-
Dadaloğlu
Bir elinde sazı, diğer elinde tüfeği ile haksızlığa boyun eğmeyen, doğru bildiği ve inandığı değerler için mücadele eden bir kahramanlık şairidir Dadaloğlu. Toroslar’dan vurduğu sazının teli tüm Anadolu’da yankılanmış; sesi, özgür yaşama arzusu yüreğinde tutuşan kimselerin nefesi olmuştur. O, yaşamı boyunca güzellemelerin yanı sıra kavgaları, cenkleri anlatan koçaklamalar söylemiştir fakat bugün epik bir şiir üstadından çok daha fazlasıdır. Onu, yaşamını ve yazdığı şiirleri anlamak, şüphesiz çağını ve bizzat Anadolu insanını anlamak demektir.
60.59 ₺ -
Borges mi Ben mi
Remzi Şimşek, kendisiyle yapılan bir söyleşide, neden öykü yazdığı sorusuna kısa ve net bir cevap veriyor: “Küçük bir çocukken sürekli oyunlar kurardım, şimdiyse öyküler yazıyorum.” Onun öykülerindeki şenlikli eda, tam da bu ifadenin gölgesinde düşünülmeli. Öykülerinde, rol yapmanın, komplo kurmanın, yalan söylemenin doğası üzerine düşünen yazar, kurmaca ve insan belleği üzerine, küçük “muamma”ları andiran şaşırtıcı manzaralar ortaya koyuyor. Üstelik tüm bunları Tarantinovari diyaloglarla örülü ve neredeyse tuhaflık derecesinde güçlü bir atmosferin içinde kalmayı başararak inşa ediyor. Borges mi Ben mi?, aynı zamanda hem bir çocuk oyununun saflık ve sahiciliğini hem de kadim bilmecelerin cazibesini taşıyor.
67.16 ₺ -
Batı Aklına Karşı Türkiye
Batı dünyasından gelen amansız hücumların asırlar boyunca bizlere neler getirdiğini ve nelere mal olduğunu ortaya koymak için Batı'da hâkim olan akıl çeşitlerinin işleyiş tarzını yine Batı'nın tanınmış filozoflarının ifadeleriyle ortaya koymak gerekir. Biz bu kitapta Batı'nın aklını Descartes'in Romalı filozof Seneca'nın aklı için kullandığı "müşrik akıl" nitelemesinden hareketle tasnif edip değerlendirdik. Üçlü tanrı anlayışına bağlananların aklına "müşrik akıl" dedik, Alla'a, dine ve peygambere inanmayanların aklına "münkir akıl" sıfatı zaten biliniyordu. Allah'ın birliğine, peygamberine ve kitabına inananların aklını da "mü'min akıl" şeklinde ifade ettik. Bütün düşünceleri ve hareketleri bu üç akıl anlayışına göre değerlendirmeye gayret ettik.
199.29 ₺ -
Başlangıçların Sonsuz Mutluluğu
Kökleri çok derinde olan hikayeler yazıyor Aykut Ertuğrul. Zamanlar arası dolaşan bir gezgine benziyor. Kahramanları seviyor, muhtemelen kendisi bir kahraman ve kendi kahramanlığını bu şekilde gizliyor. Elindeki kılıcı kalem gibi gösterecek kadar mahir bu konuda.Dördüncü öykü kitabında yeni bir serüvene başlıyor. Dinlenmiş, atını mahmuzlamış, kalemini kuşanmış. Başlangıçların Sonsuz Mutluluğunu yaşamaya hazır. ” Güray Süngü Onun öyküleri ;ileri çağırarak geri döndüren,durmanı isteyerek hareket ettiren, susmanı söyleyerek konuşturan harikulade bir çemberdir. Nihayetinde anlamın, dağın zirvesinde kümelenmiş bekleyişini bir çığ gibi okurunun üzerine düşürecek olan sesi de başlangıçların sonsuzluğunda yankılanır durur. Şüphe yok ki, çığın altında kalmak mutluluktur diyenlerin yazarıdır Aykut Ertuğrul.” Furkan Çalışkan “Aykut Ertuğrul, kavramın yerli yerinde kullanımıyla söyleyecek olursak, “yeniliklere bütünüyle açık” bir anlatıcı. Hayır, sizi şaşırtmayı sevmiyor fakat kendi şaşkınlığına, daha doğrusu kendi hayret duygusuna sizi sürekli ortak ediyor. Kuşağının belirgin, hatta belirleyici anlatıcısı olmasını da şaşkınlığını ve hayretini hiç yenmemesine borçlu zaten bence. “Anlatıcı diyorsun diyorsun da adam hikayeci yahu” mu dediniz? Efendim, “iyi hikaye”, anlatmaktan başka nedir ki?” İsmail Kılıçarslan
