur. Yirmi yaşından itibaren kendime rehber edindim onu. İdealin gerçekten daha doğru olduğuna inanan Don Kişot’u. Hiçbir fırtınanın baş eğdiremediği o kahramanı… Haklı bir davaya inanmışsanız, bedeli ne olursa olsun, onun uğrunda sonuna kadar mücadele etmelisiniz. Bu arada her eyleminizin karşınıza çıkardığı her yeni durumu da göğüsleyebilmelisiniz. Öylesi durumlarda ne cesaretsizliğe yer vardır artık, ne de mesele üzerinde yeniden düşünmeye. Benim açımdan dünyanın en büyük günahı, umutsuzluğa kapılmaktır. İman sahibi olmak ise, fırtına ve kasırgalara rağmen sabaha ereceğinize ve günle buluşacağınıza inanmak demektir. Roger Garaudy
99.90 ₺ -
Her Bi’ Şeyin İlginç Ve Kısa Tarihi
Bu kitapta, yaşanmış büyük tarihi olaylardan ziyade, kendi çaplarında olay olmuş masum şeylerin ilginç tarihçeleri var. Sadece yazılı değil, sözlü tarihe de başvurularak derlenmiş bu kitap, tarih dersi fobisi olanların, tarihi sıkıcı bulup alerji kapanların bile rahatlıkla alıp okuyabilecekleri, hatta okurken yer yer gülebilecekleri bir merak gidericidir. Gözlüğü burnumuzun üstüne kim koymuş? Gitar nasıl ortaya çıkmış? İlk ayakkabıyı kimler giymiş? Makyaj nereden gelmiş? Gelinlik neden giyilmiş? Yoğurt nasıl mayalanmış? Cep telefonu hayatımıza ne şekilde girmiş? Futbol bugünlere nasıl gelmiş? İnsan merak etmez mi, eder. Ayıp mıdır, değildir. Sorularınıza “Her şeyi öğrendin, bir bu mu kusur kaldı!” diye cevap verenlere inat okunacak bir kitap…
75.00 ₺ -
İlginç Hayatlarıyla Bilim İnsanları
“İzafiyet teorisi neydi?” diye sorulduğunda, “Soruyu tekrar alabilir miyim, biz daha o konuya gelmedik” gibi bahaneler bulmaya ARTIK SON!!!Bu kitabı okuduktan sonra, bilimle ilgili pek çok mevzuyu kolaylıkla anlayabilecek, hatta gerektiğinde tıkır tıkır anlatabileceksin…“Schrödinger kimdir, neyi bulmuştur?” denildiğinde “O da kim be, futbolcu mu?” demek yerine “Ha şu, kedili bilim adamı” diye cevap vermen, bundan böyle işten bile değil…Bilimsel bilgileri şakalaştırmadan, şakalanabilecek kısımlarını da bilimselleştirmeden, kıvamında bir üslupla, bilimi ve insanlarını en eğlencelisinden, en sıkılmadan öğrenilesi haliyle anlatan bu kitap, kendini sana keyifle okutmak üzere programlandı…Bu nedenle, “Bütün bunları BİLyİM, ama birazcık da GÜLyİM” şeklindeki talebini memnuniyetle yerine getirecek...
67.50 ₺ -
Sevmek Cesurların İşidir
Nasıl oluyor da bazı insanlar daha kolay ve güvenli ilişki kuruyorlar? Neden bazıları ilişkilerde katı ve tutukken bazıları daha esnek? Neden kimileri kolayca affederken kimileri yanlışlara ömür boyu takılıp kalıyor? Neden bazı insanlar yeniliklere kolayca adapte olurken diğerleri acı çekiyor? Neden bazılarımız için geçmişin atlatılması bu kadar zor ve gelecek kaygı dolu? Neden kimi insanlar sorunlar karşısında korkusuzken bazıları en küçük bir sorunda pes edip yıkılıyor? Zihin yargılarla çalışır ve her an yeni bir yargı üretir. Sonra bir an gelir ve bu otomatik kalıpların artık yaşam doyumumuzu kısıtladığını hissederiz. “Başka bir yol mümkün mü?” düşüncesi içimizde uyanır. O yolda kendimizle, alışkanlıklarımızla, otomatik pilotumuzla, duygularımızı nasıl işlediğimizle veya işleyemediğimizle, hasetle, şükranla, kayıpla, yasla, öz şefkatle, aşkla ve insan olmaktan kaynaklanan pek çok halle karşılaşır, bunları tecrübe ederiz. Bu tecrübelerden geçmek yani yaşamak için sevmek gerekir. Sevmek; aktif bir sevme işi ve iradi olarak verdiğimiz cesaret isteyen bir karardır. Sevmek cesurların işidir. Birini veya bir şeyi sevdiğimizde eyleme geçme ihtiyacı duyarız. Ona kalbimizde ve hayatımızda bir alan açar ve o alanda genişlemesini mutlulukla karşılarız. Üstelik bunu terk edilme, kaybetme ihtimalimize ve korkularımıza rağmen yaparız. Bir anlam dünyası inşa edebilmek için yola çıkarız. Öyleyse sevgisizlik aslında eylemsizlik ve korkaklıktır. Psikoterapist ve psikodramatist Ayşe Melek Sevmek Cesurların İşidir’de kendimizi keşfetme yolculuğumuza çok yönlü bir kılavuz sunarak rehberlik ediyor.
