-
Öğretmenin Başarı Kılavuzu
Bilimin ve Tecrübenin Işıgında Öğetmenin Başarı Klavuzu İlk okul öğretmenliğinden, Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine kadar, eğitimin bir çok kademesinde, yirmi yılı aşkın bir süredir görev yapmış, bir eğitimcinin; bilgi, birikim ve tecrübelerini konu etmektedir Göreve başlayan her öğretmen, bilgiyi kullanmanın, uygulamanın, pratiğin ve tecrübenin başarı için ne kadar önemli bir etken olduğunu çok iyi bilir. Bu çalışmada; Bir öğretmenin başarılı olması konusunda önemli tespitler, tecrübeler, pratikler yer almıştır.
7.50 ₺ -
Öğrencinin Başarı Kılavuzu
Orta ve Yüksek Öğretimde Öğrencinin Başarı Klavuzu Eğitim ve öğretim faaliyetinin baş döndürücü bir hızla yarıştığı günümüzde en efsunlu kelime, "Başarı"dır. Hayatlarının en değerli ve en verimli yıllarını eğitim ve öğretim yolunda feda eden gençler için "Başarmak" kadar güzel ve çekici ne olabilir? Ancak, başarı ülkesine gidebilmek için bir yol göstericiye ihtiyaç var. İşte "Öğrencinin Başarı Klavuzu" bu maksatla hazırlanmış bir yol göstericidir: Kitapta öğrencilerin başarılı olabilmeleri için nasıl bir çalışma disiplini geliştirmeleri, hangi yolu izlemeleri ve hangi kurallara uymaları gerektiği sistematik bir üslupla işleniyor. Kitabı okuyup, uyguladaığınızda başarmanın o kadar da zor olmadığını göreceksiniz.
6.75 ₺ -
Fesleğen Hikmet Anıl Öztekin
Gitmek mi zordur, kalmak mı? Kalmayı bilmem ama, gitmelerin hiç de kolay olmadığını anladım. Hesaplaşması varmış bu işin, dönmek isteyip de dönememesi, yüreğinde uzayıp giden gurbetleri varmış. Üstelik gittiğinde iki kişilik bir bedel ödüyormuş insan... Benim adım Fesleğen. Ben bu hikâyenin gideniyim... Anlatacak çok şeyim var ve itiraf edeceğim bir dolu kaygılarım... Kalemimi kâğıdımı hazırladım. Bir fesleğenin toprağına duyduğu hasreti yazacağım, bir fesleğenin yağmura özlemini anlatacağım, güneşine hasretini. Bir kızın yüreğini açık edeceğim size. Eğer bir gün siz de doğduğu topraklardan uzaklara ekilmiş, güneşe uzanmaya çalışan minik bir çiçek görürseniz üzerine basıp geçmeyin olur mu? Bu dünyada yalnız başına yürüyen birinin Allah’tan başka kimi vardır ki? Bir de siz sebebi olmayın kederinin... Ve lütfen sevenleri ayırmayın!
40.50 ₺ -
0002 Plakalı Günler
Hepimiz her gün, başbakan muhabirlerinin yaptığı haberleri okuyor, izliyoruz. Ama başbakan muhabirlerinin vermedikleri yahut veremedikleri haberler de var. İşte onlardan birkaçı: Abdullah Gül neyin tiryakisi? Abdullah Gül gizlice takip edildiğini fark edince ne yaptı? Tayyip Erdoğan`ın Avusturya`da atlattığı trafik kazası... Tayyip Erdoğan kime, neden baskın yaptı? Ecevit`i şok eden “Öcalan kaçtı!” şakası... Ecevit`in Rahşan korkusu... Mersinli belediye memuresinin Erbakan`ın abdestini bozdurma sevdası... Mesut Yılmaz`ın kravatındaki, gazetecileri meraklandıran sır... Türkiye`nin en kıdemli başbakanlık muhabiri olarak Erhan Seven, başbakanların hayatları üzerinden, yakın döneme dair ilginç ayrıntılar sunuyor bu kitabında... `28 Şubat gecesi iki gazetecinin özel sevinci` gibi, `Zafer Mutlu`nun Salih Memecan`a Ecevit sansürü` gibi, Türkiye`de gazeteciliğe dair de ilginç ayrıntılar...
7.50 ₺ -
Yahudi Psikolojisi
İsrail Ordusu, 27 Aralık 2008-18 Ocak 2009 tarihleri arasında önce havadan sonra karadan Gazze’ye saldırdı. Okullar, hastaneler ve evler bombalandı. 22 günde üçte biri çocuk olmak üzere 1300 Filistinli hayatını kaybetti. Binlerce Filistinlinin yaralandığı, on binlercesinin evsiz kaldığı bu tek taraflı savaş, yine tek taraflı olarak sona erdi. Bütün dünya bombardıman altında yerle bir olan binaları, elektriği kesilmiş hastanelerde cep telefonu ışığıyla ağır yaralıları ameliyat eden doktorları gördü. Yan yana dizilmiş minik bedenlerin başında ağlayan insanların çaresiz feryatlarına şahit oldu. Öte yandan ellerinde dürbünlerle bombardımanları takip edip bombalar patladıkça çığlıklar atan İsraillilerin bu halleri karşısında şaşkına döndü. Bu nasıl bir psikolojiydi? Aynı şaşkınlığı insanlık, abluka altında kalan Gazzelilere insanî yardım götüren gemilere yapılan kanlı baskın görüntüleriyle tekrar yaşadı. Bu eser geçmişten günümüze Yahudilerin psikolojisini yakından tanımak ve zihinlerde yer eden sorulara cevap bulabilmek gayesiyle kaleme alındı. Yorumlar sağlıklı ve objektif kriterler dikkate alınarak sunuldu.