130.67 ₺ -
Aşık Ruhsati
Bir zaman Îcâdî bir zaman Cehdî ve en sonunda şeyhinden ruhsat alıp Ruhsatî mahlasını alan ozanımız Ruhsatî Baba, Nakşî bir halk şairidir. İslam erkânı ve Peygamber sünneti onun şiirlerinin en büyük dayanağıdır. 70 yıllık dünya hayatında kendisi gibi gurbette olan “dünyazedelere” şiirleriyle sılanın yolunu işaret eder, nefsin ve dünyanın oyunlarına karşı bizlere nasihatlerde bulunur. İçini ve dışını bir tutmayı, kardeşlik hukukunu gözetmeyi, yoksulu ve mazlumu korumayı ve haksızlıklara karşı durmayı şiirlerinde öğütlemiş ve bu sayede ümmet bilincini aşılayarak toplumsal huzuru sağlamayı amaçlamıştır. Ruhsatî’nin koşmalarının en temel özelliği kutsal bir murat taşıyor olmasıdır. O kutsal murat gâh hoşgörü olarak karşımıza çıkar, gâh namaz, gâh oruç, gâh sabır… Bir yoldur onun şiiri, okuyanı iyiye ve güzele doğru götüren.
73.00 ₺ -
Akdenizin Doğusu
Modern Arap Edebiyatı’nın en büyük temsilcilerinden Abdurrahman Münif’ten Ortadoğu’nun yıllardır değişmeyen siyasi atmosferine ilişkin çarpıcı bir eser. Münif’in tüm renkleriyle betimlediği Orta Doğu’da geçen roman, cezaevinde gördüğü işkenceler sonucunda sağlığını kaybetmiş Recep’i tedavi için Avrupa’ya taşıyan bir gemide başlar. Entelektüel bir muhalif olan kahramanımız beş yıl cezaevinde çeşitli işkencelere maruz kalır. Münif bu romanı ile bir mahkûmun gözünden özgürlüğü, yıllarını cezaevinde geçirmiş bir Doğulu’nun bakışıyla Batı’yı görmemizi sağlıyor. Arap toplumunun sosyal ve bireysel yaşamına dair sadece edebiyatın bizlere verebileceği bilgiler ise paha biçilmez. “Susuyordum... Fakat dış dünya kafamda bir ateş topu gibi koşmaya devam ediyordu... Bu dünya gerçekten var mı? İnsanlar hâlâ sinema kuyruğuna giriyorlar mı? Gülüyorlar mı? Bahçelerde oturuyorlar mı? Arabalar! Hâlâ caddelerde ilerlemiyorlar mı? Satıcılar, bakkallar ve müzeler? Ah ne çok özledim müzeye gitmeyi, ya kadınlar? Kadınlar büyük şehirde binlerce, on binlerce, her bir kadın çılgınca ve sıcak bir dünya...”
108.04 ₺ -
Abbara Bir Umudun Masalı
Kâfirun ve Sarı ile darbeler dönemine İç Anadolu bozkırından ışık tutan Ahmet Tezcan uzun bir aradan sonra çarpıcı bir şehir romanı ile Mezopotamya ve Mardin'in büyülü dünyasının kapılarını aralıyor. Abbara; Houston, Matera, Mardin üçgeninde umutsuz bir arayışın, hayâl ile hakikat arasında sürprizlerle dolu masalsı öyküsü. Şehir ve insanın; ihanetler, yalanlar ve zulümler karşısında, aşka, dostluğa ve umuda sarılarak sonsuza ulaşma çabası.. Her insan bir abbaradır, her abbara bir umut! Oysa ben; hayatıma yabancı bu şehirde, yerin metrelerce altında, umarsız yarasaların nemli kaya çentiğine tutunup baş aşağı uyuduğu soğuk, ıslak, küf karanlık su kanalında, bana dair bir iz bulmak ümidiyle, pili bitti bitecek el fenerinin sarı, titrek ışığında sürüklenen gölgeydim. Işık ve gölgeler şehri Mardin’de, ışıkla buluşmayı arzulayan siyah bir leke...
