-
Hikaye Anlatıcılığının Bilimi
Hikâyeler, karakterimizden kültürel kimliğimize kim olduğumuzu şekillendirirken yaşamın her alanına da sirayet ediyor: Siyaset, inanç, hukuk sistemi, iletişim, sanat… Uyuduğumuzda bile bir hikâyeyle rüya görüyoruz. Hikâye anlatımı, bizi insan yapan şeyin önemli bir parçası. Hikâye Anlatıcılığının Bilimi, Joseph Campbell’ın mitoloji ve arketip hakkındaki teorilerinden ‘bir best seller nasıl yaratılır’ın şifrelerine kadar iyi bir hikâyeyi nelerin oluşturduğunu anlamak için gereken birçok detaya odaklanıyor. Bunun için nörolojiden edebiyata birçok disiplinden faydalanıyor. Okuru İbranice kutsal metinlerden Booker ödüllü kitaplara ve TV dizilerine uzanan bir yolculuğa çıkararak usta hikâye anlatıcılarının bizi nasıl yönlendirdiğini, psikolojik araştırmalar ve en yeni sinirbilim keşiflerini kullanarak gösteriyor. Dünyanın önde gelen hikâye analistleri ve beyin uzmanlarının yardımıyla, bu bilimi daha iyi hikâyeler anlatmak için nasıl kullanabileceğimizin peşine düşüyor ve bunun yaratıcı çabalarımızdan, kariyerlerimizden, mutluluk ve refahımıza kadar her şey üzerinde sağlayabileceği faydayı ortaya koyuyor. “Beni bu kadar içine çeken; okuduğum, gördüğüm, yazdığım her şeyi sorgulamama neden olan kitap çok azdır. Bu kitap bir başyapıt. Hayran kaldım.” – Bugüne Dek Yaşamış Herkesin Kısa Bir Tarihi’nin yazarı, Adam Rutherford “Hikâye anlatma sanatıyla ilgili okuduğum en iyi kitap.” – Matt Haig “Will Storr’un kitabından kafamı kaldıramıyorum. İnsan davranışlarını tarif eden harika bir kılavuz gibi. Bir şeyler yazan herkese şiddetle tavsiye ediyorum.” – Stuart Heritage “Nasıl hikâye yazılacağını anlatan bir kitaptan çok daha fazlası. Yaşamanın ne anlama geldiğini anlatan bir kitap.” – Tim Lott
240.50 ₺ -
Müntehab-ı Bahriyye-Akdeniz ve Ege'nin Tarihi Coğrafyası 1645-1646
MÜNTEHAB-I BAHRİYYE (Akdeniz ve Ege’nin Tarihi Coğrafyası, 1645-1646) Akdeniz ve Karadeniz’de sürekli büyüyen, Kızıldeniz’e ve Hind Okyanusu’na seferler düzenleyen Osmanlıların, deniz coğrafyası bilgileri, yeterli gelmeyince 17. asrın büyük âlimi Kâtib Çelebi (v. 1657) tarafından meşhûr Kapdân Pîrî Reîs’in (v. 1554?) Kitâb-ı Bahriyye isimli muhteşem eseri esas alınarak 1645-1646 tarihinde Müntehab-ı Bahriyye isimli haritalı eşsiz bir kitap hazırlanır. Osmanlı ve Akdeniz tarihî coğrafyası için çok mühim bir kaynak eser özelliği taşıyan Müntehab-ı Bahriyye, coğrafî tanımlamaları, renkli haritaları, yer adlarının aktarılışı gibi daha birçok hususiyetleri ve ilkeleri açısından bütün Osmanlı coğrafya kitapları arasında ayrı bir yere sahiptir. Kâtib Çelebi’nin kaleminden çıkan nüshada doksan üç harita ve iki cedvel bulunur. Nadir Eserler Kitaplığı markasıyla yayınladığımız Müntehab-ı Bahriyye’nin müellifin kendi kaleminden çıkan nüshasının tıpkabısımı, geniş bir inceleme ve içindekiler ilâvesiyle birlikte takdim ediliyor. Yaklaşık yirmi yıl önce Prof. Dr. Fikret Sarıcaoğlu tarafından tespit edilerek Akdeniz ve Ege’nin Tarihî Coğrafyası, 1645-1646 alt başlığıyla takdim edilen çalışmada, Müntehab-ı Bahriyye’nin keşfi öncesine âid bilgiler, esere kaynak olan Kitâb-ı Bahriyye’nin temel özellikleri, Müntehab’ın adı, telif tarihi, nüshaları, muhtevâsı, kaynak ve mehazları, kitâbiyâtı, önemi ve kıymeti üzerinde bir incelemeye yer veriliyor. Kâtib Çelebi’nin telifinin daha açık görülebilmesi ve Kitâb-ı Bahriyye ile farkının temyîz edilebilmesi için karşılaştırmaya uygun örnek metinlerin çeviriyazıları sunuluyor. Ayrıca, tıpkıbasımdan kolaylıkla istifade edilebilmesi gayesiyle eserin konu başlıkları, kısaca içindekiler varak sırasıyla hazırlanmıştır. Osmanlı denizcilerinin başucu kaynağı niteliğindeki Kâtib Çelebi’nin Müntehab-ı Bahriyye’si ehemmiyetine binaen orijinal ebadında, gayet gösterişli bir cild ve kaliteli kâğıda basılmıştır. Özellikle Osmanlı denizcilik tarihi, Akdeniz ve Ege denizi üzerine araştırmalarda bulunan ve aynı zamanda haritacılık üzerinde çalışan akademisyenler, araştırmacılar, mühendisler ve tarihini merak edenlerin kütüphanelerinde bulundurmaları gereken kaynak bir eserdir.
