-
Erzurumlu Emrah
Dil insanın sığınağıdır. Var olanı aşma tutkusunun esiri olan her kalp, hürriyeti onun bağrında arar. Kalbe ağır geleni kelimeler taşır. İnsana konuşmayı öğreten, onun engin bir umman olan kalbinin ortasına dil denen mucizeyi bir rahmet ve selâmet adası olarak bırakıvermiştir. Dili arayan, kendini bulur. İşte, Emrah’ın bütün bir hayatı ve şahsiyeti, şiirinde âdeta bir ırmak gibi akar ve bu ırmağa suyunu veren, onun kaynağını bağrında saklayan yüce dağ ise, Türkçedir. Türkçenin asır be asır işlenen toprağında, en nadide çiçeklerden biridir Emrah. Lisan zevki namına bize ait olan ne varsa önce gönlünde sonra dilinde mezcetmiş ve Türkçeyi Erzurum’dan başlayarak bir bayrak gibi il il dalgalandırmıştır.
60.59 ₺ -
Süleyman Han
Vehimi, Koca Kurt! Her köşe başından çıkıp dünyanın her yerinde düşmana aman vermeyen gözü kara yiğit! “İnsanın doğası nedir Vehimi? İktidar hırsına kapılıp riyakarların fitnesine kanan insana hırs neler yaptırır?” Değil mi ki kılıcın iki tarafı da keskindir, değil mi ki Sultan Süleyman en çok sana güvenmiştir… Anlat Vehimi, sorgucuların keskin gözlerinin içine bakarak anlat. Sen mi vurdun Sultan Süleyman’ı sırtından? Sağ kolu olduğun Hünkarına sen mi kıydın? “Süleyman Han’ın yanına, vefatından yalnızca yarım saat kadar önce girme fırsatı buldum. Derin, gürültülü soluklar alıp veriyordu Süleyman Han… Fısıldadım usulca, ‘Sultanım… Ben geldim Sultanım…’ Sessizlik… Ruhun umuda bakan aydınlık yüzü ile aklın gerçeğe bakan karanlık tarafı arasında bir gölge vardır. Beni o gölgeye iten de Süleyman Han’ın göz kapaklarında gördüğüm o bir anlık kıpırtıydı. Üzerine eğildim, ‘Hünkarım beni işitiyor musunuz?’ Biraz daha eğildim, yüzümü yüzüne yaklaştırdım, ellerimi yastığının iki yanına dayadım… Sonra…” Muhteşem bir devir kapanıyor! Görkemli bir rüya son buluyor! Kanuni ve Sultan kitaplarıyla okurları heyecanlı bir serüvene sürükleyen ödüllü romancı Okay Tiryakioğlu, üçlemenin son kitabı Süleyman Han ile karşınızda. Nefesinizi tutun; gerçek ile kurgu arasında ki bu kararsız yürüyüşte ihtiyacınız olacak.
196.10 ₺ -
Delilim Yok Kalbimden Başka
Bir sarı çiçek bulmalı şimdi.Oturup başına bir türkü söylemeli : ‘’Ben bağrımı toprak sandım taş imiş / Meğer taşa tohum ekilmez imiş .‘’ Bir sarı çiçek olmalı şimdi.Başında türkü söyleyen adama dönüp bir şiir okumalı : ‘’Taş taş değildir bağrındır taş senin / Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin.’’ Adam çiçek kokmalı o an, çiçek türkü yakmalı.Adamın yüzü sararmalı mahcubiyetten, Çiçeğin yüzü ağarmalı aşktan . Çiçek yüzünü adama dönmeli, adamın yüzü çiçeğe dönmeli. Adamla çiçek bir olmalı. Erimeli çiçek adam. Bir kalp kalmalı ondan geriye. Yokladıkça Allah, kokladıkça ah diyen bir kalp… ‘’ Elif lâm ra ‘’ İşte bütün hikaye …
115.60 ₺ -
Erzurumlu Bilge İmam Muhammed Lütfi Efendi
Muhammed Lutfî Efendi, namıdiğer Alvarlı Efe, doğduğu, yaşadığı ve eserler verdiği şehir Erzurum’un ilmî, ahlakî ve edebî geleneğine önemli ölçüde tesir etmiş bir gönül eridir. O hem Alvar Köyü’nü ilim, irfan ve sanat merkezine dönüştürüp burada geleneksel esaslara bağlı kalarak öğrenci yetiştiren bir müderris; hem halkı irşat ederek gönüller fetheden bir mürşit, hem de unutulmaya mahkûm edilen şiir dilini ihya eden bir hakikat şairidir. Müderris, mürşit ve şair olmasının yanı sıra Alvarlı Efe bir yanıyla da halkına önder bir imamdır. İşgal ve zulümle dolu zamanlarda kurduğu müfreze ile düşmana karşı en ön saflarda mücadele etmiştir. Muhammed Lutfî Efendi, imamlık makamının ilmi, irfanı ve vatanperverliğiyle hakkını vermiş, Peygamber mirası bu makamı şâd etmesi nedeniyle de ruhlarda ve zihinlerde derin izler bırakmıştır.
