-
Tuhfetül Ahrar
Molla Câmî, klasik Türk edebiyatının önemli temsilcileri tarafından eserleri örnek alınmıs bir sair ve yazardır. Onun Türkçe manzum kırk hadis ve Türk tezkirecilik geleneginin olusumunda katkısı büyüktür. Kendisinin Anadolu’daki söhretinde kuskusuz, Nevâî ve Lâmiî Çelebi’nin Câmî’nin önemli eserlerinden yaptıkları manzum ve mensur tercümelerinin de payı vardır. Fâtih Sultan Mehmed’in sairi Istanbul’a daveti, 2.Bayezid’in mektupları ve takdir mahiyetindeki destekleri; külliyatının özel kütüphaneler için yazdırılması gibi eserlerine gösterilen ilgi, onun itibar ve saygınlıgını ortaya koyar. En önemli eserleri, edebiyat nazariyesine dair risâleleri ve bazı mesnevileri tercüme ve serhedilmistir.
82.60 ₺ -
Pendname
Pendnâme, Hz. Mevlana Celâleddin Rûmî’nin (k.s) feyiz aldıgı büyük mutasavvıf sair Seyh Ferîdüddin Attâr (k.s)’ın kaleme aldıgı bir ahlâk kitabıdır. Din, tasavvuf ve ahlâk konularının ele alındıgı bu eserde, Attâr ,bizlere çesitli nasihatler vermektedir. Herkesçe anlasılabilir bir üslûpla yazıldıgından, kendisini defalarca okutan bu kıymetli kitap sark klasikleri arasına girmis ve bu üslûpla yazılan diger yapıtlara ısık tutmustur. Mehmet Ali Özkan’ın çevirisiyle bizlerle bulusan bu degerli eser, unutulan degerlerimiz içinden yolumuza bir ısık tutacaktır
53.90 ₺ -
Dil ü Can
Bu kitapta, Hâce Abdullah-ı Ensârî’nin (k.s) nasihat tadındaki gönlünüze isleyecek hikmetlerle dolu sözleri yer alıyor. Bir gönül isi olan hakikati aramak ve Peygamberimizin (s.a.v) buyurdugu üzere esyanın hikmetini ögrenmek, insanın dünyaya gelis amaçlarındandır. Bir Müslüman’ın üzerine farz olan ilim ögrenmek, esas olarak Allah dostlarından feyizlenmekle yerine getirilir. Vâridât, Ilâhînâme, Kalendernâme ve Makûlât risâlelerinden olusan eser Semerkand Yayınları’ndan çıktı.
28.00 ₺ -
Baharistan Molla Cami
Klasik Fars edebiyatının son büyük şairi sayılan ve "Hatemü’ş-şuarâ” lakabıyla anılan Molla Câmî [kuddise sırruhû], nazım ve nesir alanında birçok eser kaleme almıştır. Sayısız şair tarafından övgüye mazhar olan Câmî, Hindistan’dan Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada büyük saygı görmüştür. Elinizdeki eser de Molla Câmî tarafından kaleme alınan bu güzel çalışmalardan biridir; tertip ve üslûp bakımından da oldukça önemlidir. Dil ve anlatım yönüyle sade ve anlaşılır olarak yazılan bu güzide kitap, hem didaktik manada seçkin bir yere sahiptir hem de şairler tezkiresi niteliğinde edebiyat ve tarih alanında ayrı bir konuma haizdir. İçindeki hikâye örgüleriyle bilgi, tecrübe ve nasihat aktaran meşhur kitap, okunması gereken şark klasikleri arasında yer alır. Titiz bir çalışma ile siz değerli okuyucularımıza sunulan Bahâristân, eğitici ve öğretici yönüyle Osmanlı döneminde oldukça rağbet gören Farsça eserlerden biridir.
100.80 ₺ -
Aşk ve Gül Gülşenname
14.yüzyılın büyük şairlerinden Gülşehri, Türk-İslam edebiyatının önemli isimlerindendir. Kitaplarında verdiği mesajlarla asırladır insanlara yeni ufuklar açmış ve hakikat yolunda insanlığa ışık tutmuştur. Kaleme aldığı eserlerde manevi aşkın şevk ve zevkinden yola çıkarak tasavvufun inceliklerini anlatan, öğüt ve nasihat yoluyla insanları doğru yola davet eden Gülşehri, elinizdeki bu kitapta marifet ve irfan yolunun temel esaslarını anlatmıştır. Attar'ın Mantıku't Tayrına benzer şekilde kaleme alınan bu seçkin eser, sade ve akıcı üslubuyla; aşk, sadakat ve teslimiyet gibi konuları incelikle işleyen baş ucu kitaplardandır. Eser, mürşid-i kamili simgeleyen hüdhüd'ün diğer kuşlara rehberlik ederek onları Hak Teala'yı simgeleyen ankaya (simurg) götürmek için yol göstericilik yapışını konu alır.
