-
Altın Suyunu Batırılmış Bir Hayat Abdülhak Hâmid Tarhan
Eserleri kadar yaşayış tarzıyla da ilgi uyandırmış, kıskanılmış bir şahsiyet olan ve Türk edebiyatına 1870'lerden itibaren verdiği eserle giren Abdülhak Hâmid hakkında pek çok söz söylenmişse de eserlerinin harf devriminden sonra yeni harflerle basılması geciktiği için bir bakıma unutulmaya terkedilmiştir. İhsan Safi'nin hazırladığı bu kitapla Hâmid hakkındaki resmi biyografik bilgilerin düzeltilmesinde önemli bir adım atılmış olmaktadır. Arşiv belgelerinin ortaya çıkarılması, yazarın hatıra ve mektuplarındaki bilgilerle karşılaştırılması sonucu ortaya edebiyat tarihimiz için önemli bir çalışma çıkmıştır.
108.75 ₺ -
Bir Eleştirmen Olarak Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar edebiyatımızda daha çok şair, hikâyeci, romancı ve edebiyat tarihçisi olarak tanınır, eleştirmenliği ise pek fark edilmez. Oysa eleştirmen olarak bilinen çağdaşı yazarlardan türünde daha başarılı ve işlevseldir. Ahmet Hamdi Tanpınar, eleştiride bir düşünceyi ispat etme ya da benimsetme çabasına girmez. Elindeki malzemeyi yeni eleştirilere açık kapı bırakacak tarzda yorumlar. Böylece eleştiriye süreklilik niteliği katar; kendinden öncesi ile sonrası arasında bir köprü kurmaya çalışır. Onun eseri ve düşüncesini önemli kılan ve geleceğe taşıyan bu yönüdür. Bu yüzden onu atlayan eleştiri, geçmişle sağlıklı bir ilişki kuramayacağı gibi geleceğe yönelik tasarılarında da köksüz kalmaya mahkûmdur. Çünkü Ahmet Hamdi Tanpınar, eseri ve düşüncesiyle büyük bir toparlayıcıdır ve modern Türk eleştirisinde kurucu şahsiyet misyonuna sahiptir. Ona böyle bir misyonu lâyık görmeyenler, ya ideolojik kaygıyla hareket etmekte ya da onun eserini gereği gibi incelemeden ön yargıyla hüküm vermektedir. Ahmet Hamdi Tanpınar, düşüncesi ve sanatıyla Türk edebiyatını etkilemeyi ve beslemeyi sürdürmektedir. Eleştiriye yön veren tarafı da zaman içinde daha iyi anlaşılacaktır.
6.00 ₺ -
Bir Tartışmanın Hikayesi Dekadanlar
Türk edebiyatında güçlü bir edebiyat eleştirisi bulunmadığı öteden beri söylenmektedir. Bu görüş muhtemelen, Divan edebiyatı hakkındaki kuram bilgilerinin az oluşu ve bunların uygulamalı olarak büyük şairler üzerinde incelenmemesinden kaynaklanmaktadır. Halbuki son yirmi, otuz yıldan beri araştırıcılar daha farklı gözlerle eski şiirimize bakmakta, onların şiir sanatı anlayışlarını ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Yeni Türk edebiyatı başladıktan sonra eski edebiyata karşı takınılan tavrın, yeni modalar doğurmasına rağmen, onun sağlam temellerini sarstığını söylemek zordur. Her şeyden önce yeni Türk edebiyatçılarının hepsi bu kaynaktan beslenmişler, başlangıçta onun terbiyesinden geçmişlerdir. Ancak batı edebiyatının ve eleştirisinin dayandığı kaynak, felsefedir. Türk kültüründeki bu noksan, eleştiricileri de hayli dağınık yazılar yazmaya sevketmiştir denilebilir. Hele bir edebiyat akımı doğuracak ciddiyetteki eserler, inanılmayacak suçlamalarla karşılaşmıştır. İşte Türk edebiyatını derinden etkileyen Servet-i Fünun etrafında toplanan gençler de bir kelime ile suçlanmışlardır: Dekadan. Bu suçlamayı yeni Türk edebiyatının sayılan, önemli bir şahsının, Ahmet Midhat’ın yapması önemlidir. Bu itham bir kıvılcım gibi “İkinci Edebiyat-ı Cedide” hareketini yadırgayanları harekete getirmiş ve Türk edebiyatında yer yer çok ciddi, yer yer kötü polemik örneği olabilecek birçok yazının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Aslında bu tartışma pek de yararsız olmamıştır. Dergi ve gazete sütunlarında ithamların yanı sıra, Servet-i Fünun yazarlarının da kendilerini savunan, her yeni edebiyat hamlesinin kendinden öncekilere dayandığını ortaya koyan ve Fransa’daki “dekadan” sayılan edebiyat akımları ve şairleri hakkında değerli yazılar yazılmıştır. Bu tartışmanın Servet-i Fünuncuları kendi edebiyat anlayışları üzerinde düşündürdüğü de şüphesizdir. Prof. Dr. Birol Emil’in metin derlemesine dayanan, basılmamış bitirme tezi dışında, dekadanlık tartışması müstakil bir çalışmaya konu olmamıştır. Bu kitapta Fazıl Gökçek üzerinden uzun zaman geçtiği için, süreli yayınların sayfalarında kaybolmuş olan malzemenin büyük kısmını derlemiş ve onları yorumlamıştır. Edebiyatımızdaki öteki tartışmaların da bu tür incelemelerle ortaya konulması, edebiyat eleştirisinin gerçek durumunu göstermek açısından önemlidir. Görülen odur ki, hücuma maruz kalanlar, genellikle yenilikleri dolayısıyla yadırgananlardır. Edebiyat dünyasındaki gelişmeler de çoğunlukla yadırgananların eserleriyle gerçekleşmiştir. Bu kitaptaki malzemeyi okurken unutulanlarla hâlâ hatırlananlar arasındaki fark da açıkça görünmektedir.
