-
Ama Hangi Osmanlı
Dünyayı hâkimiyeti altına alan güçlü bir imparatorluk olarak da anlatıldı, iktidar hırsının yuvası olarak da… Padişahların gücüne ve gaza inancına methiyeler dizilirken, diğer taraftan da taht kavgalarının ve kardeş katlinin zalimliği dilden dile dolaştı. At üstünde seferden sefere geçen bir zaferler tarihi de resmedildi, harem ve saraydan dışarı çıkılmayan bir imparatorluk hayatı da… Kanunlarıyla dünyaya örnek olduğu yazılırken, kanunsuzlukları da gerileyişine sebep olarak gösterildi. Medrese ve vakıflarıyla köklü bir imparatorluk olduğu da anlatıldı, hâkim güçlerin arasında kapana kısıldığı da… Peki ama Osmanlı bu anlatılanlardan hangisiydi? Tarih sahnesinden elini eteğini çoktan çekmiş bir imparatorluk olmasına rağmen hâlâ pek çok araştırmaya, tartışmaya, polemiğe, dizilere, kitaplara taşınan Osmanlılar kimdi? Osmanlı ne kadar doğru anlatıldı? Kanunları, haremi, kardeş katli meselesi ve dahası… Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’nin kaleminden Osmanlı dünyası, padişahları, kültür hayatı ve bir imparatorluğun insana bakışı… Ama Hangi Osmanlı’da Osmanlı’ya dair gündemde ve akıllarda kalan pek çok sorunun, tartışmanın cevabını bulacaksınız… “PEKİ SİZ OSMANLI’YI NASIL BİLİRSİNİZ?”
185.00 ₺ -
Mübarek Beldeler 3 Kudüs Şam Mısır
Vaad olunan Mukaddes Topraklar neresidir? Vaad olunan Mukaddes Topraklar kimlere vaad olunmuştur? Kudüs-ü Mukaddes kılan nedir? Kudüs-ü Şerif’te Hangi Peygamber, Sahabi ve Evliyaullah medfundur? Kabir ve makamları nerelerdedir? Mescid-i Aksa neresidir, İlk kim inşa etmiştir, Özellikleri nelerdir? Kubbetü’s Sahra neresidir? Muallak Taşının sırrı nedir? Ağlama duvarının aslı nedir, Yahudiler ona bu ismi niçin vermiştir? Müminler Yurdunun Merkezi neresidir? Ehlinin bozulmasıyla Ümmette hayır bırakmayacak belde hangisidir? Allah-ü Teala isyan eden kullarından hangi belde ile intikam alır? İsa(Aleyhisselam) nereye inecek? Deccal-i nerede öldürecek? Mahşer toprağı neredir? Kur’an’ı Kerim’de ismi ile anılan şehir hangi şehirdir? Cennet Irmağı hangi beldeden geçer? Ehli güzel ahlakıyla tanınan belde hangi beldedir Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in Akrabalık Hakkını gözetmemizi istediği belde hangi beldedir? Şam-ı Şerif, Kudüs-ü Şerif ve Mısır ile alakalı bu ve buna benzer daha birçok merak edilen soruların cevabını bu kitapta bulabilirsiniz!
235.20 ₺ -
Mübarek Beldeler 2 - Medine-i Münevvere
Efendimiz(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’i ziyaret ederken nelere dikkat etmelidir? Hazreti Ebu Bekir ve Hazreti Ömer’in Efendimiz(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile aynı yerde medfun olmalarının hikmeti nedir? Ravza-i Mutahhara da bulunan mimberin, müezzin mahfilinin, mihrabların, direklerin özellikleri nelerdir? Hac veya Ümre yapanların Mescid-i Nebi’de 40 vakit namaz kılmalarının önemi nedir? Medine-i Münevvere Harem bölgesi midir? Mescid-i Nebi’nin kapıları neye göre isimlendirilmiştir? Kuba Mescid-i ve Mescid-i Nebi etrafında ki diğer bir takım mescidlerin özellikleri nelerdir? Medine-i Münevvere’nin şifalı toprağı neresidir? Medine-i Münevvere’ye yaya giden kimsenin uğrayıp namaz kılması faziletli olan vadi hangi vadidir? Cennet vadisi ve cennet dağlarından biri olan dağ hangisidir? Medine’nin Cennet pınarlarından olan kuyusu hangi kuyudur? Mekke-i Mükerrem’e ve Medine-i Münevvere’de defnolunan her kişi orada kalabilir mi? Medine-i Münevvere’nin uyun yolu üzerinde hangi sahabenin kabri vardır? Yeşil kubbe ne zaman yeşile boyanmıştır? Cennet bahçesi üzerinde ki dağ hangi dağdır? Bedir şehitliği ve Bedir de ki Melekler dağının özellikleri nelerdir? Uhud ve Uhud şehitliğinin özellikleri nelerdir? Hendek mevkiinde ki yedi mescidlerin özellikleri nelerdir? Medine-i Münevvere ile alakalı bu ve buna benzer daha birçok merak edilen soruların cevabını bu kitapta bulabilirsiniz!
