-
Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz 1
Karabekir Paşa’nın askeri ve siyasi hayatında haksızlıklara uğraması yetmiyormuş gibi, tarih kitaplarından da emekleri silinmişti. Doğu Cephesi’nde zafer üstüne zafer kazanarak makûs talihimizi yenen Paşa, Sevr’i yırtan ilk antlaşmanın altına imza atmıştı. Savaş sonunda adına “Şark Arslanı” diye posterler basılıyor, özellikle Doğu’da savaşın gerçek kahramanı sayılıyor, adı efsaneleşiyordu. Ne olduysa savaş sonunda oldu ve Karabekir önce ordudan uzaklaştırıldı, derken Meclis’te mücadele ederken görüldü, sonra partisi kapatıldı ve ertesi yıl İstiklal Mahkemesi’nde idamla yargılandı. Gözetim altında tam 13 yılını geçirdi. İstiklal Savaşı’nı birlikte başlattığı ve en zayıf anında “Emrinizdeyim Paşam” diye desteklediği Mustafa Kemal Paşa ve çevresine eserleriyle muhalefet etti. MUSTAFA ARMAĞAN, Karabekir’in 1918-1922 dönemini kendi ağzından aktarıyor. Yıllardır susturulmuş olan Paşa’yı konuşturuyor. Onun gözüyle tarihimizi sarsan 4 yılın hikâyesini yazıyor.
18.25 ₺ -
İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
Aliya İzetbegoviç’in fikir dünyasının temel taşı, 1969 yılında kaleme aldığı ve ertesi yıl kendi imkânlarıyla, zorlu şartlar altında Belgrat’ta yayınlattığı, İslam Deklarasyonu’dur. Bu eser, hacim itibariyle küçük olsa da, hem yerel ölçekte, hem de dünya çapında etkili olmuş, büyük yankı bulmuştur. Öyle ki, eski Yugoslavya’nın Tito rejimi tarafından açık bir tehdit olarak algılanmıştır. 1983 yılında Saraybosna’da görülen Genç Müslümanlar (Mladi Muslimani) davasının en önemli delili olarak sunulmuştur. İslam Deklarasyonu’nu kıymetli kılan; Saraybosna’da yaşayan bir Bosnalı tarafından kaleme alınmış olmasına rağmen, tüm İslam dünyasına hitap etmesidir. Aliya İzetbegoviç, sadece Yugoslavya Müslümanlarının değil, tüm dünya Müslüman halklarının sorunlarına dair tespitlerde bulunmuş ve reçeteler önermiştir. Bu tespit ve reçeteler bugün de geçerliliğini korumaktadır. Aliya İzetbegoviç'in, 1983 yılında verilen 14 yıllık mahkûmiyet kararı aleyhindeki kanun yararına bozma başvurusu yani ünlü savunması ise ilk kez Türkçeye kazandırılarak, kitabın ikinci bölümünde yer almaktadır.
108.77 ₺ -
Bilinmeyen Yönleriyle İsmet İnönü Gerçeği
Geldi İsmet, kesildi kısmet Mustafa Armağan, İnkılap Tarihi’nin hesabı verilmemiş dosyalarından birini daha açıyor. Karşınızda “Tek Adam”ın “İkinci Adam”ı İnönü’nün gerçek yüzü. Görünüşte hep kazanmış gibiydi. Genelkurmay Başkanı, Garp Cephesi Kumandanı, Hariciye Vekili, Lozan “kahramanı”, Başvekil, bir daha Başvekil, CHP Genel Başkanı, Milli Şef, Reisicumhur, bir daha Başvekil… Bir zamanlar hakkında kahramanlık destanları yazılırdı. Karşılığında da kise-i şahaneden binlerce lira ihsanlar dağıtırdı İsmet Paşa. 1950’lerde Demokrat Parti karşısında üç seçim kaybederek hezimete uğradı. Milletin kendisini istemediğini anlamamakta inat etti. Tabii iktidardan düştükten sonra etrafı tenhalaştı, Tek Parti devri boyunca baskıyla mühürlenen ağızlar açıldı, eleştiriler ve suçlamalar birbirini takip etti. 27 Mayıs o cenazeyi diriltmeyi denedi, silah zoruyla yeniden başbakan yapıldı. Sonra kendi partisi ona isyan bayrağı açtı ve nihayet bu defa CHP’deki koltuğunu Ecevit karşısında kaybetti. Böylece daha hayattayken tarihin en büyük ‘loser’larından biri unvanını mezar taşına kazıttı. Ne o halkını sevdi, ne de halkı onu. Geldi İsmet, kesildi kısmet sözü 1940’larda halkın dilinden düşmedi. Mustafa Armağan, İnönü efsanesini belgeler ve bilgiler ışığında çürüttüğü kitabında “Zafersiz Kahraman”ın iç yüzünü olanca çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
