-
Sosyolojik Nazar
Sosyolojik Nazar, Besim F. Dellaloğlu’nun Gazete Duvar’da kaleme aldığı yazılarından oluşuyor. Yazar, bu derlemesinde bir sosyolog olarak gündelik kavramlar üzerinden bir Türkiye resmi çiziyor. Mevcut mahalli zihniyetlerin hangi tutumlar, hangi kavramlar üzerinden meseleleri, nasıl yanlı/ş yorumladıklarını örnekleriyle anlatıyor. Bu kitapta sağdan, soldan, medeniyetten, kültürden, üniversiteden, akademiden, aydından, entelektüelden, televizyon dizilerinden, futboldan, hakemlerden, yürüyen merdivenlerden, pizzadan, lahmacundan, çaydan, kahveden, rakıdan, şaraptan söz ediliyor. Ama sonuçta bütün bunlar Türkiye resmini tamamlıyorlar. Yazar, kendi hapishanelerimizden dışarıya doğru, kamuya doğru düşünce pencereleri açıyor. Evet, hayat organiktir. Toplum ilişkiseldir.
203.50 ₺ -
Popüler Dindarlık
İnsanın inanma arzusu o kadar kuvvetlidir ki, zaman içinde dinin formel bilgilerinin yanında başka ritüeller ortaya çıkmaya başlar. Böylece, kitabi dinin yanında bir de halkın muhayyilesinde ve geleneğinde yüzyıllardır varlığını sürdüren inanış biçimleri ve yeni ritüeller doğar ve bunların tamamı bir bütün olarak “yaşayan din” olgusunu meydana getirir. Özellikle ülkemizde, gündelik hayatın din ile iç içe geçtiği yerlerden biri de türbelerdir. Dünyada çok farklı örnekleri de olan bu yerler, insanlar için ruhen rahatlama ve kutsal mekân arayışı ihtiyaçlarına karşılık veren birer umut kapısı. İlginç ritüellerin gözlemlendiği, çeşitli menkıbelerin anlatıldığı bu ziyaretgâhlar sadece insanla kutsal arasında bağ kurmuyor, aynı zamanda adeta bir terapi ve sosyalleşme mekânı olarak insanlara rahatlatıcı etkiler de sunuyor. Ali Köse ve Ali Ayten, sosyal bilimler anlamında farklı okumalara kapı aralayan ve ülkemizde de çok yaygın olan bir inanç fenomeninin dünyadaki benzer örnekleriyle ilişkisini kurarak bu olgunun adeta fotoğrafını çekiyorlar.
185.00 ₺ -
Öznenin Ölümü
15 Temmuz sonrasında Türkiye'de cemaat ve siyaset düzleminde pek çok tartışma yapıldı. Ancak bu tartışmalarda gözden kaçan bir şey vardı. Meseleleri yerli yerine oturtabilmek için bakışımızı çevirmemiz gereken yerlerden biri de bütün bu olanların kimi zaman faili kimi zaman mağduru durumunda olan özneydi; öznenin olaylarla, düşünceyle, zihniyetle kurduğu ilişkinin niteliğiydi. Gülen Hareketi daha önce bu açıdan incelenseydi, o büyük akıl tutulması belki çok daha önceden öngörülebilirdi. Himmet toplantılarının, dershane ve okulların aslında bir sosyal iktidar alanı örmek için kullanılan ağlar olduğunu, bu ağda tutunabilmek için kişiye kendi aklını ve dahası, benliğini öldürmekten başka bir çare bırakılmadığını, tüm hoşgörü söylemlerine rağmen öznenin tekilliğine küçücük dahi olsa bir alan açılmadığını, Gülen’in adeta bir ilkel kabile şefi gibi grup ruhunu coşturmak ve yönetmek gibi efsunlayıcı bir rol üstlendiğini, gerçekte tüm cemaatlerin/hayır kurumlarının ana amacı olan “hizmet” kavramının bile bir gruba münhasır kılınmasındaki bencilliği görebilseydik ne ile karşı karşıya olduğumuzu çok daha önce anlayabilirdik. Prof. Dr. Ergün Yıldırım sosyolojinin anahtar kavramları ışığında Gülen Hareketinin anatomisini yapıyor ve öznenin söz konusu yapı içindeki durumunu anlatıyor. Gülenciliğin küçük yaşlardan itibaren özneyi nasıl da yok etmek istediğinin hikâyesidir bu. Dava, hizmet, cemaat ve din gibi kutsal değerleri istismar ederek insan hayatına el koymanın hazin hikâyesidir.
