-
Açık Medeniyet
Bu kitap, bir yandan çok ciddi yapısal değişimlere uğrayan günümüz dünyasına dair bir takım önemli tespit ve tahliller sunarken, diğer yandan geleceğe dönük çok-medeniyetli bir toplum ve dünya düzeni projesinin kültürel temelini oluşturacak yeni bir düşünce tarzı önermektedir. Kitap, ötekine bakışına göre, medeniyetleri ikiye ayırmaktadır: Açık medeniyetler, kapalı medeniyetler. Açık medeniyetler başka medeniyetlere hayat hakkı tanırlar ve onlarla etkileşim içine girerler. Kapalı medeniyetler ise kendilerini yeryüzündeki tek medeniyet olarak görerek diğerlerini yok etmeye çalışırlar. Peki niçin bazı medeniyetlerin ötekine bakışı diğerlerininkinden farklıdır? Bunun cevabı medeniyetlerin düşünce sisteminde yatmaktadır. Kitabın “açık bilim” dediği, indirgemeciliği reddeden çok-katmanlı varlık, bilgi, yöntem ve hakikat anlayışını benimseyen düşünce tarzı açık medeniyeti; “kapalı bilim” dediği indirgemeci ve tek-katmanlı düşünce tarzı ise kapalı medeniyeti doğurur. Ancak günümüzde medeniyetler arası ilişkiler yapısal bir değişime uğramıştır: Tarih boyunca asırlardır kendi sınırları içinde yaşayan medeniyetler artık -gelişen iletişim ve ulaşım teknolojisi sayesinde- tüm dünyada iç içe geçmiştir. Neticede kapalı medeniyet olgusu yerini zorunlu olarak açık medeniyete bırakmıştır. Artık hiçbir medeniyet kapılarını diğerlerine kapatamaz. Ancak insanlık böyle bir gelişmeye fikri, siyasi, hukuki ve ahlaki açıdan hazırlıksız yakalanmıştır ve medeniyetsel çoğulculukla nasıl başedeceğini bilememektedir. Fakat İslam medeniyeti içinden geçtiğimiz kritik tarihi dönemeçte bu sorunun çözümünde insanlığa ilham kaynağı olabilir.
9.25 ₺ -
Kalbimizi Yeniden Yazmak
Risâle-i Nûr, insan olarak bizim var oluşumuzdaki derin çelişkileri uyandırıyor, üzerine kül bastığımız temel acılarımızı tazeliyor. Her birimizi ‘doğuştan Müslüman’ kabul eden tarafgirlik kalıplarını hiç ciddiye almadan, ‘elimizde hazır bulduğumuz’ imanımızı dayanak yapmadan, sıfır noktasından hareketle, tüm insanları aynı kumaştan dokunmuş bilerek konuşuyor. Bizi tam da düştüğümüz yerden kaldırıyor. Risâle-i Nûr, kalbimizi yeniden yazıyor.
