-
İstanbul ve Fatih
Ömer Nasuhi Bilmen, ülkemizin son yüzyılda yetiştirdiği en önemli âlimlerden biridir. Çok yönlü bir ilmi birikime sahip olan merhum Bilmen, Büyük İslam İlmihali gibi temel dini eserler yanında roman ve şiir gibi edebi eserler yazmış, yine tarih ve felsefe alanında kitaplar kaleme almıştır. Yayınevimiz, başlattığı bu Ömer Nasuhi Bilmen Kitaplığı ile ilmi ve dini hayatımızın önemli bir şahsiyetinin eserlerinin yeniden gündeme taşınabileceği ümidini taşımaktadır. Elinizdeki eser merhum Bilmen'in, İstanbul'un tarihini, fethini ve Fatih Sultan Mehmed'i anlattığı bir kitabıdır. İstanbul'un kısımları, tepeleri gibi İstanbul'u tanıtan bölümler yanında, İstanbul'un tarihi, şehrin gördüğü kuşatmalar, İstanbul'un Fatih tarafından fethi anlatılmakta, ardından büyük bir sevgiyle yazıldığı belli olan, Fatih Sultan Mehmed'in çeşitli cepheleriyle ele alındığı bir bölüm gelmektedir. Eser, Doç. Dr. Ahmet ÖZDEMİR tarafından sadeleştirilerek zengin dipnotlarla güncellenmiştir.
80.50 ₺ -
Nasrettin Hoca
Hoca Nasreddin'imizi nasıl anlatmak lâzım? Fıkralardan yola çıksak, hangisi ona ait veya değil, ayırmak imkânsız. Hayat hikâyesinden hareket etsek, elde bir biyografi edecek malzeme yok. İşte burada Mehmet Aycı'nın sihirli dokunuşu sorunu çözüveriyor: Nasreddin Hoca bir "kültür" olarak anlatılmalı.
119.00 ₺ -
Mimar Sinan
Mimar Sinan, gerçekten de tarihimizin en ilginç, fakat en az anlaşılmış simalarından biridir. Onun kişiliği de hâlâ aşılamamış mimarisi kadar anlaşılmaya, okunmaya değer niteliktedir. Gelin bu dâhi mimarımızı Osman Özbahçe'nin güzel anlatımıyla tanıyalım.
91.00 ₺ -
II. Abdülhamid ve Filistin
Ömrünü Filistin davasına adamış Arap siyasî tarihçisi Refik Şakir en-Nedşe, dengeli bir üslûpla bu dünya çapındaki mücadeleyi Sultan II. Abdülhamid ve Filistin'de gözler önüne seriyor.
119.00 ₺ -
Asrı Saadet İklimini Solumak
İlk kitabında kendine özgü üslubuyla asr-ı saadete yolculuk yapan Zehra Korkmaz, Asr-ı Saadet İklimini Solumak adını verdiği bu ikinci kitabında aynı yolda yürüyerek okuyucuyu o sıcak iklimle buluşturmaya devam ediyor. Yazar, o mukaddes asırdan günümüze taşıdığı solukları tablolaştırıyor. Bunu yaparken günümüze ayna tutmayı da ihmal etmiyor, günümüzü de o günlere bitiştirmeye gayret ediyor. Bundan dolayı anlatım bir canlılık kazanıyor, teorik olmaktan çıkıp hayatımızın anlamlı bir yanına tekabül ediyor. Asr-ı saadet...İnsanlık tarihinde bir yıldız yağmuru, Allah Rasulü'nün (s.a.v) etrafındaki seçkin halka. Asr-ı Saadet İklimini Solumak, okuru saran o naif üslubuyla, bu benzersiz topluluğun günlerine, gecelerine, evlerine, çarşılarına götürüyor bizi. Orada olup bitenlere şahit olmuşçasına canlı, Medine sokaklarında gezinmişçesine sıcak bir anlatımla Bu samimi ve sıcak üslup sayesinde asr-ı saadeti anlamak, o asrı mesut kılan zatlarla tanışmak, o iklimi solumak mümkün oluyor. Asr-ı Saadet İklimini Solumak, günümüz ile o gün arasında bir kanal oluyor: bizi o günlere taşıyor, onları bu güne "Saadet Devridir, evet... Saadet gönüllerdedir; saadet sabredebilmektir. Saadet, dikenler içinde parçalanırken, gönlünde güller yeşertebilmektir. Ve kumlara destan yazılr. Çünkü Allah Rasulü (s.a.v) vardır."