122.64 ₺ -
59 Yüz Portreler
Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır, Necmettin Asma bu kitapta fırtınalı dönemlerde feveran etmiş, insan olmanın yükümlülüklerini üstlenmiş 59 yüzü çizgisine taşıyor. Çizimlerini Necmettin Asma'nın yaptığı, metinlerini Güven Adıgüzel'in yazdığı "59 Yüz: Portreler", alışılmış portre çalışmalarından çok uzak. Kitap; Malcolm X, Şeyh Şamil, Necmettin Erbakan, Muhammed Ali ve Rachel Corrie gibi kuşandıkları vazife şuuruyla hareket eden isimlerin hem portrelerini içeriyor hem de bu isimlerin ışık tuttukları izleği ve şiar edindikleri meseleleri de okura işaret ediyor.
122.64 ₺ -
40 Makam 40 Anlam
Bu kitapta makâmların hem anlamlarını hem de duygu dünyalarını sizlere açıyoruz. Müziği ‘eğlence’ değil, bir ‘kendini ve özünü bilme’ aracı olarak gördüğümüz için makâmları da anlamlarıyla sizlere tanıtmak istedik. Hem zihninize hem de zevkinize hitap ederek... Bunun için bugün bilinen 119 makâmdan 40’ını seçtik. Bu kitapta 40 makâmın her birinin taşıdığı anlamı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Elbette çağrışım kişiden kişiye değişir. Biz makâmların anlamlarını hem mûsikî mirasımıza hem de kendi mûsikî birikimimize dayanarak ortaya koymaya çalıştık. Kitabımızı iki kısma ayırdık. İlk kısımda sizlere müziğimizin temel kavramları olan perde, makâm ve usûlün ne olduğunu teknik ayrıntılara girmeden sâde bir üslup ile anlatmaya çalışıyoruz. İkinci kısımda ise 40 makâmın özelliklerini, anlamını, çağrışımlarını açıklamaya çalıştık. Bir yandan da sazlarımız, bestekârlarımız, müziğimiz üzerine sohbet ettik. Size tavsiyemiz, her makâm için verdiğimiz örnek eseri dinleyerek o bölümü okumanız. Bir yandan kulağınız, bir yandan gözünüz ve ikisinin hitap ettiği gönlünüz o makâmla dolarak sohbetimize katılınız.”
178.85 ₺ -
16. Yüzyıl Osmanlı Düşüncesinin Kaynakları
Elinizdeki kitap, Osmanlı tasavvur dünyasına katkı sağlamış üç büyük isim olan Çivizâde, Ebussu’ûd ve Birgivî’nin ortak tartışma alanlarından hareketle 16. yüzyıl Osmanlı düşüncesine dair bir kesit sunmaktadır. Hususen 16. yüzyıl Osmanlı fıkıh ve tasavvuf düşüncesi üzerinden ilerleyen eser, ilk bölümünde ‘aklın teorik örgütlenmesi’ başlığıyla zihniyet kavramı üzerinde durmaktadır. Dâru’l-hadîslerin, aklî tasavvur imkânını nasıl etkilediği Kanunî devrinde açılan Süleymaniye Dâru’l-hadîsi etrafında tartışılmaktadır. İkinci bölümü oluşturan ‘ahlakın pratik yansıması: tasavvuf’ başlığı altında üç âlimin ortak münakaşa konuları olan raks-devran, sema ve vahdet-i vücud gibi konular yer alırken üçüncü bölümde ise her üç bilgine ait, ‘adaletin fıkhî biçimlenmesi’ olan fetvalara yer verilmiş ve adaleti inşa tarzları tahlil edilmeye çalışılmıştır.
