-
114 Kudsi Hadisi Şerif
“Kudsî Hadîs’e” “kudsî” denmesi bir yönüyle Allah Teâlâ’ya ait, “Hadîs” denmesi de bir yönüyle Resûlullah (s.a.v.)’a olmasındandır. Allah Teâlâ’ya ait olan yönü, Kudsî hadîsin, vahiy veya ilham yoluyla, rüyada veya Mirac’da Rasûlullah’a Allah Teâlâ tarafından mânâ olarak bildirilmiş olmasıdır. Rasûlullah’a ait olan yönü, Rasûlullah (s.a.v.)’in bildirilen bu ilâhi (kudsî) mânâları kendi sözü (ifadesi) ile nakletmesidir. Böylece, Rasûlullah’ın hadîs-i şerifleri ikiye ayrılıyor: Hem lâfız ve hem de mânâca Rasûlullah’a ait olana “Hadîs-i Nebevî”; mânâca Allah Teâlâ’ya, lâfızca (ifade) Rasûlullah’a ait olana da “Hadis-i Kudsî” denmektedir.
138.00 ₺ -
Gıybet ve Koğuculuk
İbn Ebi'd-Dünya"nın Hadis Mecmuası, Islam'ın ahlaki yönünü hadislerle anlatan bir içeriğe sahiptir. İslam ahlakının önemli bir bölümünü hadislerle ortaya koyan müellif, bu projeyi başarıyla gerçekleştiren ilk muhaddislerdendir. İbn Ebi'd-Dünya, bu proje ve çalışmasıyla kendisinden sonra-kilere ilham kaynağı olmuştur. Özellikle İmam Gazz'aliinin İhyd'sının tahriçlerini inceleyenler İbn Ebi'd-Dünyadan büyük oranda alıntı yaptığını görür. Gıybet ve Koğuculuk adlı elinizdeki eser ise, söz konusu Külliyarı oluşturan önemli risalelerden biridir. Yazar bu risalede konuyu çeşitli başlıklar altında ele alıp incelemiş ve her bir bölümde birçok hadise yer vererek, meselenin açık ve kolay bir şekilde anlaşılması için azami derecede gayret göstermiştir.
77.00 ₺ -
Ahkam Hadisleri EL MUHARRER FİL HADİS
"Ahkâm" kelimesi; "karar, yargı; ilim, anlayış" gibi mânâlara gelen hüküm kelimesinin çoğul şeklidir. Ahkâm, daha geniş mânada, belli bir konu hakkında konulmuş bulunan kuralların bütününü ifade etmek için kullanılır. Bu tarzdaki kullanılışından dolayı, belli bir konuya dair hükümleri toplayan eserlere ve hatta belli bir konuyla ilgilenen ilim dallarına da ad olmuştur. Buna göre ameli hükümlerin kaynağı olan âyetlere "ahkâm âyetleri", aynı türden hadislere de "ahkâm hadisleri" denilmektedir. İbni Abdülhâdinin "el-Muharrer fîl-Hadis " adli eseri, İslam dünyasında hadis kitapları içerisinde önemli bir yere sahip olan Kütüb-i Sitte, Ahmed bin Hanbel'in "el-Müsned "i, İmam Mâlik'in "el-Muvatta "ı, İbni Hibbân ile İbni Huzeyme'nin "es-Sahib "leri, Hâkim'in "el-Müstedrek "i, Beyhakî'nin "es-Sünenü'l-Kübrâ " ile "Şuabu'l-ımân " adlı ve benzeri önemli hadis kaynaklarını içine alan zengin içeriği ve mükemmel tertibiyle dikkatleri üzerine çekmiş; kapsamlı, anlaşılır ve kullanışlı olması sebebiyle ilmi çevrelerde önemli bir değer kazanmıştır. Eserin en önemli özelliği; müellif, eserde yer alan hadisin sahihliğini veya zayıflı-ğmı belirten bazı kimselere ve yine bazı râvilerle ilgili cerh ile ta'dil için söylenen sözlere yer vermiştir. Bunu ihtisar etmede ve metinlerini kontrol etmede (ciddi) çaba sarf etmiştir.