113.40 ₺ -
Sünneti Nebeviyye
Sünneti Nebeviyye Hidayet ve Delalet Ayrımındaki Kıstası Müstakim Neşriyat hayatına “bismillah” dediğimiz günden bugüne muhtelif sahalardaki hizmetlerimizle ilerliyoruz hedeflerimize doğru. ‘Dirâyet’li bir düşünce ve duruşla mâziyi âtiye taşıma gayesiyle yürüttüğümüz ‘Ehl-i Sünnet istikâmetinde hizmet’ çalışmamızın bir meyvesiyle daha yeniden karşınızdayız. Modern Kur’an telakkilerini konu edinen sayılarımızdan sonra üzerinde hayli şüphe oluşturulan “Sünnet-i Seniyye” üzerinde bir çalışma yapmanın isabetli olacağı kanaatine vardık. Bu sebeple günümüzde etrafında şüphe kasırgalarının estirildiği Sünnet-i Nebeviyye eksenindeki muhtelif konuları tahlil ve mezkûr şüphelere cevap niteliği taşıyan makaleleri muhtevi bu eserle buluşturduk sizleri. Bu sayıda da hocalarımız çok önemli konuları ele aldılar. Dini bir vecibe addedilmesi gereken asıllarımızı savunma adına pek mühim konuları vuzûha kavuşturdular. Husûsen coğrafyamızda baş göstermiş Sünnet inkârcılığı akımının îras ettiği bazı şüphelere yönelik olan bu çalışmalar pak zihinlerin karıştırılmaması ve meselelerin gizlenen gerçek veçhelerinin tebarüz etmesi gayesiyle enine boyuna işlendi. 8 Makalelerimizin hacim olarak geniş olması sebebiyle dergimizin formatında bir değişikliğe gitmiş bulunmaktayız. Kitap tarzı çalışmaların birçok açıdan daha faydalı olduğu kanaatinden hareketle bundan böyle mecmuamız bu şekilde neşredilecek. Hadis inkarcılığının tarihçesi, hadislerin Kur’an’a arz usulünün hadis münkirleri tarafından nasıl istismar edildiği, ulemaya tabi olmadan Sünnet’e tabi olma iddiasının beyhude bir slogan olduğu, hadislerin güvenilirliği meselesinde İslâmî paradigma ile oryantalist paradigma arasındaki fark, mürsel hadise ulemanın bakışı ve makbuliyeti, telakki bi’l-kabûl’ün hadislerin takviye edilmesindeki etkisi, Kur’an’ın dörtte birini teşkil eden enbiyâ kıssalarında ana temanın ya peygambere tabi olmak ya da helâk olmak olduğuna dair makalelerin yer aldığı çalışmamızda kitabiyât bölümünde konu başlığımızla ilgili birkaç mühim eserin tanıtımı mevcut. Çalışmamızın son bölümünde iki adet Arapça makalemiz de mevcut. Bu iki makalenin birincisinde Sünnet’e ittiba olmadan muzaffer olamayacağımız vurgulanırken ikinci makalede de tasavvufî esasa da işaret eden “” rivayetinin tahrîci yapılmış. Rabbimiz, çalışmalarımızı rızasına muvafık kılıp, hakkıyla müstefid olmayı cümlemize nasip eylesin. • Dursun Ali Yılmaz • Ömer Faruk Korkmaz • Enes İnce • Hasan Yaşar • İbrahim İhsan Bayraktar • Mustafa Ülker • Orhan Gazi Yüksel • Faruk Kemaloğlu • İbrahim Deliloğlu
140.00 ₺ -
Zikir
Tasavvuf, Cenâb-ı Hakkın iradesinin hayatın her aşamasında uygulamasının, yani hâle tam olarak geçirilmesinin yanısıra, İslâm’ın ihsan boyutu olarak tarif edilmektedir. Tasavvufun özü ise, insanın kendini bilmesidir. İnsanın kendini bilmesinin en önemli tezâhürü de zikirdir. Tasavvufta zikir, kişinin benliğinden kurtulup, evrensel benlikle var olma yoludur; Allah’a vâsıl olma iştiyâkıdır. Kişinin nefsânî arzularından kurtulup, ebedî olana yönelmesidir. Zikir, dirilmek ve hayat bulmaktır. Bu mânâda fenâ-bekâ düşüncesi tasavvufta üzerinde çok durulan iki kavramdır. Fenâ, benlikten, nefisten kurtulma; bekâ ise, kendi bütünlüğünü kazanıp evrensel benlikle bütünleşme olarak değerlendirilmiştir. Zikir insanın fenâ haline ulaşması için tarîkatların uyguladığı en önemli usüllerden biridir. Zikir, aynı zamanda tarîkat uygulamalarının en önemli unsurlarından birisidir. Tarîkatlardaki ilk derstir. Zikrin “lisanî zikir”, “kalbî zikir”, “toplu zikir”, “semâ”, “hatm-ı hâce”, “darb-ı esmâ,” “kayamî zikir,” “deverân” gibi şekilleri tarîkatların meydana geliş süreciyle birlikte ortaya çıkmış hususlardır. Zikir ve musiki arasında da irtibat kurulmuştur. Dinleme, musiki anlamına gelen sema Mevlevîlik tarîkatının zikridir. Ayakta dönerek icrâ edilir. Buna “Mukabele” de denilir. Bugünkü şekliyle semâ, sonraki asırlarda ortaya çıkan bir uygulamadır. Mesela,“Hatm-i Hace” Nakşbendî tarîkatında kişinin şeyhin huzurunda oturarak icrâ ettiği zikirdir. Sessiz