-
İstanbul'un Ortası
İstanbul’un Ortası Kıymeti bilinmemiş bir başyapıt. Yıllar sonra, usta dokunuşlarla yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. Yine Malik AkseL Eski İstanbul. Eski İstanbul’un eğlence hayatı. Gelenekler, terbiye, İstanbul’u İstanbul yapan değerler. Direklerarası'nda bir kantocuya vurulmuş İmam Hakkı Erendi, tek sazlı saz şairi Âşık Cemal, dokunduğu her ürünü bereketlendiren Pazarola Hasan Bey, Güllü Agop, Kel Hasan, Dümbüllü İsmail, ramazan davulcuları, fotoğrafçılar, meddahlar... Hayal bir şehirden, hayal kadar gerçek, gerçek kadar hayal yazılar.
135.05 ₺ -
Sınır Değildir Gökyüzü
Kitapta Avustralyalı bir bayanın İslamiyet ile müşerref olması ve Tasavvuf'a intisap etme süreci roman diliyle anlatılmaktadır. Müslüman olunca Emetullah ismini alan Jyly'nin nasıl ve niçin Müslüman olduğu ayrıntıları ile verilmektedir. Eşiyle birlikte sıkça yurtdışı gezilerine çıkan Jyly'nin, Kuzey Afrika ülkesi olan Tunus'a yaptığı bir geziyle hayatı değişir. Buradaki insanlarda gördüğü güzelliğin kaynağının İslamiyet'ten geldiğini öğrenince içten içe İslam Dinine sempati duymaya başlar. Tunus'ta kaldığı müddetçe Tunus halkını gözlemler. Avustralya'ya dönünce bile aklı fikri Müslümanların yaşantısında kalır. Kendi kendine İslam'ı araştırmaya karar verir, İslamiyet ile alakalı eline geçen her kitabı okur. Araştırmaları sonucu daha evvel hiç duymadığı tasavvuf kavramı ile karşılaşır. Zamanla Müslümanlığı benimseyen, kendi çabaları ile Temel Arapçayı öğrenen, farkında olmadan sürekli kelime-i şehadet ve kelime-i tevhid getiren Jyly, büyük sufilerin kitaplarını da okur. Tasavvuf büyüklerinin kitaplarını okudukça, içten içe "Benim de bir Mürşid-i Kamil'e ihtiyacım var" demeye başlar. Tekrar Kuzey Afrika ülkelerine seyahate çıkmaya karar verir. Tunus, Fas ve Cezayir'e gider. Yolda yürürken gördüğü her insan'ı bir Mürşid zanneder. Acaba bu yolda gördüğüm dilenci mürşidim olabilir mi? Yoksa şu camide görmüş olduğum beyaz sakallı nur yüzlü ihtiyar mı ?... Hatta dayanamayıp bazılarına siz Mürşid misiniz? şeklinde sorular sorar. Ne yazık ki aradığını bulamaz ve çaresizlik içinde tekrar Avustralya'ya dönmek zorunda kalır. Avustralya'da tek başına nasibini beklemeye koyulur. Artık şunu iyice anlamıştır, mesele, Mürşid-i Kamil'i bulmak değil, Mürşid-i Kamil'in seni bulmasıdır. Bir yandan tasavvuf Büyükleri'nin kitaplarını okumaya devam eder, diğer yandan bir Mürşid'e layık olup olmadığını sorgular. Bu halden kendisini kurtarması için Allah'a (cc) yönelir. Nihayet ettiği duaların karşılığını bulur. Sanki yıllardır çilesini çektiği o an gelip çatmıştır. Mürşidini bulmuştur artık. Vakit durmak vakti değildir. Tutunmak, bağlanmak vaktidir. Eşi ile birlikte bir Allah Dostuna intisap eder. Jyly adını Emetullah olarak değiştirip, tesettüre girer. Mürşidinden ilk dersini alıp tasavvuf merkezli bir hayat yaşamaya başlar. Evinde ne kadar biblo, heykel varsa bunları kaldırıp yerini Hüsnü Hat ve Lafzatullah ile donatır. Tasavvuf'a intisap etmezden önce ona sıkıcı gelen her şey, şimdi onu Allah'a (cc ) yakınlaştıran bir vesile olmaya başlamıştır. Sessizce kainatı dinler. Bütün mevcudatın kendi diliyle Allah'ı (cc) zikretmesi onun tefekkürünü arttırır. "Harika! Maşuk arayışının ortasında seninle! Nerede ihtiyaç duyarsan orada tutmakta elini" (Mevlana)
85.40 ₺ -
Hikmetleriye Nasreddin Hoca Latifeleri
Sadeleştirilmiş halini sunduğumuz bu eser, bir Mevlevi olan Şair Burhaneddin'in, seçtiği latifelerdeki tasavvufi mana ve hikmetleri ihtiva etmektedir. Şair Burhaneddin, bugün de hepsi alemin malumu olan bu latifelerin şerhlerinde, "Allah! Allah! bu latifelerden bu anlamlarda çıkarmıymış" dedirtecek şekilde insanı hayrete bırakan yorumlarıyla merakları cezbediyor. Latifelerin yorumlarına uzaktan bakan insan, durup; 'Ne idik, ne olmuşuz' demekten de geri duramıyor.