105.00 ₺ -
Eski Türk Edebiyatı Tarihi
Eski edebiyatımızın tam bir özeti ve "envanter defteri" değerindedir. Kitapta eski edebiyat ve kültür tarihimizin seyri içerisinde rol alan şair, yazar ve eserler kronolojik bir sıralamayla özlü olarak kısaca anlatılmış ve okuyucunun önünden adeta film şeridi gibi geçirilmiştir. Eser bu yönüyle gerek öğrenciler gerekse konu ile ilgilenen okuyucular için tam bir kaynak ve müracaat kitabı değerindedir. Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi'nin önemli yönlerinden birisi de, Türkiye Üniversitelerinde "Eski Türk Edebiyatı" sahasında yapılan yayımlanmamış yüksek lisans ve doktara tezlerinden, yurt içi ve dışındaki en güncel neşriyata kadar hemen bütün çalışmaları zengin bir bibliyografya ile ilgilenenlere sunmasıdır. Eseri elinde bulunduranlar eski edebiyat sahasında ulaşmak istedikleri bütün kaynakların bir listesini de karşılarında bulacaklardır.
450.00 ₺ -
Ortadoğuya Dair Yirmi Tez
Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu’yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez”, ismindeki ‘tez’ sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden ve ne zamandan beri ‘Ortadoğu’ dendiğinin açıklamasıyla başlayan anlatım, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyanın tarihindeki çeşitli dönemleri, tarihten günümüze taşınan unsurları, bugün ilk bakışta belki fark edemediğimiz ama kesinlikle aktüel hayatın tam ortasına denk düşen somut gerçeklikleri gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturan dört ülkenin (Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan) tarihine sıklıkla atıfların yapıldığı kitabın temel hedefi, coğrafyanın kendi iç dinamiklerine işaret etmek. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri genellikle “dış güçler”e hamleden genellemeci ve kolaycı bakıştan kaçınmaya çalışarak, “dış güçler” dediğimiz ülkelerin aslında içerideki bazı dengeler ve yerli unsurlar yardımıyla iş gördüklerini izah çabası, kitabın ana fikrini oluşturuyor.
145.27 ₺ -
Günlüklerin Işığında Tanpınarla Başbaşa
Edebiyatın hemen her dalında eser veren Tanpınar, eserleriyle olduğu kadar şahsiyeti, hayat tarzı ve sahip olduğu kültürün derinliği ile yakın dönem edebiyatımızın en önemli şahsiyetlerinden biridir. Prof. Dr. İnci Enginün ve Prof. Dr. Zeynep Kerman’ın hazırladığı elinizdeki kitapta, Tanpınar’ın bilinmezleri, acı ve sevinçleri ile iç dünyası ve özel hayatı, edebiyat çevreleriyle ilişkilerini kendi kaleminden bulacaksınız. “Bu defteri seviyorum. Benden sonra okunacağını düşünüyorum. Hoşuma gidiyor. Geçen zamanım görülecek sanıyorum...” “Hiçbir şeyi bitiremiyorum... Gece yarısı öksürükle uyandım ve ilk defa gelecek seneye çıkamam korkusu aklıma geldi. Ciddiyetle geldi. Hiçbir şeyi bitiremeden ölmek istemiyorum. O kadar eser ve kullanmadığım o kadar kelime varken...” “Abdullah Efendi’nin Rüyaları, bilhassa birinci hikâye böyle tenkitsiz mi geçecekti? Huzur ki okuyucuların hepsi sevdiler, üç makale ile, Yaz Yağmuru hiçbir akissiz mi geçecekti.” “Bunların Türkiye’ye getirdiği hiçbir şey yok muydu? Türkiye ve Türkçeye. Ya şiirlerim? Hâlâ hiç kimse “Deniz” manzumesinden bahsetmedi. “Deniz” manzumesi Türkçenin beş on manzumesinden biridir. Buna eminim. Buna makalelerimi de ilâve edin... Fakat niçin bu kadar haksızlık? Bu işte eksiğim nedir!” “Belki de kendi kendimi mahveden benim. Hakkımdaki sükût suikastının bir sebebi de belki de benim...” “Daima derinleştim. Sıfırdan başlamış gibiydim. Bu sıfır Yahya Kemal ve Haşim hariç Türk şiirinin değer seviyesiydi. Eğer burada genişlemeğe razı olsaydım benim de hiç olmazsa Faruk [Nafiz Çamlıbel] kadar bir şöhretim olurdu. Biraz kaysaydım Orhan [Veli Kanık] ve Cahit’ten [Sıtkı Tarancı] fazla sevilen adam olurdum. Yapmadım. Hakikaten sıfırdan başladım.” “Kırk yaşında tek oda müstakil evim oldu. Herşey, hayatımda herşey geç oldu. İlk nesir kitabım kırk yaşında çıktı. Hâlâ ikinci romanım Remzi’de bekliyor...”
270.00 ₺ -
Mitoloji Üzerine Araştırmalar Metinler ve Tahliller
Mitoloji "mit bilimi" anlamına gelir. Mit'in asıl mânası "gerçek hikâye" ve bunun da ötesinde "sahip olunan çok değerli şeyler, kutsal ve mânalı olan"dır. Mitolojilerin içinde kutsal hikâyeler ve merasimler bulunur. Zamanla bu kutsal vasıflar unutulur, böylece masallar ve efsaneler ortaya çıkar. Merasimlerin bir kısmı ise günümüze kadar devam etmiştir. Tiyatronun, dansın ve şarkıların ortaya çıkışında mitlerin rolü büyüktür. Kozmogoniyi anlatan mitlerden sonra menşe mitleri başlar, böylece varlık problemi ortaya çıkar ve felsefenin konusu oluşur. Türklerde felsefenin başlangıcını mitolojik dönemlere kadar çıkarmak mümkündür. Bu kitapta mit, mitoloji, Türk mitolojisi ve diğer milletlerin mitolojileri üzerinde durulmakta, metinler verilmekte ve tahliller yapılmaktadır.