30.66 ₺ -
Hadisler Deryasında Saklı İnciler
Son dönemin önde gelen Nakşibendî meşayıhından olan Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevî Hazretleri, ülkemizde daha ziyade Râmuzu'l-ehâdis adlı eseriyle tanınmaktadır. Letâifu'l-hikem ve'l-Mevâiz Şerh-i Garâibi'l-ehâdîs ismini verdiği elinizdeki bu eser ise seçilmiş bin iki yüz küsur hadis-i şerifin şerhini ihtiva etmektedir. Gümüşhanevî Hazretleri eserini şöyle takdim etmektedir: Peygamberliğin acaibi ve velâyetin inceliklerinden olan bu kitaptaki hadisleri Nübuvvet-i Muhammediyye'nin nurundan ve hadisler deryasından topladım. Bu husus kitabın ismine işaret etmektedir. Her ne kadar acâib kelimesi garâib manasına gelmekte ise de, isim böyle konuldu. Hadislerin senetlerini hazfettim. Hadisleri alfabetik olarak sıraladım. Lafzen ve ma'nen latifelerden ibaret olarak; hadislerin sahih, zayıf, merfu, munkatı ve diğer ceşitlerini belirttim. Her hadisin sonunda, onu kimin naklettiğini söyledim. Hidayete ulaştıran sahabî ravilerini zikrettim.
525.00 ₺ -
Küller Altında Yakın Tarih Seti 6 Kitap Takım
Öncesi ve sonrasiyla tek parti devri Küller altinda yakin tarih 1 Yakin tarihin karadelikleri Yakin tarihte efsaneler ve gerçekler Korku duvarini yikmak Paşalarin hesaplaşmasi
135.78 ₺ -
Kuran Ufku İrablı Kuran ve Meali 2 Cilt
Arapça Gramer Özeti, Sözlük, İrab (Kelime Analizi) ve Meal Değerli okurlar! Kur’an "Niçin yaşıyoruz ve hem dünyada hem de ahirette nasıl mutlu olabiliriz?” sorusunun cevabını en doğru şekilde veren tek kitaptır… İnsanın kullanma kılavuzu, yaşama sevincinin reçetesidir… Her an dimdik ayakta, azimli, gözlerinin feri sönmeyen dinamik canlı, heyecanla dolu bir hayat Ölümün sadece başka bir hayata geçis olduğunu fısıldayan, cennete ulaşmak isteyene müjdeler sıralayan, geçici dünyanın sıkıntı ve imtihanlarına gülümseyerek baktırabilen tek eserdir. KUR'AN'I artık gramer özetiyle birlikte kolayca anlayarak okuyabileceksiniz! Kur'an-ı Kerim'de Fatiha Suresi’nden Nas Suresi’ne kelime kelime kırık ve toplu meal, irab (gramer incelemesi) ve sözlükten oluşan bu çalışma Türkiye'de bu sahadaki ilk ve tek eserdir. Dr. Necla YASDIMAN'ın toplam 1840 sayfadan oluşan, 2 ciltli bu muhteşem çalışmasını sizlere sunmanın huzuru içerisinde hepinize iyi okumalar, iyi anlamalar dileriz…
1500.00 ₺ -
Yakın Tarihte Efsaneler Ve Gerçekler
Mustafa Armağan yakın tarihi sorgulamaya devam ediyor. Armağan, bir yandan Cumhuriyetin Altın Çağı kabul edilen 1930’lu yıllarda Türkiye’nin Hitler Almanya’sına ekonomik yönden bağımlı hale geldiğini gösterirken, diğer yandan İstiklal Savaşı’nın başlangıcında bir ABD Başkanından yardım istenmesi hadisesine ışık tutuyor ve bu sorgulamalar kitap boyunca temposu hiç düşmeden devam ediyor. Kitabın satırlarında ilerlerken yakın tarihin örtülerinden sıyrılışına tanık olacaksınız. Kitaptan bazı ilginç başlıklar: * Musul defterini nasıl ucuza kapattık? * M. Kemal hangi karikatürcüye “artık çizme” demişti? * Hangi Cumhurbaşkanı darbecilere silah çekmişti? * Kim Amerikancı: Menderes mi, İnönü mü? * Mevhibe İnönü başını nasıl açmıştı? * CHP gençliği hangi Çanakkale rezaletine imza atmıştı?