85.41 ₺ -
Yeni Çağın Sıradışı Bilgeleri
Capra daha önce yayınladığı Tao of Phsiycs ve Turning Point kitaplarıyla doğu ve batı düşüncesini harmanlayarak büyük bir üne kavuştu. Bu kitapta ise yazdığı bu iki kitabın öyküsünü ve o sırada görüştüğü seçkin düşünürlerle olan diyaloglarını otobiyografik olarak dile getiriyor. Kitapta Heisenberg, Schumacher, Krişnamurti Alan Watts, İndira Gandhi gibi ünlü şahsiyetlerle görüşmeleri ve kitaplarını yazma aşamasında onların görüşlerinden nasıl yararlandığı anlatılıyor. Genel olarak otobiyografik bir anlatım var. Fizik, psikiyatri, psikoanaliz, sağlık bilimi gibi konularda Batıda o dönemin yeni yaklaşımları ve Doğu ilimleriyle ilişkisi ele alınıyor.
30.66 ₺ -
Doğal Doğum
“Kendini rahat bırak, düşünme, doğum düşünme işi değil... Zihnini bir kenara bırak. Bu dünya güvenli, bırak çocuğun gelsin… Bırakmayı öğren.Mutluluğun anahtarı budur. Doğum bir bırakma eylemidir; içindekini bırak, serbest bırak, tutma!” Opr. Dr. Gülnihal Bülbül Opr. Dr. Gülnihal Bülbül, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak hayatını mesleğine adamış ve bu ‘kutsal’ mesleği ‘ibadet’ aşkıyla yapan bir hekim… Mesleğini icra ederken “Neden bu kadar çok sezaryen yapıyoruz?” sorusunun cevabını bilimsel yöntemlerle aramak için Halk Sağlığı Yüksek Lisansı yapmış. Farklı okumalarla ve doğal doğum workshop’larına katılarak başladığı yolculukta, dünyanın çeşitli doğum kliniklerini ziyaret edip doğum uygulamalarını yakından gözlemlemiş. Türkiye’nin çeşitli bölgelerini gezip doğum geleneklerini ve eski ebelerin tecrübelerini araştırmış, kendi tecrübelerini onlarla paylaşmış... Bülbül, katıldığı her doğumun kazandırdığı eşsiz tecrübeleri, doğum yapan kadınların hikâyeleriyle birlikte paylaşıyor bizlerle. Bu kitap birçok anlamda alanında bir ilk olma özelliği taşıyor! Kadınlara anneliğin güzelliğini anlatırken, kadın olmanın ayrıcalığını yaşatıyor, içgüdüsel olarak doğurma arzusunu canlandırıyor. Doğumu doğal yoldan yapma cesaretini iade ediyor. Bu konuda çiftlerin özgüven kazanmalarına yardımcı oluyor. Babalara da doğumda nasıl davranmaları gerektiğini öğretiyor. Önceki doğumlarını sezaryen yapmış kadınları da doğal doğum konusunda cesaretlendiriyor! Doğumla ilgili zihninizde yer etmiş sıkıntıları, korkuları, endişeleri bir kenara bırakın, mutluluğunuza engel olan kilitleri açın! Çünkü doğum, bir kutlama, mutluluk, coşku, sevinç, tazelenme, temizlik, eskiye set çekme, yeni gelenleri kucaklama, masumiyet ve gayret... Bilinmeyene açılan bir yürek, dolup taşan ve zaman geçtikçe kendi yazgısını yüreğe kazıyan bir deneyim… Bu deneyimi en doğal haliyle yaşamak tüm annelerin, babaların ve bebeklerinin hakkı! Bu kitap hepimizin hakkı!
144.05 ₺ -
Hazır Alma Kendin Yap!