75.00 ₺ -
Sami Paşazade Sezayi ve Eserleri
Sami Paşazad Sezai ve Eserleri merhum Güler Güven'in 1970 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın idaresinde hazırladığı doktora tezidir. Çok ciddi bir araştırmacı olan Güler Güven, Sami Paşazade Sezayi’nin özgeçmişiyle ilgili olarak birinci eldn bilgilere ulaşmak için uğraşmış ve çalışmasını bunlara dayandırmıştır. Kitap bu alanda hâlen yegâne eser olma özelliğini taşımaktadır. Eserini basmayı düşünmüş ve elindeki nüshayı buna göre düzenlemiş, üzerinde bazı değişmeler yapmış olan Güler Güven, ne yazık ki onu hayatta iken bastıramamıştır. Edebiyat tarihi alanındaki bilgilerin toplanmasının güçlüğünü ve yazarları edebiyat alanında var kılan eserlerinin arkasındaki birikimi Sami Paşazade Sezayi ve Eserleri’nde takip etmek mümkündür. Yeni Türk Edebiyatı alanının Recaizade Ekrem Abdulhak Hâmit ile birlikte ikinci döneminin temsilcisi Sami Paşzade Sezayi’yi bütünüyle inceleyen bu ayrıntılı, zengin kitabın okuyucuları cezp edeceğinden, araştırıcılara da örnek olacağından eminiz. Ancak, bu gecikmiş baskıyı okuyucularımıza sunarken vaktiyle bu çalışmada kullanılan ve onu canlandıran nice belgenin, şimdi hangi ellerde olduğunu da sormaktan kendimizi alamıyor ve onlardan bir kısmını bize ulaştıran Güler Güven’i rahmetle anıyoruz.
172.50 ₺ -
Ateş ve Bahçe
Bir tünelde kaybettiği kocasının ardından iz süren bir kadın... Hakikatin peşinde yeniden var etmenin serüveni... Bir belgesel için çıkılan iki kişilik yolculuğu tek başına sürdürdükçe kameranın yerine gözünü, ses bantının yerine belleğini yerleştiren kahramanımız bütün sınırları bir bir ortadan kaldırır. Yol aldıkça, yıllardır süren bir savaşın ortasında hayata tutunmaya çalışan gençlerin, kayıplarını arayan ana babaların belleğiyle karşılaşır. Kimi zaman yıkık kliseler, unutulmuş yatırlar, ıssız su yolları, isimler, efsaneler, rivayetler eşlik etmektedir ona yolculuğunda. Kimi zaman da değişen, dönüşen 'yeni hayat'ın yeni ritüelleri. Ulaştığı her yeni mekan, tanıştığı her insan yüreğinde sakladığı sevgiliye dair başka bir anıyı ortaya çıkarır. Giderek alemde her şeyle her şey arasındaki bağ görünür hale gelmeye başlayacaktır. Anılar belgesele, belgesel gerçeğe dahil olurken bir gün... Kocasının kaybolduğu Titus tünelinin çıkışında onun kullandığı kameranın bulunduğ haberini alır... Bana verdiğin taş Bin yıllık yuvarlanmış
18.50 ₺ -
Kerberos
“İstihbarat Grup Komutanı Cem Ersever hem Hikmet Köksal Paşa’ya hem de Hayri Kozakçıoğlu’na istediğini yaptırabiliyordu.” “Ali Ozansoy Jandarmadaki memuriyetini bırakarak istifa etti ve Hanefi Avcı’nın vasıtasıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sözleşmeli personel olarak girdi.” “Maaş bordrolarına bir dönem doğrudan JİTEM yazılıyordu, daha sonra JİTEM adı faili meçhuller ve Susurluk ile ilgili haberlerde çıkmaya başlayınca hemen düzelttiler, bir daha da yazılmadı.” Abdulkadir Aygan, itirafçı olduktan sonra JİTEM'de sivil memur olarak göreve başladı, birçok faili meçhul eylemde fiilen yer aldı. Ve şimdi JİTEM'de bulunduğu dönemdeki cinayetleri, işkenceleri, hedefleri, çapraşık ilişkileri anlatıyor... Araştırmacı gazeteci Uğur Balık, Abdulkadir Aygan'ı konuşturmakla kalmıyor, JİTEM'in varlığını kanıtlayan belgeleri de sunuyor. Üstelik Aygan'ın çarpıcı itirafları, JİTEM'in kanlı eylem mağdurlarının konuşmaları ile de destekleniyor. Kerberos / Bir Tetikçinin Anatomisi dikkatlerden kaçmayacak bir yakın tarih deşifresi...
14.80 ₺ -
Dünyanın Üç Yüzü
Zaten, dünya tadımlık bir yer… Varlığımızı kaplamış bitimsiz hüzün. Bizi sevip kabullenmiş, gitmek bilmeyen misafir olmuş keder. Kasvetli bir boşluk. Sağımız solumuz karanlık. Kalbin kendisi, nemli bir zindanın duvarlarında mahpus. Her varlık sonsuz kere atılmış düğüm. Dünya karanlığın kendisi. Varsın, olsun. Dünyanın sadece üçüncü yüzündeyiz. Bize aldırmadan giden, kalbin alakasına, fikrin merakına değmeyen yüzünde. Yitiyoruz. Bu dünyada. Hep birlikte. Gidiyoruz. Varsın, olsun. Varsın, bir buz sarkıtının ucunda donarak asılı kalmış bir su damlası gibi, dünyanın üçüncü yüzünde asılı kalmış olsun varlığımız. Bir de dünyanın birinci ve ikinci yüzü var… Bu dünyada bütün çektiklerimize değer. Mustafa Ulusoy Dünyanın Üç Yüzü’nde dünya ‘aldatı’larının neden olduğu problemlere karşı psikiyatri, ahlak, felsefe, akıl ve kalbin sunduğu bütün enstrümanları kullanarak okuyucusuna çözümler getiriyor.
