-
İslama Adanmış Bir Hayat Mahmud Efendi Hazretleri
Kitabımızda çok zor ve sıkıntılı zamanlarda büyük hizmetler vermiş hakîkatli bir Allâh dostunun, Müceddid Mahmud Efendi Hazretleri’nin mücadelelerle geçen uzun ve meşakkatli hayatını temaşa edip, o istikrar ve istikamet numunesinin ihsân-ı İlâhî ile elde ettiği büyük muvaffakiyetlerine tanık oluyoruz. İstifâde ve istifâza temennisiyle!
193.20 ₺ -
-
-
Kırk Hadis Şerhi (El-Vafi)
Bu kitapta şu yol takip edilerek şerh edilmiştir: -Hadisin tahrici ve hadis alimlerinin kesinleştirdiği gibi hadisin derecesinin beyanı -Hadisin öneminin beyan edilmesi -Hadisin kelimelerinin lügat açısından açıklanması -Hadisin Işığında başlığı altında hadisten anlaşılanlar -Hadisten çıkarılan şer'i hüküm ve bunu teyid eden ayeti kerimeler ve hadis-i şerifler -Hadis-i şerife uyulduğu ve ona göre hareket edildiği zaman gerçekleşecek olan dini ve dünyevi faydalar -Hadisten almamız gereken nebevi dersler ve asrımızın dermansız toplumsal hastalıklarının çoğuna faydalı bir ilaç olmaya elverişli olan imana dair konular -Hadisleri rivayet eden ravilerin kısaca hayatları
169.20 ₺ -
Muhtelif 1 İslam'a Yönelik İtirazlar ve Cevaplar
Ateizm, deizm, agnostisizm gibi akımların günden güne popülerleştiği ülkemizde İslam’a dair eleştiriler bilinmektedir. Gözlemlerimiz o yöndedir ki bu sorulara cevap arayan kişiler bir iki sayfaya sığdırılmış geçiştirici cevaplarla tatmin olmamaktadır. Bu sebeple incelediğimiz her soruya doyurucu cevaplar vermeyi hedefleyen bir kitap serisi yazmayı planladık. Bu plan uygulandığında bu tarz sorularla ilgili uzun vadede ciddi bir literatür oluşabileceğini düşünmekteyiz. Elinizde tuttuğunuz bu eser bahsettiğimiz metodu uygulamayı planladığımız serinin ilk kitabıdır. Serinin bu ilk eserinde şu sorulara cevap verilmeye çalışılmaktadır: - Bir Din Nasıl Çürütülebilir? - İslam Doğru Din ise İslam Coğrafyası Neden Kötü Durumda? - Kur’an’da Gramer Hatası Var mı? - Peygamber Neden Evlatlığının Hanımıyla Evlendi? - Dinler Yok Olacak mı? - Evren Kaotik midir, Düzenli midir? - Neden Bütün Peygamberler Ortadoğu’dan? - Şeytan Ayetleri Kitabı ve Garanik Kıssası - Mürtet Öldürülür mü
94.00 ₺ -
Kalplerin Cilası
İslam âleminin büyük, büyük olduğu kadar faziletli ve muttaki bir âlimi olan İmâm Birgivî hazretleri ilmi ve takvâsı ile şöhret bulmuş, şerîat-i Ahmediyye’ye son derece bağlı fazilet timsali bir zâttır. Elinizdeki bu eseri de bir vaaz ve nasihat kitabıdır. Vaaz ve nasihat ile alâkalı âyet-i kerîmeleri, hadîs-i şerîfleri ve büyük zevât-ı kirâmın mübarek sözlerini ihtiva etmektedir. Ayrıca ölüm ahvali, kabirde Kur’an okuma âdabı ve telkin konularını içermekte, bilhassa bid’atlarla ilgili ikazlarda bulunmaktadır. Yayına hazırladığımız bu eserin Arapça müellif hattı istinsah edildi ve kitabın sonuna ilave edildi. Buna göre de eserin tercümesi yapıldı ve hadîs-i şerîf metinleri eklenerek kaynakları gösterildi.