Çok değil, bundan 50 sene kadar önce tüm gıdalar mevsiminde taze olarak tüketilir, kışlık gıdalarsa yaz mevsiminin sonunda hazırlanıp kilerde saklanırdı. Bu hazırlıklar sırasında komşular birbirine yardım eder; imece usulü herkesin tarhanası, salçası, yufkası, eriştesi, turşusu tamamlanırdı. Zamanla toplumun yapısı değişti. Ninelerimizin yiyecekleri ‘eski’ diye küçümsendi. Evde yoğurt mayalamak ‘gereksiz bir uğraş’, salça yapmak ‘çok büyük bir eziyet’ haline geldi. Tarhana yoğuran, turşu kuran neredeyse kalmadı. Gıda endüstrisi “siz zahmet etmeyin, benden hazırını alın” diye reklam yaptıkça anneler inandı. Her türlü ihtiyacını market raflarından almaya başladı. Çocuklarına katkı maddeleri, kimyasallar, boyar maddeler, parfümler, zararlı yağlar ve şekerlerle hazırlanmış son moda yemekleri, reklamı en çok yapılan içecekleri verdi. Bugün, bize ‘kolaylık’ olsun diye sunulan endüstriyel gıdaların aynı zamanda ‘hastalık’ yaptığını da öğrenmiş bulunuyoruz. Anneannelerimizin tarhanasının, turşusunun kıymetini anladık. Ama bu arada, nasıl yapıldıklarını da unuttuk! İşte elinizdeki kitap, sağlıklı beslenmek adına yemek kültüründe kendi devrimini yapmaya karar verenler için gerçek ve doğru kaynaktır! 40 seneyi aşkın bir süredir halk mutfağımız ve yemek kültürümüz üzerine araştırma yapan Hülya Erol engin birikimini, anneanneden miras tariflerini, komşu teyzelerin mutfak sırlarını, köylerimizin usullerini paylaşıyor. Bizi eski zamanların ağaç gölgeleri, üzüm asmaları, kümesten kaçırılan yumurtaları, taze pişmiş yufkaları arasında güzel bir yolculuğa çıkarıyor…
134.00 ₺ -
Mutlu Ev
Halktan kaçtığınız korunaklı siteler, lüks mobilyalar, kartonpiyerler, ünlü mimarların dekorasyon önerileri mutlu etmeyecek sizi. Yüksek binalar ve beton eninde sonunda nefesinizi akıştıracak. 5+1 lerin, 4+2 lerin, akıllı binaların, yok satan mega projelerin fıtratınıza uygun olmadığını kavrayacaksınız. Eşyaların esiri olduğunuzu düşüneceksiniz. Gereksizce büyük ve çok sayıdaki odalar huzur vermeyecek. Yatırım amaçlı aldığınız yazlık da, ikinci, üçüncü evler de anlamsız gelecek! Mimar Semih Akşeker avinde huzur ve mutluluk arayanlara sesleniyor. Ayetler, hadisler ve gelenekler ışığında mutlu olacağınız ev projesini çiziyor!. Evin temelini ise adalet, tevazu, sadelik, güzellik/estetik, fanilik şuuru, mahremiyet, özgünlük, iktisat ve hüsn'ü muhafaza olmak üzere 9 Kurani ilke üzerine atıyor. Bu kitap, Batı taklidi modern mimarinin insanı hor gören şımarıklıklarından sıkılıp daha mürevazi, tabiatla uyum içinde yaşamak isteyenler için yazıldı. Peygamber Efendimiz'le aynı evi paylaşmanın nasıl bir duygu olduğunu merak edenlere ithaf olunur.
20.10 ₺ -
Aşkın Bir Noktası
M. Fatih Çıtlak, muhabbetle yaratılan, külli muhabbetten bir cüz olarak zuhur eden insanı, maksadına ulaştıran, bu uğurda pervane gibi döndüren cazibeyi, aşkı anlatıyor. Aşkın Bir Noktası’nda, zahirin bâtın ile uyumunu, kalbin akıl ile, tarikatın şeriat ile beraber yürümesini, cüz’ün daima küll’ünü istemesini, küll’ün ise her zaman cüz’ünü çekmesini, seyr u sülukun başının ve sonunun tevhid olduğunu, kalbin nur-ı Muhammedî ile buluşmasını hâsılı bir “bir nokta” hikâyesini okuyacaksınız.
