-
Tabular Yıkılıyor 1
İslâm'ın hükümlerinin değişip değişmediği konusunda doyurucu izahlar getiriyor; İstanbul Kanatlarımın Altında adlı iftirânameye doğru cevabı bu Kitapta görmek mümkün olduğu gibi, belgeler ışığında IV. Murad' ın hayatını ve ona yapılan iftirâlarını veriyor. Merhûm Turgut Özal' ın talebi üzerine hazırlanan Rumeli'deki Osmanlı Hâkimiyeti ve Osmanlı Devletin'de Devşirme meselesi adlı iki raporu; ve bunlara benzer dikkat çekici ve çok ehemmiyet arz eden meselelerin ayrıntılı izahlarını yapıyor.
90.00 ₺ -
Sorularla Ermeni Meselesi
Ermeni Meselesi, neredeyse bir buçuk asır önce kucağımızda bulduğumuz, bugüne kadar da taşımak zorunda olduğumuz bir meseledir. Muhataplarının dışında pişirilen ve geliştirilen bu mesele, bin yıldır birbirine el kaldırmamış iki milleti bıçak sırtı gibi ikiye ayırmış, sönmeyen bir kin ve düşmanlık ateşini yakmıştır. Bu eserin telif edilmesi, çok önemli sebeplere dayanmaktadır. En önemlisi ve birincisi. Ermeni meselesinin bir Müslüman Devlet olan Osmanlı devletindeki hukuk sistemi yani İslam Hukuku açısından değerlendirilmesidir. İkincisi, olayların ve problemlerin soru ve cevap şeklinde takdim edilmesidir. Üçüncüsü, sadece Batı kaynakları değil, sadece bizim arşiv kaynakları da değil, her ikisinin de nazara alınarak ve İslâmî ilimlere dair kaynaklar da ihmal edilmeyerek tahlili bir metot izlenmesidir. Teshillerimize göre, Ermeni meselesi, İslam âleminde ve Gayr-i Müslim dünyada yeterince bilinmemekte veya yanlış bilinmektedir; Avrupa ve Amerika´daki Türk nesilleri tarafından maalesef bilinmemektedir, Türkiye´de ise özellikle İslâmî yönü itibariyle ele alınmamıştır ve nihayet bilim adamlarının birçoğu dahi hukuki ve islami tahlilleri açısından bilmemektedirler. Bu eserin telifi bütün bu bilinmezliklere ışık tutmak amacını taşımaktadır. Bu eser, Ermeniler ve Ermeni Meselesi hakkında soru-cevap tarzında hazırlanmıştır. Ermenilerin tarihleri, kökenleri, Bizans, İlk dönem Müslümanlar ve Selçuklularla ilişkiler ve daha sonra da geniş bir şekilde Osmanlı döneminde Ermenilerin siyasi, kültürel, ekonomik hayatları anlatılmaktadır. Eserde tehcir meselesi üzerinde genişçe durulmuş, tehcirin İslam Hukukunda yeri ve Hz. Peygamberin Yahudileri tehcirine yer verilmiştir. Eser 17 bölümde 181 sorunun cevabını vermektedir
450.00 ₺ -
Silistreli Süleyman Hilmi Tunahan
Tarih bize gösteriyor ki, başta peygamberler ve onların gerçek mirasçıları olan din âlimleri olmak üzere, insanlık âlemi, büyük insanların kıymetlerini zamanlarında tam takdir edememişlerdir. Sonradan ise, bu takdir edememenin cezasını, hem muâsırı olan insanlar ve hem de onların nesilleri çekmişlerdir. Hemen hemen bütün peygamberler, bu hükmümüze müşahhas birer misal olarak verilebileceği gibi, İmam-ı A´zam ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam âlimleri de, bu acı hükmü teyid eden canlı misallerdendir. Tesbitlerimize göre, asrında tam anlaşılamayan şahsiyetlerin bu asrımızdaki misallerinden biri de Süleyman Efendi Hazretleri'dir. Maalesef, tıpkı Bediüzzaman'da olduğu gibi, devletimizin istihbârât kaynakları, resmî kurumların hazırladıkları raporlar ve tabii ki, bunlardan etkilenen medya ve ansiklopediler, bu büyük İslâm âlimi hakkında yalan yanlış şeylerle doludur. Süleyman Efendi ve talebeleri hakkında söylenen ve yazılanların çoğunun yalan yanlış şeyler olduğunu; Süleymancılık diye bir mezhep veya din olmadığını ve bu zatın Osmanlı Medreselerinde yetişmiş büyük bir âllâme ve ulûm-ı bâtınada zirveye ulaşmış bir mürşid-i kâmil olduğunu bu eser ortaya koymuş bulunmaktadır.
