-
Tarihi Değiştiren İmparatorluklar
‘Tarihi Değiştiren İmparatorluklar’ sizi nefes kesen bir maceraya çağırıyor Timaş’ın Popüler Tarih serisinin lokomotifi Tarihi Değiştirenler, bu kez imparatorlukları masaya yatırıyor. Yazar Ali Çimen sizleri, Asya steplerinden rengârenk ipeklerle süslü Çin saraylarına; Avrupa’nın rutubet kokulu şatolarından güneşten kavrulan Yunan kıyılarına; Bizans’ın gizemli kiliselerinden Arap yarımadasının gölgeli cami avlularına; devasa dalgalara beşiklik eden Okyanuslardan dünyanın en el değmemiş diyarlarına; Afrika’nın balta girmemiş topraklarından Hindistan’ın nemli vadilerine; Avrupa’nın kasvetli sokaklarından Moskova’nın dış mahallelerine; Amerika’nın dört bir köşesinden Kore’nin sarp dağlarına, Vietnam’ın güneş geçirmeyen ormanlarına uzanan; dünyayı avuçlarınızın arasına alacağınız bir serüvene ortak olmaya davet ediyor. Gelin, Çin’in iki bin yıllık imparatorluk geçmişinin ilmek ilmek örülüşüne tanıklık edin, Çin’i alt üst eden ayaklanmaların, suikastların ve saray oyunlarının bir parçası olun! Büyük İskender ile boğazı geçip Pers diyarlarına girin, Asya steplerini aşın, ormanlarında fillere karşı savaşın. Perslerle bir olup Persepolis’i İskender’e karşı savunun! İslam ordularının bir parçası olun; hak için kılıç sallayın. Emevilerle Endülüs kapılarına dayanın, Avrupa tarihini değiştirin! Sezar’la bir olun Roma yürüyün! Senato’daki dedikodulara kulak kabartıp, Romalıların arasına karışın. İmparatorları alkışlayıp, idamlarına şahit olun, Roma’nın kan üzerinde yükselişini izleyin. Bizans şövalyeleriyle bir olun, Konstantinopol’ün surlarından düşmana ok atın; Fatih Sultan Mehmed’in cengâverleri arasına karışıp Konstantinopol’ün surlarını aşın, çağ kapayıp çağ açın! Hunlarla bir olun, Avrupa’yı tir tir titretin; Roma’nın kapılarına dayanın, Papalar sizden af dilesin. Moğolların saflarına karışın, taş üzerinde taş bırakmayın, atlarınız çatlayana dek dünyayı fethe soyunun! İtalyan kâşiflerin arkadaşı, İspanyol, Portekizli ve Hollandalı gemicilerin yoldaşı olun; bilinmezlere yelken açın. Ardınızdan gelip dünyayı yağmaya soyunan acımasız şövalyelerin kıyımlarına tanıklık edin; Haç’ı sırtlayıp yerli halkları ‘aydınlatmaya’ soyunan din adamlarına tanıklık edin. Yağmurla yıkanmış İngiliz saraylarının karanlık koridorlarında turlayın. Yürekleri, üzerinde güneş batmayacak topraklar için çarpan kral ve kraliçelerin sofralarına misafir olun. İngiliz denizcileri, askerleri ve siyasetçileriyle aynı karavanaya kaşık sallayıp, Kuzey Amerika’dan Avustralya’ya uzanan İngiliz İmparatorluğu’nun doğuşunu izleyin. Amiral Nelson’ın mürettebatına karışıp, Fransızları topa tutun! Napolyon’a asker yazılıp Mısır çöllerinde, Akdeniz’in tuzlu sularında ve buza kesmiş Rus steplerinde kılıç sallayın; dünyayı Fransız yapmanın hayallerini kurun! Münih’in varoşlarında ateşli ve kışkırtıcı konuşmalar yapan Adolf Hitler’e kulak kabartın, dünyayı kasıp kavuran Nazi terörünü iliklerinizde hissedin. Küf, ter ve kan kokulu trenlerle toplama kamplarına yolculuk edin. Hitler’in son saatlerini onunla birlikte sığınağında yaşayın. Nazilerin yıkılan hayallerinin çıkarttığı toz bulutunda kaybolun… Lenin ile Petrograd varoşlarında nutuklar atın, devrimci işçi kalabalığına kapılıp Çar’ın sarayına yürüyün. Monarşiyi devirip, Sovyetler Birliği’ni kurun. Ve dünyayı dehşete boğan Kızıl İmparatorluğun mimarlarıyla tanışın! Stalin’den korkun, Gorbaçov’u alkışlayın. Soğuk Savaş’ın sıcak cephelerinde terleyin. Amerikalı devrimcilerle İngilizlere karşı savaşın; Amerika Birleşik Devletleri’ni kurun! Uzaya çıkın, atom bombasının dehşetine tanıklık edin. ‘Amerikan Emperyalizmi’nin ayak izlerini takip edip, Sovyetleri yıkın! Dünyanın ayakta kalan son imparatorluğunun şifrelerini çözün. Gelin; tarihi okumayın, bizzat yapın…
15.07 ₺ -
Tarihi Değiştiren Kadınlar
Tarihi değiştiren, dünyayı titreten kadınlar! “Geçmişe baktığımızda, erkek egemen bir seyrüseferin hüküm sürdüğünü görürüz. Kılıç kuşanıp fetih yapan, çağ açıp çağ kapatan, yaptığı bir konuşma ya da aldığı kararla kitleleri coşturan, atomu parçalayarak insanoğluna sınırsız enerjinin kapılarını açan, bazen kabul etmek istemesek de, çoğunlukla erkekler olmuştur. Peki bu, tarihin beyaz perdesinde hep erkeklerin başrol oynadığı lamına mı gelir? Ne yani, kadınlara düşen rol, her zaman ‘en iyi yardımcı oyuncu’ rolü oynamak mıdır? Tabii ki hayır. Yüzyılların üzerine oturduğu mayınlı tarih tarlasından sıyrılıp çıkan öyle kadınlar olmuştur ki, teşbihte hata olmaz, o çok ‘bilindik’ erkekler, bu kadınların azametlerinin gölgesinde bile terlemeden edememiştir!” Gazeteci yazar Ali Çimen “Tarihi Değiştirenler” dizisinin son kitabı Tarihi Değiştiren Kadınlar’a böyle başlıyor ve 30 ünlü kadını sayfalarında konuk ediyor. Bu 30 kadın arasında Mısır İmparatoriçesi Cleopatra, ünlü kadın casus Mata Hari, Nobelli Madam Curie, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir dönemine damgasını vurmuş ‘iktidar avcısı’ Hürrem