117.00 ₺ -
Faziletler Kitabı Şamil Yayınevi
Osmanlı medeniyet ufkunun zirvelerinden, zâhir ve bâtın bir çok ilmi zatında cem eden, hem saltanat sahiplerinin hem de gönül ehlinin sultanı olan Aziz Mahmud Hüdâyî (k.s.) hazretleri Arapça bir çok risale kaleme almıştır. Hazretin ilim, ibadet, ahlâk ve tevhid hususunda telif ettiği Câmiu’l-Fezâil ve Kâmiu’r-Rezâil (faziletleri toplayan ve rezaletlere engel olan) adlı risalesi de çok büyük kıymeti hâizdir. Daha önce baskısı yapılan bu eserin yayına hazırlama sürecinde mütercim de dikkat çektiği eksiklikler üzerine yazma nüshalar dikkate alınarak tercüme tekrar gözden geçirildi ve görülen bazı aksaklıklar, eksiklikler giderildi. Ayrıca eserde geçen âyet ve hadislerin kaynakları da gösterildi.
117.00 ₺ -
Şair Sufiler
İmam Gazzâlî'nin şer'î ilmini tasavvufî neşvesiyle birleştirmesinden sonrasında tasavvuf ilmi iki alanda geniş bir literatür ortaya çıkardı: Nazarî düşüncenin işlendiği mensur metinler ile şiir ve hikâye diliyle ortaya çıkan ve ilkine göre yaygın ve etkili olan bir literatür. Birinci alanın en önemli isimleri İbnü’l-Arabî ve Sadreddin Konevî’dir. İkinci literatür ise şiir ve hikâye diliyle ortaya çıkıp ilkine göre yaygın ve etkili olan bir literatürdür. Bu alanda Arapça eser veren isimler arasında İbnü’l-Fârız, Farsça yazanlar arasında Mevlânâ Celâleddin Rûmî, Ferîdüddin Attâr; Türkçe terennüm eden isimler arasında ise Yûnus Emre en iyi bilinen zatlardır. Peki, manzum yazan isimler ile mensur eserler kaleme alan isimler aynı düşünce dünyasını mı paylaşmışlardı? Bu sorunun cevabını bulmak üzere şiir nazarî metinlere yaklaştırılmış, tasavvufi şiir nazarî düşünce içerisinde ve onun kalıplarıyla tahlil edilmiştir. Başta Mesnevî-i Şerîf şerhleri olmak üzere pek çok şiir şerhi böyle bir zihinsel arka planın ürünüdür. Şair Sufiler, iki tür yazıdan müteşekkildir: Birinci kısmı Ekrem Demirli’nin değişik vesilelerle kaleme aldığı makalelerden ibarettir. Bu yazılarda Hz. Mevlânâ, Yûnus Emre ve Niyâzî-i Mısrî ile son devir sufi şairlerinden Alvarlı Efe’nin tasavvufun çeşitli bahislerine dair düşünceleri ele alınmıştır. İkinci kısımdaki yazılar ise Yûnus Emre’nin şiirlerine yazılan şerhlerden oluşmaktadır. Bu şerhlerin temel maksadı Yûnus’un şiirinin arka planını teşkil eden tasavvufî düşünceyi ortaya koyabilmektir. Şair Sufiler, tasavvufun nazarî ve irfanî bilgiye dayanan literatürünü kapsamlı bir bakış açısıyla ortaya koyuyor.
168.00 ₺ -
Ayırmaya Değil Birleştirmeye Geldik
"İki gözümüz var ama bir görürüz." Hz. Mevlânâ Kâinattaki her şeyin özü birdir. Birlik (vahdet), varlık tezahüründe çokluk (kesret) içinde sırlanmıştır. Çokluğu meydana getiren her unsur, tek tek hürmete layıktır. Zira her birinde "Bir"liğin kokusu vardır. Kültür hamuru büyük tevhid ustalarının, uluhiyyeti temaşa eden ve ubudiyet ile taçlandıran gönül erlerinin görüşleri ile yoğrulan toplumlarda barış, hoşgörü ve anlayış hâkim olur; aksi halde ise kavga, tahammülsüzlük ve savaş hüküm sürer. İslam dünyasının birlik fikrinden neden bu kadar uzaklaştığının sebebini irdeleyen Ayırmaya Değil Birleştirmeye Geldik, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’la muhtelif zamanlarda yapılan söyleşilerden oluşmaktadır. İki ana bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde, âriflerin bakışıyla İslam ahlakı ve tasavvufî meseleler ele alınmıştır; ikinci bölümünde ise İslam dünyasının iki büyük akımı olan Sünnîlik ve Şiîlik arasındaki ihtilafların nasıl en aza indirileceği derdine düşen yazılar bulunmaktadır. İslam kisvesi altında birbiriyle savaşan, gerçek İslam’ı temsil etmekten çok uzak akımların, âriflerin tevhid anlayışına uzak düşüşümüzle ortaya çıktığı hakikatine vurgu yapan bu satırlar, “Allah'ım! Müslümanların kalpleri arasını birleştir,” duasına gönülden söylenen bir "âmin" gibidir.