5.48 ₺ -
Elde Var İnsan
Tıpkı dibinde inciler saklayan dipsiz bir deniz gibidir yüzümüz. Ruhumuzun derinliklerinden kopup gelen her sır, yüreğimizin köşelerinden sızıp gelen her duygu hemen yüzümüzün detaylarına taşınır. Sonra ellerimiz... İncecik parmaklarla dünyanın yükünü kavrayan ellerimiz... Eşyayı bize yakınlaştırmaya ve yakıştırmaya ayarlı parmaklarımız…. İnce belli bir bardağı zarif parmak hareketleriyle kavrarken, hiç farkında olmadan hem estetik gerekleri hem de işlevsel zorunlulukları yerine getiririz. Alabildiğine şeffaf ve belli belirsiz ama etkisi itibariyle somut ve aşikâr olan envai çeşit kokuyu ruhumuza taşıyan burnumuz…. Bizleri hayatın en temel özüyle, sesle yani sözle, anlamla tanıştıran kulaklarımız… Cenneti ellerimizin altında hissettiren dokunma duyumuz… Yediğimizin, içtiğimizin karşı konulmaz lezzetini hissettiren tat alma duyumuz… Aslında insan ve yaratılmış olan her şey, kâinatın şiirine bir dize yazar. Bütün dizelerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan anlam, müthiş bir ahenkle bizleri kendisine katılmaya çağırır. Şimdi, varlığın şiirine katılma zamanı…
6.85 ₺ -
Can Kırığı
Aşk’a dair, aşk üzerine öyküleriyle tanıdığımız Sena Demirci bu kez şiir tadında çıkıyor okur karşısına… Şiirle anlatı türünün sarmaştığı bir noktadan sesleniyor okuruna. Okurunun duygularına, yüreğine... Bazen bir duayla, bazen sevgiliye bir seslenişle...Yine severek okuyacak, yine duygularınızla hemhal olacaksınız… “Yüreğimizin yayında gerili oktur can, ki buralı değildir, şimdiye razı değildir; bizden önceleri ve bizden sonralarıdır. Gölgemizin kuytuda saklı hayalidir can, ki bizden ama bizden olmayandır, bizimle ama bizimle kalmayandır. Alnımızda doğmuş şebnemdir can, ki bizde ama bize ait olmayandır, bizden ötelerde aşkları vardır.”
6.85 ₺ -
Biz Bu Hayatın Neresindeyiz
“Biz Bu Hayatın Neresindeyiz”, alt başlığıyla “Risale-i Nurlardan Sosyal Meselelere Çözümler” Mehmet Akar’ın son kitap çalışması. Kendisini daha önce de okuyucusunun beğenisini toplayan kitaplarıyla, özellikle de kısa sürede altı baskı yapan ve yine Timaş yayınları arasında çıkan “Risale-i Nurlarda Temsiller Hikayeler” adlı çalışmasıyla tanıyoruz. Akar’ın yeni kitabı Risale-i Nur’un sosyal meselelere tuttuğu bir ayna içerisinde sevgiden hürriyete, iktisattan işsizliğe, cehalete, kadına, propagandaya kadar pek çok konuda Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin dikkatleri ve sosyal problemler için önerdiği çözümler yer alıyor. Yazar Risale-i Nur’u yine Risale-i Nu’run ışığında sade, anlaşılır bir dille açıklarken konuyu tarihi olaylar, nükte ve hikayelerle süslüyor. Alıntıları yaptığı eserler Bediüzzaman’ın fazla bilinmeyen kitapları: Münazarat, İşarat, Divan-i Harb-i Örfî, Hutbe-i Şamiye, Hakikat Çekirdekleri... Kitabın en güzel yanı probleme değil çözüme yönelik olması ve çözümlerin Kafdağı’nın ardına saklanmamış olması. İçerisinde bulunduğumuz durumun vahametini dile getiren onca eserden bu özelliğiyle ayrılıyor. Her formül uygulanabilir, her hedef varılabilir cinsten. Önerilen her çözüm nerede olduğumuz kadar hedefe olan uzaklığımızı ölçmeye yarayan kilometre taşları. İlke olarak benimsenip sosyal hayata aktarılmaları imkan dahilinde olan şeyler. Zamana ve olaylara çevrilmiş Kur’an’a, net, temel doğruları benimsemeye yönelik ve ümit aşılayan bir bakış açısı. Önyargısız bakmak şartıyla herkesin hayatına geçirebileceği sağlam ve sarsılmaz değerler: “Aldanırız fakat aldatmayız. Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz.” “Her söylediğin doğru olmalı. Fakat her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir.” “Bizim düşmanımız; cehalet ve zaruret ve ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı cihad edeceğiz; sanat, marifet ve ittifak silahıyla.” “Müsavat (eşitlik), fazilet ve şerefte değildir, hukuktadır. Hukukta ise şah ve geda birdir” Mehmet Akar bu çözümleri görünür kılmakla gerçekten önemli bir hizmeti ifa ediyor. Ortaya çıkardığı tablo İslami. İslami olduğu için de insani ve evrensel bir toplum modeli. “Biz Bu Hayatın Neresindeyiz” İslam’ın ne olup olmadığının bile Müslüman kimlikler üzerinde sorgulandığı günümüzde sosyal bir reçete mahiyetinde.