12.68 ₺ -
Değirmenimden Mektuplar
19. yüzyılın izlenimci naturalist romancılarından olan Alphonse Daudet’nin eserleri hayatı tanıtan belgeseller gibidir. Hayatın bütün olumsuzluklarına rağmen yazar, canlı hayal gücü ve şairane bakışıyla olayların içindeki güler yüzü bulmaya ve göstermeye çalışır. Romanları canlı hayat tabloları gibidir. Dingin bir bahar gününde, kırları, bayırları, önünüzde uzanan yemyeşil vadileri ve ormanları, doğal yaşamı anlatmayı yeğler Daudet. “Değirmenimden Mektuplar” Alponse Daudet#8217;nin Alp Dağları’nın eteklerindeki bir değirmene yaslanarak anlattığı öykülerden oluşur. Akıcı ve sade dili, masalsı üslubuyla Daudet, insanı ve tabiatı en coşkun bir şekilde anlatan önemli yazarlardan biridir. Kitapta yazarın ince gözlem ve tasvir gücünün yanı sıra, derin merakının ve ince zekasının izlerini de görmek mümkün.
3.43 ₺ -
Graziella
Şiirleriyle Dünya Edebiyatı’na damgasını vuran ve romantik ekolün üstadı olarak kabul edilen La Martine aynı zamanda lirizmini romana taşımayı başarmış güçlü bir nesir ustasıdır.İki kez doğuya seyahat etmiş, ikinci seyahati sırasında Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından kabul edilerek, kendisiyle görüşmüştür. İslam dini ve peygamberi hakkındaki görüşlerini eserlerinde dile getirerek övgüyle söz etmiştir. Graziella, gerçek aşkın hayatın en olgun meyvesi olduğu ana fikrinden yola çıkılrak kaleme alınmış güçlü bir aşk klasiğidir.
3.43 ₺ -
Karanlığın Gücü
Varlıklı ve yaşlı bir Rus köylüsünün evinde hizmetçilik yapan Nikita, önceleri annesinin ve ev sahibesi hanımın işbirliği yaparak kendisi için hazırladıkları çirkin istikbali keyifle seyretmektedir.Varlıklı ve yaşlı bir Rus köylüsünün evinde hizmetçilik yapan Nikita, önceleri annesinin ve ev sahibesi hanımın işbirliği yaparak kendisi için hazırladıkları çirkin istikbali keyifle seyretmektedir.Ne var ki, ikbal basamaklarını tırmanırken attığı her haksız ve ahlaksız adım onun bir başka zulüm ve günahın için iteler. Karanlığın Gücü, Tolstoy′un her ayrıntıyı bir nakış gibi işleyerek Rus köylülerinin hayatına ayna tuttuğu bir oyunu.
3.43 ₺ -
Kazaklar
Olenin, Moskova’nın kibar çevrelerindeki hayatından bıkmış bir delikanlıdır. Yeni dünyada mutluluğu bulacağına inanır ve bu düşünceyle Kafkasya’ya gidip Kazaklar arasında yaşamaya başlar. Aradığı para ve ünvanabağlı olan değil, kendiliğinden var olan bir mutluluktur. “Savaş ve Barış” ve “Diriliş”ten sonra Tolstoy’un üçüncü büyük romanı olarak kabul edilen Kazaklar, yazarın sanat gücünü ve düşünce derinliğini en açık şekilde ortaya koyması bakımındanmutlaka okunması gereken güçlü bir dünya klasiği…
4.80 ₺ -
Türk Öykücülüğünde Mustafa Kutlu
Bu çalışma Türk öykücülüğünün önemli isimlerinden olan Mustafa Kutlu'nun Ortadaki Adam'dan Tufandan Önce'ye kadar uzanan on üç kitaplık öykü serüvenini incelemektedir. Söylemek bile gereksiz ki, bu yazıların onun öykülerini çerçeveleme, bütün boyutlarıyla ortaya serme gibi bir iddiası bulunmamaktadır. Okurla, öyküler/metinler arasındaki mesafenin kapanmasına yardımcı olmak, anlamaya ve açıklamaya çalışmak öncelikli amaçtır. Çalışmada yazar ve eser olabildiğince ayrıştırılmış, şahsiyet/yazar öne çıkarılmamış, eser/metin üzerinde başlayıp biten bir tutum yeğlenmiştir. Yani bu kitap Mustafa Kutlu üzerine değil, Mustafa Kutlu'nun öyküleri üzerinedir. Bu anlamda biyografik, monografik bir yönü bulunmamaktadır. Tematik yanları ağır basan yaklaşımla bütüncül bir sonuca ulaşılmak istenmiştir. Genel olarak hiçbir eleştiri disiplinine bağlı kalınmadan, sadece okuma sürecinde açılan kapılar izlenmiş, her yazı bir sonraki yazıyı beslemiş ve süreç böylece tamamlanmıştır. Yazarın seçtiği yöntemin doğru olup olamadığı tartışılmamış, seçilen yöntem kendi mantığı içinde incelenmiştir. Yazılar kesin kanaatlere değil, çözümlemeye yaslanmıştır. Ayrıca yargılamak ve ona bir yer tayin etmek gibi edebiyat dışı tavırlardan uzak durulmuştur.