57.40 ₺ -
Ateşin Yakmadığı Aşık
Birbirinden çarpıcı kıssalar içeren bu kitap, okuru maneviyat ulularının irfan sofrasına çağırıyor. Eserdeki kıssaların bir kısmı asr-ı saadetin benzersiz ikliminden kopup geliyor, bir kısmı sonraki çağların maneviyat önderlerinin hayatlarından yansıyor. Her biri insan-ı kâmil olmaya giden yola ışık düşürüyor. Bu tür kıssaları okumak niçin önemlidir? Dilerseniz bu sorunun cevabını sufi büyüklerinden alalım; Büyüklerden Cüneyd-i Bağdâdî'ye (k.s), Allah dostlarının hayat hikayelerini dinlemenin faydası sorulduğunda, büyük arif şöyle cevap verir: "Allah dostlarının sözleri ve güzel halleri, birer manevî askerdir. Allah onlarla zayıf kalpleri kuvvetlendirir, maneviyatı bozuk olanları düzeltir. Mümin, onlarla destek bulur, yenilenir, kendine gelir." Yine Abdurrahman-ı Câmî (k.s) de aynı konuda şöyle söyler: "Onları tanıyan kimse, onlar gibi olmadığını anlar, kendi kusurlarını görür. Böylece nefsini beğenme, boş davalara girme, temenni ile oyalanma ve insanlara gösteriş yapma gibi hastalıklardan kurtulur." Dr. Dilaver Selvi bu çalışmasında, her bir kıssanın kaynağını göstermekle kalmıyor ayn zamanda kıssaların içerdikleri derslere ve ibretlere de işaret ediyor.
168.00 ₺ -
İlahiname
İlâhiname, Ferîdüddin Attâr'ın (k.s.) bir yönünün zirveleştiği kitaplarından biridir. Eser bir taraftan bazan güldüren, bazan hüzünlendiren hikâyeler anlatırken, diğer taraftan alttan alta öğütler verir, okuyucunun kalbini intibaha çağırır. Akıcı bir dille yapılan tercüme Serkan Özburun'cuya aittir.
147.00 ₺ -
Gülistan
Sa'di, hikmetli öğütler ve unutulmaz ibretler içeren hikaye geleneğimizin zirve isimlerinden biridir. Sa'di'nin Gülistan adlı bu eseri, birbirinden çarpıcı hikayeler ve ilgi çekici karakterler içerir. Yazar, okurunu bazen çöllerde, bazen şehirlerde gezdirir. Bazen bir öğrenci, bazen de bir tüccarla tanıştırır. Ama eser bütün gücünü çarpıcılıktan ve ilginçlikten değil, özellikle bu hikayelerin derinlerinde yatan anlamlardan alır. Gülistan, bütün İslam toplumlarınca çok beğenilmiş, yüz yıllardır okunmuş ve okutulmuş, böylece bir başucu kitabı haline gelmiştir. Bugünden geçmişe bakılınca, Gülistan, tartışmasız olarak İslam edebiyat birikiminin en başlarında yer alan birkaç kitaptan biri olmuştur. Yayınevimizce sunulan bu çeviri ise, alanının yetkin akademisyenlerinden Azmi Bilgin'in çalışması olup, gerek dilindeki akıcılık ve sadelik, gerekse aydınlatıcı dipnotlarıyla her yaştan okurun başucu kitaplarından biri olmaya aday. *** Sa'di: 1209 yılında doğdu. 1291 yılında vefat etti. Şiir, edebiyat, ahlak, tasavvuf alanlarında bir çok önemli eser yazdı. Bütün bir insanlık tarihinin en etkili yazarlarından biri sayılmaktadır. *** "Ey gönlü aflk eleminden habersiz olan, sana gönül derdini anlatman?n imkan? var m??"
