-
Peygamber Efendimizin Hayatı 6 Kitap Set
1- Özlenen Şafak: Peygamber efendimizin hayatı serisinin ilk kitabıdır. sevgili peygamberimizin(s.a.v) doğumundan nübüvvet ile müjdeleninceye kadar geçen zamanı anlatır. 2- Aydınlıklara Doğru: Peygamber efendimizin hayatı serisinin ikinci kitabıdır. nübüvvetin gelişinden, hicreti muhammed'in noktalandığı ana kadar geçen on üç yıl anlatılmaktadır. 3- Doğuş (Hicret Yurdunda Sabah): Peygamber efendimizin hayatı serisinin üçüncü kitabıdır. hicretten sonra medine'de islâmiyet'in ve ilk islâm devleti'nin doğuşu anlatılmaktadır. 4- Yükseliş (Hudeybiye Ufuklarına Doğru): Peygamber efendimizin hayatı serisinin dördüncü kitabıdır. uhud, hudeybiye, hendek, beni mustalik gazveleri detaylarıyla anlatılmaktadır. 5- Guruba Yaklaşırken: Peygamber efendimizin hayatı serisinin beşinci kitabıdır. hudeybiye barış antlaşmasından mekke'nin fethine kadar geçen süreç anlatılmaktadır. 6- Kavuşma: Peygamber Efendimizin Hayatı Serisinin Altıncı Kitabıdır. Mekke'nin Fethinden Peygamber Efendimizin(s.a.v) vefatına kadar geçen süreç anlatılmaktadır.
741.00 ₺ -
Kalbin Halleri
11. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî rah., kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve mutasavvıf bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâü Ulûmi’d-Dîn… Semerkand Yayınlarından bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde Prof. Dr. Dilaver Selvi tarafından tercüme edilen ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de tasarımı yönüyle dikkat çekiyor. Serinin 21. kitabı olan Kalbin Halleri; nefs, ruh, kalp ve akıl kelimelerinin anlamı ile bu isimlerden murad edilen mananın ne olduğu, insan kalbinin hususiyeti, kalpte toplanan vasıfların açıklanması, şeytanın vesvese ile kalbe tasallutu, vesvesenin manası ve kalbe galebe çalmasının sebebi, şeytanın kalbe giriş yolları gibi pek çok konuyu kaynak ve delilleriyle açıklıyor.
102.90 ₺ -
Hadis Tarihi Bekir Kuzudişli
Bu kitabın eğildiği en temel konu, Hz. Peygamber’den gelen bir hadisin Kütüb-i sitte müelliflerine nasıl ulaştığı ve bu kaynakların oluşumu ile mahiyetlerinin ne olduğu sorusudur. Bu soruyu anlaşılır bir şekilde cevaplamak için Hz. Peygamber ile tamamı III. asırda yaşamış olan Kütüb-i Sitte müellifler arasındaki zaman diliminde hadis rivayetini etkileyen dönüm noktaları tespit edilmeye çalışılmış, bu süre içerisinde hadislerin bir nesilden diğerine nakli ve nasıl korunduğu incelenmeye gayret edilmiştir. Elinizdeki eserde çok miktarda harita, tablo ve resim kullanılarak incelenen zaman diliminin okuyucular tarafından daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir.
