-
Hadiste Emsal
Atasözleri ya da Arap dilindeki karşılığı ile "Emsal" her toplumun dil ve kültüründe vardır. Aynı zamanda da o toplumun mensubu bulunduğu dinlerde ve özellikle semavi dinlerde de yer alır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'den önceki semavi kitaplarda sıkça kullandığına işaret edilmektedir. İncil'in bir sure'resinin adının "Emsal Suresi" olduğunu "el-itkan fi Ulumi'l-Kur'an" müellifi Suyuti ile "el-Burhan fi 'Ulumi'l-Kur'an" müellifi zerkeşi dile getirirler. Bunun en yaygın olarak bilineni ise Hz. Lokman'ın aslında her biri birer hikmet olan ve sonradan mesel (atasözü)haline geldiği söylenen sözlerdir.
105.00 ₺ -
Güncel Hadis Yorum ve Tartışmaları
Sünnet, ufuk Peygamberi’nin ümmetine bıraktığı en güzel miras… Bütün çabalar onu anlamak, bütün himmetler onu yaşamak için…Bir tarif yapmak gerekirse sünnet müslümanca yaşama sanatıdır.Ne demek sanat?Sanat estetiktir,güzelliktir,inceliktir,nezakettir.Sizi kendine hayran bırakan,seyrine doyum olmayan şeydir.İşte sünnet de böyle bir şeydir.sünnet de estetiktir,güzelliktir,inceliktir,nezakettir.Sizi kendisine hayran bırakan,seyrine ve de dinlenilmesine doyum olmayan bir hususiyettir.Çalışmada hadisler hep bu bakışla yorumlandı.Sünnet yaşamak,bu sanat yönü olduğu müddetçe kalıcı ve etkileyicidir. Bu çalışmada ayrıca bazı hadis meseleleri de ele alındı. Öncelikle sünneti nasıl anlamamız gerektiği ortaya konuldu. Ardından özellikle Gazali,İmam Rabbani ve Said Nursi ’nin sünnet anlayışları ele alındı.Bunları okurken sünnetin müslümanca yaşama sanatı olması itibariyle mü’mine kazandırdıkları muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.Sanki sünnet bu insanların davranışlarında yaşama sanatı haline dönüşmüş,onlar da sünnetin kendilerine kazandırdığı bu hususiyeti yazıya döküvermişler. Son olarak bugün sıkça kullandığımız ve çoğu kere tartışma konusu olan bazı hadislerin sahih olup olmadıklarına yer verildi. Elden geldiğince günümüzde tartışma konusu yapılan hadisler tespit edilmeye çalışıldı.Sahih olup olmadığına,onları nasıl anlamamız gerektiğine dair kısa,ama doyurucu bilgilerin verilmesi amaçlandı.Bugün hadis ve sünnet konusunda sağlam dayanak ve bilginin olmaması istismara müsait bir zemin meydana getirmektedir.Bizim bütün yapmak istediğimiz hadis ve sünnet konusunda Müslüman bilincinin bir seviye kazanmasına katkıda bulunmaktır.
294.00 ₺ -
Yeni Hadis Usulü Teysiru Mustalahil Hadis
Elinizdeki eserin en önemli özelliği, konuların, hadis kültürü çerçevesinde akla gelebilecek muhtemel her çeşit sorunun önce sorulup sonra da cevabının verilmiş olmasıdır. Eğitim ve öğretimde bu metodun son derece önemli olduğu herkesin malumudur. Konular hakkında geniş bilgi edinmek isteyenlerin başvurabilecekleri kaynak niteliğindeki eserlerin isimlerine yer verilmiş olması da eserin bir diğer özelliğini teşkil eder. Her bhsin sonunda, konu ile ilgili en meşhur bir veya bir kaç eser, müellif adları ile birlikte yer almaktadır. Böyle bir yöntemle, hem konu, hem de literatür zenginliği açısından, okuyucularda ‘temel bir hadis kültürü oluşturmak’ gibi bir hedefin esas alındığı söylenebilir. Eserin diğer bir özelliği, her konu ile ilgili bol bol hadis örneklerinin verilmiş olmasıdır. Teysiru Mustalahi'l-Hadis - Yeni Hadis Usulü - Rağbet Yayınları
385.00 ₺ -
Kuranda Hz Peygambere Yapılan Uyarılar
Kur’an-ı Kerim’de, insanların geçmişte yaptıkları yanlışlardan ibret alınarak aynı hataların tekrar işlenmemesi üzerinde ısrarla durulmakta; nüzul sürecinde yaşayanlardan hareketle, günümüzdekilere ve gelecekte yaşayacaklara da hitap edilmektedir. Kur’an’ın bu özelliği, oryantalistler tarafından hazmedilememiştir. Onlar, Kur’an’ın evrenselliğine gölge düşürecek ve insanların ondan şüphelenmelerine yol açacak şekilde şu mesnetsiz iddiaları ileri sürebilmişlerdir. “Kur’an’ın menşei ilahi kaynaklı değildir ve Hz. Peygamber’in zihninin ürünüdür. “ve “Kur’an içersinde yer alan ibareler tamamen nazil olduğu dönemle ilgilidir ve söz konusu mesajlar günümüze hitap etmemektedir.” Elinizdeki bu kitap, “Kur’an’da Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem’ Yapılan Uyarılar”dan oryantalistlerin ve onlar gibi düşünenlerin geçmişten beri süregelen önyargıya dayalı bu iddialarının ne kadar yersiz olduğunu ortaya koymaktadır.
175.00 ₺ -
Ahlak ve Etik
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de pek çok bireysel, toplumsal ve küresel ahlaki sorun vardır. Ahlaki sorunları dert edinmek ve bunlara çözüm aramak, her dönemde tüm iyi insanların vasıfları ve kendilerini sorumlu hissettikleri görevleri arasında olmuştur. Ahlak ve etik kavramları bazen birbirinin yerine de kullanılabilmekte ise de, insanların çoğunluğunun takdir ettiği iyi huylar ve erdemli davranışların pratik hayatta tezahürü için ahlak, yaşanan bu ahlak ile ilgili felsefi tartışmalar içinse etik denmesi daha uygundur. Bu çalışma, Ahlak Felsefesi, İslam Ahlak Felsefesi ve Dinlerde Ahlak gibi derslerde ele aldığımız ve bazen bildiri olarak sunduğumuz konulardan oluşmaktadır. Etikteki radikal rölativizmin ve ahlaktaki bireyciliğin, toplumsal alanda hoşgörünün artması gibi olumlu yönlerle birlikte insanları birbirlerine ve dünyada olup bitenlere karşı ilgisiz hale getirdiği bir gerçektir. Ne var ki, emr-i bi'1-maruf ve nehy-i ani'l-münker'in evrenselliğine inananlar için entelektüel modaların değişmesi, asli görevlerin yapısını değiştirmemektedir. Dolayısıyla, bu çalışmada ahlaki ve etik sorunların teorik analizi yanında pratik çözüm önerileri getirilmeye de çalışılmaktadır.