73.00 ₺ -
Erdem Bayazıtla Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar
Eğitimci, yayıncı, dergi yönetmeni ve editör, siyasetçi gibi sıfatların yanında Erdem Bayazıt’ı bugün aramızda yaşatan en önemli vasıfları hiç şüphesiz şairliği ve bir nesle ağabeylik yapmış olmasıdır. Lise yıllarından başlayarak şiiri, edebiyatı gündelik hayatlarında yaşatan Yedi Güzel Adam’ın gür seslilerinden biri. Büyük Doğu’dan Diriliş’e, Edebiyat’tan Mavera’ya kadar son 60-70 yıllık İslamî edebiyat ortamında yer almış, bu dergilerde yazıp çizmiş, gençlere yol göstermiş, onlara okuma aşısı yapmış bir ağabey. Erdem Bayazıt’ın dünya görüşünü, şiir ve deneme yazılarının yanında gazete ve dergilere verdiği röportajlarda da görüyoruz. Görüş ve düşüncelerini sadece şiir ve düzyazı ile ifade etmemiş, söyleyecek sözü olan bir kimse olarak aynı zamanda konuşarak ve anlatarak dile getirmiştir. Ünlü şiirinden mülhem “Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar” adı ile yayımlanan elinizdeki kitap, ömrünün son 25 yılında kendisiyle yapılmış röportajlardan meydana gelmektedir.
46.72 ₺ -
Düşünsene Hızır Bendim
“Düşünsene Hızır Bendim”, hayatlarında en az bir defa Hızır’a ihtiyaç duyanların hikâyesini anlatıyor. En az bir defa insan olmanın neredeyse zorunlu şartı olan çaresizliğini fark edip göğe bakanların,en az bir defa yağmur getiren fırtınalardan medet umanların… Yani hepimizin.
100.74 ₺ -
Divan Edebiyatında Tevhidler ve Muamma
Elinizde tuttuğunuz kitap, ‘hocaların hocası’ Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan tarafından kaleme alınmış olan “Divan Edebiyatında Tevhidler” ve “Divan Edebiyatında Muamma” isimli iki kitabın tek ciltte toplanmış hâlidir. Dört fasikülden meydana gelen Divan Edebiyatında Tevhidler’de Ahmedî, Şeyhî, Sadrî, Rabbânî, Fuzûlî, Nâbî, Şeyhî, Cevrî, Niyâzî-i Mısrî, Âlî, Arpaemîni-zâde Sâmî ve Yenişehirli Avnî’nin meşhur tevhidlerinin ayrı ayrı şerhlerinin yanı sıra ayrıca İran edebiyatında yazılmış olan tevhidlerdeki şer’î ve tasavvufî umdeler de incelenmiştir. Metinler incelenirken örnekler çok detaylı bir şekilde verilmiş, ayrıca verilen metinler üzerinden metin şerhinin seçkin numuneleri göz önüne serilmiştir. Divan Edebiyatında Muamma isimli eserde ise muammaların çözülebilmesi için gerekli teorik bilgiler izah edildikten sonra, çözümlenmiş misâller verilerek, konu etraflıca ele alınmıştır. Türk edebiyatının ilk doktoru, ‘Metinler Şerhi Profesörü’ Ali Nihad Tarlan’ın bu iki büyük eseri, uzun yıllar sonra yeniden okuyucunun karşısında.
