-
Zenci Musa Kuşçubaşı Eşrefin Sağ Kolu
Osmanlı için yaşamış Sudanlı bir asker; Zenci Musa... Kuşçubaşı Eşref'in gözü kapalı güvendiği, çatışmaya girecekse sağında istediği bir delikanlı... Tarık Bin Ziyad'ın yanında savaşan büyük dedelerinin anlatıp durduğu hikâyelerle büyüdü. Dedesi Şeyh Mansur'dan Osmanlı'nın görkemli zamanlarını dinledi. İngilizler yurdu sardığında artık yerinden doğrulması gerektiğini biliyordu. Trablusgarp'ta, Balkanlar'da, Kudüs'te, Yemen'de, İstiklal Harbi'nde ön safı hep o tuttu. İleri gidilecekse gitti, geri adım atması gerektiğinde geri çekildi ve en zoru, içinde yanan ateşe rağmen beklemesi gerektiğinde durdu. Sonra daha güçlü, daha hızlı koştu... Trablusgarp’ta Kuşçubaşı Eşref’le tanışınca hayatı artık değişmişti. Davasını dava bildiği Kuşçubaşı Eşref’in yanında girdiği bütün mücadelelerde o heybetli cüssesiyle galip çıktı. Kader, onlara farklı vazifeler için farklı yollar çizse de Zenci Musa, ondan kalan bir fotoğrafı ve dedesinin verdiği kefeni yanından hiç ayırmadığı bavulunda gittiği her yere taşıdı. Çöllerden hazineler geçirdi, taburlardan silahlar çaldı... Vatanını satması için kendisine teklif edilen büyük paraları elinin tersiyle itti. İhtiyaçlarını karşılasın diye kendisine bağlanacak emekli maaşını dahi reddetti. Bir kahramanın yapabileceği her şeyi yaptı. İsmail Bilgin'in güçlü kaleminden, kendisini Osmanlı'ya adayan, "Önce ümmet!" diyen bir kahramanın hikâyesi... "Yarabbi, bana ölünceye dek bu devlete hizmet etmeyi nasip eyle..."
240.50 ₺ -
Öfke Dansı
Öfkenin nedenleri ve modelleri üzerinde duran bu kitap, önemli ilişkilerde anlamlı ve uzun vadeli değişimler gerçekleştirmeyi sağlayacak özel stratejiler sunuyor. Kavga ve suçlamayla ya da sessizlik ve duygusal uzaklaşmayla dışarı vurulan Öfkenin, mevcut ilişki dinamiklerini neden ve nasıl koruduğunu kanıtlıyor ve öfkeyi yapıcı bir hale dönüştürmenin yollarını gösteriyor.
24.00 ₺ -
Son İbn Siracın Başından Geçenler Granada’da Bir Aşk Hikayesi
Son Granada hükümdarı Abdullah, atalarının ülkesinden ayrılırken, Padul dağının tepesinde durdu. Bu yüksek yerden deniz görünüyordu; bahtsız hükümdar Afrika’ya gitmek üzere oradan gemiye binecekti. Bulunduğu yerden Granada, Vega ve kenarında Ferdinand ile İsabella’nın çadırlarının yükseldiği Genil ırmağı da fark ediliyordu. Abdullah, bu güzel memlekete, sonra da Müslüman mezarlıklarını gösteren servilere bakıp ağlamaya başladı. Saray ileri gelenleri ile, bu sürgünde Abdullah’a eşlik eden annesi Ayşe Sultan oğluna şöyle dedi: “Erkek gibi savunmasını bilmediğin memleket için şimdi bir kadın gibi ağla!” Dağdan indiler; Granada gözlerinden ebediyen kayboldu.
30.00 ₺ -
Kudüsün Gizemli Tarihi
Üç semavi din için Kudüs neden kutsal? Hz. Muhammed Kudüs’te hangi mekândan semaya yükseldi? Kudüs Hz. İsa ile ilgili hangi sırları barındırıyor? Mesih’in nereden göğe yükseldiğine ve nereye geleceğine inanıyorlar? Yahudiler, Süleyman Mabedi’ni neden yeniden inşa etmek istiyor? Zeytindağı’na gömülmek için neden servet harcıyorlar? Ağlama Duvarı’nda neden gözyaşı döküyorlar? Haçlı Seferleri’ni Kudüs’e yönelten Papa hangi gizli örgüte mensuptu? Tapınak Şövalyeleri, Mescid-i Aksa’da neler yaptı? Yahudi Devleti’nin kurulması için 5 milyon altın teklif edilen Sultan II. Abdülhamid buna nasıl cevap verdi? Osmanlı Kudüs’ü nasıl kaybetti? İsrail Devleti hangi gizli planlarla kuruldu? Yavuz’dan Kanuni’ye, Hürrem Sultan’dan Abdülhamid Han’a Osmanlı, Kudüs’te hangi izleri bıraktı? Kudüs’te mahşer günü neler yaşanacak? Kehanetler Kudüs’ün geleceği ile ilgili neye işaret ediyor?
