-
Şahsiyet Zarafet Ahlak
‘‘Edeb bir tâc imiş Nur-u Hüdâ’dan Giy ol tâcı emin ol her beladan’’ dediği gibi şâirin belalardan ve musibetlerden emin olmak için eline, diline ve nefsine sahip çıkmak gerek. İnsanın başına ne gelirse ya dilinden ya da nefsinden gelirmiş. Dolayısı ile insanın haddini bilmesi, bin düşünüp bir konuşması, musibetlerden selamet bulması için birinci şarttır. Dini edebiyat içinde önemli yer tutan âdâp konusu, bir konu olarak kalmamış, müstakil bir kitap olarak farklı veçhelerde okuyucusu ile buluşmuştur. Zira âdâp kuralları her dönem gelişerek değişen ve insan hayatının her döneminde lazım olan kurallardır. Toplum, kendi gibi davranmayan, kendi değerlerine mugayir tavırlarda bulunan mensuplarını posa gibi dışarı atar. Dolayısı ile edep kuralları bir manada bizim, yaşadığımız toplumda tutunabilmemiz için uymamız gereken hayati kurallardır. Emel Sözcüer uzun yıllar Anadolu’da öğrenci yetiştiren bir eğitimci. Toplumda gittikçe bir sorun haline gelen edep mevzusu onun da dikkatini çekmiş olacak ki böyle hacimli ve teferruatlı bir kitap hazırlamış; Şahsiyet, Ahlak, Zarafet. Her bir kavram ve muhtevadaki her konu birbiri ile ilgili ve birbirini tamamlar nitelikte. Sağlam bir karakterin oluşması için olmazsa olmaz olan iyi bir ahlak ve her iki kavramı tamamlayan, insanın adeta aynası niteliğinde zarafetli olma özelliği… İşte bütün bu önemli kavramların altını dolduran tâli konular bu güzel kitabın içerisinde.Neyi, nasıl, ne zaman ve niçin yapmam gerekir diyorsanız bu kitabı okumadan başka bir kitap okumayın! Bu kitap bir derdin, bir çabanın ürünü. Değerlerimize sahip çıkmak, kaybolan değerlerimizin peşinden gitmek adına atılan bir adım. Okuyan her insanla yaşamaya başlayacak olan bu kitap, okuyan herkese, dokunduğu her ruha nefes olacak. Hayatın tüm damarlarına sızarak, Kur’anî ve nebevî kaynaktan coşan cevherlerle, okurunu zarafetle aydınlatacaktır.
189.00 ₺ -
Osmanlı'da Strateji ve Askeri Güç
Oryantalist ve Avrupa merkezli görüşe göre gücünün doruğundaki Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa üstünlüğü ve gelişen teknolojik gelişmeler karşısında kendini yenileyemeyip gerilemeye başladı. İleri sürülen tüm bu tezlere göre, Osmanlılar “muhafazakâr” oldukları için dünyada meydana gelen dönüşüm sürecine mesafeli kalmayı tercih ediyor, bu da “teknolojik gerilik” olarak tezahür ediyordu. Oysa Osmanlılar, Avrupa askerî teknolojisindeki gelişmeleri oldukça yakından takip etmiş, Avrupa ve Ortadoğulu rakipleri üzerinde üstünlük kurmuş ve kurdukları bu üstünlüğü asırlar boyu muhafaza etmeyi başarabilmişlerdir. Dahası, sahip olduğu ateşli silah üretim gücü İstanbul’a kendi kendine yetebilirlik noktasında uzun vadeli bir avantaj sağlamıştı. ABD’nin başkentinde bulunan ve ülkenin diplomat ve aydınlarının yetiştirilmesinde önemli payı olan Georgetown Üniversitesi’nde Osmanlı, Avrupa ve Ortadoğu tarihi dersleri veren Macar bir tarihçi dışarıdan bakarak Osmanlı stratejisi ve değişen askerî gücünü yazdı ve Oryantalist ve Avrupa merkezli tezlerin çoğunu çürüttü: Osmanlı’da Strateji ve Askerî Güç... Osmanlı, Habsburg ve Rus askerî gelişmeleri ve serhadları yanı sıra Osmanlı stratejisi, istihbaratı ve diplomasisi üzerine araştırmaları bulunan yazarın arşiv belgelerine dayanarak ortaya koyduğu bu çalışma, Osmanlı Devleti’ni Avrupa bağlamında ele alan ilk eser olması yönüyle dikkat çekiyor.
33.30 ₺ -
-
Ana Baba Okulu
“Kendinizi geliştirmek için ana baba olmaktan daha iyi bir gerekçe bulamazdınız! İşte, eğitimin gerçekten şart olduğu nokta burası...”