254.80 ₺ -
Sade Yaşam İçin Küçük Bir Adım
“Binlerce kilometrelik bir yolculuk, atılacak tek bir adımla başlar.” Lao Tzu Modern hayatın sunduğu imkânların çokluğu, sürekli bir tercihte bulunma sorumluluğunu da beraberinde getirdi. Seçme özgürlüğünün artmasıyla birlikte mutsuzluğumuz da artmaya başladı. Hızla tükenen ve yenilenmesi gereken pek çok şey için sürekli karar vermesi gereken insanoğlu,çokluk bataklığının içinde çırpındıkça kendini kaybetti. Esasen hepimizin istediği tek bir şey vardı. Mutlu olmak! Ancak mutluluğun da tükenebilir bir şey olduğunu unuttuk.Modern dünya bizden hiç düşünmeden tüketmemizi isterken, Sade Yaşam Felsefesi bizleri ihtiyaç dışı tüketimden ve nesnenin esiri olmaktan kurtararak hayatımızın dizginlerini elimize almamıza yardımcı olur. Japonca değişim anlamına gelen kai ve iyi anlamına gelen zen kelimelerinden türeyen kaizen ise bizleri çağımızın bulaşıcı hastalığı olan affluenzadan, yani tüketim bağımlılığından, korumak ve sade yaşamı kalıcı kılmak için etkili ve keyifli bir yoldur.
96.20 ₺ -
Osmanlı ve Modernleşme
“Çeşme yenilgisinin (1770) sonucu olarak Osmanlı denizciliğinin modernleşmesinde Osmanlıların çağdaşı devletlerin teknolojisini adapte etmedeki başarısının, devrin önemli denizci devletlerinin en iyi oldukları alanlar üzerinden yapılması, tercihlerin tesadüfî olmadığını göstermektedir. Tuncay Zorlu’nun kitabı bütün bu konuları aydınlatacak bilgi birikimini ve değerlendirmeleri sunmaktadır.” İDRİS BOSTAN “18. asırdaki ordu modernleşmesi önemli ölçüde bilgimizin dışındadır. Osmanlı tarihindeki büyük bir boşluğu dolduran, III. Selim devrini ele alan Doç. Dr. Tuncay Zorlu’nun eseri bahriyedeki teknik yenilenmeyi içeriyor. Osmanlı modernleşmesi ve mühendisliği açısından önemli bir katkıdır. Bu gibi çalışmalar Osmanlı Denizcilik Tarihi hakkındaki önyargıları ve yavan değerlendirmeleri süratle değiştirecektir.” İLBER ORTAYLI Osmanlı deniz gücü, birtakım önyargı ve taraflı yaklaşımların çevrelediği bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bilinen en yaygın yaklaşım şüphesiz Osmanlı deniz gücünün varlığını Piri Reis ile Barbaros arasındaki kısa bir süreyle sınırlandırandı. Osmanlı deniz gücünü sadece deniz savaşlarıyla ilişkilendirerek deniz ticaretinden hiç bahsetmeyen bir başka önyargılı yaklaşım da mevcuttu. Osmanlıların hiçbir zaman bir deniz gücü oluşturabilecek teknolojiyi geliştiremedikleri ya da birtakım dinî-ideolojik sebeplerden dolayı adapte edemedikleri düşüncesi de önyargılar zincirinin son halkasını oluşturuyordu. Peki tüm bu yaklaşımlar ne kadar doğruydu, eksiklikleri ve başarılı yönleriyle Osmanlılar denizlerde hangi ufuklara doğru yelken açmıştı? III. Selim dönemiyle beraber iyice değişim ve gelişim gösteren Donanma-yı Hümâyûn nasıl dönemin başlıca büyük deniz güçlerinden biri hâline gelmişti? Dönemin söz konusu yenilikçi yönünü ele alan Osmanlı ve Modernleşme/III. Selim Dönemi Osmanlı Denizciliği, Osmanlı donanmasının III. Selim dönemi sonlarına doğru nasıl Avrupa’nın en güçlü donanmalarından biri hâline geldiğini ortaya koyuyor. Doç. Dr. Tuncay Zorlu’nun kalemi, Prof. Dr. İdris Bostan’ın önsözüyle işte Osmanlı deniz gücünün perde arkası…
218.30 ₺ -
Operasyon
1912’den sonra Türkiye’yi Karar Odası yönetti. Lideri bir İngiliz’di. ve o gece, Karar Odası’na operasyon düzenlendi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir devlet olarak mı kuruldu, yoksa? Birinci Dünya Savaşı’nın galibi İngiltere, Türkiye’yi nasıl ve kimler aracılığıyla yönetiyordu? Sultan Abdülhamid devrilirken kurulan National Bank of Turkey (Türk Milli Bankası) hangi amaçla kurulmuştu? Bankanın genel müdürlüğüne, neden İngiltere’nin sömürge valiliğinde çalışan Sir Henry Babinton Smith atandı? Sultan Abdülhamid’i deviren İsmail Kemal, Esat Toptani, Emanuel Carasso ile National Bank of Turkey’in nasıl bir ekonomik ilişkisi vardı? 1908 Meşrutiyetinden hemen sonra Mezopotamya petrollerinin tamamı, Turkish Petroleum Company üzerinden nasıl bu bankaya ve İngilizler’e bırakılmıştı? Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler, diğer sömürge eyaletlerinde olduğu gibi Türkiye için de aynı yönetim modelini mi kurdu? Karar Odası’nı nasıl oluşturuldu ve kimler bu yapının içinde yer aldı? 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül askeri operasyonları Karar Odası’nın projesi miydi? Millî yapının, Karar Odası’na sızdırdığı komutanlar, işadamları, akademisyenler, gazeteciler kimlerdi? Karar Odası, Cumhuriyet tarihinde hangi kritik operasyonları yaptı? Suikastlar, terör örgütleri, çeteler, mafya ve siyaset dünyası... Karar Odası, bir ülkeyi nasıl yönetiyordu? Milli yapı, Karar Odası’na ne zaman ve nasıl bir darbe vurdu? Millî yapıya uyanma emri ne zaman, kim tarafından verildi?