135.00 ₺ -
Türk Roman ve Hikayesinde İkinci Dünya Savaşı
Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı, Milli Mücadele gibi arka arkaya savaş felâketini yaşamış ve sonunda bağımsız bir devlet kurmayı başarmış olan Türkiye, II. Dünya Savaşı'na girmese de 1939-1945 yılları arasında özellikle ekonomik açıdan çok zor bir dönem geçirmiştir. Sınırlarımıza kadar dayanan bu savaş Türk insanının yaşamını alt üst etmiştir. Edebiyatın aslî türlerinden olan roman ve hikâye türleri hayatın aynası gibidirler. Sosyal ve siyasî olayları edebî eser için birer malzeme sayan yazarlarımız eserlerinde II. Dünya Savaşı'na da yer vermişler, bu savaşın ekonomik, sosyal ve ferdî açılardan Türk insanını ne şekilde etkilediğini işlemişlerdir. II. Dünya Savaşı'nın Türk Edebiyatı'na nasıl aksettiği makale boyutundaki birkaç çalışmada incelenmiş, konuyla ilgili geniş bir araştırma yapılmamıştır. Bu kitap, özellikle II. Dünya Savaşı'nın ağır şartlarını yasamış olan yazarların kaleminden çıkan roman ve hikâyeler üzerine yapılmış bir araştırmanın ürünüdür.
22.50 ₺ -
Efendi ile Uşak
“Efendi ile Uşak”, tümü coşkuyla kaleme alınmış, insani değerlerle dini değerleri aynı platformda ele alan hikmet dolu öykülerden oluşuyor. Öğüt veren, yol gösteren, iyilik ve doğruluğa yönelten, sevgi ve şefkati insanlık için bir kurtuluş yolu olarak sunan öyküler bunlar. “Efendi ile Uşak”, Tolstoy’un insana bakışındaki inceliği, varlığı algılayışındaki bilgeliği ve açık bir şekilde ortaya koyduğu inancındaki derinliği fark edecek. Çağın, varlık dengeleriyle çlişen felsefelerine karşı onun duru ve net bakış açısına hayran kalacaksınız.
3.43 ₺ -
Uşaklıgilin Romanlarında Batılı Yaşayış
Batılı manada ilk romancımız olan Halit Ziya’nın eserleri hala aranmakta ve okunmaktadır. Prof. Dr. Zeynep Kerman bu çalışmasında Uşaklıgil’in romanlarına yansıyan “Osmanlı Batılılaşması”ndan unsurlar aktarıyor. Eser, Halit Ziya Uşaklıgil’in romanlarında görülen batılı yaşayış tarzını dört bölümde ele alarak inceliyor. Birinci bölümde yazarın batı ve batı edebiyatlarıyla ilişkisi, tercüme ve telif eserleri; ikinci bölümde romanlarındaki şahısların batıyla ilişkileri ortaya konuyor. Tanzimat’tan sonra yazarların eserlerinde dünyevî saadet, para ve maddî kazanç konuları önem kazandığından üçüncü bölüm, geçim, para, iş ve kazanç hayatına ayrılmıştır. Benimsediği realist akım dolayısıyla kahramanlarının karakterlerini daha iyi belirtmek için Halit Ziya, iç ve dış mekâna, kılık, kıyafet ve dekora büyük önem verir ve bu unsurları şahısların karakterlerini oluşturmada ustalıkla kullanır; dördüncü bölümde bu unsurlar işleniyor.
135.00 ₺ -
Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi
Edebiyat ve eğitim fakültelerinin “Eski Türk Edebiyatı Tarihi” derslerinde okutulmak üzere ilk olarak 2004 yılında yayımlanan Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi, beklenenin üzerinde bir ilgi görerek kısa zamanda sahasının vazgeçilmez kitaplarından biri haline geldi. İlk baskının önsözünde “Eserin amacı, edebî türleri kronolojik bir düzen dahilinde kendi aralarında tasnif ederek öğrenciyi edebiyat tarihimizin ana hatları ve seyri hakkında kısaca bilgilendirmek ve bu sahada çalışanlara en yeni bibliyografya bilgisini aktarabilmektir.” denmiş ve her yeni baskıda özellikle son yıllarda üniversitelerde hazırlanıp henüz yayımlanmamış yüksek lisans ve doktora tezleri dahil en güncel bibliyografyanın okuyucuya yansıtılmasına özen gösterilmiştir. Ancak her defasında zenginleşerek artan bu ilavelerle kitabın bir süre sonra üniversitelerin Türk edebiyatı tarihi müfredatını aşacağı ve öğrencinin öncelikle edinmesi gerekli edebiyat tarihi bilgilerinin hayli üzerinde bir yük oluşturacağı anlaşılmaktadır. Bu düşünceyle üniversite öğrencilerinin sadece lisans seviyesinde edebiyat tarihi müfredatını karşılaması amacıyla muhtasar bir kitap oluşturma ihtiyacı doğmasıyla Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatı Tarihi’nin bu ve bundan sonraki baskıları sürekli muhtevası artan bir kitap olmak yerine, kısmen kısaltılmış ve zarurî güncellemeleri içeren bir ders kitabı olarak kalırken, eserin 2007 yılı için genişletilmiş olarak hazırlanan yeni baskısı ve bundan sonraki baskıları Eski Türk Edebiyatı Tarihi adıyla, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki öğrencilerle akademisyenlere hitap edecek şekilde olmasına karar verilmiştir. İçindekiler İSLÂM ÖNCESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI/ 13 Hunlar Çağına Ait Siyasi Mektup ve Türkü Tercümeleri/ 13, Göktürk Abideleri/ 14 Uygurlar/ 15, Kaynakça/ 16 KARAHANLI DÖNEMİ EDEBİYATI/ 18 Balasagunlu Yûsuf/ 18, Kaşgarlı Mahmûd/ 19, Edib Ahmed/ 20, Ahmed Yesevi/ 21 Hakim Süleyman Ata/ 23, Kaynakça/ 25 GAZNELİLER DÖNEMİ/ 28 Kaynakça/ 30 SELÇUKLU DEVLETİ DÖNEMİ/ 32 Kaynakça/ 35 ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ DÖNEMİ/ 39 Evhadüdddin-i Kirmani/ 45, Yunus Emre/ 45, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi/ 47 Sultan Veled/ 51, Hoca Dehânni/ 53, Nâsıri/ 55, Hacı Bektaş Veli/ 56,Kaynakça/ 58 XIV. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 65 HAREZM’DE EDEBİYAT/ 66 Rabguzi/ 67, Kerderli Mahmûd/ 68, İslâm/ 69, Kutb/ 69, Hârzemi/ 70 MEMLÛK SAHASI KIPÇAK TÜRKÇESİ/ 71 Seyf-i Serâyi/ 71, Ebû Hayyân/ 72, Hüsam Kâtib/ 73 KUMAN SAHASI KIPÇAK TÜRKÇESİ/ 73 XIV. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 74 Hasanoğlu/ 75, Ahmed Bin Veys/ 75, Nesimi/ 75 XIV. YÜZYIL OSMANLI EDEBİYATI/ 77 Şeyyâd Hamza/ 78, Ahmed Fakih/ 81, Gülşehri/ 83, Âşık Paşa/ 85, Ahmedi/ 87 Kadı Burhaneddin/ 89, Hoca Mes’ûd/ 91, Eflâki/ 93 XIV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎ YAZARLARI VE ESERLERİ/ 94 XIV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 101 Kaynakça/ 104 XV. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 109 XV. YÜZYIL ÇAĞATAY EDEBİYATI/ 112 Ali Şir Nevai/ 114 XV. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 118 XV. YÜZYIL OSMANLI EDEBİYATI/ 118 Ahmed-i dâ’i/ 125, Şeyhi/ 128, Ahmed Paşa/ 131, Necâtibey/ 133, Avni/ 135 Adli/ 136, Sultan Cem/ 137, Şehzade Korkud/ 138, Adni/ 138 Nişancı Mehmed Paşa (Karamanî)/ 140, İvâz Paşa-Zâde Atâ’i/ 140, Cemali/ 141 Karamanlı Nizâmi/ 142, Kemâl-İ zerd (Saruca Kemâl)/ 143, Melihi/ 144, Mesihi/ 145 Hamdullah Hamidi/ 145, Zeyneb Hanım/ 148, Mihri Hatun/ 149, Eşrefoğlu Rûmi/ 149 XV. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎ EDEBİYATI/ 150 Dini-Ahlâki-Tasavvufi Mesneviler/ 152, Aşk Mesnevileri/ 157, Tarihi, Destani ve Menkabevi Mesnevileri/ 159, Sergüzeştnâme ve Hasbihâller/ 163 XV. YÜZYIL ANADOLU SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 166 Kaynakça/ 170 XVI. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 177 XVI. YÜZYIL ÇAĞATAY EDEBİYATI/ 179 XVI. YÜZYIL AZERÎ EDEBİYATI/ 181 Fuzuli/ 182 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI EDEBİYATI/ 189 Zâti/ 198, Hayâli Bey/ 200, Bâki/ 202, Nev’i/ 204, Lâmi’i/ 206, Kemâl Paşa-Zâde/ 208 Figâni/ 209, Muhibbi/ 210, Hubbi Hatun/ 211, Celili/ 212 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 214 Dini-Ahlaki-Tasavvufi Mesneviler/214, Aşk Mesnevileri/ 217, Tarihi, Destani Menkavebi Mesneviler/ 220 XVI. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 223 Tarihler/ 223, Biyografi Eserleri/ 224, Şuara Tezkirleri/ 225, Şerhler/ 229, Diğer ensur Eserler/ 230, Kaynakça/ 231 XVII. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 241 XVII. YÜZYIL ÇAĞATAY SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 243 XVII. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 244 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 246 Klâsik Üslûp/ 248, Sebk-i Hindi/ 248, Hikmeti Tarz/ 250, Mahalli Tarz/ 251 Gani-Zâde Nâdiri/ 252, Nef’i/ 253, Nev’i-Zâde Atâ‘i/ 256. Şeyhülislam Yahyâ/ 257 Şeyhülislam Bahâyi/ 259, Nâ’ili-i Kadim/ 260, Neşâti/ 262, Fehim-i Kadim/ 263 Nedim-i Kadim/ 264, Nâbi/ 265, Bosnalı Sâbit/ 267,Hâleti/ 263 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 270 XVII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 278 Tezkireler, Biyografik ve Bibloyografik Eserler/ 278, Tarihler/ 281, İlmi Eserler/ 282 Veysi ve Nergisi’nin Eserleri/ 283, Seyahatnameler/ 285, Şerhler ve Diger Mensur Eserler/ 285, Kaynakça/ 286 XVIII. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 291 XVIII. YÜZYIL ORTA ASYA SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 295 XVIII. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 296 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 297 Nedim/ 305, Râgıp Paşa/ 307, Kâni/ 308, Seyyid Vehbi/ 310, Sünbül-Zâde Vehbi/ 312, Fıtnat Hanım/ 314, Şeyh Gâlip/ 315 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 317 XVIII. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 326 Tezkireler, Biyografik ve Bibiliyografik Eeserler/ 326, Tarihler/ 333, Surnameler/ 334, Sedaretnameler/ 335, Seyahatnameler/ 336, Münşeât Mecmuaları/ 336, Şiir ve Şair Hakkında Eserler/ 337, Dini, Tasavvufi Ahlaki Eserler/ 338, Şerhler ve Lügatler/ 339, Kaynakça/ 340 XIX. YÜZYILA GENEL BAKIŞ/ 347 XIX. YÜZYIL ORTA ASYA SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 350 XIX. YÜZYIL AZERÎ SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 352 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATI/ 353 Eenderunlu Vâsıf/ 356, Keçeci-Zâde İzzet Molla/ 358, Leskofçalı Gâlip/ 359 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MESNEVÎLERİ/ 361 XIX. YÜZYIL OSMANLI SAHASI MENSUR ESERLERİ/ 364 Şuara Tezkireleri/365, Biyografi Eserleri /367, Tarihler/ 369, Sefaretnameler/370, Seyahatnameler/370, Lügatlar/371, Kaynakça/372