150.00 ₺ -
Haremin Son Yüzyılı Sultanlar ve Damatlar
“Enver Paşa’nın eşi Emine Naciye Sultan, Enver Paşa’yı nasıl seçtiğini şu şekilde dile getirmektedir: “Fakat günün birinde Enver Bey’in beni, Sultan Reşat’tan istemesi üzerine annem odama geldi ve bana dedi ki: Kızım artık sen büyüdün. Seni Abdürrahim Efendi’den başka birkaç kişi daha istiyor. Bunların arasında hürriyet kahramanı Enver Bey de var. İşte hepsinin isimleri ve resimleri… Bak düşün ve karar ver.” Emine Naciye Sultan 19. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun hem ekonomik, hem de siyasi alanda çok zor günler geçirdiği bir dönemdi. Hanedan yaşam standartlarını korumak/idame ettirmek için mücevherlerini, değerli eşyalarını satmaya başlamış, padişahlar iktidarlarını elinde tutmak için türlü siyasi oyunların içine girmişti. Bütün bu gidişat, her kademesi birçok kural ve kaide ile yönetilen harem hayatını da tabii olarak oldukça fazla etkilemişti. Akademisyen-yazar Cevdet Kırpık, bütün bu süre zarfında padişahların, sultanların ve damatların hayatlarının nasıl değiştiğini birinci el kaynaklardan, dönemi yaşamış kişilerin hatıralarından faydalanarak hazırlamış; Haremin Son Yüzyılı’na dair şimdiye kadar yapılan çalışmalarda ele alınmayan birçok detayı gün yüzüne çıkarmış böylece bundan sonra yapılacak çalışmalara kaynaklık edecek bir eser ortaya koymuştur. - Sarayın çiçekleri sultanlar nasıl yetiştiriliyordu? - Sultanlara damatlar hangi usullerle ve nasıl seçiliyordu? - Eşini kendi seçmek isteyen sultan kimdi? - Kendisine evlenmesi için uygun görülen sultanı beğenmeyen damat adayı kimdi ve bu teklifi nasıl reddetti? - Sultanların nişan ve düğünleri nerelerde nasıl yapılıyordu? - Sultan çeyizlerinde neler vardı? - Hareme/padişaha damat olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdi? - Damatlar sultanları neden boşayamazdı? - İhanetin bedeli neydi? Bu kitabı okurken bütün bu sorunların cevabını bulacak, kendinizi haremin koridorlarında hissedeceksiniz...
240.50 ₺ -
1993 Örtülü Darbe
1993'te neler oldu? Sadece birkaç tanesini sayalım: Uğur Mumcu suikasti, Eşref Bitlis olayı, Başbağlar katliamı ve 33 askerin şehit edilmesi... Tüm bu olayların aynı yıla rastlaması bir tesadüf müydü, yoksa tüm bunlar gizli bir planın parçası mıydı? Hakkı Öznur bu titiz ve detaylı çalışmasında bu soruları sorarak, bize 1993'ün arka planını anlatıyor. Çekiç güç, PKK ve derin devlet arasındaki karanlık ilişkileri gözler önüne seren Örtülü Darbe 1993, geçmişimizin karanlık sayfalarını aralayarak, bize bambaşka bir tarih anlatıyor. Gizli planlar, komplolar ve suikastlerle dolu karanlık bir yılın, derinden ilerleyen bir darbenin nasıl gerçekleştiğini görüyoruz Örtülü Darbe 1993'te. 1993'te neler olduğunu göstererek, Türkiye'nin yakın tarihini anlamanın yolunu açan bir çalışma...
9.94 ₺ -
Yol Ayrımında Statükodan Önce Son Çıkış
Türkiye'nin en önemli anayasacılarından biri olan Osman Can, anayasa tartışmalarına önemli ve çarpıcı bir katkı sunuyor bu kitabıyla. Tarihsel kaynaklara ve dünyadan örneklere başvurarak, ülkemizin nasıl bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, demokratik, sivil ve hayatın içinden bir anayasayı nasıl yazabileceğimizi anlatıyor bizlere. Anayasa neden bu kadar önemli? Anayasal sistemin temel ilkeleri nelerdir? Nasıl bir anayasa? İhtiyacımız olan sivil ve demokratik anayasaya nasıl kavuşabiliriz? Bu yetkin ve titiz çalışmasında tüm bu soruların yanıtlarını arayan yazar, sadece hukukçuların değil her kesimden okurun ilgiyle okuyabileceği bir metinle karşımızda.
44.40 ₺ -
Benim Akıllı Yavrum
Benim Akıllı Yavrum, çocukların doğumdan itibaren gösterdikleri zihinsel gelişimi ve bunun en iyi şekilde tamamlanması için öncelikle ailenin ve sonra da eğitimcilerin neler yapabileceklerini 5 basit adımda anlatıyor. Bu adımlar: 1.Çocuğunuzun zihni nasıl çalışır farkında olun. 2.Zihnini ve yüreğini güçlendiren bir aile iklimi oluşturun. 3.Potansiyelini farkedin ve gelişimini destekleyin. 4.Çocuğunuzun zihin sistemlerini güçlendirin. 5.Eğitim ve öğrenme yolculuğunu izleyin. Vaka örnekleri ile desteklenen Benim Akıllı Yavrum, geleceğin başbakanlarını yetiştirmek isteyen anneler için...