9.75 ₺ -
Biz Aslında Neyiz?
Piyasadaki sayısız kişisel gelişim kitaplarından biri değil bu. Hatta o kitapların içerdiği birçok kavramı, insanları dolap beygirine çevirdiği için reddeden ve red gerekçelerini de izah eden bölümler bulacaksınız. Yetinebilmeyi, utanabilmeyi, doğal kalabilmeyi teşvik gayreti var. Batı kültür ve medeniyetinin kutsadığı bazı terimlerin insanı değersizleştirdiğinden yakınmalar var. Referans gösterilen kaynakların her birinin tümden benimsendiği ve tavsiye edildiği düşünülmemeli. Bazılarından, sadece ilgili konuya uygun düştüğü için güzel ve etkileyici ifadeler alınmıştır. Kitaptaki her alt başlık detaylı bir çalışmanın konusu olabilecek nitelikte. Burada, mümkün olduğunca çok sayıda konuyu gözönüne alabilme amacı güdülmüştür. Bir konuyu derinlemesine incelemekle, farklı farklı alanların özünü vermeye çalışmak elbette aynı değildir. Umudumuz, her bir konunun ileride daha ayrıntılı çalışmalara konu olmasıdır.
9.00 ₺ -
Şempanze Çocuklar
Ormana atılmışlar. Gözlerini vahşi bir ormanda açan savunmasız bebeler. Kara Afrika`nın kara bahtlı çocukları. İnsanlığını kaybetmiş Anne-babalarının günahını fark etmeden, bilmeden, anlamadan çeken yavrular. Maymun annelerin insan ötesi şefkatiyle buluşabilen bebekler hayata tutunabiliyor ancak. Hayatta kalabilenler de insanlığın nerede olduğunun farkına bile varamıyor. Birer şempanze olarak yaşıyorlar. Uluslararası yardım organizasyonlarına gönüllü olarak katılan Riccon Doğan, insanlığın en büyük ayıplarından birinin yaşandığı, ormanlarında hayatta kalan “Şempanze Çocukların”Afrika`nın bu fakir ülkesinde faaliyet gösteren yirmiye yakın uluslararası organizasyonun “insanî yardım” adı altında milyonlarca doları nerelere, nasıl harcadıklarına dair notlar düşüyor.
4.50 ₺ -
Sözde Askerler
Elindeki silahı sandıktan çıkan oyla denk tutan, gırtlağına kadar siyasete batmış asker üniformalı “sözde askerler.” Ve o askerlerce kaos ortamı oluşturmak için hazırlanan darbe planları, “ıslak imza”lı komplo belgeleri, kamuoyu desteğini kazanma adına gerçekleştirilen bir dizi katliam ve provokasyon teşebbüsleri, dindar insanların evlerine yerleştirilen silahlar. Hedeflerine ulaşma adına küçük yavruları havaya uçurmayı, camileri bombalamayı göze alabilen sapkın ve gözü dönmüş bir zihniyet. Darbe heveslileri tarafından ucuz bir cephaneye dönüştürülen laiklik, Cumhuriyet. Daha bir yığın şüphe ve soruşturmanın kirinden ordumuzu arındırmanın tek yolu var: Şeffaflık. Ülkemizin güvenliği adına, refah ve huzuru adına, demokrasinin yerleşmesi adına şeffaflık. Sözde Askerler geçmişten gelen acı ve kanlı tecrübelerin gelecekte yaşanmaması adına yapılması gerekenleri dile getirmek için kaleme alındı.
9.38 ₺ -
İçimizdeki Gladio İle Yüzleşmek
Bir yürüyüş başlattı, benim ülkem. Faili meçhul cinayetlerle, aydınlatılamayan suikastlerle, ara rejimlerle anılan ülke olmaktan çıkıp, demokrasi çıtasını yukarıya taşıma yürüyüşüydü bu. Ancak önceden tek bir belgesi kıyametler koparacak gelişmelerin sıradanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Ama bir gerçek daha var: Yaşadığımız hızlı gelişmeler bizi tarihi bir yüzleşmeye, içimizdeki Gladio olarak niteleyebileceğimiz Ergenekon terörünün ardındaki gerçeklerle hesaplaşmaya götürüyor ve bu sürecin geri dönüşü yok gibi. “İçimizdeki Gladio`ya ile Yüzleşme” isimli kitap işte bu hesaplaşmaya az da olsa katkı sağlayabilme gayesiyle kaleme alındı. Yıllarca pek çok faili meçhul cinayette, toplumsal olayda, işlenen suikastlarda, ihtilal zeminlerinin hazırlanmasında adres olarak gösterilen yere, “Sivil hukuk mekanizması”nın girmesi gibi “milat” sayılacak bir sürece dikkat çekme adına yazıldı.
10.50 ₺ -
Ergenekon'un Medya İle Dansı
Demokrasiye ve millet iradesine kasteden Ergenekon çılgınlığında her gün yeni perdeler aralanıyor. Ergenekon ile medya arasında kurulan “derin ağlar” kendini daha net gösteriyor. Maskeler bir bir düşüyor ve her medya grubunun aslî kimliği ortaya çıkıyor. Kendilerini ‘merkez medya’ olarak konumlandıran grupların kopardıkları gürültü; ele geçen silah ve mühimmatı görmek istemeyişleri; gün yüzüne çıkan darbe harekât planlarına, suikast hazırlıkları ve detaylı krokilere duyarsız kalışları bunun göstergelerinden bazıları. Ancak göz ardı edilen bir gerçek var. Milletimiz artık 80’li ve 90’lı yıllara, 28 Şubat sürecine göre çok daha bilinçli ve dikkatli. “Pijamayla Başbakan Karşılama” devri çoktan kapandı. Ergenekon için kurşun atmak da, yemek de bir “şeref” değil. Bu kitapta Ergene-Medya ile tanışacaksınız. Ergenekon’un medya ile son dansına şahit olacaksınız.