224.00 ₺ -
Fıkıh Usulü Giriş Deliller Hükümler Hüküm Çıkarma Yöntemleri
Doğru anlaşılması için İslam hukukçuları tarafından geliştirilmiş bir metodoloji ilmidir.Bu metod kullanılarak dini metinler(Kuran ve Sünnet nassları)tetkik edilirse daha doğru,tutarlı ve isabetli neticeler elde edilebilir.İslami ilimler içersinde en eski ve ilk metodoloji olan fıkıh usulünün önemli bir yeri olduğu malumdur.Fıkıh usulü bilgilerinin hedef kitlesine en iyi şekilde verilmesi de bir ihtiyaç ve gereklilik olarak görülmektedir.Zira İslami ilimlerle ilgilenen her kademedeki insanın fıkıh usulü hakkında derli toplu bilgi sahibi olması şarttır.
280.00 ₺ -
Ömerini Arayan Yüzyıl
Büyük zulümlerin yaşandığı bir çağdayız. Siyasî, iktisadî eşitsizlikler diz boyu. Gücünü adaletin temini için kullanması gerekenler, güçlerinden menfaat devşirme telaşında. Yerkürenin her bir yerinde ve bütünüyle küresel düzlemde böylesine eşitsizliklerin yaşandığı bir dünyanın, bir `lider` olarak Hz. Ömer`den alacağı çok dersler var. Hz. Ömer, halifeliği döneminde İslam`ı, Arabistan sınırlarını aşıp üç kıtaya hükmeder hale nasıl getirdi? O destansı adaletini nasıl tesis etti? Kısa bir zamanda, üç kıtaya adaleti ve merhameti taşırken, sorumluluğu altındaki devleti, toplumu, orduyu nasıl yönetti, nasıl sevk ve idare etti? Ömer`ini Arayan Yüzyıl, İslam`ın yol açtığı dönüşümün mücessem örneği olarak Hz. Ömer`in liderlik ve yöneticiliğini, modern liderlik teorileri ışığında irdeliyor. Hz. Ömer`in liderliğinden bugünün dünyasının, özellikle de bugünün yöneticilerinin alacağı hangi dersler var peki? Cevabı, elinizdeki kitabın iki kapağı arasında, okunmayı bekliyor
12.00 ₺ -
Ziynetül Kulüp Kalplerin Ziyneti 2 Hm
Aşık sohbetleri ve Evradı şerifeler Allah celle hazretlerinin izni ve inayetiyle manevi fikir hayatımıza armağan ettiğimiz bu naçiz risalemiz; mahiyyet ve muhtevası bakımından büyük bir iddia mahsulü değildir. Zira bu konuda büyüklerimiz tarafından Arabi Farisi ve diğer lisanlarda yazılmış okunmuş ve okutulmuş veya yazılmış fakat halka sunulmamış bir çok değerli eserler mevcuttur. Havas ve Havassül-havas tabir olunan ve herbiri birer gönül sultanı olan bu zevat-ı ali-kadrin te'lif buyurdukları çok kıymetli eserler yanında bir hiç mesabesinde olan bu risaleciği kaleme almaktan muradımız; nasipleri bizden olacak ihvan-ı din-i mübiyne hizmet' edebilmektir. Böylece Cenabı-Hakkın bize ilham ve ihsan buyurduğu kadar dilimizin söyleme gayreti ve kalemimizin yazma kudreti ile aziz milletimize ve muhterem din kardeşlerimize Hale yoldaşlarımıza hayırlı ve faydalı olabileceğimizi düşündük. Allahu azim-Üş-şanın rizasını Resul-ü zişanın şefaat-i uzmasını ve Evliyaullahın himem-i ruhaniyyetleri muktezasını tahsil niyyet-i MUsanesiyle hazırladığımız bu risalemizde halkımızın çoğunlukla bu konulardaki müşkillerini elimizden geldiği ve gücümüzün yettiği kadar halletmeğe ve meçhullerine ışık tutmağa çalıştık. Bilindiği gibi bu çok önemli bahis iç ALEMİ ile ilgili bulunduğundan bu yol üzerinde yol kesenler şeytan aleyh-ül-laneye hizmet edenler ve Rahman suretinde görünen iblisler sayılamayacak kadar çoktur. Bu risale; Hakka talip ve rizaya ragıp olanlarla kendi özünü bilmek murad edenlere ve insan doğup insan yaşamak ve insan olarak ölmek isteyenlere ve nasipleri bizden olanlara -inşallah iyi bir rehber olacaktır. Bütün gayret ve hüsn-ü-niyyetimize rağmen kusurlarımız olmuşsa hata ve noksanlarımızın samimiyyetimize bağışlanmasını ehl-i irfanın iz'an ve vicdanlarından bekler günahları affetmesini ve örtmesini seven Allah cezze hazretlerinden kasten irtikap etmediğimiz zuhul ve nisyanlarımızın af buyurulmasını tazarru ve niyaz eyler ruhaniyyet-i Muhammediyye ve himmet-i Evliyaullahtan bize yardımcı olmalarını dileriz. Bu risalemizin; indi-iltihiyyede indi-Resulullahta ve indi-Evliyaullahta mergup ve mahbup olmasını ve Ümmet-i Muhammede faydalar sağlamasını temenni ve ümit ederiz. Tevfik Allah'tandır ... Kutb-ül-arifiyn Gavs-ül-vasıliyn Hatem ül-müctehidiyn Pir Sultan Muhammed Nureddin Cerrahi fahri türbedarı mukbil-i-akddm-ül- Evliya El-Hac MUZAFFER OZAK
400.00 ₺ -
Halebi Sağir Tercümesi Şamua
Bütün hamd Allahadır. O'nun Peygamberine ve Peygamber'in Aline ve Ashabına salat ve selam olsun. Allah Taala tercüme etmemizi muvaffak kıldığı Halebi-i Sağirin okunmasını ve ondan gereği gibi istifade edilmesini mümin kardeşlerimin cümlesine nasib ve müyesser etsin. Halebi-i Sağir'in sahibi İbrahim b. Muhammed b. İbrahim el-Halebi'dir. İbrahim Halebi Hanefi fıkhın" füruunda Mültekaa'l-Ebhür'ü yazmıştır. Halebi-i Sağir'ı yazan İbrahim Halebi bundan önce Halebi-i Kebir'i yazmıştır. Müellif Halebi-i Kebirine Gunyetü'l-Mütemelli adını vermiştir. Halebi-i Sağir'in ve Kebirin her ikisi de El-Şeyh el-imam Sedidü'ddin el-Kaşgaari'nin tasnif etmiş olduğu ((Münyetü'l-musalli Ve Gunyetü'l-Mübtedi) nin şerhleridir. Şarih (İbrahim Halebi) daha önce yaptığı şerhi (Halebi-i Kebir'i) fazla teferrüatlı bularak okuyucuların istifadesine daha elverişli olduğunu söylediği Halebi-i Sağir'i yazmıştır. Halebi'nin metni olan Münyetü'l-musalli'nin müellifi Muhammed b.Muhammed el-Kaşgaari 705 hicri yılında vefat etmiştir. İbrahim Halebi de 956 hicri yılında vefat etmiştir. Münyetü'l-musalli