175.00 ₺ -
Mesnevide Geçen Hikayeler
Mesnevi-i Şerif elbette bir hikâye kitabı değil. Fakat anlattığı öyle hikâyeler var ki, nice hikmetler onda billurlaşır, göze görünür olur, yüreğe işler hale gelir. Bazen, herhangi bir hayatın kısacık bir ânına dair hikâyede hayatın ta kendisi vardır. Onu okumak hakikatin bir kapısını açar, açık duran sahte kapıyı kapatır. O ibrettir. Uzun bir çalışmanın eseri olan bu kitap, aynı zamanda Mesnevi'deki hikâyelerin tamamını içine alan yaklaşık 175 hikâyenin bulunduğu büyük bir çalışmadır. Eseri okuyan herkes kültürümüzün temel kaynaklarından biri olan Mesnevi'ye ve oradaki hikâyelere rahatlıkla ulaşmış olacak. Hz. Mevlâna'nın, gönülleri gül bahçesine döndüren iksiri bu kitapta da okuyucuyu bekliyor
168.00 ₺ -
Rüya Rüya İçinde
Rüya varlık içimde bir başka varlık onlar için. ruh içinde ruh, ten içinde ten gibi. can içinde taşınan bir başka can. gece olur bir başka aleme geçilir, bir alemden bir başkasına. bir tenden soyunup bir başka varlığa bürünülür. orada çok hızla bir hayat vardır. şuur içinde bir şuurda gezinilir. alemler ve zamanlar hızlı geçilir. hayat kendi kendisini yorumlar. Usta öykücü Ali Haydar Haksal, edebiyatımızda bir ilki deniyor. Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) rüyalarını bugünün hayatıyla birleştirerek yorumluyor.
87.50 ₺ -
Yol Hakkı
Yolda olmayı hep sevdim. Öyle çok özel, iyi tasarlanmış gezilere çıkmayı pek başaramadım ama ne zaman önüme seyahat gerektiren bir fırsat çıksa buna hiç hayır demedim. Her tür yolculuk güzeldir; çünkü yolda olmanın kendisi yeterince ferahlatıcıdır. İtiraf etmeliyim ki ben daha çok kentleri gezmeyi sevdim; insan emeğinin biçimlendirdiği yapıları görmeyi, o yapıların arkasındaki insan ilişkilerini ve düşünme biçimlerini keşfetmeyi. İnsanların yaşadığı bir mekan ve kültür taşıyıcısı olarak kentin dinamik, değişken bir yanı var. Ancak bunu hissetmek içinse bir miktar kaybolmak, şehrin arka sokaklarına gitmek gerekiyor; çünkü bugüne ait hayat orada yaşanıyor.
119.00 ₺ -
Aile Okulunda Çocuk Eğitimi
Ailesiz bir toplum düşünülemez. Hatta toplumu inşa eden büyük ölçüde ailelerdir. Ailemizden aldığımız eğitim, çocukluğumuzda edindiğimiz alışkanlıklar bizim nasıl bir birey olacağımızı belirler. Değerlerimiz, alışkanlıklarımız, beğenilerimiz ona göre şekillenir. Annelerin, babaların sorumluluğu çok büyüktür. Çocuklarını yetiştirirken aslında hem toplumun hem de evlatlarının geleceğine yön vermiş olurlar. Bunu sadece nasihatleriyle ve harcamalarıyla değil, her hareket ve davranışlarıyla yaparlar. Su içmelerinden izledikleri programlara, misafir karşılamalarından giydikleri kıyafetlere kadar her şey çocuklarına tesir eder. Aile Okulunda Çocuk Eğitimi de bize bunları hatırlatmayı ve bizimle bu derdi paylaşmayı amaçlıyor
84.00 ₺ -
Kapıyı Kapat Dünyanın Tozu Giriyor
Ortancaların bittiği yerde kapı başlıyor çünkü. Ortancalar mevsim boyunca kapıyı bekliyor. Kapı, sahibini, ziyaretçisini, evi... Kapı önü, ne tam manasıyla eve dahildir, ne de tamamen evden ayrı. Mesela katiyen kapı önüne sürülmez ev süpürgesi. Kapı önü, dışarıdan eve sokulmaması gereken ne varsa hepsinin bırakıldığı yerdir. İş gerginliği, paltonun omuzlarındaki kar tanecikleri, caddelerin kahrını çekmiş ayakkabılar, çocuğun bisikleti, şemsiye ve dünya hengamesi... Kapı girmektir. Kapı, dahil olmak demektir. Kapı, "buyurun" demektir, kapı buyur edilmektir. Kapı ev demektir, aile demektir. Sevgi demektir, muhabbet demektir. Kapıyı kapattığımız an, kendimize dünyanın en özgür alanını açarız. Dünyanın tozu, o en mahrem metrekareye giremez. Orada insanın hareket kabiliyetine müdahale edilemez. Kapı, eve münhasır o sanatkarane ahengi dışarıya göstermez. Varsa akşamdan kalma tatsızlıklar, kırgınlıklar, balkon kapısından çıkıp gitsin diye, evvela balkon kapısı açılarak başlanır güne. Ev saatlerce havalanır, "güle güle" gidenler akşam olup da eve gelince, temiz ve taze bir hava bulur. Sabahın ayılmamışlığında balkon kapısından süzülür hayat, Her sabah balkon kapısının açılmasını bekler çiçek ve ağaç kokuları, sokak ve çocuk sesleri, balkonda su bekleyen eflatun küpe çiçekleri...