90.00 ₺ -
Nureddin Zengi Şarkın Kandili
Haçlı istilalarının dünyayı kasıp kavurduğu 12. yüzyılda yaşayan Nureddin Zengi, suyu tersine akıtmayı başaran adam. Bir ayağını Halep'te tutarak müslümanları birleştiren, zillet örtüsünü üstlerinden atan, değerler bağını yeniden yeşerten mücahid ve muttaki bir önder. Müslüman Şarkın kandili, kılıcı, kalkanı. Elliden fazla beldeyi Frenk işgalinden kurtarmasının yanında, inşa ettiği medreseler ve diğer kurumlarla Sünni uyanışa can katan bilge bir yönetici. Yeryüzünü titreştiren güçlü avazıyla, acı ve korku içinde ömür tüketmekten kurtardığı hünerli ve çalışkan kadınlarla, şehirleri ayağa kaldıran yiğit ve onurlu adamlarla benzerine pek rastlanmayan gerçek bir İslâm baharının mimari. Cesareti, adaleti ve merhametiyle herkesin hayranlığını kazanan bu güzide kahraman; yetiştirdiği ve yol gösterdiği Selahaddin'e, fetih minberini bile yaptırdığı Kudüs'ün kapısını aralayan kişi aynı zamanda. Ali Emre, sanki özellikle karanlığa terk edilen, ders kitaplarında adı bile anılmayan bu kıymetli çehreye, yirmi yıllık bir çabanın ürünü olan romanıyla ışık tutuyor. İç içe geçmiş iki anlatıyla ilerleyen romanda; büyük ve karmaşık bir toplumun, farklı aktör ve gelişmelerle çalkalanan zorlu bir dönemin, tarih ile edebiyatın temasıyla yeniden devinen birçok ayrıntının toplu bir fotoğrafını görmek de mümkün.
33.58 ₺ -
Narmanlı Aşık Sümmani
Orta Asya'daki Ozanlık geleneğinin Anadolu'daki Aşıklık geleneğine dönüşmesinde en etkili şehirlerden biri olan Erzurum, kültür sahasında pek çok âşığı yetiştirmiştir. Bu aşıklardan birisi de Aşıklık geleneğinin Anadolu coğrafyasında yavaş yavaş irtifa kaybettiği bir dönemde dünyaya gelmiş ve şiirlerindeki farklı üslupla geleneğe yeni bir renk ve heyecan getirmiş Narmanlı -Aşık Sümmani'dir. Sümmani şiirlerini kendine has bir üslup ve hava ile yorumlayarak Türk Aşıklık geleneğine ve musikisine 'Sümmani Ağzı' olarak bilinen yeni bir makamı da kazandırmıştır. İlhamını gerçek hayattan ve hayal dünyasından alan Aşık Sümmani, bu sentezi şiirlerine yansıtmayı çok iyi başarmıştır. O, gözlemlediklerini ve görünenin arkasına gizlenenleri kendi üslubu ile anlatarak şiirini özgün kılmış ve ölmez eserler bırakmış bir Anadolu aşığıdır.
100.74 ₺ -
Kızıl Elma Peşinde Bir Ömür Fatih Sultan Mehmed
FATİH’İN İÇİNDE YANAN KOR’A DOĞRU BİR SEYAHAT İçinden kayıklar geçiyor bu kitabın, ilim adamlarıyla dolu. Coğrafyaları bir gerdanlık gibi birbirine rapteden altın halkaları tespit ediyor. Harita tutkusuyla iç dünya teknolojisini bir araya getiren engin bir ufka yelken açıyor. Yazar için Fatih’in ve fethinin maddesi kadar, belki de daha fazla, ifade ettiği mana önemli. Ne arıyordu bu genç Sultan, Bizans İmparatoru’nun efsanevi kütüphanesinde? Ya Delfi mabedinin kâhini Plutark’ın biyografi kitabını neden istinsah ettirmişti? Yaptırdığı onlarca Füsûsu’l-Hikem şerhindeki hikmetlerin, içindeki hangi boşluğa deva olacağını bekliyordu? Bunları yeterince bilmiyoruz. Bildiğimiz şey, onun içinde bir korun yanmakta olduğu. Bu kitap, okurunu o kor’a bir adım olsun yaklaştırabilirse vazifesini büyük ölçüde yerine getirmiş sayacaktır.