yapılır. “Büyük hatme”, “küçük hatme” diye ayrılır. Râbıta ile başlar, duâ ile sona erer. Gözler kapalı olarak yapılır. İntisâbı olmayan iştirak edemez. “Darb-ı Esmâ” ise, Halvetîlerde icrâ edilen zikirdir. Bunun gibi tarîkatların farklı zikir uygulamaları olsa da hepsi özü itibariye birdir. Rabbimiz (c.c.), insanın kendisiyle bütünleşme ve varoluş kazanma hakîkati olan zikrin ehemmiyetini “Siz Beni zikredin ki Ben de sizi zikredeyim” (Bakara, 152) ifadesiyle beyan buyuruyor. Mevlânâ, Mesnevî’sinde bu konuyla ilgili şöyle bir hikâye anlatır: Adamın biri her gece Allah’ı zikreder ve bu zikrinden de zevk almaktadır. Bir gece Şeytan ona şöyle vesvese verir: -“Bunca Allah demene karşılık Onun lebbeyk (buyur) demesi nerede? Böyle ne vakte dek “Allah” deyip duracaksın?” Adam bu vesveseden üzülür, eleme düşer, başını yere koyup yatar. Rüyada Hızır (a.s.)’ı yeşiller giymiş olarak görür. Hızır ona: -“Niçin zikri bıraktın? Zikretmekten niye vazgeçtin?” der. -“Lebbeyk” sesi gelmiyor. Kapıdan kovulacağımdan korkuyorum” -Senin “Allah” demen, sana aynı zamanda “lebbeyk” denilmesidir. Senin o derde düşmen, çareler araman kapıya kabul edilmendendir. Her Allah demende sana gizlice “Lebbeyk” (buyur) denilir.” Dolayısıyla insanın arayış içinde olması, âh u fîgan etmesi, ahh çekmesi, zikredebilmesi hep Cenâb-ı Hakkın bir lütfudur. İnsan gidecek başka kapının olmadığını bilerek, bu şuur içinde hayatını sürdürebilmelidir. Bu kitapta tasavvufun en önemli mevzularından biri olan zikir konusu temelde tasavvufî bir bakış açısıyla ele alınmaya çalışılmıştır. Kitap; önsöz, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde, İslâm’da zikir, Kur’ân-ı Kerîm’de zikir, Efendimiz (s.a.v.)’in hayatında zikir, tasavvufta zikir, zikrin üç hâli, zikrin önemi, zikrin sürekliliği, zikrin benlik inşâsına tesiri, tefekkür zikir birlikteliği, zikrin evrensel yönü, zikrin sosyal-psikolojik yönü, zikrin kuşatıcılığı, dâimî zikrin önemi ve tesiri, zikrin kişiliğin oluşumuna ve insan-ı kâmil olmaya tesiri, zikir tefekkür ilişkisi, zikir ma’rifet ilişkisi, zikir vuslat ilişkisi, zikir mekân ilişkisi, zikir şükür ilişkisi, zikrin diğer ibadetlerle münâsebeti gibi konular işlenmiştir. İkinci bölümde ise, farklı zikir uygulamaları başlığı altında, hafî zikir, cehrî zikir, tevhid zikri gibi konulara temas edildikten sonra tarîkatlarda zikir başlığı altında Kâdirî, Nakşî, Rıfâî, Kübrevî, Sühreverdî, Halvetî, Gülşenî, Mevlevî gibi tarîkatlarda zikrin farklı icrâ ediliş şekilleri ve farklı isimlendirmeler ortaya konulmuştur.
84.00 ₺ -
Yolculuk Nereye?
Yolculuk nereye? Yolculuk, hiç şüphesiz oraya... Rabbin huzuruna... Peki, ama oraya nasıl varmalı? Bu soru çok daha hayati. İnsan, yolculuğun sona doğru ilerlediğinin bir şekilde farkına varır da, asıl “Oraya nasıl varmalı?” sorusunu sormayı, cevabı üzerinde yoğunlaşmayı, daha önemlisi doğru bir cevabı bulmayı ıskalayabilir. İnsan, dünyaya, Rabbin bünyesinde sakladığı türlü çeşitli potansiyellerle gelir. Sonra bu potansiyel imkânlar, gün yüzüne çıkar, insanın gücünü - kuvvetini oluşturur. Bir süre böyle “Güçlü” olarak devam eder insan hayatı. Sonra şakaklara ak düşer. Zirve dönülür. Güç azalır, azalır ve azalır. Son nefes, insanın son gücüdür. O da gittiğinde, insanda, dünya varlığından bir şey kalmaz. Bu durumda insanı, ebediyet kapısı gibi duran kabre götürürler. Kabre konulduğunda, insanın malı, mülkü, ünvanları, evladü ıyali, her şeyi ama her şeyi bu tarafta kalmıştır. Artık hayatın gerçeği öte dünyadır. Ebediyyet âlemidir ve orada Rabbin huzuruna çıkılacaktır.
70.00 ₺ -
Yaratılana Şefkat ve Merhamet
Şefkat.. Bazen bir babanın bakışlarında, bazen bir annenin kucağında, bazen bir arkadaşın omuzunda, bazense bir dostun içten dokunuşunda gösterir sıcaklığını.. Bazen de hiç tanımadığımız birinin yardım çabalarında.. Her daim özlenir, ne kadar güçlü olunsa da ihtiyaç duyulur.Biri size şefkat gösteriyorsa eğer, bu, ne verenin kudretinden, ne de verilen kişinin güçsüzlüğündendir; bu, insanlığın yüz yıllardır bir türlü akıl sır erdiremediği ve fakat hissedebildiği karmaşık hayat denklemindendir...
