-
Müşteriniz Ne İster
İyi bir firmanız var, nitelikli çalışanlara ve iş disiplinine sahipsiniz, gece gündüz çalışıyorsunuz, orijinal fikirleriniz var ve bunları hayata geçiriyorsunuz ama bir şeyler hep yanlış gidiyor sanki. Bir yandan aksaklıklar, diğer yandan hesapta olmayan harcamalar işleri sürekli olarak sekteye uğratıyor olabilir. Firmanızda iş yönetimi ile alakalı sıkıntı yaşıyor veya müşterilerinizle istediğiniz diyaloğu bir türlü sağlayamıyor olabilirsiniz. Ya da ürün ve hizmetlerinizi müşterilerinize tam olarak anlatamadığınızı düşünüyorsunuz. Belki de artık meseleye “müşterinizin” gözüyle bakmanın zamanı gelmiştir. Firmaların sürekli olarak peşinde koştuğu ve bu alana büyük yatırımlar yaptığı yegâne konulardan biri de daha nitelikli bir iş yönetimini hayata geçirebilmek. Müşteriniz Ne İster? firmanızda gerçekleştireceğiniz yeniliği daha verimli hale getirmek için üç temel meseleye odaklanan bir rehber: Müşteriniz kimdir? Sizden beklentisi tam olarak nedir? Siz onlara ne sunuyorsunuz? Üstelik, yalnızca müşterinizin anlamaya yönelik bir rehber değil, aynı zamanda kendi iş modelinizi, iş süreçlerinizi yönetmek, kurgulamak veya yeniden tasarlamak için hazırlanmış bir kılavuz. Yöntemleri Coca Cola, Procter and Gamble, Mastercard, LEGO, 3M gibi çokuluslu şirketler tarafından benimsenen ve kitapları otuzdan fazla dile çevrilmiş iş yönetim dâhileri Alex Osterwalder ve Yves Pigneur’den görselliği de ön plana çıkaran bir başvuru kitabı.
259.00 ₺ -
Google Nasıl Yönetiliyor
Dünya ekonomisinin belkemiği haline gelen, internet trafiğinin %82’sini yöneten bir şirket düşünün. 2013 yılında 53 milyar dolar ciro yaparken, merkez kampüsün bahçesini düzenlemek için çim biçme makinesi almak yerine 200 keçiyi işe alan bir şirket… Bir yandan rengarenk ofisleri ile üretkenliği tepe noktasına çıkarmayı hedeflerken diğer yandan robot teknolojisi ve mobil cihazlar üzerinden dünyayı değiştirmeye aday bir şirket… O şirket, Google. Peki dünyanın en hızlı büyüyen, en çok beğenilen, en çok konuşulan şirketi Google, nasıl yönetiliyor? Google’ın iki tepe yöneticisi -İcra Kurulu başkanı Eric Schmidt ve Ürünlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Jonathan Rosenberg- tarafından yazılan ve tüm dünyada çok satan listelerini alt üst eden bu kitap Google’ın oluşturduğu değerler ve şirket kültürü ile dünya lideri bir kuruma dönüşmesinin hikâyesi. Strateji, yetenek yönetimi, karar mekanizmaları, iletişim, inovasyon gibi konularda yepyeni yaklaşımlar sunan Google Nasıl Yönetiliyor?, birçok örnek olayla dünya devi bir şirketin nasıl yönetildiğinin ipuçlarını sunuyor.
296.00 ₺ -
Pertev Beyin Torunları
Pertev Bey’in torunlarının hayat hikâyesi, kızlarınınki gibi geleneğe dönük değildi; çünkü toplum Osmanlı kültüründen hızla uzaklaştıkça, cazibesini, karakterini, üslubunu velhasıl asliyetini kaybediyordu. Bir bocalamayla, benliğini kaybetmekle birlikte, bilhassa gençler için taklit devri başlıyordu artık… Ne hazin… Münevver Ayaşlı, Osmanlı kültürünün ardı sıra bakarken, toplumun büründüğü yeni kimliği kimi zaman kaygıyla, kimi zaman hüzünle, ama her zaman hasretle anlatıyor. Pertev Bey’in Torunları, bir dönem panoramasının son izlerini düşürüyor hayatımıza.