Sultan gibi isimler de var; insanlığın özgürlüğe giden yolda devrim niteliğinde adımlar atmasını sağlayan siyahi kadın eylemci Rosa Parks ve Tom Amca’nın Kulübesi isimli romanıyla Amerika’daki kölelik kurumuna kalemiyle savaş açan Harriet Beecher Stowe da. Bir fabrika işçisiyken kendisini uzayda bulan Tereşkova ve okyanusları aşan havacılık sevdasıyla hayatını uçmaya adayan Amelia Earhart da yüksek tempolu hikâyeleriyle listede yerlerini alıyor. Kitabın önemli bir bölümü de iktidar peşinde koşan kadınlara ayrılmış: Pakistan’ın ve aynı zamanda İslam coğrafyasının ilk kadın Başbakanı Benazir Butto; düşman kardeşi Hindistan’da yine ailece ülke siyasetine damga vurmuş, ülkesinin ilk Başbakanı İndira Gandi; Fransa’ya 40 yıl boyunca hükmeden İtalyan Catherine de Medici; Rusya’yı çağının en güçlü ülkelerinden biri yapan Alman kökenli Katerina; İngiltere’den Kraliçe Elizabeth, Kraliçe Victoria ve onların bıraktığı yerden bayrağı devralarak İngiltere’yi bir küresel aktöre dönüştüren ‘Demir Lady’ Margaret Thatcher. İktidarda olan kadınların yanı sıra iktidarda olan erkeklerin yanındaki ihtiraslı kadınlara da şahitlik ediyor tarih ve dolayısıyla kitap da. Komünist Çin’in en korkulan simalarından biri olan Jian Qinq ya da daha çok bilinen ismiyle Bayan Mao; oğlunu padişah yapmak için bir diğer oğlunu kurban eden Kösem Sultan ve Arjantin Devlet Başkanı Juan Peron’u efsaneye dönüştürme yolunda kendisi bir efsane olan Eva Peron. Kitap ayrıca, bol görsel malzemesi, Hürrem ile Kanuni arasında gelip giden aşk mektuplarından satırlar, Simone de Beauvoir ve Jean Paul Sartre’ın ölümsüz aşkı ve bu 30 kadının gündelik hayatlarına ilişkin daha birçok ayrıntılı ile adeta kahramanlarını ete kemiğe büründürüyor. * I. Elizabeth İspanyol hanedanına karşı Osmanlı’nın himayesindeydi. Sultan III. Murad“Siz dahi südde-i sa’adetime ita’at ve inkıyada sabit-kadem olup, ol caniblerde vakıf ve muttali olduğunuz ahbarı arz ve ila’m etmekden hali olmıyasız” diyordu Kraliçe’ye. Buna karşılık o da III. Murad’ın annesi Nurbanu Sultan ve eşi Safiye Sultan’a hediyeler gönderiyordu. * Jeanne d’Arc Orleans’ta başına geçtiği Fransız ordusu ile İngilizleri hezimete uğrattığında henüz 17 yaşındaydı. * Kösem Sultan torunu IV. Mehmet’i tahta geçirmek için oğlu I. İbrahim’i gözünü kırpmadan katlettirdi. Ancak daha sonra IV. Mehmet için de sinsi planlar yaptığını sezen Turhan Sultan, kayınvalidesi için Başlala Uzun Süleyman Ağa’ya kısa ve net bir emir verdi: “Kösem’i canlı görmek istemiyorum!” * Osmanlı sultanlarına Rusya namıma kök söktüren, ülkesini kısa zamanda modernleştiren Büyük Katerina aslen Almandı. * Feminist düşünür Simone de Beauvoir hayatı boyunca bir adamı aşkla sevdi: Jean Paul Sartre * Çin Kültür Devrimi’nin silahlı gücü Kızıl Muhafızlar’ı kuran Mao değil, eşi Jiang Qing idi. * 1981’de Altın Mabed’i ele geçiren Sihleri acımasızca bastıran İndira Gandhi bir şeyin farkında değildi: Yakın korumalarından ikisi Sihti ve onu ortadan kaldırmaya niyet etmişlerdi. * Arjantin’in efsane First Lady’si hayatını kaybettiğinde 33 Eva Peron’un naaşı ülkesine eşi Hugo’nun kendisinden sonra evlendiği Isabel Peron tarafından getirildi.
240.50 ₺ -
Tarihi Değiştiren Askerler
“TARİHİ DEĞİŞTİRENLER” SERİSİ DEVAM EDİYOR… Daha önce “Tarihi Değiştiren Savaşlar”, “Tarihi Değiştiren Konuşmalar”, “Tarihi Değiştiren Olaylar” adlı kitapları çıkan Ali Çimen, “Tarihi Değiştiren Askerler” kitabı ile seriye devam ediyor. Çimen, yeni çalışmasla dünya tarihinde nam salmış başlıca kumandanların hayatlarını, hayatlarındaki dönüm noktalarını, onları tarihi değiştiren kouma getirsavaşların öncesini ve sonrasını ele alarak okurlarının beğenisine sunuyor. Serinin diğer başlıkları olan tarihi değiştiren ‘Konuşmalar’, ‘Savaşlar’ ve ‘Olaylar’da olduğu gibi, bu çalışmada da aynı yol haritası takip ediliyor. Askerlerin kitaptaki dizilişi kronolojik sırayı izlese de, asıl hareket noktası; günümüz medyasındaki aktüel-popüler bilgi akışı esnasında kendisine en fazla atıfta bulunulan; Hitler, Napolyon, Büyük İskender, MacArthur, Sezar gibi askerlerin okuyucuya daha iyi tanıtılması oldu. Bununla birlikte Pearl Harbor limanını bombalayarak Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’na girmesine sebep olan Japon Amiral Yamamoto, yine İkinci Dünya Savaşı’nda Nazileri geri püskürten ve belki de gerçek anlamda savaşın kaderini değiştiren Rus Mareşal Zhukov, Napolyonik Savaşlar sırasında Fransızları Akdeniz’den silerek İngiltere’nin neredeyse bir asır boyunca ‘denizler hakimi’ olmasını sağlayan Amiral Nelson ve Güney Amerika’yı kılıcıyla İspanyollaştırıp, Yeni Dünya’nın zenginliklerini Avrupa’ya taşıyan Cortes gibi; tarihte köklü izler bırakmış, lakin ülkemizde pek gündeme gelmeyen isimler de kitapta yer alıyor. Tüm bunların yanı sıra ‘Tarihi Değiştiren Askerler’ ile Halid Bin Velid, Alparslan, Selâhaddin Eyyübi, Fatih Sultan Mehmet, Barbaros Hayreddin Paşa, Kanuni Sultan Süleyman ve tabiî ki Atatürk gibi, tarafı