105.00 ₺ -
Müntehab-ı Bahriyye-Akdeniz ve Ege'nin Tarihi Coğrafyası 1645-1646
MÜNTEHAB-I BAHRİYYE (Akdeniz ve Ege’nin Tarihi Coğrafyası, 1645-1646) Akdeniz ve Karadeniz’de sürekli büyüyen, Kızıldeniz’e ve Hind Okyanusu’na seferler düzenleyen Osmanlıların, deniz coğrafyası bilgileri, yeterli gelmeyince 17. asrın büyük âlimi Kâtib Çelebi (v. 1657) tarafından meşhûr Kapdân Pîrî Reîs’in (v. 1554?) Kitâb-ı Bahriyye isimli muhteşem eseri esas alınarak 1645-1646 tarihinde Müntehab-ı Bahriyye isimli haritalı eşsiz bir kitap hazırlanır. Osmanlı ve Akdeniz tarihî coğrafyası için çok mühim bir kaynak eser özelliği taşıyan Müntehab-ı Bahriyye, coğrafî tanımlamaları, renkli haritaları, yer adlarının aktarılışı gibi daha birçok hususiyetleri ve ilkeleri açısından bütün Osmanlı coğrafya kitapları arasında ayrı bir yere sahiptir. Kâtib Çelebi’nin kaleminden çıkan nüshada doksan üç harita ve iki cedvel bulunur. Nadir Eserler Kitaplığı markasıyla yayınladığımız Müntehab-ı Bahriyye’nin müellifin kendi kaleminden çıkan nüshasının tıpkabısımı, geniş bir inceleme ve içindekiler ilâvesiyle birlikte takdim ediliyor. Yaklaşık yirmi yıl önce Prof. Dr. Fikret Sarıcaoğlu tarafından tespit edilerek Akdeniz ve Ege’nin Tarihî Coğrafyası, 1645-1646 alt başlığıyla takdim edilen çalışmada, Müntehab-ı Bahriyye’nin keşfi öncesine âid bilgiler, esere kaynak olan Kitâb-ı Bahriyye’nin temel özellikleri, Müntehab’ın adı, telif tarihi, nüshaları, muhtevâsı, kaynak ve mehazları, kitâbiyâtı, önemi ve kıymeti üzerinde bir incelemeye yer veriliyor. Kâtib Çelebi’nin telifinin daha açık görülebilmesi ve Kitâb-ı Bahriyye ile farkının temyîz edilebilmesi için karşılaştırmaya uygun örnek metinlerin çeviriyazıları sunuluyor. Ayrıca, tıpkıbasımdan kolaylıkla istifade edilebilmesi gayesiyle eserin konu başlıkları, kısaca içindekiler varak sırasıyla hazırlanmıştır. Osmanlı denizcilerinin başucu kaynağı niteliğindeki Kâtib Çelebi’nin Müntehab-ı Bahriyye’si ehemmiyetine binaen orijinal ebadında, gayet gösterişli bir cild ve kaliteli kâğıda basılmıştır. Özellikle Osmanlı denizcilik tarihi, Akdeniz ve Ege denizi üzerine araştırmalarda bulunan ve aynı zamanda haritacılık üzerinde çalışan akademisyenler, araştırmacılar, mühendisler ve tarihini merak edenlerin kütüphanelerinde bulundurmaları gereken kaynak bir eserdir.
628.60 ₺ -
Usul-i Hadis-Osmanlı Türkçesi
Mahmud Esad Seydişehrî'nin tarafından Usûl-i Hadis'in kavâid-i asliyesini cem ettiği bu muhtasar eserde, usûl-i hadîsin tarifi ve kısımları, nakil ve râviler hakkındaki mevzûlar ve usûl-i hadîs ile alâkalı hususları muhtasar olarak acıklanmaktadır. Eser Ahmed Cevdet Paşa tarafından da takdire şâyân görülmüş, bu sahada okutulan ders kitapları arasında yerini almıştır. Başına, Usul-i Hadis'in tıpkıbasımı ile eser ve müellif hakkında malumatın yer aldığı bir giriş konulmuştur.