8.25 ₺ -
Alperen
55 yıllık hayatı elim bir kazayla sona erdi. Sivas`ın Şarkışla ilçesi Elmalı köyünde mutedil ve sakin başlayan bir hayatın ardından yaşanan fırtınalarla dolu bir ömür… Yaşadığı her zorluk, aştığı her engel, onu örnek bir dava adamı haline getirdi. 1980 askerî darbesinin ardından işkence koğuşlarında tomurcuklanıp, siyaset meydanlarında açan bir gül oldu. Alperen oldu. Alperenler yetiştirdi. Dava arkadaşlarının gönlünde “Muhsin Başkan” olarak yer etti. “Koca Reis” dendi. “Siyasetin Yiğidosu” olarak anıldı. “Alperen” adlı bu kitapta, Muhsin Başkan`ı daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. Çocukluk ve gençlik dönemindeki yakınları ve dostlarının, 1980 öncesi dava arkadaşlarının, 7,5 yıl aynı mahpus damını paylaştığı çilekeşlerin, siyaset döneminde birlikte hareket ettiği yoldaşlarının ve aile bireylerinin gözünde ve gönlünde yaşayan hatıraları okuyacaksınız
6.38 ₺ -
Modernleşme Sürecinde Türban
Türbanlı genç kızlarımız en büyük hakları olan eğitim özgürlüğünden mahrum bırakıldı. “Kamusal alanda yasak!” gerekçesiyle diploma törenlerinden atıldılar. Sürücü belgelerindeki resimleri kabul edilmedi. Ya anneler! Çocuklarının orduevlerindeki düğünlerine alınmadılar. Üniversiteyi bitiren çocuklarının diploma törenlerine katılamadılar. Resmî bayramlarda şeref tribünlerinden çıkarıldılar. Neden? Türban düşmanlığı ardında gizli gerçek gerekçeler neler? 25 yıllık sorular yumağı tel tel açılıyor, perdeler tek tek aralanıyor. Gazeteci yazar Taha Akyol`un günlük polemiği aşan, `analitik` nitelikteki yazıları, yorumları ve sunduğu çözüm yolları bu kitapta.
10.50 ₺ -
68 Kuşağı
1968 yılının Mayıs ayının başında, Paris`te Sorbonne Üniversitesi`nin işgaliyle başlayan gençlik olayları, tarihe “68 Baharı” olarak geçti. Bu olaylar, içinde muhalif bütün meşreplerin bulunduğu heterojen bir başkaldırıydı. Uyuşturucunun ve cinsellikte sınırsızlığın ön plana çıktığı “çiçek çocuklar”, yani hippilerden, her türlü otoriteye başkaldıran anarşistlere, solun her türünü içeren geniş bir yelpazeye kadar statükoya muhalif her eğilim, 68`in rengarenk dünyası içinde yer aldı. “Gerçekçi ol, imkânsızı iste!” sloganı, 68`in farklı renklerinin tamamını temsil etti. İmkânsız gibi görünen şey ise özgürlüktü. Bu eğilimlerin hepsinin ortak paydası, daha fazla özgürlük arayışıydı. Ancak bu hareket başladığı gibi hızla söndü. Peki Türkiye`nin 68 Kuşağı, bu evrensel başkaldırının neresinde yer aldı? Gerçek miydi, yoksa gerçeklik duygusunun bir türlü nüfûz edemediği bir efsane mi? Onlar haksızlığa uğramış birer kahraman mı, yoksa askerî darbe peşinde koşan gençler miydi? Yoksa iktidar peşinde olan cuntacıların, darbecilerin birer kuklası mı oldular? Bu kitapta kırk yıldır dillendirilen gerçekler veya efsaneler arasındaki derin uçurumu göreceksiniz. Bir yanda iktidar peşinde koşan, iktidar şehvetine ideolojik kılıflar arayan cuntacılarla; vatanı kurtarmak, yoksulluğa son vermek gibi büyük ideallerin peşine düşen gençlerin başrol oynadığı bir senaryoya şahit olacaksınız. Kendi aralarında hesaplaşan cuntacılarla, bu hesabın kendilerine kesilerek sokağa sürülen gençleri bulacaksınız. Ve halen kutsanan şiddeti… İçinde her türlüsü bulunan şiddeti… En başta da Ergenekon`un kırk yıl önceki operasyonlarını… Kırk yıl öncesinden kırk yıl sonrasına açılan bu pencereden “Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı”nın hikâyesini birlikte okuyalım.