217.60 ₺ -
Risalei Halidiyye Tercümesi Ahıska
Mahmud Efendi Hazretlerimizin, zikri geçen konular ile alakalı feyizli beyânâtları, kelamları ve hikmetli kıssaları... Mevlânâ Muhammed Hâlid Ziyâuddin el-Bağdâdi en-Nakşibendî (Kuddise Sirruhu)nun “er-Risâletü’l-Hâlidiyye fî âdâbi’t-Tarîkati’n-Nakşibendiyye” adlı -aslı Arapça olan- bu eser, Mahmud Efendi Hazretlerimizin bu yolda okunması elzem olarak her daim mürîdânına tavsiye buyurduğu beş eserden biridir. Derslerinde ve sohbet meclislerinde bu kıymetli eseri okuyup okutan kardeşlerimize bir nebze katkıda bulunabilmek ümidi ile bazı çalışmalar yaptık. 1. Mümkün mertebe zikri geçen rivayetlere kaynak göstererek bazı konuların delillerini kısaca ele aldık. 2. Bir takım izaha muhtaç bazı konuları, Mektûbât-ı Rabbânî ve Risâle-i Kudsiyye'den istifade ederek dipnot ile açıklamaya çalıştık. Reşahât ve Nefahât kitaplarından da müfîd kıssaları ara ara konuların arasına serpiştirdik. 3. Özellikle Mahmud Efendi Hazretlerimizin, zikri geçen konular ile alakalı feyizli beyânâtını, kelamlarını ve hikmetli kıssalarını dercettik. Eserde geçen ilk ders (hazırlık dersi) ve Habs-i Nefes konusunu da, Mahmud Efendi Hazretlerimizin dilinden sunduk. Sonuna da hitâmu-hû misk kabilinden Silsile-i Şerife’yi zikrettik. Sa’y-u gayret bizden, muvaffâkiyet Allah-u Teâlâ’dandır.
154.00 ₺ -
Şarkın Büyük Alimleri
İslam'ın temel eğitim müesseselerinden olan medreselerde okutulan kitaplar, müderrisin İlmî kariyeri ve vakfiyelerde belirtilen şartlar ile doğrudan alakalıydı. İçinde bulunulan zaman ve coğrafya da takip edilen müfredatta ve eserlerde bazı farklılıklara sebep olabiliyordu. Bir ilim talibi, umumiyetle doğduğu şehirdeki âlimlerden ders alır, daha sonra başka ilim merkezlerine seyahatler yapardı. Bir müderris, talebesini başta İlmî liyakat ve kabiliyeti olmak üzere bütün yönleriyle tanır, belirli bir seviyeye kadar okuttuktan sonra kendisinden daha üstün bir âlime tavsiye ile gönderirdi. Hicaz, Suriye, Mısır, Irak, İran, Anadolu, Mâverâünnehir ve Horasan gibi memleketlerde tarih boyunca pek çok İslâm devleti kuruldu. Bu topraklarda eserleri, tâbi oldukları hükümdarların sınırlarını aşıp yedi iklimde okunan nice âlimler yetişti. Şark (doğu), sahip olduğu medeniyet sebebiyle İslâm’ı temsil eder. Buradan hareketle biz de eserimize Şark’ın Büyük Âlimleri ismini koyduk. Âlimleri büyük, küçük gibi sıfatlarla vasıflandırmak gibi bir gayemiz ve haddimiz olmadığı gibi tarih boyunca gelmiş geçmiş binlerce âlimin bu mütevazı çalışmamızda sadece ismini bile zikretmemiz İmkân dâhilinde değildir. Bu çalışmamızda şer‘i ilimlerin anahtarı mesabesinde olan ve eserleri ilim müesseselerinde asırlarca okutulan İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe (rh.), Ebü'l-Hasen el-Kudûrî, Ömer en-Nesefî, Ali el-Ûşî, İbn-i Hâcib, Esîrüddîn el-Ebherî, Ali b. Ömer el-Kâtibî, İmam Bûsîrî, Hatib el-Kazvînî, Sadeddin Mesud Teftâzânî, İbn-i Habib el-Halebî, Seyyid Şerif Cürcânî, İbnü’l-Cezerî, Molla Hüsrev, Abdurrahman Câmî, Abdurrahman Karabaş, Birgivî Mehmed Efendi, Molla Aliyyü’l-Kârî, İmâm-ı Rabbânî (k.s.), Hasan eş-Şürünbülâlî, Ahmed el-Bennâ, Mahmud el-Antâkî, Davud-ı Karsî, Hâmid el-Paluvî, İbn-i Âbidîn gibi âlimleri tanıtmaya çalıştık. Bundan sonraki yapılacak çalışmalara bir basamak teşkil etmesi temennisiyle...