170.80 ₺ -
Merahul Meali Fi Şerhil Emali Osmanlı Türkçesi
Mütercim Âsim Efendi'nin (ö. 1235/ 1819) Sultan Ücüncü Selim'e ithaf ettiği Merahuî-Meâlî, Kasîde-i Emâlî'nin en cok rağbet gören şerhlerindendir. Bu eserde, kelâm ve akâid ilmine dair geniş bir mukaddimeden sonra her beytin şerhi ve kavâid tahlilleri yapılmış, kelime manâları verilmiştir. Hâmişinde ise Nuh b. Mustafâ'nın El-Milel ve'n-Nihal kitabının tercümesi vardır. Bu eserde, Merahu'l-Meâlî Fî Serhi'l- Emâlî'nin tıpkıbasımı ile eser ve müellif hakkında malumatın yer aldığı bir giriş yer almaktadır. Ayrıca bu çalışmaya ek olarak Şeyhülislâm Hoca Sa'deddin Efendi'nin manzum Emâlî Tercümesi olan Kasîde-i Lâmiyye ile MahzenüT-Ulûm kitabından Emâlî'nin tercümesinin tıpkıbasımı ilâve edilmiştir.
312.20 ₺ -
Kamusı Türki Küçük Boy Nadir Eserler Kitaplığı
Osmanlı’nın son devir yazarlarından Şemseddin Sami tarafından büyük bir titizlikle hazırlanan Kâmûs-ı Türkî isimli eser, Türkçenin derli toplu ilk sözlüğüdür. Kelimelerin tertibi hususunda yeni bir anlayış ve modern dilbilimi metotlarını esas alan müellif; Türkçe, Arapça ve Farsça asıllı kelimelerde alfabetik sıraya riayet etmiş, kelimeleri, harekeleri dikkate almadan elifba sırasıyla vermiştir. Sözlükte yer alan 29 bin civarındaki kelimenin yaklaşık üçte biri Türkçe, geri kalanı Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca, İtalyanca ve diğer yabancı dillerden Türkçeye giren kelimelerdir. Şemseddin Sami’ye göre bir lügatin, ait olduğu dilin kelime servetini gerçek bir surette gösterebilmesi için, o dilin aslî kelimeleriyle birlikte, kullandığı yabancı kelimeleri de göstermesi gerekir. Bu hâliyle Şemseddin Sami’nin, Kâmûs-ı Türkî’si sadece ismiyle değil, ilkeleri açısından da bütün Osmanlı sözlüklerinden ayrılır ve hâlen Türkçenin en zengin lügatlerinin başında gelir. Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın tahta çıkışının 25. senesine ithaf olunarak 1901’de basılan Kâmûs-ı Türkî, Türk dilinin bir asırdır ellerden düşmeyen baş lügati haline gelmiştir. “Lügatlar lisânın hazinesi mesabesindedir.” diyen Şemseddin Sami’nin klasikleşen bu eseri, Osmanlı Türkçesini asli kaynağından öğrenmek isteyen herkesin, özellikle; akademisyenler, araştırmacılar, avukatlar, öğretmenler ve talebelerin el altında bulundurmaları gereken kaynak bir lügattir. Nadir Eserler Kitaplığı markasıyla yayınladığımız Kâmûs-ı Türkî, ehemmiyetine binaen orta boyda, gayet gösterişli bir cild ve kaliteli kâğıda basılmıştır. Ayrıca müellifin hayatı ve eserleri hakkında geniş bir makale ile Şemseddin Sami’nin eser için yazdığı takdimin (ifade-i meram) günümüz Türkçesine çevirisi de ilave edilmiştir.