26.60 ₺ -
21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi
Bisikletin atası olan aracın, at arabasından bozma pedalsız bir “koşma makinesi” olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Heavy metal müziği bir kazaya borçlu olmamız sizce de ilginç değil mi? Peki hamburgerin köklerini Orta Asya’da aramaya ne dersiniz? İsyankâr saçları ıslah etmekte kullandığımız tarağın kölelikle bir ilişkisi olduğunu söyledik diyelim, nasıl bir bağlantı kurarsınız? Durun, daha bitmedi… Kot pantolonun neden “kot” diye anıldığı konusunda bir fikriniz var mı? Ya da gökyüzünde salınışı insana mutluluk veren uçurtmanın bir zamanlar savaşlarda kullanıldığını biliyor muydunuz? Yıldıray Karakiya günlük hayatımızda yer eden bazı büyük buluşların kültür tarihinin derinlerine dalıyor, bugün sıradan saydığımız nesnelerin sıradışı yolculuğuna ışık tutuyor. Rujdan gitara, çikletten telefona, musluktan ayakkabıya 21 Sıradan Şeyin Sıradışı Tarihi, gözümüzün önündeki nesneleri daha yakından tanımamızı sağlarken bazen de can acıtan öyküleriyle onlara bakışımızı değiştirecek. Bize ise bu küçük kitapta saklı bilgilerle hem eğlenceli hem derin sohbetlere dalmak kalacak! Kitapta yer alan 21 sıradan şey: Uçurtma, ayakkabı, çamaşır makinesi, gitar, hamburger, tarak, yoğurt, kitap, telefon, musluk, bisiklet, çiklet, ayna, gözlük, müzik albümü, şemsiye, yoyo, kaşık, kot pantolon, ketçap, ruj.
8.71 ₺ -
Abdest Alıyorum Namaz Kılıyorum 1-2 Takım
Çocuklarımıza temel dini bilgileri öğretecek aynı zamanda boyama, ezber, test ile bilgilendirilecek şekilde hazırlanmıştır. Çocuklarımız Abdest'in, Namaz'ın farzları, sünnetleri ve bozan şeyleri de sıkılmadan öğrenecekler. 5 yaş üstü bütün çocuklar kolaylıkla öğreneceklerdir.
50.00 ₺ -
Tarikati Aliyyede Rabıtai Celiyye
Şu bir hakikattir ki, hastalandığı zaman kendi kendisini tedavi etmeye kalkmadan bir doktor aramak, üstelik sıradan bir doktora gitmeyip, sahasında mahir ve maruf bir doktoru arayıp bulmak ve o doktorun tavsiyelerine en küçük bir tereddüt göstermeden santimi santimine uymak ne ise; Aynı şekilde mahkemelik bir işi olduğu zaman davaya kendisi girmeyip hemen bir avukat tutmaya çalışmak, üstelik sıradan bir avukatı arayıp bulmak ne ise, nefsin ıslahında ve manevi hastalıkların tedavisinde kendisine kamil bir mürşit aramak, onu bulduktan sonra da onun vereceği talimatın dışına çıkmadan, söylediklerine harfiyyen rivayet etmek de odur. Eğer salik, şeyhin irşadına başvurmaz ve huzuru onda aramazsa, tıpkı kendi kendisini tedavi etmeye kalkan ve mahkemelik işlerinde kendi kendisini savunmaya yeltenen kimse gibi zor duruma düşer ve hiçbir şey ona fayda vermez. İsterse kat kat meşakkat ve sıkıntıyı göğüslesin, ciltlerce tıp veya hukuk kitabı devirsin ve ömrü bu sıkıntılar içinde geçsin birşey değişmez!