152.10 ₺ -
-
Hafızlık Risalesi Roman Boy
Allahu Tealanın eşi benzeri olmadığı gibi onun kelamının da eşi benzeri yoktur. İnsanlar içerisinde de onun kelamı olan kelamı olan Kuranı Kerim'i ezberleyenlerin eşi benzeri yoktur. Yani hafızı kelam olmak çok büyük bir şeref, çok büyük bir meziyettir. Asırlardan beri bu büyük nimeti de elde eden sayısız nasib sahipleri olmuştur. Hemen hemen her müslümanın gönlünde çocuğunu hafız yetiştirmek aşkı vardır. Zorluklara göğüs gererek bu yol bir kere denenir.
105.00 ₺ -
-
Kehribar Geçidi Ciltli
Roma üzerinden bir insanlık tarihi ve insanlık durumları okuması sunan roman aynı zamanda incelikle işlenmiş detaylarıyla Roma İmparatorluğu'nun toplumsal, siyasal ve dinsel öğelerini de ustalıkla resmediyor. Nazan Bekiroğlu, Kehribar Geçidinde hem İslam hem Hristiyan kültürlerinde yer bulan yedi uyurlar anlatısı ve Roma İmparatorluğu'nun dağılmadan önceki son yüzyılı üzerine bir roman kurguluyor.
370.00 ₺ -
Kehribar Geçidi
Roma üzerinden bir insanlık tarihi ve insanlık durumları okuması sunan roman aynı zamanda incelikle işlenmiş detaylarıyla Roma İmparatorluğu'nun toplumsal, siyasal ve dinsel öğelerini de ustalıkla resmediyor. Nazan Bekiroğlu, Kehribar Geçidinde hem İslam hem Hristiyan kültürlerinde yer bulan yedi uyurlar anlatısı ve Roma İmparatorluğu'nun dağılmadan önceki son yüzyılı üzerine bir roman kurguluyor.
314.50 ₺ -
Delailül Hayrat Hafız Boy Ciltli
Hacı Halîfe (Rahimehullâh)ın beyânı vechile; Muhammed el-Cezûlî (Rahimehullâh)a âit olup Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) husûsunda yazılmış olan bu kitap Allâh-u Te‘âlâ’nın âyetlerinden büyük bir âyettir. Meşrıklerde ve mağriblerde (doğuda-batıda) kırâatine devâm edilmektedir. Özellikle bilâd-ı Rûm’da (Osmanlı coğrafyasında) bu kitap çok mûteberdir.
249.20 ₺ -
Aile İçinde
Evlerimizde bir arada ama yalnızız. Birbirimizin dertleri karşısında sağır, hakikat karşısında körüz. Aile olmayı unutmuşuz. Dünya ve ahiret saadetinin kaynağı olabilecek yuvalarımızdan çatırtılar geliyor fakat dönüp bakmıyoruz yaranın, hasarın nerede olduğuna. Modern çağın uğultusu bastırıyor tüm sesleri. Aile ocağımızı ihmal edip lüzumsuz pek çok şeyin peşinde vakit ve nakit harcıyoruz. Her şeyin fiyatını öğreniyoruz da değerini pek bilmiyoruz sanki. Oysa en değerli şeyler para ile ölçülemeyenlerdir; huzur, ahlak, mutluluk, sevgi ve aile ortamı gibi. Gelin, biraz düşünelim, Aile İçinde hep beraber. Nefsimize mağlup olup kaybetmeyelim en kıymetlilerimizi. Tam aksine onların değerini idrak edelim. Başka kimimiz var ki?