8.23 ₺ -
-
Güneşi Arayan Adam
İnsan kendi kıymetini değil de kainatın kıymetini düşünüyor. Halbuki ölülere kıyametten ne? Hekimoğlu İsmail′in ′düşüncelerimin özetidir′ diye takdim ettiği bu eser, bir düşünce adamının zihni haritasını nesir-nazım arasında uslupla ve sürükleyici bir biçimde sunuyor.
148.00 ₺ -
İyi Günde Kötü Günde Evlilik
Aile hakkında kitap yazmak gerçekten zor. Bu kitapta okurlarım için yaşadıklarımı, bilgilerimi toplayabildiğim kadar yazdım. Evlilikte asıl hedef neslin devamı, hayırlı evlat yetiştirmek, haramlardan korunmak ve yalnızlığın ıstırabından kurtulmaktır. Bu kitabı okurken peygamberlerin, evliyanın, asfiyanın ve İslam büyüklerinin hayatlarından parçalar bulacaksınız. Kitaptan Başlıklar Evliliğin Gayesi ve Hükmü Eş Seçimi Evlilikte Karar Nişan-Düğün Evlenme Biçimleri Evlilikte Saadet Problemler ve Çözüm Yolları Çocuk Sahibi Olmak Çocuk Eğitimi Din Eğitimi Dua
148.00 ₺ -
Şah Sultan
Tutku… Güzellik… Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş. Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş. Çaldıran... Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride. Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi? Kızılbaşlık! Sünnilik! İktidar hırsı. Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman! Korku? Ya o? Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir. Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir. Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta. Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir. Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri. Ve işte bir kez daha aşk! Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar. Şah ve Sultan… Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler. Masal kadar gerçek. Büyüleyici olduğu kadar umut verici. Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap. İskender Pala’dan…
164.25 ₺ -
Aşkname İskender Pala
Bütün iyi dilekler ve selamlardan sonra...Dilenciden sultana, köleden efendiyeHânım hey!..Sen ki mahabbet gülistanıma revnak bağışlayanım, ejendimsin,Sen ki arzum, emelim, hicranım ve elemimsin,Ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden, kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık. Sevgili eşiğinde ölene değil sağ kalana şaşmak gerekir, der bir bilge ama ben senden uzakta, aşkınla hasta, ama aşk sayesinde sıhhatteyim. Araya bunca yılın hasreti girmişken bir gün seni görmeye dayanabilir miyim bilmem, ama her sabah seni görüyor ve yüzünden aldığı güzellik ile insan içine çıkıyor diye güneşe, eşiğini döne dolaşa senden nur çalıyor diye her akşam mehtaba bakıyorum, bilesin. "Bugün nasılsın ey kâinatın başı dönmüş yıldızı?" diyorum ona, hasbıhal ediyorum; "Ne haldedir sevgilim, hoş mudur, sofaca mıdır İstanbullar sultanı bugün?" diye tekrar soruyorum. "Hiç benim bulunduğum yerden daha kederli bir âleme doğdun mu sen; hiç aşkta altüst olmuş bencileyin bir firkatzede üzerine parladın mı?" diye sitem ediyorum bazen... Velhasıl günlerce ve gecelerce güneşlere ve aylara durmadan ve dinlenmeden seni soruyorum, hâlâ bir haberini alamayışımı şikâyetle söylüyor, anlatıyorum. Senin beni unutma ihtimalini hatırlayıp çıldırıyorum bazı günler ve bazı geceler yüzünü eskisi gibi hayal edemeyeceğimden korkup kahroluyorum. Sonra tevbeler ediyorum. Seni unutma ihtimalini düşündüğüm için.