olduğumuz siyasal kültürel sahnenin önemli aktörlerinin dünyasına da misafir olabileceksiniz. Kitapta Yer Alan Askerler Bir kitapla onlarca askere zafer kazandıran general; SUN TZU, Makedonya’dan yola çıktı, tüm dünyayı fethe kalktı; BÜYÜK İSKENDER, Roma’nın belalısı Kartaca Generali; HANNİBAL, Roma’nın muzaffer komutanı dünyayı fethe çıkıyor; JÜL SEZAR, Göçmen kabilelerini topladı; Roma İmparatorluğu’na kan kusturdu; ATİLLA, Allah’ın Kılıcı, 100 savaşa girdi hiç birini kaybetmedi; HALİD BİN VELİD, Cermen prensliğinden Roma İmparatorluğu’na koşan Frank Kralı, Birleşik Avrupa hayalinin mimarı; CHARLEMAGNE, Anadolu’nun kapısını Türklere açan büyük savaşçı, Malazgirt Fatihi; SULTAN ALPARSLAN, Haçlıların Kudüs iştahını kesen İslam kumandanı; SULTAN SELÂHADDİN EYYUBİ, İngilizlerin ‘Arslan Yürekli’ İngilizce bilmeyen Kralı; I. RICHARD, Moğol steplerinden dünyayı fethe çıktı, Hazar’dan Japonya’ya uzanan bir imparatorluk bıraktı; CENGİZ HAN, İstanbul’u fethetti, Roma’yı istedi, Avrupa’yı Osmanlı’nın ayakları altına serdi; FATİH SULTAN MEHMET, Korsanlıktan Amiralliğe yükseldi, Akdeniz’i Haçlılara dar etti; BARBAROS HAYRETTİN PAŞA, Aztek medeniyetini yıkan, Güney Amerika’yı İspanyollaştıran kaşif; HERNAN CORTES, At üzerinden inmedi Osmanlı’yı cihan imparatorluğu yaptı; KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN; Kralcıları ezdi, mezarından çıkarılıp asıldı ama İngiltere’yi süper güç yaptı; OLIVER CROMWELL; Osmanlı ‘deli’, Batı ‘büyük’ dedi; Rusya’yı dünya devi yaptı; BÜYÜK PETRO, Yerlilerle, Fransızlarla, İngilizler için ve İngilizlere karşı savaştı; Amerika’nın ilk başkanı oldu; GEORGE WASHINGTON, Napolyon’a denizlerde nefes aldırmadı, İngiltere’yi denizler hakimi yaptı; AMİRAL NELSON, Asker, konsül, imparator; Fransız Devrimi’nin savaş makinesi; NAPOLYON BONAPARTE, Dünyayı ‘özgürleştiren’ kızıl diktatör; JOSEF STALİN, İki Dünya Savaşı’ndan Kore Harekatı’na Amerikalılara hep o komuta etti; DOUGLAS MACARTHUR, Büyük hayalleriyle büyük bir imparatorluğu küçülten asker; ENVER PAŞA, Çöken bir imparatorluğun subayıydı, kurduğu devletin cumhurbaşkanı oldu; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, Japon donanmasının beyni, Pearl Harbor’ın fikir babası; AMİRAL ISOROKU YAMAMOTO, Tanklara aşıktı, her iki dünya savaşında da tanklarla Amerika’yı zafere taşıdı; GENERAL PATTON, Üstün Irk sevdasıyla dünyayı ateşe veren Faşist lider; ADOLF HİTLER, Üniversite okuyamadı; önce asker, sonra kahraman, ardından da Amerika’ya başkan oldu; DWIGHT DAVID EISENHOWER, Hitler’i yendi, hiç savaş kaybetmedi, Rus liderlerini gölgede bıraktı; MAREŞAL ZHUKOV.
17.13 ₺ -
Büyük Osmanlı Projesi
Bir bakıyorsunuz Belçika’da bir “Türk köyü”, bir bakıyorsunuz Himalayaların eteklerinde bulunan Keşmir eyaletinde de kendilerine “Osmanî” diyen Türk Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği… İngiltere Parlamentosu üyesi olup şimdilerde Londra Belediye Başkanlığı yarışına giren Boris Johnson’ın son Osmanlı İçişleri Bakanı’nın torunu olduğu haberi gazete manşetlerinde çınlarken, Meksika’da bir Osmanlı çeşmesinin ortaya çıktığı düşüyor önümüze. Nicolas Sarkozy’nin de, Fidel Castro’nun da atalarının Osmanlı Yahudisi çıkması yetmiyormuş gibi, besteci Wagner’in Sultan Abdülaziz’den para yardımı istediğini, Abdülhamid’in Pasteur’e beraber çalışma teklifinde bulunduğunu okuyoruz hayretle. Ve düşünüyoruz: Acaba tarihimiz hakiki çehresiyle arz-ı endam ettiğinde nasıl bir manzara karşısında kalacağız? Misak-ı Millî sınırları içinden görmeye ve düşünmeye alıştırılmış bir neslin dramıdır yaşadığımız. “Biz neydik?” sorusu, ete saplanan bir kurşun gibi hemen her adımda karşımıza çıkıyor veya biz hatırlamak istemesek de, başkaları tarafından çıkarılıyor. Bunun en son örneğini, Avusturya sağının temsilcisi Andreas Möller’in, “Türkler AB’ye girerse Viyana’yı kaybederiz’ mealindeki demecinde gördük. Demek ki, dedik, bu demeci okuyunca, biz unutsak da dünya bizi unutmuyor. Mustafa Armağan son kitabı Büyük Osmanlı Projesi’nde bu nicedir unuttuğumuz dünyanın kapılarını açıyor önümüze ve bize bir hafıza tazelemesi çalışması öneriyor. “Hatırla onu!” ikazı, kitabın her satırında karşımıza çıkıyor ve giderek “Hatırla kendini!” uyarısına bürünüyor. Osmanlı’yı, yaşadığı çağların küresel aktörü olarak konumlandıran ve bu yüzden de küreselleşmekte olan dünyamızda bunu daha önce tecrübe etmiş bulunan Osmanlıların birikiminden yararlanmanın önümüzü görmemize yardım edeceğini vurgulayan yazar, hem “küresel tarih” çalışmalarına Osmanlı’nın katkılarına atıfta bulunuyor, hem de Osmanlı tecrübesinin kendiliğinden bir ‘oluşum’ değil, bilinçli bir ‘proje’ olduğuna dikkat çekiyor. Armağan, “Büyük Osmanlı Projesi” adını verdiği bu projenin ana hatları hakkında ufkumuzu genişletecek bilgiler veriyor ve daha da önemlisi, Türkiye’nin içine girdiği yeni bir gelişme çizgisinde ‘Bir kere başarılan neden bir kere daha başarılamasın?’ sorusunun umut vadeden kuyusu içine gömüyor okurunu.