122.64 ₺ -
Dadaloğlu
Bir elinde sazı, diğer elinde tüfeği ile haksızlığa boyun eğmeyen, doğru bildiği ve inandığı değerler için mücadele eden bir kahramanlık şairidir Dadaloğlu. Toroslar’dan vurduğu sazının teli tüm Anadolu’da yankılanmış; sesi, özgür yaşama arzusu yüreğinde tutuşan kimselerin nefesi olmuştur. O, yaşamı boyunca güzellemelerin yanı sıra kavgaları, cenkleri anlatan koçaklamalar söylemiştir fakat bugün epik bir şiir üstadından çok daha fazlasıdır. Onu, yaşamını ve yazdığı şiirleri anlamak, şüphesiz çağını ve bizzat Anadolu insanını anlamak demektir.
60.59 ₺ -
Borges mi Ben mi
Remzi Şimşek, kendisiyle yapılan bir söyleşide, neden öykü yazdığı sorusuna kısa ve net bir cevap veriyor: “Küçük bir çocukken sürekli oyunlar kurardım, şimdiyse öyküler yazıyorum.” Onun öykülerindeki şenlikli eda, tam da bu ifadenin gölgesinde düşünülmeli. Öykülerinde, rol yapmanın, komplo kurmanın, yalan söylemenin doğası üzerine düşünen yazar, kurmaca ve insan belleği üzerine, küçük “muamma”ları andiran şaşırtıcı manzaralar ortaya koyuyor. Üstelik tüm bunları Tarantinovari diyaloglarla örülü ve neredeyse tuhaflık derecesinde güçlü bir atmosferin içinde kalmayı başararak inşa ediyor. Borges mi Ben mi?, aynı zamanda hem bir çocuk oyununun saflık ve sahiciliğini hem de kadim bilmecelerin cazibesini taşıyor.
67.16 ₺ -
Batı Aklına Karşı Türkiye
Batı dünyasından gelen amansız hücumların asırlar boyunca bizlere neler getirdiğini ve nelere mal olduğunu ortaya koymak için Batı'da hâkim olan akıl çeşitlerinin işleyiş tarzını yine Batı'nın tanınmış filozoflarının ifadeleriyle ortaya koymak gerekir. Biz bu kitapta Batı'nın aklını Descartes'in Romalı filozof Seneca'nın aklı için kullandığı "müşrik akıl" nitelemesinden hareketle tasnif edip değerlendirdik. Üçlü tanrı anlayışına bağlananların aklına "müşrik akıl" dedik, Alla'a, dine ve peygambere inanmayanların aklına "münkir akıl" sıfatı zaten biliniyordu. Allah'ın birliğine, peygamberine ve kitabına inananların aklını da "mü'min akıl" şeklinde ifade ettik. Bütün düşünceleri ve hareketleri bu üç akıl anlayışına göre değerlendirmeye gayret ettik.