185.50 ₺ -
Eyyubiler Haçlılar Karşısında İslamın Sağlam Bir Kalesi
- el-Melikü's-Sâlih dönemindeki sosyal ve kültürel hayatı irdeleyen bu çalışma bir doktora tezinden oluşmaktadır. el-Melikü's-Sâlih döneminde Eyyûbî devletini ele alan bu çalışma giriş ve üç bölümden meydana gelmektedir. - Çalışma da Eyyûbî devletinin tarihî seyri ele alınmış, el-Melikü's-Sâlih'in saltanatı dönemindeki siyasî ve askerî faaliyetleri, devlet teşkilatı ve sosyo-kültürel konular ele alınıp işlenmiştir.
49.00 ₺ -
İlk Hicret Habeşistan
Habeşistan hicretlerinin 1400. yılı anısına hazırlanan bu kitapta İslâm öncesi Habeşistan'ın Arap yarımadası ve Mekke ile münasebetleri, Müslümanların Habeşistan'a hicreti, Hz. Peygamber (sas) döneminde Habeşistan ile diğer siyasî ve kültürel münasebetleri ele alınmaktadır.
45.50 ₺ -
Eyyübiler Melik Adil Dönemi
VI/XII. yüzyılda Eyyûbî Devleti'nin ilk kurucusu olan Sultan Salâhaddîn'den sonra sultanlık makamına oturan Melik Âdil, taht kavgalarına son verip devleti yıkılmanın eşiğinden kurtarıp yükselmesine mazhar olan başarıları nedeni ile İslâm toplumunun büyük muhabbet ve takdirine şayan olmuş bir komutanın fetihlerinden bahseder. Eserin bir diğer bölümünde ise Eyyûbîler'in tarihçesi ele alınıp ardından Melik Âdil döneminde ki Eyyûbî Devleti'nin nasıl ve hangi şartlar ile iktidara gelindiğinden, devletin kuruluş, yükseliş ve siyasi faaliyetleri üç bölüm halinde anlatılmaktadır.
49.00 ₺ -
Bahri Memlükler İktisadi Ve Ticari Hayat
Bahrî Memlükler eseri bir doktora tezi olup Memlûkler Devleti'nin iktisadî ve ticari hayatını konu edinir. Eser üç bölümden oluşup konu başlıkları ise şu şekildedir: Memlûkler döneminde çiftçilerin durumu, dokuma, maden, Memlûkler döneminde sanayinin gerileme sebepleri, çarşı ve pazarların durumu ve son olarak devletin sosyal, idarî, malî yapı gibi konular ele alınmaktadır.
42.00 ₺ -
Osmanlı Dönemi Medeniyeti
Osmanlı Devleti, orta zamanlardan yeni zamanlara İslamiyet'i, İslâm Medeniyeti'ni ve Müslümanları temsil etmiştir. Osmanlı aynı zamanda kadim zamanlardan beri devam eden Türk-Kıpçak Bozkır, Roma-Bizans Doğu Avrupa Slav,Arap, Fars,Hind,Afrika Mısır-Berber kültür ve medeniyet birikimlerini de bir potada eriterek belli bir ahenge ve kıvama ulaştırmıştır.
66.50 ₺ -
Sermayem Yok Derdimden Başka
Olmanın bilgisi kitaplarda vardır ama kendisi olanla hemhal olmadan ele geçmez. Hal sirayet eder demişler. Derdin ne ise,ona sahip olanlarla beraber ol ki derman bulasın. Eşkıya olmak istiyorsan evliya eşiğinde tüketme ömrünü, velayet derdine düşmüşsen kendi kalbine eşkıyalık eyleme ! Kişi sevdiğinin kaderinden pay alırmış, hemderdini öyle bir sev ki derman senin olmamaya utansın
126.00 ₺ -
İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü
- Muhammed Emin Yıldırım hocanın önemli eserlerinden biri olan İnsani İlişkilerde İlahi Ölçü adlı kitapta insanın kendi ile ilişkisi, insanın Allah ile ilişkisi, insanın eşya ile ilişkisi, insanın insan ile ilişkisi ve daha birçok konular detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. - Özellikle insani ilişkilerde on altın kural ile Kur'ân da diyalog bölümleri de insanlarımıza rehber olacak nitelikte bir eserden oluşmaktadır.
