-
Yeni Dünyanın Kurtları
Çoğumuz fark etmesek de dünya, son bir iki asırda hızla değişti. Ahlâk, din, tarih, siyaset, sanat anlayışımız; konuştuğumuz dil; yaşadığımız mekânlar; aile ve iş hayatımız; kılık kıyafetimiz; zevklerimiz, fikirlerimiz vs. Hiçbir şey eskisi gibi değil… Dün için anormal olan bir şey, bugün normal kabul ediliyor ya da tam tersi. Peki, bunun sebebi nedir? Binlerce yıldır üç aşağı beş yukarı aynı kalan dünya, neden şimdi değişiyor? Bu inkılâp, tekniğin ilerlemesinden kaynaklanan tabii bir seyir mi; yoksa birileri tarafından organize edilen kontrollü bir değişim mi? Eğer organize ediliyorsa, bunu yapanlar kimler ve maksatları ne? Eskisinin enkazı üzerinde Yeni Dünya’nın inşa edildiği bir zamanda yaşıyoruz. Bu inşanın temelleri ihtilallerle atıldı; tuğlaları ise inkılaplarla konuyor. Açılışı da muhtemelen yine bir ihtilalle olacak. Mimarları ‘görünmez bir hükumet’ olan ‘Yeni Kudüs’ü görmek çok zor. Çünkü bu krallık sadece dışarıda değil, zihinlerimizde de yükseliyor. Görebilenler; bir şekilde aynı kalabilmiş ‘eski kafalı’ insanlar. Bizler, sürü halinde hareket eden koyunlarız; çobanlarımızı, ihtilallerde kaybettik. Bu kitap ise size, bizim kılığımızda, aramızda dolaşan kurtları anlatıyor.
130.00 ₺ -
İngiliz Derviş
Bu kitap, Türkiye’nin yakın tarihindeki hemen hemen her hadisede yer almasına rağmen adına kitaplarda pek rastlamadığımız İngiliz casus Aubrey Herbert’ın hayatını anlatıyor. İttihat ve Terakki liderlerinin ve Lawrence ve Mark Sykes gibi meşhur casusların yakın dostu Aubrey Herbert, Mustafa Kemal’i de evinde misafir etmiş İngiliz bir aristokrat. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunda büyük rolü var; fakat hep perde arkasında kalmayı tercih etmiş. Araştırmacı yazar Mehmet Hasan Bulut, bizim için bu perdeyi aralıyor. Aubrey Herbert’ın hayatı; Rothschild Ailesinin, Osmanlı Bankası’nın, İtalya Büyük Doğu mason teşkilatının ve İngiliz-Amerikan petrol şirketlerinin yakın tarihimizdeki rolü, Türk ve Rus İhtilallerinin müşterek tarafları, Ayasofya’nın müze yapılmasına kimlerin karar verdiği, Arap-Yahudi çatışmalarının temeli, Said-i Nursi ve Mehmed Akif gibi İslamcı kalemlerin çok bilinmeyen yönleri gibi mevzular başta olmak üzere yakın tarihimizde karanlıkta kalan noktalara da ışık tutuyor.
78.00 ₺ -
Masada Kaybedilen Vatan
Lozan’a giden heyetteki başkan İsmet İnönü hariç hiç kimse, bir zaferle dönüldüğü kanaatinde değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin hemen hemen bugünkü sınırının çizildiği Lozan Antlaşması, Türkiye’de antlaşma öncesi var olmayan hangi değeri ya da toprağı kazandırdı? Bu soru Lozan’a “zafer” gözüyle bakanların cevaplandırması gereken bir sorudur. Lozan’da heyetin herhangi bir ihmal veya acziyeti mevcut mudur? Ve bu acziyet neticesinde kaybedilen toprak var mıdır? Bu soru da Lozan’a “hezimettir” gözüyle bakanların payına düşen ve cevaplandırmaları gereken sorudur.
214.20 ₺ -
Ergenlik Döneminde 100 Temel Kural
Eskilerin "Bizim zamanımızda ergenlik mi vardı!" deyip kabullenmediği; yenilerin "Bizimki yine ergen takılıyor!" diye abarttığı ergenlik döneminin özellikleri nelerdir? Ergenlik, gerçekten problemli bir dönem midir, yoksa geçmiş yıllarda biriken problemlerin dışa vurulduğu bir ruhsal arınma dönemi mi? Ergenin aşırılıkları baskı ve yasaklarla mı, duygusal bağların kuvvetlendirilmesiyle mi çözüme kavuşur? Hepsi bir yana, kimdir ergen… Yetişkin midir, çocuk mu? Ergen; yetişkin bedeninde çocuksu ruha sahip bireydir. Yetişkinlere düşen, bu zor dönemde, elde olmadan sergilediği aşırılıkları, kabalıkları ve taşkınlıkları nasıl yönetebileceği konusunda ona yardımcı olmaktır. Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş, yetişkinlerin dünyaya bir ergen gözüyle bakabilmesinin ipuçlarını ve ergenlerle iletişim kurma yöntemlerini tek bir kitapta topladı. Ergenlik Döneminde 100 Temel Kural, bu döneme dair bir farkındalık kitabı…
166.50 ₺ -
Leyl Işıkları
İstediği her şeye sahip olabilecek güçte, varlıklı bir aile… Tüm bu servetin ortasında içindeki boşluğu büyüten evlat, Bulut… Yitip giden hayaller, solan sevgiler, huzura kavuşamayan yürekler… Maneviyat ve inanç peşinde bir arayışın öyküsü… Romanlarıyla hayata ayna tutan, eserleriyle yüzbinlerce okur tarafından tavsiye edilen Ahmed Günbay Yıldız, Leyl Işıkları’nda gençliğin modern hayatın karşısında yaşadığı buhranları gözler önüne seriyor…
214.60 ₺ -
Kutül Amare Osmanlının Son Tokadı
I. Dünya Savaşı sırasında General Charles Townshend komutasındaki İngiliz birlikleri, Osmanlı kuvvetlerinden kaçarak Kut şehrine sığınır. Karşılarında mücadeleden vazgeçmeyen, inatçı, Kûtü’l Amâre’yi İngilizlere bırakmayı aklından bir an bile geçirmeyen Osmanlı birlikleri vardır. Bir yandan açlıkla bir yandan Osmanlı kuvvetleri ile mücadele eden İngiliz birlikleri, Kûtü’l Amâre’yi geçip Bağdat’a ulaşmak için tüm imkânlarını kullanırlar. Ancak İngilizlerin hesap etmedikleri tek şey; her ne pahasına olursa olsun, çetin çatışmalara, esir düşmelere, verilen şehitlere, açlığa, sefalete rağmen Osmanlı’nın Kûtü’l Amâre’yi İngilizlere bırakmayacak olmalarıdır. Kûtü’l Amâre; Süleyman Askeri Bey’in, Mehmet Muzaffer’in, Hamza Osman ile Gazi Osman’ın, Murat Çavuş’un, Mehmet Fazıl Paşa’nın, Albay Nurettin Bey’in ve Halil Paşa ile cefakâr askerlerinin yazdığı destandır… Kûtü’l Amâre; Osmanlı’nın son tokadıdır… “İşte Türk kararlılığının İngiliz inadını kırdığı birinci olayı Çanakkale’de, ikinci olayı burada görüyoruz.” “Bugüne Kut Bayramı adını veriyorum. Ordumun her ferdi her yıl bugünü kutlarken, şehitlerimize Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar okusunlar. Şehitlerimizin yüce ruhları şad olsunlar, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcülük etsinler.” Mirliva (Tuğgeneral) Halil 6. Ordu Komutanı
103.60 ₺ -
Devletin Derin Aklı
Devletler Ötesi Bir aklın kuruluşuna gidiyoruz. Bozkurt ve Hızır Ata’nın benzerliği neydi ? Hızır Ata’nın Hun Türklerindeki önemineve ilk defaokuyacağınız hikayesine inecek, Eski Türk adetlerinin köklerini bulacağınız bu serüvende, devletler üstü sırları ve daha birçok çarpıçı tarihi gerçeği bu kitapla keşfedeceksiniz. Ulaşacağınız bu sırların günümüze yansımalarını ve bu yansımaların nerelere kadar uzandığını okurken, kitabın akıcı üslubunun sizi heran şaşkınlığa sokabilecek kadar donanımlı sayfaları arasında kaybolmaya başlayacaksınız. Size anlatılanları okurken tek yapmanız gerekense verilen parçaları birleştirmek. Karşınıza çıkacak her şey için şimdiden hazır olun.