214.50 ₺ -
Yakın Tarihin Gerçekleri
"Trablusgarp Savaşı'nda Türk komutanlar etrafı şaşırtacak derecede etkin örgütçü, eğitimci ve her şart altında savaşçı olduklarını gösterdiler." "Balkan Savaşları'ndaki yenilgi; İngiltere ve Fransa’da Türk savaş gücü hakkında yanlış değerlendirmelere neden oldu. Bu yanılgıya Türkleri iyi tanıyan Almanya ve Avusturya kurmayları düşmedi." "I. Dünya Savaşı'ndan sonra Türk toplumu kaosu ve yeni bir dünya savaşını değil, Milli Mücadele'yi tercih etmiştir." "Osmanlı İmparatorluğu, milliyetçi akımlar sayesinde dağılan tek imparatorluk değildi; fakat ne Rusya, ne de Avusturya-Macaristan’da ulusalcı akımlar bu derecede aktif ve silahlı eyleme dönüşmüştü." "İttihatçılar milliyetperver ve büyük ideallere sahiplerdi ama kendilerini değerlendiremeyen bir ekip olmaları onları başarısızlığa sürükledi." "Tarih okumayan ve bilmeyen adam kendine göre bir sınır çiziyor. Mesela kolaylıkla 'Osmanlı’nın bizimle ne alakası var?' diyor. Bu çok vahim bir durum!" "1918 yılında, mütarekenin en hazin vaktinde, millet her yerde direniyordu. Ama bu direnişlerin arasında koordinasyon yoktu. O eşgüdümü hangi politik deha sağlayacaktı? Ancak arkasında askerî bir başarı ve müspet intibaları olan bir komutan… Mustafa Kemal Atatürk..." "1967’de bindiğimiz trendeki ihtiyar Araplar ‘Ah nerede o Osmanlı!’ diye yakınıyorlardı. Cevabı düşündürücüdür. Acaba o Osmanlı’yı kim kovaladı, bizimle beraber mi kovalandı; bilemiyoruz." Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı okurlarıyla yakın tarihin tartışmalı konularını ele alıyor: Balkanlarda İsyanlar, İttihat ve Terakki Partisi, Son Padişah Vahideddin ve Osmanlı'nın Son Günleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'in ilk Dev Atılımları, Anayasalar, Seçimler, Tek Parti Devri ve İkinci Dünya Yılları… Ortadoğu'nun Tarihi, Krallıkların Yükselişi ve Çöküşü, Baskıcı Liderler ve Oğulları, Kanayan Yara Filistin'in Geçmişi ve Geleceğine Dair Yorumlar... İstanbul'un Tarihi ve Kimliği, Sahipsiz İstanbul, Kültürel Mirasların Geleceği... YAKIN TARİHİN GERÇEKLERİ, 19 ve 20. yüzyıla dair tartışılan, gündemden düşmeyen konulara dair İlber Ortaylı'nın görüşlerini merak edenler için mutlaka okunması gereken bir kitap...
22.20 ₺ -
Sen Ben ve Çocuklarımız
Aile içinde yaşanan çatışmalarda hangi iletişim kanallarını kullanabiliriz? “Yemicem işte!” diye direten çocuklara ne demeli? Çocuğunuzun yemek seçmesinin nedeni siz olabilir misiniz? Özgüvenin azı karar, fazlası zarar mı? Çocuğumuzun strese girdiğini nasıl anlarız? Evdeki Facebook-Twitter krizlerini nasıl aşarız? Çocuğu benliğini zedelemeden eleştirmek mümkün mü? “Aman çocuğum üzülmesin” derken çocuğa iyilik mi ediyoruz kötülük mü? Hangi çocuklar tırnak yer? Kardeş kıskançlığı mı rekabet mi? Çocuğunuz geceleri korkuyla uyanıyor mu? Çalıştığı halde bir türlü derslerde başarılı olamıyor mu? Çocukluk döneminde önümüze çıkan engeller kendimizi geliştirme fırsatı olabilir mi? Her ailede yaşanan ufak çaplı krizler, çözümü mümkün sorunlar ve “çocuk eğitimi” denince anne babaların ilk aklına gelen, en çok güven duydukları bir isim; Prof. Dr. Nevzat Tarhan. “SEN BEN VE ÇOCUKLARIMIZ” anne babalar için güvenilir bir rehber kitap, hatta bir yol arkadaşı…
111.00 ₺ -
Duyguların Psikolojisi ve Duygusal Zeka
Duyguların dli adı ile basılan kitap yeni baskısında adı Duyguların Psikolojisi olarak değişitirilmiştir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan Duyguların Psikoloji'sinde insanoğlunun sahip olduğu olumlu ve olumsuz tüm duyguları (sevgi, merhamet, güven, adalet, sabır, vefa, ümit, iyimserlik, merhamet, bencillik, gurur, kibir, şüphe, öfke, kin, üstünlük, üzüntü, nefret, kıskançlık) tek tek çözümlüyor. Olumlu duyguları daha etkin kullanma yollarını gösterirken, olumsuz duygularla mücadele yöntemlerini ve bunların bireysel ve toplumsal faydaya nasıl tahvil edilebileceğini açıklıyor. Sol beyni eril, sağ beyni dişil olarak niteleyen Tarhan, kitabında bu iki beynin alanını doğru yerde kullanmak yönünde tavsiyeler veriyor. Bu noktada ön beyin alanıyla ilgili yeni bilgiler devreye giriyor. Akılla duyguyu birleştiren ön beyin, bilgileri işleme sürecini gerçekleştiriyor. Bunu için, iki beyin lobu arasında koordinasyon saylayabilen kişiler, akıl ve duygu dengesini doğru kuruyorlar. Tarhan bir anlamda duygusal zekâyı doğrunun ve batının değerleriyle yeniden yorumluyor. Zaten yazara göre, kitabın amacı da; insana duyguların kökenini anlatıp, kendi kendisini yönlendirmesini sağlamak.