112.50 ₺ -
Osmanlı-Amerikan İlişkileri
Günümüz olaylarının anlaşılmasında önemli bir yere sahip olan tarihi hadiseleri bilmek geçmişi anlayarak geleceğe yön vermede mühim bir parametredir. Osmanlı-Amerikan ilişkileri bu açıdan değerli ip uçları taşımaktadır. Bugün ABD için vazgeçilmez partner olan Türkiye bu konumuna Osmanlı birikimiyle gelmiştir. Dünyanın jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli bir merkezinde bulunan Türkiye dünya tarihinde her zaman önemli bir rol oynamıştır. ABD`nin ticarî çıkarlarıyla başlayan Osmanlı-Amerikan ilişkileri XIX. yüzyılın farklı dilimlerinde değişiklik göstermiştir. Yaklaşık iki yüzyıla yaklaşan Türk-Amerikan ilişkilerini Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi (ya da II. Dünya Savaşı sonrası) olmak üzere iki döneme ayırmak mümkündür. Bu yazıda Osmanlı dönemindeki Türk-Amerikan ilişkilerine Osmanlı arşiv belgeleri ışığında değinilecek aynı zamanda 21. yüzyılda dünya siyasetine yön veren ABD´nin bugünlere nasıl geldiğini ve yıllarca hangi Müslüman devlete vergi ödediğini merak edenler için de sanırız önemli bilgiler verilecektir. Avrupa devletlerinin emperyalist politikalarının dışında kalmak istemeyen ABD Yakın Doğu`ya nüfûz etmek için, XIX. yüzyılda bölgenin tek hâkim gücü olan Osmanlı Devleti ile resmî temasa geçmek istemiştir. ABD`nin Doğu Akdeniz ticaretinde etkin olması gibi ticarî nedenlerle başlayan Osmanlı-Amerikan ilişkilerinde ekonomik sebeplerden çok, siyasî amaçlar belirleyici olmuştur. Bu anlamda ticaret, ABD tarafından siyasî alana nüfûz etmenin anahtarı olarak kullanılmıştır. İki devlet arasında çıkan problemler de genellikle siyasî meselelerden kaynaklanmıştır. Osmanlı-Amerikan ilişkilerine dair tespit ettiğimiz binlerce arşiv belgesinin yaklaşık yüzde 80`i siyasî konulara ilişkindir. Bu da, siyasî ilişkilerin ağırlıkta olduğunun göstergesidir. Kısaca Osmanlı-Amerikan münasebetlerinde, ekonomik faktörlerin öne çıktığı görünse de aslında siyasî kaygıların birinci sırada olduğu görülmektedir.
150.00 ₺ -
Osmanlı Toplumunda Tasavvuf
Dünya tarihi göz önünde bulundurulduğunda, Osmanlı Devleti, uzun müddet ayakta durabilmiş ender devletlerden biridir. Bunun sırrı, tarihin en kritik döneminde medeniyetlerin beşiği olan bir coğrafyada kurulmuş olan Osmanlı'nın, kurucusunun ve kuruluşunun temelindeki fikrî, manevî, sosyal, kültürel alt yapı ve temeli oluşturan en önemli unsurlardan biri olan tasavvufî düşünce ve aksiyondur. Osmanlı toplumunda, müesseselerinin yaygınlaşmasıyla tasavvuf, topluma nüfuz ederek, zihniyetlere tesir etmiş ve yükselen değerlerden biri olmuştur. Osmanlı bu manevî unsuru sosyal, kültürel, moral ve estetik yapılanmasında, ileriki dönemlerde adeta aslî bir unsur olarak kullanmıştır. Bu sebepten dolayı, Osmanlı'yı keşfetmenin en önemli yollarından biri de, toplumu ve müesseseleri üzerindeki derin etkileri bakımından tasavvufî düşünce ve aksiyonu yakından tanımak olacaktır. Abbâsîler döneminde sistemleşip olgunlaşan tasavvuf, Selçuklular döneminde kurumsallaşıp tarikatlar şeklinde ortaya çıkmıştır. Osmanlılar döneminde ise yaygınlaşarak toplumun bütün kesimlerini ve hayatın pek çok yönünü etkisi altına almıştır. Bu dönemde tasavvuf, devletin fikir, felsefe, mimarî, şiir ve