105.00 ₺ -
Cengiz Han Rüzgar ve Ateş İmparatorluğu
“Gök Tanrı’nın kılıcı, ateşten kamçısı, yedi cehenneminin ateşi, yeryüzündeki gazabıyım ben!” Doğduğunda bir damla kan pıhtısı vardı avucunda. Ağladığındaysa gözlerinden kanlı yaşlar dökülüyordu. Tabii sadece bu özellikleri değildi tüm dünyaya nam salan… Bir fırtına gibi esip bütün dünyayı toza dumana bulayandı Cengiz Han. Kendi milletinin dışında bütün dünyanın tarihini geri dönülmez biçimde etkileyendi. Bir kabileden dünya fethine girişecek güçte bir millet uyandırandı. En önemlisi de dünya tarafından acımasız ve kana susamış bir fatih gibi gözükse de aslında yalnızdı Cengiz Han. Dostuyla düşmanıyla, zaaflarıyla başarılarıyla, gücüyle güçsüzlüğüyle, zaferiyle yenilgisiyle ve en önemlisi de herkesten sakladığı yüreğindeki en büyük sırrıyla… Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, okurları tarafından “günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu, bu romanıyla tarihte çok önemli bir tuğlayı yerine yerleştiriyor. Cengiz Han/Rüzgâr ve Ateş İmparatorluğu; aşkla savaşı bir arada yaşayanların kitabı…
277.50 ₺ -
Yeni Akdeniz Diyeti
Fazla kilo alımının ve kronik hastalıkların önlenmesinde en faydalı beslenme tarzı olan, UNESCO’nun tarihi miras olarak kabul ettiği Yeni Akdeniz Diyeti’ni, ülkemizin konusunun önde gelen uzmanlarından Endokrinolog Prof. Dr. Metin Özata ve Gastroenterolog Uzm. Dr. Atilla Bektaş ortaklaşa anlatıyor.16 ülkeyi kapsayan geleneksel Akdeniz diyeti; Güney İtalya, Yunanistan ve Girit Adası’nda tipik olarak uygulanmakta olup diğer ülkeler ve bölgeler arasında heterojen özellikler gösteriyor. Ülkemizde de Ege Bölgesi’nin beslenme alışkanlıkları geleneksel Akdeniz diyetiyle benzer özellikler taşıyor. Yeni Akdeniz Diyeti masa başında hazırlanmış bir formülasyon diyet değil! Yüzlerce yıl öncesinden gelen, yaşanılan coğrafyanın özelliklerinden de etkilenen, beslenme alışkanlığı ve bir yaşam şekli. Bu beslenme şeklinin Yeni Akdeniz Diyeti olarak adlandırılmasının nedeni, geleneksel Akdeniz diyetinin yeni bilimsel araştırmalarla yeniden şekillendirilmesidir.Yapılan bilimsel çalışmalar, Yeni Akdeniz Diyeti’nin kişide sağlıklı olma halini artırdığını, özellikle fazla kilo, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı gibi kalp ve damar hastalığına neden olan risk faktörlerini ve bu hastalıklara bağlı ölümleri azalttığını gösteriyor. Bu beslenme ve yaşam tarzı yaşadığımız toprakların ürünü olduğu için, uygulayanlara şifa, zindelik, enerji, güçlü bağışıklık ve mutluluk getiriyor.
20.10 ₺ -
Yemezler
Çok değil, olsa olsa otuz yıl kadar önce hayatımızda “bozulabilen” gıdalar vardı. Çürük yumurtanın berbat koktuğunu, günlük sütün fazla bekletilince kesildiğini, tavuğun tencerede bir-bir buçuk saatten önce haşlanmadığını bilirdik. O zamanlar yoğurt dayanıklı beyaz eşya gibi değildi, ekşirdi. Oysa şimdi… Market rafları ve buzdolapları isteseniz de bozulmayan yumurtalar, ekşimeyen yoğurt, bozulmayan UHT süt, yirmi dakikada pişiveren piliçlerle dolu. Endüstri, insanın mikrop fobisini sonuna kadar kullanarak steril gıdalar üretmeyi başardı ve bunu yaparken Batı bilimini de arkasına aldı, dolayısıyla hiç kimsenin söyleyecek sözü kalmadı. Sonuçta bilim destek verince, bilimsel çalışma verileri ortaya konunca akan sular durur. Buna karşılık, gıdaların değişen (ve fakirleşen) içeriğiyle değişen (ve artan) hastalık profili arasında sıkı bir bağlantı olabileceği üzerinde duran; gıda niyetine tükettiğimiz, doğal içeriğini tamamen yitirmiş, raf ömrü yıllarca bozulmayacak denli uzun olan ürünlerin yarattığı riski irdeleyen olmadı.Bizler de dayatılanı olduğu gibi kabullenmekle yetindik. Gel zaman git zaman geleneksel beslenme alışkanlıklarımızı, neyin yenebilir neyin yenemez olduğunu unuttuk. Batı biliminin verilerini farklı bir bakış açısıyla değerlendirmenin, belletilen dogmatik beslenme öğretisini sorgulamanın, yıllar içinde bize unutturulanları hatırlayıp hayata geçirmenin ve bu bilgiyi sonraki kuşaklara aktarmanın zamanı geldi. Neyse ki, artık beslenmeyle ilgili daha çok konuşmaya, tartışmaya, sormaya, yanıt aramaya, bakış açımızı değiştirmeye başladık. Bilgi halka açık olduğu sürece değişimin başlayabileceğini gördük.Dr. Yavuz Dizdar beslenme konusundaki okumaları, gözlemleri, paylaşımları, özellikle kanser hastalarıyla ilgili klinik deneyimi ışığında beslenme “ilmi”ni gözden geçiriyor. Batı biliminin 1800’lerin sonlarından başlayan verilerini mercek altına alan Dizdar, biyolojinin ve başta kanser olmak üzere hastalıkların mekanizmalarını farklı bir bakış açısıyla gözden geçiriyor. Doğal döngülerle ve insanın doğasıyla uyumlu olmayan, “bozulmayı bile beceremeyen”, dolayısıyla aslında insanın hak ettiği sağlıklı gıda kapsamına girmeyen endüstriyel ürünler ve Batı biliminin kâğıttan kuleleri için Yemezler! diyor.Kitabın Bölümleri:Giriş: Batı akademisine “beslenme temelinde” samimi bir eleştiri Bölüm 1: Bilimin endüstrileşme süreci Bölüm 2: Beslenmenin genel felsefesi Bölüm 3: Sindirim işlevi ve mekanizması Bölüm 4: Beslenme neden gelenekseldir? Bölüm 5: Beslenme ve hastalık ilişkisi Bölüm 6: Gıdanın endüstrileşmesi, uzun raf ömrünün tarihçesi Bölüm 7: Süt, yoğurt ve ayranın bozulması Bölüm 8: Aşırı fiziksel işlem Bölüm 9: Biyolojinin kötüye kullanılması: Endüstriyel et, piliç ve yumurta Bölüm 10: Şeker neden zararlıdır Bölüm 11: Tarım ilaçları, zararlılarla mücadelenin çok daha ötesi Bölüm 12: Endüstriyel gıda nasıl hasta eder? Bölüm 13: Çıkarımlar Bölüm 14: Beslenmenin ekonomisi, uluslararası boyutta derin ticaret zinciri