330.00 ₺ -
Sahih-i Buhari Muhtasarı 4 Cilt
Buhârî, halk arasında Sahîh-i Buhârî diye şöhret bulan el-Cami'u's-Sahih adlı eseri 600.000 kadar hadis arasından seçerek 16 yılda meydana getirdiğini, her bir hadisi (veya babı) yazmadan önce mutlaka boy abdesti alarak iki rekât namaz kıldığını söylemiştir. Eserini tamamladıktan sonra onu devrin en büyük hadis otoriteleri olan Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main ve Ali b. el-Medini'ye göstermiştir. Bu âlimlerin hepsi es-Sahih'i beğenmiş, dört hadis hariç içindekilerin sahih olduğuna şehadet etmiştir. Ukayli bu dört hadis hakkında; ‘Son söz Buhârî'nindir. Onlar da sahihtir.’ Demiştir. Buhârî, el-Cami'u's-Sahih'te bir hadisi çeşitli yerlerde değişik isnadlarla tekrar ettiğinden, eserdeki hadislerin yerlerinin eksiksiz tesbit edilmesi kolay olmadığı gibi sahabe ve tâbiin sözleri hariç muallak, mütabi' ve mükerrerlerle birlikte kitapta 9082 rivayetin ve 25.000'den fazla isnad zincirinin bulunması eserden yararlanmayı güçleştirmektedir. Bu güçlüğü gidermek amacıyla erken dönemlerden itibaren muhtelif çalışmalar yapılmış, bunlardan bazılarında tekrarlar ve isnadlar gibi sadece hadis uzmanlarını ilgilendiren hususlar ayıklanmıştır. Bu çalışmaların en önemlilerinden biri de Zebidî’nin et-Tecridü’s-Sarih’i, Sahîh-î Buhârî’nin en meşhur muhtasarlarındandır.
900.00 ₺ -
-
Kuranı Kerim ve Meali Orta Boy
Akaid kelimesi; akide kelimesinin çoğuludur. Akîde kelimesi de sözlükte; "gönülden bağlanılan, düğüm atmışcasına sağlam inanılan şey" demektir. Dini literatürde akîde; "inanılması zorunlu olan ilke" (iman esası), çoğulu olan akaid kelimesi ise "İslam dininde inanılması farz olan hususlar, iman esasları, dinin temel kural ve hükümleri" anlamına gelmektedir. Buna göre, dinin temel kural ve hükümlerini oluşturan iman esaslarından bahseden ilme de akaid ilmi denir. İslam akaidinin ilk ve en önemli kaynağı Kur'an-ı Kerîm, daha sonra da sahih hadislerdir. İslam akaidini oluşturan esaslar, Kur'an-ı Kerîm' de ve hadislerde hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açık ve sade olarak yer almıştır. İslam akaidini oluşturan esaslar, hem kesin delile dayanmaktadır hem de apaçıktır. Zamana, mekana, fert ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bu hükümler bir bütün teşkil edip, bölünme kabul etmezler. Yani bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak söz konusu olamaz. Akaidin konusu; " Amentü " cümlesinde toplanır. Buna göre akaid, konu olarak Allah Teala' nın varlığına ve birliğine, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah Teala' dan olduğuna inanmayı ele alır. Bunlara imanın nasıl ve ne şekilde olacağını Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerden deliller getirerek gösterir. Akaidin gayesi; konusundan da anlaşılacağı gibi insanları hidayete eriştirmektir
180.00 ₺ -
Kelam İlmine Giriş Tenhikul Kelam
Abdullatif Harputi (1842-1916), dirayetli bir kelâm âlimidir. İlk derslerini, Harput Müftüsü Ömer Naimi Efendi 'den almıştır. Sonra Istanbul'a giderek Fatih medre-selerine devam etmiş, devrin müderris ve âlimlerin huzurunda icazet almak sure-tiyle erken bir yaşta "Beyazıt Medresesi " dersiamlığına atanmıştır. Onun bu ilmi otoritesi, Medresetü'l Vaizin ve Osmanlı Dârül Fünfın gibi devrin önemli ilim merkezlerinde müderrislik yapmasına imkân sağlamıştır. Hayatı 19. Asrın sonu ile 20. asrın başına tekabül eden Harputi , yenilikçi bir anla-yışla "Yeni Devir İlm-i Kelâm" öncülerinin arasına girmiştir. Nitekim "Tenkıhu'l Kelâm F'i Akâid-i Ehli'l- İslâm" adlı eserini telif ederken dönemin itikad, ahlak, felsefe, sosyal ve kültürel yapısına dikkat çekerek şöyle demiştir: "Daru'l-Fünğn-ı Osmaniye'de Kelâm İlmini tedrisle görevlendirildiğimde, dinin esas inançlarını içeren, inatçı ve çağdaş dinsizlere karşı koyan bir kitap arayışına girdim. Geçmiş Ehl-i Sünnet kelamcılarına ait böyle bir kitaba rastlamadım. Kelâm ilmi duruma ve konuma göre tedvin edilmelidir. İşte bunlar, beni tedris ve müzakere ortamında böyle bir kitabı yazmaya sevk etti. Bunu hak olan dinimizi ve doğru olan kitabı-mız', hile ve saptırma yoluyla savaşanların saldırısına karşı savunmak için yaptım. İslam inanç esaslarımızı, sahih kelâm kitaplarından derleme yoluna gittim. Sonuçta kitap, içerdiği konular bakımından çağdaş dinsizleri tenkit konusunda akıl sahiplerine örnek olabilecek bir şekle geldi."