51.80 ₺ -
Türk Muhasebe Filozofları
Bir bilimin felsefesi varsa filozofu da olmalıdır. Muhasebe 1876 yılından beri bilimdir. Muhasebe Felsefesi ismini taşıyan ilk kitap ise 1907 yılında yazılmıştır. O hâlde muhasebe felsefesiyle ilgilenmiş çok sayıda muhasebe filozofu olmalıdır. Muhasebenin teorik ve pratik yönlerine katkı sunmuş filozofları, düşünürleri, aydınları, mütefekkirleri, münevverleri, entelektüelleri, reformistleri, üstadları, eğitimcileri veya adına ne derseniz deyin. “Kim bu insanlar, nerede yaşamış, neler düşünmüş, neler yazmış, nelerle dertlenmiş? Hangi ideallerin peşinden gitmiş, hangi ülkülerle cedelleşmiş, hangi rüyaları görmüş, ne fedakârlıklarda bulunmuş, devletlerin mali sistemlerine, işletmelerin finansal durumlarına ve nihayet ulaştığımız şu uygarlığa nasıl bir katkı sunmuş?” derseniz maalesef bu soruları yanıtlamak uğruna bütünsel bir çalışma yapılmamıştır. Hatta muhasebe ve filozof sözcükleri Türkçemizde yan yana bile gelememiştir. İşte bu kitap, hiç irdelenmemiş söz konusu sorulara odaklanarak kayıp bir dünyanın gizemli kahramanlarının izinden gitti. Günün sonunda otuz iki muhasebe filozofuyla geri dönerken sadece Orta Doğu coğrafyasındaki limanlara uğradı. Yazma imkânı olursa ikinci seyahatte de Avrupa ve Amerika’da yetişmiş muhasebe filozofları keşfedilecektir.
259.00 ₺ -
Zamanın İçinden Zamanın Dışından
Vicdan bendeki ötekidir. Hatta tüm ötekilerdir. Ben'in tüm ötekileri içinde hissetmesidir. Vicdanın olmadığı yerde her şey artık bir kuru gürültüdür. [...] Hakikat duygusu, bizim ideolojimiz dışında birinin söylediği bir cümlede hakikate dair bir şey varsa eğer onun hakkını teslim etmemizi sağlayan şeydir Besim F. Dellaloğlu Zamanın İçinden Zamanın Dışından: Gelenek ve Modernlik Arasında’da bir sosyolog olarak gündelik kavramlar üzerinden bir Türkiye panoraması çıkarıyor. İdeolojik mahallelerin hangi kelimeler ve kavramlar üzerinden meseleleri nasıl yanlı/ş yorumladıklarını örnekleriyle anlatıyor, iç içe geçmiş kavramların röntgenini çekiyor. Modernlik, çağdaşlık, gelenekselcilik, ilericilik, laiklik, muhafazakârlık, felsefe, sanat gibi gerçek anlamını pek merak etmediğimiz fakat kullanmayı çok sevdiğimiz “şık” kavramları nasıl ve neden sadece şeklen benimsediğimizi okurla birlikte çözmeye çalışıyor, medeniyet üretemememizi sorguluyor. Zamanın İçinden Zamanın Dışından: Gelenek ve Modernlik Arasında, “okuryazar”ların zihin masasında yer bulması elzem bir yol haritası.
218.30 ₺ -
Modernleşmenin Zihniyet Dünyası
"Sonuç olarak, Tanpınar ile ilgili bir kitap yazma niyetimin Türkiye ile ilgili bir kitap yazmakla sonuçlandığının farkındayım. Bir anlamda Tanpınar’a haksızlık ettiğimi de düşünmüyor değilim. Ama yine de beni en iyi Tanpınar’ın anlayacağını sanıyorum. Çünkü bu memleketin nasıl “dominant” bir memleket olduğunu en iyi Tanpınar bilir. “Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor”, diyen Tanpınar değil miydi? Tanpınar’ın derdi memleket değil miydi? Dostları tarafından bile “Kırtipil Hamdi” diye anılan Tanpınar sanırım bu kitabın son cümlesini duysaydı çok sevinirdi. Tanpınar Türkiye’dir!" Besim Dellaloğlu, Modernleşmenin Zihniyet Dünyası'nı Tanpınar imgesiyle anlatıyor, Türk aydınlanmasının anahtar kelimelerini gösteriyor.