72.80 ₺ -
Nasihatler Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinden (k.s)
Tasavvuf Nedir? Devamlı Rabıtalı Olmak Müritlerin İhlası Mürşide Teslimiyet Hizmet Nasıl Olmalı Veli Kabirlerini Ziyaret Adabı Halkla Münasebet Adabı
24.00 ₺ -
Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz
"Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz" Radyo Onbeş'te yapılan "Edep Sohbetleri" programının kitaplaştırılmış; kitaplaşırken de şiirlerle, hikayelerle, resimlerle zenginleştirilmiş hali. Bu kitabı okurken Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş son şahsiyetlerin davranış biçimlerini görecek, göç ederken bıraktıkları hoş sedanın sesini duyar gibi olacaksınız. Kaybedilmiş bir hazinenin güzelliklerini yeniden elde etmek isteyenler için...
79.80 ₺ -
Karizma Zamanları
“Karizma bahsi belli bir harekette veya şahısta bir karizmatik niteliğin bulunduğunu teşhis etmeyi sağlayan, tabiri caizse, müjdeleyici bir bahis değildir. Aksine daha ziyade ortaya çıktığı andan itibaren karizma etrafında toplanan, karizmanın davetine icabet eden kitlelerin, bu icabetle birlikte giderek zirvesine ulaşan karizmanın aynı zamanda inişinin de hazırlayıcıları olduklarını gösteren uyarıcı bir bahistir. Karizmanın ilk zamanlarında akıl almaz derecede fedakârca bir bağlılıkla hiç bir çıkar beklentisi içinde olmaksızın harekete intisap edenler, hareket belli bir başarıya ulaşıp daha da cazip hale gelmeye yüz tuttukça hasbilikten hesabiliğe doğru bir geçişin tanıkları, bazen de aktörleri olurlar. Bir kriz anının bütün zorlukları ve riskleri dolayısıyla ilk zamanlar özveriyle dahil olunan karizmatik hareket, karizmanın rutinleştiği bu aşamada bir tür ganimet paylaşımının adresi haline gelir.” Max Weber tarafından geliştirilen ve sosyal bilimler içerisinde çok önemli bir yere sahip olan karizma kavramı son yıllarda Türkiye’deki siyasal yaşamın ana motiflerinden biri haline geldi. Türkiye’nin önde gelen sosyologlarından Yasin Aktay, elinizdeki eserde, bir yandan karizma kavramının oluşum sürecini tartışırken diğer yandan Türkiye’de yaşanan siyasal gelişmeleri karizma sosyolojisi ışığında değerlendiriyor.
10.28 ₺ -
Bir Zamanlar Boğaziçi 1851
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde muhafaza edilen 1851 tarihli tek parça panoramik Boğaziçi resmi, bugünkü Beşiktaş ilçesinin ve çevresinin geçmişine ışık tutacak nitelikte. Tophaneden Arnavutköye uzanan ve Boğaziçinin Rumeli yakasının büyük bir kısmını gösteren çizimde saraylar, kasırlar, köşkler, yalılar, camiler, askerî kışlalar, hastaneler, mezarlıklar, selvi koruları ve çiçek bahçeleriyle dalgalanan muhteşem bir şehir bütün ihtişamıyla karşımızda durmaktadır. Bu çizim hem Boğaziçinin mimarî tarihi açısından hem de denizcilik tarihimiz açısından çok kıymetli bir vesikadır.
28.60 ₺ -
İmparatorluk Çağı / Dünya Savaş Tarihi 3 (1776-1914)
Dünya Savaş Tarihi serisi, Ortaçağ ve Erken Modern Çağ'ın ardından İmparatorluk Çağı'yla devam ediyor. 1776'dan 1914'e, Afrika, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki muharebe yöntemlerini inceleyen muhteşem bir eser. Dünya Savaş Tarihi: İmparatorluklar Çağı, 1776'dan 1914’e, Afrika, Asya ve Kuzey Amerika’da geçerli muharebe yöntemlerini anlatıyor. Kitap, İngiltere, Fransa ve İspanya’nın dev denizaşırı imparatorluklar kurdukları ve yerli halkların bağımsızlıkları için sömürgecilere direndikleri bir çağda mücadeleyi kazanabilmek için gerek duyulan eşsiz taktikleri inceleyip, savaş sanatında, bir bakıma ne kadar az şeyin değiştiğini gözler önüne seriyor. Beş bölümden oluşan kitabın ilk bölümü, imparatorluklar çağı ordularının belkemiğini teşkil eden piyadeleri, bunların giydiği kıyafetler ile kullandıkları teçhizatı ve nasıl harp ettiklerini, değişen teknolojinin sağladığı avantajları inceliyor. İkinci sırada, süvarilerin oynadıkları rol, özellikle de hareket üstünlükleri ve istihbarat toplama yeteneklerinin sömürge savaşları üstündeki etkisi mercek altına alınıyor. Güney Amerika’ya bağımsızlığını kazandıran tayin edici Ayacucho Muharebesi (1824) bu bölümde inceleniyor. Müttefik İngiliz-Fransız ordusunun Çin imparatorunun yazlık sarayını yağmalamasıyla sonuçlanan Balikiyao Muharebesi (1860) ve Adova’daki feci İtalyan bozgununu (1896) sahneye taşıyan üçüncü bölüm, imparatorluklar