musikî başta olmak üzere bütün güzel sanatlarla, hatta siyasî, içtimaî, iktisadî, ilmî ve askerî hayatla ilgili yönlendirmeler yapan bir düşünme ve yaşama tarzı olmuştur. Bu çalışma zaman olarak, XVII. yüzyılın esas alındığı bir zaman dilimini kapsamaktadır. Coğrafî sınır olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde bulunduğu Asya toprakları ile sınırlandırılmıştır. İstanbul'un Avrupa ve Çanakkale'nin Gelibolu yakası çalışmanın sınırlarına katılmıştır. Kitap bir giriş, iki bölüm ve ekler kısmından oluşmaktadır. Giriş bölümünde birinci derece kaynaklar tanıtılmış, XVII. yüzyılın siyâsî, içtimâî, iktisâdî durumu ele alınarak coğrafî sınır belirtilmiş, bu döneme kadar ve bu dönem tasavvufunun yapısı hakkında genel bilgi verilmiştir. Birinci bölümde, Anadolu'da tasavvuf kültürünü yayan tarîkat mensupları şahıs ve kurum bazında tanıtılmıştır. Usûl olarak öncelikle tarîkat, sonra o tarîkatın şûbesi ve mensupları kronolojik sıraya göre değerlendirilmiştir. Kitap telif edenlerin eserleri ile, şâir olanların dîvân sâhibi olup olmadıkları kaydedilmiş, bu eserlerin mevcut olup olmadıkları kütüphâne kayıtlarından taranarak tespit edilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde meşâyihın devlet ricâli ve ulemâ ile münâsebetlerine değinilmiş; halkın bilgi, kültür ve sanat anlayışını geliştirmedeki tesirleri incelenmiştir. Ayrıca bu dönemde kimi sûfîlerin sürgüne gönderilmesi ve idam edilmesinin sebepleri değerlendirilmiş; bazı vâiz ve ilim erbâbının bir kısım tekke mensubuna karşı takındığı menfî tutumun sebeplerine işaret edilmiştir. Ekler kısmında, XVII. yüzyıl meşâyihınin bir listesi çıkarılmış, şeyhlerin mensup oldukları tarîkat, bu tarîkatın şûbesi ile vefât târihleri, varsa vazîfe yaptığı tekke, şâirliği, medrese tahsîli gördüğü, eser sahibi olduğu ve bunların sayısı ile herhangi bir savaşa katıldığı listeler halinde gösterilmek sûretiyle toplu bir fotoğraf çekilmeye çalışılmıştır.
675.00 ₺ -
Osmanlı Devletinde Ehli Sünnetin Şii Akidesine Tenkidleri
Bilindiği gibi, Türk-İran münasebetlerinde Şiîliğin rolü çok büyüktür. İslâm'ın erken dönemlerinde teşekkül eden Şîa 'nın, bugün olduğu gibi, özellikle Osmanlı dönemindeki münasebetleri büyük ölçüde etkilediği bir vâkıadır. Özellikle, on beşinci yüzyılın sonları ile, on altıncı yüzyılın başlarında iki devlet arasındaki kanlı muharebelerin görünen sebebi, dînî ve mezhebîdir. Gerçek şu ki, tek sebep dînî ve mezhebî olan ihtilaflar değildir. Ancak, halkın savaşa sevk edilmesinde bu sâik sürekli kullanılmıştır. İki devletin resmiyette sulh içinde bulunduğu zamanlarda ise, özellikle İran tarafında boş durulmamış ve sürekli Anadolu içlerinde Şiî propagandasına devam edilmiştir. İşte böylesi bir dönemde neşredilerek halka dağıtılan Hüsniye adlı kitabın, reddiye sinin yapıldığı Ahmed Feyzi Çorûmî 'ye ait El-Feyzü'r-Rabbâni fî Ebâtili'l-İrânî adını taşıyan bu eseri, okuyucularımızın istifadesine sunmuş bulunuyoruz. Eserde Temas Edilen Başlıca Konular ve Yazarın Şîa 'ya Yönelttiği Eleştiriler başlığını taşımaktadır. Bu başlık altında Tevhid , Nübüvvet, Kaza-kader , Hilâfet -İmâmet , Ehl-i Beyt ve Sahabe , Lânet gibi konuların yanında, İslâm Mezhepleri Târihinde sıkça tartışılan Yetmiş Üç Fırka ile ilgili