166.50 ₺ -
Kedi Olarak Hayatım
Leonard bir uzaylı. Onun hiçbir zaman bir adı olmadı. Ya da bir vücudu. Ya da en iyi arkadaşı. Leonard’ın galaksisinde yaşayan her uzaylı, üç yüzüncü doğum gününde ödül olarak dünyadaki bir canlının bedeninde vakit geçirmeye hak kazanır. Bu fırsat ayağına geldiği için çok heyecanlı olan Leonard, ulusal bir parkta orman koruyucusu olarak dünyaya gelmeyi beklerken kendini bir sokak kedisinin bedeninde bulur. Neyse ki Leonard’ın yolu Olive adındaki genç bir insanla kesişir ve birlikte bir yuva bulmak için yolculuğa atılırlar. Ben Cosmo’nun yazarından bir aile bulmanın ne demek olduğuna dair eğlenceli, dokunaklı ve sürükleyici bir hikâye.
150.00 ₺ -
Zoe'nin Masasından
Sevgili Marcus, Zoe’nin devamında ne söylemesi, ne yazması gerektiğine dair hiçbir fikri yok. Bir kız çocuğu daha önce hiç görmediği, on ikinci doğum gününde kendisine gelen mektuba kadar hakkında hiçbir şey duymadığı ve korkunç bir suçtan ötürü hapiste olan babasına ne söyleyebilir ki? Hem de Marcus asla suç işlemediğini iddia ederken… Marcus gerçekten masum olabilir mi? Gerçekler bir yerlerde gizli ve Zoe babasından gelen mektupları annesi ve üvey babasından saklamak zorunda kalsa da bu gerçekleri gözler önüne sermeye kararlı. Zoe, fırındaki stajında iyi bir iş çıkarmak ve ailesine Yemek Ağı’nın düzenlediği Genç Pastacılar Yarışması’na katılmaya değer olduğunu kanıtlamak için durmaksızın çalışır. Çünkü ünlü bir pasta şefi olmak Zoe’nin en büyük hayali ve bu yolda asla hata yapma lüksü yok. En büyük destekçisi, yakın arkadaşı Trevor da artık yanında olmadığı için yaşadığı tüm zorlukların üstesinden tek başına gelmesi gerekiyor. Aklının bir tarafında pastacılık, diğer tarafında ise babası Marcus varken Zoe, ölçülerini bilmediği bir tarifin içinde kaybolmuş gibi hissediyor. Yazar Janae Marks'ın bu büyüleyici romanı, engeller karşısında pes etmeyen, gerçeği araştıran ve doğru olduğuna inandığı şeyin peşinden koşan cesur bir kızı konu alıyor.