11.99 ₺ -
Avrupanın 50 Büyük Yalanı
Kitapta Rönesans, Gutenberg, Don Kişot, Kopernik, Galile, Voltaire, Florence Nightingale, Magna Carta, Shakespeare, Einstein gibi Batının üstünlüğü tezine kaynak oluşturan efsanelerin yalan olduğu açıklanıyor. Böylece Doğu Despotizmi ve Batı üstünlüğü tezi çürütülüyor. Türk aydınının 1,5 asırdır peşinde koştuğu ‘Avrupa mucizesi’ yalanı, farklı ve şaşırıcı yönleriyle bu kitapta birer birer deşifre edilip ortaya konuluyor. İlginizi çekeceğine inandığımız başlıklardan bir kısmını tadımlık olarak şöyle bir hatırlamaya ne dersiniz? - Florence Nightingale’in İngiltere’de ölüm meleği olarak tanındığını, - Galile’nin kiliseye karşı çıkmış bir bilim kahramanı olmadığını, - Magna Carta’nın Avrupa tarihinde ileri değil, geri bir adım olduğunu, - Hitler’in aslında Avrupa’yı işgal planı olmadığını, - Einstein’ın son yıllarında beyninin yavaşladığını, - İlk feministlerin fabrikalardaki kadınları evlerine kapatma için kampanyalar düzenlediklerini, - Don Kişot’ta Endülüslü Müslümanlarla ilgili şifreler bulunduğunu, - Kopernik ve Kepler’in güneşe tapanlar tarikatından olduklarını, - Rönesans insanlarının Ortaçağ’daki atalarından daha pis yaşadıklarını, - Haritaların emperyalizmin sözcülüğünü yaptığını, biliyor muydunuz? Bunlar ve bunlardan başka Avrupa’nın büyük yalanlarını, Mustafa Armağan’ın hakikaten büyük emek mahsulü Avrupa’nın 50 Büyük Yalanı’ndan okuyacak ve her satırında eminiz ki, şaşıracaksınız. Yazarın amacı da bu zaten: Düşünmek, şaşırmakla başlar ona göre. Mustafa Armağan’a göre Osmanlı tarihini de hakkıyla anlayabilmek için Avrupa tarihinin gerçeklerini bilmek gerekir. Osmanlı ve yakın tarih üzerine yazdığı ufuk açıcı kitaplarından sonra Armağan’la Avrupa tarihinin bilinmeyenlerine doğru nefes nefese bir yolculuğa hoş geldiniz.
24.82 ₺ -
Ziya-ul-Basar Göz Aydınlığı
Allah "Cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım" buyurmaktadır. Manâ gözü yetersiz olan bazı insanlara, bu dünyadan manevi alemi iğne deliğinden gösterseler her halde tamamıyla maneviyata yönelirler. Hayatı manevi açıdan pürüzsüz olan, maddi yönden ise pek çok güçlük ve üzütülerle dolu olan, eserin yazarı İmam C. Suyutî bize ayet ve hadisler ışığında manevi alemden bir iğne deliği değil, bir pencere açmaktadır. Kitabın konusu sunuş bahsinde etraflıca izah edilmiştir. Sunuş ve yazarın hayatı başlangıçta dikkatlice okunursa eserin anlaşılırlığı daha da artacaktır. Basireti bağlananların basiretini açacak şahane eser, okuyunuz, okutunuz...
36.00 ₺ -
Yunus Meltemi
Yürekler gönül olunca; sevgiler aşk, aşklar ilâhî bir sevdaya dönüşür. Hoyrat karayeller susar, başta esen kavak yellerinin yerini sevgi meltemi alır. Alır da, efil-efil eser gönülden gönüle, dilden dile... Güzel şeyler hayâl etmek; yüreği mânâ âleminin eşiğine getirir ve yürek gönül olur... Hayalimizi, Yunus melteminin ipek kanatlarına serip; yıllar ve yüzyıllar öncesine estik... Yunusça sevmeyi bir demet hikaye olarak sunduk. Bu hikayelerle gönlümüzde duyduğumuz Yunus meltemini, yanık yüreklerde estirebildikse ne mutlu...
15.00 ₺ -
Üç Aylar Mübarek Gün ve Geceler
Herşeyi yaratan, her vakti, her zamanı yaratan Allah'tır. O'nun yarattığı, O'nun donattığı herşey güzeldir. Her vakti, her saati yaratanda O, değiştirende O'dur. Nice günler, nice geceler sayısız hikmetlere medar oldukları için ayrı bir önem taşırlar. O vakitlerde ilahi rahmet coşmuş, merhamet deryası taşmıştır. İşte öyle geceleri, Öyle feyizli günleri bilmek, taşan rahmetinden istifade etmek büyük bir kazançtır. Mübarek geceler, kutsal günler, Rabbimizin kullarına bir armağanıdır. Günden güne günahlara dalan insanlığı, kurtuluşa çağıran bir davetidir. Bunu başarmak, rahmet esintilerine kavuşmak gayesi ile bu eseri hazırladık. Her vaktimizin mübarek olmasını Cenab-ı Rabbül aleminden niyaz eder saygılar sunarım.
24.00 ₺ -
Tenbihül Gafilin Ebul Leysden Sohbetler 1.Hamur
Müfessir, muhaddis, fakîh, zâhid, âlim, müttekî, ilmîyle âmil, üstad Ebu’l-Leys - SEMERKANDÎ Hazretlerinin İslâm ümmetinin hemen hemen tamamınca tanınan, sevilen ve zevkle okunan TENBÎHÜ’L-GÂFÎLÎN adlı eseri; hem bir ahlâk, hem bir tasavvuf, hem de bir şeriat kitabıdır. Fıkıh, ahlâk ve tasavvufla ilgili konuları birlikte okuyacak, “Tevhîd” birlik dini olan İslâm’ın “Ana Caddesi” ni daha yakından görerek, ne olduğu belli olmayan, karanlık çıkmaz sokaklara sapmaktan kurtulacaksınız. Eserde de görüleceği gibi; İhlâs, ölüm, ölümün şiddeti, kabir azabı, kıyamet ve alâmetleri, cehennem ve cehennemliklerin hali, cennet ve cennetliklerin halleri, iyiliği emir ve kötülüğü men, tevbe, ana - baba hakkı, sıla-i rahim, komşu hakkı, içki ve kötülükleri, yalan, gıybet, haset, koğuculuk, kibir, kin, sabır ve çeşitleri, temizlik, ezan, namaz, Cuma, mescid, sadaka, Ramazan, oruç, aşure, zina, faiz, zulüm, ihsan, Allah korkusu, duâ, zikir, tesbîh, tevhîd, Kur’ân, ilim, amel, ilim meclisleri, şükür, helâl ve haram kazanç , tevekkül, ha ya, niyyet, hacc, cihâd, mücâdele, ölçü, karı - koca hakkı, hastalık, hasta ziyareti, rızk, tekfir, içtihat, şeytan gibi konuları aydınlığa kavuştururken çeşitli mev’ize ve hikâyeler de anlatmaktadır.