9.00 ₺ -
Şefkat İn Şiddet Out
Şiddet ile şefkatin birbirine karıştığı bir kargaşa ortamında yaşıyoruz. Öyle ki neyin şiddet, neyin şefkat olduğunun ayrımını yapmada zorlanıyoruz. Alenen ve bilerek birbirinin yerine kullanıldığına da şahit olmaktayız. Savaşı “barış için” yapanlara her gün yenileri ekleniyor. “Demokrasi yolunda taşların yerine oturması için” gönül rahatlığı içinde şiddetin en ağırına cevaz verenler az değil. Töre için kardeş veya evlat katili olanların da mazeretleri hazır. Şiddet önlenmeli. Üstelik şiddetin önlenmesi için katı prensiplere, sert kanunlara, ağır müeyyidelere hiç ihtiyaç da yok. Şefkat bir sihirli değnek misali ortamı barış ve esenlikle doldurabilecek etkiye ve güce sahip zaten. Yeter ki “şefkatliymişiz” gibi davranmadan şefkate sımsıkı sarılalım. Şefkati tüm saflığıyla yaşamak da çok kolay. Çünkü: Şefkat yardımlaşmaktır, elini taşın altına koymaktır. Şefkat yapmaktır, yapıcı olmaktır. Taşın üzerine taş koyabilmektir. Şefkat bağışlamaktır, paylaşmaktır. Şefkat bilmektir, bilgilendirmektir, eğitmektir. Şefkat yaraları sarmak, onarmaktır. Şefkat bir karıncaya dahi zarar veremeyiştir. İşte bu yüzden, Şefkatin olduğu yerde şiddet, Şiddetin olduğu yerde şefkat asla olmaz. İşte evrensel formül: Şefkat In, Şiddet Out!
5.63 ₺ -
Meşrutiyet’ten Günümüze Darbeli Demokrasi
“Furkan Aydıner, Amerika’dan Türkiye’ye bakınca gördüklerini ve hissettiklerini zaman zaman Türkiye okuyucusuyla paylaşma ihtiyacı hissettiği için elinizdeki kitap ortaya çıkmış bulunuyor. Toplumsal ilişkilerimizi fesada uğratan, siyaseti bir tahakküm ağı haline dönüştüren, aileyi bir mutsuzluk yuvası haline getiren, üniversiteyi, dogmaların ve modern hurafelerin dayatıldığı ortamlara dönüştüren ve bilumum darbelere kaynaklık eden zorba virüsü, Aydıner’in dilinde geldiği yere gönderilmesi gereken bir gulyabani. 1908’den 2008’e uzanan yüz yıllık demokratikleşme sürecinde, zorba virüsü, muhtelif isim ve resimler altında varlığını sürdürdü. Aydıner’e göre Meşrutiyet’ten beri demokrasimize darbeler vuran zorba virüsü halen çok faal durumda. Türkiye’yi laiklik için güvenli hale getirmek adına yapılan askerî balans ayarı ile dünyayı demokrasi için güvenli hale getirmek adına yapılan şiddetin küreselleşmesine dayalı balans ayarları, Türkiye’nin ve dünyanın dengesini bozan, hem laikliğe hem de demokrasiye olan inancı zedeleyen, zorba virüsünün patlama yaptığı süreçler. Zorba virüsüyle baş edebilen Türkiye, bu virüsün ürediği ortamları sterilize ederek demokrasisini yerleşik hale getiren, ekonomisini yapısal istikrara kavuşturmuş, başı dik bir Türkiye olacaktır. Aydıner, rahat okunan üslubuyla, zaman zaman kendi hayat sergüzeştinden fıkralarla zenginleştirdiği bu çalışmasında, gözümüzü farklı olanın mümkün oluşuna açıyor ve Türkiye-ABD sarmalında pergelini insanlık üzerinde dolandırıyor. Askerî darbelere ilişkin yaptığı analizler, her demokratın yüreğine su serper cinsinden. Yazarın, Kaynarca Köyü’nden küresel köye yaptığı yolculuğun eşliğinde, askerî darbelerin, neye darbe vurduğunu gösteren ve bu darbelerden korunma yollarını, farkındalık düzeyimizi arttırarak anlatan satırlarına dikkatle eğilmek, her demokrat için ihtiyaç duyulan itici gücün süreklilik kazanmasına katkı sağlayacaktır.” Doç. Dr. Ahmet Yıldız (Siyaset Bilimci)
4.50 ₺ -
İslam'ın Papa'ya Cevabı
Papa'nın 12 Eylül 2006'da Regensburg'da yaptığı konuşma İslam Dünyası'nı derinden sarstı. Papa, kendisini dinleyenlere, Bizans İmparatoru'nun bir İslam âlimine söylediği gerçeğe aykırı, yanlı ve önyargılı sözleri aktardı. Aslında Papa, Hz. Muhammed'in getirdiği en son ve en mükemmel din ile çağları aşan medeniyetler kurulduğunu ve insanlığı huzur iklimine sokan İslam'ın kılıçla değil gönülleri kazanarak yayıldığını en iyi bilecek insanlardan biridir. İşte bu noktada bu kitabın görevi, Haçlı Seferleri'ni, Avrupa'nın merkezinde hiç bitmeyen mezhep savaşlarını, Endülüs'te, Bosna'da yaşananları unutan Papa'ya ilimle ve kalemle cevap vermektir. Bu kitap; tevhid, teslis ve kılıç ekseninde İslam'a yönelik iftiralara cevap vermekte ve İslamiyet'in hak ve hakikat dini olduğunu ispat etmektedir.