28.00 ₺ -
Bilimin Altın Çağı
Her cümlesi akıcı! Her kelimesi sarsıcı! Bilim tarihinde olay çıkaracak bir kitap Matematikçileri bilgisayarın keşfine hazırlık yapıyor, hekimleri insan vücudunun damarlarında geziyordu. Mimarları yer çekimine meydan okuyan tasarımlar yaparken, gök bilimcileri yıldızlara ad verip uzayı keşfediyordu. Her ne kadar biz onların farkında olmasak da onlar yaşadığımız dünyayı bin yıl önceden şekillendirmişti. Okuyacağınız bu kitapla hem bilimin muazzam dünyasına yolculuk yapacak hem de üzeri örtülmeye çalışılan Müslüman bilim adamlarının icat ve keşiflerinin gerçek hikâyesine şahit olacaksınız. Ve okudukça “Allah'ım aklıma mukayyet ol!” diyeceksiniz. Bunun için ilk sayfayı açmanız yeterli; bir daha kitabı elinizden bırakamayacaksınız!
105.00 ₺ -
Bilgelerin Tarihi Nüzhetül Ervah
Şemsüddîn Muhammed b. Mahmûd eş-Şehrezûrî (ö. 687/1288’den sonra) İşrâkî felsefe ekolünün önde gelen filozof ve şarihi, aynı zamanda felsefe tarihçisidir. Nüzhetü’l-Ervah ve Ravzatü’l-Efrah antik filozoflarla İslâm filozoflarının hayatından söz eden geniş fragmanlardan oluşur. Baş tarafında İslâm öncesindeki Yunan düşünürleriyle belli başlı kadim filozofların anlatıldığı ve İslâm filozoflarından Sühreverdî’ye kadar gelen filozofların ve felsefe akımlarının tanıtıldığı eserin giriş kısmında müellif, felsefe faaliyetinin nasıl başladığından söz ederken ilk filozof olarak Hz. Âdem’i göstermektedir. Ardından Şît peygamber, “rabbânî hakîm” diye nitelendirdiği Empedokles, Hermes, Pisagor, Sokrat, Eflâtun, Aristo, Hipokrat başta olmak üzere İskender Afrodisî ile İbnü’t-Tayyib es-Serahsî, İbn Miskeveyh, İbn Sînâ, Şehâbeddin es-Sühreverdî el-Maktûl ve Fahreddin er-Râzî gibi İslâm düşünürlerinden itibaren kendi dönemine kadar ulaşanları ele alır. Geç dönem İslâm felsefesi ve Osmanlı düşüncesinin temel kaynakları arasında yer alan, felsefe ve ilâhiyat ansiklopedisi niteliğindeki bu hacimli eser beş bölümden oluşmaktadır. Eser şimdiye kadar birkaç defa basılmış, Farsça ve İngilizceye tam tercümeleri yapılmıştır. Osmanlı döneminde eserin belli bölümleri Türkçe’ye çevrilmiş olmakla beraber bu çalışmayla eserin tamamı ilk kez Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Yrd. Doç. Dr. Eşref Altaş tarafından tercümesi yapılan metin Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Hamidiye, 1447 numara ile Fatih 4515 numarada kayıtlı yazmalar esas alınarak hazırlanmıştır.
36.40 ₺ -
99 Soruda Lozan
1922-1923 şartlarını düşünerek ve Türkiye'nin o günkü uluslararası konumunu dikkate alarak bugüne kadar yapılan Lozan Konferansı ve Antlaşması değerlendirmeleri anlayışla karşılanmalıdır. Artık Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaştığımız bu yıllarda, Lozan Konferansı ve Antlaşması, uluslararası, bölgesel ve Türkiye açısından yeniden değerlendirilmelidir. Arşivlerin çeşitliliği, yayımlanan sayısız hatıraların varlığı ile yapılan binlerce ' araştırmanın ortaya koyduğu bilimsel gerçekler, bu sürecin yeniden değerlendirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu kitap, burada ifade ettiğimiz görüşler çerçevesinde yeni bir "Lozan Konferansı ve Antlaşması" okuma önerisi getirmektedir. Mevcut değerlendirmeleri önemli bulmakla beraber benim önerim, bu sürecin uluslararası sistem ve ilişkiler açısından çok taraflı bir şekilde yeniden okunması ve değerlendirilmesidir. 99 Soruda Lozan, Türk kamuoyunun yıllardır merak ettiklerini 'soru-cevap' tarzında bilimsel bir metotla cevap vermeye çalışan bir eserdir.