166.50 ₺ -
Mukaddime (Ciltli)
İbn Haldun tarih felsefesinin, sosyolojinin, antropolojinin, iktisat biliminin, kısacası toplum bilimlerinin kurucu babası olarak kabul edilir. Mukaddime’si, dünyanın en önde gelen bütün entelektüellerince dikkatle okunan ve pek çok devlet başkanınca fikirlerine hayran olunan bir şaheserdir. Roger Garaudy, müslüman olmadan önce kaleme aldığı İslâm Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı eserinde, İbn Haldun’a on sayfadan fazla yer ayırır ve onu “Descartes’ın, Montesquieu’nün Öncüsü ve İslâm’ın Karl Marks’ı” olarak görür. Ünlü tarih felsefecisi Arnold Toynbee, “Hiç şüphesiz Mukaddime, kendi türünde, bugüne kadar hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir zihnin ortaya koyamadığı en büyük eserdir!” ifadesini kullanır. Engels, yaptığı toplum değerlendirmelerinde Mukaddime’den yararlanır ve “Hıristiyanlığın ilk dönem tarihine katkı” başlıklı makalesinde, İbn Haldun’un görüşlerinin çok özlü bir özetini sunar. BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan, “Sadece İbn Haldun ismi bile İslâm Tarihinin ne kadar parlak bir ilim çağı yaşadığının göstergesidir!” der. Arapça üç ayrı baskısından, Fransızca ve İngilizce tercümelerinden de yararlanılarak dilimize aktarılan bu Mukaddime’yi çok geniş kesimlerin daha iyi anlayacağını umut ediyoruz.
407.00 ₺ -
Kutsalın Dönüşü
Aydınlanma çağının düşünürleri, insanlığın modernleştikçe dinden uzaklaşacağını ve dinlerin eninde sonunda öleceğini düşündüler. Hatta bunun için zaman biçenler bile oldu. Aslında bu öngörü bilimsel bir tahmin değil, ideolojik bir temenni idi. Yani tezin ardında “böyle olmalıdır!” iması vardı. Ancak insanoğlunun inanma isteği sona ermedi, hatta dinsel pratiklerde yükseliş gözlendi. Bugün Hıristiyan dünyasındaki kiliseler arasında en güçlü olanlar, sekülerleşme sürecine en çok direnç gösterenler; Evanjelizmin yükselişi ortada. Vaktiyle, kutsaldan kopma macerasının motor gücü olacağı varsayılan Batılı orta sınıflar, her geçen gün Uzakdoğu inançlarına ve yeni dini hareketlere meylediyor. İnsanlık tarihinde inancın tüm izlerini silmeye yönelik belki de en güçlü sistematik teşebbüsün gerçekleştiği eski Sovyet havzasında Aziz Vladimir, Karl Marx’ın saltanatına kısa sürede son verdi. Japonların geleneksel Şinto mabetleri hiç de itibar kaybetmedi. İslam coğrafyasında ise kutsal zaten sahayı hiç terk etmedi, birçok diriliş hareketine hayat verdi. Yani aslında kutsal hiç gitmemişti. Prof. Dr. Ali Köse, din sosyolojisi konusunda dünyaca tanınmış meslektaşları Peter Berger, Rodney Stark, Harvey Cox, David Martin, Robert Bellah, Conrad Ostwalt, Daniel Bell, Grace Davie ve Karel Dobbelaere’i bir araya getirdi.
203.50 ₺ -
Cehalet Tutkusu
Bilginin ve bilgiye ulaşma yollarının yeniden tanımlandığı günümüzün hakikat sonrası, post-endüstriyel dünyasında gerçekle yalanı ayırt etmek zaman zaman imkânsız hale geliyor, bu da kasıtlı olarak bilmemeyi seçen insanların sayısının gitgide artmasına neden oluyor. Filozof, sosyolog ve hukuk teorisyeni Renata Salecl Cehalet Tutkusu’nda, insanlık durumunun daima bir parçası olduğunu savunduğu “cehalet”i ve bağlantılı olarak “inkâr” kavramını masaya yatırıyor; hem travmatik bilgiye ulaşmaktan kaçınan insan doğasını hem de ideolojik mekanizmaları sekteye uğratacak bilgiyi inkâr yollarını insanlık durumu üzerinden açıklıyor. Kasıtlı cehaletin bilhassa kriz anlarında olumlu bir yanının da olabileceği fikrini dile getiriyor; cehaletin güce nasıl dönüşebileceğini disiplinlerarası örneklerle aktarıyor. Felsefeden, psikanalitik ve sosyal teoriden, popüler kültürden ve kendi deneyimlerinden yola çıkıp Lacan, Foucault, Claude Lévi-Strauss gibi isimlerin argümanlarına referanslarda bulunarak cehaletin sosyal ve psikolojik nedenlerini inceliyor; cehalet tutkusunun aşktan hastalığa, travmadan genetiğe, adli tıptan büyük veriye kadar hayatımızın pek çok alanını nasıl etkilediğine dikkat çekiyor. “Cehalet veya inkârın sosyal ve psikolojik motivasyonlarıyla sonuçlarının kapsamlı bir incelemesi... Sahte haberlerin, propagandaların, siyasi söylemlerin ve