101.47 ₺ -
Kırk Güzeller Çeşmesi
Okuyucu! Sen burada, bugün artık kaybettiğimiz değerlerimizle ilgili (nezaket, haya, tevekkül, merhamet, sabır, tefekkür, sadakat, dua, kanaat, gözyaşı vs.) kırk öğüt bulacak ve bunları şiirsel ilhamlarla okuyacaksın. Belki yazının içindeki öğüdü alacak, kıssadan hisse damıtacak, belki de unutuvereceksin. Ama ben sevgili okuyucu, bu yazıları, Efendim, "Her kim benim hadislerimden kırk tanesini belleyip başkalarına da öğretirse, kıyamet gününde Allah onu bilginler ve fakihler arasında diriltsin!" buyurduğu için yazdım. İsterim ki, sen de öyle okuyasın ve zihninde birkaç gün gezdiresin. Hem kim bilir, bugün dün olduğunda, belki de seninle ikimiz, O'nun meclisinde buluşur, bunları yeniden söyleşiriz!..
69.35 ₺ -
Kudemanın Kırk Atlısı
Millî olmadan milletlerarası olunmazken, kendimizi nasıl bildirebilelim? Millî hafızamız, kudemâmızın mirasını tanımakla zenginleşecektir. Onların pek çoğu, bugün ibretle okunacak ömürler yaşamışlar, bizim zaman zaman karşılaştığımız hâllerle karşılaşmışlar. Yaptıkları, söyledikleri ve yazdıklarıyla her biri bizlere rehber olan büyüklerimizin hayat hikâyeleri, millet olarak biraz da bizim hikâyemizdir. Bu çalışmada atalarımızdan devlet adamı, mutasavvıf veya şair olan yalnızca kırk kişinin hayatlarından bazı kesitlere yer verilmiştir. Gönül isterdi ki, nice kırkları size tanıtabilelim. Ancak biz, istenirse bu kırk kişiden her birinin size bir kapı aralayacağını umut ediyoruz.
101.47 ₺ -
Babilde Ölüm İstanbulda Aşk
Gök kubbenin altında insanın ruhunu soyan kötülükler ve giyindiren aşklar adına... Doğu ak ejder yılında başladı yirmi üç bin yıllık gizem... Uzayın sonsuzluğuna açılan kapıyı keşfe çıkmış bilge rahipler, uğruna topluca çan verdikleri bir sırrın, binlerce yıl sonra, bir şair tarafından aşkın derin katmanlarına saklanarak korunacağını bilselerdi... Siruş başlıklı murassa hançerin kabzasına parmak izlerini bırakanlar, daha avuçlarının sıcaklığı gitmeden hançer kınında kan biriktiğini bilselerdi... Bağdat, İstanbul, Roma, Paris ve diğerleri; kıyılarına vuran yeni aşkın, bütün eski tarihlerini dolduracak yoğunlukta olduğunu bilselerdi... Bilgeler, katiller, asiller ve sevgililer; ellerinde tuttukları kitabın alev almaya hazır bir aşk külçesine dönüşmek üzere olduğunu bilselerdi... Sair. ipeksi dizeleri arasına hayaller gibi sakladığı şifrelerin hoyrat ellerde ihtirasla parçalandığını, sonsuzluk şarabına kadeh yaptığı gelincik yapraklarının kinle dağıtıldığını bilseydi... Ve şimdi kim bilebilir neler olacağını, Babil uyandığı zaman?
200.75 ₺ -
Şair Fatih Avni
Fâtih. Gelmiş geçmiş en büyük ve en renkli hükümdar. Kültürlü. Asker. Matematik ve diğer müspet ilimlere meraklı. Doğu dillerini bilir. Batı dillerini bilir. Sultan. Ve şair. Avni. Aruzu kullanmakta usta. Gazzeleri daha meşhur. “Fâtih olmasaydım Ulubatlı Hasan olurdum,” diyebilen bir ruh kahramanı. Fâtih!.