12.00 ₺ -
Sultan Bir Kanuni Romanı
Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Anadolu’dan Rumeli’ye kara ve denizlerin yegâne hâkimi Kanuni Sultan Süleyman Han yedi cihana nam salmaya devam ediyor! Devir Muhteşem Süleyman devridir. Düşmanları bir korkudur sarar. Vehimi çıkar her köşe başından; yamandır, aman vermez. Pargalı ise her vezire benzemez, zekâsıyla savaşır da olmazları oldurur. Hürrem’in tek bir sözüyle kayıplara karışır kimi, kiminin hayatı huzur bulur. Ancak başta Cihan Padişahı vardır ki sefer eyler Bağdat’a, Estergon’a; şanıyla Viyana kapılarına ulaşır. Ne Şarlken tanır ne Ferdinand. Denizler ise Barbaros’tan sorulur. Preveze’den gelen kahramanlık haberleri Kutsal Roma ile Safeviler arasındaki ittifakı körüklerken acaba bu güç savaşında kim galebe çalacaktır? Tarihi romanların vazgeçilmez ismi Okay Tiryakioğlu, Kanuni üçlemesinin ikinci kitabı Sultan’da tarihin en ihtişamlı dönemini soluk soluğa bir anlatımla bugüne taşıyor.
185.00 ₺ -
Terörün Matruşkası KCK
TERÖRÜN MATRUŞKASI KCK, silahlı bir örgüttür. İşte dağdadır, muazzam bir gücü ve Organizasyonu, etkinliği var. Yaptıkları görüşmeleri kendi adına ve kendilerini temsilen yaparlar. Kendi çözme iradesini ve planını ortaya koyarlar. Ben burada sadece işleri kolaylaştırırım, ön açıcı bir rolüm var. Bunu da zaten yapıyorum. Onlar kendi adına hareket ederler.” A. Öcalan KCK nedir? Yasal bir oluşum mu, yoksa bir terör örgütü müdür? Bazı aydınlar, KCK’yı yasal, yarı yasal bir oluşum kabul ederek,apılan operasyonları kıyasıya eleştiriyorlar. Oysa KCK, şiddet üreten bir terör örgütüdür. Bu nedenle yapılan operasyonlar, KCK terör örgütüne yönelik operasyonlardır. KCK; Türkiye, Irak, İran ve Suriye topraklarında, şiddet yoluyla konfederal bir devlet kurmaya çalışan, PKK’nın üst çatı yapılanmasıdır. İçinde; PKK, Kongre-Gel, PJAK, HPG, TAK, DTK ve BDP’yi de barındıran KCK, matruşkaya benzemektedir. Ama şirin Rus matruşkası değil bir terör matruşkasıdır. Bu kitap, KCK’nın nasıl bir örgüt olduğunu, nasıl çalıştığını ve nasıl yapılandığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
12.60 ₺ -
Tatil Sürecinde Çocuk Eğitimi
Tatil, hayatımızın bir gerçeği. Ama, nedense amaçsızlık ve aylaklıkla özdeşleştirildiği için, bir süre sonra ‘can sıkıntısı’ üreten; geliştirmeyi bırakın, gerileten acı bir gerçeği de… Peki, bu mudur olması gereken? Tatil, eğitime ara verilen, verilmesi de gereken bir zaman dilimi midir? Yoksa tatil, eğlenceli, harikulade bir eğitim imkanı mı demektir? Eğer öyleyse, özellikle de ailenin bütün fertlerinin tam zamanlı olarak bir araya geldiği bir tatil dönemi, sevgi ve neşe dolu bambaşka bir eğitime nasıl imkân verebilir? Uzman pedagog Adem Güneş, Tatil Sürecinde Çocuk Eğitimi’nde bu soruların cevabını veriyor. Öğrenmenin ömür boyu, eğitimin de yıl boyu sürdüğü gerçeğinden hareketle, tatili mücevher kıymetinde, keyif ve keşif dolu bir eğitim sürecine dönüştürmenin yolunu anne babalara gösteriyor.