157.50 ₺ -
Cevabımız Var
Muhterem okuyucularım, Bu kitap boyunca ortaya koyduğumuz deliller, günümüzde dış ve iç kaynaklı reformist ve tahrifatçıların İslâm’a yönelttikleri organize saldırıları etkisiz kılacak mâhiyette Kur’ânî ve ilmî gerçeklerdir. Bunlar, bilerek veya bilmeyerek, kasten yahut aldanarak, İslâm’ın karşısına dikilen bozuk itikatlı ve ifsadcı ne kadar şahıs varsa, hepsini de susturacak, böylece mü’min kardeşlerimizin Ehl-i Sünnet üzere olan inançlarını önemli ölçüde koruyacak güçte delillerdir. Okuyup gereğini yapan bütün kardeşlerimizden Allah râzı olsun. Rabbimden niyâzım, bizi ve bu kitabımızı okuyan kardeşlerimizi şu âyetin tecellisinden nasipdâr eylemesidir: “… Biz hakkı bâtılın üzerine atarız da (o onun) beynini parçalar. Bir de bakarsın ki o (bâtıl) yok olmuştur.” (Enbiyâ: 18.)
56.00 ₺ -
Mısıra Sultanı Kuyudan Gelir
Kur’an kıssaları soyut ve yüksek hakikatlerin ete kemiğe bürünmesi, elle tutulur, gözle görülür hale gelmesidir. Özelde Yusuf kıssası genelde de Kur’ân kıssalarının tamamı bize tarihin akışının Allah’ın irade ve ilminden bağımsız ve başına buyruk bir gidişatının olmadığını gösterir. Özellikle kıssalar kronolojik olarak tersten okunduğunda tarihin yalnızca insanın eseri değil aynı zamanda Allah’ın mimarisi olduğu açıkça hissedilir. İnsan düşünerek ve kendini vererek Yusuf kıssasını okuduğunda, kıssa ile kendi ruhu arasında bir med-cezir yaşar. Bu kıssa, Allah’ın bir kulunu imkânsızlığın en dibinden imkânın zirvesine nasıl ulaştırabileceğine şahit kılar muhatabını. Hz. Yusuf’u kuyudan Kral’ın sarayına taşıyan olaylar zinciri, onun gördüğü rüyanın müjdesine giden yola döşenmiş taşlar mesabesindedir adeta. Yasin Pişgin, Yusuf suresi tefsiri olarak hazırlanan Mısır’a Sultanı Kuyudan Gelir’de Yusuf kıssasını kendi hayatımıza taşımamızın yollarını aşikar ediyor bize. Çünkü Hz. Yusuf’un kuyudan çıkışı, aynı zamanda bizim de kendi kuy(t)umuzdan ve milyonlar içindeki yalnızlığımızdan kurtulmamızın hikmet yüklü yoludur. Can gözüyle bakan, can kulağıyla dinleyenler için elbette…
203.50 ₺ -
-
Rabbini Dinle
Hayat nizamı belirleyen Kur'an'ın ayetleri arasından seçilmiş bir demetin ele alındığı bu çalışma, kısa maddeler hâlinde işlediği ayetleri birer ders malzemesine dönüştürüyor. İnsan ve toplumu, iç dünyaları ve sosyal ortamları şekillendiren ilâhî hitaba kulak vermeye çağırıyor okuru ve neyin nasıl yapabileceğiyle ilgili pratik teklifler getiriyor. Ezberlemesi de kolay olacak ayetlerin seçildiği çalışmada, açıklamalar için akılda kalıcılık ve uygulanabilirlik hedeflerine uygun bir yöntem izleniyor.