707.00 ₺ -
Kamusı Türki Büyük Boy Nadir Eserler Kitaplığı
Osmanlı’nın son devir yazarlarından Şemseddin Sami tarafından büyük bir titizlikle hazırlanan Kâmûs-ı Türkî isimli eser, Türkçenin derli toplu ilk sözlüğüdür. Kelimelerin tertibi hususunda yeni bir anlayış ve modern dilbilimi metotlarını esas alan müellif; Türkçe, Arapça ve Farsça asıllı kelimelerde alfabetik sıraya riayet etmiş, kelimeleri, harekeleri dikkate almadan elifba sırasıyla vermiştir. Sözlükte yer alan 29 bin civarındaki kelimenin yaklaşık üçte biri Türkçe, geri kalanı Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca, İtalyanca ve diğer yabancı dillerden Türkçeye giren kelimelerdir. Şemseddin Sami’ye göre bir lügatin, ait olduğu dilin kelime servetini gerçek bir surette gösterebilmesi için, o dilin aslî kelimeleriyle birlikte, kullandığı yabancı kelimeleri de göstermesi gerekir. Bu hâliyle Şemseddin Sami’nin, Kâmûs-ı Türkî’si sadece ismiyle değil, ilkeleri açısından da bütün Osmanlı sözlüklerinden ayrılır ve hâlen Türkçenin en zengin lügatlerinin başında gelir. Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın tahta çıkışının 25. senesine ithaf olunarak 1901’de basılan Kâmûs-ı Türkî, Türk dilinin bir asırdır ellerden düşmeyen baş lügati haline gelmiştir. “Lügatlar lisânın hazinesi mesabesindedir.” diyen Şemseddin Sami’nin klasikleşen bu eseri, Osmanlı Türkçesini asli kaynağından öğrenmek isteyen herkesin, özellikle; akademisyenler, araştırmacılar, avukatlar, öğretmenler ve talebelerin el altında bulundurmaları gereken kaynak bir lügattir. Nadir Eserler Kitaplığı markasıyla yayınladığımız Kâmûs-ı Türkî, ehemmiyetine binaen orta boyda, gayet gösterişli bir cild ve kaliteli kâğıda basılmıştır. Ayrıca müellifin hayatı ve eserleri hakkında geniş bir makale ile Şemseddin Sami’nin eser için yazdığı takdimin (ifade-i meram) günümüz Türkçesine çevirisi de ilave edilmiştir.
907.90 ₺ -
-
Şerhul Akaidil Adudiyye Yeni Dizgi Tahkîkli
Şerhu’l-Akâidi’l-Adudiyye, hicrî 10. asırda yaşamış Eş‘arî kelamcılardan İmâm Celâlü’d-Dîn ed-Devvânî tarafından kaleme alınan eserdir. Bu eser Adudüddîn el-Îcî’nin Akâidü’l-Adudiyye isimli eserinin şerhidir. Devvânî’nin en meşhur eserlerinden olan bu esere birçok haşiyeler yazılmış ve Osmanlı Medreselerinde uzun yıllar ders kitabı olarak okutulmuştur. Eserin Tahkikinde İzlenen Yollar: • Eser ülkemizin farklı kütüphanelerinden bulunan nüshalardan mukabele edildi. • Birçok yerinde haşiyelerden nakiller ile talikler yapıldı. • Bazı kapalı yerlerde harekelendirmeler yapıldı. • Garip kelimelerin manaları verildi. • Âyetlerin referansları ve hadislerin tahricleri yapıldı. • Eserde ismi geçen âlimlerin kısa hâl tercemeleri yapıldı.
185.00 ₺ -
Manihul Ğana Şerhul Bina Yeni Dizgi Tahkîkli
Sarf ilminin yapı taşlarından kabul edilen ve Arapça bablar hakkında kaleme alınmış olan kadîm “Binâ” metninin en eski şerhlerindendir. İki yüzü aşkın kaynaktan istifade edilerek hazırlanan eser, iki nüshadan tahkik edilerek yayıma hazırlanmıştır. Kitapta metin ve şerh ayrı ayrı iki kütlede olacak şekilde, iki renkle mizanpajlanarak okuma kolaylığı sağlanmıştır.
250.00 ₺ -
Gurre ve Şerhul Gurre fil Mantık
Allâme Seyyid Şerif el-Cürcâni’nin (v. 816/1413) Farsça olarak kaleme aldığı, daha sonra oğlu Nureddin Muhammed b. Ali el-Cürcânî (v. 837/1434) tarafından ilaveler de eklenerek Arapçaya tercüme edilen el-Gurre isimli mantık risalesinin, Kutbüddin es-Safevî (v. 955/1548) tarafından Şerhu’l-Gurre fi’l-Mantık adıyla yapılan şerhidir. Metin, konuları sistematik bir şekilde ele alması, her meseleyi misaller getirmekle anlaşılmasını kolaylaştırması ve muhtasar olması yönüyle mantık ilmine yeni başlayanlar için ders kitabı olma hüviyetine sahiptir. İsmailağa Telif ve Araştırma Merkezi tarafından tahkik edilen bu eser, üç nüshadan mukabele edilmiş olup, önemli görülen nüsha farkları dipnotlarda belirtilmiş, anlaşılması zor veya kapalı görülen yerler dipnotlarda izah edilmiş, ayrıca konuların daha iyi anlaşılması için bölüm sonlarına şemalar eklenmiştir. Dirase kısmında müellif ve şârihin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verilmiş, okuyucunun metinden kopmaması ve zihinde daha kalıcı olması için metin kısmı gerekli başlıklandırma ve paragraflandırma yapılarak kitabın baş tarafına ayrıca konulmuştur.