199.29 ₺ -
Başlangıçların Sonsuz Mutluluğu
Kökleri çok derinde olan hikayeler yazıyor Aykut Ertuğrul. Zamanlar arası dolaşan bir gezgine benziyor. Kahramanları seviyor, muhtemelen kendisi bir kahraman ve kendi kahramanlığını bu şekilde gizliyor. Elindeki kılıcı kalem gibi gösterecek kadar mahir bu konuda.Dördüncü öykü kitabında yeni bir serüvene başlıyor. Dinlenmiş, atını mahmuzlamış, kalemini kuşanmış. Başlangıçların Sonsuz Mutluluğunu yaşamaya hazır. ” Güray Süngü Onun öyküleri ;ileri çağırarak geri döndüren,durmanı isteyerek hareket ettiren, susmanı söyleyerek konuşturan harikulade bir çemberdir. Nihayetinde anlamın, dağın zirvesinde kümelenmiş bekleyişini bir çığ gibi okurunun üzerine düşürecek olan sesi de başlangıçların sonsuzluğunda yankılanır durur. Şüphe yok ki, çığın altında kalmak mutluluktur diyenlerin yazarıdır Aykut Ertuğrul.” Furkan Çalışkan “Aykut Ertuğrul, kavramın yerli yerinde kullanımıyla söyleyecek olursak, “yeniliklere bütünüyle açık” bir anlatıcı. Hayır, sizi şaşırtmayı sevmiyor fakat kendi şaşkınlığına, daha doğrusu kendi hayret duygusuna sizi sürekli ortak ediyor. Kuşağının belirgin, hatta belirleyici anlatıcısı olmasını da şaşkınlığını ve hayretini hiç yenmemesine borçlu zaten bence. “Anlatıcı diyorsun diyorsun da adam hikayeci yahu” mu dediniz? Efendim, “iyi hikaye”, anlatmaktan başka nedir ki?” İsmail Kılıçarslan
130.67 ₺ -
Aşık Ruhsati
Bir zaman Îcâdî bir zaman Cehdî ve en sonunda şeyhinden ruhsat alıp Ruhsatî mahlasını alan ozanımız Ruhsatî Baba, Nakşî bir halk şairidir. İslam erkânı ve Peygamber sünneti onun şiirlerinin en büyük dayanağıdır. 70 yıllık dünya hayatında kendisi gibi gurbette olan “dünyazedelere” şiirleriyle sılanın yolunu işaret eder, nefsin ve dünyanın oyunlarına karşı bizlere nasihatlerde bulunur. İçini ve dışını bir tutmayı, kardeşlik hukukunu gözetmeyi, yoksulu ve mazlumu korumayı ve haksızlıklara karşı durmayı şiirlerinde öğütlemiş ve bu sayede ümmet bilincini aşılayarak toplumsal huzuru sağlamayı amaçlamıştır. Ruhsatî’nin koşmalarının en temel özelliği kutsal bir murat taşıyor olmasıdır. O kutsal murat gâh hoşgörü olarak karşımıza çıkar, gâh namaz, gâh oruç, gâh sabır… Bir yoldur onun şiiri, okuyanı iyiye ve güzele doğru götüren.
73.00 ₺ -
Akdenizin Doğusu
Modern Arap Edebiyatı’nın en büyük temsilcilerinden Abdurrahman Münif’ten Ortadoğu’nun yıllardır değişmeyen siyasi atmosferine ilişkin çarpıcı bir eser. Münif’in tüm renkleriyle betimlediği Orta Doğu’da geçen roman, cezaevinde gördüğü işkenceler sonucunda sağlığını kaybetmiş Recep’i tedavi için Avrupa’ya taşıyan bir gemide başlar. Entelektüel bir muhalif olan kahramanımız beş yıl cezaevinde çeşitli işkencelere maruz kalır. Münif bu romanı ile bir mahkûmun gözünden özgürlüğü, yıllarını cezaevinde geçirmiş bir Doğulu’nun bakışıyla Batı’yı görmemizi sağlıyor. Arap toplumunun sosyal ve bireysel yaşamına dair sadece edebiyatın bizlere verebileceği bilgiler ise paha biçilmez. “Susuyordum... Fakat dış dünya kafamda bir ateş topu gibi koşmaya devam ediyordu... Bu dünya gerçekten var mı? İnsanlar hâlâ sinema kuyruğuna giriyorlar mı? Gülüyorlar mı? Bahçelerde oturuyorlar mı? Arabalar! Hâlâ caddelerde ilerlemiyorlar mı? Satıcılar, bakkallar ve müzeler? Ah ne çok özledim müzeye gitmeyi, ya kadınlar? Kadınlar büyük şehirde binlerce, on binlerce, her bir kadın çılgınca ve sıcak bir dünya...”