21.17 ₺ -
Enver Paşanın Türkistan Kurtuluş Savaşı
Enver Paşa bizde daha çok Meşrutiyet inkılabı ve 31 Mart hareketi ile Osmanlı Devleti’ni 1.Dünya Savaşı’na sokması, bir de Sarıkamış harekâtıyla tanınır. Ancak ömrünün Türkiye dışında geçen son dört yılı hâlâ bir muammadır. 1960’lı ve 70’li yılların usta kalemi Tekin Erer, Enver Paşa’nın bu pek az bilinen Türkistan’ın bağımsızlık savaşındaki önderliği dönemine bir roman akıcılığındaki anlatımıyla ışık tutuyor. “Kimdir bu Enver Paşa? Ortaasya’nın binlerce tepesinden biri olan Çegan tepesinin eteklerinde cenk etmek için burada ne işi var? Nasıl olmuş da, neden icap etmiş de buralara kadar gelmiş? Nasıl olmuş da Ortaasya Türk kuvvetlerinin başına geçmiş? Yüzlerce, binlerce yıl evvel Osmanlı Türkleri bu topraklardan, bu bozkırlardan Anadolu’ya göç ettiler. Asırlarca üç kıtada hüküm sürdüler. Kaderin, İlâhî kaderin tecellisine bakınız ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun son Başkomutanı Türklerin ilk durağında şehit düşüyor. Paşa’nın hayatı ile Osmanlı İmparatorluğu’nun hayatı da ne kadar birbirine benziyor. Enver Paşa, bu genç Başkomutan, hayatı boyunca ne şanlar, ne şerefler, ne debdebeli, ihtişamlı günler görmüştür. Sonunda elbiseleri ve çizmeleri bile soyulmuştur. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi…”
76.50 ₺ -
İbn Haldun Hayatı ve Dönemi
İbn Haldun ortaçağda yaşamış Müslüman filozofları arasında üzerine en fazla kafa yorulmuş, hakkında tartışmalar yapılmış, makale ve kitap yazılmış olanıdır. İbn Haldun ile ilgili çalışmaların ve düşüncelerin en sorunlu olduğu saha on dördüncü asrın başlarında hayata veda etmiş olan bu filozofu, fakihi, tarihçiyi günümüz kıstasları ve kavramları ile değerlendirmek eğilimidir. Bu sebepledir ki kendisi hakkında sosyoloji ilminin kurucusu, modern tarih yazımının başlatıcısı, hatta erken dönem modern filozofu denilmektedir. Elinizdeki bu kitap İbn Haldun’un hayatını, içinde yetiştiği koşulları, dönemindeki tarihi hadiseleri, halet-i ruhiyyesini ve eserlerini ele alarak tüm bu aceleci ve peşin hükümleri tartışmaya açmaktadır. Bir diğer ifade ile İbn Haldun’a bugünden bakmak yerine bu çok yönlü tarihi şahsiyeti kendi yaşadığı dönem ve bağlamı dahilinde yargılamadan, bir kalıba sokmaya çalışmadan, olduğu gibi tanımaya ve tanıtmaya gayret etmektedir. Bu kitap, ülkemizde de sıklıkla tartışmalara konu olan ve akademik çevrelerde eserlerine duyulan ilginin hiç azalmadığı İbn Haldun ile ilgili ciddi bir boşluğu doldurmaktadır. İbn Haldun’un kim olduğu, nasıl bir çevrede yetiştiği, hangi hocalardan eğitim aldığı, hangi ilim dallarına eğildiği, hangi görevlerde bulunduğu, hangi sultanların maiyetinde çalıştığı ve nerelere seyahat ettiği gibi soruların hepsine cevap veren kapsamlı bir biyografinin ardından tüm bunların şahsının ve fikirlerinin üzerindeki etkilerini irdelemektedir. Bunu yaparken bir yandan da günümüzdeki yaygın hatalı kabullere esaslı eleştiriler getirmektedir.