değerlendirmeler işlendi. Çorûmî, eserinde sadece bu konulara temas etmekle kalmayıp, furuât dediğimiz,inancı ilgilendirmeyip ibâdet ve muamelatla ilgili pek çok konuya da temas etmektedir. Bunlar içerisinde Şîa ve Ehl-i Sünnet arasında ihtilaflı olmayan hususlar olduğu gibi, mut'a nikahı gibi üzerinde ciddi görüş ayrılığı bulunan hususlar da vardır. Müstakil bir çalışma konusu olabilecek genişlikte ele aldığı bu hususa, çalışmamızda temas etmedik. Eserde bulunup da, bizim ele almadığımız konulardan bazıları şunlardır: Abdest, namaz, nikah, haml müddeti, tavşan eti ve satranç oyunu. Bunları bu çalışmamızda ele almamız, çalışmamızın hacmini çok genişletecekti. Ayrıca maksadımız Ehl-i Sünnet ve Şîa arasında bulunan ciddi görüş ayrılığı olan ana temel konulardı ki, bunları vermeğe çalıştık.
300.00 ₺ -
-
İslam ve Osmanlı Çevre Hukuku
'Kitap iki ayrı bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde İslam Çevre Hukukunun esaslarını kısaca özetlenmiş. Sadece teorik değil uygulamaya yönelik Furu-ı Fıkıh kitapları da değerlendirilmiş. İkinci Bölümde ise Çevre hukuku ile alakalı hukuki esaslar özetlendikten sonra, dünyanın ilk çevre Nizamnamesini ayrıntılarıyla incelenmiş ve çevre ile alakalı Osmanlı Devletindeki kurumları anlatılmıştır'.
262.50 ₺ -
Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Ve Tarihi Gelişimi
Araştırmacılar ve meraklıları için tam anlamıyla vaz geçilmez bir kaynak ve başvuru kitabı olan bu eserde Osmanlı Maliyesi'nde hemen hemen her devirde kullanılan, Tapu-Tahrir Defterlerinde ve Osmanlı İktisat tarihi ile alakalı vesikalarda da kullanılan bir yazı türü olan SİYAKAT yazısının tarihi gelişimi ile Siyakat yazısı ile alakalı binlerce örnek bulacaksınız.
262.50 ₺ -
İslam'da İnsan Hakları Beyannamesi
İslâm Hukukunda insan hak ve hürriyetleri nin tarihî gelişimini, Batıdaki haliyle mukayese etmenin hatalı olacağı ve bu mevzuda 1215 tarihli İngiliz Magna Carta´sı ile 1789 tarihli Fransız Vatandaş Hakları Beyânnâmesi'nin arz ettiği önemin, sadece Batı alemi için geçerli olacağı, bizim tarihimizde insan hak ve hürriyetleri nin gelişimi ve inkişafı diye bir şey ihtiyaç olmadığı. Zira yaradılıştan Allah'ın insanlara bu temel hak ve hürriyetleri ihsân ettiği, İslâm Hukukunda insan hak ve hürriyetleriyle alakalı ilk ve değiştirilemez metinlerin, Kur´an´ın mevzu ile ilgili âyetleri, hadisteki beyânlar, Vedâ Hutbesi ve Medine Anayasası denen Sahifeler olduğu.Problemin, şer´î kaynaklarda kabul ve tayin edilen hak ve hürriyetlerin tatbikattaki durumu olduğunu bu eseri okununca daha iyi anlaşılacaktır.
90.00 ₺ -
Eski Anayasa Hukukumuz Ve İslam Anayasası
"Eski Anayasa Hukukumuz Ve İslam Anayasası" adıyla yayınladığımız bu eserde: İslam Hukukunda Anayasa Hukukunun genel hükümleri ve temel esasları; Bazı hukuk tarihçileri tarafından ilk yazılı Anayasa olarak kabul edilen Medine Site Devleti Anayasası´nın Metni; Türklerin kurduğu son büyük İslam Devleti olan Osmanlı Devleti´nde özellikle Tanzimat´tan sonra müşahede edilen Anayasa hareketleri ve 1293/1876 tarihli Kanun-ı Esasi; Muasır İslam hukukçularının İslam Anayasa Hukuku ile alakalı çalışmaları ve Avrupa İslam Konseyi tarafından hazırlanan örnek İslam Anayasası´nın tam metni. Bu ve benzeri konuları bulacaksınız.