134.00 ₺ -
Yaşamın Gizli İşaretleri
Gündelik yaşam sahnelerinin özel bir dili vardır. Elimizdeki bardağın düşüp kırılmasına varıncaya kadar, her yaşam sahnesi bir işarettir. Gün içerisinde semboller ve hadiseler üzerinden insana birçok mesaj ulaştırılır. Birçoğumuz bu özel yönlendirmeleri layıkıyla anlayıp değerlendiremeyiz.Hadiselerin özel dilini çözemeyen, onların getirdiği manidar mesajları fark edemeyen insanlar için bir işaret dili eğitimine ihtiyaç vardır. Bir konuşmacıyı, dinleyen herkesin aynı seviyede anlayamaması gibi, yaşanan hadiseleri de herkesin aynı seviyede yorumlaması beklenemez. Varlık dilsiz değildir, kimine bağırarak kimine fısıldayarak da olsa herkesle konuşur. Hadiseler, akıp giden varlık nehri üzerindeki en hikmetli parıltılardır.Evrende gayesiz tek bir nesne gösterilemediği gibi, rastlantısal hiçbir olay da yoktur. Başa gelen irili ufaklı her hadise birçok gaye ve hikmet taşır. Gündelik her hadise de, Rabbimizin bize gönderdiği özel bir iletidir; anlam, mesaj ve işaretler yüklü birer semboldür. Yaşam, yönlendirici ve haberci işaretlerle dolup taşmaktadır. Hayatın beden dilini okumayı öğrenen biri, her olaydan, her yaşam sahnesinden kendisi için can alıcı yönlendirmeler çıkarabilir.Gündelik hadiselerin taşıdığı özel anlamları, verdiği manidar mesajları doğru okuyabilmek için Kur’an-ı Kerim ayetlerinden, Peygamberimizin (sav) hadislerinden ve sufilerin -çoğu tozlu raflarda kalmış- kişisel tecrübelerinden faydalanarak âdeta bir “kısayol haritası” çıkaran Yaşamın Gizli İşaretleri, ruhundaki yön bulma ihtiyacının farkında olanlara sunulmuş ezber bozan bir “görme ve anlama” atölyesi…
117.25 ₺ -
Vicdan Hayat Kurtarır
Biz Yavuz Dizdar’ı daha çok medyadan, kanser uzmanı ve beslenme konularında görüşler açıklayan doktor olarak tanıyoruz. Bu kitap onun çocukluğunu, mesleğini nasıl seçtiğini, aşklarını, işlerin üzerine nasıl kaldığını, yani yaşama nasıl baktığını anlatıyor.Oysa onun hassasiyeti gelecek, ama özellikle gençlerin geleceği. Mevcut sistemin getirdiği değişiklikler bugünün gençlerini ister istenmez işsiz ve belki de eşsiz bırakacak. Dolayısıyla bu kitap sağlıklı beslenme kitabı değildir, sistemin açmazlarını ve direnç noktalarını tanımlar.Kitabı tıpla ve doktorla ilişkisi olacak herkesin okuması önerilir. Ama bu kitap esas gençlere önerilir, çünkü bu durum özellikle gençlerin sorunudur. Ve en sonunda Yavuz Dizdar kendiyle olan ilişkisini de tanımlar: SÖZLEŞMEBu kitapta detayını bulabileceğiniz bazı başlıklar…* Kızartmayı bırakarak kanserden korunulmaz. * Kanser tanısı konulan vakaların büyük bir kısmı kanser değil. * Hastalık patlamasının bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum. * Doktor öğrendiği her şeyi paraya çevirmeye çalışıyor. * Şaşaalı hastane olması önemli değil. İçinde adam var mı sen ona bak. * 2050’de iki kişiden birinin otistik olması bekleniyor. * Patronlar hile hurda bilen adamları işe almak istiyor. * Özel üniversiteler büyük boy kreş gibiler. * Kokoreç Avrupa Birliği’ne atılmış bir goldür. * Pilicin kanserle ilişkisini Ulusal Onkoloji Kongresi’nde anlatmak istedim, kabul edilmedi. * Herkes halkı suçluyor. Ama halk zaten biziz.
20.10 ₺ -
Uzun Lafın Kısası Hayırlısı
Bu yazı, hayırlı deminde sana ulaşmış ise lütfen başını kaldır ve göğe bak.Senin için hayırla bezenmiş bu gök sana tek bir şey fısıldayacak: Hayır var ise içinde, olan da vardır bir gök diliminde, Hayır var ise zihninde, olan olmuştur bir kavruk yaz mevsiminde, Ve sen talip olduysan bir hayır kervanına, o kervanın başı sana aş da olur, dağ da olur, eş de olur, Niyet ettiğin hayır ise, Rabbindir o yolları sana yoldaş eyleyen de, Tevekkül edip beklediğinse eğer, dere tepe aşıp gelen de olur, Olmuştur her olacak olan ve olacaktır kaderine yazılan… Durmadan koşan mızrak sen ol, çatlayan kısraklardır utanacak olan, Sen su ol çaya renk veren, sen sus ol hayırlısı vakitlerinde konuşan…Hayır ile demlene demlene yürüdüğün bu han yolculuğunda hayrolman dileğiyle…
117.25 ₺ -
Türk Psikiyatristin Divanı
Bu kitapta okuyacaklarınız bütünüyle gerçek! Türkiye’nin gerçeği. Ve sarsıcı. Bu satırları okuyan birçok kişinin de maruz kalıp, utancından, korkusundan anlatamadığı gerçekler belki de. Travmalar, örselenmeler, çıldırmalar… Panik ataklar, aşağılanmalar, başkasının hayatını yaşamalar…Psikiyatrist Zeynep Akıncı Pınar, divanından geçen en can yakıcı, çaresiz hikâyeleri çözüm öneriyle birlikte ele aldı ve benzer sorunları olanlara yol gösterebilmek için Türk Psikiyatristin Divanı’nda okuyucuları ile paylaştı.İşte hiç uyanmak istemeyen zengin kadından 9 yaşında saçları ağaran çocuğa, aile içi çoklu taciz kurbanı kızdan iktidarsız ama azgın damada, kurnaz nişanlıdan ergen kocaya, ters ilişkiden günahsız aşka, anksiyete bozukluğundan şizofreniye, başı sürekli dönen ‘deli’den cinsel freni patlamış adama kadar Türkiye’den en uçlardaki 70 psikiyatrik vaka!Ruhsal bir panorama!Şaşıracaksınız, inanamayacaksınız, yer yer sinirleriniz bozulacak, bu kadar da olmaz diyeceksiniz… Benzer vakaları yaşadıysanız ders çıkarıp bilgilenecek, yaşamadıysanız Allah’a şükredeceksiniz!