tartışmaların medyaya hâkim olduğu bir zamanda, Salecl’ın analizi her birimize ‘cehaleti ve inkârı benimsemek’ için aldığımız kararlar hakkında düşünmenin yeni bir yolunu sunuyor.” –Kirkus Reviews “Yeni yeni filizlenen cehalet araştırmaları alanına değerli bir katkı... İncelikli ve zorlayıcı.” –Linsey McGoey, The Philosopher “Renata Salecl bu az ve öz, incelikli kitapta günümüzün yaygın cehalet tutkusunu ve bunun toplumun pek çok farklı düzeyinde nasıl işlediğini araştırıp belgeliyor. Son derece anlaşılır ve taze bir üslupla kaleme alınan kitap, pek çok insanın hayatına dokunan örnekler üzerinden bilmeme çabamızı analiz ediyor.” –Darian Leader
148.00 ₺ -
-
Bilim Susunca
Bilim dışındaki tüm bilgi kaynaklarını reddetmek, bilimi din ile doğası gereği çatışan bir uğraş olarak sunmak ve bilimin idealize edilmiş, gerçekçi olmayan bir tarifini kabul etmek dolaylı olarak bilime zarar verir. Otoritelerin bilimi kullanarak toplumu manipüle etmesinin, bilimin geniş halk kitleleri üzerindeki imajının zedelenmesi ve toplumda bilim karşıtı görüşlerin daha çok alıcı bulması gibi kaçınılmaz sonuçlarını tarihte ve farklı disiplinlerde gözlemlemek mümkündür. Alper Bilgili, Bilim Susunca’da bilimin toplum, dinler ve ideolojiler ile ilişkisini geçmişten ve günümüzden örneklerle ortaya koyarak okuru alışılmış kalıpların dışında keyifli ve doyurucu bir okumaya davet ediyor, bilimle ilgili daha gerçekçi bir resim çizilmesine katkı sağlıyor. Kurucu ideolojisi, on dokuzuncu yüzyıl vülger materyalizminin “kaba bilimcilik”i üzerine inşa edilmiş olan Türkiye’de, Tom Sorell’in dile getirdiği gibi, “bilimsel ile bilimsel olmayanı ayırt etmek”ten ziyade “bilimsel olanın olmayandan çok daha değerli olduğu”nu iddia eden aksiyomatik bilimcilik, toplum ve dünyanın geçirdiği değişimlere karşılık entelektüel egemenliğini sürdürmektedir. Böylesi bilimciliğin “bilim” değeri kazandığı, onun eleştirilmesinin, “bilim düşmanlığı” olarak yaftalandığı bir toplumda küresel ölçekte değişik ideolojik amaçlar çerçevesinde işlevselleştirilen bir yaklaşım fazla sorgulanmamaktadır. Alper Bilgili, bunu yapabilen az sayıda bilim insanının önde gelenlerinden birisidir. Tarihî bağlamları derinliğine analiz ederek güncel gelişmelerle bağlantı kuran titiz çalışmaları, bilimcilik eleştirisinin “dünyanın düz olduğunu iddia etmek” olmadığını göstermenin ötesinde, onun ideolojik tasavvurlara hizmet amacıyla işlevselleştirilmesinin doğurduğu sorunlara da ışık tutmaktadır. Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu, Princeton Üniversitesi
96.20 ₺ -
Sufi Terapistin Sohbet Günlüğü
“Veciz konuşma üstadından ârifâne, ufuk açıcı bir el kılavuzu. Bu kitaptan çok şey öğrendim.” —Huston Smith, The World’s Religions kitabının yazarı “Sahaflar Şeyhi Muzaffer Efendi’den kıssalar ile akan cömert bir nehir bu kitap. Muzaffer Efendi’den işittiğim kimi hikâyeleri okuyunca yeniden huzurla doldum.” —Coleman Barks, Rumi: The Big Red Book kitabının yazarıAmerika’nın tanınmış, Muzaffer Ozak Efendi'nin icazeti ile Amerika Cerrâhî Tekkesi'nin postnişinlerinden olmuş saygıdeğer Halvetî-Cerrâhî şeyhi Robert Frager’ın hayatın içinden süzülen sohbetlerinden ilham almak için sufi olmaya gerek yok. Bu çalışma, yazarın kitabın yazılmasından önceki son on yıldaki haftalık buluşmalarında anlatılan çarpıcı tasavvufî anekdotların bir derlemesdir. Benötesi (Transpersonal) Psikoloji ekolünün kurucularından Prof. Dr. Robert Frager, şifa mesleğini tamire teşne kalpler için kullanıyor. Her gün mücadele ettiğimiz egonun, terapist bir şeyhin dilinde nasıl biçim değiştirdiğini; iyi bir kişilik oluşturma yönteminin de aslında iyi bir dervişin yolculuğuna ne kadar benzediğini göreceksiniz. Bölümlerde okuyacaklarınız birer ders değil, kalpler arasındaki canlı bağlantılardır. Frager, “Bilgilerimi nasıl pratiğe dökebilirim?” sorusuna cevap verebilmek için doğru davranışı belirlemekten ibadet için iç çalışmaya, evliliğe ve misafirperverliğe kadar birçok konuda kullanışlı öneriler sunuyor. Sufi Terapistin Sohbet Günlüğü, sızlayan kalplerimize 21. yüzyıldan uzanan bir şifa eli!