112.20 ₺ -
Ansiklopedik Büyük Dua Kitabı
Kitabın İçeriğinden: Afetlerden Korunmak İçin Dualar, Deprem, Sel.... Gibi Felaketlerden Korunmak için Dualar, Allah Sevgisi Kazanmak İçin Dualar, Bereket Duası Servetin Bereketlenmesi iiçin Dua Büyü, Sihir Tesir etmemesi için Okunacak Dualar İnsan; ihtiyacı olan herhangi bir şeyi elde etmeyi istemesine rağmen onu elde etmekte aciz olduğunu, Yaratanının ise duasına icabet edeceğini ve dilerse ihtiyacını gidereceğini bilir. Bu sebeple O'ndan bir şeyler ister. Bu isteklerin nasıl yapılması gerektiğini hadisi şeriflerden ve alimlerin yaptığı dualardan derlenerek hazırlanan bu eser, hayat içerisinde ihtiyaç duyulabilecek neredeyse tüm dualar, alfabetik bir sırayla tespit edilmiş, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
175.00 ₺ -
Ey Oğul İzahlı Tercümesi Cep Boy
Rivayete göre İmâm Gazzâlî (Rahimetullâh)ın öğrencilerinden biri, kendisinden pek çok alanda ilim tahsil etmiş olmakla beraber bu bilgilerden hangisinin âhiret için faydalı olacağını öğrenmek istemiş, bunun üzerine düşünür de bu öğrencisine hitaben "Ey Oğul" diye başlayan bölümlerden oluşan bu risâleyi kaleme almıştır. İmâm Gazzâlî (Rahimetullâh) eserinde öğrencisini çalışmaya, ibadete, nefsini arındırmaya teşvik eder. Öğrencinin sorduğu sorulardan bir kısmının manevi zevkle ilgili olduğu için açıklanamayacağını, bir kısmının ise İhyâu Ulûmid-din'de açıklandığını belirtir. Bu arada öğrencisine dört şeyi yapıp dört şeyden kaçınmasını tavsiye eder.
42.00 ₺ -
Adabül Mürid Vel Murad Sohbetin Edepleri
Sonsuz ve nihâyetsiz hamdler bizlere rahmet olarak inzâl buyurduğu Kurân-ı Kerîminde : وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحًاۚ اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولً Yer(yüzünde)de kibirlice yürüme. Şüphesiz ki sen (ne kadar güçlü ve sağlam bir şekilde ayağını bassan da) aslâ yerde bir yarık açamazsın, (ne kadar kasılsan da) uzunluk bakımından dağlara da kesinlikle erişemezsin. (el-İsrâ Sûresi: 37) buyurarak bizlere yürürken dahî edebi gözetmenizi emreden Allâh-u Teâlâya mahsustur. Bî-had salât-ü selâmlar: مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ َأَدَبٍ حَسَنٍ Hiçbir baba evlâdına güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermemiştir. (et-Tirmizî, es-Sünen, el-Birru ves-Sıla:33, rakam:1952, 4/338) buyurarak edep ve hayânın ehemmiyetine dikkat çeken Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin, onun Ehl-i Beytinin ve sahâbesinin üzerine olsun. Kıymetli okurlarım! Elinizdeki bu eser; evvelden beri Büyük Şeyh Efendi es-Seyyid Muhammed Mustafâ İsmet Ğarîbullâh (Kuddise Sirruhû)nun Risale-i Kudsiyyende ismini, müellifinin adını ve medhiyesini gördüğümüz fakat kendisine muttalî olamadığımız bir eser idi. Bu fakir bu eseri bulmak için çok heves ettiysem de yoğun çabalarımıza rağmen ilk başta buna muvaffak olamamıştık. Daha sonraki araştırmalarımızda bu eserin Suûdî Arabistanda ve Mısırda olduğuna vâkıf olduk fakat oralardaki nüshalar henüz dijital ortama aktarılmadığından onları almaya muvaffak olamadık. Ardından araştırmalarımıza devâm ederken bu eserin Almanyadaki Leipzig Üniversitesinde