101.47 ₺ -
Düşte Kalan
Yıllardan 1258 idi. Hülagu Bağdat'a girmiş, İnsanlığın beşik edindiği ve o zamana kadar süzegeldiği tecrübesini harmanladığı topraklarda, dünyanın Nuh Tufanı'ndan sonra gördüğü en büyük yıkımı yapmıştı. Bu talan, o çağa göre dünyanın gözdesi olan bir medeniyet merkezinin yok edilmesi demekti ve Hülagu'nun askerleri, Bağdatın eşsiz koleksiyonlarıyla ünlü kütüphanelerindeki yüz bini aşkın el yazması kitabı Dicle'ye boşaltmış ve Dicle günlerce mürekkep renginde akmıştı. Eğer o zaman kütüphanelerinin başına böyle talan gelmeseydi, belki de dünyanın daha sonraki yüzyılları çok farklı olur, Rönesans ve Reform hareketkerinin adresi değişir, modernleşmenin göstergeleri farklı boyutlarda ortaya çıkar, hatta Amerika, şimdiki Amerika olmayabilirdi. Gelin görün ki, Amerika şimdi Bağdat'tadır.
142.35 ₺ -
Ah Minel Aşk
Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır.
28.47 ₺ -
Kronolojik Divan Şiiri Antolojisi
Bizce bir divan şiiri antolojisi, klâsik edebiyatımızın takip etliği yola ve gelişmeye ayna tutabilmeli ve okuyucunun zevk dünyasına yeni bir kapı aralayabilmelidir. Yani ele alınan şiir, yazıldığı dönemden bugüne seslenebilmeli veya okuyucuyu kendi cağına taşıyabilmelidir.Bu antolojide yer alan manzumeler, genellikle divan edebiyatının en güzel şiirlerinden oluşur. Şiirler seçilirken estetik ve sekil mükemmelliğine bilhassa ören gösterilmiş ve gencide lam mel m verilmeye çalışılmıştır. Amacımız, divan şiirini önce okuyucuya tanıtmak, soma da sevdirmektir. Bunun için simdi sizi, bu edebiyatın altı asırlık asude bahçesinden bizim işaretlediğimiz birkaç gülü koklamaya davet ediyoruz. O bahçeye girdikten sonra başka güzel güllerin de varlığını keşfetmek yine size kalıyor.
25.55 ₺ -
Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü
Bu sözlükte divan şiiriyle ilgili tabiat, tabiat olayları, coğrafya, yerleşim bölgeleri, iklim kuşakları, insanlar ve özellikleri, kozmik âlem, felek, tıp, astronomi, yıldız ilmi, burçlar, müneccimlik, falcılık, remil, eski batıl ilimler, israiliyat, musiki deyim ve terimleri, makamlar, eski sanat dalları, hattatlık, müzehhiplik, mücellitlik, eski hayat sistemi, günlük olaylar, âdetler, gelenekler, oyunlar, eğlence hayatı, savaş, savaş aletleri, savaş terim ve deyimleri, bezm ve rezm sistemi, efsanevi ve tarihi kişiler, tasavvuf ve tasavvuf i inanış sistemi, bunlara ait deyim ve terimler, tarikatlar, özellikleri, efsaneler, kıssalar, Yunan mitolojisi, dini terimler ve alışkanlıklar, ayetler, hadisler, fıkıh, tefsir ve dini ilimler ile İslâm dini ve dini hayat vs. birçok konularda açıklanması gereken maddeler yer almaktadır. Bunun yanında açıklanmaya muhtaç olan divan şiirinin özünü oluşturan beşeri veya ilahi anlamdaki platonik aşk, âşık, maşuk, içki alemleri, sevgilide güzellik unsurları, bu yolda oluşmuş mazmunlar, remizler, mefhumlar, ünlü aşk hikâye kahramanlarıyla ilgili imajlar ile mesnevi konuları ve divan şiirine özgü şekiller, türler, sanatlar, vezin ve kâfiye ile nazım özelliklerine de yer verilmiştir.