182.00 ₺ -
Tasavvuf Psikolojisine Giriş
Tasavvuf’u ve sufilerin yolunu anlatan en net ifadelerden biri şüphesiz “Allah’ın Ahlakıyla Ahlaklanmak” kavramıdır. Sufi psikolojisinde irade gösterip sufi yolunun yolcusu olacak kişiyi birbirini tamamlayan iki boyutlu bir süreç beklemektedir. Sufiler bu yolun iki boyutunu nefsin temizlenmesi (tezkiyetü’n nefs), ahlakın güzelleştirilmesi ve olgunlaştırılması (tezhibu’l ahlâk) olarak değerlendirir. Sufinin kendini geliştirme serüveni sadece kişinin kendinde başlayıp kendinde biten içsel bir farkındalık, uyanış ve aydınlanmadan ibaret değildir. Bilakis kendini gerçekleştirme ve olgunlaşma süreci ötekine taşan, başkalarının dertleriyle hemhal olmayı, başkaları yararına tutum ve davranış içerisinde bulunmayı gerektirir. Bu, bütün çeşitliliğiyle tüm erdemleri kuşatan geçici dünya hayatını planlayan ve baki ahiret hayatını öngörüp bireyi bu hayata hazırlayan bir süreçtir. Ancak sufi yolu sadece içsel arınmayla sınırlı değildir. İçsel yolculuk, arınma ve kemale erip olgunlaşma ancak bu tekâmülde ulaşılan seviyeyi başkalarına yansıtarak, hayata taşıyarak, başkalarının derdiyle dertlenmekle, başkalarına ve topluma güzel örnek olarak, bir anlamda başkalarının da manevi gelişim ve olgunlaşma sürecine katkıda bulunarak tamamlanır. Tasavvuf Psikolojisine Giriş, kişinin kendi yolculuğunun duraklarına ve karşılaştığı engellere karşı gösterdiği tepkilere, psikolojiyi merkezde tutarak içeriden bir bakış denemesi. Bu kitapla sufinin tekâmül aşamaları derinlemesine incelenmekte ve yolun bir haritası çıkarılmak istenmektedir.