6.19 ₺ -
11 Eylüle Rağmen Amerika'da Yükselen İslam
21. yy. dünya tarihini yazanlar, Amerika tarihi hakkında, "11 Eylül`den önce11 Eylül`den sonra" diye iki ayrı dönemden söz edeceklerdir. 11 Eylül`de uçaklar İkiz Kuleleri paramparça etmekle kalmamış, İslam`a karşı olumsuz propagandaları da beraberinde getirmişti. Ancak, 11 Eylül`e rağmen, yüz binlerce Amerikalı ve Avrupalı Müslüman oldu. Elinizdeki kitap, İslam`ın 11 Eylül`e rağmen, artan hızla büyümeye devam etmesinin sırrını açıklıyor. Yazar, 11 Eylül`den önce ve sonra Amerika`daki İslami gelişmeleri yakından takip eden biri olarak gördüklerini, yaşadıklarını ve okuduklarını paylaşıyor. Bu kitapta ayrıca Hıristiyanlığın nasıl tahrip olduğunu, ruhu ölmüş kiliselerin manevi ihtiyaca niçin cevap veremediğini de bulacaksınız.
7.50 ₺ -
Ömür Boyu Aşk (Ciltli)
Benliğinizi tüm sıcaklığıyla saran aşk, çoğu kez geride acı ve özlem bırakır. Hiç bitmemesini istediğiniz o “ilk gün”ün büyüsü, aranıza giren engeller yüzünden aşınır, pörsür ve yok olur. İlk anda hayal bile edemediğiniz mutsuz günlere alışırsınız belki. Evlenince söndüğünü sandığınız aşk ateşini alevlendirmek istemez misiniz? Mutluluk şatosunu aydınlatmak için size ve eşinize bir kıvılcım yetebilir. Eşiniz sevgiliniz, eviniz cennetiniz, aşkınız ömür boyu olabilir. Eğer bencillikler, kaprisler, kıskançlıklar, iletişim çatışmaları ile aile cennetiniz zindana dönüşmüşse, başkalarını suçlamayın. Çünkü sizin ve eşinizin hükmettiği bir yuvada her şeyin en başta gelen sorumlusu ikinizsiniz. Gözyaşıyla zehir ettiğiniz günlere elveda deyip ilk günlerdeki mutluluğunuza kanat çırpmanız için en büyük yardımcınız, elinizde tuttuğunuz kitaptır. Ömür Boyu Aşk, ailenizi olumsuzluklardan koruyacak ve ilk günlerin coşkulu mutluluğunu tekrar yaşatacak. Bugüne dek okuyan binlerce aile, sorunlarını çözdü ve muhteşem mutluluklar keşfetti. Okuduğunuzda, hem yuvanızı yeniden şekillendirecek, hem de çevresine mutluluk saçan bir “aile gönüllüsü” olacaksınız.
18.75 ₺ -
Anla Beni İlk Günkü Gibi
Her insan düşler kurar evlenmeden önce. Kimi pembe, kimi mavi düşler. Dinmeyen Nisan yağmurları, sona ermeyen ilkbaharlar, yazlar. İlkbaharların bağrında açan tomurcuk güller, papatyalar, yaseminler, gelincikler. Hayaller kurulur, beyaz gelinlikler giyilir. Beyaz atlı prens beklenir; mavi veya pembe düşlerin sonsuz ufuklarına uçmak için. Ne yazık ki kimi düşler uzun sürmez. Ansızın sonbahar geliverir. Kış rüzgarları pembe düşleri kavurmaya ve savurmaya başlar. Feryat figanlar ve ardından “Neden?” sorusu gelir. Şikayetlerin odağında ise hem “anlaşılamamak” vardır. Aslında mutluluğa giden yolda bir kırılma noktasıdır bu. “Eşim beni bir anlasa!” diye başlanır söze. Ve anlayış hep karşıdan beklenir. Eşlerin birbirini anlama çabası, evliliklerin motor gücüdür. Ve mutluluğun altın anahtarıdır “anlamak ve anlaşılmak.” İlk günkü gibi anlayışlı olmak. Bu anahtar elinizde.
6.00 ₺ -
Minik Bebeğime Afiyetle
Elinde bu kitabı tutan sevgili anneler… Bebeğiniz için hazır satılan mamaları kullanabilir ya da kulaktan duyma mama tarifleriyle miniğinizin sağlığına –istemeden de olsa– zarar verebilirdiniz. Ama siz, bütün bunların yerine bu kitabı alıp bebeğinizi hangi ayda, hangi tarifle buluşturacağınızı keşfettiniz… Bebeğinizin ilk yılında ihtiyacı olan mama tariflerinin yer aldığı bu kitap, bir annenin bebeğine hazırladığı menüleri kaleme almasıyla ortaya çıktı. Doktorların ve bir bebeğin onayından geçen bu tariflerde neler yok ki? “Bebeğimi lezzetli mamalarla, sağlıklı şekilde beslemek istiyorum” diyen bütün annelerin başucu kitabında, ara öğünler, kahvaltı menüleri, çorbalar, püreler, sebzeler, et yemekleri, içecekler, tatlılar… Bebeğinizin ihtiyacı olan tüm gıdalarla ilgili tarifler bu kitapta… “Bu kitap, bebeğinizin ihtiyacı olan ek besinleri, konserve edilmiş gıdalarla gidermek yerine, sizi mutfağa davet ediyor. Suni bir anneliğe değil, doyasıya bir anneliğe teşvik ediyor. Siz farkında olun ya da olmayın, mutfakta bebeğinize hazırlamak üzere doğradığınız her bir meyve, her bir sebze bebeğinizle duygu bütünlüğünü kurduruyor… Böylesi güzel bir çalışmayı annelere armağan eden Hatice Kübra Tongar Hanım`ın emeğine sağlık…” Pedagog ADEM GÜNEŞ “İnsanın hayat boyu güzel bir beslenme alışkanlığını kazanabilme yetisi bebeklikte başlar. Yemek, yalnızca bebeğimizi doyurmak için değil, onun damak tadını ve estetik zevkini geliştirmek için de gereklidir. Tüm anne ve anne adaylarının bu kitaptaki birbirinden faydalı tariflerden yararlanacağına inanıyorum…” Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı SERAP BUHARALI “Hatice Kübra Tongar tarafından hazırlanmış bu kitap, anne sütünün önemini güzel bir şekilde ifade etmekle beraber, ek gıdalara geçiş döneminde annelere rehber olacak pratik bilgiler ve tarifler içermektedir. Ben de bir çocuk doktoru olarak bu kitaptaki tariflerin anneler için çok faydalı olacağına inanıyorum…” Doktor METİN KAPUKAYA