bir nüshasının olduğunu öğrenince eseri oranın kütüphânesinden temîn edip Arapça olarak tahkîkine ve neşrine elhamdülillâh muvaffak olduk ki bu çalışma ile Mustafâ İsmet Ğarîbullâh (Kuddise Sirruhû)nun medhettiği bu eser ilk defâ basılmış olmaktadır. Mustafâ İsmet Ğarîbullâh (Kuddise Sirruhû) bu eseri ve müellifini Risâle-i Kudsiyye isimli eserinin 387. beytinde (sh:88) şöyle medhetmektedir. Ebû Bekr ibni Şeyh Sâlih Dâvûd, Hanbelîdir bu zât bir bahr-i Mabûd. Kitabı Âdâbül-Mürîdîn telîfî mevcûd, Bu bahs oldî zelîle anda meşhûd. İbadet sır olup Hakka gidelim, Cemâli bâ kemâle seyr idelim. Görüldüğü üzere; Mustafâ İsmet Ğarîbullâh (Kuddise Sirruhû) eserin müellifi hakkında Bahr-i Mabûd yâni İbâdet olunmayı hak eden Allâh-u Teâlânın deryâsı tâbirini kullanmıştır ki bu zât Ebû Bekr İbni Dâvûd el-Hanbelî es-Salihî (Rahimehullâh)tır. Terceme-i hâlinden kısaca bahsetmek gerekirse; müellifin tam adı Takiyyüddîn Ebus-Safâ Ebû Bekr ibni Dâvûd ed-Dimeşkî es-Sâlihî el-Hanbelî el-Kadirîdir. Bu zatın birkaç tâne eseri olmakla birlikte en meşhurlarından biri ed-Dürrül müntekal-merfû fî evrâdil-yevmi velleyle vel-üsbû adlı eseridir. Bu eser müellifin mahdûmu olan Abdurrahmân ibni Ebî Bekr (Rahimehullah) tarafından Tuhfetül-ubbâd ve edilletül-evrâd adıyla mufassalen şerhedilmiştir. Ben bu eserlerin de mahtût nüshalarını temîn edip sizler için hazırladığım Ezkâr ve Deavât Külliyâtında bunlardan nakiller yapmaktayım. Bu eseri, kendisinden haberdâr olmamıza vesîle olan Büyük Şeyh Efendimiz ve velî nîmetimiz es-Seyyid Muhammed İsmet Ğarîbullâh (Kuddise Sirruhû) Hazretlerinin rûhâniyetlerine ithâf etmiş bulunmaktayım. Dolayısıyla Allâh-u Teâlâ rûhâniyetini haberdâr eyleyip cümlemizi dünyâda himmetine, âhirette şefâatlerine nâil eylesin. Allâh-u Teâlâ ebedî olan âhiret hayâtımıza göre çok kısa olan şu dünyâda cümlemizi âmâl-i sâlihaya muvaffak eyleyip cennetiyle ve cemâliyle şerefyâb eylesin. Âmîn! 10 Muharrem 1441 / 9 Eylül 2019
77.00 ₺ -
-
Hakikat Bahçesi
Muhammed b. Ebubekir er-Râzî, Türk asıllı olup Rey şehrinde doğdu. Tahsilini Buhara ve Semerkant’ta tamamladı. Hanefî mezhebi fakihlerinden olan Râzî, itikadî konularda Mâtürîdî mezhebine bağlıdır. Onun en belirgin özelliklerinden biri tasavvufî yönüdür. Sadreddin Konevî ile olan dostluğu ve eserlerinde mutasavvıflar için “Ehlü’l Hakīkat” tâbirini kullanması tasavvufa olan ilgisini gösterir. Müellif; tevbe, mücâhede, uzlet gibi tasavvufun ana kavramlarını açıkladığı bu eseri için şunları söylemektedir; ‘Allah’ın (c.c) kitabından, Peygamber’in (s.a.v) sünnetinden, sahabenin sözlerinden ve âriflerin kelamından çıkartarak bu eseri cem ettim. O ârifler ki bu yolun erbabı, hakikatin yolcuları, sülûk ehlinin önderleri, selef âlimlerinin örnekleridir. Onlar din yolundan ve peygamberlerin peşlerinden ayrılmamışlardır. Allah (c.c) onların nefesini bize bereketli kılsın, kendi muhabbetini onların kadehleriyle sunsun, fiili ve kavli olarak onlara tâbi olmayı nasip etsin. Yine onlara da, bize de huzuruna en yakın ve en yüce mertebeleri tahsis etsin. Ben bu esere ‘Hadaiku’l Hakikat (Hakikat Bahçesi)’ ismini vererek onu altmış bâba ayırdım.’