49.00 ₺ -
Hasan Basri
Müellifin Önsözü Her türlü hamd ve senâ , ona lâyık Allah Teâlâ Hazretlerine mahsûstur. O, hamdi yalnız kendi zât-ı ulûhiyetine mahsûs kılarak bunu biz kullarına vâcip kılmıştır. Cenâb-ı Hak, öncesi olmayan, kadim, sonu bulunmayan bâkî ve ebedîdir. O’nun hiçbir benzeri yoktur. Herşeyi işiten ve gören O’dur. O’nun birliğine, eşi ve ortağı olmadığına iman eder; Hz. Muhammed (s.a.)’in Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuna şehadet ederim. Yine şehadet ederim ki, O, Rasûlünü hak din ve hidâyyet ile bütün dinlere üstün olmak üzere göndermiştir. - Ey okuyucu! Cenâb-ı Hak şanını yükselterek sana yardımcı olsun. Muvaffakiyetini artırarak seni doğru yoldan ayırmasın. Senin Hasan el- Basrî hakkındaki arzu ve merakını biliyorum. İşte bu yüzden muhtelif kitablarda dağınık bir halde bulunan O’nun hayatı, âdâbı, zühdü ve mev’izeleri ile ilgili hussusları imkân nisbetinde bir araya toplamaya çalıştım. Bütün bunları senin arzunu yerine getirmek ve bu konuda üzerimde bulunan hakkını ödemek için yaptım. Her türlü yardımı Allah’tan dilerim. Zîra O bana kâfidir. Ve O ne güzel vekildir. Hasan el-Basrî hakkındaki bilgileri sekkiz ayrı bölüme ayırdım: Birinci Bölüm: Hasan el-Basrî’nin Yetişmesi, Fiil ve Davranış özellikleri İkinci Bölüm: Edeb ve Güzel Ahlâka Dair Sözleri Üçüncü Bölüm: Kısa vaaz ve Hikmetli Sözleri Dördüncü Bölüm Dünyayı Kötülemesi ve Ona Bağlılıktan Sakındırması Beşinci Bölüm: Dua ve İstiğfara Teşvik ile Riyâ ve Yapmacıktan Sakındıran Öğütleri Altıncı Bölüm: Kur’an-ı Kerim Okurken Söylediği Hikmetli Sözler Yedinci Bölüm: Halife ve Valilerle olan Yazışma ve Görüşmeleri Sekizinci Bölüm: Muhtelif Konulardaki Nasihatları
77.00 ₺ -
Vakıf İnfak Hizmet
Muhterem Osman Nuri Topbaş Bey'den dinimizin mali fedakarlıkla ifa edilen yönlerine dair bir eser Elinizdeki kitap Osmanlı'yı hayranlık derecesinde seven bir gönülden doğmuş... Vakıf İnfak Hizmet adıyla tecessüm etmiş bir insan gibi günümüz insanına rehberlik ediyor. Çıkar çatışmalarının tozu dumana kattığı dünyamızda, sevgi ve merhamete susayan insanlığın yüreğine su serpiyor. Bu kitapta, Osmanlı'nın hizmette açtığı hayırlı çığırı yeniden ihya etmenin heyecanını bulabilirsiniz: Öşrü, unutulmaya yüz tutan sadaka taşlarını, kuş evlerini, hastalanan hayvanlara yardım için kurulan vakıfları, evlenemeyen yoksullara çeyiz temini maksadıyla tesis edilen hayır müesseselerini... Ve ecdada layık olmanın yolunu bulabilirsiniz. Kitap nadide bir çiçek buketi gibi; özenle seçilmiş cümlelerden oluşuyor. Albenisiyle kendini okutuyor ve damarlarınıza hizmet aşkını zerk ediyor. Bu kitap okundukça, yeryüzünde iyilik ve hayır yarışı yeni bir ivme kazanacak.
147.00 ₺ -
Üsvei Hasene 2
Üsve-i Hasene -2 Peygamber Efendimizin hayâtı, seciyesi bu güne kadar ciltler dolusu kitaplarla anlatılır... Kütüphaneler dolusu kitaplara, şimdi iki ciltlik bir ekip çalışması katıldı. O, insanlara nasıl yaklaşır, eşyaya nasıl bakardı?
343.00 ₺ -
Üsvei Hasene 1
Üsve-i Hasene (2 Cilt) Peygamber Efendimizin hayâtı, seciyesi bu güne kadar ciltler dolusu kitaplarla anlatılır... Kütüphaneler dolusu kitaplara, şimdi iki ciltlik bir ekip çalışması katıldı. O, insanlara nasıl yaklaşır, eşyaya nasıl bakardı?
343.00 ₺ -
Üç Sevgili
Onlarca aile içinden seçkin unvanını hak eden bir aile. Herbirferdi ayrı ayrı RasûLullah'ın sevgisine, iltifatına mazhar olmuş; baba, oğul ve annesi... Üç sahabinin hayâtından ibretâmiz öyküler...
108.50 ₺ -
Uhud Gazvesi
O vakit Resuli Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- "Acaba Sa'd İbni'r-Rebi ne haldedir? Şüheda arasında mıdır? Yoksa yaralılar içinde midir? Ona doğru oniki kargı ile hücum olunduğunu gördüm." diye buyurdu. Ve onu arayıp bulmak için Muhammed İbni Mesleme -radıyallahu anh-'ı gönderdi. Muhammed bin Mesleme onu şüheda arasında bulup gördü ki pek çok kılınç kargı ve ok yaralarıyle cismi delik deşik olmuş ve haleti nez'a gelmiş. O halde Sa'd İbni'r-Rebi -radıyallahu anh- gözünü açdı ve Muhammed bin Mesleme'ye hitaben: - "Resulullah'a benim selamımı tebliğ eyle ve söyle ki ben cennetin kokusunu duyuyorum. Kavmine de benden selam eyle ve söyle ki: kirpikleriniz kımıldadıkça Peygamberlerinize ihlas hususunda indallah ma'zur olamazsınız!" dedi. Ve derakab teslimi ruh etti, -radıyallahu anh-.