111.75 ₺ -
Sürgün Sultan
“Hamidiye Camii’nin şerefesinde yavaşça dolanan bir müezzin salâ veriyordu. Süvari ve piyadeler cami avlusunda saf tutup Padişahı beklemeye başlamışlardı. Her hafta Padişahı görmek için İstanbul’un değişik yerlerinden gelen insanlar yine gelmişti ve oldukça kalabalıktılar. Namaz saatine yakın kalabalığın içinde fısıltılar dolaşmaya başladı: – Cuma selamlığı olmayacakmış. – Padişah gitmiş. – Vahdettin İngilizlere sığınmış. – Padişah yaban illere gitmiş. Ezan okundu, cemaat sessizce camiye girip namaza durdu. Cuma selamlığı için dışarıda bekleyen görevliler ne yapacaklarını bilmez bir vaziyette öylece kala kaldılar. Abdülmecid Han oğlu Sultan VI. Mehmet Vahdettin artık yoktu! Bulutlar son Osmanlı Padişahının kara bahtına gözyaşı döküyordu.”
7.50 ₺ -
Anneme Soramadığım Sorular
Küçük yaşlarda cevapsız kalan, sorulamayan sorular büyüyünce tekrar tekrar sorulur. Çocuklarınızın size soramadığı sadece davranışlarıyla anlatmaya çalıştığı sorularını duymak ister misiniz? Hem de onların dilinden...
120.00 ₺ -
Divan Mevlana Halidi Bağdadi
DİVAN - MEVLANA HALİD-İ BAĞDADİ (k.s) Yaşadığı dönemde hizmetleri ve yetiştirdiği halifeleriyle Osmanlı coğrafyasına damgasını vurmuş, Kürtçe'nin yanı sıra Arapça ve Farsça'ya da hâkim olan Mevlânâ Halid-i Bağdâdî (k.s) hazretlerinin divanı Semerkand Yayınlarından çıktı. Nakşî-Halidî koluna adını veren bir Allah dostu olan Mevlânâ Halid'in (k.s) divanı, normal divan geleneğinde olmakla birlikte içerisinde Arapça beyitler de bulunuyor. Divan?da Arapça, Farsça ve Kürtçe gibi üç dil, şiirlerde ustaca kullanılmış. Ayrıca Divan'da münacatlar, Nakşibendî silsilesi hakkında kasideler ve tasavvufî coşkunlukla söylenmiş şiirler yer alıyor. Bu değerli ve bir o kadar enfes şiirlerle bezenmiş olan Divan'ı Semerkand Yayınları için Abdulcebbar Kavak yayına hazırladı. Yazar Adı MEVLÂNÂ HALİD-İ BAGDÂDÎ Tercüme ABDULCEBBAR KAVAK
280.00 ₺ -
Ufuktaki Müjde
Hak, adalet, insaf, şefkat, insan hak ve özgürlükleri bütün insanlığın muhtaç olduğu ortak değerler. Gün geçtikçe vahiy eksenli olan bütün bu evrensel değerlerin yükseldiği küresel bir dünyada yaşıyoruz. Gelecekte haksızlığın yerini hakkın, zulmün yerini adaletin, acımasızlığın yerini şefkat ve merhametin alacağı bir dünyada yaşamak, sanıldığının aksine hayal değil. İslamın temel değer ve dinamiklerinin umum insanlığın akıl, kalp ve vicdanında makes bulduğu bir dünyaya her gün daha da yaklaşıyoruz. Bediüzzaman’ın yıllar önce bütün âleme ilan edip haykırdığı gibi, ufuktaki müjde belki de çok yakın: “Evet, ümitvâr olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada, İslamın sadası olacaktır!” Ufuktaki Müjde, çeşitli konulardan mürekkep bir dizi yazı değil sadece. Dünyaya farklı bir gözle bakmanızı da sağlayacak ufuk açıcı bir çalışma.
5.25 ₺ -
Risale-i Nur Hizmetkarları Ağabeyler Anlatıyor-5
Bediüzzaman Said Nursî çilelerle dolu hayat yaşadı. En büyük gayesi, çevresinde toplanan Nur pervanelerini iman nurunun aydınlığına ulaştırmaktı. Aynı gaye ve gayret Nur`un ilk halkalarında da kendisini gösterdi. Risale-i Nur`daki hakikatleri onlar da etraflarına yaymak için var güçleriyle çalıştılar. İman ve Kur`an kahramanı olmaya liyakat kazandılar. Ağabeyler Anlatıyor serisi, bu mümtaz hizmet ve dava erlerinin doğrudan birinci ağızdan hatırlarını aktarmaya devam ediyor. Ayrıca bu seri, yakın tarihimize aynalık yaptığı gibi, gelecek nesillere bir miras ve belge olma özelliğine sahip. Uzun ve yorucu çalışmaların neticesinde tespit edilen hatıralar tamamen orijinal, teyitli ve tashihlidir. Tamamına yakını geniş kitleler tarafından daha önce ya duyulmamış veya hiç neşredilmemiş bilgi ve belgeleri ihtiva ediyor... İşte bize ve gelecek nesillere Nur`un ilk kahramanları ve onların dilinden Nur`lu hatıralar...