33.00 ₺ -
Tenbihül Gafilin Bostanül Arifin 2.Hamur
Size sunulmakta olan Sohbetler (Tenbihu'l Gafilîn) adlı bu eser, hem bir ahlâk, hem bir tasavvuf, hem de bir şeriat kitabıdır. Fıkıh, ahlâk ve tasavvufla ilgili konuları birlikte okuyacak, "tevhid" birlik dini olan İslâm'ın "ana caddesi" ni daha yakından görerek, ne olduğu belli olmayan, karanlık çıkmaz sokaklara saplanmaktan kurtulacaksınız. Hakk'a yaklaşmanın dini adı "takva"dır. Mütteki insanlar, aynı zamanda Hakkın sevgili kullarıdır. İsterseniz, geliniz, hep birlikte O'nu sevelim ve O'nun sevgilisi olalım.
330.00 ₺ -
Tenbihül Gafilin Sohbetler Ciltli 2.Hm
Müfessir, muhaddis, fakîh, zâhid, âlim, müttekî, ilmîyle âmil, üstad Ebu’l-Leys - SEMERKANDÎ Hazretlerinin İslâm ümmetinin hemen hemen tamamınca tanınan, sevilen ve zevkle okunan TENBÎHÜ’L-GÂFÎLÎN adlı eseri; hem bir ahlâk, hem bir tasavvuf, hem de bir şeriat kitabıdır. Fıkıh, ahlâk ve tasavvufla ilgili konuları birlikte okuyacak, “Tevhîd” birlik dini olan İslâm’ın “Ana Caddesi” ni daha yakından görerek, ne olduğu belli olmayan, karanlık çıkmaz sokaklara sapmaktan kurtulacaksınız. Eserde de görüleceği gibi; İhlâs, ölüm, ölümün şiddeti, kabir azabı, kıyamet ve alâmetleri, cehennem ve cehennemliklerin hali, cennet ve cennetliklerin halleri, iyiliği emir ve kötülüğü men, tevbe, ana - baba hakkı, sıla-i rahim, komşu hakkı, içki ve kötülükleri, yalan, gıybet, haset, koğuculuk, kibir, kin, sabır ve çeşitleri, temizlik, ezan, namaz, Cuma, mescid, sadaka, Ramazan, oruç, aşure, zina, faiz, zulüm, ihsan, Allah korkusu, duâ, zikir, tesbîh, tevhîd, Kur’ân, ilim, amel, ilim meclisleri, şükür, helâl ve haram kazanç , tevekkül, ha ya, niyyet, hacc, cihâd, mücâdele, ölçü, karı - koca hakkı, hastalık, hasta ziyareti, rızk, tekfir, içtihat, şeytan gibi konuları aydınlığa kavuştururken çeşitli mev’ize ve hikâyeler de anlatmaktadır.
42.00 ₺ -
Peygamberler Tarihi 2 Hm MNB
İnsanlık tarihinde çeşitli sapmalar karşısında insanları uyaran iyiye, doğruya, güzele çağıran fazilet timsali kişiler de hep ola gelmiştir. Zaman zaman adil devlet adamları, sanatkârlar ve filozoflar öne geçmiş fakat, düşünceleri ya da sistemleri bir türlü evrensel ve kalıcı olmamıştır. Peygamberlik ilk insan ve ilk peygamberden insanlığın efendisi sevgili peygamberimize bir meş'ale gibi devredilerek gelmiştir. Peygamberler ilahi mesajı insanlara ulaştırmak için Allah'ın bizzat seçtiği örnek insanlardır. Onların hayatında ve mücdelelerinde insanlar için sabır, tahammül, ramet ve müjde vardır. Bunun için peygamberlerin bilinmesinde Müslümanlar için zaruret vardır. Peygamberlerin hayatlarını bu kitapta tanıyacağız...
210.00 ₺ -
Peygamberimizin Hayatı
Kâinât'ın Sevgilisi, Peygamberlerin Sultanı, Allah'ın Habîbi Muhammed Müstafi Salla'llahu aleyhi ve Sellem'e âşık olmayan var mı? Rehberimiz, Önderimiz Sevgili Peygamberimizi tanımak O'nu sevmek sevginin en üst noktasıdır. O tanındıkça daha çok sevilmiş ve sevildikçe de sevenlerin kurtulmasına vesile olmuştur. O'nun sevgisi dünya hayatına güzel bir nizam verdiği gibi âhire mutluluğuna da ayrı bir lezzet bahşedecektir. Peygamberimizi sevmek insan kurtaracaktır. Bu sevgi insanı ayrı bir insan haline getirecek âdete melekleştirecektir. O'nu sevenler, herkes tarafından sevilmiş, O'na bağlananla herkes tarafından hürmetler görmüştür. Sevgili Peygamberimizin adını ananlarır dilleri ve gönülleri nûrlandığı gibi, şemailini hayaline alanların da dünyalar aydınlanmıştır. O'nu hatırlatan herşey berekete vesile olmuş, insanlık O'nı düşündükçe teselli bulmuştur. Kâinat'ta O'nun kadar anılan O'nun kadaı sevilen kimse olmamış. Hayatının her ânı ayan beyan açıklanan, anlatılan bilinen bir başka şahıs bulunmamıştır. Kâinât'ın her yerinde, yeryüzünde ve semâda her an O'nun adı okunmuştur. Ezanda-kamette, namazda ve duâ da hep Hazret-i Muhammed adı duyulmuştur. İsmi anılmayan bir an yoktur. O'ndan bahsedilmeyen bir mekân yoktur.