210.00 ₺ -
Kuranı Kerimden Cevaplar
Kuran Bize Yeter Söylemine Kuranı Kerimden Cevaplar Ömer Faruk Korkmaz
175.00 ₺ -
Emrazı Sariye 2 Bulaşıcı Hastalıklar
Bulaşıcı hastalıkları geçmiş ümmetler için azap, bu ümmet için ise rahmet ve şehâdet (şehîdlik) vesîlesi kılan Allâh-u Te‘âlâ’ya sonsuz hamd-ü senâlar olsun. Nihâyetsiz salât-ü selâmlar kendisi hürmetine azapların rahmete dönüştüğü Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in, kendilerinin yüzü suyu hürmetine salgınlardan Allâh-u Te‘âlâ’ya sığındığımız Ehl-i Beyti’nin ve tâûn gibi bulaşıcı hastalıklar nedeniyle şehîd olan ashâbının ve cümle sahâbesinin üzerine olsun. Şu bilinsin ki; bu risâle “Corona” adıyla ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalığın Çin’de başlayıp tüm dünyâyı sarması ve bizim memleketimize de uğraması nedeniyle telîf edilmiştir. Bu risâle; bulaşıcı hastalıkların geçmiş ümmetler hakkında büyük bir azap olduğu hâlde bu ümmet hakkında ne türlü keffâretlere ve türlü rahmetlere sebep olacağı ve ölümle sonuçlanırsa şehîdliğe vesîle olacağını beyân etmektedir. Ayrıca bundan korunma ve kurtulma sebepleri hakkında hadîs-i şerîf ve rivâyetlerde zikredilen duâların beyânı gibi önemli konuları ihtivâ etmektedir. Tabî ki bütün belâlar nefislerimizin şerlerinden kaynaklanmaktadır. Nitekim وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُص۪يبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْد۪يكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ “Size isâbet eden herhangi bir musîbet, kendi ellerinizin (bi’l-fiil) kazanmış olduğu (kötü) şeyler(in uğursuzluğu) sebebiyledir. Yine de O, birçoğunu affetmekte (ve onlara cezâ vermemekte)dir. (Aksi takdirde yeryüzünde hiçbir canlı bırakacak değildir.)” (eş-Şûrâ Sûresi:30) kavl-i şerîfi bu hakîkati nâtıktır. Bütün belâların günahlarımız sebebiyle başımıza geldiği husûsundaki bâzı hadîs-i şerîfleri risâlemizin içinde bulacaksınız. Hazreti Mevlânâ (Kuddise Sirruhû) da: أَبْر بَرْ نَابَدْ پَي۪ى مَنْعِ زَكَاةْ وَزْ زِنَا أُفْتَدْ وَبَا أَنْدَرْ جِهَاتْ “Zekâtlar tam verilmediğinden bulutlar gelmiyor, Zinâ çoğaldığındandır ki altı yönden vebâ yayılıyor.” beyitlerinde zekât verme farzı terk edildiğinden dolayı yağmurların yağmamasından, mahsullerin eksikliğinden ve bereket kalmadığından bahsediyor. Vebâ gibi bulaşıcı hastalık mikroplarının da zinâ gibi fuhşiyât yüzünden yayıldığına dikkat çekiyor. Zâten Abbâs (Radıyallâhu Te‘âlâ Anh)ın, yağmur duâsı öncesinde buyurmuş olduğu: اَللّٰهُمَّ إِنَّهُ لَمْ يَنْزِلْ بَلَاءٌ إِلَّا بِذَنْبٍ وَلَمْ يُكْشَفْ إِلَّا بِتَوْبَةٍ “Ey Allâh! Şu bir gerçektir ki; her belâ(ya sebep olan kader) mutlakā bir günah sebebiyle (gökten) inmiştir ve o (yazının meydana getirdiği sıkıntı) ancak tevbe ile açılmıştır.” (ed-Dînevrî, el-Mücâlese, rakam:727, 3/102; İbnü ‘Asâkir, Târîhu Medîneti Dimeşk, 26/358; İbnü Hacer el-‘Askalânî, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, rakam:1010, 2/497; el-Kastallânî, İrşâdü’s-sârî, rakam:1010, 2/238; Aynı mlf., el-Mevâhib, 3/374) şeklindeki âyet ve hadîslere dayanan bu beyânı da aynı noktaya temâs etmektedir. Hâl böyle olunca bizlere de bütün günahlarımızdan tevbe-i nasûh ile Allâh-u Tebârake ve Te‘âlâ’ya dönerek çokça tevbe istiğfâr etmek düşüyor.