25.00 ₺ -
Telhisul Miftah Eski Dizgi Siraç Yayınevi
Sekkâkî’nin (ö. 626/1229) kaleme aldığı, Arap edebiyatının meşhur eserlerinden Miftâhu’l-ʿulûm’un belâgata dair üçüncü bölümü, Hatîb el-Kazvînî (ö. 739/1338) tarafından Telhîsu’l-Miftâh adıyla ihtisar edilmiş, Osmanlı medreselerinde de uzun yıllar okutulmuştur. Bu kıymetli eser, asıl nüshasından tıpkıbasım ile neşredilmiş ve okuyucularımızın istifadesine sunulmuştur.
150.00 ₺ -
-
Mektubatı Mahmudiyye 2 Cilt Takım
Mektûbât-ı Mahmûdiyye; Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri’nin İslâm davasını birlikte omuzladığı dostlarına yazdığı mektupların toplanıp derlendiği çalışmadır. Üstadımız tarafından dinî terviç adına kaleme alınan bu kıymetli mektuplar, şüphesiz emr-i bi’l-ma‘rûfun satırlara dökülmüş halini göstermekte, Üstadımızın şefkatli bir anne misali, uzak mesafede bulunan manevî kardeşlerine karşı nasıl engin rahmetinin olduğunu da yansıtmaktadır. Aynı zamanda imanın halâvetini, yakînin hikmetini saçan bu mektuplar, kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun; güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını da anlatmaktadır. Osmanlıca olarak Üstadımızın kaleminden dökülen bu mektupların hangi gaye ile yazıldığı yine üstadımızın şu ifadesiyle açık bir şekilde anlaşılmaktadır; “Allah’ı (Celle Celâlühû) seven, onun kullarını da sever. Allah’ın (Celle Celâlühû) kullarını seven, onların hidayeti ve ebedî kurtuluşu için çalışır. Kur’ân-ı Kerîm’den başka hiçbir şeyle uğraşmamakla nimetlendirildiğim hayatımda, büyüklerimden ve hocalarımdan öğrendiklerimi her vakit başkalarıyla paylaşmaya gayret göstermişimdir. Sesimin ulaştığı yere sözle, ulaşamadığına da mektuplar göndererek ifade-i meramda bulunmuştum. Zaman her şeyi maziye çevirse de bir tek, kitaba hüküm geçiremezmiş. Bu hakikatin tecellisi olarak dün yazdıklarımın bugün eskimeden derlenip toplanıp gün yüzüne çıkması ve istifadeye sunulması beni fazlasıyla mesrur etmiştir. Gayret-i Diniyyemin satırlara dökülmüş hali olan bu mektupların, Allah’ımın (Celle Celâlühû) kullarına faideli olmasını dilerken, bütün dostlarımdan hüsn-i hâtimem için dua isteyerek hepsini Allah Teâlâ’ya emanet ederim.” ÖZETLE MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE ESERİ Cemâlini muhabbete, Celâlini haşyete, Rahmetini de her türlü mazhariyete vesile kılan Cenâb-ı Hakk’a nihayetsiz hamd ve senalar olsun. Allah’ın Celle Celâlühû merhameti, meleklerin istiğfarı, kulların da duası, zuhûr-u evvel, vücûd-u âhir, makâm-ı âli, şân-ı nâmütenâhi; Peygamberimizin ve O’nun Âl ve Ashâbının üzerine olsun. Ehl-i semanın yerdekilere imrendikleri çağlar maziye dönüştükçe, beşeriyetin, sığınacağı bir limana olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla artmaktadır. Gün geçtikçe kararmaya devam eden Ümmet-i İslâm’ın bahtı, artık oturduğu dala balta sallamakla övünüp avunmaktadır. Âlemin her zerrede bir nur, her katrede bir zuhur fark ettiği, Hakk’a ibadeti bir onur itikad ettiği demler, aramızdan birer birer ayrılınca, Cenâb-ı Rahmân her yüzyılda olduğu gibi yeniden kulların yüzüne gülmüştür. Onlara, itaat etmenin güzelliğini anlatacak, zenginlikte, toklukta, rahatta buldukları hazzın çok daha büyüğünün, fakirlikte, açlıkta ve Allah için rahatını terk edip uykusuz ve yorgun düşmekte elde edilebileceğini gösterecek rehberler göndermiştir. Eşyada esma, esmada müsemma görmeye muktedir bu rehberler, insana, ateşle oynarken elini