üzerine Halebi'den başka şerhler de yazılmıştır. Münyetü'l-Musalli demek namaz kılan kimsenin kendisine şiddetle muhtac olduğu ternenni ettiği muradı demektir. Bu ismin devamı olan Gunyetü'l-Mübtedin demek de genişce yazılmış olan kitaplara alışkın olmayan okumaya yeni başlamış kimselerin ihtiyaçlarını karşılayan bir dereceye kadar başka kitaplara muhtaç etmeyen demektir. Hepimizin malumudur ki ibadetler en nefis vakitlerin harcanacağı ve kişilerin harekat ve sekenatının cevherlerini verecekleri en önde gelen en mühim şeylerdir. Namaz ise bunların başında gelen bir ibadettir. Namazın şart ve erkanını en güzel en iyi tertip eden bir kitap olması bakımından Münyetü'l-Musalli çok mühimdir. Bunun şerhi olması bakımından da Halebi'nin ehemmiyeti bir o kadar büyüktür. Küçük yaşta şuna şahid olmuştuk: Arapça okuyan bir kimseye Arapçadan ne okudun yahut nereye kadar okudun veya neler okudun diye sorulduğunda cevabında izhar Kafiye bir de Halebi okudum derdi. Bunların ilk ikisi Arapçanın gramerinden meşhur iki kitaptır. Yani islAm aleminde. hususiyle Türkiye'de ötedenberi ders kitabı olarak okutulan Arapça dilbilgisinin anası mesabesinde olan iki metin Nahiv kitaplarıdır. Halebi'nin ne olduğunu sorarsanız o Arapça ile yazılıdır. Fakat Arapça kitabı değildir. O Arapça'nın adeta bir tatbikat mahalli olmakta idi. Yani Arapçayı okuyan biraz ibareden mana çıkaracak duruma gelen öğrencilerin namaz abdest bahislerini hem öğrenmeleri hem de Arapçanın tatbikatını yapmaları bakımından elverişli ilk akla gelen kitaptır.Bir arkadaşım Halebi'yi anlamak o kadar kolay bir iş değildir» demişti. Bu hatırımda kalmış. Gerçekten Halebi'yi bu seferki okuyuşumda ona hak verdim. Çünkü Halebi'nin mantıki ve gayet güzel bir tertiple fıkıh usülü kaidelerine riayet olunarak kaleme alınmış olması kolaylığı yanında güçlüğünü de beraberinde getirmiştir. Eserin bazı husüsiyetlerini arzetmek isterim: 1 - Eser bir şerh olup Hanefi Mezhebi üzerine yazılmış ve bünyesinde taharet namaz ve bunlarla yakından ilgili bahislere yer verilmiş olan ve çok ihtiyaç duyulan meseleleri içinde bulunduran Münteyü'l-Musalli'nin şerhidir. 2 - Eser Mezheb imamları olan Ebü Hanife Ebü Yüsuf Muhammed Hasan b. Ziyad ve Züfer'in görüşleri ittifakları ve ihtilaflariyle birlikte kaleme alınmıştır. Diğer taraftan üÇ imama göre de böyledir veya üç imam bu görüşe muhaliftirler veya Malik şuna kaaildir. Şafii buna kaaildir demek süretiyle diğer üç mezheb imamlarının görüşlerini ve aralarındaki ihtilaf ve ittifakı ve bunların Hanefilere muhalif olan taraflarını ve dolayısiyle imamların usül ve kaidelerini öğretmiş oluyor. Musannif (Metin sahibi) bu gibi yerlerde Bize göre veya bizim indimizde veya bizim katımızda diye terceme ettiğimiz sözleriyle Biz Hanefilere göre demeyi kasdetmiştir. Bazen da Bizim ashabımız veya bizim imamlarımıza göre demektedir. 3 - Yukarda da işaret edildiği gibi bu şerh daha öz olarak kaleme alınmış daha ziyade meseleler tafsil edilmiş deliller üzerinde Halebi-i Kebirdeki kadar durulmamış ve onun kadar teferruata girilmemiştir. 4 - Musannif (metin sahibi) bazı isimlerini verdiği kitaplardan gerek Mütekaddimin ve gerekse Müteahhirin ulemanın kitaplarından seçip biriktirdiği gibi isimlerini verdiği kitaplardan başka kitaplardan da almış olduğuna işaret etmiştir. Bunlar gerçekten fıkhın umdesini teşkil eden kaynak kitaplardır. Musannif sözünü çok ettiği kaynaklardan biri de Zahir-i rivaye Nevadir Fetava ve Vakiattır. Zahir-i rivayeki bunlara Usül meseleleri de denir - Ebü Hanife ve Ashabı olan Ebü Yüsuf Muhammed Hasan ve Züfer'den ve Ebü Hanife'den ilim alan diğer kimselerden rivayet olunan meselelerdir. Bunlar ekseriye ilk üçünün kavlidir. Nevadir meselelerine gelince bunlar da Ebü Hanife ve Ashabından Zahir rivaye'nin gayrı rivayet olunan meselelerdir. Fetvalar ve Vakiat ise Hanefi Ulemasının sonraki müctehidlerinin bu meselelerden sorulduklarında Mütekaddimün Mezheb ehlinden haklarında rivayet bulunmayıp istinbat ettikleri meselelerdir. Bu hususta derli toplu malümat için daha önce tercümesini yaptığımız Mezahib-i Erbaa'nın birinci cildinin iki numaralı önsözünün 33. sahifesinin ilk beş paragrafına bakınız. Musannif ve ona taben de Şarih (Halebi) hemen her meselede bu meselenin nereden alındığını hangi kaynak kitaptan ahz edildiğini meselenin sonunda veya başında zikretmesi aynı bir mesele hakkında daha başka kitapta ne denildiğini yani bu meseleyi falan kitapta şöy1e zikreder demekle meselenin sadece bir çözüm şekli olmadığını muhtelif kitaplarda işin şu veya bu tarzda izah edildiğini zikretmesi de kitabın karakteristik tarafıdır. 