175.00 ₺ -
İslam Akaidi Hayati Ülkü
Akaid kelimesi; akide kelimesinin çoğuludur. Akîde kelimesi de sözlükte; "gönülden bağlanılan, düğüm atmışcasına sağlam inanılan şey" demektir. Dini literatürde akîde; "inanılması zorunlu olan ilke" (iman esası), çoğulu olan akaid kelimesi ise "İslam dininde inanılması farz olan hususlar, iman esasları, dinin temel kural ve hükümleri" anlamına gelmektedir. Buna göre, dinin temel kural ve hükümlerini oluşturan iman esaslarından bahseden ilme de akaid ilmi denir. İslam akaidinin ilk ve en önemli kaynağı Kur'an-ı Kerîm, daha sonra da sahih hadislerdir. İslam akaidini oluşturan esaslar, Kur'an-ı Kerîm' de ve hadislerde hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açık ve sade olarak yer almıştır. İslam akaidini oluşturan esaslar, hem kesin delile dayanmaktadır hem de apaçıktır. Zamana, mekana, fert ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bu hükümler bir bütün teşkil edip, bölünme kabul etmezler. Yani bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak söz konusu olamaz. Akaidin konusu; " Amentü " cümlesinde toplanır. Buna göre akaid, konu olarak Allah Teala' nın varlığına ve birliğine, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah Teala' dan olduğuna inanmayı ele alır. Bunlara imanın nasıl ve ne şekilde olacağını Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerden deliller getirerek gösterir. Akaidin gayesi; konusundan da anlaşılacağı gibi insanları hidayete eriştirmektir.
174.00 ₺ -
Sensizlik Gitsin Sen Gel
Nice kafiyelere takıldı yüreğim, Bir umudun sallantısına kapıldı içim. Onca zamandır yokluğunu kabullenemedi, Düşündükçe incindi ve kırıldı sevda niyetim. Geçmiş gözlerimin önüne bir perde çekti, Hayat anıları savururken yüzüme, Yüreğim titredi üşürken sensizlikte... Yaralı gönlüm unutmak isterken adını, Sana kavuşmak için attım her adımı... "Özür beyanım, af dilekçem, son arzum budur... Ah! Sevdan ki ömrüme aşk'ı hümayundur. Hayattan azat, deryadan namzet gözlerin, özüm, ruhumdur, Adın ile pişmanlığım ufkumu hüzünle doldurur... Vuslat iniltisiyle bekleyen bu yüreğime affınla gel! Sensizlik gitsin sevdiğim, sen gel!"
72.00 ₺ -
Nefs Terbiyesi ve Ahlakı Güzelleştirme
İmam-ı Gazâlî’nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi’d-Din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. İhyâu Ulûmi’d-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. İhyâu Ulûmi’d-Din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâu Ulûmi’d-Din’ in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü’ nün ikinci konusu Nefs Terbiyesi ve Ahlâkı Güzelleştirme’ dir. İmam-ı Gazâlî bu eserinde; kalp hastalıklarının birçok kısımlarına işâret ediyor. Özetle onların tedavisi hakkındaki sözün keyfiyetine, hastalıkların hususî ilâcının tafsilâtını yapmaksızın parmak basıyor. Ahlâkın güzelleştirilmesine genel bir bakış sunarak, bedenin ilâcını buna misâl gösteriyor. Tâ ki, bilinmesi insanların zihinlerine yaklaşsın. Tâ ki bununla güzel ahlâkın faziletinin beyanı açıklığa kavuşsun. Sonra güzel ahlâkın hakikatinin beyanı... Sonra ahlâkların riyâzetle değişmeyi kabul etmesinin beyanı... Sonra güzel ahlâka vardıran sebebin beyanı... Sonra ahlâkların tehzibine varan yolların tafsilini bildiren yolların beyanını yapıyor. Sonra nefislerin riyâzeti... Sonra kalp hastalığının bilinmesinin alâmetlerinin beyanı... Sonra insanoğlunun nefsinin ayıplarını bilmesinde vesile olan yolların beyanı... Sonra kalplerin tedavi yolunun beyanı... Sonra güzel ahlâkın alâmetlerinin beyanı... Sonra gelişmenin başlangıcında çocukların riyâzetindeki yolun beyanı... Sonra iradenin ve mücâhede mukaddimelerinin beyanını açıklığa kavuşturuyor.