118.99 ₺ -
Söz Söyleme ve Diksiyon
Yıllarını tiyatroya, Türkçenin doğru ve güzel konuşulmasına adayan Can Gürzap’ın bu kitabı, konuşma sorunlarından beden anlatımına, nefes ve ses çalışmalarından fonetiğe, diksiyondan topluluk önünde konuşma yöntemlerine kadar geniş bir yelpazenin içinde, konuşmanın inceliklerini sunuyor okurlara. Söz Söyleme ve Diksiyon, oyunculuğu meslek olarak seçmiş kişiler, dilimizi doğru ve güzel konuşmak isteyenler, başarının kendini iyi ifade edebilmekten geçtiğine inananlar için gerçek bir rehber…
137.60 ₺ -
Yüreğime Dokunan Eller
Annemin beni eve hapsetmesiyle başladı esaretim, bazen başımı dışarı çıkarmak istediğimde babamın bakışları perdeliyordu hayallerimi. Büyüyüp okula başladığımda öğretmenim beynimi kelepçeledi, bir süre sonra da ‘elalem’ ordusu gönül gözümü kapatmaya çalıştı. Kendimi üzerine beton dökülmüş bir fidan gibi hissediyordum, üzeri örtülmüş sessiz, bırakılmış çaresiz. Ama ben beton duvarları yıkıp, kuşatılmışlıktan kurtulmak istiyordum. Etrafımı çevreleyen sınırların ötesine uzanıp, özgürlük denizinde yüzmek istiyordum. Gökyüzünde bulutlarla beraber süzülüp, esen rüzgarlarla birlikte dünyayı keşfetmek istiyordum. Beynimdeki masalı, yaşamımdaki efsaneye dönüştürmek istiyordum. Sence ben bunu başarabilecek miyim? Bu öykümün içinde sende varsın; üzüntülerin, mutlulukların, öfken, neşen, en önemlisi hayallerin. Geçmişin burada, haydi gel, geleceğimizi de beraber yazalım.
147.75 ₺ -
İçindeki Uyuyan Güzeli Uyandır
k doğar. Büyüdükçe kendini büyük zannedenlerin oturduğu tahtı sallamaya başlar. Minik güzelle baş edemeyen büyükler, öcü, cin ve dev gibi hayali canavarlarla onu uyutmak isterler. Minik güzel büyüdükçe gelenek, ayıp, disiplin, not korkusu gibi gözle görülmeyen silahlarla sindirilmeye çalışılır. Maalesef güzel doğanların büyük bir çoğunluğu daha gençlik çağına gelmeden uyur. Çünkü bizim eğitim adına verdiğimiz bilgilerin çoğu aslında onu uyutmak ve uykusunu derinleştirmekten başka bir işe yaramaz. Bu kitapta dünyaya muhteşem olarak geldikten sonra iyi niyetlerle uyutulan, içindeki güzelin uyuduğunu fark eden ve onu uyandırmak için çırpınan bir sevgi yolcusunun serüveni var. Eğer sen de içindeki güzeli uyandırmak istersen hadi gel arkadaş olalım. Bu kitabı okuyup arkadaşlığımızın tadına bakman amacıyla gözlerini dört dakika ödünç verirmisin? İçindeki güzel uyandırmayı beklerken sen hala neyi beklediğini hiç düşündün mü?