5 - Kitabın hususiyetlerinden biri de usul kaideleri üzerine yazılmış olması sebep netice bağlarının kurulması yanında meselelerin güzel bir üslub içerisinde ele alınmış olmasıdır. Şöyle ki : bu meseleleri burada okuyup gören kimse burada bulunmayan namaz abdest meselelerini de onlara kıyasla anlayabilecek bir duruma gelir. Veya en azından bilmediği mesele hakkında bir şey söylememesini veya söylettiği zaman doğru bir tarzda söylemesini bilir bir duruma gelir. Kısacası bu kitabı okuyan kimsenin fıkıh yönünden kafası açılır meseleleri anlamada maharet kasbeder ve basiret hasıl eder. Kitabın birçok yerlerinde Meşayihimiz diye geçer. Meşiyih Şeyh'in cem'idir. Bu ise üç manaya gelir: Yaş bakımından büyük olanlara ilmen büyük olanlara veya amelen büyük olanlara denilmektedir. Burada bundan maksad bizim mutemed fakihlerimiz hususiyle imamlarımızdır. Mütekaddimun Ulema denildiğinde Ebu Hanife ve arkadaşları yani onun talebesi durumundaki diğer imamlarımız ve onlardan önceki ulema Müteahhirun ile de bunlardan sonraki fakihler kasd olunmaktadır. Eskiden yazılan Arapça birçok ilim kitaplarında olduğu gibi bunda da Münyen metin olarak parantez içerisinde şerhi u Halebi de parantez dışında olmak üzere iki kitap (Metin ve Şerh) bir arada gelmiştir. Buradaki metin ve şerhi birbirinden ayıran parantezleri biz tercümede kaldırdık. Çünkü ikisi birbirine o derece bağlı olarak yazılmıştır ki yani Şarih şerh i metne o derece uydurmuştur ki sanki ikisi bir kitapmış gibi fark etmek güçtür. Tercümenin metinle birlikte basılacağını göz önünde tutarak bazı delil makamında ve misal ve izah sadedinde getirilen ayet hadis ve duaları hususiyle mahzur görmediğimiz yerlerde metnin de karşısında olmasını düşünerek Arapça metni yeni harflerle yazdık. Bazen da bunların sadece manalarını yazarak yetindik. Bundaki gayemiz okuyanlarımıza kolaylık getirmektir. Bu kitabı tercüme etmem esnasında bazı intibalarımı şöylece anlatmak isterim: Bunlardan bazılarını şöylece sıralayabiliriz: Halebi'yi yalnızca bir fıkıh kitabı olarak birtakım namaz ve abdest meselelerini konu alan bir kitap olarak görmemek lazımdır. Bu kitap okunurken islam'ın ruhu ve onun ahlakının ulviliği adalet duygusu ve kılı kırk yarmanın gözle görülür birtakım görüntüleriyle göz önüne serilmesi vardır. insanın günlük hayatında ibadet konusunda yapacağı bir takım şeyleri nasıl tanzim edeceğini ne şekilde hareket edeceğini ne yapması lazım geldiğini bir şeyin yakin (kesinlik) hasıl etmesinde ve buna yakın hal almasında ne gibi şartların ne gibi emarelerin bulunacağını şüpheli şeylerin veya buna benzer şeylerin netice ve semeresinin neler olduğunu nelere dikkat etmenin lazım geldiğini metotlu hareketlerin ne şekilde olacağını bize öğretmektedir. Kitap fakihlerin münakaşalarında bazı akli muamele ve muhakemeleri bize fiilen göstermekte kafamızın işlemesine yardımcı olmakta fikrimizi mantığımızı iyi ve yerinde kullanmamıza bizi alıştırmaktadır. Bunlar benim aklıma gelenlerdir. Daha başkaları da vardır. Bu söylediklerimi bir iddia ve bir zumdan ibaret sayanlar hatta inkar edenler olabilir. Bunlara cevabımBana öyle geliyor demektir. ikinci bir cevap gerekirse aslında fıkıh demek kuru kuruya birtakım ahkamı bilmekten ibaret değildir. Fıkıh kişinin lehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilmesiyle diğer bir tabirle fıkıh caiz olan ve caiz olmayan şeyleri bilmesiyle birlikde onu tatbik etmesidir. Netice itibariyle dünya ve ahiret zararlı olan şeyleri bilip onlardan sakınmak faydalı olan şeyleri de bilip ondan müstefid olmaktır. işte bu manasiyle fıkıh - ki ibadet konuları onun bir cüzünü teşkil etmektedir - herkesin Allah'a karşı mesuliyetinde hareketlerini tanzim etmesini bilip Allah'ın rızasına muvafık amellerde bulunması demektir. Yoksa muktezasınca amele götürmeyen basit bilgiden ibaret değildir. Gerçek manada fakihler de bu yolda bilgi sahibi olan kimselerdir. Halebi-i Sağir'i terceme etmekle öteden beri bu Kitabın ve benzeri kitapların metnini bastırmakla önemli hizmetlerde bulunan SALAH BİLİCİ KİTABEVi'nin yeni bir hizmet azminde olduklarını ve benim de çorbada bir tuzumun olduğunu görme sevinci içerisinde olacağım. Halebi- Sagir'in daha önce Babadağı tarafından yapılmış eski Türkçe yazı ile bir tercemesi de vardır. Okuyucularımın gerek bununla gerekse metinle karşılaştırarak yapmış olabileceğimiz hatalarımızda bizi ikaz etmeleri onların bir vazifesi olduğunu hatırlatırım. Tabii olarak hakkı tavsiye sabrı tavsiye her zaman müminlerin birbirine karşı görevleri olduğunu hemen herkesin ezbere okuyabileceği Asr Süre-i Celilesinden bilinmektedir. Bizler okuyan ve okutanlara hayır dualar ederken onların da bizleri ikaz etmelerini isteriz. Bunun yanında bu kitapları yazmış olan ulemaya da Allah Taala'nın rahmetini ve bereketini dileriz. HASAN EGE
455.00 ₺ -
Kainat İnsan ve Kuranda Tefekkür
Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin nezih kaleminden hazırlanan bu kitap, Kuran-ı Kerimin istediği şekilde tefekkür anlayışının nasıl olması gerektiğini izah ediyor pkuyucularına. Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere, Kainat, İnsan ve Kuran'da tefekkürün nasıl olması gerektiği ortaya konuluyor. Cenab-ı Hak, ilahi isim ve sıfatlarının en büyük tecelli mekanı olan ''Kur'an'', ''insan'' ve ''kainat''ın derinliklerinden nasip alarak oradan hayatını aydınlatacak hakikat incilerini çıkarabilme kabiliyetini, mahlukat içinde kamil bir surette yanlızca insanlara, kısmen cinlere bahşetmiştir. Ki bunu yegane vasıtası da; ''tefekkür'' ve ''tahassüs''tür. Kuran-ı Kerimde geçen tefekkür mahiyetli ayet-i kerimelerin ışığında ele alınan tefekkür konusu, kainatta tefekkür, İnsanda tefekkür, kuranda tefekür konularını müteakip tefekkür adabı konusu ile devam edilmiştir. Netice bölümünde de, yine tefekkürün muhtelif boyutları ele alınmıştır.