77.00 ₺ -
Tefsir Usulü Ve Tarihi
Birinci vazifemiz; Kur'an'ın nasıl bir kitap olduğunu tanımak. Bu açıdan bakıldığında vahiy nedir? Allah Teâlâ kullarına akıl, iz'an ve idrrakle birlikte niçin bir de onları vahiy ve peygamberlikle takviye buyurddu? Beşeriyet tarihinde vahiy ve peygamberliğin mâna ve ehemmiyeti nedir? Son olarak Peygamberimiz niçin gönderildi; Kur'an ona niçin inddirildi? Kur'an Peygamberimiz (s.a.v.)'e nasıl geldi? Nasıl yazıldı, nasıl okundu? Günümüze kadar bozulmadan nasıl intikal etti? Onu okumanın kâideleri, onu anlamanın esasları nelerdir? Bütün bunları öğrendikten sonra; İkinci vazifemiz; Kur'ân-ı Kerîm'i harflerinin ve tecvidinin hakkını vererek tertil üzere okumak, onu hakkıyla tilavet etmek Üçüncü vazifemiz; Kur'ân-ı Kerîm'i Rabbimizin muradına uygun olarak anlamak. Dördüncü vazifemiz; Peygamberimiz (s.a.v.) ve ashâb-ı kirâmı örnek alarak Kur'ân-ı Kerîm ve sünneti seniyenin öğrettiği doğrultuda yaşamak. Efendimiz (a.s.) gibi canlı bir Kur'an olabilmek yolunda gayret göstermek. Bu hayatta esas vazifemizin Allah'ın kelamına ve Resûlullah (s.a.v.)'in sünnetine iyi bir talebe olabilmek olduğu şuurumuzu her dâim canlı tutmak. Bu hedeften hiçbir zaman kopmamak ve ayrılmamak. İşte Allah'ın kelamına karşı sorumlu olduğumuz bu vazifelerimizi idrrak edip yaşama hususunda insanımıza yardımcı olma niyetiyle Kur'ân-ı Kerîm, onun tefsîri, tefsîr usûlu ve tarihi konularını ihtiva eden bir kitap hazırlandı. Bu kitapta hususiyle İmam Hatip Liselerinde, İlahiyat Fakültellerinde ve Kur'an Kurslarında eğitim öğretim gören talebelerin anlayabilecceği bir dil ve metot takip edilmeye çalışıldı. Kur'ân-ı Kerîm tarihi, Kur'an ilimleri, Tefsîr usûlü ve tarihi konularrında ilk günden beri Arapça pek çok kıymetli eser telif edilmiştir. Bu konnuda Türkçe olarak kaleme alınan kitaplar da mevcuttur. Ancak Kur'ân-ı Kerîm'in tarihi ve tefsîriyle ilgili meseleleri farklı bir üslup ve yaklaşımla yeniden ele almak elbette faydalı olacaktır. Bu sebeple elinizdeki mütevazı çalışma meydana gelmiştir. Rabbimizden âcizane gayretlerimizin kabulünü, bizleri hayırlara muvvaffak kılmasını, yüce dinine ve kitabına hizmetle feyizli ve semereli bir kulluk hayatı lutfetmesini niyaz ederiz.
270.00 ₺ -
Tebük Gazvesi
Ca'feri Sadık -kuddise sırruh- der ki: "Ey Adem oğlu! Kendi kadir ve kıymetini Allah'ın bildirdiği şekilde bil ki, Allah senin fiatının cennetten aşağı bir şey olmasına razı değildir! Dikkat etmek lazımdır ki, satın alan Allah, satın alınan kul, fiat da cennettir. Bilmek gerekir ki, cennet talebinde nefsini feda edene cennet vardır. Bu cihada cihadı asgar denilir. Kalbini ve ruhunu Allah'ı taleb kılmakta feda eden ise cennetin sahibine kavuşur, buna nail olmak için çalışmak ise cihadı ekberdir. Çünkü kalbi tasfiye yolu ve ahlakı kötüden iyiye tebdil etmek zahiri düşmanlarla savaşmaktan daha zordur. Çünkü nefis düşmanını öldürmek zahiri düşmanı öldürmekten zordur."
91.00 ₺ -
İmandan İhsana Tasavvuf
İmandan İhsana Tasavvuf ...eserimizde tasavvufun umûmî olarak muhtevâsını verdikten sonra, onun ana mevzûunu teşkileden mârifetullâh, muhabbetullâh, tezkiye-i nefs, tasfiyei kalb, tasavvufî üslûb vb. hususları îzâh etmeye gayret ettik. Başta Peygamber aleyhissalâtü vesselâm olmak üzere, o mübârek varlığın vârisleri olan İslâm büyüklerinin davranışlarından örnekler sunmaya çalıştık. Yer yer de tasavvufun derinlik ve incelikleriyle ilgili birtakım tereddüt ve muhalif görüşlere cevap mahiyetinde şahısları hedef alarak değil sadece fikir bazında mâlumat arz ettik.Ayrıca eser de, tasavvufun arzu ettiği mânevî terbiyeden uzak bâzı kimselerin, ya iyi niyetle fakat câhilâne ya da gafletlerinden ötürü aksak, kifâyetsiz ve yersiz uygulamalarının bu mübârek yol ile bir alâkasının bulunmadığına temas ettik. Hâsılı bütün bu yönleriyle eser, zâhirde müellifinin, ancak hakîkatte Hak dostlarının bir te’lîfidir.Yâni eserdeki bütün feyz ve güzellikler, ehlullâhı gönül âlemlerinden bizlere yansıyan ulvî akislerdir.Bizim vazîfemiz, günümüzün lüzûm ve şartlarına göre bunları derlemek gayretinden ibâret olmuştur. Yâ Rabbî! İlim ve idrâkimizin kifâyetsizliğine rağmen,engin tasavvuf âlemi hakkında izhâr ve ifâdesine cür’et ettiğimiz his ve fikirlerimizin, muhterem okuyucularımızda inşâallah hâsıl edeceği feyz ve tesirlere sonsuz bir teselsül bereketi ihsân eyle! Allâh’ım! Bu âcizâne gönül hizmetimiz vesilesiyle bizi muhterem okuyucularımızla birlikte sonsuz nîmetlerine lutfen ve keremen nâil eyle! Bu nîmetleride kendi şân-ı ulûhiyyetinin azamet ve îcâbına göre muhteşem bir muhtevâ ile lutfeyle! Âmîn!..