119.25 ₺ -
Kendimi Yaşamak İstiyorum
Merhaba, Şimdi sen bu kitabı eline alıp incelediğine göre ön kapaktaki başlık dikkatini çekmiş olmalı. Sen de artık kendini yaşamak istiyor musun? Başkalarının istediği ve beklediği gibi yaşamak seni de mi yoruyor? İnsanın istemediği bir hayatı yaşamak zorunda bırakılması ne zor değil mi? Kim bilir, senin içinde de ne fırtınalar kopuyordur. Dışarıdan görenler seni mutlu zannederken içindeki ateşin seni alev alev yaktığını nereden bilsinler, ruhunun derinliklerine gömdüğün sessiz çığlıkları nereden duysunlar? Aynı yollardan geçmiş birisi olarak sana kalbimi açıyor ve ellerimi uzatıyorum. Hadi gel, her şeye yeniden başlayalım. Elimizdeki malzeme sadece sevgi olsun! Çünkü sevgi her derde deva olan en güzel ilaçtır. Beni iyileştiren sevgi merhemini senin yaralarına da sürmek istiyorum. Buna müsaaden var mı
176.25 ₺ -
Asla Vazgeçmedim
Küçücük aklımı kurcalayan birçok soru vardı. Babama “Allah bize oturmaya gelir mi?” diye sorduğumda bana kızdı. Öğretmenime “Yağmur yerden havaya doğru yağsa gökyüzünde çiçek açar mı?” dedim, “Geri zekâlı! Otur yerine!” diye bağırdı. İmama “Sen peygamber olsaydın bize yine kızar mıydın?” diye sordum, “Estağfurullah.” deyip kulağımı çekti. Amcamın kızına “Ben okuyup büyük adam olacağım.” dediğimde “Salak, sen önce altını ıslatmayı bırak.” diyerek benimle dalga geçti. Okuyup bunlardan kurtulmak için ortaokula geldiğimde öğretmenim, bir savaşın tarihini ezberleyemediğim için “Saman kafalı, aptal, kuş beyinli!” diye hakaret etti. Hayaller kurdum: Çocukların gülüşüp oynaştığı, kimsenin kimseye hakaret etmediği, büyüklerin küçükleri ezmediği, herkesin birbirine sevgiyle baktığı, öğrencilerin okula gitmek için tatilin bitmesini beklediği… Ben kendimi işe yaramaz, kafası çalışmayan, pısırık, güvensiz, suçlu, korkak sanıyordum. Ta ki donarak ölmek üzere olduğum akşama kadar. Yeniden ayağa kalktım ve hayallerimden ASLA VAZGEÇMEDİM. Sonra ne mi oldu? Haydi gel, bu yolculuğa beraber devam edelim.
176.25 ₺ -
Sen Yanımda Ol Yeter
Kitap yazmak için odama kapandığım bir gün kendime eğitmen yaptığım kızım Zuhal yanıma geldi: “Baba, senin bir sözün var ya.” “Hangisi?” “Eğitim öğrenciye saygıyla başlar.” “Evet kızım.” “Ben de diyorum ki, yazarlık okuyucuya saygıyla başlar.” “Nasıl yavrum?” “Kitabının ilk sayfasında okuyucunun gözlerine dokunmak için izin iste.” Kızımdan aldığım o muhteşem ilhamla diyorum ki, eğer izin verirsen önce gözlerine dokunmak, sonra da yüreğine misafir olmak istiyorum. Müsaade var mı?
176.25 ₺ -
Kalbime Girmeden Beynimde İşin Ne
Derslere Nasıl Âşık Olabilirim? Hiç düşündün mü? Dersler senin düşmanın mı, yoksa dostun mu? Dersleri hor gören başarıyı zor görür Düşünceleri dayatmak insanları birbirinden uzaklaştırır, duyguları paylaşmak insanları birbirine yaklaştırır. Anne-baba ve öğretmenler mantıklarına uygun düşüncelerini çocuklarına dayatırlar. Oysa çocuklar duygularının peşinden koşarlar ve bütün çatışmalar bu yüzden çıkar. Benzinli arabaya ayran doldurduğunda onu çalıştırabilir misin? Bu, arabanın arızalı ya da ayranın bozuk olduğu anlamına gelmez; doğru yakıtı doğru yerde kullanmadığın anlamına gelir. Anne-baba ya da öğretmenin ‘çalış’ dediğinde içinden çalışmak gelmiyorsa; bu, onların yanlış konuştuğu veya beyninin arızalı olduğu anlamına gelmez. Şu anda eline alıp içinde ne olduğunu merak ettiğin bu kitap seninle dersler arasındaki buzları eritecek, derslere âşık olduktan sonra başarmana, hedefine ulaşmana ve parmakla gösterilmene destek olacaktır.