17.50 ₺ -
Ömür Boyu Mutluluk
Niçin ömür boyu mutluluk? Bir kitap fuarında "Evliliği Canlı Tutmanın Sırları" adlı kitabımı bana imzalamam için getiren yeni evli bir gelin hanım için imzadan önce bir duamı yazıyordum. "Hanım kardeşime ömür boyu mutluluklar dilerim" yazarak imzalamıştım. Yanımda dikilen bu hanımcık, kitabı kendisine takdim ederken, merhamet duygularımı altüst eden bir söz söyledi. -Bu yazdığınıza çok ihtiyacım var. Yeni evli olduğu belliydi. Daha yaşı bile belki yirmiye gelmemişti. Her insanın mutluluğa ihtiyacı vardır. Her kadın ve erkek yuvasında mutlu olmak ister. Bu gayet tabidir. On gün süren fuar müddetince bilhassa hanımların en fazla ilgi gösterdikleri kitapların başında aile konusu geliyordu. Standa gelen hanımların büyük bir çoğunluğu "Aileyi Canlı Tutmanın Sırları" veya "Aile Huzuru" yahut da "Mutluluk Yolları" adlı eserlerime ilgi göstermekteydiler. Dua ve Zikir kitaplarına rağbet edenlerin birçokları da hep huzur ve saadet duaları istemekteydiler. Yurt dışında ta Amerika'ya kadar birçok ülkelerden telefonlar aldığım gibi, Türkiye'mizde de arayanlar hatta ziyaretime gelip aile problemleri hakkında fikir danışanlar beni bu konuda daha geniş ve kapsamlı bir eser yazmaya şevketti.Evlilik öncesinde bilhassa genç kızlarımızın evliliğe hazırlıklarında fikir danışmaları ve iyi bir yuva için bilgi edinmeleri iftihar verici bir davranıştır. Kızlarımıza, genç delikanlılarımıza ve aile hayatında mutlu olmak isteyen çiftlerimize faydalı olmak niyetiyle bu eseri meydana getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bütün okurlarımıza ömür boyu mutluluk, sağlık ve afiyet dileklerim^unar, kazançlarına bereketler, yuvalarına da saadetler niyaz ederim
120.00 ₺ -
Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat Gözle Görülen Kıyamet
"Gözle Görülen Kıyamet" adlı bu eserin, sapık maddeciliğin gözlerleri körleştirdiği, ölümü, ölümden sonra yeniden dirilişi ve hesaba çekilişi unutturduğu çağımızda, büyük bir boşluğu dolduracağı inancındayım. Ölüm haktır. Ölümden kaçış ve kurtuluş yoktur. Dünyada her canlı, mutlaka bu kapıdan geçecektir. Çocuk çocukluğundan, yaşlı da yaşlılığından dolayı bu kapıdan geçmek yönünden kurtulamaz. Eceli gelen her varlık ve canlı ölümün acı şerbetinden içecek ve çok hızlı olarak âhirete göç edecektir. Dostlarından ve sevdiklerinden ayrılacaktır. Ağlamak, sızlamak ve feryâd etmek de hiçbir yarar sağlamayacaktır. Ameli iyi olan ve defterini sağından alanlara müjdeler olsun! Ameli kötü olan, âhireti unutan, ona hazırlık yapmayan ve defterini solundan alanlara da yazıklar olsun!
35.00 ₺ -
Ölüm Korkusu ve Şiddeti
Hasan el-Basrî'nin (r.a.) bildirdiğine göre Peygamberimiz (s.a.v.) ölümü, onun sıkıntı ve acısını anlatırken: "Onun yol açtığı acı üçyüz kılıç darbesininkine bedeldir" buyurdu. Peygamberimiz (s.a.v.)'e bir gün ölüm acısı hakkında sormuşlar. O da buyurmuş ki: "En kolay ölüm, yünlü kumaşa batmış dikene benzer. Yünlü kumaşa batmış diken, yanında yün liflerini söküp almadan çıkarmı?" Yine Peygamberimiz (s.a.v.) bir gün ağır bir hastayı ziyaret ederken buyurur ki: "Ben bunun ne çektiğini biliyorum. Tek tek bütün damarları aynı anda ölüm sancısı içindedir." Şeddat İbni Evs (r.a.) der ki: "Mümin için dünya ve âhiretin en korkunç olayı ölümdür. Onun acısı, testere ile biçilmekten, makas ile doğranmaktan ve kazanda kaynamaktan daha şiddetlidir. Eğer ölü dirilterek yaşayanlara başından geçenleri anlatsa, dünyalılar ne yiyip içip eğlenebilir ve ne de uykudan tad alabilirdi." Zeyd İbni Eslem'den, o da babasından naklen rivayet eder ki: "Mü'min dünyadaki ameli ile ulaşabileceği derecelerden birisine ulaşamamışsa kendisine şiddetli ölüm acısı çektirilir de ölümün sarsıntı ve acısı sayesinde cennetteki derecesini elde eder. Kâfirin de karşılığı verilmemiş bir iyiliği varsa canı kolay alınır da iyiliğin sevabını tüketerek cehenneme gönderilir." Rivayet edildiğine göre Hz. İbrahim (a.s.) bir gün Azrail'e: "Günahkar insanın canını alırken büründüğün kılığı bana göstere bilir misin?" diye sorar. Azrail (a.s.) ona: "Bunu görmeye dayanamazsın" diye cevap verir. Hz. İbrahim: "Dayanırım, sen göster diye ısrar edince Azrail ona: "Başını çevir" der. Bir müddet arkasını döndükten sonra tekrar yüzünü dönünce Hz. İbrahim, kapkara yüzlü, saçları diken diken, kötü kokulu, siyahlara bürünmüş, ağzından ve burun deliklerinden ateş ve duman çıkan bir adam ile karşılaşarak yere baygın düşer. Ayılınca Azrail ilk kılığına dönmüştür. Hz. İbrahim ona der ki: "Ey ölüm meleği, günahkâr insan ölüm anında senin bu kılığınla yüzyüze gelmekten başka bir felaket ile karşılaşmasaydı, bu ona yeterdi" der.
35.00 ₺ -
Nur Suresi Işığında İslami Hayat
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla... Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a; Salât-ü selâm, tahiyyat-ü ikram ve her türlü ihtiram Kâinatın Efendisi Rasûlullah'a; O'nun aile efradına, ashab ve etbaına Ya Rabb! Söze, elinizdeki bu kitabın nasıl meydana geldiği sorusunun cevabıyla başlamak istiyorum: "Nûr" sûresinin ilk âyetinde Yüce Allah, "Bu, indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir." buyuruyor. " "Nûr" sûresinin dışında Allah'ın (c.c), hükümlerini farz kıldığı başka sûreler de vardır. İslâm'ın temel ibâdetlerinden namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibâdetler, başka sûrelerde yer alan âyetlerle farz kılınmıştır. Keza, pek çok ilâhî yasak bu sûrenin dışındaki sûrelerde beyân edilmiş ve onlardan uzak durulmasının farziyyeti bildirilmiştir. Ama, o sûrelerin hiçbirinde, bu sûrenin ilk âyetindeki ifadeye benzer bir ifade yer almamıştır. Bu husus, her zaman dikkatimi çekmiş ve merakıma mucip olmuştur. Bunun için de Nûr sûresinin tamamını ele alıp, bütün muhteviyatını inceledim. Tuttuğum bilgi notlarını ve vardığım sonuçları bir araya getirdim. Böylelikle elinizdeki şu naçiz çalışma ortaya çıktı. Eksiklerimden ve noksanlarımdan dolayı Allah'tan bağış diliyor ve kitabını okuyuculara faydalı olmasını temenni ediyorum. Haklı ve samimi eleştirelere açık olduğumu beyânla Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum.