75.00 ₺ -
Bilinmeyen Osmanlı
Rahmetli Adnan Kahveci'nin Maliye Bakanı olduğu ilk günlerde Prof. Dr. Ahmed Akgündüz'le bir sohbet sırasında istirham mahiyetinde: Muhterem Hocam! Eğitim hayatımda Osmanlı Devleti ile ilgili doğru bilgileri öğrenememiş ve aleyhte öğrendiğim bilgilerin yanlışlığını ve tarihimizi toptan inkârın zararlarını ancak Amerika'daki tahsil hayatımda anlamıştım. Bizim Osmanlı'yı batıran kurum diye gördüğümüz 'iltizam' usulünü Amerika'nın vergi toplamada kullanmak istediği modern bir iktisat teorisi olarak mastır derslerimde görünce şaşırdım ve tekrar Osmanlı'yı incelemeye başladım. İlk işim sizin Osmanlı Kanunnâmeleri adlı eserin 1. Cildini okumak oldu. Ancak bu tür eserleri herkesin okuması mümkün değil. Keşke Osmanlı devleti ile ilgili önemli soruları, bu eserlerinizin özeti olmak üzere 500 sayfa halinde özetleseniz ve adını da BİLİNMEYEN OSMANLI koysanız, ben de en az 500.000 adet bastırıp bütün meraklı insanlara dağıtsam.. Sözlerinde ilham alınarak, Osmanlı Devleti'nin Kuruluş'unun 700. Yıldönümü münasebetiyle hazırlanan ve Rahmetli Adnan Kahveci'nin verdiği BİLİNMEYEN OSMANLI ismiyle okuyucuya sunulan eserde; Osmanlı Tarihi ile alakalı bir çok bilinmeyenin veya eksik bilinenlerin cevaplarını belgeleri ile bulacaksınız.
562.50 ₺ -
Belgeler Gerçekleri Konuşuyor 5
Arşiv belgeleri ışığında Cumhuriyet döneminde Osmanlı Devletine yapılan iftiralar, Bediüzzaman'ın I. Dünya Harbinde yaptığı hizmetler ve eğitim tarihimiz gibi değişik ve bilinmeyen konular, incelenmektedir.
90.00 ₺ -
Belgeler Gerçekleri Konuşuyor 4
Arşiv belgeleri ışığında Güneydoğu Meselesi'nin tarihî ve dinî boyutları, azınlık hakları ve ilmin kıymeti gibi değişik ve bilinmeyen konular, bütün yönleriyle izah olunmaktadır.
90.00 ₺ -
Belgeler Gerçekleri Konuşuyor 3
Arşiv belgeleri ışığında Osmanlı Devletindeki kardeş katli meselesi, Bediüzzaman'ın bilinmeyen yönleri ve Kıbrıs konusu gibi değişik ve bilinmeyen konular, bütün yönleriyle açıklanmaktadır
90.00 ₺ -
Belgeler Gerçekleri Konuşuyor 2
Yine arşiv belgeleri ışığında kadının hukukî durumu, Osmanlı Hukukunun mahiyeti ve özellikle de Arap Ülkelerinin Osmanlı Devletine kendi arzularıyla itaat etmesi gibi değişik ve bilinmeyen konular, bütün yönleriyle aydınlığa kavuşturulmaktadır. Milli Eğitim tavsiyelidir.
90.00 ₺ -
Belgeler Gerçekleri Konuşuyor 1
Arşiv belgeleri ışığında insan hakları, kadının boşanma hakkı ve özellikle de kişi haklarının korunması gibi değişik ve bilinmeyen konular, bütün yönleriyle aydınlığa kavuşturulmaktadır.