35.70 ₺ -
Eski Türk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Aruz
Şiir ve biçim ilişkisi şiirin var olduğu günden beri tartışılagelmiştir. Özellikle Divan şiirinde şekil bahsi, bu şiirin diğer yönleri gibi hiçbir gevşeme kabul etmeyen bir dizi katı ve sıkı kurallarıyla, üzerinde durulması gereken geniş bir konudur. Elinizdeki kitabın ilk bölümünde Divan edebiyatında kullanılan nazım şekilleri ele alınmaktadır.
258.75 ₺ -
Mukaddime Tek Cilt
Mukaddime; ünlü İslâm devlet adamı, âlim, tarihçisi İbn Haldun’un 1377’de kapsamlı bir dünya tarihine giriş olarak yazdığı abidevî eseridir. Kitap, tarih ve sosyoloji felsefesinin genel meselelerine ansiklopedik ayrıntılarıyla girmekle birlikte, kendi içinde bir bütün oluşturması özelliğiyle şimdiye dek bilinen en iyi çalışmadır. Çağın öteki eserleri arasında, çözümleyici yeteneğinin genişliği ve tazeliği, insanlığın toplu bir görünüşünü ve toplumsal örgütlenmenin biçimlerini vermeye çalışması bakımından eşsizdir. İslâm’ın tarihî başarılarının özet bir çalışması olarak da Avrupa’da yazılmış benzeri çalışmaların çok ilerisinde bir eser sayılmaktadır. Mukaddime’nin sözlük anlamı giriş demektir. İnsanın siyasî ve toplumsal örgütlenmesinde meydana gelen değişikliklerin bir modelini ortaya çıkarmak için bir tarihçinin giriştiği ilk çaba olarak kabul edilebilir. Yaklaşımında akılcı, yönteminde çözümleyici, ayrıntılarında ansiklopediktir. Geleneksel tarihçilikten tam bir kopmayı temsil eden Mukaddime, alışılagelmiş kavram ve kalıpları ortadan kaldırarak, yalnızca olayları sıralamanın ötesinde tarihin bir açıklamasını, tarihin felsefesini bulmaya çalışır.
375.00 ₺ -
Kültürden İrfana
Kültürden İrfana ile on iki ciltlik Cemil Meriç külliyatı tamamlanıyor. Mefhumlar ve meseleler konusunda düşüncenin en ücra köşelerini yoklayan, yalınkat bir bilgi yerine kapsamlı, incelikli bir bilginin peşine düşen Cemil Meriç, Kültürden İrfana’da okurunu önyargıların köleliği yerine düşüncenin yoldaşlığına çağırıyor. “Kültür, Batı’nın düşünce sefaletini belgeleyen kelimelerden biri: kaypak, karanlık, samimiyetsiz. Tarımdan idmana, balıkçılıktan medeniyete kadar akla gelen ve gelmeyen düzinelerce mânâ. Kelime değil, bukalemun. İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime. İrfan kendini tanımakla başlar. Kendini tanımak, önyargıların köleliğinden kurtulmaktır, önyargıların ve yalanların. Kültür, irfana göre, katı, fakir ve tek buutlu. İrfan, insanı insan yapan vasıfların bütünü. Batı, kültürün vatanıdır. Doğu, irfanın.”
97.20 ₺ -
Jurnal 2.Cilt 1966-1983
Cemil Meriç'in Jurnal'inin 2. Cildi, 1960'lardan 80'lere Meriç'in ruh ve düşünce dünyasındaki dalgalanmaları yansıtıyor. Kitaplarına geçmemiş düşünceleri, notları anılarına dönerek çocukluğunu ve gençliğini ele aldığı özyaşam öyküsü değerlendirmeleri. Duygu dünyasını, zaaflarını, tutkularını döktüğü mektuplar. Özellikle yaşatmak-yaratmak ikilemini dorukta yaşadığı aylarda, idealar mektuplar, Jurnal 2'nin en hacimli ve en 'özel' metinleri. "Tekdim ve bütünümle seviyordun, sevmeğe mahkümdun" diyecek kadar iddialı ve özgüvenli ama beri yandan anlaşılmamışıkla, hayal kırıklıklarıyla, zilletlerle yüklü.