202.50 ₺ -
Kalbin Direnişi
“Başdöndürücübir rüzgâr esiyor etrafımızda. Kronolojik zaman alabildiğine hızlanmış,durmadan imge yığıyor önümüze. Her şey çok hızlı, o yüzden hiçbir şeykökleşemiyor. Yer tutmak çok zor. Çok sayıda doğru var, ama hiçbir doğrukişinin iç âleminde ruhu sükûna erdirecek yoğunluğa ulaşamıyor. Hepimizburadayız ve bir orası yok. Köksüz, yurtsuz, kimsesiz, yalnız. Annebabalarımızdan dahi emniyet almadan..." Böyle diyor Kemal Sayar ve bir çağın, bir toplumun, bir kuşağın serencamını,açmazlarını, çözülme ve savrulmalarını ustalıkla irdeliyor. Akla ve ruhadokunan incelikli çözümlemelerin eşliğinde, hepimiz için, ‘kalbindirenişi'ni merkeze alan bir çıkış yolu öneriyor. Neden mi? Çünkü, "sadece kalbi olanlar içlerindeki mucizeleri görebilir ve sadecekalbi olanlar kötülüğe karşı direnebilir."
9.59 ₺ -
Fetih ve Kıyamet 1453
"Ya ben Şehri alırım ya da Şehir beni" FATİH SULTAN MEHMED 1453 yılına dönmeye, İstanbul'un Fethi'ne tanıklık etmeye hazır mısınız? Tarih alanında pek çok önemli çalışmaya imza atan Prof. Dr. Feridun M. Emecen’den İstanbul’un fethi üzerine muhteşem bir araştırma… Hem Doğu hem de Batı dünyası için büyük önem arz eden bir şehir İstanbul… Bir yanda köklü bir imparatorluk Bizans, diğer yanda da Doğu’nun yükselen gücü Osmanlılar ve küçük yaşta babası tarafından tahta çıkarılan ve katı bir siyasi mücadelenin içine itilen Fatih Sultan Mehmed... Bu beklenmeyen başarı, İstanbul’un fethi, bir bakıma Batı dünyasının siyasi ve askerî ilerlemesine Müslüman dünyasının bir cevabı niteliğindeydi. Bununla da bitmeyecekti; İslam dünyasının en güçlü temsilcisi olan Osmanlı Türklerine Orta Avrupa’ya kadar uzanacak yeni hedeflerinin kapıları da açılacaktı. Peki adı tarihte yer etmiş bu başarılı padişah Fatih Sultan Mehmed kimdi? Şahsi dünyası, kişisel görüşleri, 21 yaşında “Fatih” olmasını sağlayan etkenler nelerdi? İstanbul’u almak için kurduğu hayaller neydi, kuşatmaya hazırlık aşamalarında neler yaşanmış ve fetih nasıl gerçekleşmişti? Gemiler gerçekten de Haliç’ten bir gecede yürütülmüş müydü? Kuşatma boyunca yaşananları Doğu ve Batı dünyası nasıl yorumlamıştı? İstanbul’un fethinin kıyametle kurulan tarihsel bağlantısının ardında yatan sebepler nelerdi? Kıyamet beklentisi niçin İstanbul’un fethiyle özdeşleştirilmişti? Bu ve bu şanlı fetih üzerine merak edilen daha pek çok soru, ilk defa yayınlanan belgeler, özel savaş resimleri, haritalar ve akıcı bir üslupla Prof. Dr. Feridun M. Emecen tarafından araştırılıp yazıldı; Fetih ve Kıyamet / 1453…
96.20 ₺ -
Geçmiş Ayrıntıda Saklıdır
Yakın tarih denildiğinde adı ilk akla gelen târihçilerden CEMİL KOÇAK, "Geçmiş Ayrıntıda Saklıdır"da literatürde pek rastlanmayan, ama birbirinden değerli bilgiler içeren “eskimiş” anıları, günlükleri ve kitapları yeniden hayata döndürüyor. Eskimiş, solmuş, unutulmuş, köşede kalmış, zamânında dahi gözden kaçmış, bugün ise hatırlanması bile mümkün olmayan, dahası yayınlandığı sırada önemli bulunmuşsa da artık terk edilmiş, bâzıları tanınmamış, bâzıları zor hatırlanabilir kitaplar, günlükler, gazete tefrikası olup orada kalmış, dergi koleksiyonlarında saklanmış anılar, kısaca kaybolmuş seslerin yeniden duyulabilmesini sağlıyor. Tüm bunları büyük bir titizlikle yaparken okurlarına geçmişi ayrıntıda aramayı hatırlatıyor. Tarihseverlerin dikkatini çekecek kitaptan bazı başlıklar: İttihatçıların ve itilâfçıların anıları, Balkan savaşlarını yaşayanların gözünden anlatan hâtıralar, Türkiye'de her geçen gün efsaneleşen Çanakkale'nin gerçek tarihi üzerine eserler, Türkiye'de yaşamış asker, diplomat ve bilimadamı Almanlar üzerine ayrıntılı bilgiler, Milli Şef İsmet İnönü üzerine yazılan, ama yayınlanamayan bir biyografinin ilginç hikâyesi, Nazi karşıtlarının İstanbul'daki faaliyetleri. Son pâdişah Vahdettin'in torunu Hümeyrâ Özbaş ile ve Türkiye'de görev yapmış Alman subaylarından Hans Rohde'nin oğlu Dieter Rohde ile Türk-Alman ilişkilerinden Hitler Almanyası'na kadar ayrıntılı bilgilerin bulunduğu çarpıcı röportajlar. "Geçmiş Ayrıntıda Saklıdır" tarihe farklı bir gözle bakmak isteyen ve tarihin yaşayanların gözünden nasıl okunacağını merak eden herkes için ideal bir kaynak niteliğinde.