yakmamayı öğretmişlerdir. Yaradan’ın bütün her şeyi kendisi için var ettiği insan, düştüğü kuyudan bu ele tutunarak çıkacak ve imanın ihsan mertebesine yine bu elle ulaşacaktır. Mürid ve muhibbînin bütününde tasarruf eden bu mürşidler, zerreden umman, katreden derya çıkarırcasına sâliklere yol, taliplere yön vereceklerdir. Yolunu bulan sâlik artık uyumak için geldiğini zannettiği bu âlemde uyandırmak için var olduğunu anlayacak “Her şeyi senin için yarattım” diyen Cenâb-ı Vehhâb’a “Ben de her şeyi senin için terk ettim” diyebilecek bir iman kıvamına erecektir. Bir inanç uğruna yaşamanın, onun için ölmekten daha zor hale geldiği, doğruları savunmaktan çekinip yanlışları alkışladığımız bir zaman da bize yeni bir dünya bahşeden Allah’ımıza nihayetsiz şükürler olsun. Ümitlerimizin son kuruşunu harcamaya ramak kala, bizi nazlı dostuyla buluşturup onun sevgisini bahşetmiştir. Böylece acılarımızdan tat, zehirlerimizden panzehir çıkarmanın sırrını bir nebze anlama fırsatına ermiş olduk. Her cevabında binlerce istifham, her adımında sonsuz uçurumların sahibiyken, ilim ve hikmet kıblesine dönüşüverdi içinde yaşadığımız dünyamız. “Her şeyi bırakın! Hayatta yalnızca Allah’ın müşterisi olun” diyen sese kulak verdikçe, zararlarımız kâra, yoklarımız vara, vesveselerimiz de karara dönüştü. Her saniyesinde bin hata, her nefesinde yüz bin isyan taşıyan hayatımız, Onunla ikinci bir hayata dönüştü. Bütün kararlar isabetli, bütün hareketler hikmetli oluverdi bir anda. Her makam ve mekâna uygun edebi ve hikmet dolu yaşayışıyla görülmesi gerekeni görüp, asıl kulak verilecek sesi fark ettik. Aşk ve irfanın kaybolup saklansa da asla ölmeyeceğini onunla öğrendik. İkinci ve ebedî bir hayatın hayırla yâd edilmek olduğunu dinledik bal tadında sohbetlerinde. Yanındakileri kendi elleri ile yedirip doyururken uzaktakileri unutmadı. Mesafelere meydan okudu. Bazen kendi vardı sevenlerin kapısını çaldı. Bazen de mektuplar yazdı gönderdi. Okursanız görecek ve hissedeceksiniz; onun mektuplarında bir yanık kokusu alırsınız. İmanın halâvetini, yakînin hikmetini bulursunuz. Kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun, güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını görürsünüz. Noktasına virgülüne kadar, hayat defterinin, Allah’ın muradına uygun nasıl yazıldığını okursunuz. Tek gayenin HAK, tek sermayenin HAKİKAT, en güzel yolun da TARİKAT olduğunu anlarsınız. Kur’ân’ı okudukça O’na, O’nu tanıdıkça, Kur’ân’a daha fazla hayran olursunuz. Yeniden doğarsınız. “Her dem yeni doğarız. Bizden kim usanası.” demek üzere. Her satırının ve kelimesinin bir Allah dostunun kaleminden çıktığı şuuruyla okunup, derin bir tefekkürle birlikte istifade edilmesini temenni eder, bütün müminlere nihayetsiz terakkiler dileriz. MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE’NİN HAZIRLANIŞ ŞEKLİ Üstadımızın mektup gönderdiği kıymetli mühibban tespit edilerek mektupların asıllarına ulaşıldı. Okunması güç olan mektuplar teker teker çözümlendi. Mektuplar, Osmanlıca asıllarından Latince ve Osmanlıca olarak yeniden dizildi. Birden fazla kişiye gönderilen mektuplarda tekrara gidilmeden yalnızca gönderilen şahısların isimleri zikredildi. Âyetlerin referansları ve hadislerin tahricleri yapıldı. Dipnotlar, Latince ve Osmanlıca bölümünde ayrı ayrı belirtildi. Mektuplarda bir kısmına temas edilen hadislerin tamamı dipnotta gösterildi. Mektup gönderilen mühibbanın hal tercümeleri yapıldı.