185.00 ₺ -
Dikkat İcat Çıkabilir
Sessiz Sakin’in ikinci macerası ile karşınızdayız! Hatırladınız değil mi Sessiz Sakin’i. Hani şu “zeki ama çalışmıyor” denilen, azıcık tembel ve çokça meraklı arkadaşınız. Bu kitapta sizi birbirinden ilginç icatlar bekliyor. Öyle kuru kuru icatlar da değil. İcatların hikâyeleri de var. Peki, bu kitapta hangi icatlar mı var? Mesela okulda tahtayı silmeye, çöp kutusuna gidip çöp atmaya mı üşeniyorsunuz? Bundan sonra bunlar sorun değil. Durun daha bitmedi. Uçan çanta, ayağınıza kadar gelen tahta ve kablo terbiyecisi gibi daha bir sürü icat var bu kitapta. Özetle, bu kitabı okuyan herkes “Mucitör”den geçmiş gibi mucit olacak. Belki adı Sessiz Sakin olabilir ama maceraları çokça gürültülü!
168.00 ₺ -
Sofra Başı Sağlık Sohbetleri
Günümüzde ölümcül hastalıklar arttı. Bu hastalıklara tutularak ölen insanların sayısı yükselişte. Modern tıp, sadece patolojik bir vaka olduktan sonra hastalıkla ilgileniyor. Tüm buluş ve teknolojik gelişmişliklere rağmen bu hastalıkların önüne geçilememesi, modern tıbbın koruyucu hekimlik anlamında insana ne önereceğini bilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu eserde Mehmet Ali Bulut, uzun ve kaliteli yaşamın beslenme alışkanlıklarıyla ilgili olduğu tezini savunuyor. Açlık teorisi ve kan gruplarına göre beslenmeyle ilgili çarpıcı gerçekleri bizlerle paylaşan Bulut, ezber bozan geleneksel tıbbın hakikatlerini soru-cevap tekniğiyle bir sohbet havasında sizlerle buluşturuyor.
9.10 ₺ -
Pertev Beyin Üç Kızı
Sultan Abdülhamid tahttan indirileli birkaç sene olmuş, İttihat ve Terakki Cemiyeti devletin her kanalında etkin rol oynamaya başlamış, İtalyanlar ani bir baskınla Trablusgarp’ı almıştı. Ufukta Balkan Savaşı’nın kara bulutları görünüyor, Osmanlı her cepheden bozgun ve yenilgiyle dönüyordu. Mağlubiyet ve sefalet… Bir devrin çöküşü, yeni bir devrin başlangıcı, yaşanan acılar, aniden türeyen sınıflar, yeni hayat tarzıyla estetiğin ve zarafetin eriyip gitmesi, bir neslin kaybı... Münevver Ayaşlı, Pertev Bey ve ailesinin konaklarda, yalılarda; mürebbiyeler, lalalar, dadılarla süren ışıltılı hayatlarının, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sinyallerini vermesiyle altüst oluşunu, duygusal, gerçekçi ve cesur bir üslupla kaleme alıyor. Miralay Pertev Bey’in ailesi üzerinden, toplumsal bozulmuşluğu tahlil ediyor. Tarihsel gerçekliğe yaslanan; okuru Osmanlı’nın son günleri üzerine düşünmeye davet eden Pertev Bey’in Üç Kızı, Münevver Ayaşlı’nın nehir roman olarak kaleme aldığı serinin ilk halkası…
166.50 ₺ -
İncir Çekirdeği
“Güzel sana ne yakışır İstanbul, güzel İstanbul… Dün gece mensubun olmakla yine ne kadar bahtiyar idim. Misafirlerine hoş geldiniz diyen bu güler yüzün sahibini ilk kez Ata Eğitim’deki odasında tanımak şerefine erişmiştim. Kırım’ı, Bahçesaray’ı, Paris akşamlarını ne bilirdik o zamanlar. Nil’den Tuna’ya yaptığı yolculukları, hem yediğini içtiğini hem gezdiğini gördüğünü, velhasıl ecdad yadigârını anlatıyordu, en çok da seni anlatıyordu. Çok kısa sürede anlamıştık ki İstanbul, senin olmazsa olmazların vardı ama hocamızın olmazsa olmazı da sendin.” Haluk Dursun’un öğrencisinden gelen bir mektup Bir İstanbul âşığıyla, tüm detaylarıyla