154.00 ₺ -
Cemil Meriçin Psikobiyografisi
Bir metnin ya da metinlerin psikanalitik okunması, onları birer semptom olarak okumak demektir. Murat Beyazyüz, Cemil Meriç’in metinlerinin analizini, onun psikobiyografisinin inşasında kullanıyor. Kısaca, bu kitapta, kendi metinlerinden yolaçıkılarak analiz edilen, bizzat Cemil Meriç’in kendisidir. Murat Beyazyüz, Cemil Meriç’i değil, deyiş yerindeyse onun metinlerini, psikanalistin ’Divan’ına yatırmış ve metinlere, birer nesne [obje] olarak değil, ama kendileriyle diyaloga girilebilen birer özne[süje]olarak bakmış. ‘Divan’daki metinler, Türkiye’de büyük bir entelektüelin, modernleşme sürecindeki medeniyet değişikliğini ve kültür krizlerini ne kertede derinden yaşadığını gösteriyor olmak bakımından önemli: Türkçü Hüseyin Cemil, Müslüman Hüseyin Cemil, Materyalist Hüseyin Cemil, Ateist Hüseyin Cemil, Marksist Hüseyin Cemil! Sonuç. ‘Araf’ta olmak! Tanpınar’ın deyişiyle, ‘iki hâd arasında’ ve bu iki hâd’den hangisinin Cennet, hangisinin Cehennem olduğuna karar veremeden, acı veren zihinsel kopuşlarla yaşanan bir entelektüel hayatın psikanalitik arkaplanı: ‘Cemil Meriç’in Psikobiyografisi’ Hilmi Yavuz
148.00 ₺ -
İslam ve Batı
Zor anlaşılan bir düşünür olarak bilinen Derrida, bazılarının gözünde bir muamma, bazıları içinse Batı medeniyetinin son dehası idi. Derrida’nın yapı-söküm (deconstruction) hakkında yazıp söyledikleri, siyasetten edebiyat tenkidine ve hatta mimariye kadar çok çeşitli alanlara uygulandı. Bu yüzden Derrida’nın geride bıraktığı miras, yazdığı kitapların ve yapı-söküm konusunda ileri sürdüğü görüşlerin ötesinde bir etkiye sahip. Derrida’nın bu bölgede bile titizlikle okunduğu gerçeğini göz önüne alırsak, onun etkisinin sanıldığından daha derinlere gittiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Derrida’ya göre, “Klasik Batı, Yahudi-İslam-Hıristiyan ve Yunan-Arap olduğu halde biz onun Yunan-Roma ve Yahudi-Hıristiyan geleneğine ait olduğuna inandırıldık. İbrahim’in oğulları birlikte yaşamaları gereken bir anda birbirleriyle karşı karşıya gelmek gibi bir tuzağa düştüler.” İslam ve Batı, Derrida’nın felsefi yolculuğunda hayati önem taşımasına rağmen hep göz ardı edilen Kuzey Afrika’yı, yani onun doğduğu toprakları konu edinerek Derrida’nın politika, din ve inancın karşılıklı bağlılıkları üzerine yaptığı yorumları yepyeni bir ışık altında okuyucuya sunuyor.
88.80 ₺ -
Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır (Antik Dünya Klasikleri)
Bu kitap Tolstoy’un ömrünün son yirmi beş yılında yazdığı “Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır”, “Polikuşka”, “Üç Ölüm”, “Asuri Hükümdarı Asarhadon”, “İlyas”, “Büyükler Küçüklerden Akıllı Çıktı” ve “Tavuk Yumurtası Büyüklüğündeki Tohum” adlı öykülerden oluşmaktadır. “Sanat zenginlerin, aydınların elinde bir imtiyaz olmaktan kurtulmalı; insanların birbirleriyle kaynaşmasına, iyilik, hakikat, aşk yolunda yürümelerine yardım etmelidir,” anlayışıyla yazılan bu öyküler, Tolstoy’un kötülüğe iyilikle karşı koymayı ve ruhun kurtuluşunu her şeyden üstün tutmayı ileri süren felsefesinin ürünüdür. Kemale İmanova’nın Rusça aslından çevirisiyle... “Yazılarımın kahramanı, ruhumun bütün gücüyle sevdiğim kahraman, her zaman güzel olan, her zaman da güzel kalacak kahraman, gerçektir.” Tolstoy
67.50 ₺ -
Çocukluğum (Antik Dünya Klasikleri)
Çocukluğum, Rus edebiyatının en güzel otobiyografik romanları arasında sayılan Gorki Üçlemesi’nin ilk kitabıdır. Eserde, yirminci yüzyılın başında Devrim’in eşiğine gelmiş Rusya’nın karmaşık hali, baba acısı ve aile içindeki ilişkiler bir çocuğun gözünden anlatılır. Hayat bir çocuğun taşıyamayacağı kadar ağırdır. Ama büyükannenin varlığı ve olayların üzerine bir tül gibi örtülen naif çocuk bakışı onca acıyı katlanılır kılar. Leyla Şener’in Rusça aslından çevirisiyle...
56.25 ₺ -
Billur Köşk Hikayeleri (Antik Dünya Klasikleri)
"Bir varmış, bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş..." tekerlemesiyle başlayıp arada çekilen onca ızdıraba, ayrılığa, haksızlığa rağmen sonu hep "Onlar ermiş muradlarına, darısı bizlerin başına," cümlesiyle noktalanan sözlü edebiyatımız, masallarımız... Sözlü olarak üretilmiş ve geçmişten bugüne kulaktan kulağa yayılarak ulaşmış tek mirasımız... Ölümsüzlüklerini kazanan masallarımızla şehzadelerin, hanım sultanların, padişahların ve kötü kalpli insanların büyülü dünyasında biz de bu kitapla yerimizi alıyoruz. Onlarla ağlayıp onlarla gülüyor, hayattan ders çıkarıyoruz. Bu büyülü dünyanın kırk gün kırk gece süren kutlamalarında yerimizi almanın tam zamanı...