367.50 ₺ -
Takva Yolculuğu Umre
İnsan ve yolculuk… Öteki âlemden yolculuk ederek geldik bu âleme. Ve yine yolcuyuz geldiğimiz yere. Büyük yolculuğun içinde nice yolculuklar gizli. Değerimiz yolculuğun kıymetiyle eş değer. Nice yolculuklar yaptık bu zamana kadar. Şimdi onların zirvesinde bir yolculuğa çıkıyoruz. Onu diğerlerinden farklı kılan büyük yolculuğun, küçük bir talimi. Bedenimizle Mekke‘ye ve Medîne‘ye gidiyoruz. Kalbimizle Allah‘a ve Rasûlü‘ne. Bunun için kutsal bir yolculuk bu. İbâdete, arınmaya ve takvâya yolculuk. Sevgiye, Sevgili‘ye yolculuk.
77.00 ₺ -
Şiirden Şuura
Bu kitapta Divan edebiyatından Tasavvuf edebiyatına, Halk edebiyatından Tanzimat edebiyatına, Cumhuriyet döneminden günümüze, yüzden fazla şairimizin duygu ve düşünce anlamında insana yol gösterip kılavuzluk edebilecek binlerce mısra, beyit, dörtlük ve bendi yer almaktadır. Her biri birer eser niteliğine sahip berceste, müfred ve sehl-i mümteni özelliği taşıyan bu şiir parçaları, manevî anlamda insanın düşünce ufkunu genişleterek ifade gücünü zenginleştirecek; şiire, şiirlere, şairlere ve onların eserlerine açılan birer kapı, uzanan birer yol olabilecek hüviyete sahiptir. Birer ‘hoş sadâ’ hükmündeki bu müstesna mısralar; çoğu zaman duygularımızı, düşüncelerimizi, hayallerimizi, istek ve arzularımızı kısa yoldan özlü bir şekilde anlatmamıza, bazen ders alıp bazen ders vermemize de yardımcı olacaktır. Şiiri ve şairaneliği seven okuyucular için uzun soluklu bir derleme çalışması olan Şiirden Şuûra, şiirlerin kalbi olarak da isimlendirilebilir. Şiirlerin kalbine iyi yolculuklar…
122.50 ₺ -
İdris Peygamber
Bu kitapta tasavvufun büyük üstadlarından Muhyiddîn İbnü'l-Arabî’nin gözüyle İdrîs Peygamber konusu çalışılmıştır. Evrensel kimliği ile dâimâ gündemde kalan, âriflerin ilki Hz. İdrîs’in nebevî şahsiyeti ile ilgili Şeyh-i Ekber neler söyledi? İdrîs peygamberin metafizik hakîkatini nasıl değerlendirdi? Hz. İdrîs'in tenzîhi bağlamında İbnü'l-Arabî'nin “tenzîh ve teşbîh” hakkında görüşleri nelerdir? Onun semâya yükselişine nasıl bir yorum getirdi? Hz. İdrîs hayatta mı? İdrîs peygamber ile özdeşleştirilen şahsiyetler konusunda İbnü'l-Arabî’nin görüşleri nelerdir? Mânevî kozmolojide Hz. İdrîs’in Güneş feleği ile irtibâtı nasıl anlaşılmalıdır? Hak yolcusuna İdrîs peygamberden kalan mîrâs nedir? Gönül âleminde İdrîsî kemâle nasıl ulaşılır? Elinizdeki eser bu sorulara ve Hz. İdrîs ile ilgili pek çok konuya ışık tutacaktır.
220.00 ₺ -
Süneni Ebi Davud Ve Tercemesi 5 Cilt
Sünen-i Ebi Davud Ve Tercemesi Alemlerin Rabbı, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamd eder, Peygamberlerin sonuncusu efendimiz Muhammedi Mustafa'ya sallallahu aleyhi ve sellem ve O'nun aline, eshabına sonsuz salat-u selâm sunarım. İslâm'ın ana kaynakları dörttür; 1. Kitap, 2. Sünnet, 3. îcma', 4. Fukahanın kıyasıdır. SÜNNET: Peygamber Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem sözleri, hareketleri ve takririnden ibarettir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetini bize en iyi şekilde haber veren kaynaklar hadîs mecmualarıdır. Bunlardan Buharî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn-i Mâce'nin mecmuasına Kütüb-i Sitte ( Altı Kitap ) adı verilir, işte biz burada bu altı kitaptan Ebû Davud'un Sünen'i üzerinde duracak ve Müslim'den ayrılan taraflarını göstermeye çalışacağız. Bu konuyu işlerken önce müellifin kimliği, ilmî seviyesi ve kitabının hakkında söylenenleri özetliyecek, sonra da Buharî ve Müslim'den ayrılan taraflarını göstereceğiz.