628.60 ₺ -
Usul-i Hadis-Osmanlı Türkçesi
Mahmud Esad Seydişehrî'nin tarafından Usûl-i Hadis'in kavâid-i asliyesini cem ettiği bu muhtasar eserde, usûl-i hadîsin tarifi ve kısımları, nakil ve râviler hakkındaki mevzûlar ve usûl-i hadîs ile alâkalı hususları muhtasar olarak acıklanmaktadır. Eser Ahmed Cevdet Paşa tarafından da takdire şâyân görülmüş, bu sahada okutulan ders kitapları arasında yerini almıştır. Başına, Usul-i Hadis'in tıpkıbasımı ile eser ve müellif hakkında malumatın yer aldığı bir giriş konulmuştur.
170.80 ₺ -
Merahul Meali Fi Şerhil Emali Osmanlı Türkçesi
Mütercim Âsim Efendi'nin (ö. 1235/ 1819) Sultan Ücüncü Selim'e ithaf ettiği Merahuî-Meâlî, Kasîde-i Emâlî'nin en cok rağbet gören şerhlerindendir. Bu eserde, kelâm ve akâid ilmine dair geniş bir mukaddimeden sonra her beytin şerhi ve kavâid tahlilleri yapılmış, kelime manâları verilmiştir. Hâmişinde ise Nuh b. Mustafâ'nın El-Milel ve'n-Nihal kitabının tercümesi vardır. Bu eserde, Merahu'l-Meâlî Fî Serhi'l- Emâlî'nin tıpkıbasımı ile eser ve müellif hakkında malumatın yer aldığı bir giriş yer almaktadır. Ayrıca bu çalışmaya ek olarak Şeyhülislâm Hoca Sa'deddin Efendi'nin manzum Emâlî Tercümesi olan Kasîde-i Lâmiyye ile MahzenüT-Ulûm kitabından Emâlî'nin tercümesinin tıpkıbasımı ilâve edilmiştir.
312.20 ₺ -
Kamusı Türki Küçük Boy Nadir Eserler Kitaplığı
Osmanlı’nın son devir yazarlarından Şemseddin Sami tarafından büyük bir titizlikle hazırlanan Kâmûs-ı Türkî isimli eser, Türkçenin derli toplu ilk sözlüğüdür. Kelimelerin tertibi hususunda yeni bir anlayış ve modern dilbilimi metotlarını esas alan müellif; Türkçe, Arapça ve Farsça asıllı kelimelerde alfabetik sıraya riayet etmiş, kelimeleri, harekeleri dikkate almadan elifba sırasıyla vermiştir. Sözlükte yer alan 29 bin civarındaki kelimenin yaklaşık üçte biri Türkçe, geri kalanı Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca, İtalyanca ve diğer yabancı dillerden Türkçeye giren kelimelerdir. Şemseddin Sami’ye göre bir lügatin, ait olduğu dilin kelime servetini gerçek bir surette gösterebilmesi için, o dilin aslî kelimeleriyle birlikte, kullandığı yabancı kelimeleri de göstermesi gerekir. Bu hâliyle Şemseddin Sami’nin, Kâmûs-ı Türkî’si sadece ismiyle değil, ilkeleri açısından da bütün Osmanlı sözlüklerinden ayrılır ve hâlen Türkçenin en zengin lügatlerinin başında gelir. Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın tahta çıkışının 25. senesine ithaf olunarak 1901’de basılan Kâmûs-ı Türkî, Türk dilinin bir asırdır ellerden düşmeyen baş lügati haline gelmiştir. “Lügatlar lisânın hazinesi mesabesindedir.” diyen Şemseddin Sami’nin klasikleşen bu eseri, Osmanlı Türkçesini asli kaynağından öğrenmek isteyen herkesin, özellikle; akademisyenler, araştırmacılar, avukatlar, öğretmenler ve talebelerin el altında bulundurmaları gereken kaynak bir lügattir. Nadir Eserler Kitaplığı markasıyla yayınladığımız Kâmûs-ı Türkî, ehemmiyetine binaen orta boyda, gayet gösterişli bir cild ve kaliteli kâğıda basılmıştır. Ayrıca müellifin hayatı ve eserleri hakkında geniş bir makale ile Şemseddin Sami’nin eser için yazdığı takdimin (ifade-i meram) günümüz Türkçesine çevirisi de ilave edilmiştir.