bir kültür tarihi yolculuğuna çıkmaya var mısınız? Küçüklüğünden beri okumaya, dinlemeye, sormaya, yazmaya doyamayan bir yazar, size defterlerini açıyor: “Haluk’un Defterleri.” Kimi Hereke Defteri, kimi İstanbul Defteri, kimi Anadolu Defteri, kimi Osmanlı Defteri, Avrupa Defteri, Orta Asya Defteri… Sırada ise Hereke Defteri var. Haluk’un Hereke Defteri’nde eski hatıralar, eski hayatlar var, tabiat var ama en çok o günlere, o insanlara hasret var… Hereke’den çıkılan yolculuğun sonunda varılan İstanbul saraylarının hoş sadası var. Yeme içme alışkanlıklarından memleketin olmazsa olmazlarına, tabiattan şehrin kuytu köşelerine, geçmişten günümüze, ağaçtan böceğe kültürü kültür yapan pek çok detayla işte bizim tarihimiz... Hazanı ayrı, yazı ayrı tatta; İstanbul’dan Hereke’ye, Hereke’den bir köye, köyden köyün gençlerine, gencinden yaşlısına, bitkisinden bayıra çayıra kadar uzanan bir geniş kültür coğrafyası… Yaklaşık 5 senedir sessizliğini koruyan Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Haluk Dursun, bu kitabıyla Hereke’den yola çıkarak İstanbul’u ve kültürümüzü yine aşkla anlatıyor. Onunla İstanbul’un nadide köşelerinde bir gezintiye çıkmaya, dalından bir meyveyi koparıp tadına varmaya, konuşmayan eşyaları dillendirmeye, çarşı pazar dolaşmaya, geçmişe dönüp şöyle bir bakmaya ne dersiniz? İncir Çekirdeği: İncir çekirdeğini doldurmaya talip küçük ayrıntılarla hayat dersi çıkarmak isteyenlerin kitabı…
19.61 ₺ -
Yahudi Soykırımı Ve Türkiye
“Türkiye, 1933’ten başlayıp II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar sürecek olan dönemde, Nazilerin tepkilerinden daha büyük tepkilerle karşılaşmadığı gibi, Nazilerin Avrupa Yahudilerine karşı giriştiği zulümlere karşı gösterdiği davranıştan daha asil bir davranış göstermemiştir.” Stanford J. Shaw Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve pek çok Yahudi erkek… Üstelik sadece Yahudiler de değil, soy ağaçlarında Yahudi kişilere rastlanan herkes… Toplatılmak, hapsolmak ve gaz odalarında öldürülmek üzerine kurulu bir alınyazısını paylaşacaktı. 20. yüzyılın başlarıydı. Nazi Almanya’sı bir ütopyanın gerçekleşeceği hissinin peşine düştü. Şüphesiz Almanlar bu başarıya imza atacak tek ırk olmalıydı. Sonrasında yaşananlarsa malûm: Yahudilerin sivil haklarını elinden alan birçok yasa, II. Dünya Savaşı, toplama kampları ve 6 milyonun üzerinde ölü… Dünya çalkalanıyordu, peki Türkiye’de durumlar nasıldı? II. Dünya Savaşı’nda geri planda kalmayı tercih eden Türkiye, dünyanın izlediği bu zulme ne tepki vermişti? İddia edildiği gibi olaylara sırtını mı dönmüştü? Savaşa girmemek adına yürütülen dış politika ve dış güçlerin kıskacında yurt içi ve dışındaki Yahudilere uzatılan yardım eli… 1930’larda, Nazi zulmünden kaçan ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni bir hayata başlayan yüzlerce profesör, öğretmen, doktor, avukat, sanatkâr ve laborant ile binlerce az veya çok tanınmış kişinin hikâyesi… Senelerdir Osmanlı ve Türk tarihi üzerine çalışmalar yapan ABD’li ünlü tarihçi Stanford J. Shaw’un kalemi, Prof. Dr. Fahri Armaoğlu ve Kutluk Armaoğlu’nun değerli çevirisiyle, arşivler, mülakatlar ve gazetelerin ışığında Yahudi Soykırımı: YAHUDİ SOYKIRIMI VE TÜRKİYE.