140.60 ₺ -
Biricik Allahım Lailaheillallah
Lailaheillallah kavramını masal tadında anlatan eserde, çocuklar hayvanlar dünyasında neşeli bir yolculuğa çıkarken Allah'ın yeryüzünü örneksiz yarattığını ve ondan başka hiçbir yaratıcı olmadığını, onun biricik ve tek olduğunu hissetme yolunda önemli bir adım atmış olacaklar.
146.25 ₺ -
-
Aile Okulu ve Evlilik
Toplumun en küçük birimi olan aile, bizim yaşadığımız coğrafyada bir kat daha önemlidir. Aile birliğinin kurulması kadar, bu kurumun sürdürülmesi ve yaşatılması da toplumsal beraberliğin bir anahtarıdır. Dolayısıyla, ailede ortaya çıkan kimi sorunları aşmak ve onları çözüme kavuşturmak için her zaman makul bir yolun varlığı aşikârdır. Aile içinde sağlıklı ilişkiler kurabilmenin yolunu karşılıklı anlayış ve sevgi-saygı-güven bağında gören Tarhan, mutlu bir yuvanın ipuçlarını veriyor. Aile Okulu ve Evlilik, çocuklara özgüven kazandırmanın yollarından saygı eğitimine, ergenlik dönemi sorunlarından eşler arasındaki kıskançlıklara ve eşlerin birbirini tanımasının öneminden gelin-kayınvalide çatışmalarına kadar pek çok konuya ve soruna ışık tutan önerileri bir araya getiriyor. Aile Okulu ve Evlilik, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın kaleminden, mutlu aileler için rehber niteliğinde bir başvuru kitabı. Kitaptan Alıntılar Evliliğe yatırım yapmak gerekir ve başarılı evlilikler hep emek verilmiş evliliklerdir. Kişi kendi duygusal özgeçmişini biliyorsa veya ailesi ile etkileşim biçiminin farkında ise daha güçlü ve donanımlı olacaktır. Kendimizi ve yakınlarımızı gerçek yönlerimizle görüp tanıyabilirsek yanlışa düşmekten kaçınır ve kendimizi daha sağlıklı şekilde gerçekleştirmiş oluruz. İyi eş, iyi anne-baba olmak hayatımızda öncelikli bir yere sahip olmalı. İyi ev hanımı, iyi işadamı olmak yeterli değildir. Sorunlarla karşılaştığımız zaman suçlamalarda bulunmak yerine ihtiyacımız olan bilgiyi edindikten sonra değiştirilebilir olanı düzeltmek, eksiklerimizi tamamlamak ve kendimizi gerçekleştirmek bizim elimizdedir.