1750.00 ₺ -
Dini Bilgiler ve Namaz Hocası
İman, ibadet ve ahlâk konularında her müslümanın bilmesi gereken ana bilgiler..
27.00 ₺ -
Sohbeti Arifan Büyüklerin Sohbetleri
Bizleri yoktan yaratan Rabbimize sonsuz hamd ü senâ, Âlemlere rahmet olarak gönderdiği Rasûl-i Ekrem’e yeryüzüne inen yağmur taneleri adedince salât ü selâm, âline, pâk ehl-i beytine, ashâb-ı güzîne ve cümle etbâına tahiyyat ve selâmdan sonra… İlk eserimiz için takdim yazısını 20 Nisan 2006 tarihinde yazmıştık. Yani yaklaşık üzerinden altı yıl geçmiş. Rabbimiz, nasib etti, sağlık ve âfiyet lutfetti; biz de Şebnem Dergisi’ndeki yazılarımıza devam ettik. Şimdi bu yazıları derleyip toplayıp tekrar bir eser hâlinde takdim etmeye karar verdik. Daha önce küçük bir kitapçık hâlinde neşredilip birkaç baskısı yapılmış olan “Hâtıralar Geçidi”ni olduğu gibi bu eserimizin başına aldık. Çünkü oradaki yazı ve sohbetler, bu kitabın ana bölümlerini ve mayasını oluşturmaktadır. Zira merhum Mahmud Sâmî Ramazanoğlu ve Mûsâ Topbaş Efendilerimiz hakkında kaleme almaya çalıştığımız “Örnek Hayatları” ilgili hâtıra ve notlar, kitabın bütünlüğü 6 Sohbet-i Ârifân için gereklidir. Eğer onlar bu kitabın içinde yer almamış olsaydı, kitapta bir eksiklik oluşacaktı. Bu eserde yer alan diğer bölümlere gelince, ikinci bölüm “Eskimeyen Sohbetler” başlığı altında sunulmuştur. Bu bölümdeki yazılar, Şebnem Dergisi’nin -2006 Haziran’ından 2012 Aralık ayına kadarmuhtelif sayılarında yer alan yazı ve sohbetlerin bir araya getirilmiş hâlidir. Dergide yayınlanış sırasına göre bunları yerleştirdik. Her ne kadar mevzu gereği, birbirine yakın konular yer alsa da, tamamıyla birbirinin aynısı şeklinde yazılar yer almamasına dikkat ettik. Üçüncü bölüm, muhterem Halime Demireşik’in bizimle yapmış olduğu bir röportajdan oluşuyor. Bu röportaj da Şebnem Dergisi’nin 49 ve 50. sayılarında (Ocak-Şubat 2009), iki bölüm hâlinde yayınlandı. Bizi tanımak, bizimle tanışmak ve bizim vesilemizle büyüklerin dünyasına adım atmak isteyen okuyucularımıza, bu röportajı dikkatle okumalarını tavsiye ederiz. Son bölümde ise, muhterem zevcim, hayat yoldaşım Mehmet Topcu Bey’in bir-iki dergiye vermiş olduğu röportajları ekledik. Böylece büyüklerin kervanında beraberce geçirdiğimiz bu ömrün ve bu ömür boyunca edindiğimiz intibâ ve hâtıraların hakkını vermek, gençlere düşen vicdânî borcumuzu ödemek istedik. Şunu belirtmemiz gerekir ki, bizim üç kuşak boyunca tanıştığımız, görüştüğümüz ve kendilerinden istifade ettiğimiz Allah dostları, burada dile getirdiklerimizden ibaret değil!.. Onların mânevî hâlleri, sohbet ve irfan mektepleri “insanları hâl ile irşad” üzerine kurulmuş. Biz bu “sohbet-i ârifân”dan, kendi meşrebimizce ve kendi kabımızca bir şeyler devşirmeye çalıştık. İnşâallah, farkında olmadan bir hata irtikab etmiş olmayız. Fakat okuyucularımıza gönül rahatlığı ile şunu söyleyebiliriz ki, burada derlediklerimiz, bizim sözlerimiz değildir. Bunların hemen hepsi, sohbetlerinden istifade ettiğimiz büyüklerin sözleridir. Eskilerin dediği gibi, “Kelâm-ı kibâr, kibâr-ı Zahide Topcu - Mehmet Topcu 7 kelâmdır; yani büyüklerin sözleri, sözlerin büyükleridir”. Rabbim, cümlemizi, bu kıymetli sözlerin mânevî değerlerinden hissedâr eylesin. Kendileriyle bu dünyanın sayılı nefeslerinde birlikte olduğumuz gibi, âhirette de onlarla ve onların gerçek dostları olan nebîler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle beraber bizleri cem etsin. Bu büyük kervanın ardından gücümüz nisbetinde, yavaş yava ş, ama kararlı bir şekilde takipçisi olmaya çalıştık. Rabbimiz, son nefesimizde de bizi kendi rızası yolundan ayırmasın. Bizi, râzı olduğu ve kendisinden râzı kıldığı kulları arasına dâhil eylesin. Âmin. Zâhide Topcu/Mehmet Topcu Erenköy, 20 Ocak 2013
94.50 ₺ -
Sevgi Toplumu
Bu kitapta altı adet çalışma bulacaksınız. Bir kitapta toplamaya çalıştığımız, her biri birbirinden değerli altı örnek şahsiyet. Bunların beşi Sahâbe, biri de Muhadram. Hz. Peygamber döneminde yaşayıp, O’na îmân ettiği ve O’nu örnek aldığı halde, içinde bulunduğu şartlardan dolayı Hz. Peygamberi göremeyen Müslümanlara Muhadram denir. Bunların da başında Veysel Karânî hazretleri gelmektedir. Biz de örnek olarak buraya onu aldık… Hazreti Habbâb b. Eret Hazreti Ümmü Ümâre Nesîbe bnt. Ka’b Hazreti Ukkâşe b. Mıhsân Hazreti Esmâ bnt. Yezîd Hazreti Abdullah b. Zeyd Veysel Karânî (Allah Hepsinden Razı Olsun) Her biri alanlarında ayrı ayrı birer kitap olan bu çalışmalar, radyofonik senaryo tarzında tek kitap halinde elinize geçmiş bulunmaktadır.