255.50 ₺ -
Hilyei Saadet
Peygamberimizin kutlu vasıfları ile mübarek güzelliklerini anlatan Hilye-i Saadet, asırlar boyu halk arasında makamla okunmuş muhteşem klasiklerimizden birisidir. Hz. Muhammed'in (s.a.s) fiziki, ahlaki, ruhi ve insani özelliklerinin güvenilir kaynaklardan derlenmesiyle meydana getirilen bu eseri okuduğunuzda, iki cihan serveri efendimizin gönüllere esenlik veren güzelliklerini yeniden keşfedecek; ruhen ve bedenen onu daha yakından tanıyacaksınız. Bu öyle bir tufhedir ki zikr-i Huda ile memlü sahabi dillerden, aşk-ı Habibullah ile çarpan şair gönüllere; şefaat-ı Resulullah'a müştak aciz bir kalemden, zübde-i ihlas olacak pırlanta bir nesle sunulmuştur.
69.35 ₺ -
Türk Safosu Mihri Hatun
Mihrî Hatun, 15-16. yüzyıl divan edebiyatımızın, iki kadın şairinden biri. Kadîrı dünyasını, duygularını, alışılmış kalıplarını zorlayarak, açıkça ve kadınca söylemeyi başaran tek kadın divan şairi. Sevgililerim adlarıyla anacak kadar da cesur. Divan edebiyatımızı İnceleyen yabancı uzmanlar onu Safo ile kıyasladılar ve o dönemde Doğulu bir kadının bu biçimde şiirler yazmasını şaşılacak bir durum" olarak nitelendirdiler, jagdaölanvsa, onu ffüzeı, zeki, esprili ve erkeğe denk olarak tanımladılar. Tutkulu yaşamında, bedensel aşktan kaçındığını vurgulamaya özen gösterdiler.
142.35 ₺ -
Mevlana İskender Pala
Yaydan fırlayan ok gibidir ağızdan çıkınca bir söz. Ve hiç geri dönmüş değildir atıldıkta sonra bir ok. Seli başından bağlar ileriyi gören kişi. Ve geçtiği yerleri harap eder baştan bağlanılmayan sel. Ne tükenmez hazinesin sen ey dil ve ne devasız bir dert!Anadolu Celâleddin Dinle Neyden Ambardaki Fareler Sır odur ki gizli gerek Dili kontrol edebilmek Lokman ile efendisi Alçal ki yükselebilesin Akıl ile ruh Bir iksirdir sabır İki bedende tek gönül Kuşun avcıya ettiği
62.05 ₺ -
Atasözleri
Atasözleri,kültüre dair inceliklerin görülebileceği en temel söz birimleridir.Nezaman ya da kim tarafından söylendiği bilinmez ama halk bu sözlerin doğruluğunda,derinliğinde mutabıktır. Binlerce yıllık gelenekten damıtılmış bu hikmetli sözler,İskender Pala'nın özgün yorumlamalarıyla tekrar bir araya getirildi.Günlük hayatta hangi durumlarda kullanıldıkları,hangilerinin artık kullanımdan kalktığı / kalkması gerektiği gibi aydınlatıcı bilgilerle zenginleştirilmiş bu eser,halk kültürümüz için de önemli bir çalışma. Bu çalışmada bine yakın atasözüne yer verilmiştir....Umarız okuyucu ve öğrencilerimiz bu bin sözden bin öğütürler ve atalar sözü hazinemizden cevherler devşirirler.
105.85 ₺ -
Perişan Güzeller
Bu kitaptaki gazeller hem yüzyıllar ötesinden bize birtakım güzellikleri sunduğu, hem atalarımızın kadındaki güzellik anlayışlarının rafine zerafetini verdiği, hem de şairlerin peri kızlarına benzettikleri sevgililerini anlatmak bakımından perî-şan (peri gibi güzel olan, şanıpericesine yüksekte bulunan) sıfatını üzerinde taşıyordu. Bu yüzden adına Perî-şan Güzeller dedik. Sanki Divan şiirinden tanıdığımız melek suretli, peri endamlı bir dilberin iki dize arasınadn bize gülümsemesi gibi. Perî-şan Güzeller, bir görünüp bir kayboluveren peri kızlarının izinde eski bir masalı yeniden yaşamak üzere derlendiler ve şimdi, bir medeniyetin kaybolduğu yerde size bütün olup biteni yavaş yavaş anlatacaklar. Bu kitabı okurken her bir dizeden ayrı bir hatıranın tüllendiğini göreceksiniz çünkü.