30.00 ₺ -
Yunus Emreden Seçmeler (Antik Dünya Klasikleri)
Dini-Tasavvufi Türk Halk Edebiyatı olarak da bilinen tekke şiirinin gelmiş geçmiş en büyük temsilcisi Yunus Emre, gönül dünyasında yaşadığı ilahi aşkı, bu aşkla baktığı doğayı ve insanları samimi bir coşku ve heyecanla dile getirdiği şiirlerinde anlatıyor. Yunus’un şiirlerindeki tasavvuf felsefesi, Yakın Doğu medeniyetinin eseridir. Fakat geri kalan her şey; dil, vezin, nazım şekilleri, nakaratlı dörtlükler, kısacası bütün bir üslup millidir; halkın içinden, halkın yaşattığı estetikten alınmıştır. Yunus Emre divanından seçtiğimiz şiirlerden oluşan bu eserde onun gönül coşkunluğunu derin bir sadelik içinde soluyacaksınız.
67.50 ₺ -
Gönül Yakınlıkları (Antik Dünya Klasikleri)
“Beni asıl kendi eylemlerimizin ya da başkalarının eylemlerinin doğurduğu, kimisi iyi, kimisi kötü bazı sonuçlara dair bilinçsizce hatırladığım şeyler rahatsız ediyor. Ve her durumda, iki kişinin bulunduğu bir ortama, üçüncü bir kişinin de dahil olmasının mutlaka kayda değer sonuçları olur. Ben, bir rastlantı sonucu ya da isteyerek seçilmiş bir kişinin hayatlarına girmesi yüzünden ilişkileri altüst olan ve tüm yaşam koşullarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalan bir sürü arkadaş, kardeş, evli çift ve âşık gördüm.” Gönül Yakınlıkları, edebiyatın hiçbir alanına yabancı kalmamış, çocukluğundan başlayarak pek çok farklı konuyla ilgilenmiş Goethe'nin ömrünün son yıllarında yazdığı ve Almanya'da uzun süre bir edebiyat şaheseri olarak elden ele dolaşmış romanıdır. 19. yüzyılın büyük "evlilik romanları"nın başında yer alan Gönül Yakınlıkları, yazarın evlilik ve aşk üzerine yazdığı ve dört kişiyi şaşırtıcı bir şekilde bir araya getiren, etkileyici bir romandır. Eserde insanın özgür düşünceye sahip olup olmadığı sorgulanırken ana karakterler Eduard ve Ottilie, çevrenin uyguladığı baskının korkunç sonuçlarıyla yüz yüze gelirler. Deniz Arslan’ın Almanca aslından çevirisiyle...
105.00 ₺ -
Sokratesin Savunması (Antik Dünya Klasikleri)
Sokrates’in Savunması herkesin hayatında en az bir kere olsun mutlaka okuması gereken dünyanın en önemli klâsiklerinden biridir. Bu yeni tercümeyle Sokrates’in mesajının çok daha iyi anlaşılacağını umuyoruz.
33.75 ₺ -
Binbir Gece Masalları (Antik Dünya Klasikleri)
Binbir Gece Masalları, Hint ve Çin ülkelerinde egemen olan Şehriyar’ın, eşi tarafından aldatılmasıyla başlar. Hükümdar Şehriyar, bu duruma öylesine öfkelenir ki her gün bir genç kızla evlenip ertesi gün onu katletmeye başlar. Ta ki Şehrazat ile evleninceye kadar... Şehrazat, her gece öyle heyecanlı masallar anlatır ki ertesi geceyi merakla beklemekten başka bir şey gelmez Şehriyar’ın elinden. Ve Şehrazat’ın bu güzel masalları o günden bu yana yazılır, söylenir, anlatılır... Binbir Gece Masalları, Doğu kültürünü dünyanın dört bir tarafına taşımış bir klasik, Arap edebiyatının en önemli eserlerinden biridir.
48.75 ₺ -
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (Antik Dünya Klasikleri)
Halley kuyruklu yıldız dünyaya yaklaşırken İstanbul'da insanlar tedirgindir. İlgi duyduğu kadın tarafından terslenen İrfan Galib için bu tedirginlik, kadınlardan intikam alabileceği bir fırsata dönüşür. Oysa başka biri, İrfan Galib'in bu yaptıklarını onun yanına bırakmayacağına ant içmiştir. Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın yine mizahi öğeleri çokça kullandığı Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanı günümüz Türkçesi göz önüne alınarak itinayla hazırlanmıştır.