108.04 ₺ -
Abbara Bir Umudun Masalı
Kâfirun ve Sarı ile darbeler dönemine İç Anadolu bozkırından ışık tutan Ahmet Tezcan uzun bir aradan sonra çarpıcı bir şehir romanı ile Mezopotamya ve Mardin'in büyülü dünyasının kapılarını aralıyor. Abbara; Houston, Matera, Mardin üçgeninde umutsuz bir arayışın, hayâl ile hakikat arasında sürprizlerle dolu masalsı öyküsü. Şehir ve insanın; ihanetler, yalanlar ve zulümler karşısında, aşka, dostluğa ve umuda sarılarak sonsuza ulaşma çabası.. Her insan bir abbaradır, her abbara bir umut! Oysa ben; hayatıma yabancı bu şehirde, yerin metrelerce altında, umarsız yarasaların nemli kaya çentiğine tutunup baş aşağı uyuduğu soğuk, ıslak, küf karanlık su kanalında, bana dair bir iz bulmak ümidiyle, pili bitti bitecek el fenerinin sarı, titrek ışığında sürüklenen gölgeydim. Işık ve gölgeler şehri Mardin’de, ışıkla buluşmayı arzulayan siyah bir leke...
122.64 ₺ -
59 Yüz Portreler
Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır, Necmettin Asma bu kitapta fırtınalı dönemlerde feveran etmiş, insan olmanın yükümlülüklerini üstlenmiş 59 yüzü çizgisine taşıyor. Çizimlerini Necmettin Asma'nın yaptığı, metinlerini Güven Adıgüzel'in yazdığı "59 Yüz: Portreler", alışılmış portre çalışmalarından çok uzak. Kitap; Malcolm X, Şeyh Şamil, Necmettin Erbakan, Muhammed Ali ve Rachel Corrie gibi kuşandıkları vazife şuuruyla hareket eden isimlerin hem portrelerini içeriyor hem de bu isimlerin ışık tuttukları izleği ve şiar edindikleri meseleleri de okura işaret ediyor.
122.64 ₺ -
40 Makam 40 Anlam
Bu kitapta makâmların hem anlamlarını hem de duygu dünyalarını sizlere açıyoruz. Müziği ‘eğlence’ değil, bir ‘kendini ve özünü bilme’ aracı olarak gördüğümüz için makâmları da anlamlarıyla sizlere tanıtmak istedik. Hem zihninize hem de zevkinize hitap ederek... Bunun için bugün bilinen 119 makâmdan 40’ını seçtik. Bu kitapta 40 makâmın her birinin taşıdığı anlamı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Elbette çağrışım kişiden kişiye değişir. Biz makâmların anlamlarını hem mûsikî mirasımıza hem de kendi mûsikî birikimimize dayanarak ortaya koymaya çalıştık. Kitabımızı iki kısma ayırdık. İlk kısımda sizlere müziğimizin temel kavramları olan perde, makâm ve usûlün ne olduğunu teknik ayrıntılara girmeden sâde bir üslup ile anlatmaya çalışıyoruz. İkinci kısımda ise 40 makâmın özelliklerini, anlamını, çağrışımlarını açıklamaya çalıştık. Bir yandan da sazlarımız, bestekârlarımız, müziğimiz üzerine sohbet ettik. Size tavsiyemiz, her makâm için verdiğimiz örnek eseri dinleyerek o bölümü okumanız. Bir yandan kulağınız, bir yandan gözünüz ve ikisinin hitap ettiği gönlünüz o makâmla dolarak sohbetimize katılınız.”
178.85 ₺ -
16. Yüzyıl Osmanlı Düşüncesinin Kaynakları
Elinizdeki kitap, Osmanlı tasavvur dünyasına katkı sağlamış üç büyük isim olan Çivizâde, Ebussu’ûd ve Birgivî’nin ortak tartışma alanlarından hareketle 16. yüzyıl Osmanlı düşüncesine dair bir kesit sunmaktadır. Hususen 16. yüzyıl Osmanlı fıkıh ve tasavvuf düşüncesi üzerinden ilerleyen eser, ilk bölümünde ‘aklın teorik örgütlenmesi’ başlığıyla zihniyet kavramı üzerinde durmaktadır. Dâru’l-hadîslerin, aklî tasavvur imkânını nasıl etkilediği Kanunî devrinde açılan Süleymaniye Dâru’l-hadîsi etrafında tartışılmaktadır. İkinci bölümü oluşturan ‘ahlakın pratik yansıması: tasavvuf’ başlığı altında üç âlimin ortak münakaşa konuları olan raks-devran, sema ve vahdet-i vücud gibi konular yer alırken üçüncü bölümde ise her üç bilgine ait, ‘adaletin fıkhî biçimlenmesi’ olan fetvalara yer verilmiş ve adaleti inşa tarzları tahlil edilmeye çalışılmıştır.