134.00 ₺ -
Titreşim Tıbbı
TİTREŞİMSEL İYİLEŞTİRİCİLERLE TANIŞIN, VÜCUDUNUZU AKORT EDİN, FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNÜN!Titreşim Tıbbı… Yeni bir tanımlama ve yeni bir paradigmadan söz ediyoruz. Her ne kadar yeni olarak nitelendirsek de binlerce yıllık kadim bir bilgi. Geleneksel Çin Tıbbı’ndan bölgesel şamanik uygulamalara kadar pek çok yerde ve farklı zaman dilimlerinde uygulanmış ve kullanılmış. Esas aldığı temel bilgi şu: “Her şey enerji ile titreşir ve tüm bu enerjiler bir bilgi içerir.” Fiziksel bedenimiz de bir enerji alanı ile çevrilidir. Bu alan hem bilgi merkezi hem de son derece hassas bir algılama sistemidir. Bizi çevreleyen bu alan, olumlu ya da olumsuz, iç ve dış deneyimlerimiz tarafından ortaya çıkan duygusal titreşimleri de içinde barındırır. Artık bu bilgi, sisteme kayıt olmuş demektir. Bunun etkisi kendini fizik bedende de görünür hale getirir. Yani hayatımız, deneyimlerimiz, yaşadıklarımız, travmalarımız kısaca, “biyografimiz, biyolojimizi belirler”. Akustik terminoloji ile konuşacak olursak, bedenimizden yükselen ses detone yani bozuk değilse sağlığımız yerinde demektir. Eğer fiziksel bedenimizin herhangi bir bölgesinden detone bir ses yükseliyor ise hastalık başlamış demektir. Frekans yoğunluğundaki bir değişiklik, hastalığın özellikleri konusunda da bize birtakım bilgiler verebilir. İşte buradan bilgi alıp yorumlayan tıp paradigmasına “Titreşim Tıbbı” diyoruz. Ve titreşimsel iyileştiriciler sayesinde bedeni akort ediyor, fabrika ayarlarına geri döndürüyoruz. Yani insanlara bütüncül bir şifa sistemi sunuyoruz.
160.80 ₺ -
Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat
Sağlığınız yerinde ise lütfen tıptan uzak durun ama gerçekten hasta iseniz başvuracağınız tek yer de tabii ki modern tıptır. Atalarımızın “Allah doktora muhtaç etmesin ama doktorsuz da bırakmasın” sözü tam da bunun için söylenmiş olmalıdır. Hasta olmamak büyük ölçüde kendi elimizdedir ve bütün mesele de sağlıklı yaşamanın icaplarını yerine getirmekten ibarettir. Ben bu felsefeyi “Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat” sloganı ile özetliyorum. Sağlıklı ve uzun yaşamanın en önemli unsuru da benim “Adam Gibi Beslenme” adını verdiğim, atalarımızın binlerce senedir uyguladıkları beslenme modelidir. Tıbbın babası Hipokrat bu hakikati 2500 sene evvel “Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun” sözüyle ifade etmiştir. Modern ticari tıbbın beslenmeyle alâkalı tavsiyelerinden uzak durarak ve adam gibi beslenerek tüm kronik hastalıkları önlemek ve erken dönemde hepsini tedavi etmek de mümkündür. Elinizde tuttuğunuz bu kitap da tıptan uzak sağlıklı yaşamanın ne demek olduğunu, bunun nasıl başarılabileceğini, adam gibi beslenerek nasıl sağlıklı olunacağını anlatmaktadır.Gelelim neticeye: * Bu bir diyet kitabı değildir. * Bu kitapta süper gıdalar, mucize kürler gibi şeyler aramayın. * Bu kitapta hastalıklar için de özel formüller, sihirli reçeteler de yok. * Bu kitap okuyucuya insanların binlerce senedir nasıl beslendiklerini hatırlatmaktadır.
201.00 ₺ -
Takıntılardan Kurtulma Rehberi
Uzman Psikolog Selen Can, takıntılarla ilgili aklınıza gelebilecek her soruya cevap veriyor. Elinizdeki çalışma, hem bilgilendiren hem de yöntemleri nasıl uygulayacağınızı gösteren bir eğitim kitabı. Takıntılardan Kurtulma Rehberi, yöntemlerin adım adım anlatıldığı başarı hikâyelerini okuyacağınız bir umut ışığı…Bu kitapta, davranış tekniklerini en doğru şekilde uygulayabilmeniz için, konular örneklerle anlatılıyor. Kitabın en önemli özelliği, doğru davranışları göstermenin yanında, takıntılarla başbaşa kaldığınız anlarda kendi kendinize neler söyleyebileceğinizi ve kendinizi nasıl yönlendirebileceğinizi de öğretiyor olması. Bununla birlikte mükemmeliyetçilik, erteleme sorunu ve olumsuz düşüncelerle ilgili de çözüm önerileri getiriyor.İşte temizlik takıntısından simetri/düzen takıntısına, şüphecilikten dini takıntılara, saldırganlıktan cinsel takıntılara, hastalık takıntısından diğer bedensel takıntılara tüm olumsuz düşüncelerin, davranışların, obsesif kompulsif bozukluğun psikolojisini anlamak ve başa çıkabilmek üzerine eşsiz bir kaynak.Okuyun, uygulayın ve takıntılardan kurtulun!
120.60 ₺ -
Sen Ona Aşıksın
Düşün bir, insan kimi seviyorsa ve kim tarafından sevilmeyi arzuluyorsa, ona uygun olmaya çalışır…Düşün bir, insan âşıksa, maşukunu arzular, hayatının her yerini açar ona, bütün varlığını adar… Oturduğunu kalktığını, söylediğini yaptığını, yalanını hakikatini, eylemini, onu başlangıç ve bitiş diye görür de ona göre ayarlar. O, artık onun kamçısıdır, derdidir.Ve düşün bir, dünya hayatında böyle bir kutup bulabilir misin? Buldun say, nefs nefse ne kadar yaşatabileceksin o aşkı? O kutup seni nereye taşıyacak?Oysa düşün bir, aşkın başlangıcı Resulullah olsa, varacağı yer neresidir?“Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim.”