88.80 ₺ -
Ölüler Evinden Anılar
Dostoyevski'nin ölüm cezası Çar tarafından son anda bağışlanmış ve hafifletilerek dört yıllık kürek mahkûmiyetiyle başlayan bir askerlik hizmetine çevrilmiştir. Büyük yazarın cezası süresince yaşadıkları, tanıştığı insanlar ve biriktirdiği hikâyeler Ölüler Evinden Anılar isimli bu otobiyografik romana temel şeklini verecektir. Diri diri mezara gömülmüş hayatların, yalnızca ayaklarındakilerden değil ruhlarındaki prangalardan kurtulmaya çalışan mahkûmların hikâyeleri; ezilmişliğin, mücadelenin, bencilliğin, dışlanmışlığın, yalnızlığın ve onları ayakta tutan en önemli şeyin, umudun kanıtıdır adeta. Leyla Şener’in Rusça orijinalinden eksiksiz çevirisiyle… “Dostoyevski hiçbir zaman Ölüler Evinden Anılar’ın sadece kendi hikâyesi olmadığına ikna edememiştir insanları. 1876 yılında, şöyle yakınır bu durumdan: ‘Ölüler Evinden Anılar’ı on beş yıl önce, kurgusal bir karakterin, karısını öldürmekle suçlanan bir adamın adına yazdım. Bir ayrıntı olarak eklemeliyim ki, o zamandan bu yana -bugün bile- insanlar karımı öldürmek suçuyla sürgün edildiğimi düşünüyorlar.’ […] Ölüler Evinden Anılar’ı geleneksel bir kurgusal metin olarak değerlendirmek mümkün değildir. Dostoyevski daha çok Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler gibi son dönem işleriyle tanınmasına rağmen, Tolstoy bu eseri onun en büyük başarısı olarak kabul eder.” The New York Times
25.90 ₺ -
Genç Arkadaşıma Mektuplar
“Sevgili Hocam, Size ulaşabilmesi ümidiyle kısa bir mektup yazmak istedim. Ne zaman bir ümitsizlik, gayretsizlik, şevksizlik hali yaşasam kitaplarınız imdadıma yetişiyor. Rahatsızlıklarınız olduğunu gazetelerden okumuştum. Sizi hastalıklarınıza rağmen böyle gayretli çalışırken görmek bana da gayret veriyor…” Ayşe “Sevgili Ayşe, …Günlerim kütüphanemde okuyarak, yazarak geçiyor. Felç olmam kütüphanedeki kitapları çoğu zaman almama mani oluyor. Daktiloda da yazı yazamıyorum. Bunları şikâyet için söylemiyorum, sevk-i ilahi vardır. Bir astsubayı bugünkü duruma getiren Allah, şimdi de felç ederek mevcut halimi istemiş, bana düşen vazife “Elhamdülillah” demektir. Her şeye rağmen yazmaya devam edeceğim…” Hekimoğlu İsmail Mektuplarda, pek çok gencin yaşadığı sorunları ve Hekimoğlu İsmail’in ilaç niteliğindeki cevaplarını bulacaksınız. Kitap, genç okur üzerinde bir çeşit terapi yapıyor, yol gösteriyor. Dertlerinin dermanlarını anlatıyor. Derdi olmayanların gayretini artırıyor.
74.00 ₺ -
Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek
Bu kitap, kadın ve erkeği kendi yaradılışından uzaklaştırmadan yetiştimenin mümkün ve gerekli olduğu inancıyla yazıldı... Küçük yaşlardan itibaren fıtratına sadık kalınarak büyütülen çocuklar, ruh sağlığı açısından daha avantajlı olmaktadır. Yaratılışındaki özellikler deforme edilerek büyütülmeye çalışıldığında durum ne aileyi ne de çocuğu mutlu etmektedir.
45.54 ₺ -
Anne Olma Sanatı
Gençler bir meslek öğrenmek için senelerce tahsil yapıyor, üniversite bitiriyor, yüksek lisans yapıyor, bilgisayar ve dil kurslarına gidiyorlar. Aynı gençler evlenmek, evliliği sağlıklı yürütmek ve anne baba olmak için herhangi bir eğitim almıyorlar. Bu kitabı hazırlamaktaki amacımız anne adayı genç kızlarımızı, çocuk sahibi anneleri, özellikle çalışan anneleri çocuk eğitimi konusunda bilgilendirmektir. Üvey anneleri, boşanan anneleri ve mahkûm anneleri de unutmadık, onlara da yer verdik.
96.60 ₺ -
Sevgi ve Merhamet Öyküleri
Dünyanın en güzel öyküleri arasından, iyiliğe özendiren, kötülükten kaçındıran harika hikâyeler seçtik... Onları kolayca anlayabilmeniz ve keyifle okuyabilmeniz için yeniden yazdık... Sizler için iyilik, merhamet, dostluk, kardeşlik gibi değerlere dair harika bir öykü dizisi hazırladık... Bu dizinin kitaplarını bir solukta okuyacaksınız, ama ömür boyu unutamayacaksınız...
72.00 ₺ -
Baba Olma Sanatı
Bu çalışmadaki amacımız babaları eleştirmek değil, ailedeki rollerini hatırlatmak ve çocuk eğitimi konusunda babalara yardımcı olmaktır. Kitabımızı okuyan babalar, çocuklarına zaman ayırır, sevgilerini gösterir, koruyucu güçleriyle arkalarında olduklarını hissettirir, böylece (özellikle çalışan) annelerin yükünü paylaşırlarsa, biz de amacımıza ulaşacağız ve bundan mutluluk duyacağız.
96.60 ₺ -
Şu Acayip Arılar
Acayip Şeyler Dizisi’nin bu kitabı balarılarının olağanüstü dünyasına dair... Bala dair hiçbir şey bilmiyor olsaydınız, arılar hakkında hiçbir bilginiz olmasaydı, bir kaşık bal yediğinizde ne düşünürdünüz? Bal ile minicik bir böcek arasında böyle bir ilişki olduğunu, bu tatlı nimetin bize zehirli bir böceğin eliyle sunulduğunu bırakın düşünmeyi, hayal bile edebilir miydiniz?