55.00 ₺ -
Adab
Muhammed in Abdullah el-Hani'den manevi yolun inceliklerine dair bir eser. Muhammed bin Abbdullah el-Hânî'nin Âdâb risalesi, Ali Hüsrevoğlu'nun tercümesiyle dilimize aktarıldığı günden beri binlerce mü'min yüreğin pasına cila oldu. Nice gönül ehline yolda yürümeyi talim etti... Okundukça nice yüzbinlere daha rehber olacak. Çünkü o Âdâb Risalesi. Müslümanca yaşamanın edebini öğretiyor, incelikleri zerafetle gönüllere nakşediyor. Hak yolun yolcularına karanlıklar içinde ışık oluyor. "Ey Hak yolunun yolcusu" diye sıcak bir hitap ile okuyucuya sesleniyor. Din kardeşlerine, ihvanı sevip saymanın inceliklerini sayıyor. Kişinin kendi hakkına dahi riayet etmesi gerektiğini öğretiyor. Aile hayatını cennet bahçelerine döndürmenin anahtarını sunuyor... "Ey gönül erbabı! "Bu yol, edebe riayet yoludur ve burada her davranışı edeble yapmak gerekir. Yolumuz sohbet yoludur, zamana, mekana sahip olma yoludur" diyor... Elinizdeki kitabın insanlığa bir çift sözü var: İllâ edeb, illâ edeb.
280.00 ₺ -
Ahiret Azığı 1
Ömer Faruk Demireşik Bey'in kaleminden, tasavvuf ilminin kaynakları mesabesinde olan kıymetli eserlerden seçme menkıbeler...
108.50 ₺ -
Ahiret Azığı 2
Ömer Faruk Demireşik Bey'in kaleminden, tasavvuf ilminin kaynakları mesabesinde olan kıymetli eserlerden seçme menkıbeler...
77.00 ₺ -
Ahiret Hazırlığı
Sadık Dânâ (k.s) Efendi'den ahiret sermayesi edinmenin önemine dair bir cep kitabı. Dünya hayatı, insanın uğradığı duraklardan sadece birisi. Yarın herkes, burada hazırladığı azığı bulacak karşısında... Bu gün Allah'ı gereğince tanıyıp hakkına riayet eden, yarın O'nu öylece bulacak. Unutan, ihmal eden unutulacak.Cennitini buradan götüreceksin öbür aleme... Bir düşün: Aile saadetini Allah dostlarının işaret ettiği nezafette tesis ettin mi? Seni hizmet insanı kıvamına getirecek olgunluğu kuşanmaya gönüllü müsün? Nefsini kötü sıfatlardan arındırmaya, kalbini güzel hasletlerle donatmaya azmettin mi? Tasavvuf terbiyesi ile yoğrulmaya var mısın? Bütün bu sorular ahiret azığını hazır etmeyi hatırlatıyor muhatabına. Hizmet İnsanı, Aile Saadeti, Tasavvuf ve Marifetullah ve Ahiret Hazırlığı adlı dört inci danesini elinize alıyorsunuz. Kapağını açıp bakıyorsunuz ki bunlar; Merhum Üstaz Sâdık Dânâ Hazretleri'nin nezih üslubunun doyumsuz örnekleridir. Gönüllere ışık saçan sohbetlerin, Rehber Kitaplar serisi içinde tertibi daha bir sevimli olmuş. Her yerde hemen açıp okuması kolay olsun diye Cep kitapları ebadında istifadeye sunulmuş. Okuyanlara, okunmasına vesile olanlara ne mutlu.
26.25 ₺ -
Allah Dostunun Dünyasından
Muhterem Musa Topbaş Efendi ile muhtelif zamanlarda yapılan sohbetlerin tümü Allah Dostunun Dünyasından adlı kitap, Altınoluk'ta Sadık Dânâ müstear ismiyle yazan Merrhum Üstaz Hacı Musa Topbaş Efendi Hazretleri ile yapılan mülakatlardan oluşuyor. Sevenlerine o huzur limanının hayatından kesitler sunuyor. O müeddeb insanın sözleri, guruba yönelen güneş gibi yüzünüze şavkıyor. Bu kitabı okurken; "gün geldi onu da uğurladık Mevlasına. Yüzüne bakmaya doyamadığımızı" diye iç geçiriyorsunuz... Şükür ki sohbetleri, röportajları var yanımızda: Kitaplarda... Baki kalan hoş bir sadâ ise bu kubbede; sadâların en güzeli Allah dostlarının sözleri olmalı.
136.00 ₺ -
Allah Kimleri Sever
Şu bir hakikattir ki, güzel olan şeyi herkes sever.Allah güzeldir Bununla kalmayıp Allah, tüm güzellikleri yaratan en güzeldir Allah sevgisine mazhar olmak elbette buradaki zikrettiğimiz konularla sınırlı değildir. Zira Allah’a ulaştıran yolların sayısı insan nefeslerinin sayısı kadardır denilmiştir. Konumuzla alakalı ayeti kerimeleri, hadisi şerifleri ve örnek davranışları sunmaya çalıştık.