707.00 ₺ -
Kamusı Türki Büyük Boy Nadir Eserler Kitaplığı
Osmanlı’nın son devir yazarlarından Şemseddin Sami tarafından büyük bir titizlikle hazırlanan Kâmûs-ı Türkî isimli eser, Türkçenin derli toplu ilk sözlüğüdür. Kelimelerin tertibi hususunda yeni bir anlayış ve modern dilbilimi metotlarını esas alan müellif; Türkçe, Arapça ve Farsça asıllı kelimelerde alfabetik sıraya riayet etmiş, kelimeleri, harekeleri dikkate almadan elifba sırasıyla vermiştir. Sözlükte yer alan 29 bin civarındaki kelimenin yaklaşık üçte biri Türkçe, geri kalanı Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca, İtalyanca ve diğer yabancı dillerden Türkçeye giren kelimelerdir. Şemseddin Sami’ye göre bir lügatin, ait olduğu dilin kelime servetini gerçek bir surette gösterebilmesi için, o dilin aslî kelimeleriyle birlikte, kullandığı yabancı kelimeleri de göstermesi gerekir. Bu hâliyle Şemseddin Sami’nin, Kâmûs-ı Türkî’si sadece ismiyle değil, ilkeleri açısından da bütün Osmanlı sözlüklerinden ayrılır ve hâlen Türkçenin en zengin lügatlerinin başında gelir. Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın tahta çıkışının 25. senesine ithaf olunarak 1901’de basılan Kâmûs-ı Türkî, Türk dilinin bir asırdır ellerden düşmeyen baş lügati haline gelmiştir. “Lügatlar lisânın hazinesi mesabesindedir.” diyen Şemseddin Sami’nin klasikleşen bu eseri, Osmanlı Türkçesini asli kaynağından öğrenmek isteyen herkesin, özellikle; akademisyenler, araştırmacılar, avukatlar, öğretmenler ve talebelerin el altında bulundurmaları gereken kaynak bir lügattir. Nadir Eserler Kitaplığı markasıyla yayınladığımız Kâmûs-ı Türkî, ehemmiyetine binaen orta boyda, gayet gösterişli bir cild ve kaliteli kâğıda basılmıştır. Ayrıca müellifin hayatı ve eserleri hakkında geniş bir makale ile Şemseddin Sami’nin eser için yazdığı takdimin (ifade-i meram) günümüz Türkçesine çevirisi de ilave edilmiştir.
907.90 ₺ -
-
Şerhul Akaidil Adudiyye Yeni Dizgi Tahkîkli
Şerhu’l-Akâidi’l-Adudiyye, hicrî 10. asırda yaşamış Eş‘arî kelamcılardan İmâm Celâlü’d-Dîn ed-Devvânî tarafından kaleme alınan eserdir. Bu eser Adudüddîn el-Îcî’nin Akâidü’l-Adudiyye isimli eserinin şerhidir. Devvânî’nin en meşhur eserlerinden olan bu esere birçok haşiyeler yazılmış ve Osmanlı Medreselerinde uzun yıllar ders kitabı olarak okutulmuştur. Eserin Tahkikinde İzlenen Yollar: • Eser ülkemizin farklı kütüphanelerinden bulunan nüshalardan mukabele edildi. • Birçok yerinde haşiyelerden nakiller ile talikler yapıldı. • Bazı kapalı yerlerde harekelendirmeler yapıldı. • Garip kelimelerin manaları verildi. • Âyetlerin referansları ve hadislerin tahricleri yapıldı. • Eserde ismi geçen âlimlerin kısa hâl tercemeleri yapıldı.
185.00 ₺ -
Manihul Ğana Şerhul Bina Yeni Dizgi Tahkîkli
Sarf ilminin yapı taşlarından kabul edilen ve Arapça bablar hakkında kaleme alınmış olan kadîm “Binâ” metninin en eski şerhlerindendir. İki yüzü aşkın kaynaktan istifade edilerek hazırlanan eser, iki nüshadan tahkik edilerek yayıma hazırlanmıştır. Kitapta metin ve şerh ayrı ayrı iki kütlede olacak şekilde, iki renkle mizanpajlanarak okuma kolaylığı sağlanmıştır.
250.00 ₺ -
Gurre ve Şerhul Gurre fil Mantık
Allâme Seyyid Şerif el-Cürcâni’nin (v. 816/1413) Farsça olarak kaleme aldığı, daha sonra oğlu Nureddin Muhammed b. Ali el-Cürcânî (v. 837/1434) tarafından ilaveler de eklenerek Arapçaya tercüme edilen el-Gurre isimli mantık risalesinin, Kutbüddin es-Safevî (v. 955/1548) tarafından Şerhu’l-Gurre fi’l-Mantık adıyla yapılan şerhidir. Metin, konuları sistematik bir şekilde ele alması, her meseleyi misaller getirmekle anlaşılmasını kolaylaştırması ve muhtasar olması yönüyle mantık ilmine yeni başlayanlar için ders kitabı olma hüviyetine sahiptir. İsmailağa Telif ve Araştırma Merkezi tarafından tahkik edilen bu eser, üç nüshadan mukabele edilmiş olup, önemli görülen nüsha farkları dipnotlarda belirtilmiş, anlaşılması zor veya kapalı görülen yerler dipnotlarda izah edilmiş, ayrıca konuların daha iyi anlaşılması için bölüm sonlarına şemalar eklenmiştir. Dirase kısmında müellif ve şârihin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verilmiş, okuyucunun metinden kopmaması ve zihinde daha kalıcı olması için metin kısmı gerekli başlıklandırma ve paragraflandırma yapılarak kitabın baş tarafına ayrıca konulmuştur.