67.50 ₺ -
Hammit Kara Düşler Kalesi - Kara Düşler Ülkesi Serisi
Anadolu’dan Fantasti’ye… Ve beklenen macera… Hammit ve arkadaşları Kara Düşler Kalesi’nde Ador ile karşılaşmaya hazırlar. Fakat bu kale çok gizemli ve tehlikeli. Her an yeni bir tuzakla karşılaşmaları an meselesi. Ador, Hammit’i etkisiz hâle getirmek için bütün oyunlarını oynuyor. Bakalım kazanan kim olacak, yoksa macera büyük bir sürprizle mi son bulacak? Birbirinden heyecanlı olaylar, tuzaklar, çözülmeyi bekleyen şifreler, gizem, macera ve elbette eğlence… Hepsi bu seride! Haydi, durma! Sayfaları çevir, sen de bu eğlenceli maceraya katıl! Geceleri kendi fantastik dünyasına dalan Hammit ve arkadaşlarının maceralarına doyamayacaksınız…
71.25 ₺ -
Pelerinsiz Kahraman - Dev Arılara Karşı 2
Herkesin özel güçlere sahip olduğu gizemli bir kasaba... Terasyus.Kasabayı ele geçirmeyi kafasına koymuş kötü niyetli bir düşman... Bay Karayel. Süper kahramanların arasında özel gücü olmayan tek bir kişi... Bir çocuk.Bu "özel çocuğun" en büyük gücü... Bilim.Bütün bunların ortasında ise çözülmesi gereken büyük bir sır var.Bilimin gücü, doğanın dengesi ve süper güçler... Bu mücadeleden hangisi galip çıkacak?
90.00 ₺ -
Pelerinsiz Kahraman - Gerçek Süper Güç 1
KAHRAMAN SÜPER, süper kahramanlarla dolu bir kasabada özel güçleri olmayan tek kişidir. Bir tırı tek elle kaldırabilecek kadar güçlü babası, ellerinden alev topları çıkartabilen ablası, görünmez olabilen annesi, bıçak gibi keskin dişlere sahip kardeşi, uçabilen arkadaşlarıyla birlikte TERASYUS kasabasında yaşar. Bu EĞLENCELİ ve SIRA DIŞI kasaba BÜYÜK BİR SORUNLA karşı karşıya: BAY KARAYEL. En büyük hayali Terasyus kasabasını ele geçirmek olan Bay Karayel, her seferinde yepyeni ÇILGIN YÖNTEMLERLE kasabaya saldırıyor. Bu seferki planıysa… BEYAZ TEHLİKE!
90.00 ₺ -
Hammit Göktaşı Yağmuru - Kara Düşler Ülkesi Serisi
Anadolu’dan Fantasti’ye… Koruyucu kürenin kırılmasından sonra Ador gücünü gösterip gökyüzündeki bulutları ateşe veriyor ve Hammit’e engel olmak için ateş toplarını üzerine yolluyor. Hava ısınacak, nefes almak zorlanacak. Hem tuzaklarla hem de zamanla mücadele etmesi gereken Hammit ve arkadaşları şimdi daha zor durumdalar. Bu heyecana sen de katıl Fantastikolulara yardım et! Birbirinden heyecanlı olaylar, tuzaklar, çözülmeyi bekleyen şifreler, gizem, macera ve elbette eğlence… Hepsi bu seride! Haydi, durma! Sayfaları çevir, sen de bu eğlenceli maceraya katıl! Geceleri kendi fantastik dünyasına dalan Hammit ve arkadaşlarının maceralarına doyamayacaksınız…
71.25 ₺ -
Hammit Gümüş Kartallar - Kara Düşler Ülkesi Serisi
Anadolu’dan Fantasti’ye… Olimpiyatlar Ülkesi’nde tanıştığımız Gümüş Kartallar, bu kez daha tehlikeli ve acımasızlar. Kara Düşler Kalesi’ni koruma görevi kartallarda. Fakat Ador’un tuzağı bununla da kalmıyor. Hammit ve arkadaşlarına sürprizler hazırlamaya devam ediyor. Birbirinden heyecanlı olaylar, tuzaklar, çözülmeyi bekleyen şifreler, gizem, macera ve elbette eğlence… Hepsi bu seride! Haydi, durma! Sayfaları çevir, sen de bu eğlenceli maceraya katıl! Geceleri kendi fantastik dünyasına dalan Hammit ve arkadaşlarının maceralarına doyamayacaksınız…
71.25 ₺