112.00 ₺ -
Haliliye Mesleği
Özü Hz. İbrahim’in hakikat yolculuğuna dayanan bir yoldur ‘haliliye’ mesleği. Risale-i Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursî ise, onu ihlas sırrı içerisinde açıklar: “Mesleğimiz haliliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak iktiza eder.” Peki, nedir bu mesleğin esasları? Bir mü’min, ‘haliliye mesleği’ne dahil olmayı nasıl başarabilir? Nasıl İbrahim aleyhisselamın açtığı bu yoldan ihlas sırrına erişebilir? Abdulkadir Menek, elinizdeki kitabında ‘Haliliye mesleği’ni, Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu ölçüler ve tarifler ışığında irdeliyor. Ve ihlas, muhabbet, şefkat, diğergâmlık, dayanışma, tevazu, müsbet hareket gibi kavramlardan hareketle, Nur talebeliğinden ümmete uzanan ‘kardeş’liğin duygu haritasını çıkarıyor…
6.00 ₺ -
Mustafa Osman
“Birinci saftaki haslar içine girmeye hak kazanmış, Nur’un kahramanlarından, muhlis, ikinci bir Hüsrev, Hasan Feyzi gibi, metin, ihlası tam, bahadır, Risale-i Nur’a pekçok faydası dokunan, fedakâr, edip, vasıta-i irtibat, fevkalade sadakatli, haslar dairesinde…” Bediüzzaman Said Nursî Mustafa Osman Efendi, Üstad Bediüzzaman’ı ilk olarak 1941 yılında Kastamonu’da ziyaret eder. Bu ziyaretten sonra Nur’un manevî cazibesine kapılarak ömrünün sonuna kadar, tam elli yıl iman ve Kur’an hizmetinde aktif rol alır. Safranbolu’da ticarî faaliyetlerinin yanında Nur’un muhabere merkezi gibi çalışır; Üstad Bediüzzaman’dan ve Nur talebelerinden gelen risale ve mektupları yazıp çoğaltır ve bölgedeki diğer Nur talebelerine ulaşmasını sağlar. Bediüzzaman’la birlikte Afyon Hapsi’nde de yatan Mustafa Osman Efendi, aynı zamanda Mustafa Sungur’un Risale-i Nur hizmetine vakf-ı hayat etmesinin önemli vesilelerinden biridir. Üstad Bediüzzaman bunu, “Mustafa Osman, Sungur’un üstadı olmuş” diye ifade eder. Mustafa Osman Efendi yaptığı müdafaaları, cesareti ve şecaatiyle de meşhurdur. Pekçok insanın iman hakikatleriyle tanışmasına vesile olmakla birlikte, ahlak ve kemalatı ve ticaretteki dürüstlüğüyle de çevresine örnektir. Bu kitap, Mustafa Osman Efendi’nin hayatı çerçevesinde bir devre tanıklık etmekle birlikte, Safranbolu ve Karabük yöresinde Risale-i Nur’a hizmet etmiş önemli şahsiyetlerle tanışma imkânı veriyor.
9.75 ₺ -
Bir Devrin ve Bir Şehrin Muhteşem Öğretmeni Sandal Hoca
Osmanlı'dan, Cumhuriyet'e bir insan, bir toplum ve bir mücadele... Yokluklardan çıkarılan muhteşem bir eğitim harikası... Değerlerimizle değerlenen Örnek hoca... Hakiki Müslüman... İyi insan ve güzel öğrencileri... İbretler, dersler, öğütler... Bir yakın tarih belgeseli...
97.50 ₺ -
Hayy Bin Yakzan: Varlığın Gizemini Arayan Genç
“Edebiyattaki en güzel ve orijinal kitaplardan biri.” Times Literary Supplement “Büyüleyici ve şaşırtıcı bir hikâye… Kitap, her daim insanoğlunun ilgisini çekmiş olan insan hayatı hakkındaki soruları çözmek adına mevcut bütün tarihî ve kültürel bağlamların fersah fersah ötesinde.” Middle East Journal “Müslüman âleminin tek romanı olan bu zihnî dramda (Hayy bin Yakzan) psikolojiden ziyade yahut onunla beraber, çok ustaca idare edilmiş bir muakale (kurgu) vardır.” Ahmet Hamdi Tanpınar Endülüslü (İspanya) İslam düşünürü İbn Tufeyl’in günümüzden 850 yıl önce yazdığı Hayy bin Yakzan, birçok Avrupa diline tercüme edilmiş, Batı’da ve Doğu’da çok sayıda sanatçı ve düşünürü etkilemiş, bu eserden ilhamla romanlar yazılmıştır. İbn Tufeyl bu klasikte, ekvatoral bir adada bir ceylanın büyüttüğü çocuğun hikâyesini anlatıyor. Bu çocuk; tabiatı, tabiattaki yerini ve Yaratıcı’sını kendi başına keşfederek büyüyen bir çocuktur. Aynı zamanda önünde ne toplum, ne dil, ne de gelenek engeli vardır.
42.25 ₺