117.25 ₺ -
Sağlıklı Hormonlar Mutlu Yaşam
BU KİTAPTA Hashimoto, kilo alma, gizli şeker, diyabet, nodüler guatr, düşük şeker ve düşük tansiyon birlikteliği, sirkadiyen ritim bozukluğu, erkeklerde testosteron eksikliği, iktidarsızlık, sperm azlığı, libido kaybı, kadınlarda âdet düzensizliği, polikistik over, tüylenme, akne, kemik erimesi, depresyon, stres, anksiyete ve aşırı terleme gibi hormon bozukluklarına bağlı hastalıklara ÇÖZÜM VAR!Yaşam biçimi, çevresel koşullar ve alışkanlıklarımız artık sağlığımızı daha fazla etkiliyor. Hızla kilo alıyoruz, diyabete eğilimliyiz, stres yükümüz daha fazla, uyku sorunlarımız var, bağışıklık sistemimiz daha hassas, infertilite, libido kaybı artık çok daha yaygın. Yani bizim hormon sistemlerimiz anne babalarımıza göre daha fazla zorlanıyor.Oysa hormonlarımız sağlıklı çalışmazsa değil uyumak, çocuk sahibi olmak, sağlıklı bir kemik yapısına sahip olmak, spor yapabilmek, yemek yemek, mutlu hissetmek, hatta acıktığımızı ve doyduğumuzu bile anlamakta zorlanırız. Bütün hayatiyetimizi hormonlarımız yönetir. Sayıları çok fazla olmasına rağmen harika bir denge içinde dans ederler. Bu denge o kadar hassastır ki, biraz bozulsa hemen hastalıklar ortaya çıkar. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Metin Özata bu kitabında, son yıllarda salgın halde artan kilo alma, gizli şeker, diyabet, Hashimoto hastalığı, nodüler guatr, polikistik over hastalığı, düşük şeker ve düşük tansiyon birlikteliği, sirkadiyen ritim bozukluğu, erkeklerde testosteron eksikliği, iktidarsızlık, sperm azlığı ve libido kaybı, kadınlarda âdet düzensizliği, tüylenme, akne, kemik erimesi, depresyon, stres, anksiyete ve aşırı terleme gibi hormon bozukluklarına bağlı hastalıklarla ilgili ihtiyaç duyacağınız tüm bilgileri veriyor. Fonksiyonel tıp yaklaşımıyla çözüm önerileri sunuyor.Unutmayın, hormonları dengelemek yaşamı dengelemek demektir. Sağlıklı yaşam, ancak sağlıklı hormonlarla olur.
234.50 ₺ -
Sağlıklı Atıştır
Diyet sürecinde veya sonrasında en büyük zaafımız tatlılar ve atıştırmalıklar! Nedense, kiloları tekrar geri getiren veya kilo vermeyi engelleyen de yine onlar.Peki, hem kilo vererek hem de verdiğimiz kiloları koruyarak, suçluluk duygusu yaşamadan ağız tadı ile tatlı yemek mümkün değil mi?Elinizdeki kitapla mümkün!Uzman Diyetisyen Seçil Kenar, mesleğinde 20 yılda edindiği tecrübe ile bu kitaptaki tarifleri oluşturdu, hepsini tek tek uyguladı, resimledi ve 50 şekersiz tarifle kalıcı zayıflamanın formülünü sizlerle paylaşıyor.Kurabiyeden keklere, turtadan pudinglere, waffle’den crumble’ye, magnolia’dan dondurmaya şekersiz ama tatlı ve sağlıklı tarifler bu kitapta… Elbette tatlının yanında tuzlu çeşitleri de var.Seçil Kenar, tariflerin yanında sağlıklı zayıflama ve kilo koruma için ipuçları da veriyor.Okuyun hem tatlı krizlerinden hem de kilolarınızdan kurtulun!
100.50 ₺ -
Sade Güzellik
Güzelleşmek adına boş yere fazla para harcama dönemi artık bitiyor! Kimyasal kozmetiklerin vücudunuzu zehirleme riski de ortadan kalkıyor!Hepimiz kimyasal kozmetiklerin birçok zararını biliyoruz ve hemen her gün ortaya çıkan yeni zararlarını da öğreniyoruz. Bugüne kadar onlarca doğal güzellik formülü içeren kitap yayınlandı ama ya formüllerin zorluğu ya da bilgilerin eksikliği sebebi ile tam çare olamadı. Sade Güzellik kitabı bu anlamda her derde deva pratik çözümleri ortaya koyuyor.Uzun yıllar uzman olarak makyözlük, saç tasarımcılığı ve estetisyenlik yapan Seda Sakacı, evde kolaylıkla yapıp uygulayabileceğiniz, cilt ve vücut bakımınız için gerekli tüm doğal kozmetikleri sizlere sunuyor. Doğallığı seçen kadınlar için genç ve güzel, erkekler içinde hoş ve yakışıklı kalmanın sırlarını açıklıyor.Sıradan güzellik reçetelerinin yer aldığı bir kitap değil bu! Öyle ulaşılması zor, adı duyulmamış malzeme ya da uygulamalarla işi çıkmaza sürüklemiyor. Hem doğal malzemeyi doğru yerden almanın hem de formülleri pratik bir şekilde uygulamanın yolunu gösteriyor. Cilt tipi nasıl belirlenir? Hangi cilt tipine hangi yağ kullanılır? Cildin erken yaşlanması ve kırışması nasıl engellenir? Beyazlamış saçlar nasıl doğal rengine döndürülür? Akne derdinin dermanı ne? Nasırdan nasıl kurtulursunuz? Yumuşak, bakımlı el ve ayaklara sahip olmanın kolay formülleri neler? Bu ve güzelleşmek için yanıt aradığınız pek çok sorunun cevabı 100 özel formül eşliğinde bu kitapta… İster anti-aging tonikle gençleşin ister kremle selülite son verin! Siz yeter ki doğal olanı seçin!Kitabın Bölümleri:1. HANGİ KOZMETİK ÜRÜNLER GERÇEKTEN DOĞAL? • Kozmetik Ürün Alırken Etikete Aldanmayın! • Kendi Kozmetiğinizi Kendiniz Yapın • Doğal Kozmetik Yapımında Ana Malzemeler • Doğal Tonikler • Aromaterapi Nedir? • Uçucu Yağlar Nasıl Elde Edilir? • Vücut Uçucu Yağlardan Nasıl Etkileniyor? • Uçucu Yağları Kullanırken Dikkat Edilecek Noktalar2. CİLDİMİZİ DOĞRU TANIYALIM! • Deri (Cilt) Nedir? • Cilt Sorunlarının Kaynağı Ne? • Cildimizin Durumunu Nasıl Anlarız? • Cilt Tipi Nasıl Belirlenir? • Cilde Uygulanan Vitaminlerin Faydaları Neler? • Cildin pH Düzeyi Ne Olmalı? • Asırların Temizlik ve Güzellik Sembolü, Nasıl Zararlı Hale Döndü? • Gerçek ‘Doğal’ Sabun Nasıl Olur? • Doğal Sabun Nereden Bulunur?3. CİLDİN ERKEN YAŞLANMASINI VE KIRIŞMASINI ÖNLEME YOLLARI • Yaşlanma Nedir? • Ciltte Doğal Yaşlanmayı Nasıl Yavaşlatabiliriz? • Cildin Erken Yaşlanmasının Sebepleri Neler? • Güneş Yağları, Cildimizi Güneşin Zararlı Işınlarından Korur mu? • Vücudumuz Güneş Yağlarından Nasıl Etkileniyor? • Erken Yaşlanmaya Sebep Olan Serbest Radikaller Neler? • Antioksidanlar Erken Yaşlanmayı Önler mi? • Anti-aging Nedir?4. CİLTTE GÖRÜLEN HASTALIKLAR VE DOĞAL ÇÖZÜMLER • Selülit • Cilt Çatlakları • Benler • Akne • Yaralanmalar Cildi Nasıl Etkiler? • Lekeler • Egzama • Sedef • Uçuk • Mantar • Nasır5. CİLT İÇERİDEN NASIL BESLENİR? • Güzellik, Önce İçimizden Başlar! • Cilt Yaşlanma Hızını Genetik Miras mı Belirler? • Cildi Besleyen En Önemli Maddeler • Vitaminleri Alırken Dikkat Edilecek Noktalar • Esansiyel Yağ Asitlerinin Önemi • Yeterli Sağlıklı Yağ Alıp Almadığımızı Saptamanın Kolay Yolu • İyi Bir Cilt İçin Yapılacaklar • Güzelleştiren Yiyecekler • Selülit ve Beslenme6. CANLI, PARLAK VE BEYAZLAMAYAN SAÇLAR BİR HAZİNEDİR! • Sağlıklı Saç Nasıl Olur? • Fazla Saç Dökülmesinin Sebepleri Neler? • Kepek Nedir? • Saçlar Neden Beyazlar? • Beyazlamış Saçları Eski Rengine Dönüştürmek Mümkün mü? • Kuru Saçlara Nemlilik Sağlayan Bitkiler • Yağlı Saç Bakımında Kullanılan Bitkiler7. DOĞAL KOZMETİK FORMÜLLERİ • Temizleyiciler • Tonikler • Nemlendiriciler • Maskeler • Ağız, Göz ve Dudak Bakımı • El ve Ayak, Dirsek ve Diz Bakımı • Rahatlatıcı ve Canlandırıcı Banyolar • Doğal Kokular