37.23 ₺ -
İmamı Rabbani ve Ehli Sünnet Davası
İmâm-ı Rabbânî’nin gerçekleştirdiği tecdid hareketi, yaşadığı asır ve coğrafyayla sınırlı kalmadığından o, müceddid-i elf-i sânî olarak kabul görmüştür. Onun hicrî ikinci bin yılın müceddidi olarak kabul görmesinde şu iki hususun etkisi büyüktür: * İmâm-ı Rabbânî, akla gereğinden fazla değer vererek peygamberlik müessesesini ve sünneti itibarsızlaştırma, dinler arası diyalog, dinleri ve mezhepleri birleştirme, ashâb-ı kiram ve geçmiş ulemâyı kötüleme, ibadetleri önemsiz görme gibi bidatler karşısında Ehl-i sünnet mezhebinin esaslarını müdafaa etmiştir. * İmâm-ı Rabbânî şeriatın zâhiri ile bâtını arasında oluşturulmaya çalışılan ihtilafı ortadan kaldırarak kelamcılar ile mutasavvıflar arasında görüş ayrılığı bulunan meseleleri açıklığa kavuşturmuştur. Bu eserde öncelikle dört asır önce Hindistan’da ortaya çıkan ilhad, tahrif ve bidat hareketlerine karşı rabbânî bir imamın önderliğinde verilen büyük mücadele anlatılmaya çalışılmıştır. İmâm-ı Rabbânî’nin devrinde uygulanan İslâm’ı tahrif hareketleriyle asrımızdaki İslâm’ı tahrife ya da reforma yönelik teşebbüsler oldukça benzerlik göstermektedir. Bu sebeple eserde yeri geldikçe Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra Müslümanların maruz kaldıkları baskı ve tahrif politikalarına atıfta bulunulmuştur. Böylece İmâm-ı Rabbânî’nin takip ettiği tebliğ, tedris ve irşat usulünün küfür rüzgarının âdeta çöle dönüştürdüğü verimli İslâm topraklarının tekrar yeşermesi noktasında günümüz Müslümanları için hayatî esasları ihtiva ettiğine dikkat çekilmiştir.
204.00 ₺ -
Barbaros Hayreddin Paşanın Hatıraları
"Kendi halinde, deniz ticareti ile meşgul bir gencin, imanı, aklı, yüreği ve bileği ile dünyanın gelmiş geçmiş en büyük deniz savaşçısı ve kaptan-ı derya oluşunun, kendi ağzından yazılmış heyecanlı destanı... O genç, Hızır Reis'tir ve bu büyük adam Barbaros Hayreddin Paşadır. Barbaros Hayreddin Paşa, korkusuz bir kahraman, tedbirli ve akıllı bir kumandan, dirayetli bir devlet adamı, alçak gönüllü bir insan, yiğit ve aziz bir müslümandır. Böyle olduğu içindir ki, o bizden ve bizim içimizden biridir. Bizim öz büyüğümüz ve gerçek bir kahramanımızdır. Bu kitap, bizzat Barbaros Hayreddin Paşa tarafından söylenerek, yanındaki kahramanlardan Seyyid Murâdî Reise yazdırılmış bulunan ve "Gazavât-ı Hayreddin Paşa" adıyla meşhur olan eserden istifade edilerek kaleme alınmıştır."