90.00 ₺ -
Ahlat Tarihi
Ahlat Tarihi adlı elinizdeki eser bir şehir tarihi olmakla beraber, aynı zamanda müslüman Türkler'in anadolu'ya girişlerinin ve vatan edinmelerinin tarihidir. Eser, Ahlatı mekan olarak esas alıp, ilk çağlardan XX. Yüzyılın başlarına kadar siyasi,sosyal, kültürel ve iktisadi yapısını incelemektedir. Çalışma yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Ahlat'ın bilinen ilk tarihinden Malazgirt Zaferi'ne kadar olan dönem incelenmektedir. İkinci bölüm, Ahlat'ın sosyal, kültürel ve iktisadi bakımdan zirveye çıktığı ve bir asrı aşkın bir süre devam eden Ahlat-Şahlar dönemine ayrılmıştır. Üçüncü bölümde, Ahlatın Eyyübiler'in hakimiyeti'ne geçişi, Celaleddin Harzem-Şah'ın Ahlat'ı kuşatması ve ardından Alaaddin Keykubat'ın Ahlat'ı imarı anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde Moğollar'ın bölgede ki tahribatı ve bu yüzden Ahlat'tan kafileler halinde göç edenler hakkında bilgi verilmiştir. Beşinci bölümde, Ahlat'ta Kara Koyunlu ve Ak Koyunlu devletlerinin hakimiyetinden ve bu bölgedeki faaliyetlerinden bahsedilmektedir. Altıncı bölümde, 1514 Çaldıran muharebesi ile Osmanlı Devleti hakimiyetine giren Ahlat'ın, Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar olan dönemi çeşitli yönleri ile incelenmiştir. Son bölümde ise, Ahlat'ta günümüze kadar gelen tarihi değere sahip kalıntılara yer verilmiş ve Ahlat'ta yetişen meşhur ilim adamları, mutasavvıflar ve sanatkarlar incelenmiştir. Ahlat Tarihi, Ahlat'ın siyasi, sosyal ve iktisadi tarihinin yanı sıra, zengin kültürel mirasını da günümüz ve gelecek nesillere tanıtmayı amaçlamaktadır.
150.00 ₺ -
Cezaevinde Şah ve Sultanlar
Tutku… Güzellik… Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş. Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş. Çaldıran... Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride. Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi? Kızılbaşlık! Sünnilik! İktidar hırsı. Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman! Korku? Ya o? Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir. Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir. Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta. Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir. Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri. Ve işte bir kez daha aşk! Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar. Şah ve Sultan… Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler. Masal kadar gerçek. Büyüleyici olduğu kadar umut verici. Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap. İskender Pala’dan…
120.45 ₺ -
Prenses Maria Bizans İstanbul’unda Ölümsüz Bir Aşk
İstanbul âşığı Haldun Hürel'den Roma İstanbul'una uzanan bir aşk hikâyesi... Latin istilasını bertaraf eden İmparator Mikael, harap edilmiş şehrini tekrar imar etmeye çalışırken kızı Prenses Maria da her şeye rağmen hâlâ göz alıcı olan İstanbul'u gezmekte, kendine yeni arkadaşlar edinmektedir. İstanbul ve Galata surları, Maria ve sevgilisi Carlo arasına çekilmiş gibidir. Maria"nın Cenevizli bir Katolik olan Carlo'ya aşkı, iki katlı surların bile ardına uzanmaktadır! İmparator Mikael’in onaylamadığı bu aşk, Maria ve Carlo'yu, neredeyse kendileriyle aynı kaderi paylaşan arkadaşları Fani ve Andrea ile çeşitli planlar yapmaya iter. Bugün "Moğolların Meryem'i" olarak da bilinen Prenses Maria, farklı bir İstanbul deneyimi yaşamak isteyenlere hüzünlü hikâyesiyle Haldun Hürel’in kaleminden sesleniyor.
215.35 ₺ -
Yol Arkadaşım
Hayata birlikte yol alan iki kişi... İki yolcu... Kimi zaman birbirleriyle hemhal olan, kimi zaman zıtlaşan iki ayrı beden ve ruh. Hayat yolculuğuna birlikte çıkmaya karar vermiş bu iki insanın, yani eşlerin birbiri ile münasebetleri nasıl olmalı peki? Hayat bir yolculuksa ve bu yolculuk birlikte tamamlanacaksa, bu iki “yol arkadaşı” önlerine çıkan engelleri nasıl aşacak ve birbirine nasıl destek olacak? Elinizdeki kitap, bu sorular için gayet basit ve güzel çözüm yolları sunuyor. Eşlerin birbirine pek çok konuda nasıl yardım edeceği ve yaşanılan sorunların nasıl aşılıp çözüme kavuşturulacağı, “yol arkadaşlığı”nın nasıl olması gerektiği o kadar güzel anlatılıyor ki...