270.00 ₺ -
Yahya Kemal
Tanpınar'ın hayatının son yıllarında yazdığı, fakat tamamlayamadan vefat ettiği, Yahya Kemal üzerindeki bu tek bütün çalışmayı Mehmet Kaplan şöyle tanıtmaktadır: "Yahya Kemal kitabını okurken Yahya Kemal'i Zeynep Hanım Konağı'nda, İstanbul kahvehanelerinde, dost evlerinde yaşarken, konuşurken, hatıralarını anlatırken, fikrini ve nüktelerini söylerken görürsünüz. Tanpınar Yahya Kemal'in sohbet ve makalelerinde ileri sürdüğü fikirlere geniş yer ayırır. Düşüncelerine hakim olan 'kaynaklar meselesi' üzerinde durur. Şiirlerinin tahliline de önem vermiştir. Tanpınar'ın Yahya Kemal'in dili, şekil ve imajları üzerinde ileri sürdüğü fikirler çok önemlidir. Tanpınar imajları incelerken Freud, bilhassa Gaston Bachelard'ın görüşlerine dayanır".
135.00 ₺ -
Coriolanus
İhtiraslarını hayatlarının gayesi olarak gören aristokratlarla, Roma halkının çarpıcı manzarasını gözler önüne seren destansı bir roman.
3.77 ₺ -
Amcanın Rüyası
Dostoyevski gibi dev bir yazarın mutlaka okunması gereken romanı. “Amcanın Rüyası”; aykırı bir yazarın gözünde Rus aristokrasisinin gerçek yüzü. 19. yüzyıl Rusya’sının taşrasında bir kır köşkündeyiz.Akıl sağlığı pek yerinde olmayan ama soylu olduğu için çevredeki zengin ve aristokrat aileler tarafından saygıyla karşılanan bir prens. yeğeni ve genç kızlarını Prensle evlendirmek suretiyle soylular arasına girerek sosyeteye karışma hayallerin kuran bir dizi taşra kadının garip ve komik öykü “Amca’nın Rüyası”. Dostoyevski’nin sert ve kinayeli dili bu sefer Çarlık dönemi Rusya’sının kültürel yozlaşma içindeki Rus aristokratlarına yöneliyor. Fransız kültürüne özenti içindeki insanları en komik ve en zayıf halleriyle sergileyen Dostoyevski aynı zamanda güçlü bir aristokrasi eleştirisi sunuyor.
5.48 ₺ -
Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat'tan Cumhuriyet'e (1839-1923)
Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat'tan Cumhuriyet'e İnci Enginün'ün daha önce yayınlanan Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatıadlı kitabıyla birlikte 19. ve 20. yüzyıl edebiyatına toplu bir bakıştır. Bu edebiyat tarihinde ağırlık herşeyden önce eserlere verilmiş, dönemin ve yazarların özelliklerine ancak eserler gerektirdiği takdirde temas edilmiştir. Yeni Türk Edebiyatı 19. ve 20. yüzyılların bütün karışıklığını yansıtır. Hayatın her alanında görülen güçlü geleneğine sahip eski ile henüz geleneklerini oluşturmamış yeninin çatışmaları veya bir arada birbirinden ayrı yaşamalarını bu dönemin özellikle romanından öğrenmek mümkündür. Saf edebiyat denemeyecek, bazen öğretici, bazen ahlakçı, bazen de sadece edebiyat kaygılarıyla hareket eden yazarların ortaya koyduğu eserlerin pek çoğu hâlâ araştırıcıları beklemektedir. İnci Enginün bu kitabında gazetenin edebiyat üzerindeki etkisini göstermeyi amaçladığı gibi türleri de kendi içinde müstakil olarak ele almıştır: Nesir, roman ve hikâye, şiir, tiyatro ve tenkit. En büyük çatışmanın güçlü geleneği dolayısıyla şiir alanında yaşandığı edebiyat dünyasında uzunca bir gezintiyi andıran kitapta, çok iyi tanınan yazarlar gibi, bu tür incelemeye ilk defa girenler de bulunuyor.
450.00 ₺ -
Yirmi Yılın Ardından Mehmet Kaplan
Mehmet Kaplan başkalarının zevki için değil, kendi için yazdı, Türkiye için, öğrencileri için yazdı. Yetmişbir yıllık hayatının, kırkaltı yıllık hocalık döneminde 23 eser yayınladı. Asistanları ile beraber 9 kitap hazırladı ve neşretti, üç edebî eseri sadeleştirerek günümüze kazandırdı. 1400'ün üzerinde makale-deneme yayınladı. 18 doktora öğrencisi, sahalarında Türkiye'nin önemli hocaları oldular. Onlar da ülkenin dört bir köşesinde 'ocak' yaktılar, öğrenci yetiştirdiler. Mehmet Kaplan'ı ebediyete uğurladığımızın üzerinden yirmi yıl geçti. Hemen her yıl öğrencileri Türkiye'nin birkaç yerinde hocanın farklı yönlerini, hocayı tanımayan genç nesillere anlattı. Elinizdeki kitap; İstanbul Marmara ve Mimar Sinan Üniversiteleri Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinin, hocalarının vefatından yirmi yıl sonra beraberce hazırladıkları toplantıdaki konuşmalardan oluştu.