25.00 ₺ -
Telhisul Miftah Eski Dizgi Siraç Yayınevi
Sekkâkî’nin (ö. 626/1229) kaleme aldığı, Arap edebiyatının meşhur eserlerinden Miftâhu’l-ʿulûm’un belâgata dair üçüncü bölümü, Hatîb el-Kazvînî (ö. 739/1338) tarafından Telhîsu’l-Miftâh adıyla ihtisar edilmiş, Osmanlı medreselerinde de uzun yıllar okutulmuştur. Bu kıymetli eser, asıl nüshasından tıpkıbasım ile neşredilmiş ve okuyucularımızın istifadesine sunulmuştur.
150.00 ₺ -
-
Mektubatı Mahmudiyye 2 Cilt Takım
Mektûbât-ı Mahmûdiyye; Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri’nin İslâm davasını birlikte omuzladığı dostlarına yazdığı mektupların toplanıp derlendiği çalışmadır. Üstadımız tarafından dinî terviç adına kaleme alınan bu kıymetli mektuplar, şüphesiz emr-i bi’l-ma‘rûfun satırlara dökülmüş halini göstermekte, Üstadımızın şefkatli bir anne misali, uzak mesafede bulunan manevî kardeşlerine karşı nasıl engin rahmetinin olduğunu da yansıtmaktadır. Aynı zamanda imanın halâvetini, yakînin hikmetini saçan bu mektuplar, kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun; güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını da anlatmaktadır. Osmanlıca olarak Üstadımızın kaleminden dökülen bu mektupların hangi gaye ile yazıldığı yine üstadımızın şu ifadesiyle açık bir şekilde anlaşılmaktadır; “Allah’ı (Celle Celâlühû) seven, onun kullarını da sever. Allah’ın (Celle Celâlühû) kullarını seven, onların hidayeti ve ebedî kurtuluşu için çalışır. Kur’ân-ı Kerîm’den başka hiçbir şeyle uğraşmamakla nimetlendirildiğim hayatımda, büyüklerimden ve hocalarımdan öğrendiklerimi her vakit başkalarıyla paylaşmaya gayret göstermişimdir. Sesimin ulaştığı yere sözle, ulaşamadığına da mektuplar göndererek ifade-i meramda bulunmuştum. Zaman her şeyi maziye çevirse de bir tek, kitaba hüküm geçiremezmiş. Bu hakikatin tecellisi olarak dün yazdıklarımın bugün eskimeden derlenip toplanıp gün yüzüne çıkması ve istifadeye sunulması beni fazlasıyla mesrur etmiştir. Gayret-i Diniyyemin satırlara dökülmüş hali olan bu mektupların, Allah’ımın (Celle Celâlühû) kullarına faideli olmasını dilerken, bütün dostlarımdan hüsn-i hâtimem için dua isteyerek hepsini Allah Teâlâ’ya emanet ederim.” ÖZETLE MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE ESERİ Cemâlini muhabbete, Celâlini haşyete, Rahmetini de her türlü mazhariyete vesile kılan Cenâb-ı Hakk’a nihayetsiz hamd ve senalar olsun. Allah’ın Celle Celâlühû merhameti, meleklerin istiğfarı, kulların da duası, zuhûr-u evvel, vücûd-u âhir, makâm-ı âli, şân-ı nâmütenâhi; Peygamberimizin ve O’nun Âl ve Ashâbının üzerine olsun. Ehl-i semanın yerdekilere imrendikleri çağlar maziye dönüştükçe, beşeriyetin, sığınacağı bir limana olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla artmaktadır. Gün geçtikçe kararmaya devam eden Ümmet-i İslâm’ın bahtı, artık oturduğu dala balta sallamakla övünüp avunmaktadır. Âlemin her zerrede bir nur, her katrede bir zuhur fark ettiği, Hakk’a ibadeti bir onur itikad ettiği demler, aramızdan birer birer ayrılınca, Cenâb-ı Rahmân her yüzyılda olduğu gibi yeniden kulların yüzüne gülmüştür. Onlara, itaat etmenin güzelliğini anlatacak, zenginlikte, toklukta, rahatta buldukları hazzın çok daha büyüğünün, fakirlikte, açlıkta ve Allah için rahatını terk edip uykusuz ve yorgun düşmekte elde edilebileceğini gösterecek rehberler göndermiştir. Eşyada esma, esmada müsemma görmeye muktedir bu rehberler, insana, ateşle oynarken elini yakmamayı öğretmişlerdir. Yaradan’ın bütün her şeyi kendisi için var ettiği insan, düştüğü kuyudan bu ele tutunarak çıkacak ve imanın ihsan mertebesine yine bu elle ulaşacaktır. Mürid ve muhibbînin bütününde tasarruf eden bu mürşidler, zerreden umman, katreden derya çıkarırcasına sâliklere yol, taliplere yön vereceklerdir. Yolunu bulan sâlik artık uyumak için geldiğini zannettiği bu âlemde uyandırmak için var olduğunu anlayacak “Her şeyi senin için yarattım” diyen Cenâb-ı Vehhâb’a “Ben de