140.60 ₺ -
Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler
Eserin tarihte incelenmesi gereken pek çok konuya dikkat çekmesi ve araştırmacıları bu alanlara teşvik etmesi, yazarın tarihi tahlil etmedeki “üçüncü göz” yaklaşımı ve olayları değerlendirirken takındığı “tarihe doğru soruları sorma” tutumu elbetteki övgüyü hak ediyor. Üstelik Osmanlı toplumunda Zındıklar ve Mülhidler kendi alanında önemli bir boşluğu doldurduğu gibi şimdiden klasik bir eser niteliğinde. Tufan Gündüz, Virgül, 56- 1999 Bu esaslı ve zihin açıcı çalışma gösteriyor ki zındıklık ve mülhidlik ile itham olunan çok az kişi kendilerine yöneltilen suçlamalarla hayatlarından olmuşlardır. Yine de ortaçağ Hıristiyan dünyasında ortadan kaldırılan heretiklerin veya engizisyon kurbanlarının sayısı ile karşılaştırıldığında ölüm miktarlarının ne kadar küçük olduğu dikkat çekicidir. Ocak birçok açıdan imparatorluğun imajını sergileyen önemli bir kitap yazmıştır ve ümit ediyorum ki bu kitap, Osmanlı İslamı alanında yeni çalışmalara ilham kaynağı olacaktır. Gottfried Hagen, (Archivum Ottomanicum 18- 2000) Yazar bir defa daha, orijinal araştırmalarla ve kitabın ekinde ilk defa yayınlanan veya tercüme edilen muhtelif anahtar belgelerle alana ciddi bir katkıda bulunmuştur. Her şeyden önce, Zındıklar ve Mülhidler, Ocak’ın çoğu zaman birbirleriyle ilişkisiz veya türdeş olmayan Osmanlıca, Arapça ve Farsça kaynaklar üzerindeki etkileyici hâkimiyetinin sağladığı avantajdan tam olarak faydalanmaktadır. Aynı şekilde eser, yazarın hem çağdaş Türklerin çalışmaları hem de oryantalist literatür ile kurduğu eleştirel ilişkiyi de sergilemektedir. Profesör Ocak Osmanlı toplumunda herezinin sosyal tarihinin ustaca ve zihin açıcı bir sentezini ortaya koymaktadır ki yakın zamanda bu nitelikte bir çalışma görülmeyecektir. Stefan Winter, University of Chicago (The Turkish Studies Association Bulletin, 242-2000)
370.00 ₺ -
Orta Çağ İslam Dünyasında Kitap ve Kütüphane
Kültür ve edebiyat tarihi alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. İsmail E. Erünsal kaleme aldığı Orta Çağ İslâm Dünyasında Kitap ve Kütüphâne adlı bu eserle, Orta Çağ İslâm dünyasında “kitab”ın tarihine yolculuk yapmamızı sağlıyor. Erünsal bu çalışmasında, Batı dillerindeki ve Arapça kaynaklardaki İslâm yazmaları literatürünü derlediği gibi 1000 yazma eseri de inceleyerek bizim için karanlık bir dünyanın kapılarını aralıyor. İslâm kültürünün en önemli halkalarından birini oluşturan yazma kitap dünyasını her safhasıyla tanımamızı sağlayacak bu eser, kitabın ortaya çıkması için gerekli kâğıt, kamış, mürekkep gibi maddi şartların yanı sıra kitabın telif süreçlerindeki temel basamakları da dönemin kaynaklarından alınan birbirinden çarpıcı anekdotlarla anlatıyor. Kitap aynı zamanda, medreselerdeki derslerde ya da camilerdeki halkalarda okutulan eserlerin mukabele, semâ‘, kıraât gibi nihai hallerini alma süreçlerinin yanı sıra imlâ, icâzet, münâvele, vicâde, mükâtebe gibi teknik terimlerle birlikte tenkidli metin neşrinin inceliklerini öğrenmemizi sağlıyor. Kitap üretim süreçlerinin yürütücüsü olan hoca-talebe, müellif-müstemlî, verrâk-müstensih gibi bu dünyanın gizemli figürlerini görünür kılıyor. Kitapların üzerindeki vakıf, temellük, ferağ ve istinsah kayıtları üzerinden kitaplara dair bilinmeyen bir dünyada nasıl yolculuk yapılabileceğinin anahtarlarını sunuyor. İlmin merkezi olmaları hasebiyle kütüphaneler, medreseler ve kitap çarşıları sayesinde yazma kitaplara ev sahipliği yapan Şam, Kahire, Bağdat, Buhara, Semerkant, Kûfe, Bursa ve Mekke gibi İslâm coğrafyasının merkezlerini hatırlatıyor… Kitaptan Alıntılar • Maalesef ülkemizde devletin desteklediği bazı ilmî kurumlar, ömürlerini çadır tiyatrosu görünümlü kongreler düzenlemekle