120.00 ₺ -
Nazar ve Büyüden Korunmanın Yolları
Maddi dertlerimiz, görülen problemlerimiz olduğu kadar manevi olan ve görülmeyen dertlerimiz de vardır. Yüce Allah verdiği her derdin devasını da lütfetmiştir. Manevi hastalıkların devası da manevi olmaktadır. Manevi dertlerin ızdırabını yaşayanlar, denize düşenin yılana sarıldığı gibi maddi hırs peşindekilerin ağlarına yakalanmaktadırlar. Kimi falcıdan, kimi de cinciden medet ummakta, derman verecek olan Yüce Allah âdeta unutulmaktadır. Her işte olduğu gibi manevi şifa yollarında da sahtekârlar mevcuttur. Menfaat uğruna yapılmayan kalmamaktadır. Bu istismar, din düşmanlarına da malzeme olunca en fazla zarar gören de samimi müslümanlar olmaktadır. Allah rızasına dayanmayan hiç bir işten hayır beklenmez... Bunları gördükçe çektiğim vicdan azabı beni bu eseri hazırlamaya şevketti. Bütün ömrümü okumaya, öğrenmeye vererek sunduğum din hizmetlerimde edindiğim bilgiler ve edindiğim tecrübeler neticesinde duanın tesirini, okumanın-nefes etmenin bir tedavi şekli olduğunu bizzat müşahede ettim ve şifa bulanların sevinçlerine ortak oldum. Bunun bir tek şartı vardır o da Allah rızasıdır. Bu eserde bunu görecek ve bununla manevi dertlerinizden kurtulacaksınız. Allah ile aranıza kimse girmeyecek. Dilekleriniz doğrudan Allah'a yönlenecektir. Şifa ve takdir Allah'tandır.
10.50 ₺ -
Mutluluk Yolları ve Aile Hayatı (2.Hm)
Kadın ve erkek, sahip oldukları becerileri evlilik sayesinde geliştirirler... Karşılaştıkları güçlükleri el birliği ile ortadan kaldırmaya çalışırlar... Eşler, kişisel ilgilerini ve akradaşlıklarını içtenlikle paylaşırlarsa, evlilik denilen görkemli serüven dünyanın en güzel gerçeği olur. Kadın da, erkek de, eskiden daha zor, daha kötü bir yaşam sürmek için değil, daha güzel, daha düzenli, daha insanca bir hayat için evlenirler. Kadına da, erkeğe de en çok yakışan ödül evliliktir. Eşler, bu ödülü elde etmek için biribirlerine sadakatle, fedakarlıkla, karşılıksız bir sevgiyle yaklaşırlarsa, isteklerine kavuşurlar. Mutlu ederler ve mutlu olurlar.. Nezaket, bütün gönül gümrüklerinde geçerli tek pasaporttur. Hiçbir kalbe kapıları kırılarak girilemez!
270.00 ₺ -
Mutluluk Yolları ve Aile Hayatı (1.Hm)
Kadın ve erkek, sahip oldukları becerileri evlilik sayesinde geliştirirler... Karşılaştıkları güçlükleri el birliği ile ortadan kaldırmaya çalışırlar... Eşler, kişisel ilgilerini ve akradaşlıklarını içtenlikle paylaşırlarsa, evlilik denilen görkemli serüven dünyanın e güzel gerçeği olur. Kadın da, erkek de, eskiden daha zor, daha kötü bir yaşam sürmek için değil, daha güzel, daha düzenli, daha insanca bir hayat için evlenirler. Kadına da, erkeğe de en çok yakışan ödül evliliktir. Eşler, bu ödülü elde etmek için biribirlerine sadakatle, fedakarlıkla, karşılıksız bir sevgiyle yaklaşırlarsa, isteklerine kavuşurlar. Mutlu ederler ve mutlu olurlar...
180.00 ₺ -
Muhammediye 2 Hm
Muhammediye kitabı, bir manzume, yazarının ifadesiyle nâ’t olarak yazılmıştır. Yani, Allah’ın ve Resûlünün güzel sıfatlarını anlatan bu eserde İslâm dininin temas ettiği bütün konular verilmekle beraber, Âdem’den hâteme kadar ne varsa açıklanmıştır. Muhammediye’nin yazarı Yazıcıoğlu Muhammed, Osmanlı’nın kuruluş yıllarından sonra, Fatih Sultan Mehmed Han’ın babası Sultan Murad Han ve kısmen de Fatih zamanında, ulemanın çok olduğu bir devirde yaşamıştır. Bu dönemin önde gelen ulemaları arasında Molla Fenâri, Akşemseddin ve Molla Yegân gibi ulu âlimler vardır. Mevlâna’nın Mesnevî’si gibi hem halk hem de ulemâ tarafından her dönem rağbet gören Muhammediye, her kitaplıkta bulunması gereken önemli kaynak eserlerden biridir.
360.00 ₺ -
Mevlanadan Öğütler Hikayeler
Cömertliğiyle tanınan bir şeyh vardı. Cömertliği yüzünden bir türlü borçtan kurtulamazdı. Şeyh yıllar boyunca eline geçeni dağıttı, bundan dolayı da borcu arttıkça arttı, nihayet dört yüz dinara yükseldi. Bir gün şeyh hastalandı. Öleceğini anlayan alacaklıları başına toplandılar. Şeyhe kötü kötü bakıyor, onun hakkında fena şeyler düşünüyorlardı. O sırada helva satan bir çocuk sokaktan geçiyordu. Şeyh, hizmetçisine: -Git şu çocuktan helvanın tamamını satın al da bu alacaklılar yesin, hiç olmazsa bir süre gönülleri hoş olsun, dedi. Hizmetçi çıkıp helvacı çocuğu çağırdı, helvayı satın aldı, getirip şeyhin borçlularına ikram etti. Borçlular helvayı yiyip bitirdiler. Helvacı çocuk boş tepsiyi eline aldı ve ücretini istedi. Ölmek üzere olan Şeyh: -Ben zavallı ve ölmek üzere olan bir adamım, bende para ne arar, dedi. Bunu duyan helvacı çocuk ağlayıp inlemeye, feryat etmeye başladı. Alacaklıların bu duruma iyice canları sıkıldı, ileri geri söylenmeye başladılar. Çocuk sürekli ağlayıp durdu. Şeyh bu sırada gözlerini yummuş çocuğa hiç bakmıyordu. İkindi vaktinde bir hizmetçi elinde bir tabakla içeriye girdi, tabağı şeyhin önüne bıraktı. Şeyh hizmetçiye tabağı alacaklılarına vermesini söyledi. Hizmetçi tabağı alacaklıların önüne koydu. Tabağın örtüsünü açtıklarında herkes hayretler içinde kaldı. Zira tabakta dört yüz dinar vardı. Bu, oraya toplanmış alacaklılara olan borcunun tamamıydı. Tabağın bir kenarında da kağıda sarılı yarım dinar vardı. O yarım dinar da helvacı çocuğun parasıydı. Bu duruma şaşıran alacaklılar, hallerinden utandılar. Şeyh hakkındaki kötü sözlerine ve yanlış zanlarından dolayı pişman olarak, şeyhin ellerine sarıldılar. Hep bir ağızdan "Ey ulu kişi! Bu işin sırrı, hikmeti nedir, anlat bize." dediler. Bunun üzerine Şeyh şöyle dedi: -Ey insanlar, bunun sırrı şudur: Ben bunu Allah'tan diledim. Cenab-ı Hak bana doğru yolu gösterdi. O paranın gelmesi çocuğun ağlamasına bağlıydı. Helvacı çocuk ağlamasaydı rahmet denizi coşmazdı.