her şeyi senin için terk ettim” diyebilecek bir iman kıvamına erecektir. Bir inanç uğruna yaşamanın, onun için ölmekten daha zor hale geldiği, doğruları savunmaktan çekinip yanlışları alkışladığımız bir zaman da bize yeni bir dünya bahşeden Allah’ımıza nihayetsiz şükürler olsun. Ümitlerimizin son kuruşunu harcamaya ramak kala, bizi nazlı dostuyla buluşturup onun sevgisini bahşetmiştir. Böylece acılarımızdan tat, zehirlerimizden panzehir çıkarmanın sırrını bir nebze anlama fırsatına ermiş olduk. Her cevabında binlerce istifham, her adımında sonsuz uçurumların sahibiyken, ilim ve hikmet kıblesine dönüşüverdi içinde yaşadığımız dünyamız. “Her şeyi bırakın! Hayatta yalnızca Allah’ın müşterisi olun” diyen sese kulak verdikçe, zararlarımız kâra, yoklarımız vara, vesveselerimiz de karara dönüştü. Her saniyesinde bin hata, her nefesinde yüz bin isyan taşıyan hayatımız, Onunla ikinci bir hayata dönüştü. Bütün kararlar isabetli, bütün hareketler hikmetli oluverdi bir anda. Her makam ve mekâna uygun edebi ve hikmet dolu yaşayışıyla görülmesi gerekeni görüp, asıl kulak verilecek sesi fark ettik. Aşk ve irfanın kaybolup saklansa da asla ölmeyeceğini onunla öğrendik. İkinci ve ebedî bir hayatın hayırla yâd edilmek olduğunu dinledik bal tadında sohbetlerinde. Yanındakileri kendi elleri ile yedirip doyururken uzaktakileri unutmadı. Mesafelere meydan okudu. Bazen kendi vardı sevenlerin kapısını çaldı. Bazen de mektuplar yazdı gönderdi. Okursanız görecek ve hissedeceksiniz; onun mektuplarında bir yanık kokusu alırsınız. İmanın halâvetini, yakînin hikmetini bulursunuz. Kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun, güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını görürsünüz. Noktasına virgülüne kadar, hayat defterinin, Allah’ın muradına uygun nasıl yazıldığını okursunuz. Tek gayenin HAK, tek sermayenin HAKİKAT, en güzel yolun da TARİKAT olduğunu anlarsınız. Kur’ân’ı okudukça O’na, O’nu tanıdıkça, Kur’ân’a daha fazla hayran olursunuz. Yeniden doğarsınız. “Her dem yeni doğarız. Bizden kim usanası.” demek üzere. Her satırının ve kelimesinin bir Allah dostunun kaleminden çıktığı şuuruyla okunup, derin bir tefekkürle birlikte istifade edilmesini temenni eder, bütün müminlere nihayetsiz terakkiler dileriz. MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE’NİN HAZIRLANIŞ ŞEKLİ Üstadımızın mektup gönderdiği kıymetli mühibban tespit edilerek mektupların asıllarına ulaşıldı. Okunması güç olan mektuplar teker teker çözümlendi. Mektuplar, Osmanlıca asıllarından Latince ve Osmanlıca olarak yeniden dizildi. Birden fazla kişiye gönderilen mektuplarda tekrara gidilmeden yalnızca gönderilen şahısların isimleri zikredildi. Âyetlerin referansları ve hadislerin tahricleri yapıldı. Dipnotlar, Latince ve Osmanlıca bölümünde ayrı ayrı belirtildi. Mektuplarda bir kısmına temas edilen hadislerin tamamı dipnotta gösterildi. Mektup gönderilen mühibbanın hal tercümeleri yapıldı.
420.00 ₺ -
Mevlana’dan Sırlı Hikayeler
Bu kitaptaki öyküler yüreği ısıtır, aklı diri tutar. Hem düşündürür hem gülümsetir. Kimine göre Şark masalı, kimine göre hakikat ışığı bunlar... Büyük bilge Mevlana’nın hayattan süzüp Mesnevi’sine aldığı, insanlık tarihinde hiçbir zaman eskimeyen, yüzyıllardır her çağda okuyanların yaşamlarına yön veren bilgelik öyküleri... Edebiyatımızın usta kalemlerinden Metin Celâl derledi. Hayatın fısıltılarına kulak verenler ve sır tutmayı bilenler için…
94.50 ₺ -
Levent İlk Okuma Kitaplarım 2 - Set (10 Kitap)
Levent'in eğlenceli maceraları devam ediyor, çocuklar okumayı seviyor!Okumayı yeni öğrenen çocuklar, ilk defa okuyacakları bu hikâye kitaplarıyla Levent'in haylaz kardeşi Mert ve muzip arkadaşlarıyla tanışacaklar. Mustafa Orakçı'nın usta kaleminden eğlenceli hikâyeler, Derya Işık Özbay'ın sıcacık çizimleriyle okumayı yeni öğrenen çocuklarla buluşacak. Her biri 16 sayfa, renkli, 10 kitaptan oluşan bu set, miniklere kitap okumayı sevdirecek.