259.00 ₺ -
Oblomov
Gonçarov’un tembelliğe yeni bir tanım getiren eseri Oblomov yazıldığı zamanda büyük ses getirmiş ve bir buçuk asır sonra bile tembellikten konuşurken akla gelen ilk isim olmuştur. Gonçarov’un, Oblomov’un tembelliği üzerinden bir ulusun içinde bulunduğu hali mizahi bir dille anlattığı bu roman her okuyana biraz “Oblomov” olduğunu fark ettirir. Oblomov ve ondan daha tembel uşağı Zahar, Rusya’yı; Oblomov’un her durumda yardıma koşan dostu Ştoltz disipliniyle Avrupa’yı temsil etmektedir. Bir de Oblomov’un hiç ummadığı bir anda tanıştığı Olga vardır, bakalım aşkın gücü Oblomovluğu yenecek midir? Evet, muazzam bir tembelsin; evet, miskinliğin yeryüzünü tozlandırıyor; evet, kaderin bile uyuşukluğa kapılıyor sen doğrulurken. İyi de, yüz elli yıldır nasıl oluyor da tembellik etmeden her birimizle ayrı ayrı ilgilenme zahmetine katlanabiliyorsun? Ve biz, nasıl oluyor da, "bize ne" diyemiyoruz "senin uyuşukluğundan…"
13.02 ₺ -
Cazın Irmakları
ahit Koytak Cazın Irmakları'nda caz ve blues üzerine kurduğu şiirlerle sesleniyor bu kez okuyucusuna. Cazın ve bluesun şiirle kardeşliğini en güzel Cahit Koytak anlatıyor. Şiirleri dinleyip, cazı okurken buluyorsunuz kendinizi. Zenci işçilerin çalıştıkları pamuk tarlalarından, çiftliklerden yükselen blues ve cazın acıyı ve kederi nasıl hayatın tadına dönüştürdüğünü izliyorsunuz hayretle. Beyaz adamın sinir uçlarına dikkat etmek zorunda olan siyah adamın cazına kulak veriyor, zengin çiftliklerin zalim kahyalarına karşı üflemek istiyorsunuz trompetinizi kölelerle birlikte. "Şiirin caz hali" Koytak'ın eşsiz kaleminden... "Bazı şairler vardır... Fazla tanınmasalar da 'fanatik'leri bulunur. Bu fanatikler, meftunu oldukları şairin her dizesini, her mısrasını okur; her virgülün üç farklı, her tamlamanın dört farklı anlamını bilirler. Türk şiiri mevzubahis olduğunda son dönemde bu isimler arasında başı çeken bir şair var: Cahit Koytak..." (İbrahim Zahid Altay) "Türk şiirini tamamlamaya ve yatağını daha da derinleştirmeye meyletmiş Cahit Koytak, her ne kadar mütevazı olmayı denese de görkemli şiiriyle senfonisini bestelemeyi sürdürüyor." (Özcan Ünlü) "Günlük Hayatın Resmini Çizen ve Valizinde gittikçe ağırlaşan dünyadan kaçan bir şair: Cahit Koytak" (Ali Dölek) "41 yıllık dostum Cahit Koytak, neden dokunduğu her şeyi şiire dönüştürüyor? Çünkü o hayatın her köşesine, her noktasına özgün ve özel bir dikkatle bakıyor."(Metin Önal Mengüşoğlu)
37.00 ₺ -
Ruh Hali
Ruh Hali, ruh sağlığı ve hastalıkları alanında bir kılavuz işlevi görmek, konuyla ilgili merak edilenleri derli toplu ve anlaşılır bir biçimde okuyucuya ulaştırmak amacıyla hazırlandı. Kitapta hem mutluluk, iyimserlik, hayatın anlamı, öfke, kıskançlık, aşk, evlilik, çocuk ebeveyn ilişkileri gibi konular; hem de depresyon, panik atak, fobiler, bağımlılık, alzheimer, şizofreni gibi belli başlı psikiyatrik sorunlar ele alınıyor. Prof. Dr. Kemal Sayar, Ruh Hali’ni diğer kitaplardan ayıran ne olduğunu şöyle anlatıyor: “Bu kitapla, Türkiye’de ruh sağlığı alanında görülen yerli kaynak açığını gidermeye yönelik mütevazı bir katkı sağlamış oluyoruz. Basit ve kolaycı formüller içeren çeviri kişisel gelişim kitaplarının, insanlara hiçbir şey vermediğini görüyoruz. Ruh sağlığımızı bu tür kolaycı formüllerle koruyamayız. Umulur ki Ruh Hali, ruh sağlığı ve hastalıklarının değişken ve zor tabiatını bir nebze daha anlamaya yardımcı olsun