80.50 ₺ -
Aşk Olsun Denemeler
Aşk Olsun Onlar, bizim sözlerimiz, bizden sözler. Zamana yenik düşmeyenler, dilimizden düşmeyenler. Onlar, iki dirhem bir çekirdek küçük sözler. Onlar, geleneğin aynası, Anadolu mayası inciler. Onlar yüzyıllardır sadece hayra yorulanlar. Hayrı söyleyenler, yol gösterenler, rehber sözler. Onlar, tevarüs edenler...Emanetler... Günde belki de onlarca defa söylediğimiz ama üzerinde durmadığımız, neden söylediğimizi bilmediğimiz, nereden geldiğini merak etmediğimiz, anlamını düşünmediğimiz, ünlemler, kelimeler, deyimler, cümleler...
70.00 ₺ -
Tarih Aynasında Osmanlı
Maveraünnehir'den, Viyana'ya; Cezayir'den, Kırım'a şefkat ve merhametle, hakkı ve adaleti tesis için zalimin hasmı, mazlumun hizmetkarı bir medeniyetin tarih aynasında iz bırakan önemli vakalarını ve son yüzyılını etkileyici, sıcak bir yaklaşımla inceleyen yazıların kıymeti bugünden geriye bakıldığında daha iyi anlaşılıyor. Gününü anlamlandırmanın mazi ile yüzleşmekten geçeceğini bilenler için Muzaffer Taşyürek'in akıcı bir üslupla kaleme aldığı yazılarından oluşan 'Tarih Aynasından Sayfalar'ı, ilgiyle okuyacaksınız.
122.50 ₺ -
Tarihten Sayfalar
Tarihi sadece siyasi ve askeri tarihten ibaret görmenin yanlışlığı ortadadır. Tarih, savaşların ve fetihlerin olduğu kadar, bu olayların arkasındaki insanın ve onun ruh dünyasının yaşadığı yerdir aynı zamanda, Muzaffer Taşyürek, tarihe bu dikkatle bakan ve tarihteki birçok önemli olayın arkasındaki manevi dinamikleri bulup çıkartan bir tarihçi. Elinizdeki kitapta da Kuran-ı Kerim ile tarih arasındaki ilişkiden İmam-ı Âzam'ın hayatına, Hacegan diyarı Buhara'dan Yavuz Sultan Selim'e kadar birçok önemli olay, şahıs ve mekan resmediliyor. Sürükleyici üslubuyla tarih okuma iştahınızı kabartacak bir eser Tarihten Sayfalar.
122.50 ₺ -
Kumsalı Olmayan Ada
Âdemoğlu modern zamanlarda, kalabalıklar içindeyken bile yalnız. Bu roman, birçoğumuzun görmezden geldiği bu gerçeği satırlarına taşıyor. Hayata anlam veren erdemlerin adeta yöremizden kaçıp dağ doruklarına sığındığına dikkat çekiyor. Kumsalı Olmayan Ada, insan olmanın bedelini sorgulayan bir roman.