65.70 ₺ -
Mirat
Hatırımıza düştün, hatırına düşür bizi. Sevdik seni, sevindir bizi. Uzaktayız, yakınına vardır bizi; yandık pınarına, kandır bizi. Sıcak yaz günlerinde yaş dalların titreyişi gibi yandır bizi serin kuyulardan; koyu gecenin yıldızlarına karşı uyandır bizi derin uykulardan. Gözyaşı değil, nice demdir gözümüzden akan; belki eriyip biten ruhumuzdur damlayan!.. Geç kalmış aylara ve yıllara inat, kadehinden içelim artık gül şarabını, çölde yitmiş çaylara ve yollara inat gerçeğinden seçelim şimdi gül serabını... Gül sözleri edelim çok çok, ve gonca sükûtu az az. Gül düşleri görelim gül gecelerinde, Gül'ün aşkını derelim gül hecelerinde. Gözü sürmeli ile ağlayanın arasına gül serpelim, güle yeminler edip. Gönülleri yıkayalım gül suyuyla. Gönüldendir şikâyet kimseden feryadımız yoktur.
54.75 ₺ -
Ve Gazel Yeniden
Türk klâsik edebiyatının en yaygın nazım şekli olmak bakımından her divanda yığın yığın örneği bulunur gazellerin. Bir medeniyet birikiminin estetik boyutta kaynakları arasında sayılmak, işte o kesretin sonucudur. Beyitlerin asırlar boyunca birer sarraf titizliğiyle işlenmiş dizeleri, aslında bizim klâsik edebiyat maceramızın paradigmasını da yansıtır biraz. Ve Osmanlı gazelinin tarihi, biraz da Türk'ün tarihidir; orada Göktürklerden, Uygurlardan, Selçuklulardan süzülerek genlerimizde taşıdığımız bir kültür birikimi okunur çoğu kez.Bu kitapta değişik şairlere ait on beş gazel ile berceste, yine o şairlerin zamanlarına ait araştırmalarla şerh edilmeye çalışılmıştır. Biz, anladığımızı yazdık ve elden geldiğince objektif kalmaya çalıştık. Okuyucuyu, belki de bizim hissettiklerimizi duyacak, bizim görmediklerimizi seyredecek o dizelerde. Öyle de olmalıdır, diyoruz biz. Çünkü şiir hakikatte bilgi edinmek yahut anlamak için değil, hissetmek içindir. Ezcümle, bu sayfanın devamında size kadim zaman ustalarının çağlarına has duyuş, düşünüş ve ifade edişlerini anlatabilmeyi istedik "ve gazel yeniden" dedik.
65.70 ₺ -
Ayine
Türk klâsik edebiyatının en yaygın nazım şekli olmak bakımından her divanda yıgm yığın örneği bulunur gazellerin. Bir medeniyet birikiminin estetik boyutta kaynakları arasında sayılmak, işte o kesretin sonucudur. Beyitlerin asırlar boyunca birer sarraf titizliğiyle işlenmiş dizeleri, aslında bizim klâsik edebiyat maceramızın paradigmasını da yansıtır biraz. Ve Osmanlı gazelinin tarihi, biraz da Türk'ün tarihidir; orada Göktürklerden, Uygurlardan, Selçuklulardan süzülerek genlerimizde taşıdığımız bir kültür birikimi okunur çoğu kez.Bu kitap değişik şairlere ait on beş gazel ile iki berceste, yine o şairlerin zamanlarına ait araştırmalarla şerh edilmeye çalışılmıştır. Biz, anladığımızı yazdık ve elden geldiğince objektif kalmaya çalıştık. Okuyucu, belki de bizim hissettiklerimizi duyacak, bizim görmediklerimizi seyredecek o dizelerde. Öyle de olmalıdır, diyoruz biz. Çünkü şiir hakikatte bilgi edinmek yahut anlamak için değil, hissetmek içindir. Ezcümle, bu sayfanın devamında size kadim zaman ustalarının çağlarına has duyuş, düşünüş ve ifade edişlerini anlatabilmeyi istedik "ve gazel yeniden" dedik.