15.00 ₺ -
Duy Beni Sevgili Eşim
“Sayın Gülay Atasoy`un evlilik üzerine yazdığı bu kitap, önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Modernizmin getirdiği sorunlar aileyi kurban etti. Diğer taraftan geleneklerimizin sunduğu çözümler, yeni sorunlara cevap vermiyor. Yazarımız kültürümüzden aldığı motiflerle pratik çözümler sunuyor. Gelin, kayınvalide ilişkileri, elti ve görümce davranışları, ikinci evlilikler gibi konularda ustaca kalem oynatan yazarımızı kutlarım.” Prof. Dr. Nevzat Tahran “Gülay Atasoy Hanımefendi ailelerin problemlerini biliyor ve bu harika eseriyle, evlilere de yeni evleneceklere de pratik öneri ve çözümler sunuyor. Dili akıcı, okunması roman tadında olan bu etkileyici kitabı hararetle tavsiye ediyorum. İnanın çok yararlanacaksınız.“ Doç. Dr. Sefa Saygılı “Evlilik hem çok güzel hem de çok zor bir yaşam seçimidir. Evlenince iki insan arasındaki hikâye yeniden başlar. Çiftler genelde bunun farkında değildir. İşte bu kitap, yeniden başlayan bu hikâyeyi anlamlı hale getirecek ipuçları sunuyor. Hem gerçekçi davranıp evliliğin zorluklarına dikkat çekiyor hem de çift olmanın güzel yanlarını sunuyor.” Dr. Mustafa Ulusoy
5.25 ₺ -
Yusuflar Züleyhalar (Mahremiyet Okulu-1)
Kur`ân “Fuhşiyatın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın” derken, insanın namusunu ve haysiyetini korumak için uyanık olması gerektiğini tavsiye ediyor. Genç kızlığa ve delikanlılığa adım atmış bir insan hislerini değil, aklını ve vicdanını dinlemeli. Özellikle Hz. Yusuf`un iffetini öğrenmeli, güzel bir kadınla veya bir erkekle tek başına kalsa bile “Allah`a sığınırım” deyip kendine çekidüzen vermeli. Çünkü bu zamanda her genç bir Yusuf`tur veya bir Züleyha`dır. Ya günaha çağırıyor veya çağrılıp zorlanıyor. Bunun için nerede olursa olsun Allah`ın kendisiyle birlikte olduğunu bilmeli ve öyle davranmalı. Mahremiyet Okulu Nedir? ahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan “mahçubiyet” duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söyleyemeyiz. Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir. Halbuki asıl “mahçubiyet” duyulması gereken konuşulması, çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamak, öğrenmekten kaçmaktır. Mahremiyet Okulu`nun temel gayesi, toplumda “mahçubiyet” sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahçup olunan bir zemin hazırlamak. Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan İlahiyatçı Yazar Mehmet Paksu; Yusuflar Züleyhalar`da evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri, evlilik korkuları; Mutsuz Evlilikler Boşanmalar`da evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemler; İhanetler Cinsel Sorunlar`da aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi başlıklar altında toplumun anlatmaktan mahçup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur`an ve hadisler ışığında cevaplar veriyor.
9.75 ₺ -
Mutsuz Evlilikler, Boşanmalar (Mahremiyet Okulu-2)
Evlisiniz, sıcak bir yuvanız var. Sonra bir gün aranız açılıyor, sevginiz yerinde durmuyor, saygınız azalıyor, güveniniz bitiyor, aile çatınızda çatlaklar başlamış. Ne oldu size? Neden bu hale geldiniz? Yanlış bir evlilik mi yaptınız acaba? Eşiniz sizi hiç anlamıyor mu? Araya birileri mi girdi? Niçin iki zıt kutup haline geldiniz? Eski muhabbeti tekrar nasıl yakalarsınız? Yuvanızı kurtarmak için nasıl bir yol izlemeniz gerekir? Aileyi yaşatmak için hangi çarelere başvuracaksınız? Ümidinizi yitirmek üzeresiniz, çaresiz, çevresiz haldesiniz neredeyse… İşte bu kitap size can yoldaşı olacak, dertlerinizi paylaşacak, bir kılavuzluk yapacak, rehber olacak. Mahremiyet Okulu Nedir? Mahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan “mahçubiyet” duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söyleyemeyiz. Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir. Halbuki asıl “mahçubiyet” duyulması gereken konuşulması, çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamak, öğrenmekten kaçmaktır. Mahremiyet Okulu`nun temel gayesi, toplumda “mahçubiyet” sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahçup olunan bir zemin hazırlamak. Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan İlahiyatçı Yazar Mehmet Paksu; Yusuflar Züleyhalar`da evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri, evlilik korkuları; Mutsuz Evlilikler Boşanmalar`da evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemler; İhanetler Cinsel Sorunlar`da aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi başlıklar altında toplumun anlatmaktan mahçup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur`an ve hadisler ışığında cevaplar veriyor