çağında profesyonel subayların önemini ve talim ile terbiyenin etkisini tartışıyor. Kitabın dördüncü bölümü, imparatorluklar çağına kagir perde surlar ve geleneksel tekniklerle başlayan kuşatma harbinin teknolojik dönüşümle beraber toprağa kazılan siperler ve dikenli tel barikatlarına evrimini anlatıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığını garantileyen Yorktown Kuşatması (1780) ve efsanevi Alamo Savunması (1836) da bu bölümde yer alıyor. Son bölüm, bahriyelerin imparatorluk inşaatında oynadıkları düşük profilli ama hayati rolü konu ediniyor. Buharlı gemilerin ortaya çıkışıyla, batılıların o zamana dek giremedikleri Asya ve Afrika’nın kalbine nehir yollarından ilerleyişi, üstün ateş gücü ve zırh levhalar sayesinde adeta yenilmez olan yeni batılı savaş gemilerinin İskenderiye Bombardımanı (1882) gibi “gambot diplomasisi” faaliyetleriyle yerküre üstünde baskı kurmaları, Garp Ocakları korsanları ile Afrika kıyılarındaki köle tüccarlarına karşı yürütülen polis faaliyetleri etraflıca anlatılıyor. Dünya Savaş Tarihi: İmparatorluklar Çağı, çağın savaş, silah ve taktiklerini tasvir eden özel olarak hazırlanmış renkli ve siyah beyaz çizimler eşliğinde, ‒ Sömürgeci güçlerin renkli orduları, Habeş imparatorları ve topçeker filotillaları gibi ‒ düşmanları karşısında zafere ulaşan orduların kullandığı yöntemleri ve diğer orduların neden bu denli başarılı olamadıklarını bütün ayrıntılarıyla betimliyor. Bu kitap, imparatorluklar çağının destansı askeri seferlerine ilgi duyanların en sıkı dostlarından biri olacaktır.
555.00 ₺ -
Bırak Dağınık Kalsın
Birilerinin hayatından akıp gidiyor o küçük anlar, senin içinse tekrarlanmaktan başka şansı yok bu sahnelerin. Bir maskeli balo sananlar var dünyayı. Herkes maskelerini çıkarsın diyorsun; burası bir maskeli balo değil. Sonra bahar geliyor içine… Tüm şehir ve dostlarımın gözleri de bahar geliyor sana. Peki, otobüsteki bu insanların neden suratı asık? Müdür sana ne ima etmeye çalışıyor? Hüzünlerini nasıl oluyor da kahkahalarla örtüyor arkadaşların? Neden en iyi yaptığımız şey niyetlerimizi saklamak? Bir anlık samimiyet için asırlarca yürüdüm. Sonra hepsini cümlelere sığdırdım. İşte bu kitap sana yalnızca bunu vaat ediyor. Tüm perdeleri açtım, kilitleri çözdüm. Bende gerçek olan ne varsa onlar artık senin.
6.42 ₺ -
Yeni Başlayanlar İçin Metafizik
şairin kaderi şiiridir / ve işini iyi yapanların kaderi / kendilerine yazdırılır. Modern şiirin sınırlarını genişleten Cahit Koytak şiiri, bu kez Yeni Başlayanlar İçin Metafizik başlığı altında hakikatin özünü, varlığın ruhunu keşfe çağırıyor okuru. Kainatı şiir gören, şiir bilen, şiire dönüştüren bir şairden; aklın ve ruhun yaralarını saracak, soruları çoğaltıp cevapları sağaltacak bir kitap. Hangi kitabı okurken, ruhun, Çeşmenin önündeki kap gibi Tanrıyla dolup taşıyor – ya da Yağmurun altında kül gibi Sevgiden ve erinçten eriyip akıyorsa, Korkma, oku o kitabı, Korkma, o kitap sana indirildi. Cahit Koytak “Başka bir yaşam kültürü içinde gördükleri için Cahit Koytak'ın şiirlerine uzak duranlar, yaşayan bir büyük şairi tanımamış olurlar.” Semih Gümüş “‘Yüzyılın’ demek belki aceleci olur, ama onyılların en önemli şiir kitabı olduğu duygusuna kapıldım.” Sevan Nişanyan “Koytak’ın şiirlerini tehlikeli ustalık ürünleri olarak görüyorum. Koytak’ın şiirlerini el yazısı olarak değil, aynı zamanda alın yazısı olarak yazdığını da düşünüyorum. Bu onun nasıl bir vicdana sahip olduğunun gösteriyor. Sadece kendi dünyasını değil, farklı dünyaların şiirlerini kaleme alıyor.” Haydar Ergülen
37.00 ₺ -
Alışverişkolik
Alışverişkolik misiniz? Alışverişkolik olmak; ilk anda insana keyif veren ama arkasından suçluluk hissini davet eden bir alışkanlık, belki de bir tür bağımlılık. Peki neden son yıllarda alışverişe bu kadar bağımlı hale geldik? Psikiyatri Uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver, sürekli tüketimin pompalandığı bir zamanda bizi alışverişe bu kadar tutkun hale getiren psikolojik sebepleri, kişilik tipleriyle alışveriş arasındaki ilişkiyi, alışverişkolik tiplerini, aşırı alışveriş davranışına eşlik eden psikiyatrik durumları ve alışveriş yapma güdüsünü nasıl dizginleyebileceğimizi yazdı. “Acaba bu ayakkabıya da ihtiyacım var mı?” demeden önce bu kitaba bir göz atmalı.