77.40 ₺ -
Jurnal 1.Cilt 1955-1965
Cemil Meriç'in Kendini, yakınlarını, etrafındakileri, içinde bulunduğu dünyayı, düşünce tarihini ve tarihimizi kendi açısından ve yalın bir şekilde değerlendirdiği eseri Jurnal, yazarın gündelik düşüncesini, kişisel maceralarını, anı ve itiraflarını, yoğun duygularını, yaratış gücünü, alışılmadık yaklaşımlarını, güçlü sentezlerini, engin kültürünü bir arada yansıtan bir büyülü aynadır. Cemil Meriç'in en doğal çehresi ve olanca çok sesliliğiyle karşımıza çıktığı eser, yazarı olduğu gibi tanımanıza, değerlendirmemize yardım eden zengin biyografik malzeme de içeriyor. İsyankar, acımasız, çoğu zaman duygusal yanlarıyla bir gönül ve düşünce adamına yaklaştırıyor bizi, Jurnal'de Cemil Meriç'in düşüncesi, karakteri, kişiliği çırılçıplak karşımızda. Jurnal, sonsuzla ve ölüm sonrasıyla bir tür hesaplaşma, bir vasiyetname, bir uzun mektup.
62.10 ₺ -
Işık Doğudan Gelir
Işık Doğudan Gelir, siyasî, felsefî, dogmatik herhangi bir inancın peşinde olmayan, başka milletlere, başka fikirlere, başka düşünce ve duyma tarzlarına sonsuz bir tecessüs besleyen bir Cemil Meriç klasiği, tüm diğer eserleri gibi. Medeniyetlerin “defter-i âmâli” olan ansiklopedilerden İslâm’ın kozmolojik dok-trinlerine; İbrani edebiyatından Kitab-ı Mukaddes’e; Herbelot’nun “muhteşem abidesi” Doğu Kütüphanesi’nden, oryantalizmlerin aydınlattığı yeni medeniyetlere; Michelet’nin ve Schuré’nin “her türlü yobazlıktan uzak”, İnsanlığın Kitab-ı Mukaddesi ve Doğu Mabetleri adlı eserlerinden, Erasmus’un Cinnete Methiye’sine, başka bir deyişle Akıl’dan Cinnet’e; hermetizmden “çağdaş düşüncenin kutuplarından biri” olan İbn Haldun’a... kanatlanan ve kanatlandıran emsalsiz bir düşünce serüveni.
60.30 ₺ -
Bir Dünyanın Eşiğinde
İlk telif eseri olan Bir Dünyanın Eşiğinde o, zamana kadar "coğrafyasında tek kıta, kafasında tek yarım küre" olan Meriç'in Asya'yı özellikle "Hint"i keşfidir. Olemp'i ararken Himalaya çıkmıştır karşısına 48 yılını gömdüğünü söylediği bu kitapta, düşüncesi ve şiiriyle, dini, felsefesi, masalıyla Hint edebiyatını ve uygarlığını inceleyen Meriç'e göre, "Çağdaş Avrupa, en aydınlık taraflarıyla Hint'in bir devamıdır."
233.10 ₺ -
Umrandan Uygarlığa
Cemil Meriç'in 21. yüzyıla taşıyacağı anlaşılan batılılaşma çağdaşlaşma uygarlık tartışmalarına çok yıllar öncesinden katkı sağlayan ufuk açan denemeleri, makaleleri iki yol var insanlık için kendi kendini imha veya gerçekten insanlaşmak insanlık tek merkeze yönelen bir tür öteki türler gibi dağılıcı değil. Bu biricik düşünen türün sonu, çözülmüş olamaz. Mekan ve zamanı aşacak insan.
55.80 ₺ -
Mağaradakiler
Aydın mı dersiniz, entelektüel mi dersiniz? İki kavrama farklı anlamlar mı yüklersiniz? Aydınlardan entellektüellerden çok şeyler mi beklersiniz, hiçbir şey beklemez misiniz? Öyle ya da böyle, kültürle derinlemesine alışveriş kaygınız arsa zaman eksenine düşünce mesaisi düşünebiliyorsanız bu kavramlar üzerine kafa yorarsanız bu sorulara cevap ararsınız ufuk ararsınız. Cemil Meriç'in hakikatte içi de, dışı da bir mağarayı anlattığı kitap Mağaradakiler bir geniş ufuk kitabı.