20.10 ₺ -
Özel Beslenenler İçin Tarifler
“Yıllar boyunca, beslenmesini düzenlemekte kararlı ve istekli olan, ancak alternatif sağlıklı gıda bulmakta zorlanan tüm hastalarıma “Bade’nin Şekeri” sayfasını tavsiye ettim. Sevgili Sıla Baki Alkan, kendi kızı güzel Bade için hazırladığı şifa dolu tarifleri sosyal medya aracılığı ile paylaştı ve hastalarımızın sağlıklı gıda arayışlarında yollarına ışık oldu. Bugün, bu hayırlı çabasını bir adım daha ileriye taşıdı ve herkesin mutfağında kılavuz olacak bir kitap yazdı. Takdir edilmesi gereken bir emek ve özveri gösterdi. Bu faydalı kitap, her okuyana şifa olsun. Mutfağını sağlıklı bir şekilde düzenlemek isteyen tüm annelere ışık olsun.” Dr. Ümit Aktaş Bahçeşehir Üniversitesi Fitoterapi Eğitim Koordinatörü“Bir hekim olarak her gün onlarca aile görüyorum. Çocuklar için sağlıklı beslenme önerilerinde bulunurken başarılı olamayacaklarını için için hissediyorum. Bunun nedeni çocukların, anne ve babaların gıda endüstrisi, medya tarafından bir kuşatma altında olduklarını düşünmem. Glutensiz, şekersiz bir beslenme önerdiğimde bunların yerine yeni gıdalar koyamamak bu savaştaki en zayıf halka olmuştur. Bir bağımlıyı, bağımlılık duyduğu maddeden uzak tutmak için boşluğun doldurulması gerekir. Ancak şimdi görüyorum ki yalnız değiliz artık. Bu kitap basit bir diyet kitabı olarak değerlendirilemeyecek kadar değerli. Kendimizi mutsuz etmeden, hayattan zevk alarak, glutensiz ve şekersiz bir hayatın mümkün olabileceğinin ispatı. Kitabın yazarının, hastamın annesi olması benim için ayrı bir mutluluk kaynağı…” Doç. Dr. Hasan Önal Çocuk Metabolizma Hastalıkları Uzmanı“Bu kitaptaki tarifler her branştaki hekim arkadaşların işini kolaylaştıracak ve hastalarının iyileşmesine en büyük katkıyı yaparken daha mutlu olmalarını sağlayacaktır. Doktor muayenesinden sonra “Yediklerinize dikkat edin” sözünü duyan herkes bu kitaptan faydalanabilir. Sağlıklı bebek sahibi olmak isteyen anne ve babaların, bebeğin anne karnına düşmesinden 6 ay önce bu diyete uymalarında fayda vardır. Anaokullarında nutellalı ekmek ve keklerin yerine bu tarifler uygulandığında milyonlarca çocuğumuz antibiyotik zararlarından kurtulabilir…” Dr. Emin Mindan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
100.50 ₺ -
Otizme Çözüm Var
“Kız mı olsun, oğlan mı?” diye sorarlar hamilelere. Cevap bellidir: “Eli ayağı düzgün olsun da, ister kız, ister oğlan olsun…” Bebeğin sağlıklı olması bütün anne babaların ortak rüyasıdır.Günümüzde öyle aileler var ki, sağlıklı doğan, 1-2 yaşına kadar sağlıklı gelişen, onlara agucuk yapan, gülen bebekleri yüzlerine bakmaz, onlarla iletişim kurmaz oluyor. Diğer çocuklarla oynamıyor, diğer çocuklar gibi davranmıyor. Otizm teşhisi konuyor. Aile kahroluyor.Çağımızın vebası diyorlar otizme. Salgın bir hastalık gibi yayılıyor. Suçlu hepimiziz… Dünyayı kirletenler…Analarının korunaklı rahminde bile kendilerini bulan zehirlerden kurtulamıyor bazı bebekler. Hastalanmasınlar diye vuruldukları aşıdan, antibiyotikten, başlarına sürülen şampuandan zehirleniyorlar. Kimi zaman renkli gazozun boyası, kimi zaman da elma kurtlanmasın diye kullanılan tarım ilacı vuruyor yavruları. Hamile annenin saç boyası, ruju; uyudukları odanın PVC pencere çerçevesi, duvar boyası da masum değil. Zehir vücutlarında geziniyor, en çok da beyin ve sinir hücrelerinde… Zehir onu ne kadar erken yakalamışsa, hastalığın şiddeti de o kadar ağır oluyor. Anne karnında yakalamışsa çok daha ağır…Mide-bağırsak sorunları, bunlara bağlı olarak gelişen vitamin, mineral ve amino asit eksiklikleri, başta süt ve buğday olmak üzere çeşitli gıda proteinlerine karşı gelişen besin tahammülsüzlükleri, yeteri kadar güneşlenmeme ve maruz kalınan çeşitli toksinler bir araya geldiğinde otizm tablosu oluşuyor.Herkesin gördüğü gibi göremiyor, işittiği gibi işitemiyor, kafalarının içinde bir ışık ve ses bombardımanıyla yaşıyor otizmli çocuklar… O küçücük vücutlarında binbir türlü sorunla uğraşıyor; beyin kan akımında azalma, sinir sistemi iltihabı (nöroenflamasyon), bağışıklık yetersizliği, oksidatif stres, mitokondri fonksiyon bozukluğu, sinir-ileticisi (nörotransmitter) bozukluğu, toksin temizleme sorunları ve bağırsak florası bozukluğu ile mücadele etmeye çalışıyorlar…Eskiden, otizm kelimesi nadiren duyulurdu. Belki de, “Yağmur Adam” filminde Dustin Hoffman’ın canlandırdığı karakterin hastalığı olarak tanıdık sadece. Şu anda ABD’de her 150 çocuktan biri otizmli. Otizm sorunu, Türkiye’de de bir çığ gibi büyüyor.Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Uz. Dr. Cem Kınacı’nın birlikte hazırladıkları kitap, “otizm tedavi edilebilir” diyerek, otizmi ailesinde yaşayanlara yardımcı olmayı hedefliyor. Otizmin biyomedikal tedavisini detaylarıyla anlatıyor. Konuyla ilgilenen hekimlere ışık tutuyor, dünya çapındaki literatürü gösteriyor. Asıl hedefiyse başka, henüz doğmamış çocukları kurtarmak… Alacağınız önlemlerle, yiyip içtiğinize, kullanacağınız kozmetiğe, duvar boyasına göstereceğiniz özenle bu salgının önüne geçmek mümkün. Bir anne, sadece yoğurt mayalamakla bile çocuklarının hayatını değiştirebilir…Yuva kurmayı düşünenler, hamileler, emzikliler, küçük bebeği olanlar! Bu kitabı lütfen okuyun… Çocuklar bizden yardım bekliyor! Kitabın Bölümleri: • Otizmin tarihçesi • Otizmin tanı kriterleri ve sınıflaması • Otizmin özellikleri ve klinik belirtileri • Otizmin nedenleri ve oluşum mekanizması • Toksinler: Genel bilgiler • Otizm ve toksik maddeler • Probiyotikler: Genel bilgiler • Otistik çocuklarda mide-bağırsak sorunları • Otizm ve alerjik hastalıklar • Otistik çocuklarda vitamin ve mineral dengesi • Otizmin ana nedeni D vitamini eksikliği mi? • Otizm, iltihap ve balıkyağı • Otizmde amino asit yetersizlikleri • Otizm ve oksidatif süreç • Otizm – immünoloji – enfeksiyonlar • Otizm tanısında kullanılan laboratuar araştırmaları • Otizmde tıbbi görüntüleme yöntemleri • Biyomedikal tedavinin temel ilkeleri • Kazeinsiz-glütensiz diyet • Bağırsak florasının normale döndürülmesi • Oksalat diyeti ve otizm • Ağır metallerin ve diğer toksinlerin temizlenmesi • Otizm ve ilaçlar • Hiperbarik oksijen tedavisi (HBOT) • Özel eğitim • Otizm ve aşılar • Otistikler için diyet listesi • Otizmde kullanılan vitaminler • Sindirim preparatları • Oksalatlı gıdalar • Ağır metal kaynakları • Uyku sorunları • Amino asit kaynakları • Amino asit tahlilinin yorumlanması • Organik asit tahlilinin yorumlanması • Otizmden korunmanın yolları • Türkiye’deki hiperbarik oksijen tedavi merkezleri • Önemli bilgiler • T.C. Sağlık Bakanlığı, birinci basamağa yönelik zehirlenmeler tanı ve tedavi rehberleri
182.00 ₺ -
Nefs Diyeti
Her ne istiyorsan kendinde ara! Senin canının içinde bir can var, o canı ara! Dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara! Eğer yürüyen dervişi arıyorsan; Onu senden dışarıda değil, kendi nefsinde ara! Mevlana “Bir diyetisyen olarak, kilo vermek için çabaladığı halde aslında kilo vermeye korkan insanlarla tanıştım. Kendilerini sabote ediyorlar, birkaç kilo verip sonra fazlasıyla geri alıyorlardı… Diyet listeleriyle çözülebilecek bir sorun değildi bu. ”Uzman Diyetisyen Simge Çıtak bir türlü çözülemeyen bir sorunun temeline iniyor. Bu kitap ile çocukluğunuzdan beri yanlış kodlanan bir ilişkiyi düzeltecek, bedeninizin kontrolünü ele alacak, yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmanın yolunu keşfedeceksiniz. * Nefs Diyeti bir diyet kitabı değil. Nefs Diyeti birkaç kilo verip onlarcasını almanıza neden olan diyet listelerini hayatınızdan tamamen çıkaracak bir beslenme rehberi.* Nefs Diyeti okuyucusunu başarısızlığın, vicdan azabının kısır döngüsünden kurtarıp yemekle sağlıklı, keyifli bir ilişki kurmaya davet ediyor.* Nefs Diyeti’nin bedensel arınma programı ile bedeninizi sıfırlayacak, ruhsal arınmanın, maneviyatın gücünü keşfedeceksiniz.* Nefs Diyeti okuyucuyu daha sağlıklı bir yaşam için motive ederken, aynı zamanda içsel, spiritüel bir yolculuğa da çıkarıyor.Nefs Diyeti’nin 10 Emri 1. Bedenini dinle Bedeninizle iletişimi kopardığınızda, onu değil öfkenizi, kızgınlığınızı, yalnızlığınızı beslemeye başlarsınız. Artık bedeninizin sesini duyuyorsunuz. Bedeninizin ihtiyaçlarının farkındasınız, onu tam da hak ettiği gibi beslemeyi öğrendiniz. Nefs Diyeti’nin araladığı farkındalık kapısından geçtiniz, ilerlemeye devam edin… 2. Doğal beslen Doğal beslenin, vücudunuzu öz besinlerle besleyin. Onu doğal yiyeceklerle beslemeye başladığınız zaman bedeniniz de buna karşılık ver meye başlar. Bağışıklık sisteminiz güçlenir, enerjiniz artar ve en önemlisi de doğal yiyecekler tükettikçe canınız sağlıklı, öz besinler ister. 3. Mevsimsel beslen Bilin ki mevsiminde yediğiniz sebzeler, meyveler tam da o dönem ihtiyacınız olan besinler, antioksidanlar, vitaminlerle doludur. Sofranızı mevsim sebzeleriyle, mevsim yeşillikleriyle donatın. Doğal beslenmenin en önemli koşulu mevsimsel beslenmedir. 4. Bilinçli ye Sadece acıktığınızda yiyin, doyduğunuzda yemeyi bırakın. Sessiz, sakin bir ortam yaratın ve sadece yemeğe odaklanın. Yemek yerken sadece yemek yiyin. Her lokmanın tadına, lezzetine varın, iyice çiğneyin. Yediğinizin farkında olun. Bilinçli yemek farkındalık ister. 5. Yemek yap Yemek yapmak yediklerinizle ilişki kurmanızı sağlar. Yemek bilinci geliştirmenin en etkili ve basit yolu yemek yapmaktır. Yemek yaptığınızda ne yediğinize dair bir farkındalık geliştirir, sağlıklı beslenmek için motive olursunuz. 6. Kilona değil sağlığa odaklan Vücudunuzu doğru beslediğinizde kiloların da kendiliğinden gideceğini biliyorsunuz artık. Bedeniniz kilolu olmayı sevmez. Tartıdaki rakamlara, kaç beden olduğunuza değil sadece sağlığa odaklanın. Gerisi kendiliğinden gelir zaten. 7. Korkuya değil şifaya odaklan Yasakların olmadığı bir beslenme modelini keşfettiniz. Bedeninize saygı duyuyor, onun ihtiyaçlarına kulak veriyorsunuz. Yiyeceklerden korkmadan, onları kötü, zararlı ya da kalorili diye etiketlemeden beslenmeyi öğrendiniz. Çünkü pusulanız artık bedeniniz. 8. Şükretmenin gücünü unutma Kendinizle, vücudunuzla, ağzınıza attığınız her lokmayla kavganız bitti artık. Bedeninizle, yediklerinizle barıştınız. Bu dengeyi koruyun. Sahip olduklarınıza şükredin. Sevdiklerinize, aldığınız nefese, bedeninize şükredin. 9. Sadeleş ki önemli olana yer açılsın Hayatınız ne kadar çok gereksiz ayrıntıyla doluysa, sizin için önemli olandan o kadar uzaklaşırsınız. Evinizi, yaşamınızı sadeleştirin. Sadeleşmek sizin için gerçekten değerli olanı keşfetmek için mükemmel bir fırsattır. 10. Ruhunu besle Ruhunuzu aç bırakırsanız, ne yapsanız, ne yeseniz doyuramadığınız bir boşluk olur içinizde. Manevi yönünüzü besleyin. Dua edin, meditasyon yapın, doğada vakit geçirin… Ruhunuza iyi gelen neyse onun izinden gidin. İyilik yapın. İyilik yapmak kadar ruhu besleyen, hayatı anlamlandıran bir şey daha yoktur.