24.05 ₺ -
Şeytan Ye Diyor İnsan Ne Yemeli Ne Yememeli
Allah. Bizlere Kur’an-ı Kerim vasıtasıyla seslenerek yiyeceklerin ‘temiz’ olanlarından yememizi öğütler. Peki ama hangi gıdalar temiz? Temizden kasıt tam olarak ne? Bir gıdanın temiz (ve helal) olup olmadığını nasıl anlarız? Sözgelimi kalsiyum fosfatla beyazlatılmış, kimyasal yapıştırıcılarla şekillendirilmiş bir kesme şeker temiz olabilir mi? Ya işkence altında, hayatı boyunca gün ışığı görmeyen bir tavuğun et ve yumurtası? Ticari glikoz ve fruktoz şurubuna aroma ve boya ilavesi ile arısız üretilen yapay bal sizce temiz mi? GDO’lu mısırla beslenen, antibiyotik delisi olmuş sığırların eti caiz olabilir mi? Çocuklara bolca yedirdiğiniz hidrojenize bitkisel yağlı ve hatta DDT’li çikolatalar, gofretler? İçinde onlarca zararlı katkı maddesi bulunan beyaz ekmek sizce temiz kapsamına girer mi? İftar sofralarından bile eksik edilmeyen kolalı ve aromalı içeceklerde alkol olduğunu biliyor musunuz? Bu gerçek liste uzar, hayatlar kısalır! Gıda Güvenliği Hareketi Lideri Kemal Özer, Kur’an-ı Kerim’de zikredilen ‘temiz gıda’nın gerçek anlamını arıyor. Yıllardır gönül rahatlığıyla tükettiğimiz ‘şüpheli’ gıdaların ipliğini tek tek pazara çıkarırken; salığı kaybetmemek için tertemiz öneriler getiriyor. Dayatılan hazcı ve tüketim endeksli yaşam tarzını reddediyor, bizleri geleneksel ve tıbbi olanla yeniden buluşturuyor. “Ne yiyeceğimizi şaşırdık” diyenlere ‘dosdoğru’ yolu gösteriyor.
254.77 ₺ -
Safahat-Mehmet Akif Ersoy
• Mehmet Akif Ersoy’un hayatı, eserleri • Safahat dışında kamış şiirler • Yazıları • Kendi kaleminden edebiyat ve san’at görüşü • Ahlakı ve şahsiyeti • Süleyman kürsüsünde • Pek hazin bir mevlid gecesi • İki arkadaş fatih yolunda • Fatih kürsüsünde • Hatıralar • Berlin hatıraları, • Gölgeler • Kıssadan hisse • Resmim için • Safahat dışında kalmış şiirlerinden • Safahat rehberi • Safahattaki şiirler
237.25 ₺ -
Yitik Düşler Kervanı
Lügatteki anlamlarını korumakla kalmayıp onların üzerine çıkan "şiir sözcükler", klasik şiir çağları boyunca hayatın içerisinde ama ondan yüksekte bir düşler ülkesi yarattılar. Rahle rahle, mısra mısra kanatlanan sözlerin iklimi, dünyayı anlamlandıran hiçbir duyguyu ihmal etmeden, ona ancak hak ettiği kadar değer verebilenlere kapılarını açtı. Yüreklerini dîvâna salan, düşlerini dîvâne kılan kahramanlar, elinizdeki kitap boyunca size şu soruyu soracak: "Aşk rüyası akılla tabir edilebilir mi ki düşlerimiz akla teslim edilebilsin...!"