105.30 ₺ -
Bu Ülke
Bu ülkede, Cemil Meriç'in "aynı kaynaktan fışkırdılar" dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. "Bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin vicdanı olmak, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak" isteği Cemil Meriç'in düşünme ve yazma çabasına her zaman yön vermiştir. Elinizdeki kitap bir isteğin belki de en fazla berraklaştığı eseri: "Bu sayfalarda, hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim:
252.00 ₺ -
Komplo Anlaşılmamış Devirlerin Hikayesi
İnönü’nün Atatürk’e İhaneti. Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın küresel silah savaşndaki mücadelesi. Lawrence ve Theodor Herzl’in okunmamş hikayesi. Nefret tarihçiliğinden uzak bir şekilde yakın tarihin bir başka yorumu. Vahdettin ile Atatürk’ün derin planları. Haçlıların, küresel düzenin ve evangelistlerin kurduğu planlar ile bize karşı yürütülen daha nice komploların perde arkası ve daha fazlası akıcı üslubuyla bu kitapta. Bu kitap sizi, bu zamana kadar öğrenmeniz istenmeyen tarihin derin sularına daldıracak.
70.00 ₺ -
Çeri 1
Milli Projelerde görevli olan Türk Mühendis Ahmet Serkan’ın Kerkük’te Cia Ajanları tarafından öldürülmesiyle Kerkük’e giden Türk Ajanı Yavuz, Türkiye’ye döndüğünde milli projeleri görevlilere teslim edecekken öldürülür. Artık iki cinayetin çözüme ulaştırılması ve Ahmet Serkan’ın üzerinde çalıştığı Milli Projelerin hayata geçirilme görevi istihbaratın en iyi ajanı Han’a verilir. Han, ihanet ile hizmet etme arasındaki ince çizgide devam eden hayatında en yakınlarının ihanetleriyle karşılaşır. Üstlendiği görevi tamamlamak için çıktığı yolda hizmet ettiği devletin hiç bilmediği yüzüyle karşılaşır. Osman Gazi’den Abdülhamid Han’a uzanan Devlet-i Aliye’ye hizmet eden Hıristiyanları, Fatih Sultan Mehmet’in Vatikan’a gönderdiği Türk – Müslüman Martolosların, Manseryönlük Makamına ulaşmasını, Mustafa Kemal’in Halifeliği kaldırmasının altındaki gerçekleri, İsmet İnönü’nün Amerika ile yapmış olduğu anlaşmaları, Abdülhamid Han’dan Turgut Özal’a, Özal’dan Muhsin Yazıcıoğlu’na ulaşan gizli projeleri, Ülkeyi 15 Temmuz’a sürükleyen süreci ve İhanet Gecesi yapılmak istenenleri, 15 Temmuz öncesi Büyük Ada’da toplantı yapan yabancı devlet ajanlarını, İstanbul Ayazağa’da planlanmış darbe gününü, dahası “Büyük Türkiye” hedefine yürüyen ülkenin önüne kurulmuş tuzakları öğrenir… Bu süreçte kendisine en çok yardım eden kişi yıllarca Güneydoğuda terör örgütü pkkya karşı görev yapmış olan Çeri’dir. Kaos Düzeni Sahipleri bölgeyi karıştırmak için geri geldiler. Önlerindeki en büyük engel Türkiye. Ülkeyi karıştırıp iç savaş çıkarmak isteyenler, hainlerle iş birliği içindeler. Bu savaş Hilal ile Haccın, Hak ile Batılın savaşıdır. Peki, senin tarafın ne olacak? Kitabın geliri yazarı tarafından Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfına bağışlanmıştır…
126.00 ₺ -
Gazi Mustafa Kemale Cevaplar
Milli Mücadele kumandanlarımızdan Kazım Karabekir'in en önemli iddialarını kaleme aldığı bu kitabı, ilk yayınlanma hikayesinden başlayarak tarihî bir vesika gibidir. Yayınlanması engellenen, ilk baskıları yakılan bu kitapta Karabekir, Mustafa Kemal Paşa hakkında radikal suçlamalarda bulunur. Gazi Mustafa Kemal'in Milli Mücadele için istekli olmadığını, Sultan Vahdettin'i başta tutmak için çalıştığını, O'nu Anadolu'ya gönderenin de İngilizler olduğunu yazar. Sonraki yıllarda cereyan eden birçok tartışmanın temelinde bu kitapta yazılan suçlamalar ve yorumlar vardır. Kitap, Karabekir'in yayınladığı belgeler sebebiyle sıradan bir hatıra kitabının ötesinde belgeli bir tarih metnine dönüşmüştür. Ne var ki ortaya atılan iddialar da yine kitabın içindeki bazı metinlerle kendini sorgulamamıza yol açar. Fevzi Paşa'nın Mustafa Kemal Paşa'yı tutuklamak üzere Karabekir'den yardım talep ettiği, Mustafa Kemal'in Fevzi Paşa'ya suikast girişimi, Mustafa Kemal ve çevresinin Bolşeviklik hevesleri gibi iddialara karşılık kitabın son kısmında Mustafa Kemal Atatürk'ün el yazısıyla bu kitaba düştüğü notları da yayınlıyoruz. Ayrıca tarihçi Enver Ziya Karal ile bir araya gelen Kazım Karabekir'in, Nutuk'ta yanlış yazılan kısımlara dair verdiği bilgilere karşılık, Karal'ın Karabekir'e yazdığı cevabı da kitapta okuyabiliyoruz.