9.75 ₺ -
İhanetler, Cinsel Sorunlar (Mahremiyet Okulu-3)
Gün geçtikçe aile büyük yara alıyor. Eşinden başka kimseyi görmek istemeyen kişi bir de bakıyorsunuz ki, sadakat sınavını kaybedebiliyor. Hayat normal akışı içinde seyrederken hiç beklemediği bir “ihanetle” karşılaşan kadın veya erkek beyninden vurulmuşa dönüyor, en çok sevdiği kişiden en acımasız darbeyi yiyor, çaresizlik içinde kıvranıp duruyor. Ama her sıkıntı üstesinden gelmek için başımıza gelir. Kitapta, ihanet, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, cinsel sorunlar, eşcinsellik gibi konularda sorulmuş sorulara, Kur`an ışığında cevaplar verilerek çareler sunuluyor, yollar gösteriliyor. Bir problemin çözümü benzer çok sayıda problemin çözümüne yardımcı oluyor. Mahremiyet Okulu Nedir? Mahremiyet her ne kadar tesettür altında tutulması gereken, insanların ulu orta konuşmaktan “mahçubiyet” duyduğu bir kavram olsa da, aynı şeyi mahrem yaralarımız için söyleyemeyiz. Toplumun mahrem yaralarının üzerini ne kadar örtersek, yaralar o kadar derinleşir. Halbuki asıl “mahçubiyet” duyulması gereken konuşulması, çözülmesi gereken meselelerimizi ayıp kabul edip anlatamamak, öğrenmekten kaçmaktır. Mahremiyet Okulu`nun temel gayesi, toplumda “mahçubiyet” sebebi kabul edilen meselelerimizin, açıkça, rahatlıkla konuşulabileceği, bilmemekten değil asıl öğrenmemekten mahçup olunan bir zemin hazırlamak. Yıllarca aile üzerine araştırmalar yapan, kitaplar yazan, programlar hazırlayan İlahiyatçı Yazar Mehmet Paksu; Yusuflar Züleyhalar`da evlilik öncesinde aşk, nişan, nikah, flört meseleleri, evlilik korkuları; Mutsuz Evlilikler Boşanmalar`da evlilikte kavgalar, boşanma meseleleri, aile içi problemler; İhanetler Cinsel Sorunlar`da aldatmalar, cinsel sorunlar, ikinci evlilikler, internet ilişkileri, eşcinsellik gibi başlıklar altında toplumun anlatmaktan mahçup olduğu fakat öğrenilmesi şart olan yüzlerce mahrem soruya Kur`an ve hadisler ışığında cevaplar veriyor
6.00 ₺ -
Bezsiz Bebek
Beze para harcamayan yeni anne-babaları, acılı bez pişiklerinden kurtul-muş bebekleri, tamamen doğal ve baskıcı olmayan bir tuvalet eğitimini, en önemlisi daha mutlu bebekleri ve ebeveynleri hayal edin! Chritine Gross-Loh`un akıcı bir üslupla kaleme aldığı ve bizi aydınlatan kitabında gös-terdiği gibi tüm bunlar ve daha fazlası mümkün. Bebekler, acıktıklarını ve uykuları geldiğini nasıl ses ve hareketlerle belli ediyorlarsa tuvalet ihtiyaçlarını da aynı şekilde anlatırlar. Çünkü bu kabiliyetle doğarlar. Bu önemli tespitten hareketle iki çocuk yetiştiren Gross-Loh`un geliş-tirdiği, “Tuvalet İletişimi”; yani Tİ yöntemi tüm anne-babalar için önemli bir çığır açmış bu-lunuyor. Çocuklarından birini on beş, diğerini on sekizinci aya kadar bezsiz yetiştiren Gross-Loh, bu deneyimlerinden hareketle tüm ebeveynlere bebeklerinin veya yürüme çağında olan çocuklarının vermiş oldukları doğal işaretleri nasıl tanımlayacaklarını ve bu işaretlere nasıl karşılık vereceklerini öğretiyor. Çocuk bakım kitaplarında karşılaşılan ya hep ya hiç yaklaşımının tersine, Bezsiz Be-bek`te üç çeşit kategori vurgulanıyor: Tam zamanlı, yarı zamanlı ve süreli Tİ. Tüm ebeveynler, Tİ yöntemini kendi aile ve hayat tarzlarına uyacak biçimde az veya çok oranda uygulaya-bilirler. Üstelik kitapta yer verilen uygulamalı örneklerle Tİ`yi hayata geçirmek daha kolay ve rahat. Tuvalet iletişimini başarı ile uygulayan ebeveynler, birçok taktik ve öneri paylaşıyor. Ayrıca karşılaşılan genel sıkıntılara temas edilerek kısa zamanda zorlukların nasıl aşıldığına dair cesaret verici telkinler de yer alıyor. Motive edici hikâyelerle, Gross-Loh`un sunduğu pratik tavsiyelerle geleneksel tuvalet eğitimine karşı daha yeni ve başarılı bir alternatif arayan ebeveynlere dikkat çekici mesajlar veriliyor. “Gross-Loh`un bu muhteşem eseri, muazzam samimiyet ve bilgiyle aşılanmıştır ve bir çocuğa tuvalet yaptırmanın hem eğlenceli hem de etkili olduğunu açıkça göstermektedir!” -Laurie Boucke, Bebek