98.55 ₺ -
Kuran ve Sünnete Göre Müslüman Şahsiyeti
Kuran ve Sünnete Göre Müslüman Şahsiyeti Risale Yayınları
300.00 ₺ -
Talimül Müteallim Kelime Manalı
Müellifin bu kitabı alanında nefis bir eser olup pek çok faideleri bir araya toplamıştır. Talebe ve ilim ehli için lazım gelen her hususu kitabına sıkıştırmıştır. Pek çok alimler kitab hakkında kapsamlı, faydalı, hacmi küçük fakat içeriği geniştir, demişlerdir. Aynı zamnda müellif vaazı nasihat, tasavvuf sahasında da söz sahibidir. Kitabındaki konular gözden geçirilirse takvası, ihlası ve tasavvufi düşünce sahibi olduğu anlaşılırAkli veya nakli bilimlerin içinde hangisi olursa olsun, ilimleri tahsil etmenin kuralları vardır. Hoca talebe arasında riayet edilmesi gereken bu kurallar daha çok şifahi ve tatbiki olarak uygulana gelmiştir. XII. yüzyılda yaşamış olan Hanefî fıkıh âlimi ve eğitimci Zernûcî’nin esas olarak öğrenme usullerini konu alan “Talîmü’l-Müteallim” adlı eseri, oldukça önemli bir eserdir. Zernûcî bu eseriyle İslam dünyasında Hanefi mezhebine ait uygulamalardan hareketle öğrenim usulleri üzerinde duran öncü bir kişi olarak eğitim tarihinde iz bırakmıştır. Eserde, ilmin mahiyeti ve önemi, niyet, ilim, hoca ve arkadaş seçiminde dikkat edilecek hususlar, ilim ve ehline saygı, derse başlama, çalışma, devam etme gibi hususlar, tevekkül, tahsilin zamanı, şefkat ve nasihat, başarıyı olumsuz yönde etkileyen kötü huy ve alışkanlıklar, hafızayı güçlendiren veya unutkanlığa yol açan sebepler ile rızkın, ömür ve sağlığın artmasına veya azalmasına sebep olan durumlar ele alınarak ilmin fazileti ve hoca talebe arasındaki ilişkiler ve ilim yolunda ilerlemenin ve sağlıklı neticeler almanın yolları anlatılmıştır.
210.00 ₺ -
Hadis Karşıtları Ne Yapmak İstiyor
‘’İslam dini, elbette akla değer verir. Ama o küheylanın başı boş bırakıldığı zaman neleri kırıp dökeceğini iyi bildiği için, onu dizginlemeyi uygun görmüştür’’. Uzun zamandan beri öz kültürlerinden koparılmaya ve ona yabancılaştırmaya çalışılan insanımızın yediği vurguna ve derin acıya bir çare, gönlündeki ve zihnindeki boşluğu dinini yanlış öğrenerek gidermesine bir önlem olarak yazılan bu eserde hadisi şerifler üzerinden oluşturulmuş kafa karışıklıklarının giderilmesine gayret edilmiştir. Müellifin tarifi ile ‘’hadis karşıtlarını ikna etmek için değil, din kardeşlerimi onların tuzağına düşmekten korumak için’’ kaleme alınan bu kitap, yüzyıllardır süre gelen ve son zamanlarda sesini duyurmaya başlayan sünnet karşıtı mihraklara seviyeli ve sağlam bir set olma özelliği taşıyor.
204.75 ₺ -
Osmanlı Devletinde Haremeyn Vakıfları 16 ve 17 yüzyıl
Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere şehirleri, Müslümanlar nazarında yeryüzünün en mukaddes mekânlarıdır. Haremeyn diye isimlendirilen bu iki şehir her asırda merkezî idârelerin ve şahısların fevkalâde ilgisine mazhar olmuştur. Hulefâ-i Râşidîn döneminden başlayarak her müslüman devlet Mekke ve Medîne şehirlerine hizmet etmek için yarışmıştır. On beş asırlık İslâm tarihinin en uzun süreli ve en muhteşem siyasî teşekkülü olan Osmanlı Devleti’nde ise, bu Mukaddes beldelere hizmet aşkı her bakımdan zirveye ulaşmıştır. Bu kitap; başta Haremeyn’e hizmet için kurulan vakıfları, vakıfların idâresini ve devlet adamlarının başta padişahlar ve aileleri olmak üzere hususî yardım ve bağışlarını konu almaktadır. Muhtevası Haremeyn’in Osmanlı idâresine geçiş tarihi olan 923/1517’den 17. asır sonlarına kadar (1100/1689)’dır. Giriş kısmında; vakıflar ve vakıfların ictimâî (sosyal) hayata etkileri ele alındı. Birinci bölümde Mısır ve Hicaz’ın Osmanlı idaresine katılması, vakıflar sayesinde Hac yolunda ve Haremeyn’de yapılan hizmetlere yer verildi. Bu hizmetler arasında Şam-Mekke arasında gerçekleştirilen yolculuğu kolaylaştırmaya yönelik faâliyetlerle Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere’de su sıkıntısını giderme gayesiyle yapılan çalışmalar ve her iki şehirde de gerçekleştirilen eğitim yatırımları vardır. İkinci bölümde, fukarâ ve mukaddes mekânlara hizmet edenler için kurulan vakıflar ve hususî tahsîsât ele alındı. Üçüncü bölümde Haremeyn vakıfları çeşitlerine göre tasnif edilip bu konuda doyurucu malumat verildi. Dördüncü bölümde vakıfların Mekke ve Medîne’ye irsâl ameliyesi olan surre ve vakıf kurucuları anlatıldı. Son bölümde ise Osmanlı Devleti’nde Haremeyn Vakıflarının idâresi, Haremeyn Evkâf Nezâreti’nin kuruluşu ve işleyişi bahse konu oldu.