420.00 ₺ -
Mevlana’dan Sırlı Hikayeler
Bu kitaptaki öyküler yüreği ısıtır, aklı diri tutar. Hem düşündürür hem gülümsetir. Kimine göre Şark masalı, kimine göre hakikat ışığı bunlar... Büyük bilge Mevlana’nın hayattan süzüp Mesnevi’sine aldığı, insanlık tarihinde hiçbir zaman eskimeyen, yüzyıllardır her çağda okuyanların yaşamlarına yön veren bilgelik öyküleri... Edebiyatımızın usta kalemlerinden Metin Celâl derledi. Hayatın fısıltılarına kulak verenler ve sır tutmayı bilenler için…
94.50 ₺ -
Derin İsrail İsrailin Küresel Kuşatması
Türkiye ve dünyadaki derin siyonizm ağını okumaya hazır mısınız? Osmanlı'ya göç eden Yahudilerin tehlikeli bankerlere dönüşmeleri. Osmanlı'yı yıkıma götüren Yahudi okulları ve bu okulda okuyan Milli Eğitim Bakanı ve Cumhurbaşkanı. Türkiye'nin kurulmasında ve inşaasında yer alan siyonistler ve Yahudiler. Avrupa ülkelerini saran Yahudi zenginler ve şaşırtan Türkiye bağlantıları. Dünyayı tehdit eden ABD'deki Yahudi Lobisi adamları ve hayret veren kirli faaliyetleri. İsrail de dahil KÜRESELCİLERİN bağlı olduğu en baş siyonist örgüt B'nai B'rith. B'nai B'rith'in Türkiye'deki kurumları ve adamları. Türkiye'deki Yahudi zenginler ve Türkiye'deki İsrail. Emmanuel Macron ve Wilders'in siyonizm bağlantısı. Amerika ve Rusya'daki siyonizm. MOSSAD'ın kuruluşu MOSSAD darbeleri ve şaşırtan faaliyetleri. İsrail ve siyonizmin Afrika ülkelerini saran kuşatması ve darbeleri. Siyonist Evanjelizm Tarikatı'nın ABD Türkiye ve Ortadoğu'daki şok operasyonları. Rothschild'ın Osmanlı'yı yıkması ve Türkiye'deki sinsi işleri. Siyonizmin Kıbrıs kuşatması Çanakkale Savaşı'ndaki siyonistler ve İsrail'in kuruluşu. Hitler'in siyonistlere yaptığı hizmet ve gizli anlaşma. İsim isim kurum kurum şirket şirket siyonizmin anlatılmayan küresel ağı ve daha fazlası ''DERİN İSRAİL'' kitabında sizi bekliyor...
126.00 ₺ -
Bir Yeryüzü Yıldızı İmam Azam Ebu Hanife
Yıldız, ışığını Güneş'ten alır. Geceleri görünür, gündüz kaybolur. Gökyüzünün süsüdür, karanlığa ışık olur. Işığını insanlığın güneşinden alan yeryüzü yıldızları vardır. Bu yeryüzü yıldızları, etraflarına gece gündüz hep aydınlık saçarlar. Ama onları hakikatiyle görecek göz gerek... Yeryüzü yıldızları, maneviyat dünyamızın güzelliği ve süsüdürler. İnsanlık onlarla değerlenir, kıymet kazanır. Onlar, yaşanmaya değer hayatı yaşamış örneklerdir. Onlar, gecelerimizi gündüz ederler, kalbimizi nurlandırırlar. İşte onlardan biri, hem de en parlaklarından biri, İmam Azam Ebu Hanife'dir. İbretlerle dolu hayatı, en heyecanlı romanlara taş çıkartır. Zira o; imanın, irfanın, ilmin, ahlakın, cesaretin en güzel örneklerindendir.
96.00 ₺