65.70 ₺ -
Divane Güzeller
Sol, medeniyetin peşinde olmakla övünüyor sağ ise, kültürü korumakla... Kültürün yüzü geriye dönük olduğu için sağ aydına hep gerici denir. Kuru iftira! Medeniyetin yüzü ileriye dönük diye bir solcuya ilerici demek kadar abes. Kültür söylemi taşıyanların yobazları olduğu gibi, medeniyet savunucularının da yobazları var. İşin ilginç yanı, dünyada adı anılan her medeniyet, şimdi kendi kültürünün ilhamıyla eleceğini inşa etmeye çalışmakta ve bütün uluslar da şimdi bunun peşine düşmektedir. Bu da bizim sağ ile sol aydınlarımızın artık buluşması gerektiği anlamına gelir. Bizce herkes kendini sorgulamalı, sık sık sorgulamalı... Üzerine düşen görevi yapıp yapmadığı konusunda vicdanını rahatlatıcı cevaplar alasıya kadar sorgulamalı. Görmezden gelenler de, görülmek isteyenler de; geçmişi avuçlarında tutanlar da geleceği şekillendirmeye yeltenenler de artık bir şeyleri ortak üretmek, doğru hedeflere birlikte yürümek zorundalar. Küçük çıkarlar uğruna, tatlı hayat uğruna bu sorumluluktan kaçanları tarih affetmeyecektir.
105.85 ₺ -
Tavan Arası
Bazı eşyalarımız vardır, önce atmaya kıyamayıp tavan arasına kaldırırız da sonra unuturuz hani... Yıllar akıp geçtikten sonra bir gün, artık hayal meyal hatırladığımız ve işimize yarayacağına inandığımız bir şeyi aramak için, paslanmaya yüz tutmuş kilidini açarız tavan arasının ve uzun bir ömre ait bütün eski eşyalarımızı orada buluruz, güzel ve çirkin, neşeli ve üzgün... Hemen bir şey alıp çıkmak için girdiğimiz bu yarı aydınlık ve tozlu mekânda her neye el atsak, bizi gülümseyen bir çehre ile karşılar ve biz hiç farkına varmadan, dimağımıza uzak hatıraların lezzetini bırakarak zamanımızı hızla eleyip geçer. Birkaç zaman sonra ne aradığımızı tam olarak biz de bilmez olmuşuzdur artık ve orada her neye el atsak bir anıyla karşılaşır, ayrı bir sahneye temas ederiz. Bir yerlerden bize tanıdık gelen eşyaların kimisi iyiden iyiye pörsümüştür de kimisi hâlâ yepyeni durur. Onun yeniliği ile bizim sahiplenme duygumuz arasında doğrudan bir bağlantı vardır aslında. Hatta onu antika değeriyle ölçenimiz yahut insan gerçekliğinin aksine, geçen zamana direndiği için eskisinden de değerli bulmaya başlayanımız bile olur. Böyle zamanlarda tavan arası, sandık sandık hazineler gibi kıymetli gelir bize ve o sandıkların kapaklarını açmak kadar heyecan verici bir hazzı daha evvel hiç tatmadığımızı fark ederiz. Her parçası yeni bir medeniyet, her eşyası eski bir kültürdür artık tavan arasının ve orada yolunu şaşırmış zamanın musdarip günleri bir bir dökülür üzerimizden, iksir bulmuş gibi dinç ve tazelenmiş olarak döneriz hayata. Tarihin loş ve tozlu koridorlarında yaptığımız yolculuk birkaç zaman dudağımızda buruk bir gülümseme olarak yaşar ve zamanla, ufukta kaybolan bir gemi misali uzaklaşır gider hayatımızdan...
127.75 ₺