34.45 ₺ -
Yitip Giden İstanbul Kaybolan Mirasın Peşinde
Şehr-i İstanbul, tarihsel süreç içinde pek çok olay yaşamış, devrilen imparatorluklara sahne olmuş önemli bir yerleşim yeridir. Her şehrin bir ruhu olduğu söylenir ki bu durum İstanbul için de fazlasıyla geçerlidir. Mimar Sinan gibi büyük bir ustanın eserleri ile süslediği İstanbul, ne yazık ki yakın zamanda yıkımlara sahne olmuş, pek çok güzelliğini kaybetmiştir. Bu semtlerin başında Aksaray, Laleli, Bayezid, Tarlabaşı ve Beyoğlu gibi muhitlerin gelmesi ise, meselenin vahametini daha da büyük hale getirmiştir. Şehir tarihçisi Önder Kaya bir zamanlar İstanbul'un en güzel köşelerinde yer alan, içleri cıvıl cıvıl olan ama tarihe, bilgisizliğe, beceriksizliğe yenik düşmüş mimari eserlerin peşine düşüyor... Bir kısmı, yazarın baskısı tükenmiş olan “Yarim İstanbul” kitabında yer alan yazılarda birbirinden önemli tarihi eserler ele alınıyor: Ahi Çelebi Camii, Aya Poliektos Kilisesi, Fatih Medreseleri, Acemoğlu Hamamı, Şehzade Aşhanesi, Amcazade Yalısı, Cellat Mezarlığı, Revani Çelebi Camii, Darüşşafaka, Ayastefanos Anıtı, Bayezid Yangın Kulesi, Ayaspaşa Mezarlığı… İstanbul’un kaybolan önemli yapılarının, unutulan kıymetli mirasın hikayesi akıcı bir şekilde dile geliyor.. Yitip Giden İstanbul'u merak edenlerin kaçırmaması gereken bir kitap...
11.31 ₺ -
Kazım Karabekir′in Gözüyle Yakın Tarihimiz
"19 Nisan 1919’da Trabzon’a çıktım…" Kazım Karabekir Paşa İstiklal Savaşı'nın bugüne kadar göz ardı edilen, gösterilmeyen, yazılmayan taraflarını inceliyor. Tarihe yeni bir gözle bakmak isteyenler için muhteşem bir araştırma... İnkılap tarihlerimizin neden “Tarih” sıfatını hak etmediğini anlamak için Kâzım Karabekir Paşa’nın hayatına bakmak yeterli olacaktır. Sadece bir kaç fersiz cümlede geçer ismi. Resmi bile son yıllara kadar ders kitaplarında hemen hiç yer almazdı. Hatta bazılarına kalırsa “rejim düşmanı, Hilafetçi ve hain”di. İyi ama ne yapmıştı Paşa bu hakaretleri hak etmek için? Karabekir Paşa’nın askeri ve siyasi hayatında haksızlıklara uğraması yetmiyormuş gibi, tarih kitaplarından da emekleri silinmişti. Doğu Cephesi’nde zafer üstüne zafer kazanarak makûs talihimizi yenen Paşa, Sevr’i yırtan ilk antlaşmanın altına imza atmıştı. Savaş sonunda adına “Şark Arslanı” diye posterler basılıyor, özellikle Doğu’da savaşın gerçek kahramanı sayılıyor, adı efsaneleşiyordu. Ne olduysa savaş sonunda oldu ve Karabekir önce ordudan uzaklaştırıldı, derken Meclis’te mücadele ederken görüldü, sonra partisi kapatıldı ve ertesi yıl İstiklal Mahkemesi’nde idamla yargılandı. Gözetim altında tam 13 yılını geçirdi. İstiklal Savaşı’nı birlikte başlattığı ve en zayıf anında “Emrinizdeyim Paşam” diye desteklediği Mustafa Kemal Paşa ve çevresine eserleriyle muhalefet etti. İstiklal Savaşı’nı kardeşlik duygularıyla bağlı bir kadroyla vermiştik. Ancak asıl savaş bundan sonra başlamış, iktidar rüzgârı, İstiklal Savaşı’nın İlk Beş’inden 4’ünü idam sehpasının önüne fırlatmıştı. Suçları neydi? Muhalefet etmek. Peki savaşı esaretten kurtulmak için yapmamışlar mıydı? Şimdi de hem kendi haklarını, hem de milletin haklarını savundukları için darağaçlarının gölgesinde bir hayata mahkûm ediliyorlardı. İşte herkesin sustuğu bir zamanda Karabekir tek başına muhalefet bayrağını açtı ve basının önüne çıktı. İstiklal Savaşı’nı sanki sadece Mustafa Kemal Paşa yapmış gibi anlatılıyordu. Oysa Karabekir Paşa diyordu ki: “Onu Anadolu’ya gelmeye ben ikna ettim. Hatta bir ay önce, 19 Nisan 1919’da Trabzon’a çıktım…” MUSTAFA ARMAĞAN, Karabekir’in 1918-1922 dönemini kendi ağzından aktarıyor. Yıllardır susturulmuş olan Paşa’yı konuşturuyor. Onun gözüyle tarihimizi sarsan 4 yılın hikâyesini yazıyor. Konuşan ne de olsa bir kahramandır. Kahraman olmayanlara düşen ise onu saygıyla dinlemektir, diyor.