geçirmekte, ilim adamlarına alt yapı sağlama ve literatüre ulaşma konusunda hiçbir çaba harcamamakta, kaynaklarını ise beş yıldızlı otellerde şa'şaalı açılışlara harcamaktadırlar. • Sözlü kitapların oluşumunda ve sözlü olarak naklinde birkaç yol varsa da hepsinin ortak noktası bir kitabı müellifinden veya müellifinden okuyarak nakletme iznini almış kimselerden dinleyip/okuyup başkalarına okutmak/rivâyet etmek için izin (icâzet) almaktır. • Orta Çağ İslâm dünyasında yazılı kitabın ortaya çıkmasının gecikmesinin birçok sebebi varsa da bunlardan en önemlisi Arap yazısının ilk asırda, metinleri sağlıklı bir biçimde aktaracak kadar gelişmemiş olması ve bu yüzden yazılı metinlere güvenilmemesidir. • İslâm dünyasındaki kitabın oluşumunda önemli bir yeri olan sözlü rivâyet dönemi etraflıca incelenmeden kitabın gelişim sürecini ve bilginin nakledilmesini anlamak mümkün değildir. • Sözlü kitaplar geleneksel metodlarla yazıya geçirilip bir süre sonra çoğaltılma aşamasına gelindiğinde bir nevi copyright olan icâzet uygulaması yine müellifin eseri üzerindeki kontrolünü sağlamaya yardımcı olmuştur. • İslâm'ın doğduğu dönemde komşu medeniyetlerdeki yazılı kitap, "rulo" evresini geçirip kodeks şeklindeki fiziki görünümüne kavuştuğundan, Müslümanlar da bu şekli benimsemiş ve sözlü kitapların yazıya geçirilme sürecinin yoğun olarak başladığı III/IX. asırdan Orta Çağ döneminin sonuna kadar İslâm dünyasında, kodeks şeklinde el yazması kitaplar hâkim olmuştur. • Orta Çağ İslâm dünyasında matbaa olmamasına rağmen kitapların çoğaltılmasında ve yayılmasında hiç sıkıntı çekilmemiştir. • Verrâklar, müstemliler, müstensihler ve talebeler birer matbaa gibi çalışmış ve bu sayede yüzbinlerce ciltlik koleksiyonlara sahip kütüphânelerin kurulması mümkün olabilmiştir. • Orta Çağ İslâm dünyasında bir konuda ezberlenip nakledilen rivâyetlerin de kitap olarak (sözlü kitap) adlandırıldığını görüyoruz. • Antik Çağlardaki mevcut kitap şekilleri, Milat’tan sonra bazı değişimler geçirmiş ve bu değişimler Orta Çağın ilk asırlarında devam etmişse de kitap, bugünkü şeklini, kâğıdın yaygın olarak İslâm dünyasına girişiyle II/VIII. asırda almıştır. • Peygamberimiz’in okuyup yazma bilip bilmediği ve Kur'ân-ı Kerim'de geçen "ümmî" kelimesinin ne anlama geldiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. • Mes'ûdî'nin naklettiğine göre Muâviye gecenin üçte birine kadar eyyâmu'l-Arab, ahbâru'l-Arab ve Acem hükümdarlarının siyaseti, harpleri, hileleri ilgili kitapları okur, sonra hanımlarının getirdiği güzel yiyecekleri ve tatlıları yer ve gecenin üçte birini uykuyla geçirirdi. Uyanınca geçmiş hükümdarların hayatı, savaşları, hile ve kurnazlıklarıyla ilgili defterleri getirtir ve adamlarına okuturdu. • Bilindiği gibi III/IX. asrın sonlarına kadar İslâm dünyasında en önemli eğitim mekânı câmi ve mescidlerdi. • Kadınlar câmilerde yapılan semâ‘ meclislerine de katıldıkları gibi, bizzat kendileri de câmilerde ve zâviyelerde semâ‘ meclisleri tertip etmekte ve okuttukları eserlerin rivâyet ve kırâ'ati için icâzet vermekteydiler. • Tezhip, Kur'ân-ı Kerim yanında, sultanlara ve devlet adamlarına takdim edilmek için hazırlanmış eserlerle, muhtelif hânedânların saray atölyelerinde hazırlanan kitaplarda yoğun bir şekilde görülür. • Tezhip bir eserin değerini artırdığı gibi, yazıldığı tarih ve hangi coğrafyada yazıldığını bilmediğimiz eserlerin tarihlendirilmesinde ve hangi bölgede meydana getirildiğini tespit etmekde de bize yardımcı olur. • Yazma eserlerin baş kısımlarında genellikle bir veya birkaç sayfa boş bırakılırdı. İlk dönemlerde genellikle kitabın başında boş olarak bırakılmış bu sayfa veya sayfalara eserin ve müellifinin ismi yanında semâ‘, kıra‘ât, icâzet, mukâbele ve mütalaa kayıtları yazılmaktaydı.