108.50 ₺ -
Sevda Çağlayanı
O bir Öğretmen idi; öğretiyordu… O bir sevgi ve muhabbet eriydi; seviyor, seviliyor ve sevdiriyordu. insanın özü sevgi ve muhabbet üzerine kurulmuştur. Sevgi ve muhabbet içinde olanlar, sevgi ve muhabbet gülleri yetiştirirlerdi. Her taraf sivri dikenler istilâ etse de, o dikenlerin özünde ya da içinde mutlaka güller filiz verecektir. Yeter ki güzelim güle, gülümsemesi için uygun bir ortam hazırlansın. Onun yapmaya çalıştığı da buydu işte; gülistan oluşturmak… Abdülkerim Öğretmen’in gözünde ve gönlünde her öğrenci bir tomurcuktu, bir güldü; okul da gülistan, yani gül bahçesi… Ona göre her fert gül adayı iken, her toplum da gülistan adayı idi. Bütün mesele onların içlerindeki insanlık özünü, aslın ve güzelliğin merkezini bulmak ve bütün güzelliği ile onlar ortaya çıkarmaktı. Bu da sevgisiz olmazdı. Sevgi de yetmez, sevda çağlayanı olmak lâzımdı! Kumru, böyle bir güzelliğin eşiğindeydi işte…
122.50 ₺ -
Senaryo Yaklaşımlı ve Etkinlik Temelli Siyer Öğretimi
Senaryo Yaklaşımlı Ve Etkinlik Temelli SİYER ÖĞRETİMİ (Ortaokul Seviyesi Seçmeli Hz.Muhammed'in (s.a.v) Hayatı Dersi İçin Siyer öğretiminde ortaya çıkan problemlerden biri de uygulanmakta olan kronolojik ve tematik yaklaşımdır. Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin Hz. Muhammed öğrenme alanında ve bu yıl uygulanan Seçmeli Hz. Muhammed’in Hayatı dersinde yer alan bazı üniteler kronolojik anlatıma yer vermekte ve Hz. Peygamberin hayatını tarihi bir olgu olarak aktarmaktadırlar. Hâlbuki bu durum Hz. Peygamberi tarihi bir şahsiyete indirgeyen, onun örnek alınmasını engelleyen bir yaklaşımdır. Bu olumsuzluğu gidermek için kullanılan tematik yaklaşımda ise Hz. Peygamberin çeşitli özelliklerine dair (cesareti, adaleti, merhameti vb.) birkaç örnek verilmektedir. Tematik yaklaşım ise bu şekliyle olayları bağlamından koparmakta, dramatik etkiyi azaltmakta ve fıtri bir yaklaşımdan uzaklaşmaktadır. Bu sorunları göz önünde bulundurarak oluşturmaya çalıştığımız “senaryo yaklaşımlı ve etkinlik temelli siyer öğretimi” senaryo ilkelerini temele almakta ve kronolojik yaklaşımla tematik yaklaşımı birleştirmeyi öngörmektedir. Siyer öğretiminin senaryo ilkeleri çerçevesinde ele alınması dersin sıkıcı bir hal almasını engelleyecektir. Çünkü özellikle dünya çapında ün salmış olan “Lost”, “Prison Break”, “Monk” gibi diziler 6 sezon izleyiciyi heyecanla ekran başında tutabilmiş dizilerdir. 6 yıl boyunca insanlara bıktırmadan bir hikâye anlatmalarındaki başarı da senaryo ilkelerine bağlılıklarından kaynaklanmaktadır. Hz. Peygamberin hayatı da bu ilkeler çerçevesinde 4 yıllık bir sürece yayıldığı takdirde tekrara düşmeden ve öğrencileri sıkmadan anlatılabilecektir.
84.00 ₺ -
Saadet Çağından Simalar Takım 6 Kitap
Kırk Sahâbî (l-lll) Saadet çağı simaları, Allah'a ve Rasûlüne tam teslim olmuş îman erleri... Onlar şirk toplumu içerisinde her türlü işkence ve zulme rağmen îmanlarından taviz vermediler. Onlar âhireti dünyaya, hidâyeti dünyalığa tercih ettiler. Değişmediler, değiştirdiler. Rasûlullah Efendimizin hayat mektebinde yetişmiş olan yıldız insanların ibret dolu hayatlarını okumak, yazmak, onlarla beraberliğimizi sağlamaya ve rühâniyetleriyle gönüllerimizi doldurmaya vesîle olur. Umulur ki, onların gönül bahçelerinden, hayâtımıza güzellikler taşırız. İzlerince yürüyen istikâmet ve edeb ehlinden sayılırız.
195.00 ₺