11.31 ₺ -
Defterimden Portreler
TARİHTEN... SEZAR, İMPARATOR AUGUSTUS, FATİH SULTAN MEHMED, YAVUZ SULTAN SELİM, V. ŞARL, KANUNİ VE HÜRREM, MİMAR SİNAN, EVLİYA ÇELEBİ, BEETHOVEN, KÖSEM SULTAN, III. SELİM, ÇARİÇE II. KATERİNA, KAVALALI MEHMET ALİ PAŞA, TOLSTOY, PUŞKİN, II. ABDÜLHAMİD... GÜNÜMÜZDEN... LATİFE HANIM, KAZIM KARABEKİR, OSMAN ERTUĞRUL EFENDİ, NESLİŞAH SULTAN, MEHMED AKİF ERSOY, BÜLENT ECEVİT, CEMİL MERİÇ, HALİL İNALCIK, İSMAİL CEM, RECEP YAZICIOĞLU, YAHYA KEMAL, ATTİLÂ İLHAN, HÜSEYİN HATEMİ, YILMAZ ÖZTUNA, REŞAD EKREM KOÇU, IRENE MELIKOFF, OKTAY ASLANAPA, ÖZDEMİR İNCE, SUREYYA FARUKİ... Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı bu sefer defterini okurlarıyla paylaşıyor. Okuduklarını, tanıdıklarını, hocalarını kendi gözünden okuyucularıyla paylaşıyor. Tarihe yön veren kişiler, günümüzün tanınan, tartışılan, konuşulan isimleri Ortaylı'nın kaleminden yeniden canlanıyor. "Her zaman portre kaleme almayı sevdim. Portre çizmek başlı başına bir sanattır. Ayrıntılı bilgilerle çizilen büyük tarihi portreler bizde mevcut değil. Sebebi açık, sanatçı değiliz. Bir tarihi kişiliği çizmek için her şeyden evvel edebiyatçı olmak, öyle bir gelenekten gelmek lazım. Bu nedenle benim girişimim bir eskizdir, okuyucunun tepkisini ve ilgisini bekliyorum." İLBER ORTAYLI
129.50 ₺ -
Haçkalı Baba
Yerinde çok ciddi ve celâlli, yerinde şakacı, lâtifeci pür-cemâl bir veli olan Haçkalı babanın asıl adı Mustafa Tarhan dır. (1849-1949 Trabzon-Akçaabat-Düzköy)Kad efleha men tezekka (Arınan iflah eder) ayeti doğrultusunda hep arınmayı tavsiye ederek,akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim bütünlüğünde Muhammedi Neşeyle miraç etmiş bir kutup yıldızıdır. Bu kitabta bu yıldızdan parıltılar sunmaya çalışacağız sizlere. Yâ Selâm!..
98.00 ₺ -
Ladikli Ahmed Ağa
Ladikli Ahmed Ağa (1888-1969) Ümmi bir insan. Okuması yazması yok: ama, zaman ve mekan duvarını aşan, bilginin ötelerine ulaşan bir gayb adamı deniliyor. İslam tasavvuf literatüründe gayb ricali diye geçen, işlerine güçlerine akıl sır ermeyen has kullara Gayb adamı deniliyor. Hayatın bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen boyutları arasında gidip gelen, akılları zorlayan sırlarla yüklü bir ömür süren Ladikli Ahmed Ağanın hayatınızdan ilginizi kanatlandıracak tablolar sunan bu kitabı okumaya doyamayacaksınız! Yâ Selâm!
154.00 ₺ -
Nasreddin Hoca
Nasreddin Hoca, bütün dünyada, yediden yetmişe, her dilden ve her dinden insana ulaşan çok zarif bir arif. Hakdan, Hakikat tan taviz vermeden herkese ve her kesime hitab eden cihânşumul bir bilge. Hiçbir şekilde yozlaşmadan herkesle ve her kesimle uzlaşan bir cilve çiçeği. Aykırı görüntülerle doğruları abideleştiren bir dahi. Eğri duyguları, eğri düşünceleri, eğri davranışları zerafetle doğrultan bir eğitimci. Güzelim İslamiyeti makyajla kirletmeyen sade ve berrak bir fakih. Herkesin ilgisini çeken, fakat hiçkimseyi fitneye sürüklemeyen fitnesiz bir güzel. Her şeyde varolan hikmeti, gaflete gelip atlamayan, yakalayan bir hâkim. Zora şere başvurmadan zafere ulaşan bir kahraman. En kaba saba insanları bile nükteyle törpüleyip inceltebilen bir lâtifeci. Her alanda söz sahibi münevver bir mütefekkir. Kırkkandilin kandil kitabları arasında, dünyanın en net en berrak adamı olan Nasreddin hocanın bulunmaması Bir eksiklikti.Bu derlemeyle o eksikliği kapatmaya çalıştık. Yâ Selâm!...