136.90 ₺ -
Cydonıa
Beyrut’ta büyük bir sanat galerisinin güvenlik şefi Rafik… Güvenlik kameralarında yakaladığı bir görüntüyle kendisi ve yakın arkadaşları bir anda heyecan dolu bir maceranın ortasına düşüyorlar. Hayalet gerçek mi? Stian, genç bir kayakçı iken geçirdiği kaza ile tüm bedeni felç olan bir Norveçli… Yıllar sonra beklenmedik bir ses dostu oluyor. Stian dost sandığı bu kişinin, kendisini silah olarak savaş planlarında kullanacağını anlayacak mı? Sean, NASA'da çalışan, Mars yüzeyinde keşfedilen bir delikle başlayan dev proje Cydonia için seçilmiş iki astronottan biri… Mars’ta neler oluyor? Kara deliğin arkasındaki sırrı kim çözecek? İsrail’in üçüncü dünya savaşı için akıl almaz planlarının Mars ile ilgisi ne? Beyrutlu Rafik, Norveçli Stian ve Amerikalı Sean’ın yollarının kesiştiği Cydonia’da, soluk soluğa bir macera ve müthiş son…
14.00 ₺ -
Vahdeddinin Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor
Bu eser birilerine hoş veya nahoş görünmek için yazılmamıştır. Asıl hedefim ahlâka ve bizden sonra gelecek olan nesle hizmet olduğundan, gündeme getirirken ve yazarken, bu satırlara nakledilen her şahsiyetin gerçek kimliğiyle anlatılmasına ve bilhassa gerçeklere dayanarak kaydedilmesine dikkat edilmiştir. Ahmed Avni Paşa Osmanlı İmparatorluğu'nun en zor yılları, payitaht işgal altında, tahtta her fırsatta “Keşke padişah olmasaydım!” diyen Sultan Vahdeddin ve ölene kadar sultanı yalnız bırakmayan önce Bahriye Nazırı daha sonra siyaseti hiç sevmemesine rağmen başyaver olan gözüpek bir asker, Ahmed Avni Paşa. Bu kitap, imparatorluğun en zor zamanlarında Milli Mücadele'yi başlatması için Mustafa Kemal Atatürk’ü Anadolu'ya gönderen Sultan Vahdeddin’in ve bütün hazırlıkları yapan, Bandırma Vapuru’nu türlü imkansızlıklar içinde Paşa’nın emrine sunan ve en nihayetinde adı vatan haini olarak 150likler Listesi’ne son anda giren Ahmed Avni Paşa’nın gözüyle bir dönem tasviridir. Ahmed Avni Paşa, Sultan Vahdeddin’i hem saltanatı boyunca hem de San Remo’da sürgünde iken hiç yalnız bırakmamış, dikte ettiği her sözü yazmış ve bu defteri ölene dek yanından hiç ayırmamıştır. Kendisi vefat ettikten sonra torunlarına intikal eden ve özenle muhafaza edilen dede yadigârı bu defter, yazıldıktan 90 yıl sonra ilk defa okuyucularıyla buluşuyor. Sultan Vahdeddin’in kayıp hatıratı nerededir? Mustafa Kemal Paşa’yı, Anadolu’da milli hareketi başlatması için kim Samsun’a göndermiştir? Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a götüren Bandırma Vapuru’nu kim bulmuş ve emrine vermiştir? Vatan Haini 150 kişi kimdi ve nasıl seçilmişlerdi? Bu ve buna benzer birçok sorunun cevabı ilk defa Vahdeddin’in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor kitabında...