84.00 ₺ -
Altınoluk Sohbetleri 3
Muhterem Sadık Dana (k.s.) Efendi'nin kaleminden gönül dünyanızı zenginleştirecek Altınoluk Sohbetleri serisinin üçüncü kitabı Ayın sohbeti serlevhasıyla yayınlandığı günlerde gönüllerde iz bırakan yazılar Altınoluk Sohbetleri adıyla yeniden vücut buldu. Yitip giden insanların elinden tutma aşkıyla kaleme alınan müşfik sohbetlere daha kolay ulaşma imkanı doğdu. Altınoluk Sohbetleri, âyet-i kerime mealleri, hadis-i şerifler ve Allah dostlarının hayatından menkıbelerle örüldü... Cihana örnek olacak bir nesil yeşersin diye... Allah sevgisiyle aşkla yoğrulsun diye. Sehere sahip çıkan, dünyaya rağbet etmeyen, ahirete hazırlanmanın şuurunda olan mü'minler yetişsin diye... O sohbetler; alışverişte dikkatli davranmayı hatırlatır, inceliklere riayeti tavsiye eder. Kadere razı olmanın verdiği huzuru anlatır, Allah için vermenin erdemini söyler. Mü'minleri duaya çağırır; O'na el açmaya ve yalnız O'ndan istemeye teşvik eder. Altınoluk Sohbetleri serisi, sehâvet timsali bir Allah dostunun gönülleri ihya eden üslubuyla yüreğimizi serinletiyor: Allah sevgisiyle yoğrulmuş bir gönülden neş'et eden yazılarla, buluşmaya hazır mısınız?
140.00 ₺ -
Aziz Mahmud Hüdayi Hasan Kamil Yılmaz
Marmara Üniversitesi İahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz'ın kaleminden büyük Osmanlı mutasavvıfı Aziz Mahmud Hüdayi'ye dair bir inceleme. Aziz Mahmud Hüdayi. Bir model insan, yaşadığı asra damgasını vuran rehber şahsiyet... Tahsilini tamamladıktan sonra intisap ettiği tasavuf yolunda sür'atle merhaleler kat edip irşâd makamına yükselmiş. Devletin her kademesinden, halkın her zümresinden insanlara rehberlik etmiş. Devrini idrak ettiği sekiz padişahın altısı ile çok yakın münasebetleri olmuş. Yazdığı mektuplarla bir çok konuda onlara yol göstermiş. Her devrin yeni nesillere takdim edeceği örnek şahsiyetler vardır, olmalıdır... Ve bu günkü nesiller Ahmed Yesevî gibi, Mevlana gibi, Aziz Mahmud Hüdayi gibi gönül sultanlarının kuşatıcı üslübu ile soluklanmaya her zamankinden fazla muhtaç. Üsküdar'daki türbesinden dünyaya ışık saçan gönüller sultanının eserlerini ve misyonunu yakından tanımak vefa borcumuzdur. Prof. H. Kamil Yılmaz gibi konusunda yetkin bir kalemin eseriyle, vefakarlık yoluna ilk adımı atabiliriz.
189.00 ₺ -
Abide Şahsiyetleri ve Müesseleriyle Osmanlı
Muhterem Osman Nuri Topbaş Bey'den Osmanlı üzerine mufassal bir eser Büyük rüyalar görmek için muazzam medeniyetleri besleyen damarlardan yararlanmak gerek... İşte Osmanlı; bir büyük sevdanın yaşanmış örneği. Adını tarihe şerefle, şanla yazdıran bir medeniyet. Dörtyüz çadırla kurulan bir beyliği, cihan devleti idealine taşıyan düşünce yapısı neydi? Sultanların rüyasını süsleyen yüce ufuk, devlet adamlarının yüzüne şavkıyan umut neydi? Osmanlı tarihinde herkesin aralayamadığı bir perde var. Bu kitabı okudukça, o perdenin gerisindeki esrara vakıf olabileceğinizi düşünüyorsunuz. İlmî kudreti besleyen irfanı. O mükemmel san'atı ma'mûr eden Muhammedî ahlakı. O ahlakı dokuyan gönül erlerini. Padişahların güç devşirdiği gönül sultanlarını yakından tanıyorsunuz... Devlet adamlarının ve maneviyat büyüklerinin hayatından seçilmiş ibret levhalarını temaşa etmeye hazır mısınız? Bu kitapta cihangir bir devletin dünyaya hükmeden sultanlarının bir kısmını bulacak, onların hâkim oldukları beldelerde rızâ-yı ilâhî için yaptıkları merhamet, şefkat ve muhabbet dolu hizmet ve kahramanlıklarını, topluma yön veren nasihat ve fiillerini, târihe bir armağan olarak bıraktıkları hayat hikâyelerinin hikmetli ve ibretli yönlerini, hulâsa onların örnek şahsiyetlerini sergileyen gönül âlemlerine âit satırları okuyacaksınız. Onların dört yüz atlı ile kurduğu şanlı devlet, ulu bir çınar olmuş, dalları üç kıt’ayı gölgesine almış ve altı asır şerefle yaşamış, sonra da ardında birçok yetim devletçik bırakmış ve târih isimli kabristanda şanlı bir türbe şekline bürünmüştür. Şimdi bize düşen, bu şanlı türbenin lâyık bir türbedârı olmaktır. Abide Şahsiyetleri ve Müesseleriyle Osmanlı - Osman Nuri Topbaş - 9789756736265
455.00 ₺ -
Alemlere Rahmet Hz. Muhammed
Bizleri, lûtf u keremiyle yokluktan varlığa çıkaran, sayısız mahlûkat içinde en mükerrem varlık olan “insan”lardan kılan, ebedî saâdet kapısının anahtarı mevkiindeki îman nîmetine mazhar eyleyen, 124 bin küsur peygamber içinde En Sevgili Rasûl’üne ümmet olma bahtiyarlığını ihsân eden, sözlerin en güzeli, mûcizelerin en büyüğü Kur’ân-ı Kerîm’e muhâtap kılmakla şereflendiren Allah Teâlâ’ya nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun.Câhiliye karanlıklarında, izzet, şeref ve haysiyetini kaybetmiş olan insanoğlunu, İslâm’ın nurlu iklîmine sevk ederek gönülleri ihyâ eden, yarı vahşi bir toplumdan fazîletler medeniyeti inşâ eden ve âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Hazret-i Muhammed Mustafâ r Efendimiz’e, O’nun Ehl-i Beyt’ine ve ashâbına, sonsuz salât ü selâm olsun.Ceddimiz Âdem u’ın aslî vatanı olan Cennet’e dönüş yolu, ancak Cenâb-ı Hakk’ın arzu ettiği kulluk husûsiyetlerinin tahsilinden geçmektedir. Rabbimiz, bu husûsiyetleri bildirmek ve onların nasıl tahsil edileceğini öğretmek üzere, bizlere iki muazzam rehber ihsân etmiştir ki, bunlar; Kur’ân-ı Kerîm ve Hazret-i Peygamber r Efendimiz’dir.Kur’ân-ı Kerîm; vahiyle terbiye edilmemiş zihnî melekeler ve kalbî temâyüllerin, insanoğlunu sürükleyebileceği bâdirelerden kurtulmanın yegâne vâsıtası olarak, Âhirzaman Nebîsi ile insanoğluna lûtfedilen ilâhî bir hediyedir.Peygamber Efendimiz r ise, Kur’ân ahkâmının ve ahlâkının, nasıl ve ne şekilde yaşanacağını, insanoğluna fiilî örnekleriyle sergileyen, İslâm’ın yeğâne huzur ve saâdet dîni olduğunu nezih hayatıyla ortaya koyan, eşsiz bir ikrâm-ı ilâhîdir. Bu sebeple, yaratılış gâyesini ve var oluş hikmetini gerçekleştirmeye, yani Allah Teâlâ’yı doğru bir mâhiyette tanıyıp O’na güzel bir kullukta bulunmaya mecbur olan insanoğlu için en lüzumlu iş, bütün hayatını Kur’ân ve Sünnet’in tâlimatlarına göre tanzim etmektir. Yani Kur’ân-ı Kerîm ve onun canlı bir tefsîri mâhiyetindeki Rasûlullah r Efendimiz’in güzel ahlâkıyla ahlâklanarak, yeryüzünde Cenâb-ı Hakk’ın dînini temsil edebilmektir.