262.50 ₺ -
Derin İsrail İsrailin Küresel Kuşatması
Türkiye ve dünyadaki derin siyonizm ağını okumaya hazır mısınız? Osmanlı'ya göç eden Yahudilerin tehlikeli bankerlere dönüşmeleri. Osmanlı'yı yıkıma götüren Yahudi okulları ve bu okulda okuyan Milli Eğitim Bakanı ve Cumhurbaşkanı. Türkiye'nin kurulmasında ve inşaasında yer alan siyonistler ve Yahudiler. Avrupa ülkelerini saran Yahudi zenginler ve şaşırtan Türkiye bağlantıları. Dünyayı tehdit eden ABD'deki Yahudi Lobisi adamları ve hayret veren kirli faaliyetleri. İsrail de dahil KÜRESELCİLERİN bağlı olduğu en baş siyonist örgüt B'nai B'rith. B'nai B'rith'in Türkiye'deki kurumları ve adamları. Türkiye'deki Yahudi zenginler ve Türkiye'deki İsrail. Emmanuel Macron ve Wilders'in siyonizm bağlantısı. Amerika ve Rusya'daki siyonizm. MOSSAD'ın kuruluşu MOSSAD darbeleri ve şaşırtan faaliyetleri. İsrail ve siyonizmin Afrika ülkelerini saran kuşatması ve darbeleri. Siyonist Evanjelizm Tarikatı'nın ABD Türkiye ve Ortadoğu'daki şok operasyonları. Rothschild'ın Osmanlı'yı yıkması ve Türkiye'deki sinsi işleri. Siyonizmin Kıbrıs kuşatması Çanakkale Savaşı'ndaki siyonistler ve İsrail'in kuruluşu. Hitler'in siyonistlere yaptığı hizmet ve gizli anlaşma. İsim isim kurum kurum şirket şirket siyonizmin anlatılmayan küresel ağı ve daha fazlası ''DERİN İSRAİL'' kitabında sizi bekliyor...
126.00 ₺ -
Haydi Yemek Yemeye - Günlük Rutinlerim
"Portakal, elma, yumurta, brokoli; hepsi birbirinden lezzetli. Tabaklarımızı bitiriyoruz, sağlıklı yiyeceklerle büyüyoruz!"Rutinler setimizin bu kitabında çocuklarımızın kendi başlarına yemek yemelerini öğütlerken, sağlıklı besinlerin ve bu besinlerin tüketilmesinin önemini fark etmelerine yardımcı oluyoruz.
97.50 ₺ -
Giysilerim Çok Cici - Günlük Rutinlerim
Rengârenk tüm kıyafetlerim, havaya bakıp ne giyeceğime karar veririm!Rutinler serimizin bu kitabında çocuklarımıza kıyafetlerini kendi başlarına nasıl giyebileceklerine ilişkin yönergeler sunarken, hangi kıyafetin hangi hava koşullarında giyilmesinin uygun olduğuna dair bilgiler veriyoruz.
97.50 ₺ -
İnci Gibi Dişlerim - Günlük Rutinlerim
"Dişlerimi fırçalarım iki kere: Sabah kahvaltıdan sonra, akşam yatmadan önce. Tertemiz dişlerim, neşeyle gülümserim!"Rutinler setimizin bu kitabında çocuklara ağız ve diş sağlığının önemini vurgularken, diş fırçalamayı onlar için keyifli bir hâle getiriyoruz.
97.50 ₺ -
Bıcı Bıcı Banyoya - Günlük Rutinlerim
"En sevdiğim banyo oyuncaklarıyla yıkanmak çok keyifli. Cup cup oynuyorum, mis gibi kokuyorum!"Rutinler serimizin bu kitabında çocukların banyoya ilişkin süreçleri tanımasını kolaylaştırıyor, keyifli bir banyo alışkanlıkları kazanmalarına yardımcı oluyoruz.