Tuvalet Eğitimi kitabının yazarı “Christine Gross-Loh, bebeklerimizin vermiş olduğu işaretlere daha duyarlı olmamızı sağlayacak vasıtaları bizimle paylaşıyor. Anlaşılması ve uygula-ması kolay olan bu bilgiyi, farklı ailelerin değişik ihtiyaçlarını göz önünde bu-lundurarak bize sunuyor.” -Attachment Parenting International CHRISTINE GROSS-LOH Harvard Üniversitesi`nden doktorasını tamamlamış bağımsız bir yazar olarak çalışmalarına devam etmektedir. Yazıları, Mothering, Shape ve Parenting isimli ailelere yönelik olarak hazırlanmış, süreli yayın organlarında yayımlanmıştır. Tİ yöntemine ait bilinci yükseltmek amacıyla 2004 yılında kâr beklentisi olmayan “Diaper Free Baby” isimli bir organizasyona imza attı. Pek çok TV programına konuk oldu. Gross-Loh halen Japonya`nın Tokyo şehrinde, eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşamaktadır
9.75 ₺ -
Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilenen Yanlışlar
Ne zaman ki biz, bizi kaybettik, çocuklarımızı da kaybettik… Bizim zamanımızda çocuk suçları olarak okul koridorlarında koşmak, istiklal marşı okunurken düzgün durmamak, el kaldırmadan öğretmenle konuşmak geliyordu. Ya da bayramda, bayram namazına geç kalmak, şeker toplarken birkaç şekere birden el uzatmak, arabaların arkasından koşmak, çocuk suçları olarak konuşuluyordu. Ne oldu bize ki artık çocuk suçları olarak annesini kesmek, babasını silahla tehdit etmek, sokakta araba yakmak, öğretmenini köşe başında şişlemek, güvenlik kamerasına el sallayarak hırsızlık yapmak kayıtlara geçer oldu? O çocuklar mı başkaydı, bu çocuklar mı başka? O anne babalar mı başkaydı, bu anne babalar mı başka? O günkü terbiye metotları mı başkaydı, bugünkü terbiye metotları mı başka? Biz nerede hata yapıyoruz? Yapıyoruz ki yanı başımızda büyüyen o masum yüzlü sevimli çocuklar, bir süre sonra dünyamızı zehir edecek hale geliyorlar. İşte bu kitapta, bu soruların cevaplarını bulabilmek için bir mum yakılıyor. Çocuk terbiyesinde doğru zannedilen yanlışlarla yüzleşiliyor. Belki de herkes kendisi ile yüzleşiyor… Çünkü kendimizi kaybettiğimiz yerde, çocuklarımızı da kaybettik, biliyoruz…
9.75 ₺ -
Bu Evde Mutlu Bir Aile Var
Penceresine bir çift kumru konmayan ev yoktur. Kumruların birbirlerine olan düşkünlüğü herkesi hayran bırakır. Birbirlerinden aldıkları sevgiyle, öyle güzel öterler ki keşke her evin camında bir kumru yuva yapsa diye düşünmeden edemez insan. Zaten onların yuvası o kadar basittir ki dal parçalarını bir araya getirerek mutluluğu yakalarlar. Eşlerine sadakatleri yine onların en belirgin özelliklerindendir. Bu muhabbeti yaşayan sadece kumrular değil tabii. Hiçten mutluluk üreten aileler hâlâ aramızda yaşar. Kumrular gibi muhabbeti daim olan ailelerin öyle güzel özellikleri olur ki onları gıptayla izlersiniz. Onlar, muhabbetlerine dedikodu ve gıybet karıştığında rahatsız olurlar. Onlar güzel şeyler konuşmak için vardır. Onlar, muhabbet etmek için illa çok güzel ortamlar, uygun zemin ve münasip zaman beklemezler. Bulundukları konum ve şart ne olursa olsun kelimelerden ışık yakarlar. Hem içlerini, hem dışlarını mutluluk ışıklarıyla aydınlatırlar. Onların sözleri ilaç gibidir. Cümleleri bala benzer. İşte bu yüzden kumru muhabbetinin tadına doyum olmaz. “Kumru Muhabbeti” tadında bir kitap. Okuyan ve uygulamaya koyabilen herkes kapılarına “Bu Evde Mutlu Bir Aile Var” yazısı yazabilecek kadar mutluluğu yudumlamışlardır. Ve bir de mutluluklarını şu şiir misali kağıda dökmüşlerdir: Pencerenin pervazında, Her sabah iki kumru öter. Muhabbet çaylarından, Buhar değil, mutluluk tüter. Yoldan geçenler, Kaşık seslerinde bile, Sevgi şarkıları duyar. Perdelerin mutlu raksına bakıp Derler ki: “Bu evde mutlu bir aile var!”
5.63 ₺ -
Ailede Sevgi İletişimi
Bu eserle, eşler birbirini sevmeyi öğrenecek. Bu eserle eşler, bütün meselenin bir gönle girmek olduğunu anlayacak; eş sevgisinin cinsellikten ibaret olmadığını görecek. Bu eserle, eşler, mutluluğu maddenin ötesinde bulacak, evlilik hazırlığının sadece eşyadan ibaret olmadığını kavrayacak. Bu eserle, sevgi iletişimi kurma uzmanları yetişecek Bu eserle, gönüller, sadece sevgiye ayarlanacak; yüce ve kutsal bir sevgiye yelken açacak. Bu eserle, aşk, dünya boyutlarını aşıp yücelecek ve kalplere benzersiz bir hazzı tattıracak. Bu eserle, sevgisizlikler ve boşanmalar azalacak. Bu eserle kaynanasını seven gelinler, damatlar; gelinlerini ve damatlarını seven kaynanalar çoğalacak. Kısacası bu eser sevgiden aşktan ve sadakatten yana olanların eseri olacak!
78.00 ₺