7.50 ₺ -
Ahmet Hamdi Tanpınar Bütün Şiirleri
Romancı, hikâyeci, edebiyat tarihçisi ve Cumhuriyet döneminde yetişen ünlü bir kültür adamı olan Ahmet Hamdi Tanpınar, aynı zamanda önemli bir şairdir. Bu kitap şairin tamamlanmış ve yarım kalmış bütün şiirlerini tek kitapta toplamaktadır.
127.50 ₺ -
Divançe
"Muhterem pederim Mustafa Nazmi Ersin Beyefendi 1289/1873 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Pederi Kapalıçarşı eşrafından Hacı Şakir Efendi, validesi uzun senelerdenberi Fatih semtinde ikâmet etmiş olan bir ailenin kızı Firdevs Hanım, hemşireleri Fethiye ve Habibe Hanımlardır. Nazmi Bey pek genç yaşında Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin Bâb-ı Seraskerî ünvaniyle yâd edilen Harbiyye Nezaretinde kurulmuş olan, mekteb-i küttâb-ı askerî namı altında meslekî tahsil veren müesseseye yazılmış, günün muayyen saatlerinde derslere devam etmek ve diğer saatlerde de Bâb-ı Seraskerî levâzımât ve muhasebât dairesinde çalışmak suretiyle meslekî hayatına hazırlanmıştır. 1908 senesinde İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra İtalyan ve Balkan harbleri esnasında Harbiyye Nezaretinde çalışmış, 1914-1918 Birinci Cihan Harbi müddetince İstanbul'da Teşvikiye'deki Şerif Paşa Konağı'nda Birinci Menzil Müfettişliği muhasebecisi olarak vazife görmüş, bu suretle Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin; Avrupa-yı Osmanî, Asya-yı Osmanî, Afrika-yı Osmanî ünvaniyle dünyanın üç kıtası üzerindeki muhteşem Osmanlı Devleti'nin Ordu-yı Hümâyûnlarının umûrunu tedvir eden, en mühim devlet dairelerinde uzun seneler vazife görmüş olan bu genç, liyakatli bir muhasebeci olarak amirlerinin takdirlerine mazhar olmuş, taraf-ı Şâhaneden nişanlarla taltîf edilmiştir. Cumhuriyetin ilânından bir müddet sonra tekaüd olmuş ve İstanbul'un kıymetli irfan müesseselerinden biri olan Cemiyet-i Tedrisiyye-yi İslâmiyye'ye (Darüşşafaka) muhasebecilik vazifesi ile intisab ederek yaş haddi ile emekli oluncaya kadar çalışmış, bir çok kıymetli ilim adamları, şair, edib, muharrir vatandaşların dostlukları ile bahtiyar olmuştu. Bâb-ı Seraskerî'deki muvaffakiyetli mesaisi arasında aynı zamanda, o devrin edebî cereyanlarının tesiri altında ebced hesabiyle târih düşürmekte muvaffak olmuştur. Eserlerinin mühim bir kısmı millî hamâsiyyat ve tarihî mefahiremize aittir. Maamâfih, bazı mevzular üzerine hece vezniyle yazmış olduğu manzumeleri de mevcuttur. Son derece halim selim ve müşfik bir şahsiyet olan merhum ve mağfur pederim Türk ve İslâm tasavvufunun ve tasavvuf musikîsinin ve o zamanki musikî cereyanının tesiri altında son derece hassas bir şair idi. Eserlerinin bazıları zamanın gazete ve mecmualarında neşredilmiş olup, muhiti tarafından takdire mazhar olmuştur. Merhum pederimin eserlerinde hâkim olan ruh, ilâhi bir tazim ve takdis ile ziyadar bir tasavvuf sevgisidir." Nezahet Nurettin Eğe Teşekkürlerim/ 6, Giriş/ 7, Divançe/ 21, Birinci Defter/ 23, İkinci Defter/ 97, Perakende Şiirler/ 275, Detaylı İçindekiler/ 305 Büyükbabam Mustafa Nazmi Ersin Beyefendi'nin şüphesiz ilham menbaı olan, sevdası hiç eksilmeyen refik-i hayaı, sade torunlarına değil fakat büyük ailesinin bütün efradına pek çok emeği geçmiş olan müşfik, anlayışlı, asîl ruhlu, fedakâr anneannem Dilşat Ersin Hanımefendi'nin aziz hâtırasına bu eseri derin muhabbet ve minnetlerimle ithâf ederim. Güneş
26.25 ₺ -
Düşerken
“Bir sabah kimselere bir şey söylemeden, göç vaktini kaçırmış, suskun, yorgun ve kederli bir kırlangıç gibi alıp başını uzaklaştı. Biraz daha bekleseydi kanatlarında o dermanı bulamayacaktı. Umut niyetine sırtında taşıdığı bir çift kanat, zaman geçtikçe zayıflayacak, gitgide çürüyecek ve ruhunu zehirleyen bir belaya dönüşecekti.” Düşerken, başka dünyalardan bir kadınla bir erkeğin zamansız karşılaşmasını ve giderek karmaşıklaşan yol hikâyesini anlatıyor. “Nereye?” diye düşünmeden gitmek isteyenlerin varabilecekleri tek yer geçmişleridir. Tarık Tufan’ın çok katmanlı kurgusu ve ustalıklı anlatımıyla gün yüzüne çıkan Düşerken, uyumsuzluğun, arayışın, kapanmamış yaraların ve bir dizi keskin hesaplaşmanın romanı…
187.00 ₺