30.66 ₺ -
Küller Altında Yakın Tarih Seti 6 Kitap Takım
Öncesi ve sonrasiyla tek parti devri Küller altinda yakin tarih 1 Yakin tarihin karadelikleri Yakin tarihte efsaneler ve gerçekler Korku duvarini yikmak Paşalarin hesaplaşmasi
135.78 ₺ -
Yakın Tarihte Efsaneler Ve Gerçekler
Mustafa Armağan yakın tarihi sorgulamaya devam ediyor. Armağan, bir yandan Cumhuriyetin Altın Çağı kabul edilen 1930’lu yıllarda Türkiye’nin Hitler Almanya’sına ekonomik yönden bağımlı hale geldiğini gösterirken, diğer yandan İstiklal Savaşı’nın başlangıcında bir ABD Başkanından yardım istenmesi hadisesine ışık tutuyor ve bu sorgulamalar kitap boyunca temposu hiç düşmeden devam ediyor. Kitabın satırlarında ilerlerken yakın tarihin örtülerinden sıyrılışına tanık olacaksınız. Kitaptan bazı ilginç başlıklar: * Musul defterini nasıl ucuza kapattık? * M. Kemal hangi karikatürcüye “artık çizme” demişti? * Hangi Cumhurbaşkanı darbecilere silah çekmişti? * Kim Amerikancı: Menderes mi, İnönü mü? * Mevhibe İnönü başını nasıl açmıştı? * CHP gençliği hangi Çanakkale rezaletine imza atmıştı?
37.23 ₺ -
Barbaros Hayreddin Paşanın Hatıraları
"Kendi halinde, deniz ticareti ile meşgul bir gencin, imanı, aklı, yüreği ve bileği ile dünyanın gelmiş geçmiş en büyük deniz savaşçısı ve kaptan-ı derya oluşunun, kendi ağzından yazılmış heyecanlı destanı... O genç, Hızır Reis'tir ve bu büyük adam Barbaros Hayreddin Paşadır. Barbaros Hayreddin Paşa, korkusuz bir kahraman, tedbirli ve akıllı bir kumandan, dirayetli bir devlet adamı, alçak gönüllü bir insan, yiğit ve aziz bir müslümandır. Böyle olduğu içindir ki, o bizden ve bizim içimizden biridir. Bizim öz büyüğümüz ve gerçek bir kahramanımızdır. Bu kitap, bizzat Barbaros Hayreddin Paşa tarafından söylenerek, yanındaki kahramanlardan Seyyid Murâdî Reise yazdırılmış bulunan ve "Gazavât-ı Hayreddin Paşa" adıyla meşhur olan eserden istifade edilerek kaleme alınmıştır."