35.00 ₺ -
Cana Can Atmak
Sahabe-i Kiram arasında ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) nezdinde iyi bir yere sahip olan Ebu Lübabe hazretleri, küçük bir hatasından dolayı öyle bir yanmıştır ki, onun bu samimi tevbesine, yüce Allah bile şahitlik ederek, onu af ve mağfiret etmiştir. Cana Can Atmak, gönül alemi arı duru insanların hayatından kesitler sunuyor. Pırlanta kelimesinin onları tarif etmek için kifayetsiz kaldığı güzel insanlardan... Tasavvur edin ki, hatadan dönmenin erdemini sahabe-i kiram devrinde yaşanmış bir örnekle okuyacaksınız. Tarihe altın sayfalar nakşetmiş bir nesilden insanca bir örneği yudum yudum içeceksiniz. Ebu Lübabe (r. a.)nın iliklerine kadar yaşadığı nedamete bizzat şahit olacaksınız. Sahabe sevgisini saygı ile harmanlayıp günümüze taşıyacaksınız... Bir samimi yakarış, gönülden bir pişmanlık ki; gökler şahitlik etti ona. Vahiy mührü vuruldu gözyaşlarının makbûliyetine. İki Cihan Güneşi'nin çözdüğü bir kutlu düğümdü onun bağı... Ebu Lübabe, cana can attı ve kurtuldu. Ya siz, ya biz? Acaba neredeyiz?
52.50 ₺ -
Mecmaul Adab Şamua
Mecmaül AdabSofuzade Seyyid Hasan hulusiTercüme: Elhac Muzaffer Ozak Cenabı Hakkın lütuf ve inayeti ve Peygamberi-zişan aleyhi ve alihi salavatullah-ül Mennan Efendimiz hazretlerinin immet ve ruhaniyeti berekatile; MEC MA'UL-ADAB adındaki bu çok mühim ve kıymetli eseri tanınmış vaiz ve hatiplerimizden Elhac MUZAFFER OZAK'ın emeği ve dikkati sayesinde yeni harflerle tab ettirmek hizmet ve şerefi 1958 yılında Yayınevimize nasip ve müyesser olmuştu.Aradan on yıl geçti. İlk baskısı kısa zamanda tükenen bu değerli eserin her gün artan bir istekle ve ısrarla aranıp sorulması bizi ikinci baskısını yapmağa adeta zorladı.Her müslümanın evinde ve kitaplığında bulundurmayı arzuladığı MECMA'UL ADAB; 79 yıl önce Maarif Nezaretinin 3/Ekim/1889 gün ve 305 sayılı ruhsatı ile Çarşamba müftüsü merhum ve mağfur ila rahmeti Rabbihil gafur SOFU ZADE SEYYİD HASAN HULUSİ EFENDİ tarafından aşağıda adlarını yazdığımız maruf ve muteber kitaplardan müteşekkil dini şer'i ve ilmi kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmış ve basılmıştır 1.Buhari-i-şerif2.Cami-üs-sagir 3.Meşarik-i-şerif 3.Mesabih-i-şerif 5.Şir'a şerhi 6.Mefatih-ül-cinan 7.Avarif-ül-maarif 8.Ruh-ül-beyan tefsiri 9.İhya-i-ulümiddin 10.Bostan-ül-arifin 11.Halisa't-ül-hakayik12.Şerh-ül-minye 13.Dürrü Muhtar 14.Mülteka 15.Vikaye 16.Günye't-ül-fetavA 17Şerh-ül-mecmaBu çok zengin bibliyografya kaynaklarından da anlaşılıyor ki; MECMA'UL• ADAB uzun ve yorucu çalışmaların mahsulü olduğu kadar temas ettiği her konuda şahsi ve indi hükümlere yer vermeyen bilhakis ele aldığı konuları islam Aleminin inanılır ve güvenilir eserlerine istinat ettiren müstesna bir Adab mecmuasıdır. İşte; bu sebepledir ki. 79 yıl önce basılan aslını ellerinde bulundurmak bahtiyarlığına nail olanlarla. 10 yıl önce Yayınevimizce yapılan ilk baskısından birer nüsha edinebilenlerle gıpta eden büyük çoğunluğun arzu ve ısrarlarına uyarak ikinci baskısını hazırlattığımız MECMA'UL•ADAB her müslümanın. günlük hayatının her bölümündeki her türlü güçlüklerine cevap veren zengin münderecatı ile. daima el altında ve göz önünde bulundurulacak eşsiz bir eserdir.
325.00 ₺ -
-
Genç Sahabiler
Genç sahabiler… İnancı uğruna her fedakarlığı göze alabilen ,Önünde yürüyen Sevgili Peygamberine aşık, Kalabalıkları peşinden götüren lider vasıflı,Muhammedi Ay’ın yanında parlayan genç yıldızlar… Onlardan bize ışık tutacak genç öyküler…Mekke ve Medine dönemindeki erkek ve kız yetmiş gençten sıcak öyküler.Duygu ve mesaj yüklü, sade ve akıcı bir üslupla kaleme Alınan bu ese, genç sahabelerin dikkat çeken yönlerini, Peygamberimiz ve gençlik adına bizlere sunuyor.