203.00 ₺ -
Şimdi Ağlamak Vakti
Şimdi Ağlamak Vakti, Benekçi'nin ilk eseri. Yazarın kendi hayatının bir bölümünü konu edinen roman, on beş yıllık bir emeğin ürünü. Yayınlandığı zaman hatırı sayılır bir ilgi gören ve peş peşe baskılar yapan Şimdi Ağlamak Vakti, gözden geçirilmiş haliyle yeniden okuruyla buluşuyor. Belleklerde derin izler bırakan bu romanda kelimeler, etki ve derinliklerini yaşanmış bir hayattan alıyor. Şimdi Ağlamak Vakti, anlamlı bir hayatın kelimelerle tekrar yaşanması ve bir açıdan da insanoğlunun yalın ifadesi. Bugünlerde bir roman okuyun. Şimdi Ağlamak Vakti'ni okuyun.
175.00 ₺ -
Güvercin Geçidi
"Muhasır Vadisi'ni geçen Âdem'in şanslı çocukları, gene kutlu bir vadi olan Mina'da ölüyorlardı. Firdevs Cenneti'ne talip olanlar için aşılması gereken son bir geçit vardı: Güvercin Geçidi. Muaysım Tüneli artık bir geçitti. Güvercin Geçidi'ydi.? Üzeri hâlâ küllenmemiş bir acımız: 1990 Yılı Hac Faciası. Olay, bir bayram kuşluğunda, Mina Vadisi'ndeki Muaysım Tüneli'nde meydana gelmişti. İbadet sırasında yaşanan bu büyük facianın tanığı olan yazar, anlamlı bir hayatı ve onun ardından gelen güzel bir sonu bu romanda ölümsüzleştirdi. Hayat ve ölüm güzellemesi olan Güvercin Geçidi'ni severek okuyacaksınız.
175.00 ₺ -
Bir Şafak Yürüyüşü
Yıllardır romanlarıyla kendine özgü bir okur kitlesi oluşturan usta romancı Şerif Benekçi artık bütün romanlarıyla Pozitif Yayınları'nda. İlk roman Bir Şafak Yürüyüşü. Gurbette gelişen çarpıcı bir hikaye, bir maneviyat arayışından sürükleyici tablolar ve sürprizlerle dolu bir final. "Yakın geçmişin gölgesinden etkileyici kesitler, unutulmayan ayrıntılar" Hemen herkes, bu romanda kendini bulacak, kendini okuyacak. "... Gece, su, ay, kayalıklar... ve şafak. Fırat kıyısında bir şafak. İzinde sular biriken bir yürüyüş. Yakın gök, şafağa yenik düşmek üzere. Bir şafak yürüyüşü Fırat boylarında sürüyor. İnsan öncesi zamanlarda akan su. Sahte uygarlık cennetinin kalıntılarını yüzyıllardır altında ezen su. Âhir zamanda bir şafak yürüyüşüne tanık olan su." * Şerif Benekçi?nin Pozitif?ten çıkacak diğer kitapları: Güvercin Geçidi Şimdi Ağlamak Vakti Kırlangıçlar Erken Göçtü Kumsalı Olmayan Ada
203.00 ₺ -
Kırlangıçlar Erken Göçtü
"Hemen her gün kulübenin önüne çıkıp temiz havayı içine çeken, şükür mırıldanışlarıyla bağ içinde şöyle bir gezinen; havada karga, toprakta yabancı ot ve yeraltında köstebekten başka herkesi ve her şeyi dost bilen, bu üç varlıkla sınırlı düşmanlığı bile kendine dert edinen yaşlı adam, hasır seccade üzerinde düşünüyordu." Roman, Anadolu'nun arka bahçesinde, sahne ışıklarının değmediği noktalarda, okura kısa ama yalabık gibi bir gezinti yaptırıyor. Anadolu'nun küçük bir yerleşim biriminde 'barış gönüllüsü' olarak uzun süre yaşamış olan Amerikalı Mr. Heng, süttozu, doğum kontrol hapı ve daha çok ilginç ayrıntı bu romanda... Kırlangıçlar Erken Göçtü'yü severek okuyacak, içe işleyen bir halk şarkısı gibi yıllarca hatırlayacaksınız.