140.25 ₺ -
Sufilerin Edepleri
Bu kitap, dünyada huzur içinde yaşamanın ve ölüm korkusunu üzerinden atmanın altın anahtarlarını veren eşsiz bir eserdir. Peygamberimiz aleyhisselâm buyurdular: “Bir kimse, ibadet etmemesine rağmen, güzel ahlâkı sayesinde cennette en üst derecelere erişir. Durmadan ibadet eden kimse de, sırf kötü ahlâkı yüzünden cehennemin dibini boylar.” Bir sûfîye göre güzel ahlâk: “Hem insanlara eziyet etmemek, hem de eziyetlerine katlanmaktır.” Ebubekir el-Kettânî: “Bir müminin gönlünü hoş etmem, bana kabul edilmiş bir hacdan daha sevimli gelir.” Ebu Osman: “Yüce gönüllü özür diler, aşağılık kimse ise böbürlenir.” Sülemî’ye göre sûfîlerin ahlâkı: Yumuşak huyluluk, alçak gönüllülük, cömertlik, dünyaya gönül bağlamamak, dost ve ahbabına edepte örnek olmak, insanların erdemlerini, kendisininse kusurlarını görmek, herkese saygılı olmak, insanlara nasihatte bulunmak, onlar için servetini ve kendisini feda etmek.
98.00 ₺ -
Fıkıh Usulü Alimleri ve Eserleri
slam tarihinde çeşitli ilim dallarına mensup alimlerin biyografileri hakkında bir çok eser telif edilmiştir. Bununla birlikte usul-i fıkıh alimleri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Fıkıh usulü düşüncesi fıkıh ilmi hakkında derinlikli ve bütüncül bir bakış açısına sahip olmayı sağlamakta ve ictihadın yollarını öğretmektedir. Bu sebeple özel bir öneme sahip olan fıkıh usulü alimleri üzerinde özenle durmak ve günümüze kadar gelen ilmi birikimlerini tespit etmek gerekir. Biz elinizdeki eserimizde ilk usul eserinin müellifi İmam-ı Şafii’nin (204/820) vefat ettiği III. hicri (yaklaşık IX. miladi) asrın başından itibaren XIII. hicri (yaklaşık XIX. miladi) asrın sonuna kadar yaşayan usul alimlerini kısaca tanıtıp onların telif ettikleri usul eserlerini tespit etmeye ve bu eserlerin günümüze ulaşıp ulaşmadığı, matbu olup olmadığı ve tez konusu olarak çalışılıp çalışılmadığı yönündeki bilgileri derleyip incelemeye çalıştık. Bu hedef doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmamızda 873 usul aliminin biyografisine ve bu alimlerin telif ettikleri usul eserlerine yer verilmiştir. Çalışmamızın usul düşüncesinin tarihî gelişiminin incelenmesine yönelik çalışmalara zemin hazırlamasını ümit ediyoruz.
502.50 ₺ -
Günümüz Tefsir Problemleri
Müslümanlar için bilgi objesi olmasının ötesinde hayata yön veren ve bu anlamda varoluşsal bir değer ifade eden Kur'ân, ahlâkî değerlerin tamamen kaybolduğu bir zamanda insanlığa gönderilen bir hidâyet kaynağıdır. Bu kaynaktan gerektiği gibi yararlanmak hiç kuşkusuz Kur'ân'a dönmekten ve onunla hemdem olmaktan geçmektedir. Genelde bu bilinçte olan müslümanlar özelde de Türk toplumu Kur'ân'ı okuma, okutma, ezberleme ve ezberletme konusunda büyük bir hassasiyet göstermektedir. İşte biz de tamamen bu hissiyatla hareket ederek tefsirin tartışmalı konularıyla ilgili bir çalışma yapmaya gayret ettik. Amacımız hem Türkiye'deki İlâhiyat Fakültelerinin müfredat programlarında yer alan "Günümüz Tefsir Problemleri" adlı dersin içeriğine uygun bir kitap hazırlamak hem de genel okuyucu kitlesinin, Kur'ân muhtevasıyla ilgili tartışmalı meselelerde belli bir birikim sahibi olmalarına yardımcı olmaktır.
320.00 ₺ -
Sahabeye Yöneltilen Tenkitler
Hz. Peygamber tarafından “insanlık tarihinin en hayırlı nesli” olarak tanımlanan sahâbe, son dinin mesajını nesilden nesile aktaran râviler zincirinin ilk halkasıdır. Onlar Kur’ân’ı, Sünnet’i ve genel olarak İslâm’ı Efendimizin bizzat kendisinden alıp sonraki nesillere nakleden topluluk oldukları için güvenilir birer râvi olmaları şarttır. Sahâbenin güvenilir olmaması, Kur’ân ve Sünnet’e yalan ve yanlışın karışmış veya bazı şeylerin gizlenmiş olması ihtimalini gündeme getirecek, bu da İslâm’a kuşku ile yaklaşma kapısını aralayacaktır. Bunu dikkate alan Selef-i sâlihîn ve Ehl-i sünnet âlimleri özellikle de muhaddisler, sahâbenin durumunu iyiden iyiye araştırmışlar ve hepsinin adâlet sahibi ve güvenilir birer râvi olduğu sonucuna varmışlardır. Buna karşılık, geçmişte Ehl-i sünnet çizgisinden ayrılan çeşitli fırka ve şahıslar, âdil ve güvenilir olmadıkları iddiasıyla bazı sahâbîleri tenkit etmişler; günümüzde de sözü edilen fırka ve şahısların görüşlerine dayanarak müsteşrikler ve onların çizgisinde yürüyen müslüman kimlikli bazı yazarlar bu tenkitleri yeniden gündeme taşımışlardır. Ümmetin saf ve temiz sahâbe inancı ve sevgisi konusunda şüpheler uyandıran ve zihinleri bulandıran bu şâz anlayışı reddetmeye yönelik ülkemizde yeterince çalışma yapılmadığı görülmektedir. “Sahâbe’ye Yöneltilen Tenkitler” isimli bu çalışma, sahâbe konusundaki tenkitleri araştırmak, bu tenkitlerde haklılık payı bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak ve bu alanda hissedilen boşluğun giderilmesine katkıda bulunmak amacıyla seçilip hazırlanmıştır.