51.10 ₺ -
Küresel Krizden Çıkış İslam İktisadı
İslâm, faizi yasaklayarak paranın üretime aktarılmasını temin eder. Üretim de istihdâmın yolunu açar. İslâm; infak, zekat, sadaka gibi kavramlarla zenginle fakir arasında muhteşem bir muvâzene tesis eder. Böyle bir toplumda burjuva ve proleterya diye iki ayrı sınıf oluşmaz. Bunun içindir ki, İslâm cihan devletlerinin hâkimiyet yıllarında -kapitalizmden korunmak için komünizmin ortaya çıkması gibi- varlığını İslâm karşıtlığı üzerine bina eden bir sistem zuhûr etmemiştir. Kapitalizmi kuran ve koruyan irade, İslâm’ın üretim ve istihdam merkezli yapısının sömürüye son vereceğini bildiğinden dolayı, İslâm’ı esas alan yönetim şekillerinin iktidardan uzaklaştırılması için her türlü yola başvurmaktadır. 2008 krizi göstermiştir ki, dünya ekonomisi faizi merkeze alan bir anlayışla daha uzun zaman yoluna devam edemez. Müslümanlar, emperyalist güçlerin büyük güç kaybettiği II. Dünya Savaşı sürecinde hazırlıklı olsaydı bugün siyasi noktada olduğu gibi iktisâdi alanda da refah düzeyini yakalayan bir “İslâm Dünyası” ile karşı karşıya olurduk. Kapitalizm’in sürekli ulusal ve küresel krizlere girdiği bir zamanda Müslümanlar, hem mevcût iktisâdi yapıya hem de İslâm iktisâdına vâkıf ilim adamları yetiştirebilirse yeni dünya, İslâmî ilkeler esas alınarak kurulacaktır. Emeksiz kazanç olan faizi, sömürüyü, değişim aracı olan parayı, niçin faizin haram, neden ticaretin meşru olduğunu, faizin enflasyonla münâsebetini, bir ülkenin İslâm’a ait olup olmamasına göre faizin hükmünün değişip değişmeyeceğini, çıkış yolu olarak faizsiz finansın nasıl ve neye göre tesis edileceğini anlatan, altı ana başlık, bir lahika ve sonuçtan oluşan bu kitap, kapitalizmin kriz nöbetlerine girdiği bir dönemde insanlara kurtuluş için İslâm İktisâdı’nın niçin tek seçenek olduğunu anlatmaya taliptir.
122.50 ₺ -
Arkakapak Yazıları
Arkakapak Yazıları çokluk Mustafa Kutlu’nun Dergâh dergisinin arka kapağında yayımlanan hikâyelerinden oluşur. Bu küçük hikâyeler kıssa geleneğinin yeniden üretilme çabasını yansıtıyor.
75.00 ₺ -
Yoksulluk Kitabı
“...Siz ey sağlıklı ve varlıklı olanlar. Ey işleri tıkırında gidenler. Ey karnı tok, sırtı pek, yüzü gülenler. Ey seçim kazananlar ve koltuğa kurulanlar. Ey dolar uçuranlar ve muslukların başını tutanlar. Siz ey güç odakları, silah sahipleri, söz ustaları. Beş vakit namazını cemaatle kılanlar. Gece teheccüte kalkanlar. Zikir ile coşup nara atanlar. Defalarca hacca gidenler. Bir koyup beş kazanan tüccar, yağlı müşteriye yaltaklanan esnaf; aracılar, tefeciler, bankerler. Ey mangalda kül bırakmayan siyasiler. Bilim babaları, akademisyenler. Emirle demiri kesebilenler. Unutmayın. Önümüz kış ve yoksullar sizi bekliyor.”
105.00 ₺ -
Rüzgarlı Pazar
Rüzgârlı Pazar yazarın önceki dört eserinden farklı olarak halk hikâyesinden masala doğru yürüyen bir özellik taşımakta. Bu kitap için “Bir kent masalı” tabiri kullanılsa yerinde olur. Mustafa Kutlu; bu uzun hikâyesinde esas itibarı ile “yoksulluk” temasını işliyor. Sevginin, dayanışmanın, merhametin destansı hikâyesini sunuyor.
120.00 ₺ -
İslam Hukuku İftiralar Cevaplar
Yeryüzünün muhtaç olduğu maddi ve mânevi terakki yalnız İslâm’dadır. Çünkü akılla rûhun, maziyle âtinin, dünya ile âhiretin irtibatını yalnız İslâm kurmaktadır. Bunu dün yaptığı gibi yarın da yapacak bir muhtevaya sahiptir. Şarkiyatçılarla İslâm’ı keşfeden Batı, Müslümanların ruh köklerine yönelişlerine mâni olabilmek için dışarıda ve içeride İslâm Hukûku’nu aşağılayan, onu kölelik hukûku olarak yaftalayan bir bakış açışı geliştirdi. Bu yüzden İslâm’ı anlatmaya memur mustagribler fıkıh kitaplarındaki “kuyular bahsi” gibi fevkalâde husûsi bir mevzuyu gösterip; “Bugün hıfzıssıhha merkezlerinin verilerini mi yoksa ‘kuyular bahsinin esaslarını mı, dikkate alacaksınız?” diyerek zihinleri karıştırmaktadır. XVIII. yüzyıla kadar saraylarında dahî helâ yapılmasına direnen Batı’dan, İslâm’ın ne kadar âli olduğunu gösteren “kuyular bahsi” maalesef ki mustagribler için istihza mevzuu olmakta ve bir konu üzerinden binlerce mevzu perdelenmektedir. *** Batı uygarlığının devam ve bekâsını hedefleyen iradenin büyük oyununu gözler önüne seren bu eser, usûl ve esas itibariyle niçin insanlığın tek umûdunun İslâm Hukûku olduğunu da izah etmeye taliptir.