176.25 ₺ -
Sen Hiç Kendini Yaşadın mı
Biliyor musun bugün sende okunanların çoğu taa çocukluğundan itibaren sana yazılanlar, bugün sende görünenlerin çoğu küçüklüğünde ruhuna ekilenlerdir. “Bir tomurcuk gibiydim, ne zaman başımı toprağın üstüne çıkarıp filizlendiysem, bir çiçek olarak açmak istediysem kopardılar. Yeniden açmayı denedim, tekrar kopardılar. Adım Gül ama ben hayatımda hiç gülmedim. Kendimi yaprakları dökülmüş, dalları kırılmış bir ağaç gibi hissediyorum.” Koskoca bir delikanlı ya da genç kızken sınıfta arkadaşlarının önünde rencide edildin mi? Birine tepki göstermek isteyip de ayıp olur diye tepkini içine gömdün mü? Hakkını yiyenlere isyanını sadece dişlerini sıkacak kadar gösterebildiğin anlarda neler hissetmiştin? Aslında başarısızlık diye bir durum yoktur. Bizim başarısızlık sandığımız şey, öğretmenin dersi anlatma biçimi ile öğrencinin dersi öğrenme biçiminin uyuşmamasından kaynaklanan bir durumdur. “Babama ve kocama olan öfkem gözümü kör etmiş, içimdeki kor ateşin dumanı basiretimi örtmüş. Yaşanmamışlıklara olan hıncım aklımı sis perdesi gibi kapatmış. Korkak, pısırık, tedirgin, endişeli biri olarak yaşamışım bugüne kadar.” Bugüne kadar beynin seni kontrol etti. Şimdi sen beyninin kontrolünü eline alsan ve hayat otobüsünün direksiyonuna geçsen bundan sonra hayatında nasıl değişiklikler olacağını düşünebiliyor musun?
176.25 ₺ -
Cemil Meriçin Dünyası
Biz hakikatların sadece bir tarafını görmeye mahküm edilmişizdir. Oysa yalnız bir tarafını görmek, hiçbir şeyi görmemektir. Cemil Meriç Cemil Meriç'in Dünyası, onun dünyasına girmek isteyenlere bir davetiye ve onu bütünüyle tanımak isteyenlere bir anahtar kitap niteliğinde. Cemil Meriç hakikatleri peşin olarak verilmiş kabul etmeyen, bir başka deyişle onları 'çantada keklik' olarak, yani bir kere sahip olundu mu, ömür boyu elimizde kalacak bir meta olarak görmeyen; ancak uzun ve sabırlı arayışlar sonucunda kendisine adım adım yaklaşabileceğimiz kısmi ve geçici doğrular olarak gören bir yazar. Mustafa Armağan, Cemil Meriç'in eserlerinden yaptığı bu seçkide, daima 'arayan' cins bir kafanın, aynı zamanda nasıl 'susamış' bir gönüle dönüştüğünü, malumatla dolu bilgi ülkesinden bilgelik bahçelerinin coştuğu irfan diyarına doğru nasıl yoğun bir emekle kulaç attığını gözler önüne seriyor. Geniş bir bahçe, yasaklarla çevrili bir dünya. Ağaçlar, su ve hürriyet içinde dolaşan hayvancıklar. Trenler uğramaz o ücra yere. Petrol lambasının bir tarafında babam otururdu, bir tarafında ben. Konuşmazdık. Bazan ikimiz de okurduk. Bazan yalnız ben okurdum.
131.40 ₺ -
Yeniden Müslüman Olmak
Bir arayış içinde olmalı Müslüman. Neyi aradığını bilerek, kim için aradığının farkında olarak aramalı sevdasını. Nitekim arayışında kendi yüreğine dokunuşları, hissedişleri ve duyuşları olmalı. Bunların yanında serzenişleri de vardır elbette. Müslüman, kendi serzenişleri içinde boğulup giden birey gibi davranmamalı. Belki içe dönüklüğünün yanında dışa doğru cılız da olsa bir seslenişi olmalı. Bir ışık patlaması yaşamalı, yaşatmalı veya bir karanlığı aydınlatma meşalesi... Yüreklerinde dert, sızı ve keder taşıyanlar, alevlere doğru koşan kelebeklerin yanmalarına seyirci olamazlar. Biz Müslümanlar, bir tarağın dişleri veya bir bedenin organları gibiyiz. Dertler bizim, sorunlar bizim. Çözüm üretmek de bize düşer. Bu inançla kaleme aldığımız eserin, bireysel dönüşümlere vesile olması dileğiyle.
65.00 ₺