335.00 ₺ -
Şerhül Akaid Sadüddin Taftazani
Şerhu’l-Akaid, Mâtürîdî âlim Ömer Nesefî’nin Akaid-i Nesefî adıyla bilinen meşhur akaid risalesine Eş’arî âlim Sa’düddin Taftâzânî tarafından yazılmış bir şerhtir. Şerh, hacim olarak metne göre geniş olduğu gibi, dil ve problematik itibarıyla da seviye olarak metnin çok üstündedir. Bu bakımdan Taftâzânî’nin Şerhu’l-akaid’i üzerine geçmişten bugüne hayli çalışma yapılmış; gerek şerh, gerek haşiye türünden etrafında yüzlerce eserden oluşan zengin bir literatür oluşmuştur. Söz konusu şerh ve haşiyeler, bir yandan şerhin kapalı ve zor noktalarını açıklayarak diğer yandan Taftâzânî’nin şerhte gündeme taşıdığı bazı soru ve sorunları, getirdiği kimi cevap ve çözümleri tartışarak kelamî düşüncenin gelişimine önemli ölçülerde katkı sağlamışlardır. Nitekim Giritli Sırrı Paşa Şerhu’l-akaid’i tercüme ederken belirtilen şerh ve haşiyelerden önemli bulduklarını da çevirerek bir nevi Osmanlıca “Şerhu’lakaid Külliyatı” ortaya koymuştur. Gerek Şerhu’l-akaid dersi veren hocalar gerek Şerhu’l-akaid üzerine makale, tez çalışması yapan akademisyenler için bu şerh ve haşiyelerden yararlanmak bir mecburiyet olmuştur. Şerhu’l-akaid, günümüzde bazı geleneksel İslamî eğitim kurumlarının müfredatında yer aldığı gibi ilahiyat fakülteleri bünyesinde zaman zaman düzenlenen kelam seminerlerinde de temel metin olarak kabul görmektedir. Yeterli klasik Arapça eğitimi almamış olan bazı kelam okuyucuları ve bilhassa medrese ve ilahiyat talebelerinin metinle daha kolay ve sağlıklı biçimde temas kurabilmeleri için Şerhu’l-akaid’in günümüz Türkçesiyle tercüme edilmesi bir ihtiyaçtı. Elinizdeki çalışma böyle bir ihtiyaca cevap olarak ortaya çıkmıştır.
402.00 ₺ -
Cennete Giden Yol
Ülkemizde Namazla Diriliş programlarını başlatan ve yediden yetmişe herkese namazı sevdirmeye çalışan, gençlerin Namaz Abisi Ahmet Bulut, yeni kitabı Cennete Giden Yollar ile ayet ve hadislerin ışığında Allah'ın rızasını arayanlara rehberlik ediyor. Güncel öykülerle okuyucuya ayna tutuyor. Kitaba koyduğumuz isim, Rabbimizden beklentimizdir.
71.50 ₺ -
-
Bir Nasihat Binbir İbret
Fazîlet dolu gönüllerini insanlığa sergileyerek toplumlara rehberlik eden Hak dostlarının ömürleri, fânî hayatlarından sonra da devam eder. Onların kabirleri, insanlığın sînesindedir. Onların rûhâniyet ve nasihatleri varlığımıza karıştıkça, sefih kimselerin zehirleri bizlere zarar veremez. Onların rûhânî dokusundan mahrum gönüller ise çorak çöller hâline gelir. Ne mutlu, günümüzde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)in ve Onun sevgili ashâbının muhabbet çağlayanından bir nasip alarak gönüllerine îmânın vecdini, sadırlarına Kurânın rûhâniyetini, ruhlarına hizmet ve gayretin heyecanını, vicdanlarına güzel ahlâkın letâfetini yerleştirip ebedî saâdetin bitip tükenmez mânevî hazzı içinde ömür süren müminlere
105.00 ₺ -
Bir Günün Muhasebesi
İnsanoğlu aslında her gece ve gündüz, farkında olarak veya olmaksızın, sayısız ölüm sebepleri ile karşı karşıyadır. Ölüm, insanı her an pusuda beklemektedir. Hazret-i Mevlânâ Mesnevî’sinde şöyle buyurur: “Ey insan! Aynadaki son nakşa bak! Bir güzelin ihtiyarlığındaki hâlini ve bir binânın günün birinde harâbe hâline geleceğini düşün de aynadaki yalana aldanma!..” Gerçekten her gün şu fânî hayattan bir gün daha uzaklaşırken kabre bir adım daha yaklaşmıyor muyuz? Her gün ömür takvimimizden bir sayfa kopmakta değil midir? Cenâb-ı Hakk’ın bahşettiği ömür nimetini gaflet içinde ziyan edenlerin hâli, bir define üzerinde yaşayıp da aç ölen bedbahtların durumundan farksızdır. Necip Fâzıl, ömürlerini gafletle tüketenlere îkaz mâhiyetinde ne güzel söyler: Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...