26.60 ₺ -
Tahta At
Sinema ve televizyon ekranlarının sevilen yüzü Bahadır Yenişehirlioğlu yeni romanı TAHTA AT’la bir aile öyküsü üzerinden insanın kendi içindeki iyi ve kötüyle ilişkisini etkileyici bir biçimde anlatıyor. İstanbul’un Boğaz’a nazır tepelerinden birinde görkemli bir villa; Haznedaroğlu Köşkü. Köklü bir ailenin birkaç nesildir yaşadığı göz kamaştırıcı hayat. Paraya, güce, statüye, delicesine âşık olduğu bir eşe ve güzel bir evlada sahip bir adam, Ekrem Bey. Ekrem’in asil ve iyilik sever eşi, bir kadının belki de en çok istediği şey olan sevilme duygusunu sonuna kadar yaşayan Zerrin Hanım. Ekrem Bey ve Zerrin Hanım’ın gözlerinden sakındıkları, genç ve güzel kızları Elif. Elif’in hayatında ilk kez aşkın en masum ve güzel halini yaşadığı, yetenekli ve yakışıklı basketbolcu Bora. Dışarıdan bakıldığında göz kamaştırıcı görünen hayatlar arkasında neler gizler? Gün gelir buz tutmuş bir dağda bir filiz çatlatır mı bütün dağı? Yalan nedir gerçekte? Peki ya kötülük? Kötünün karşısında kendini koruma refleksiyle bir an içi ağızdan çıkıveren bir söz büyüye büyüye nasıl bir kâbusa dönüşür? Kötülüğe tutsak kalmış birini oradan ne tutup çıkarabilir? Bu kez TAHTA AT ile bugüne kadar kaleme aldığı en hızlı kurguyla çıkıyor okurlarının karşısında. İnsanın kendi içindeki iyi-kötü savaşını yer yer adeta bir Musa kıssası olarak anılacak bir romanla resmediyor. Karakterleri güçlü, kurgusu sağlam ve sürprizlerle dolu bir roman…
236.80 ₺ -
Beyaz Usta Siyah Çırak
12 Eylül’ün darbesini yemiş bir aile. Cezaevinde idamla yargılanan bir abi, geçirdiği felçten sonra yok hükmünde bir baba ve bu iki acı arasında kalakalmış bir anne. Ve ailesini derleyip toparlarken unutulmuş, ihmal edilmiş bir genç adam; Sarp. Acılarla, kayıplarla geçen gençlik yıllarından sonra, hangi pusula Sarp’a çıkış yolunu gösterecek? Bir yanda hiç ummadığı bir anda hanımeli kokularıyla hayatına giren bir rehber, Kıymetlim dediği Ustası. Bir yanda kendini de Sarp’ı da aşkla yakan bir kartal; Ve bu iki çekim merkezinin etkisinde Aşk’ın hallerini tecrübe ederken yeniden doğan Sarp. Aşk Çölü, Aşk Cephesi, Kanaviçe ve Kerime ile yakın tarihin acılarını en insani noktadan yakalayarak anlatan Bahadır Yenişehirlioğlu, Beyaz Usta Siyah Çırak’ta merceği bugüne taşıyor. Modern insanın en temel açmazlarından birini, hakikat arayışında savrulan bir genç adamın hikâyesini anlatıyor. Beyaz Usta Siyah Çırak, geçmişinden yorgun, geleceğine hakiki bir yol arayan Sarp’ın hayal kadar şaşırtıcı ama gerçek hikâyesi.