10.50 ₺ -
Mektubat-ı Rabbani Tercümesi 2Hm
Bu Mektübat, İmam-ı Rabbani hazretlerinin dostlarına yazdığı mektupların Arapçasından, Türkçemize tercüme halleridir. İnsanlardaki çeşitli isti'dat, kabiliyet ve durumlara göre: "Akıllarının alabileceği tarzda konuşunuz." Hadis-i Şerifine uyularak kaleme alınmış ve böylece insanlara geniş çapta İRŞAD ve fayda sağlamıştır. Eserin hakikat açısından el'an salabet ve selasetini muhafaza ettiği ve bugünün MÜSLÜMANINA ışık tuttuğu için tam tercümesi, tab'ı ve neşri bekleniyordu. Zaman zaman mektupla hüccet taleb edildikçe bu paha biçilme zçevherler, İMAM-I RABBANİ Hz.lerinin keşif ve malumat dalgalarından çıkıp meydana gelmiştir... Tüm yaşadığı sürece... Kemale ermeye başladığı anlardan, ta vefatına kadar... Haliyle bu MÜBAREK MEKTUPLAR, kendisine yazıp soranların istidadında gayb aleminden kendisine gelen zuhurata göre olmuştur. Bu MÜBAREK MEKTUPLAR'ın mevzuları genellikle şöyledir: 1)Bu düşük dünyayı kötülemek 2)Ahirette yararlı olacak şeylere ve ahiretin yüksek derecelerine vakıf olmaya teşfik ve, bunları sevdirmek. 3)Pek değerli vaaz ve nasihatlar. Bunların içten kabülünü beyan. 4)Resulullah'ın (s.a.v) getirdiği şeiat hükümlerini yerine getirmeye teşvik. Bunların çoğu, Şeriat-ı Muhammediye'nin sırlarını bilmekte; onun hakikatına ermeyi, Tarihat-ı Nakşibendiye-i Ahmediye'nin zor meselelerini çözüp inceliklerini keşfedip anlatmaktadır. Bu MÜBAREK MEKTUPLAR, Resulullah (s.a.v) efendimizin sünnetine tabi olma nurundan iktibas edilmiştir. Siret-i Mustafaviye'ye (Resulullah'ın (s.a.v) iç yüzünün sırlarına) uyma ağacının uzanan dallarından toplanmıştır. Adab-ı Nebeviye'nin faydalı sofralarından gelenlerdir.
288.00 ₺ -
Mektubatı Rabbani Tercümesi 2 Cilt Şamua
Bu Mektübat, İmam-ı Rabbani hazretlerinin dostlarına yazdığı mektupların Arapçasından, Türkçemize tercüme halleridir. İnsanlardaki çeşitli isti'dat, kabiliyet ve durumlara göre: "Akıllarının alabileceği tarzda konuşunuz." Hadis-i Şerifine uyularak kaleme alınmış ve böylece insanlara geniş çapta İRŞAD ve fayda sağlamıştır. Eserin hakikat açısından el'an salabet ve selasetini muhafaza ettiği ve bugünün MÜSLÜMANINA ışık tuttuğu için tam tercümesi, tab'ı ve neşri bekleniyordu. Zaman zaman mektupla hüccet taleb edildikçe bu paha biçilme zçevherler, İMAM-I RABBANİ Hz.lerinin keşif ve malumat dalgalarından çıkıp meydana gelmiştir... Tüm yaşadığı sürece... Kemale ermeye başladığı anlardan, ta vefatına kadar... Haliyle bu MÜBAREK MEKTUPLAR, kendisine yazıp soranların istidadında gayb aleminden kendisine gelen zuhurata göre olmuştur. Bu MÜBAREK MEKTUPLAR'ın mevzuları genellikle şöyledir: 1)Bu düşük dünyayı kötülemek 2)Ahirette yararlı olacak şeylere ve ahiretin yüksek derecelerine vakıf olmaya teşfik ve, bunları sevdirmek. 3)Pek değerli vaaz ve nasihatlar. Bunların içten kabülünü beyan. 4)Resulullah'ın (s.a.v) getirdiği şeiat hükümlerini yerine getirmeye teşvik. Bunların çoğu, Şeriat-ı Muhammediye'nin sırlarını bilmekte; onun hakikatına ermeyi, Tarihat-ı Nakşibendiye-i Ahmediye'nin zor meselelerini çözüp inceliklerini keşfedip anlatmaktadır. Bu MÜBAREK MEKTUPLAR, Resulullah (s.a.v) efendimizin sünnetine tabi olma nurundan iktibas edilmiştir. Siret-i Mustafaviye'ye (Resulullah'ın (s.a.v) iç yüzünün sırlarına) uyma ağacının uzanan dallarından toplanmıştır. Adab-ı Nebeviye'nin faydalı sofralarından gelenlerdir.
360.00 ₺ -
Marifetname 2.Hm Erzurumlu İbrahim H
Güzel sözlü ve güleç yüzlü ol. Konuşursan doğru konuş, Asla yalan söyleme, kendini rezil etme. Söz verirsen yerine getir, Sözün en güzeli kısa ve anlamı derin olanıdır. Sözleri güzel olanın güzelliği artar. Hak şerleri hayr eyler Neylerse güzel eyler Sen Hakk'a tevekkül kıl Tevfiz et ve rahat bul Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Bu eser Fransa shorbon üniversitelerinde uzay bilimleri temel kitabı olarak okutulmaktadır.
330.00 ₺ -
Lezzet Soframız 1.Hamur
Her yöreden tarifler, her sofradan tadlar... Zengin çeşitleriyle dünyanın en büyük beş mutfağı arasında yer alan türk mutfağından derlenen bu kitaptaki yemek tarifleri, mutluluğunuza mutluluk katacak, sağlıklı nesiller yetiştirmenize katkıda bulunacaktır. Kitapta, genel tariflerden ve bölümlerden ayrı olarak bir "yöresel yemekler" bölümü oluşturuldu. Bu bölümde ülkemizin birçok yöresinin en çok tercih edilen yemek tariflerine yer verildi. Bu yemek kitabı vesilesi ile yemek kültürümüzü gelecek nesillerimize ulaştırma konusunda bulunacağımız en küçük bir katkı bizi mutlu kılacaktır.
54.00 ₺