105.00 ₺ -
İslam Evinde Çocuk Terbiyesi
Müslümanlar, kız çocuklarına, İslâm çağını başlatacak Yavuzları, Ebussuudları, Bakileri, Sinanları, Barbarosları yetiştirecek yarının muallimeleri olarak baksın. Anne diyelim, evlat diyelim, hala, teyze, kardeş diyelim yeniden kadınlara. Kız çocuklarını cahiliyede utancından mezara, modern zamanda para hırsından şehvet arenalarına gömenlere karşı bir onur savaşı başlatalım Hz. Muhammed’in (s.a.v) izinde. İnsanın varlığı kadının, kadın olarak var olabilmesine bağlı diyelim. Kızlar erkek kardeşleriyle birlikte büyüsün, aynı sofraya otursun -miras hariç- aynı kalite ayakkabıyı giysin. Birinin hakkını diğerine vermeyelim. *** İman ve ibadet muvâzenesinde bir hayat yaşayan çocuk sözüyle, aksiyonuyla ahlak âbidesi olur. İslâm’ı esas alarak hayatı yeniler, evi, cemiyeti yeniden kurar, kabuğa değil öze, propagandaya değil hakikate, ütopyaya değil ideale bağlanır. Güçlünün değil, hakikatin izini sürer. Süfli hayata uyum sağlaması noktasında en yakınları dahi ona baskı yapsa yine de eğlence merkezi yerine camiye gider. İstanbul’u uyandıracak, Kudüs’e hürriyet taşıyacak, Roma’yı sarsacak, Bosna’dan Kaşgar’a yürek yolları vuracak, haritaları yeniden çizecek kahramanlar, şahsiyetini iman, ibadet, cihad ve ahlak esaslarının inşa ettiği çocuklar arasından çıkacak. Bu kitap, o çocukların hangi babanın ocağında, hangi annenin kucağında büyük vazifeye nasıl hazırlanacağına cevap aramakta
105.00 ₺ -
24 Saat Müslümanca Bir Hayat
Mü’mini, imandan amele, abdestten namaza, zikirden istiğfara, selamdan musâfahaya, misafir ağırlamadan uğurlamaya, kalemden kelama, projeden inşaya, nişandan izdivaca, para kazanmadan infak etmeye, düğünden derneğe, taziyeden cenazeye, fertten cemiyete, evden çarşıya kilim dokur gibi ilmek ilmek hayatını irfanla dokumaya çağıran bu eser, Allah’a, Rasûlüne (s.a.v) ve cemiyete karşı onda ve terbiyesiyle memur olduğu evladında bir farkındalık oluşturmaya ve buna bağlı olarak bir şuur inşa etmeye taliptir. Evlerde, medreselerde ve iş yerlerinde kurulacak ders halkalarında babalar, muallimler, amirler ve tacirler nezaretinde bu eser okunur, Allah’a (c.c) ve Rasûlü’ne (s.a.v) ait ayetler, hadisler ezberlenir ve gereğince amel edilirse mekân değişir, zaman mübarek çağlarla irtibat kurar, işte o zaman ev de, iş yeri de İslâm okulu olma noktasında önemli mesafeler kat eder. Özlemini çektiğimiz müeddeb nesil, fabrikalarda değil, Allah (c.c) ve Rasûl (s.a.v) buyruğunun hâkim olduğu evlerde yetişecektir. İslam evinden mahrum olan Batı, bilimde-sanayide terakki ettikçe ahlakta tedenni etti. Büyük İslâm medeniyetinin ruh vereceği yeni dünyanın yüce devletinin tebâsı böyle bir sendrom yaşamayacak. Çünkü madde planında terakkinin yoluna açacak âlim ve arif gibi sanayici de mühendis de İslam okulu gibi faaliyet gösteren evlerde yetişecek.