138.60 ₺ -
Benim Güzel Başörtülerim
Hey merhaba! Küçük dünyama hoş geldin. Biliyor musun? Ben süslenmeyi çok severim. Saçlarıma her gün farklı farklı şekiller veririm. Gel sana odamdaki süslenme köşemi göstereyim. Şu kurdelelerimin, tokalarımın güzelliğine bak. Ah; hele birbirinden renkli başörtülerimi bir görsen! Ben de senin gibi küçük bir kızım. Ama onları da kullanmayı çoook seviyorum. Zaten annem; “İstediğin zaman bu örtülerden kullanabilirsin. Onlar senin güzel başörtülerin.” diyor. Onlar BENİM GÜZEL BAŞÖRTÜLERİM… *** Merve Gülcemal, "Benim Güzel Başörtülerim"de minikleri meraklı, heyecanlı ve cıvıl cıvıl bir kız çocuğunun dünyasına misafir ediyor. Anneler ile kızlarının kalbini bu sefer âdeta başörtüsüyle bağlıyor, birbirine sıkı sıkı tutunsunlar diye…
97.50 ₺ -
Geçmişimi Yaktım Geldim
Bu kitap, geçmişini yakıp da gelmiş bir gencin hikâyesi... Yolunu kaybetmiş, kafası sorularla dolu, söz dinlemez, asi bir gencin... Sayfaları çevirip okumaya başladığında bu hikâyenin hayat kadar gerçek olduğunu göreceksin... Kendini bir anda merak ve heyecan içinde bulacaksın. Öyle ki; her cümlesi bir kor gibi yüreğine düşecek. Duygu yüklü ve hayret verici olaylar seni alıp götürecek. Bu yaşanmış içli hikâyeyi okumaktan ziyade yaşayacaksın. Bu hisle kitap bitene kadar elinden bırakamayacaksın. Ve en sonunda da; “Böyle bir son olamaz!” diye çok şaşıracaksın. * * * Günlerce etkisinden çıkamayacağın bu kitapla yeni bir hayata var mısını
120.00 ₺ -
Dönmelik ve Dönmeler
350 senedir Türk ve Müslüman gibi yaşayan Dönmelerin aslı nedir Sahte Mesih İzmirli Haham Sabatay Sevi kimdir.. Hayatı ve öğretisi… Sabatay, neden yalandan Müslüman oldu ve sonra neden döndü Sevi’nin kurduğu Dönme inancı nedir.. Kime Dönme denir.. 350 yıldır neden Yahudi ve Musevi kaldılar Yahudi isimlerini saklayıp, İslâm adı kullanıp neden gizlenirler Dönme kabilesi dışından evlenen bir Dönmeye ne yaparlar.. Yahudiler, Musevi olmak isteyen Dönmeleri neden geri kabul etmezler.. Dönme tarihinde karanlık noktalar mı var.. “Mum Söndü” söylentisi… Dönmelerin ağzından gizli hayatları... Nasıl yaşar, nasıl ibadet ederler Türkiye’de ne kadar Dönme var.. Reisleri ve gizli “havra”ları var mı.. Dönmeler ve Selanik… “Mübadele”de neden Yunanistan’da kalmak istediler.. Dönmeler arasında kalem savaşı ve ilk defa açıklanan asırlık sırlar... Dönmelerden :Yeter artık, ya tam Musevi, ya da tam Müslüman olalım” diyenler… Türkiye siyaset ve basın hayatında Dönmelerin tesirleri
61.20 ₺ -
Gizli Çehreler
Yakın tarihimizin üzücü, ürkütücü karanlıkları içinden, bazı maskeler ve onların arkasındaki çirkin yüzler. Ertuğrul Düzdağ’ın titiz araştırmacılığının ürünü olan gerçekten okunmaya değer bu eser, İttihatçıların akıl hocalarından, Lenin’in dostu Yahudi Parvus, Türkçülüğün öncü isimlerinden Yahudi olup asıl adı Moiz Kohen olan Munis Tekinalp, şaibeli bir gazeteci Fransız Madam Gaulis ve ilk kurşun efsanesinin kahramanı Hasan Tahsin ile ilgili şaşırtıcı bilgiler içeriyor...
81.00 ₺ -
Amerikan Başkanlarının Karanlık Tarihi
GÜNAHKAR BİR MAKAMIN ANATOMİSİ Amerikan Başkanlarının Karanlık Tarihi, 40’tan fazla Amerikan Başkanı’nın cinsel münasebetlerinden skandallarına, komplolarından CIA örtbaslarına kadar uzanan rezilliklerini ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Portre resimleri, dönemin hicivli karikatürleri ve şahane gazete kareleri dünyadaki en güçlü makamın gerçek yüzüne ışık tutuyor. Thomas Jefferson (1801-1809) Yabancı limanlara yapılan her türlü malın ithalatını veya ihracatını yasaklayan 1807 Ambargo Yasası’nı geçirdi. Ticarete ve endüstriye büyük zarar veren siyasi bir karardı. Franklin D. Roosevelt (1933-1945) İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon kökenli 120 bin erkek, kadın ve çocuğu hapseden Başkanlık Kararnamesi 9066’yı imzaladı. Richard Nixon (1969-1974) Önemli toplantıları Oval Ofis’te, hatta Beyaz Saray’da bile yapmıyor, “175 numaralı oda”da yapıyordu. Gizlilik onun için bir zorunluluktu ve yaptığı bu toplantıların havası bir kabine görüşmesinden ziyade komplo kokuyordu. William J. Clinton (1993-2001) Monica Lewinsky ile yaşadığı “cinsel ilişkiyi” reddettiği için mahkemeye saygısızlık suçu işledi. Ortaya çıkan deliller yalan söylediğini kanıtladı.