97.50 ₺ -
Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedim
Nurullah Genç'in hayata armağan ettiği kelimeler, şiirin en güzel duraklarına götürüyor okuru yeniden. saçların dikildi karşıma bir sokak ötesinde her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin her biri bir kenarda darmadağın çömelip kalıyordu, yutkunuyordu rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin anladım; söndürmeyelim tutuşan yüreğimi kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri çünkü sen her şeyinle bendesin
129.50 ₺ -
Kayıp Balina
Bir balina ile iletişim kurabilmek nasıl hissettirirdi? Son Ayı romanı ile The Times, Sunday Times ve Daily Mail başta olmak üzere birçok yerde adından övgü ile bahsettiren Hannah Gold’un ikinci romanı Kayıp Balina, macera dolu bir okuma deneyimi sunuyor. On bir yaşındaki Rio, anneannesiyle yaşaması için California’ya gönderilir. Günlerini yalnız ve amaçsız bir hâlde geçirirken onu mutlu eden tek şey, yeni arkadaşı Marina ile birlikte çıktığı balina izleme turları olur. Rio, sıradan bir tur gününde, annesinin favori balinası olan Beyaz Gaga ile karşılaşır. Daha sonra Beyaz Gaga’nın izini kaybeden Rio, onu yeniden bulmak için boyundan büyük maceralara atılacaktır. “Onu gören yalnızca Rio oldu. Pruvanın ucundan yaklaşık üç metre uzakta, suyun altında saklanıyordu. Rio, tüm vücudunun donup kaldığını hissetti. Sanki onu balinaya bağlayan görünmez bir akım kendisini hareketsiz kılmış ve Rio, bir şekilde ona uzanıp onunla bağlantı kurabilecekmiş gibi. Gözlerinin önündeki balina son derece tanıdıktı. Beyaz Gaga!” “Doğa temalarını içinde barındıran, iyi işlenmiş, unutulmaz bir macera!” The Bookseller, Editör’ün Seçimi
146.25 ₺ -
Kayıp Balina (Fleksi Cilt)
Bir balina ile iletişim kurabilmek nasıl hissettirirdi? Son Ayı romanı ile The Times, Sunday Times ve Daily Mail başta olmak üzere birçok yerde adından övgü ile bahsettiren Hannah Gold’un ikinci romanı Kayıp Balina, macera dolu bir okuma deneyimi sunuyor. On bir yaşındaki Rio, anneannesiyle yaşaması için California’ya gönderilir. Günlerini yalnız ve amaçsız bir hâlde geçirirken onu mutlu eden tek şey, yeni arkadaşı Marina ile birlikte çıktığı balina izleme turları olur. Rio, sıradan bir tur gününde, annesinin favori balinası olan Beyaz Gaga ile karşılaşır. Daha sonra Beyaz Gaga’nın izini kaybeden Rio, onu yeniden bulmak için boyundan büyük maceralara atılacaktır. “Onu gören yalnızca Rio oldu. Pruvanın ucundan yaklaşık üç metre uzakta, suyun altında saklanıyordu. Rio, tüm vücudunun donup kaldığını hissetti. Sanki onu balinaya bağlayan görünmez bir akım kendisini hareketsiz kılmış ve Rio, bir şekilde ona uzanıp onunla bağlantı kurabilecekmiş gibi. Gözlerinin önündeki balina son derece tanıdıktı. Beyaz Gaga!” “Doğa temalarını içinde barındıran, iyi işlenmiş, unutulmaz bir macera!” The Bookseller, Editör’ün Seçimi
195.00 ₺ -
6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri
Türkiye, devlet ve toplum olarak olağanüstü, çeşitli meydan okumaların iç içe olduğu ve zorlukların birbirini takip ettiği sert bir zaman diliminden geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100. yaşında bir başka “Millî Mücadele hâli” olan bir “afetler zinciri” ile karşı karşıya kalmıştır. Coğrafyanın kaderiyle insanlığın kaderinin çatıştığı bu süreçte, ülke olarak ağır bir bedel ödedik. Bununla birlikte hasarların giderilmesi ve yaraların sarılması için 3 ay içerisinde devlet ve toplum olarak sarf edilen çabalar, yapılan faaliyetler, gösterilen dayanışma ve yardımlaşma, birlik ve beraberlik ruhu ve verilen emekler; nüfusunun 6’da 1’ini, coğrafyasının 7’de 1’ini ve illerinin doğrudan 8’de 1’ini etkileyen büyük bir felaket anında Türkiye’nin, devletin ve toplumun dayanıklılığını teyit etmiştir. Asla umutsuz değiliz: Hep birlikte iyileşeceğiz.9 saat arayla 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde, 6-7 km derinlikte ve yoğun yerleşim merkezlerinin hemen altında gerçekleşen ve toplamda 21 il ve 175 ilçede yıkımlara ve etkilere yol açan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri, birçok gelişmiş dünya ülkesinin yüzölçümünden daha büyük bir yüzölçümünü ifade eden 110 bin kilometrekarelik bir coğrafyayı doğrudan etkilemiş, on binlerce insanımızın ölümüne ve yüzbinlerce binanın yıkılmasına veya hasarlı olarak kullanılmaz hale gelmesine yol açmış, milyonlarca insanımız yer değiştirmek zorunda kalırken milyonlarca insanımız da çadır ve konteyner kentlerde yaşamaya başlamıştır.Türkiye, hem depremlerin büyüklüğü, şiddeti ve enerjisi, hem de bir afetinin etkileri açısından Cumhuriyet tarihinin en güçlü yıkımı ile karşı karşıya kalmış, gerçek anlamıyla “Asrın Felaketi” ve bunun getirdiği insanî, siyasî, sosyal, ekonomik, askerî ve egemenlik boyutlarında yansımaları olan çeşitli sorunlarla yüzleşmiştir.Raporumuzda, teorik yaklaşımlarımızı 14 günlük Deprem Bölgesi ziyaretinde edindiğimiz veri, bilgi ve gözlemlerle birleştirerek Kamu Yönetimi ve Sivil Toplum işbirliğine dayalı “Bütünleşik Afet Yönetimi Modeli/Sistemi” anlayışı kapsamında değerlendirdik. Sorumluluk bilinci olarak harekete geçme ilkemiz olan “Ben ne yapabilirim?” sorusu ile başlayan araştırmamızı “Bu felaketten daha iyi bir Afet Yönetimi için hangi dersler çıkarılabilir, neler yapılabilir, ne gibi adımlar atılabilir?” soruları ile genişlettik. Raporumuzdaki önerilerin; toplumsal eğitim, bilinç, zihniyet, yaklaşım, organizasyon ve uygulama dönüşümleri ile birlikte ülkemizin Yeni Afet Yönetimi Modeli/Sistemi için katkı verici olmasını diliyoruz.