140.00 ₺ -
Sabahın Altısında Bir Kalp Kırıldı
Sadık Şanlı'nın hikayelerinde kaybolan güzelliklere, yitip giden insan tiplerine, geri gelmeyecek günlere mersiyeler var. Ama yine bu hikayelerde, iyiliğin ve merhametin direnişine, ümidin yoldaşlığına, sevginin kudretine selam da var. Bu hikayelerde kâh ilk parasını kazanıp eve karpuz getiren bir yeniyetmeye, kâh patates yemeyi özlemiş yoksul kız çocuklarına, kâh sabahın altısında kırılmış bir kalbi onaramamanın iç sızısına tanık olacaksınız. Evet, diyeceksiniz, hayat böyle bir şey. Sadık Şanlı'nın hikayelerinde iyiliğin ve kötülüğün o yalın, o basit karşılaşmasının kayıtlarını görürüz. Bu yönüyle bu hikayelerin birilerince yaşanmış ve hayattan alınmış olduklarını söyleyebiliriz. Çevresinde olup bitenlere sonuna kadar duyarlı birinin hikayeleri olarak bu metinler, daha önce tek tek yayınlandıkları zamanlarda kayda değer bir ilgi görmüş, bir çok radyo ve televizyon programında defalarca seslendirilmişti. Şimdi artık hepsi bir arada.
63.00 ₺ -
Leyla İle Mecnun
Asırlar önce Necid çölünde başladı bu hikâye. Günden güne, söylene söylene serpildi, genişledi, güzelleşti. Söylendi durdu yüzyıllarca... Önce Genceli Nizâmi de anlattı bu aşkın güzelliğini, sonra başkaları... Fuzûlî'nin mısralarıyla şaheser oldu.
164.50 ₺ -
Satır Arası Hikayeler
Serdar Tuncer, Satır Arası Hikayeler'de yüzyıllardır anlatılan, her anlatılışta yeniden canlanan ve bir hikmete, bir inceliğe can katan eski hikayelerimizden bir demet sunuyor. Kimi kalın kitaplarda saklanmış, kimi dilden dile asırlardır dolaşagelen, hikayeleri nefis bir üslupla yeniden anlatıyor.
101.50 ₺ -
Sarıkamış Destanı (Kar Kelebekleri)
Osmanlı tarihinin kara günleriydi... Üç kıt'ada gölgesi ferahlık veren büyük çınarın dalları koparılıyordu... Sarıkamış'ta ordu Ruslara karşı büyük bir hamle için seferber olmuştu ve aylardan Aralık'tı... Kar Kelebekleri de Nusret Özcan'ın kaleminden bu aziz şehitler için bir başka ağıt...
59.50 ₺ -
Ne Demiş Victor Hugo
Dünya edebiyatının en baba isimlerinden Victor Hugo'nun anlamlı sözleri, ruha dokunan düşünceleri, sevimli karikatürleri, kitaplarından çarpıcı bölümler ce ilginç hayat hikayesi var bu kitapta... Büyük bir yazarın kaleminden süzülmüş en özlü satırlar hazıra konmanız için sizi bekliyor. Belkide bu kitapta okuyacağınız bir cümle hayatınızı değiştirecek, kim bilir... Ne demiş Victor Hugo, "Hiç bir ordu, vakti gelmiş bir fikir kadar güçlü değildir."