203.67 ₺ -
Cengiz Hana Küsen Bulut
“Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlak yozlaştırır!” Cengiz Han’a Küsen Bulut, büyük usta Cengiz Aytmatov’un olgunluk döneminin en güzel yapıtlarından biri, belki de en güzelidir. Bir yandan adaletsizliğin, totalitarizmin ve mutlak güç talebinin nihai sonuçlarını ve yarattığı emsalsiz tahribatı, bir yandan da her sonun bir başlangıç olduğunu, umudun direnmek demek olduğunu son derece edebi ve estetik bir biçimde anlatır.
56.94 ₺ -
Dişi Kurdun Rüyaları
Cengiz Aytmatov, ustalık dönemi eserlerinden biri olan Dişi Kurdun Rüyaları’nda insana, yaşama ve doğaya dair etkileyici bir hikâye anlatıyor. İnsan hırsının, acımasızlığının ve açgözlülüğünün doğada ‒ve ruhlarımızda‒ yarattığı yıkımı büyük bir ustalıkla okuruna sunan Aytmatov, romanında yaşamın; doğumla ölüm, sevinçle keder ve iyilikle kötülük arasındaki bitimsiz salınımını dile getiriyor. İdeallerinin peşinden koşan Avdiy’in adanmışlığının, afyon kaçakçıları ve avcıların zalimliğinin, Issık-Göl’ün kıyısında kendilerine sade bir hayat kuran çiftçilerin ve elbette dişi kurt Akbara’nın bozkırın engin topraklarında düğümlenen serüveni bir bakıma insanın yeryüzü tecrübesinin de hikâyesi...
94.90 ₺ -
Ahi Bir Ahi Evran Romanı
Bu kez sana, bütün bu derdime bir dert daha katıp birini anlattım. Hatta şöyle bir cümle kurdum kitabın içinde; “Kitaplar bazen birilerini hatırlatmak için değil başka birilerini unutturmak için yazılır ama biz bilmiyoruz diye onlar yok mânâsına gelmez ki.” İşte bu sefer öyle birini anlattım sana; Ahî Evran’ı. Elbette ismini duydun ve biliyorsun. Ama o kadar. Aslında kimdi? Neden önemliydi ve neden unutturuldu? Pek çoğuna cevap verebilirim belki ama hepsine değil. Zira dedim ya “söylemediklerim de var.” … Zamanı aşacak bir hikâyem var sana anlatacağım. Bugünü, dünü ve maziyi bir arada bulacağın bir hikâye.
142.50 ₺ -
Kızılelma 2 Büyük Kartal
Tarih keyfî değerlendirmelere tâbi tutulacak olaylar değildir. Tarih gerçeklere dayanmadığı takdirde hiçbir menfaat içermez. Nizam-ı Âlem maddeleri hakkında “kardeş katlidir” demek, gerçekten doğru bir tespit midir? Çandarlı Halil neden idam edilmiştir? Osmanlı Devletinde askerin ilk isyanı neden olmuştur? Fatih Sultan Mehmed gerçekten Hıristiyanlığa meyletti mi? Râfizîlerin ortaya çıkmasında Yahudilerin etkisi nedir? Şah İsmail kimdir? Yavuz Sultan Selim babasını neden tahtan indirdi? Din, vatan, devlet ve millet kavramları hassas bir denklemdir. İslâm hukukundaki kurala göre, zaruretler haramları mubah kılar. Şah İsmail İran’ın o günkü başkenti Tebriz’e girerken, zeytinyağı ile kaynar kazanlarda beş bin ehlisünnet Müslümanı “Hamdırlar, pişmeleri lazımdır.” diye yakarken... İsfahan’da Osmanlı elçilerine gövde gösterisi yapmak için Şah İsmail taraftarları minareden aşağı atlayarak meydan okurlarken... Şah İsmail kendi annesinin ölüm emrini verecek kadar gözü kararmışken... Türkmen reislerinden Murad Bey’i şişe geçirip kebap yaparken... Câmileri tahrip edip Kur’ân-ı Kerim’i ayaklar altında çiğnetirken... Özbek Hükümdarı Şeybek Han’ı öldürüp kafatasını Osmanlı padişahına gönderirken... Dulkadir topraklarına saldırıp katliam yaparken... Tokat’ta Şah İsmail adına hutbe okunurken... İran’da bir Şîa devleti kurulurken... Hasta ve yaşlı olan bir baba, kimi yerde tepkisiz, kimi yerde yetersiz abileri ve sorumluluk anlayışından yoksun olan vezirlere karşı Şehzade Selim nasıl davranmalıydı? Şartların normal olmadığı yerde elbette süreç de normal olmayacaktı. Bir babanın tahttan indirilmesi ne kadar dramatikse; din, vatan, devlet ve millet denkleminin bozulması daha da dramatik ve hassastır. Takdiri okuyuculara bırakıyorum, ama adalet ve insafı terk etmeden!