84.00 ₺ -
Güller Gülü Efendimiz
Adem Saraç'ın kaleminden Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in çocukluk yılları. Bu kitapta, Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in çocukluk hayatını bulacaksınız. Yani sadece on beş yaşına kadar. Tabi ki öğrenmek isteyeceksiniz... Çünkü Peygamber Efendimizin hayatını en ince ayrıntılarına kadar bilmek, her Müslümanın en büyük arzusudur değil mi? Bu kitap Gül Çocuklar serisinin birinci kitabıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e Gül; Sahâbelere de Güller dedik...
56.00 ₺ -
Hazreti Muhammed Mustafa sav 1 Mekke Dönemi
Muhterem Osman Nuri Topbaş Bey'in kaleminden bütün peygamberlerin ve insanlığın edebî nûru olarak cihânı şereflendiren O Sonsuz Güneş'in Mekke Devri... Yüz yirmi dört bir peygamber ve onlardaki sayasız zuhurat ve ilahi tecelli akışları, sanki bereketli nisan bulutları gib azami derecede işba (doymuşluk) haline geldikten sonra beşeriyetin gönül toprağına mecburi bir surette boşaldı. Ve bereketli bir hidayet şeraresi halirdeki nebiler silsilesi, alemlere rahmet olarak gönderilen Hazret-i Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem-'in zuhura gelmesinin adeta birer ikbal ve bahar müjdesi oldu... Böylece bütün peygamberlerin ve insanlığın ebedi nuru olarak cihanı şereflendiren o sonsuz güneşin Mekke Devri, şirkle kirlenmiş gönülleri tevhid-i İlahi çerçevesinde yüce itikad ile temizlemek, küfürle kurumuş dalları iman ve hakikat pınarıyla yeşertmek, nefsaniyet ve zulümleri dolayısıyla ham meyve haline gelmiş beşeriyeti, ruhaniyet ve Nur-i Muhammedi ile olgunlaştırmak faaliyetiyle geçti. O'nun zahiri terbiyesi ve batıni tesiri gönüllere öyle bir iksir oldu ki, daha evvel yarı vahşi, çoğu insanlıktan bile habersiz bir cahiliye toplumunu, insanlık tarihinin hala gıpta ettiği "sahabe" hüviyetiyle hayal edilmez bir mertebeye ulaştırdı. Onları, dünya tarihinde "fazilette zirve insanlar" haline getirdi. Dolayısıyla adalet, merhamet, muhabbet ve iman dolu bir insanlık hususunda modern bir cahiliye devri yaşayan şu ahir zamanın, yegane kurtuluş yolu da, edebiyet güneşinin Nur-i Muhammedi'sinde tecelli eden ulvi sırlardan nasiplenebilmektir... Şefaat yâ Rasûlallâh!..
224.00 ₺ -
Hazreti Muhammed Mustafa sav 2 Medine Dönemi
Muhterem Osman Nuri Topbaş Bey'in kaleminden bütün peygamberlerin ve insanlığın edebî nûru olarak cihânı şereflendiren O Sonsuz Güneş'in Medine Devri... Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Hak katındaki kadri o kadar yücedir ki; Cenâb-ı Hak, Habîbi'ne itaati, kendine itaat saymış; O'na karşı yapılacak en küçük hürmetsizliği, amellerin boşa çıkmasına sebep kılmış ve O'na tazimi, gönüllerin takva imtihanı eylemiştir. Rasulü'ne uygunsuz hitapta bulunmayı büyük bir cehalet eseri olarak kabul etmiştir. Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e çokça salat ü selam getirerek O'nu hiçbir zaman gönlümüzden ve hatırımızdan çıkarmamamız gerektiğini beyan etmiştir. Hatta namaz kılarken her Tahiyyat'ta Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e selam vermemizi namazın vacip bir rüknü kılmıştır. Bu derece kadri yüce olan Peygamber Sultanı'nın Medine Devri, Allah'ın dinini ikame ile geçmiştir. Gönülleri Cennet'e döndüren yüce esasları, sarsılmaz temeller üzerinde muhteşem saraylar misali inşa etmiştir. O güller gülü, Medine'de oluşturduğu münevver iklimde, hayatının sonuna kadar güzelliğin ve doğruluğu rehberi olmuş ve şerefli hayatı; her türlü yanlış, kötülük, terör ve zulme karşı mücadele içinde geçmiştir. Böylece ardında, insanlığa sonsuz kurtuluş ve vuslatın yegane yolu olan bir din, bir sırat-ı müstakim ve insanlık semasının yıldızları olan örnek bir nesil bırakmıştır. Ne mutlu dünyada, Allah Rasulü'nün izini takip ederek o sırat-ı müstakim'den, yani dosdoğru yoldan yürüyüp de ahiretteki kıldan ince sıratı geçecek olanlara!.. Acizane böyle bir saadete vesile olabilmek maksadıyla kaleme alınan bu eserde, Nebiler Nebisi'nin bütün beşeriyete numune-i imtisal ışığında ilahi tecelli akışlarıyla dolu kıssalarını bulacaksınız. Esasen O'nu tasvirde lisanlar mutlak bir acziyet içindeyken, bizim lisanımızdaki ifadesi de okyanustan bir katre misali idrakimize damlayan şebnemler mesabesindedir. Dahîlek yâ Rasûlallâh!..
224.00 ₺ -
Hz. Ebu Bekir Sıddık RA
Hz. Ebubekir (r.a)'nın hayatı Dört büyük halife. İslam'ın Peygamberimiz'den sonraki temel kaideleri. Yakınlık kelimesinin olanca sıcaklığıyla Efendimiz'e yakın olmuşlar. İnsanlığın yüz akı saadet çağını yaşamışlar, yaşatmışlar... O seçkin halifeler, hayatı nasıl yorumlamış dersiniz? İnsanlarla münasebetlerinde öne çıkan nedir? Eşyaya bakışları nasıl olmuş? Aile efradına, yakın çevresine, umûm mü'minlere vermek istedikleri mesaj nedir? Her söz, söyleyenin gönül süzgecinden geçerek muhatabına ulaşır. Hadiselerin kaynağından okuyana bir köprü olur. Müellif hissiyatıyla yoğurur kelamını. Edebiyle müeddeb eyler kelimeleri... Hulefâ-yı Râşidîn'in hayatlarından seçilmiş menâkıbı, merhum Üstaz Mahmud Sami RAMAZANOĞLU'nun hürmetkar üslubuyla yeniden okumaya var mısınız? Muhammediyyü'l-meşreb bir güzide insan, saadet çağını dokuyan önderleri gönül hanenize davet ediyor.
120.00 ₺