4.50 ₺ -
Güney Asya ve Uzak Doğu'da Osmanlı İzleri
Açe, Endonezya, Malezya, Singapur, Japonya, Güney Kore ve Hindistan Güney Asya ve Uzak Doğunun bu yedi ülkesi, yitik bir medeniyetin, Osmanlının izlerini hâlâ taşıyor. Bu ülkeler için Osmanlı bir devletin, Türkler ise bir milliyetin ifadesi değildi. Bilakis, onları hatıralarında hâlâ canlı olan ve bir ölçüde rafine ederek idealleştirdikleri bir inanç sisteminin ve bir medeniyet duruşunun temsilcisi olarak yüceltmişlerdi. Elinizdeki kitap, bu diyarları bu izleri ve bu hatırayı bizatihî tesbit etmek üzere gidip görmüş bir yazarın kaleminden anlatıyor. Kitabın satırları arasında dolaşırken, bir dünya medeniyeti inşası için sorgulamadan yollara düşen yitik isimlerin, Anadolu’dan binlerce kilometre uzaklıktaki toprakların semalarında yankılanan selamlarını duyacaksınız Yaklaşık iki yıl sürecek olan yoğun bir araştırma safhasından sonra, öncelikle Güney Asya ve Uzak Doğudaki ‘Türk’ algısının Türkiye’deki mevcut milliyetçi algılarla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir içeriğe sahip olduğu sonucuna vardım. Güney Asya ve Uzak Doğu halklarının hafızasındaki Türk imgesi, asırlar boyunca Asya halklarını temsilen Avrupa’nın muhatabı ve hasmı olan Müslüman Türklere karşılık geliyordu. İstanbul ise, çağlar boyunca Güney Asya ve Uzak Doğu halklarının siyasî odağı haline gelmişti
6.38 ₺ -
Konuşmalar
Bir konuşma mı? Tam da zamanı... Doğrusu böyle bir şeye hiç gelemem. Çok uzun zamandır sadece yazmaktan başka edebiyatla hiçbir ilgim yok. Seyrek olarak, elime geçtikçe, dostlar yolladıkça bazı dergileri okuyorum. Ben zaten fazla düşünmem. Muayyen konularda, muayyen sorulara derli toplu, kuru ve sistemli karşılıklar verecek şekilde düşünmem. Onun için sorulu cevaplı bir konuşma yerine sohbet edelim, notlar alınır, sonra ben onları gözden geçiririm. Yarı sohbet, yarı röportaj, yarı düzyazı bir şey çıkar ortaya, yayınlarsınız onu.
159.80 ₺ -
Hayyam
“Biz sarhoşken henüz üzüm yaratılmamıştı” “Biliyorum her şarap anıldığında, her şarap şişesine bakıldığında, her üzüm hasadı yapıldığında tuhaf bir biçimde ruhum ordaymışçasına beni anıyorlar. O şarabın etkisiyle sarhoş olmadım ben. O şarabı hiç ağzıma sürmedim. Onun tadını da bilmem. Kırmızı, beyaz, pembe, kızıl, eski, yeni, ne zaman ve nasıl yapılırsa yapılsın, nasıl içilirse içilsin hiçbir şarapta bir izim, bir gölgem yok. Yine de herkes beni anıyor şarap denince. Şarabı sarhoş edici bir içki olarak tatmamama rağmen sarhoşluğum hep arttı. Ve öyle bir an geldi ki ne kendimi ne gayr’ı bildim.” Evreni anlama çabasını şiirlerine gizlemiş bir şair… Sayılarla oynayan bir matematik dehası… Göğü izleyen bir astronom… Medrese arkadaşı Hasan Sabbah ve Nizam’ül Mülk’le ayrılan yolları… Rasathanede izlediği yıldızlar ve baktığı gökte yalnız onun gördüğü an’lar… Asırları aşan akıl yürütmeleri… Ve elbet, rubaileri… “Hiç” olma yolunda “şey”e varan bir yolcu… Adı yüzyıllardır hafızalardan, dillerden silinmeyen Hayyam… Sadık Yalsızuçanlar’ın güçlü kalemiyle bir kez daha hayat buluyor.
7.54 ₺