13.65 ₺ -
Mucize Annelik Okulu
Dostlarım bana sordu, niye ‘mucize annelik’ diye… Dedim ki ‘evet annelik mucizedir’, Allah’ın mucizesi! Bizlere, annelere düşense bu ilahi teveccühü, bu emaneti hakkıyla taşımak.Ben yıllardır aynı soru üzerine kafa patlatıyorum: ‘Nasıl iyi anne olunur? Bunun formülü nedir?’ İşte bu kitabın sayfalarına süzülenler bu çabaların sonucudur.Hem anne olarak deneyimlediklerimin hem de konu üzerinde yaptığım okuma ve çalışmaların özet formülüdür! Kuran-ı Kerim’in, Peygamber Efendimizin sünnetinin ve pedagojik öğretilerin bu topraklara uygun olan kısımlarının sentezidir. Ve dahi kimi zaman büyüklerimizin bilgelikle dolu sözlerini dinlemektir.
117.25 ₺ -
Kusursuz İnsanlar Nasıl Tedavi Edilir
* Asla hata yapmamalıyım. * Her şey kurallara uygun ve kusursuz olmak zorunda, aksi mümkün değil. * Bu işi de başaramadım, beceriksizin tekiyim. * Hata yaparsam bu her şeyin sonu olur. * Bir iş ya mükemmeldir ya da hatalıdır. * Hatalı olmaya tahammülüm yok. Her zaman kusursuz olmalıyım. * Ortalama başarı asla başarı olarak kabul edilemez. Kendinizi bu ve benzeri düşüncelerle sık sık baş başa buluyorsanız, tebrikler! Mükemmel bir mükemmeliyetçisiniz! Öfke, kaygı, korku, çökkünlük hissi yakanızı bırakmıyor, bir türlü huzur bulamıyorsunuz. Peki ne yapacaksınız?Bu kitabı okumakla işe başlayabilirsiniz! Uzman Klinik Psikolog Fatih Şiraz, Kusursuz İnsanlar Nasıl Tedavi Edilir? kitabında, mükemmeliyetçi kişilik özelliklerinin sebep olduğu ruhsal problemlere, davranışsal sorunlara ve ilişki problemlerine çözümler sunuyor.Bu kitap, mükemmeliyetçi düşünce ve davranış kalıplarından mustarip olan, mükemmeliyetçilikle ilgili terapi desteği alma imkânı olmayan bireylere yardımcı olmak ya da terapi sürecindeki bireylere destekleyici kaynak sunmak için hazırlandı. Okuyun, uygulayın ve ‘mükemmel kalıplarınızdan’ kurtulun!
93.80 ₺ -
Kuruluş
‘Tarihçilerin Kutbu’, ‘Tüm Zamanların Âlimi’, Prof. Halil İnalcık bildiklerinizi unutun diyor. Özellikle de tarihi, kronolojik olaylar dizisi olarak algılayarak popülerleştiren dedikodu tarihçilerinden öğrendiklerinizi… İnalcık kendine özgü sistematiği ile tüm zamanların belki de en önemli olayını, Osmanlı’nın kuruluşunu yeniden okuyor ve yeniden yazıyor. “Hayır” diyor İnalcık, hepimize öğretilenin aksine “Osmanlı 1299’da Söğüt’te kurulmamıştır.” İnsanlık üçüncü binyılın ilk on yılını geride bırakırken halen birçok tarihsel gerçeklik sırlarını koruyor. Bunların en önemlilerinden bir tanesi de şüphesiz küçük bir Anadolu Beyliği olan Osmanlıların nasıl olup da tüm dünyayı kuşatan bir cihan devletine dönüştüğüdür. Halil İnalcık son çalışmalarıyla Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna dair yer ve zaman kabullülerini bozuyor; Osmanlı Devleti’ni anlama adına insanlığa yepyeni bir tarih perspektifi sunuyor. Bu perspektifte hem kendimize yönelen oryantalist metodolojik kabuller yıkılırken hem de tarihin perspektifinden yeni bir gelecek inşa ediliyor. Prof. İnalcık Osmanlı Devleti’nin nerede ve ne zaman kurulduğunu anlatmakla kalmıyor; bu cihan devletinin kuruluş mantığını, kurucusu Osman Bey’in stratejisini ve vizyonunu da masaya yatırıyor. Bir devletin var olma sebeplerini, bunları oluşturan koşulları, bu koşulların oluştuğu mekânın önemini ve mekân-zaman-insan arasındaki bağlantının şifrelerini gösteriyor okura. Başlangıçlar ve kuruluşlar önemlidir. Ama tarihi sadece geçmişimizi öğrenmek için okumayız. İnalcık ve yol arkadaşları bunun bilincinde. Kuruluş, okuru bir yandan gerçeğe, ilmi ciddiyete, tarihin arşiv odalarına çağırırken diğer taraftan bugünün ve geleceğin ‘güçlü’ Türkiye’si için ‘fütürist’ ipuçları veriyor!Kitabın önsözünden… Kuruluş, Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihini Halil İnalcık’ın tarih metodolojisi perspektifinden ele almaktadır. Kitap esasen üç bölümden oluşuyor. Tarih metodolojisi ve devlet kavramı perspektifinden Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu ele alan ilk bölümde “devlet” kavramının etimolojik kökenine kadar iniliyor. Halil İnalcık tarafından tarihi vesikalara dayanılarak ortaya konan tespitlerin kavramsal ve metodolojik çerçevesi çizilmeye çalışılıyor. İkinci bölümde ise söz tarihçilerin… Prof. Dr. Halil İnalcık ve iki değerli öğrencisi Prof. Dr. Yusuf OĞUZOĞLU ile Prof. Dr. Özer ERGENÇ, Osmanlı Devleti’nin kuruluş öyküsünü, bir hanedan kurucusu olarak Osman Bey’i, dönemin siyasal ve sosyal koşullarını ele aldılar. Son bölümde ise Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu fütürolojik bir perspektiften yeniden okumamız için Yakup Bilgin KOÇAL tarafından yeni bir pencere açılmaktadır. Kitabın sonunda ek olarak, Halil İnalcık Hoca’nın tarihe özel olarak ilgi duyanlar için Osman Beg başlıklı makalesi yer alıyor.
10.72 ₺ -
Kökler ve Kanatlar
Çocuğunuza sağlam bir kişilik kazandıracak KÖKLER, onları yaşamda yükseklere uçuracak KANATLAR!Sevgi, bir çocuğun yetişmesi için en verimli topraktır. Güven, anneyle bağlanmanın en temel şartıdır. İlişki, çocuğun ruhunu var eden en önemli ihtiyacıdır. Birlikte kaliteli zaman geçirmek ilişkinin ön şartıdır. Sabır, güvenle gelişebilmesi için olmazsa olmazdır. Açıklık, onun dürüst bir insan olmasını sağlar. Nezaket, her türlü ilişkisini yoluna koyar. Sorumluluk, onu ayakta tutar. Düzen, hayatını kolaylaştırır. Başarı, ona verilenlerin anlamlı bir sonucudur.Her birini nasıl hayata geçireceksiniz? Hangi engellerle karşılaşabilir, bu engelleri nasıl yenebilirsiniz? Çocuğunuzu nasıl daha iyi anlayabilirsiniz? Çocuğunuzla ilişkinizi onun gelişmesi için en iyi şekilde nasıl yönetebilirsiniz?İşte güçlü ve özgüvenli bir evlat yetiştirmek için uygulamaya ve sorun çözmeye yönelik 10 temel anahtar!
117.25 ₺