236.80 ₺ -
Kanaviçe
1915… Ermeni Tehciri kararına, “O benim komşum, o benim arkadaşım, o benim halkım!” deyip itiraz eden cesur Kütahya Mutasarrıfı Faik Ali Bey… Ne Ermeni ne Türk, sadece ocağına tehcirin ateşi düşen bir kadın, Ani… Geride ailesini, çocuklarını, en büyük aşkını bırakıp uzaklaşmak zorunda kalan; yüreğine ayrılığın ateşi düşen bir adam, Aram… Bir trafik kazasında tüm ailesini kaybedip içine itildiği yalnızlıkta; mazi, aşk ve merhamet kuyusuna düşen, tek başına bir delikanlı, Mert… Ve 1915 Ermeni Olayları’nın bir aileye düşürdüğü ateşi ve bu ateşin günümüze kadar ulaşan ızdıraplarını işleyen Kanaviçe… İlmek ilmek aşk, ilmek ilmek hüzün, ilmek ilmek özlem… “Bazı yaralar iyileşemez” diyen Bahadır Yenişehirlioğlu kaleminden…
218.30 ₺ -
Abdulhamidin Akıl Oyunları
Sultan II. Abdülhamid Han, cihanın son büyük imparatorudur ve asla sıradan veya yabana atılacak karakterde bir hükümdar değildir. O, duyan kulaklara nasihatler ve gören gözlere işaretler bırakmayı başarmıştır. Âlem-i İslam ve devleti için yaptıklarını biliyorum diyorsanız, yanılıyorsunuz... Çünkü bugüne kadar okuduklarınız ya da biliyorum dedikleriniz o buz dağının sadece görünen yüzüdür. Hayal veya masal değil, sadece ve sadece gerçekleri öğreneceksiniz. Hiç kimsenin yazmadığı ve anlatmaya cesaret edemediği hakikatleri okumaya hazır olun! Sultanın yaptıklarını ve hizmetlerini okudukça hüzünleneceksiniz lakin onun gibi bir dâhinin gelecek nesiller için bıraktığı işaretleri takip ederseniz, neticede, yalanlarla değil, tarihin acılarla dolu o döneminin gerçekleriyle yüzleşeceksiniz..
157.50 ₺ -
Börü
Bir intikama kaç taht sığabilir? Acılı parmaklarla yapılmış kaç gösterişli taç, burçlarından kan taşan sarayların pürüzsüz merdivenlerinden yuvarlanabilir? Hayat Ağacının köklerinde filizlenen kötülük, acunun direğindeki çatlağı zorluyor. Sürek avı gibi insan avlayan canavarlaşmış kralların tahtları sallanıyor! Kanının sesini dinleyen ve küllere gömülmüş iki hanedanlık, öç ateşiyle yanıp tutuşanları ordularında birleştiriyor. Büyük mabedin (Göbeklitepe) ve Agarta’nın üstatları, hep bir ağızdan şu soruyu sordular; “O gün geldi mi? Gökyüzünün üç yılanın üzerine kan rengi uyanacağı zaman. Bakir kar örtüsünün taze kanla ısınıp ırmaklara karışacağı an. Rüzgârın şahit olacağı ateşten bir gazabın altından kumları darmadağın edip, taştan tanrılarına sarılan zavallıların yalvaracağı, öç ateşinin yakıldığı o gün geldi mi? Beklenen cevap Börü Han’ın dudaklarından döküldü; “Canavarlaşmış kralların yönettiği topraklarda öç, sadece katliamla alınabilir!” Acun artık kurt ve aslanın pençeleri arasında… Kandan ırmakların coşkulu sesine kulak verin!
140.00 ₺ -
Din ve Laiklik Yavuz Bahadıroğlu
Ah şu bizim dışlama merakımız, ah! İnsanların tornadan çıkma olmasını bekliyoruz. Herkesi kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Benzemeyenleri de hemen dışlıyoruz. Sebep: Çarşaf ya da pardösü giymiş olması. Başını örtmesi. Farklı siyasi partiyi desteklemesi. Ya da değişik bir dini cemaate mensup bulunması. Oysa kılığı-kıyafeti, partisi-patırtısı ne olursa olsun, her insana insan olarak saygıyla,hoşgörüyle yaklaşmak insan olmanın asgari şartlarındandır. Başı açık bayanın örtülü bayanı horlaması, dışlaması ne kadar abes ise, örtülü bayanın baş açık bayanı horlaması ve dışlaması da o kadar abestir. Çünkü o senin muhatabındır. Muhatabını dışlayarak fethedemezsin.
77.00 ₺