85.00 ₺ -
Ayrıldıkça Kavuşanlar
Burada Kur'ân ve Sünnet ölçülerine göre düzenlenmesi gereken örnek bir Müslüman aile hayatı ile, gündelik hayatımızı iç içe işlemeye gayret ettik. Aynı zamanda da, işine ağırlık verip, eşini ihmal edenlere; ya da eşine ağırlık verip, işini ihmal edenlere, iş ve eş hayatı öyle değil, böyle olmalı diyecek kadar, çok örnek vermeye çalıştık. Bu kitabı okuduktan sonra, Böyle bir hayatı ne kendi ailemizde ve ne de çevremizde görmedik, duymadık, yaşamadık diyerek, doğru ve haklı bir tespit yapan okuyucularımızı; Günümüzden örnek aramayacak, biz yaşayıp örnek olmaya çalışacağız diyecek bir hedefe davet ediyoruz.
210.00 ₺ -
Mevlanadan Aşk İncileri Fihi Ma Fih
Aşktır denizi tencere gibi kaynataN Aşktır dağı ezen kum gibi yapan Aşktır göğü yüz yerden yaran Aşktır arza vasıtasız damlayan - Mevlana Hak aşığı mevlana celaleddin-i rumi, rasûlüllah aleyhissalatü vesselam'dan aldığı ilahi aşk incilerini bütün insanlığın üzerine saçtı. Bu sebeple dünyanın her yerinde insanlar hangi kültür ve medeniyete sahip olursa olsunlar, O'nun aşk dolu sözlerinde kendilerinden çok şey buldular. Açmış olduğu Muhammedi kucağa koştular.Engin gönlünden kaynayan ilahi pınarın sularından kana kana içtiler...
122.50 ₺ -
Hayatımıza Yön Veren 111 Hayat Ölçüsü
Hayatımıza Yön Veren 111 Hayat Ölçüsü (4 kitaplık Set) - Erkam Yayınları Ürün Kodu: 9789944838375 Hayatımıza Yön Veren 111 Hayat Ölçüsü (4 kitaplık Set) Yayınevi: ERKAM YAYINLARI Yazar: Dr.Murat Kaya Karton Kapak Kitap Kağıdı,Tek Renk Baskı Hz.Ebubekir 111 Hayat Ölçüsü ; 264 Sayfa Hz.Ömer 111 Hayat Ölçüsü ; 272 Sayfa Hz.Osman 111 Hayat Ölçüsü ; 232 Sayfa Hz.Ali 111 Hayat Ölçüsü ; 256 Sayfa Hz. Ebubekir'den 111 Hayat Ölçüsü İki Cihan Güneşi Efendimizin en yakınında bulunmuş yol arkadaşları, can yoldaşları... Birbirinden değerli bu üç kitapta, reşîd halifelerin şemailini, kısaca hayatlarını ve özenle seçilmiş hatıralarını bir arada bulacaksınız... Kalplerimizde taht kurmuş güzel insanların hatıraları bu kadar yalın anlatılmamıştı. Mesajları bu netlikte ümmete aktarılmamıştı. Murat Kaya'nın akıcı üslubuyla, gül kokulu hatıraları bir çırpıda okuyabilirsiniz. Hz. Ömer'den 111 Hayat Ölçüsü 111 Hâtıra Serisi İki Cihan Güneşi Efendimizin en yakınında bulunmuş yol arkadaşları, can yoldaşları... Birbirinden değerli bu üç kitapta, reşîd halifelerin şemailini, kısaca hayatlarını ve özenle seçilmiş hatıralarını bir arada bulacaksınız... Kalplerimizde taht kurmuş güzel insanların hatıraları bu kadar yalın anlatılmamıştı. Mesajları bu netlikte ümmete aktarılmamıştı. Murat Kaya'nın akıcı üslubuyla, gül kokulu hatıraları bir çırpıda okuyabilirsiniz. Hz. Osman'dan 111 Hayat Ölçüsü 111 Hâtıra Serisi İki Cihan Güneşi Efendimizin en yakınında bulunmuş yol arkadaşları, can yoldaşları... Birbirinden değerli bu üç kitapta, reşîd halifelerin şemailini, kısaca hayatlarını ve özenle seçilmiş hatıralarını bir arada bulacaksınız... Kalplerimizde taht kurmuş güzel insanların hatıraları bu kadar yalın anlatılmamıştı. Mesajları bu netlikte ümmete aktarılmamıştı. Murat Kaya'nın akıcı üslubuyla, gül kokulu hatıraları bir çırpıda okuyabilirsiniz. Hz. Ali'den 111 Hayat Ölçüsü Hz. Ali taçocukluğundan itibaren