105.00 ₺ -
Menekşeli Mektup
Eserde üç hikâye yer alıyor: “Menekşeli Mektup”, “Hacca gidebilmek” ve “Kar Üstüne Kan Damlar”. İlk hikâyede psikolojik gel-gitleri olan bir postacının hazin evliliği ile, mektuplarını götürdüğü villa sahibinin eşine duyduğu platonik aşk anlatılıyor. İkinci hikâye bir otobüs şoförünün hac seferini dile getirmektedir. Son hikâye ünlü Sarıkamış Harekatı’na katılan ve Ruslara esir düşen iki Türk askerinin macerasıdır. Bunlardan biri hastalanarak ölür, öteki Sibirya’da kaybolur.
97.50 ₺ -
Kapıları Açmak
Eserin kahramanı Zehra olmaz denilen şeyi oldurmak üzere, büyük şehir batağından kaçıp evine, baba ocağına döner. Orada yeni ve temiz bir hayat kurmak için mücadele verir. Yazar fonda son elli yılın Türkiye’sinde, kıyı kasabalarında vücut bulan sosyal değişimi kırık bir aşk hikâyesi etrafında işliyor.
112.50 ₺ -
Huzursuz Bacak
Genç akademisyen Ömer, uzun yıllar yaşadığı yurtdışından memlekete dönüyor... Umut, özlem ve memleket hasreti, daha havaalanında yerini kaygı, isyan ve huzursuzluğa bırakıyor... “Yolculuğu” boyunca karşılaştığı kişiler, hadiseler, mekânlar, siyasi ve toplumsal gelişmeler yaşadığı hayal kırıklığını iyiden iyiye pekiştiriyor. Çektiği sıkıntı, memlekette fikir, fikir adamı, uğruna savaşılacak “dava” kalmamasıyla; özün görüntüye, kanaat ekonomisinin tüketim çılgınlığına, düşüncenin safsataya dönüşmesiyle, onu fark ettirmeden “huzursuz bacak” denen bir illete doğru itiyor...
97.50 ₺ -
Tahir Sami Beyin Özel Hayatı
Mustafa Kutlu bu kez bir tutku hikâyesiyle karşımızda... Sahibini bir başına bırakan ve onu dramatik sonuna doğru götüren bir tutkunun ‘uzun hikâyesi’... Kitaba, dergiye, bilgiye karşılıksız adanmış, ancak toplumdan hiçbir kabul ve iltifat görmemiş, bir bakıma harcanmış bir ömrün hikâyesi, Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı... Özel hayatın kırılgan hududunu zedelemeyen, “edebiyatı edep dairesinden çıkarmayan” bir Mustafa Kutlu hikâyesi...
105.00 ₺ -
Zafer Yahut Hiç
Makedonya kralı İskender, Dara’yı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Dara’nın hızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşber’in sarayına sığınır. Eşber’in kızkardeşi Sumru, İskender’i gömeden ona aşık olmuştur. Gizlice buluşan ve şevişen Sumru ile İskender arasında gidip gelirken Rukzan da İskender’i sever. İskender Sumru’nun bütün ricalarına rağmen Pencap ülkesine yürür. Sumru sevgilisine söz geçiremeyince ağabeyini bu savaştan vazgeçirmek ister ancak Eşber halkına karşı sorulu olduğunu bilir. Savaşır ve bir hain sandığı Sumru’yu öldürür. Bu haber İskender’e ulaşınca kıral kendisine engel olmak isteyen Rukzan’ı atıyla çiğneyerek geçer. Pencap düşer, Eşber zincire vurulur. Eşberin kahramanlığına hayran kalan İskender onu serbest bırakır ve kılıcını geri verir. Kılıcı alan eşber intihar eder etrafı Eşber’in, Sumru’nun ve Rukzan’ın cesetleriyle çevrili olan İskender, bunun manasını hocası Aristo’ya sorar. Eser Aristo’nun cevabı ile biter: – Zafer yahut hiç!
120.00 ₺