28.00 ₺ -
Hüdai
İbretli Bir Hayatın Hikâyesi… Yaşlı bir derviş son nefesini vermek üzereymiş. Genç derviş, hayatın gerçeğini bilse bilse ancak o bilir, diyerek yanına gitmiş. “Derviş baba hayat neydi,” diye sormuş. Bunun üzerine yaşlı derviş gülümsemiş: “Bir an’dı oğul” demiş. “Sadece bir an’dı.” Genç derviş haklıydı; hayatın gerçeğini sadece “an”ı yaşayanlar bilir. Sorulacaksa onlara sorulmalı, yaşamak sanatı öğreniliyorsa onlardan öğrenilmeli. Allah dostlarının hayat hikâyeleri yazılmalı ve okunmalıdır. Çünkü onlar bize sadece sözleriyle değil, yaşayış biçimleriyle de rehberlik eder, örnek olurlar. Geçmişte yaşamış Allah dostlarının, evliyaların hayatı çağdaşları tarafından kayıt altına alınmış olmasaydı, yeni nesil onları tanımayacak, ibret dolu hayat hikâyelerinden haberdar olmayacaktı. Eli kalem tutanlar, kendi çağında yaşayan Allah dostlarının hayat hikâyelerini yazmakla, kayıt altına almakla bir anlamda sorumludur. Elinizdeki kitap, bu sorumluluk duygusu ile kaleme alınmış ibretli bir hayatın hikâyesidir
6.30 ₺ -
Kahveniz nasıl olsun
"Kahvemden bir yudum aldıktan sonra yazmaya başladım. Habeşistan'dan başlayıp Yemen, Hicaz ve Mısır üzerinden istanbul'a ulaşan, oradan da bütün dünyayı kuşatacak kollara ayrılan uzun yolda zevkli bir yolculuktu bu. Doğrusu Yemen-lstanbul arasındaki menzillerde fazla oyalanmadım ve istanbul'dan ayrılan kollara da sapmadım. Çünkü benim asıl derdim, kahvenin istanbul macerasıydı. Zaten kitaba, istanbul'a kahve getiren ilk gemilerin Şeyhülislâm Ebussuud Efendi tarafından verilen bir fetva üzerine Tophane Limanı'nda batırılmasıyla başlanıyor, oradan geriye dönüşlerle kahvenin istanbul'a ulaşıncaya kadar yaşadığı macera kısaca anlatıldıktan sonra istanbul'da yeniden demir atılıyor." Beşir Ayvazoğlu Beşir Ayvazoğlu, kültür tarihine yönelttiği derinlikli bakışı, Kahveniz Nasıl OlsunP'la. bir adım öteye götürüyor. Gündelik hayatımızın, dilimizin, meclisimizin en önemli nesnelerinden biri olan "kahve" bu kitabın ortasında duruyor. Tarihi, kokusu, imgesi ve etrafında oluşan sosyoloj isiyle. Kahve, bir kez daha tüm kokusuyla. Gün yetmedi taştıkça taşan neşvemize imrendi o gün kahvede kim varsa bize 'dostlarla' dedim, 'sohbetimiz bal gibidir ey kahveci gel katma şeker kahvemize'
108.77 ₺ -
Başarının 100 Kuralı
Başarının 100 Kuralı`nda, ilim adamı, öğrenci, öğretmen, tüccar, sanayici, memur, işçi gibi toplumun her kesiminden insanların faydalanabileceği altın kurallar ve altın insanlar vardır. Başarılı insanların öğütleri, başarılarının sırları, ipuçları yer almaktadır. Prensipleriden bazıları başarının manevi altyapısını oluşturan yapıtaşlarıdır. Başarılı çalışmalar, bu temel üzerine kurulagelmiştir. Büyük insanlar, başarılarını bu kurallara bağlamıştır. Çünkü manevi altyapısı olmayan başarılar saman alevi gibidir.
5.63 ₺ -
Popüler Tarih Osmanlı Tarihi 10 Kitap
Popüler Tarih setinin ikinci serisi olan Osmanlı Tarihi, 13. yüzyılda Kayı Boyu’nun Anadolu’ya gelişiyle başlayıp, dönemin Anadolu’sunda yaşanan sosyo-ekonomik ve toplumsal değişimlere değiniyor. Ertuğrul Gazi’nin lideri olduğu Kayı Boyu, Osman Gazi ile birlikte beylikten devlete dönüşmeye başlıyor. Gazalar, göçler ve fetihlerle devam eden büyüme kısa zaman sonra dünyaya hükmeden bir imparatorluğa dönüşüyor. Osmanlı Devleti’nin kuruluş, büyüme ve gerileme dönemlerinin ele alındığı 10 ciltlik serinin son kitabı ise Osmanlı Devleti’nin kültür, sanat, edebiyat, ekonomi, siyasi yönetim ve askerî yönetimi ile alakalı bilgileri barındırıyor. Her kitabı konunun anlaşılmasını sağlayan etkinliklerle ve akılda kalıcı eğlenceli bir içerikle süslenen Popüler Tarih Serisi, aynı zamanda okullardaki müfredata uygun bir eserdir…
412.50 ₺