Peygamber Efendimiz’in elinde yetişen; ilmi, hikmeti, ameli, ahlâkı ve hizmetiyle gönüllere taht kuran nâdide bir İslâm bahâdırıdır. Allah’ın şerefli bir kulu, Peygamber Efendimiz’in en yakın akrabalarından biri, dâmâdı ve dördüncü halîfesi; ümmet-i Muhammed’in de gözbebeğidir. Hz. Ali’nin, Rasûlullâh Efendimiz’in terbiyesiyle kemâle eren mâneviyat âlemi engin bir derya hâlini almış, ilâhî aşkla dalgalandıkça fazilet ve kemâlinden bütün ümmet-i Muhammed istifâde etmiştir. Elinizdeki eserde Hz. Ali’nin faziletini, ilmini ve ahlâkını gösteren bazı hâtıralar okuyacaksınız. Bunları zihnimizde topladığımızda, onun ruh portresi ana hatlarıyla ortaya çıkmış olacaktır.
245.00 ₺ -
Rahle Boy Mavi Renkli Kuranı Kerim 124M
Özellikle gençlere hitap eden renk ve tasarım, - Okuması çok kolay bilgisayar hattı - Mavi Renkli özel tasarım, 616 Sayfa - Pembe ve mavi özel cilt tasarım - Kolay okunuşlu hat - Uzun ömürlü cilt
307.20 ₺ -
Amentü Şerhi Feraidül Fevaid
Çeviri esnasında kitabın ifâdesine hiç dokunulmamış, ancak sâdeleştirme yapılmıştır. Bu bakımdan halkımızın anlıyacağı ve çok istifade edecekleri bir kitâbdır. Hele sonsuz seadeti elde etmeğe vesîle olan Ehl-i Sünnet vel-cemaat itikadını, îmânın altı şartını en sağlam delillere dayanarak, bir mes’elede çeşitli rivayet ve haberleri alarak, Cennet ve Cehennemi uzun uzun, âyet ve hadîslerle göz önüne sererek, birinden kaçmağı, diğerine kavuşmağı teşvîk ederek bildirdiği için, kıymeti siz okuyucuların takdirine bırakılıp, bu kıymetli bilgilerle baş-başa kalınız diyorum. imân denizine dalınız. En kıymetli eşsiz inciler alınız. Sonsuz seâdet ve devlete kavuşup, Cennette nimet ve ihsan içinde, sonsuz yaşayınız. Feraid-ül Fevaid Fi Beyan-il Akaid
105.00 ₺ -
Abdulkadir Geylani ve Şahı Nakşibend
Seyyid Abdulkadir-i Geylani hazretleri ve Şah-ı Nakşibend hazretlerinin hal tercümelerini ve bazı menkıbelerini içerir. “Evvelki güneşlerin, hepsi battı ve gitti, Bizim güneşimizse, batmayacak ebedi.” Seyyid Abdulkâdir Geylanî
42.00 ₺ -
Mektubat Tercümesi 1.Cilt Kırık Manalı
İmam-ı Rabbânî (kuddise sirruhû) hazretlerinin kadîm eseri “Mektûbât”ın, Farsça asıl nüshasıyla kontrol edilerek, terimlerinin açıklandığı ve Mahmud Efendi (kuddise sirruhû) hazretlerimizin sohbetlerinden kesitlerin yer aldığı tercümesidir. İmâm-ı Rabbânî (kuddise sirruhû)’nun en geniş hacimli eseri Mektûbât'tır. Eser genel olarak Ehl-i Sünnet inancının vazgeçilmez sabiteleri ekseninde kelâmî, fıkhî ve tasavvufî çok önemli bilgiler içermektedir. İmam-ı Rabbânî (kuddise sirruhû) mektuplarında yer yer sorulan sorulara cevap vermiş, bazen gördüğü bir hatayı ikaz etmiş, kimi zaman da İslâm’ın o dönemde bulunduğu durum hakkında müslümanları uyarıcı ve bilgilendirici bir dil kullanmıştır. Dolayısıyla asırlardır başta mutasavvıflar olmak üzere kelâmcılar, fıkıhçılar, hatta tarihçiler bu eserden istifade etmişlerdir. Muhterem üstadımız Hacı Mahmud Efendi (kuddise sirruhû) Mektûbât’ın her âlime gerekli olduğu konusunda şöyle buyurmuştur: “Mektubatsız hoca, silahsız askere benzer.” Eser, İmam-ı Rabbânî (kuddise sirruhû)’nun farklı zamanlarda müridlerine, dostlarına ve yakınlarına yazdığı mektuplar derlenerek oluşturulmuştur. Birinci cilt, on