57.00 ₺ -
Celaleddin Harezmşah
Celâleddin Harezmşah, 1199'da Harezm'de doğmuş ve dünyanın en büyük sultanı Alâaddin Muhammed'in oğlu olarak büyümüştü. Ancak henüz yirmi bir yaşında iken Cengiz Han'a yenilip geri çekilmiş ve memleketi harap olmuş olan babasının yerine tahta geçmişti. O Hindistan ile Diyarbekir arasında yüzlerce destan yazarak çekilmiş ve Doğu Anadolu, Gürcistan ve Azerbaycan'daki fetihleriyle bir devleti kaybederken, yeni bir devlet kurmuştu. Cengiz Han onu hayatında iken ele geçiremeden ölmüş ve bu düşmanlık mirası oğlu Ögedey'e kalmıştı. Yıllarca Moğollar tarafından adım adım takip edilmiş olan Celâleddin, Silvan'da eşkiya tarafından şehid edildiği zamana dek zor, çetin fakat harika bir hayat yaşamıştı. O bilinen dünyanın büyük bir kısmını korku ve dehşet içinde bırakmış olan Cengiz karşısında, Türklerin ve bütün Müslümanların yegane kalp kuvveti ve dayanağı olmuştu. Bu devirde Müslüman dünyanın en büyük derdi Moğollar ve Gürcülerdi. O işte bu iki amansız düşmanla, elinde kılıcıyla meydana çıkarak ve teke tek bir cengaver gibi dövüşmüştü. Hep yeniden gelmek üzere geri çekilmiş, yılmamış ve tekrar gelmişti. Bu haliyle o, bir başka eşi olmayan parlak bir örnek olmuştu.
132.00 ₺ -
Denizler Fatihi Barbaros Hayreddin Paşa
Akdeniz’de birer güneş gibi doğmuş olan Midillili Oruç, İshak, Hızır ve İlyas kardeşler, denizciliğe merak sarıp Yavuz’un ağabeyi Korkut’tan büyük yardım görmüşlerdi. Onun ölümü üzerine Tunus taraflarına gidip fetihleriyle Cezayir’de sultanlık tahtına dek yükselmişlerdi. Muhteşem Kanunî’nin Batıda Şarlken’in İmparator olmasıyla gelişen Hıristiyan birliğini parçalaması gerekiyordu. Karada kendisi vardı ama denizlerde Andrea Doria’ya karşı çıkarabileceği bir Kaptan-ı Derya’ya ihtiyacı vardı. Bu da ancak Barbaros Kardeşlerin hayatta kalmış olan tek ferdi Hızır olabilirdi. Nitekim Cezayir Sultanı Hızır’ı İstanbul’a çağırıp ona ‘Hayreddin’ unvanıyla birlikte Kaptan-ı Deryalık ihsan buyurdu. Hızır Paşa da cihan hükümdarı Süleyman Han’ın ümitlerini boşa çıkarmadı. Nihayet Preveze’de Donanma-yı Hümâyun’dan çok daha kuvvetli olan Haçlı donanmasını bir gün içinde bertaraf etmiş ve Akdeniz’in artık kime ait olduğunu göstermişti. Ve Osmanlılar sadece karalarda değil, artık denizlerde de en üstündü ve bu üstünlük aynı zamanda dünyada denizciliğin zirvesiydi...
138.00 ₺ -