111.00 ₺ -
Bu Kadar Zeka Başa Bela - Entel Dantel İşler
Nesli ile Süslü iki kafa dengi kuzen. Kendilerini her gün acayip bir maceranın içinde buluyorlar. Okullarına yeni gelen Ayberk Patlıcan - ay Ayberk Tatlıcan’ın okula uyum sağlaması hiç de kolay olmuyor. Her gün otobüsü kaçırması, yemekhanenin yemeklerini beğenmemesi Nesli ile Süslü’nün dikkatini çekiyor. Onlar da fast food’a savaş açıyorlar. Üstelik bir de organik tarım yapmaya başlıyorlar! Tüm bunlar olurken, ister istemez bir arkadaş grubu hâline gelen Nesli, Süslü, Ayberk, Mini Mine ve Lazer Tamer, kitap fuarının yolunu tutuyorlar. Çizgi romanların peşinden giden Lazer Tamer’i fuarda kimse bulamıyor, yazara kitabını imzalatmak isteyen Mini Mine’yi kimse tutamıyor. İki kafadar kuzenin gizemli ve komik maceraları merakla okunmayı bekliyor!
105.00 ₺ -
İkizler Çetesi Korkulu Şeyler Mağarası - Masal İle Rüzgar
"- Neden mi kızıyorum? Çünkü sana buraya gelmeyelim dedim. Ama dinleyen kim. Sırf sen yalnız gelme diye takıldım peşine. Bu tünelin nereye çıktığı umurumda bile değil. Şimdi annemle babamla evde yemek yiyor olacaktık. Üstelik yarın sınav var ve ben hiç çalışmadan gideceğim. Tabii buradan çıkabilirsek ve annem bizi birbirimize bağlamazsa! - Çok komiksin Masal. Sen bir sınava iki hafta önceden çalışmaya başlarsın." İşte Masal ile Rüzgar'ın çekişmeli diyaloglarından sadece biri... "Masal ile Rüzgar kim, onlara ne oldu?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim... Rüzgar, maceraperest bir çocuk. Kasabanın dışında kullanılmayan bir tren hattında gezinirken gizli bir tünel buluyor ve vakit kaybetmeden bu tünelin içinde yapacağı keşif için planlar yapıyor. Ailesinin izin vermeyeceğini bildiği için de türlü türlü muzipliklerle ikizi Masal’ı ikna ediyor… Masal nasıl biri mi? Masal, ikizi Rüzgar'ın tam zıttı. Rüzgar'a uymamak için elinden geleni yapıyor ama pek başarılı olduğunu söyleyemem...Neyse sevgili okur, bu kadar bilgi yeter. Daha fazlası için kitabı okumalısın... Birbirinden çok ama çok farklı ikiz kardeşlerin bol çekişmeli, deli dolu maceraları seni bekliyor!
105.00 ₺ -
Tavuk Bacaklı Ev
“Klasik bir masalın güzel, cesur ve dokunaklı yeniden anlatımı…” -Thomas Taylor, Çok Satan Malamander’in Yazarı Marinka’nın tek istediği bir arkadaş ama büyükannesi bir yaga, yani ölülere rehberlik eden bir koruyucuyken bu imkânsız. Üstelik bu görevi gizli tutmak için dünyayı dolaşan tavuk bacaklı bir evde yaşıyor. İşin kötüsü, Marinka bir yaga olmak için eğitiliyor. Bu da şu anlama geliyor: Hayatında okula, eğlenceye ve yaşayan arkadaşlara yer yok. Marinka gerçek bir arkadaş edinme şansı yakaladığında, tüm kuralları çiğner ve bunun yıkıcı sonuçlarıyla baş başa kalır. Çok sevdiği büyükannesi gizemli bir şekilde ortadan kaybolunca onu bulmak Marinka’dan başkasının görevi değildir. Bu, başka dünyalarda tehlikeli yolculuklar yapmak anlamına gelse bile…
180.00 ₺ -
Bir Yeryüzü Yıldızı İmam Azam Ebu Hanife
Yıldız, ışığını Güneş'ten alır. Geceleri görünür, gündüz kaybolur. Gökyüzünün süsüdür, karanlığa ışık olur. Işığını insanlığın güneşinden alan yeryüzü yıldızları vardır. Bu yeryüzü yıldızları, etraflarına gece gündüz hep aydınlık saçarlar. Ama onları hakikatiyle görecek göz gerek... Yeryüzü yıldızları, maneviyat dünyamızın güzelliği ve süsüdürler. İnsanlık onlarla değerlenir, kıymet kazanır. Onlar, yaşanmaya değer hayatı yaşamış örneklerdir. Onlar, gecelerimizi gündüz ederler, kalbimizi nurlandırırlar. İşte onlardan biri, hem de en parlaklarından biri, İmam Azam Ebu Hanife'dir. İbretlerle dolu hayatı, en heyecanlı romanlara taş çıkartır. Zira o; imanın, irfanın, ilmin, ahlakın, cesaretin en güzel örneklerindendir.
96.00 ₺