yedi yıl içerisinde yazılmış olan 313 mektubun 1025 (1616) yılında Yâr Muhammed Cedîd Talekânî tarafından derlenmesiyle meydana getirilmiştir. İkinci cilt 1028 (1619) yılında Mevlânâ Muhammed Masum (kuddise sirruhû)’nun emriyle Abdülhay Hisârî tarafından Esmâ-i Hüsnâ’ya muvafık olarak 99 mektuptan oluşacak şekilde derlenmiştir. Mektûbât’ta bu zata gönderilmiş olan birkaç adet mektup bulunmaktadır. Üçüncü cilt ise 1031 (1622) yılında Berekât-ı Ahmediyye sahibi Muhammed Haşim Kişmî tarafından derlenmiştir. Bu ciltte de 124 mektup bulunmaktadır. 1302 (1887) yılında Muhammed Murad Kâzânî tarafından iki cilt olarak Arapça’ya çevrilen eser 1316 (1901) yılında Mekke’de basılmış, 1963 yılında da İstanbul’da tıpkıbasımı yapılmıştır. Gulam Mustafa Hân’ın Farsça olarak neşrettiği nüshanın da 1977 yılında İstanbul’da tıpkıbasımı gerçekleştirilmiştir.
220.00 ₺ -
En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları
Envâr ile kâinat doldu İşte o gece sabah oldu! O’nun yüzü suyu hürmetine yaratıldı âlemler! Güneş, O’nun için sarıp sarmaladı dünyayı sıcaklığıyla. Ay, O’nun muhabbetiyle kâh dolunay oldu kâh hasretiyle yay gibi kaldı. O’nun sancağını dalgalandırınca kendini buldu rüzgâr… O, risaletle şereflenen bir kul; devlet kuran mütevazı bir hükümdar; fetihler yapan muzaffer bir komutan; cehalet karanlığına düşmüş dünyayı ilim ve irfanla süsleyen bir muallim; ümmetine hudutsuz sevgi gösteren Hatemü’l-Enbiya Hazreti Muhammed Aleyhisselam idi. O’nu anlatmak ve övmek isteyenler hep aciz kaldıklarını anladılar. Zira O’nu bütün âlemleri yaratan Rabbi övüyordu. O’nunla, yazılarını, eserlerini kıymetlendirmeye çalıştılar. Türkler O’nun yolunu tanıyınca başka aşk başka sevda tanımaz oldular. O’nu sevmek, saadetin; unutmak, bahtsızlığın alameti oldu. Üslubuyla yediden yetmişe herkese tarihi sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, bu çalışmasında iki cihan serveri Hazreti Muhammed’in hayatını, şahsiyetini ve O’nun yoluna baş koyan ve hayatlarını O’nun yoluna adayan Peygamber sevdalılarını anlatıyor. Hoca Ahmed Yesevi’den Süleyman Çelebi’ye, Yazıcızade Muhammed’den Mevlana Halid-i Bağdâdî’ye kadar sevdasını mısralara dökenler; Gazneli Mahmud’dan Osmanlı akıncılarının piri Mihal Gazi’ye, Satuk Buğra Han’dan İstanbul’un fatihi Sultan Mehmed Han’a, Hadimü’l-Haremeyn Yavuz Sultan Selim’den II. Abdülhamid Han’a kadar aşk ve gayretle Resul’ün sancağını yüceltenler; O’nun sevgisini kazanabilmek için gözyaşları ile na’tını yazanlar; Ummandan bir katre misali ve daha nice Peygamber sevdalıları bu kitapta… O sevginin milletimizde daim kalması dileğiyle…
229.40 ₺ -
Hatırlı Satırlar
Kardeşlerim, niyetleri düzeltmeye yönelin. Amacımız Hakkın yanında istikamet olsun. Selef işte bununla yükseldi ve mutlu oldular. Bugün insanların içinde bulunduğu hallerden sakının. Bir ilim adamı örnekliğinde, modern zamanların üstün imkanlarına sahip ilim yolcularını hayrete düşürecek bir performansın sahibi olan İbnül Cevzi, bereket kavramını kendi şahsında temsil edebilen örnek şahsiyetlerdendir. Hayatının ileri yaşlarında kaleme aldığı Saydul Hatr isimli eserinden 130 başlığın tercüme edilmesi ile elde edilmiş bir eserdir Hatırlı Satırlar.
98.60 ₺