51.10 ₺ -
Küresel Krizden Çıkış İslam İktisadı
İslâm, faizi yasaklayarak paranın üretime aktarılmasını temin eder. Üretim de istihdâmın yolunu açar. İslâm; infak, zekat, sadaka gibi kavramlarla zenginle fakir arasında muhteşem bir muvâzene tesis eder. Böyle bir toplumda burjuva ve proleterya diye iki ayrı sınıf oluşmaz. Bunun içindir ki, İslâm cihan devletlerinin hâkimiyet yıllarında -kapitalizmden korunmak için komünizmin ortaya çıkması gibi- varlığını İslâm karşıtlığı üzerine bina eden bir sistem zuhûr etmemiştir. Kapitalizmi kuran ve koruyan irade, İslâm’ın üretim ve istihdam merkezli yapısının sömürüye son vereceğini bildiğinden dolayı, İslâm’ı esas alan yönetim şekillerinin iktidardan uzaklaştırılması için her türlü yola başvurmaktadır. 2008 krizi göstermiştir ki, dünya ekonomisi faizi merkeze alan bir anlayışla daha uzun zaman yoluna devam edemez. Müslümanlar, emperyalist güçlerin büyük güç kaybettiği II. Dünya Savaşı sürecinde hazırlıklı olsaydı bugün siyasi noktada olduğu gibi iktisâdi alanda da refah düzeyini yakalayan bir “İslâm Dünyası” ile karşı karşıya olurduk. Kapitalizm’in sürekli ulusal ve küresel krizlere girdiği bir zamanda Müslümanlar, hem mevcût iktisâdi yapıya hem de İslâm iktisâdına vâkıf ilim adamları yetiştirebilirse yeni dünya, İslâmî ilkeler esas alınarak kurulacaktır. Emeksiz kazanç olan faizi, sömürüyü, değişim aracı olan parayı, niçin faizin haram, neden ticaretin meşru olduğunu, faizin enflasyonla münâsebetini, bir ülkenin İslâm’a ait olup olmamasına göre faizin hükmünün değişip değişmeyeceğini, çıkış yolu olarak faizsiz finansın nasıl ve neye göre tesis edileceğini anlatan, altı ana başlık, bir lahika ve sonuçtan oluşan bu kitap, kapitalizmin kriz nöbetlerine girdiği bir dönemde insanlara kurtuluş için İslâm İktisâdı’nın niçin tek seçenek olduğunu anlatmaya taliptir.
122.50 ₺ -
Arkakapak Yazıları
Arkakapak Yazıları çokluk Mustafa Kutlu’nun Dergâh dergisinin arka kapağında yayımlanan hikâyelerinden oluşur. Bu küçük hikâyeler kıssa geleneğinin yeniden üretilme çabasını yansıtıyor.
75.00 ₺ -
Yoksulluk Kitabı
“...Siz ey sağlıklı ve varlıklı olanlar. Ey işleri tıkırında gidenler. Ey karnı tok, sırtı pek, yüzü gülenler. Ey seçim kazananlar ve koltuğa kurulanlar. Ey dolar uçuranlar ve muslukların başını tutanlar. Siz ey güç odakları, silah sahipleri, söz ustaları. Beş vakit namazını cemaatle kılanlar. Gece teheccüte kalkanlar. Zikir ile coşup nara atanlar. Defalarca hacca gidenler. Bir koyup beş kazanan tüccar, yağlı müşteriye yaltaklanan esnaf; aracılar, tefeciler, bankerler. Ey mangalda kül bırakmayan siyasiler. Bilim babaları, akademisyenler. Emirle demiri kesebilenler. Unutmayın. Önümüz kış ve yoksullar sizi bekliyor.”
105.00 ₺ -
Rüzgarlı Pazar
Rüzgârlı Pazar yazarın önceki dört eserinden farklı olarak halk hikâyesinden masala doğru yürüyen bir özellik taşımakta. Bu kitap için “Bir kent masalı” tabiri kullanılsa yerinde olur. Mustafa Kutlu; bu uzun hikâyesinde esas itibarı ile “yoksulluk” temasını işliyor. Sevginin, dayanışmanın, merhametin destansı hikâyesini sunuyor.