130.00 ₺ -
-
Rasullullah SAVin Muhammed ve Ahmed İsmi Şeriflerinin Hususiyetleri
Allâh-u Te‘âlâ şöyle buyurmaktadır: ﴿ وَاِذْ قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اِنّ۪ي رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَأْت۪ي مِنْ بَعْدِي اسْمُهُٓ اَحْمَدُۜ ﴾ “Hani Meryem oğlu Îsâ (peygamber olarak gönderildiği Yahûdî milletine hitâben): ‘Ey İsrâîloğulları! Gerçekten de ben, kendimden önceki Tevrât’ı doğrulayan ve ismi Ahmed olup benden sonra gelecek olan pek kıymetli bir Rasûl’ü müjdeleyen biri olarak Allâh’ın size elçisiyim.’ demişti.” (es-Saff Sûresi:6’dan) Cübeyr ibnü Mut‘ım (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre; Fahr-i Kâinât Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur: عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ رَضِيَ اللّٰهُ تَعَالٰى عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «... أَنَا مُحَمَّدٌ، وَأَحْمَدُ...» “… Ben Muhammed’im ve Ahmed’im…” (el-Buhârî, es-Sahîh, el-Menâkıb:15, rakam:3532, 4/185; Müslim, es-Sahîh, el-Fezâil:34, rakam:6254, 7/90; Mâlik, el-Muvatta’, rakam:844, 5/1461; )
99.00 ₺ -
Arzuhal
“İçinde mektup olan Mektubat’ı bir süre aradım, tahmin ettiğim gibi üst rafta duruyordu. Hemen tanıdım, tanımamak imkânsızdı, çocukluğumdan beri bu iki cildin kavuşma hikâyesi beni hep çok etkilemişti. İçeriği hakkında hiçbir şey bilmiyordum, ilgimi de çekmemişti. Ama Hâce’min her gün mutlaka bir parça okuduğu, özel zamanlarını ayırdığı kitaptı. Onları ayırmaya kıyamayıp her ikisini de raftan aldım, dayımın yatağının ucuna oturdum, kitabın sayfalarını biraz karıştırdıktan sonra sararmış zarfı buldum. Zarfın üzerinde, ‘Emanetime, Zühre’me’ yazıyordu. Ellerim titriyor, akan gözyaşlarım zarfın üzerine damlıyordu. Sakinleşmeye çalıştıkça içimdeki yangın daha da alevleniyordu. Zarfı aldım öptüm, kokladım. Nadide bir emanetmiş gibi titizlikle açtım. İç içe katlanmış sayfalardan uzunca bir mektup yazıldığını anladım. Hem bedenen hem ruhen sakinleşmeyi bekledim, yavaşça katlanmış kâğıtları açıp okumaya başladım.”
180.00 ₺ -
Bir Hayatı Okumak
Bazı hayatlar var ki meşaleler gibi. Taşıdıkları değerlerle ve mesajlarla yolumuzu aydınlatırlar. Kelebeklerin ışığa doğru uçması gibi biz de bu meşale hayatlara doğru kanatlandırdık gönlümüzü. Hayat acısıyla tatlısıyla, düzüyle yokuşuyla yaşanırken yorulduğumuz, bocaladığımız, düştüğümüz zaman bize toparlanıp yoluna devam etme gücü ve cesareti verecek insanlara öyle ihtiyacımız var ki… Bu kitapta, hayata bakış açımızı güzelleştirecek ve ufkumuzu genişletecek isimleri bir araya getiriyoruz.
119.00 ₺