6.42 ₺ -
Ortaçağ Dünya Savaş Tarihi 1 500-1500
“Olağanüstü… Mükemmel yapılmış bir tarih araştırması ve en önemli savaşların ustalıkla hazırlanmış görselleri bir arada.” New York Times Birçok dile çevrilen, uzman tarihçiler tarafından hazırlanan, Türkiye'de ilk defa özel çizim renkli, üç boyutlu savaş haritalarıyla, illüstrasyonlarla tarihin bir araya geldiği DÜNYA SAVAŞ TARİHİ ile başlıyor... Dünya Savaş Tarihi 1: Ortaçağ (500–1500), ateşli silahların savaş meydanlarını ele geçirmesine değin Avrupa ve Ortadoğu’da hâkim muharebe yöntemlerini anlatıyor. Kitap, eldeki kısıtlı teknolojik imkânlarla savaş kazanabilmek için gerek duyulan eşsiz taktikleri inceleyip, savaş sanatında, bir bakıma ne kadar az şeyin değiştiğini gözler önüne seriyor. Kitap, ortaçağ savaşlarının belli başlı unsurlarını içeren beş bölümden oluşuyor: piyade, süvari, emir-komuta, kuşatmalar ve deniz savaşları. Her bölüm, dört büyük savaşı mercek altına alarak muharebe tarzlarının etkinliği, tehlikeleri ve doğasını sergiliyor. İlk bölümde, Casilinum (554), Arsuf (1191), Bannockburn (1314) ve Agincourt (1415) savaşları sahneye taşınarak hafif piyadenin askerî rolü değerlendiriliyor. Hafif piyade, okçu ve mızrakçıların kullanılış tarzları tartışılıp, teknolojik yeniliklerin ortaya çıkışı ‒ 15. yüzyılda top ve arkebüzün devreye girişi gibi ‒ ele alınıyor. İkinci bölüm, süvarinin önemini ve hücum kıtaları olarak oynadıkları rolü inceliyor ve disiplinli mızraklı piyade formasyonlarının oluşumu ve tüfeğin savaş meydanlarında gitgide önem kazanması karşısında nasıl güçten düştüğünü tarif ediyor. Niğbolu Savaşı’nın (1396) detaylı bir şekilde bu bölümde inceleniyor. Üçüncü bölüm, bambaşka doğalara sahip birliklerin savaş meydanında nasıl bir arada kullanıldığını, kumandanların muharebenin hararetli anlarında askerlerini nasıl yönettiğini ve çarpışmaların başlamasından önce orduyu doğru yerleştirmenin önemini enine boyuna irdeliyor. Yeniçeriler hakkında detaylı bilgiyi bu bölümde bulabilirsiniz. Dördüncü bölümde, İstanbul’un Fethi (1453) gibi klasik örneklerle birlikte, kuşatma savaşlarında serpilen özel teknik ve araç gereçlere bir göz atılıyor. Son bölüm, deniz savaşlarının önemini ele alıp, gemileri yüzer platformlar haline getirip topun deniz araçlarına taşınmasını sağlayan gelişmeye ışık tutuyor.
555.00 ₺ -
Orduda Ve Yargıda Darbeci Kuşatma
Darbe dönemlerinin getirdiği normlar ve kurumsal yapılar, ülkemizde, askerî ve sivil bürokrasiye devletin diğer bütün kurumları ve toplum üzerinde yetkiler tanıyan bir vesayet rejimini inşa etmiş bulunuyor. Bu rejim uyarınca öyle bir yargı düzeni inşa edilmiş ki, yargı istese de, bağımsız ve tarafsız olsa da hukuka uygunluk denetimi yapabilir durumda değil. Çünkü, vesayet sistemini koruyucu hükümlerle donatılmış yasalarla bağlı durumda. Peki, orduda ve yargıda bu darbeci kuşatma nasıl inşa edildi? Bu darbeci zihniyetin kodları nelerdir? Darbeci kuşatma, hangi cesaretle millet iradesine meydan okuyor? Orduda ve yargıdaki darbeci kuşatmayı toplum nasıl aşacak? Darbeci kuşatma ile halk iradesi arasındaki kritik eşik nasıl aşılacak? Yargı neden ideolojik misyonlar üstleniyor? Toplumu ve toplumun kimlik değerlerini iç tehdit olarak algılatan güvenlik anlayışı hangi zihniyetten besleniyor? Resmi ideoloji toplumun ortak paydalarını ve iç dinamiklerini nasıl bloke ediyor? Statüko halk iradesi ekseninde nasıl değişecek? Orduda ve Yargıda Darbeci Kuşatma, içeriden gözlemlerle, bu sorulara cevap getiriyor. “Darbe öncesi ortam hazırlama ve darbe psikolojisini tüm orduya, hatta topluma hakim kılma süreçlerini fiili olarak yaşadım. Ve yaşadıklarımı tahlil ederek darbeci zihniyetin kodlarını sürekli sorguladım. Zaman içinde tekamül eden bu çalışmalarımı, darbeci zihniyet ile yüzleşmemin bir belgesi olarak bu kitapta sizlere sunuyorum.”
9.00 ₺