120.00 ₺ -
İslam Evinde Çocuk Terbiyesi
Müslümanlar, kız çocuklarına, İslâm çağını başlatacak Yavuzları, Ebussuudları, Bakileri, Sinanları, Barbarosları yetiştirecek yarının muallimeleri olarak baksın. Anne diyelim, evlat diyelim, hala, teyze, kardeş diyelim yeniden kadınlara. Kız çocuklarını cahiliyede utancından mezara, modern zamanda para hırsından şehvet arenalarına gömenlere karşı bir onur savaşı başlatalım Hz. Muhammed’in (s.a.v) izinde. İnsanın varlığı kadının, kadın olarak var olabilmesine bağlı diyelim. Kızlar erkek kardeşleriyle birlikte büyüsün, aynı sofraya otursun -miras hariç- aynı kalite ayakkabıyı giysin. Birinin hakkını diğerine vermeyelim. *** İman ve ibadet muvâzenesinde bir hayat yaşayan çocuk sözüyle, aksiyonuyla ahlak âbidesi olur. İslâm’ı esas alarak hayatı yeniler, evi, cemiyeti yeniden kurar, kabuğa değil öze, propagandaya değil hakikate, ütopyaya değil ideale bağlanır. Güçlünün değil, hakikatin izini sürer. Süfli hayata uyum sağlaması noktasında en yakınları dahi ona baskı yapsa yine de eğlence merkezi yerine camiye gider. İstanbul’u uyandıracak, Kudüs’e hürriyet taşıyacak, Roma’yı sarsacak, Bosna’dan Kaşgar’a yürek yolları vuracak, haritaları yeniden çizecek kahramanlar, şahsiyetini iman, ibadet, cihad ve ahlak esaslarının inşa ettiği çocuklar arasından çıkacak. Bu kitap, o çocukların hangi babanın ocağında, hangi annenin kucağında büyük vazifeye nasıl hazırlanacağına cevap aramakta
105.00 ₺ -
24 Saat Müslümanca Bir Hayat
Mü’mini, imandan amele, abdestten namaza, zikirden istiğfara, selamdan musâfahaya, misafir ağırlamadan uğurlamaya, kalemden kelama, projeden inşaya, nişandan izdivaca, para kazanmadan infak etmeye, düğünden derneğe, taziyeden cenazeye, fertten cemiyete, evden çarşıya kilim dokur gibi ilmek ilmek hayatını irfanla dokumaya çağıran bu eser, Allah’a, Rasûlüne (s.a.v) ve cemiyete karşı onda ve terbiyesiyle memur olduğu evladında bir farkındalık oluşturmaya ve buna bağlı olarak bir şuur inşa etmeye taliptir. Evlerde, medreselerde ve iş yerlerinde kurulacak ders halkalarında babalar, muallimler, amirler ve tacirler nezaretinde bu eser okunur, Allah’a (c.c) ve Rasûlü’ne (s.a.v) ait ayetler, hadisler ezberlenir ve gereğince amel edilirse mekân değişir, zaman mübarek çağlarla irtibat kurar, işte o zaman ev de, iş yeri de İslâm okulu olma noktasında önemli mesafeler kat eder. Özlemini çektiğimiz müeddeb nesil, fabrikalarda değil, Allah (c.c) ve Rasûl (s.a.v) buyruğunun hâkim olduğu evlerde yetişecektir. İslam evinden mahrum olan Batı, bilimde-sanayide terakki ettikçe ahlakta tedenni etti. Büyük İslâm medeniyetinin ruh vereceği yeni dünyanın yüce devletinin tebâsı böyle bir sendrom yaşamayacak. Çünkü madde planında terakkinin yoluna açacak âlim ve arif gibi sanayici de mühendis de İslam okulu gibi faaliyet gösteren evlerde yetişecek.
105.00 ₺ -
Menekşeli Mektup
Eserde üç hikâye yer alıyor: “Menekşeli Mektup”, “Hacca gidebilmek” ve “Kar Üstüne Kan Damlar”. İlk hikâyede psikolojik gel-gitleri olan bir postacının hazin evliliği ile, mektuplarını götürdüğü villa sahibinin eşine duyduğu platonik aşk anlatılıyor. İkinci hikâye bir otobüs şoförünün hac seferini dile getirmektedir. Son hikâye ünlü Sarıkamış Harekatı’na katılan ve Ruslara esir düşen iki Türk askerinin macerasıdır. Bunlardan biri hastalanarak ölür, öteki Sibirya’da kaybolur.
97.50 ₺ -
Kapıları Açmak
Eserin kahramanı Zehra olmaz denilen şeyi oldurmak üzere, büyük şehir batağından kaçıp evine, baba ocağına döner. Orada yeni ve temiz bir hayat kurmak için mücadele verir. Yazar fonda son elli yılın Türkiye’sinde, kıyı kasabalarında vücut bulan sosyal değişimi kırık bir aşk hikâyesi etrafında işliyor.
112.50 ₺