84.00 ₺ -
Tarihte Yaşanmış Sırlı Olaylar
Tarihte Yaşanmış Sırlı Olaylar, ilgimizi çekiyor, bizi kendine celbediyor.Çünkü merakımıza hitap ediyor. Merakımız, üzerimizdeki ve etrafımızdaki hadiseleri evirip çeviren gizli ism-i ilahî ve sıfât-ı sübhâniye yüzünü dönmüş. Kıblemiz, isimlerin, sıfatların ve şelerin de ötesindeki Hz. Gizem! Gayemiz: Tarihten günümüze olayların yüzündeki Onun izlerini görebilmek, sürebilmek! Bu izler bizi Ona götürür. Biz bu çalışmamızda, Kuran ayetlerinde açıklanan sırlı olaylar ve sözlerden bahsettik. Onların insanoğluna verdiği mesajlara dikkat çektik. Daha sonrada yeryüzünün halifesi olarak yaratılan ve iradesinde serbest bırakılan insanoğlunun yeryüzünde tarih boyunca yaşamış olduğu sırlı olayları sunmaya çalıştık.
196.00 ₺ -
Yaman Dede
Asıl adı (Mehmed Abdülkâdir Keçeoğlu 1887-1962)YAMAN DEDE Kayserinin Talas ilçesinde dünyaya gelmiştir.Aslen gayr-i Müslim bir ailenin ferdi iken bilahere fıtratında zaten var olan İslâmiyetle müşerref olmuştur.İçinde bulunduğu şartlar gereği uzun zaman Müslüman olduğunu gizliyen Yaman Dede,Hukuk tahsilini müteakiben bir yandan maişet için çalışırken,bir yandan da Galata Mevlevihânesinde Ahmed Celaleddin ve Ahmed Remzi Dedelerden Mesnevî dersleri almış,uzun yıllar sessiz bir volkan gibi kaynayıp duran imanını dili ile ikrarla âşikar etmiş ve hayatını büyük bir aşkla İslâmın hizmetine adamıştırElinizdeki eser;son devrin bu mümtaz gönül ehlinin müstesna hayatından kesitler sunmakta olup,cennetmekân merhumun şiirleri,konferansları,konuşmaları,edebiyat ve tasavvuf harikası mektublarının yanı sıra öğrenci ve dostlarının kendisiyle ilgili hatıralarından müteşekkildirYâ Selâm!...
280.00 ₺ -
Lâle Devri
Bu işler yapılırken bir gece daha geçmişti, isyanın üçüncü gününe girilmişti. Padişah, Patrona notasına henüz ne müsbet ne menfi cevap verdiği gibi, Patrona da sarayı muhasara etmiş değildi. İbrahim Paşa bu vaziyetten istifade ile bostancıları, içoğlanlarını silahlandırmak istedi. Namert heriflerin hepsi bir deliğe saklandığından, eline silah verilecek yirmi otuz kişi bile bulunamadı. Patrona, külfetsizce muzaffer olmak üzereydi ve koca bir padişah, çorapsız bir tellalın önünde sukut ediyordu... Turhan Tan'ın Yedigün dergisinde tefrika edilen bu romanı, yıllar sonra ilk defa kitap olarak yayımlanıyor. Osmanlı tarihinin en ilgi çekici dönemlerinden Lâle Devri'ni, debdebeli saray hayatıyla, lale bahçeleriyle, Sadabad gezmeleri ve tüm bunları takip eden kanlı isyanla birlikte, bu defa usta romancının kaleminden okuyoruz.
116.07 ₺ -
Osmanlı Tarihi Kutulu Set
Devlet-i Aliyye-i Osmâniye, dünyâ târihindeki en büyük devletlerden biridir ve aynı zamanda muazzam bir medeniyetin de kurucusu ve en mühim temsilcisidir. Onu bilmek, onun târihini yazmak; neredeyse dünyayı bilmek ve dünya târihini yazmakla eşdeğerdir. Bugün, bir zamanlar Osmanlı'nın hüküm sürdüğü topraklar üzerinde, kırk beş ayrı ülke vardır ve bu ülkelerde dört yüz milyondan fazla insan yaşamaktadır. Bu yüce devleti anlayabilmek, onun yalnız siyâsî ve askerî târihini bilmekle mümkün olmaz. Hattâ, onun ictimâî, iktisâdî, hukûkî ve idârî teşkilâtını anlamak; dinî, tasavvufî, ilmî ve fikrî husûsiyetlerini öğrenmek, öncelikle şarttır. Günümüzde maalesef Osmanlı Devleti hakkında bilinenler, bilinmeyenlere nispetle çok azdır. Yayınevimiz tarafından neşre hazırlanan Osman Gâzî'den Sultan Vahidüddin Han'a OSMANLI TARİHİ isimli çalışmamız, 6 cilt olarak tamamlanmış bulunmaktadır. Eserde Osmanlı'nın siyâsî, askerî, iktisâdî ve ictimâî târihi; başta pâdişâhlar ve valide sultanlar olmak üzere hânedân mensuplarının ve bazı mühim devlet erkânının hayatları, şahsiyetleri, hizmetleri ve hayrâtı; yabancı devletlerle olan münâsebetler ve teşkilat tarihi mevzuları ele alınmaktadır. Metin, anlatılan hâdiselerle mütenâsip târihî menkıbelerle süslenmiş, kuru ve sıkıcı bir anlatımdan uzak durulmuştur. Arşiv vesîkaları, gravürler, resimler, fotoğraflar ve haritalarla eserimiz, daha da zenginleştirilmiştir.
2412.80 ₺