370.00 ₺ -
İstanbulun Sakinleri
Kulağımıza hep bir yerlerden çalınır: Derler ki, İstanbul sadece bir şehir değildir. İstanbul’un uzağında olan için bu sözün pek bir anlamı olmayabilir. Fakat şehrin içinde yaşayan, bir ara konaklayan veya şöyle kıyısından geçip gidenler için bile İstanbul artık başka bir anlam kazanmaya başlar. Ancak bu şehri İstanbul yapan asıl unsurlardan biri de sinesinde barındırdığı martılar, güvercinler, köpekler, kediler ve cümle sokak hayvanları değil midir? İstanbul asıl rengini, sesini, kokusunu ve güzelliğini bu canlılarla birlikte kazanmıyor mu? Ve hal böyleyken, şehrin esas “sakinleri” de bizler değil aslında onlar olmuyor mu? Bu kitapta, İstanbul’da yaşayan, bir zamanlar buraya yolu düşmüş olan, bu şehri özleyen herkesin kendi hayatından bir şeyler bulacağı metinler yer alıyor. 18 yazarın, kitabın temasını odağa alarak yazdıklarıöykü ve anlatılar ilk kez okurun beğenisine sunuluyor.Üstelik sadece İstanbul değil, bu sefer odakta şehri onlarla paylaştığımız, şehirle adeta özdeşleşmiş martılar, güvercinler, kediler ve köpekler de yazarların anlatılarına eşlik ediyor, onları derinleştiriyor ve daha da anlamlı hale getiriyor. Ve böylece, Şehr-i İstanbul hepimizi bir kez daha yamacına topluyor.
111.00 ₺ -
İlluminati
Süper zenginlerin idare ettiği bir “dünya komplosu” gerçek mi? Bu zenginlerin oluşturduğu kuvvet sahibi grup, gizemli “İlluminati” oluşumunun adamları mı? Dünyayı hâkimiyet altına alma iddiasındaki bu gücün, ülkemizi, evlerimizi ve hatta hayatımızı tehlikeye atacak gizli gündemleri var mı? Bankacı, sanayici ve medya patronlarından oluşan ve tüm dünyanın servetini ve yönetimini ele geçirmeyi amaçlayan gizemli oluşumun peşine düşen Texe Marrs, sekiz yıllık bir araştırmadan sonra bu “gizli öğreti”nin sır perdesini araladı. “Ordo ab chao / kaostan kaynaklanan düzen” planı çerçevesinde, dünya üzerinde sahnelenen büyük oyunun farkına varmak ve senaryoyu kimlerin hazırladığını bilmek istiyorsanız bu kitabı mutlaka okuyun… Kitaptan Alıntılar "Bu kitap, evrensel İlluminati komplo örgütünün yönetici konumundaki Has Daire'sinin varlığını tam ve titiz bir şekilde ortaya çıkaran ve ispat eden ilk kitaptır." "Has Daire, gizemli ve esrarengizliğe bürünmüş on güçlü adamdan oluşur. Bu adamlar, düzenli olarak -yılda en az iki kere- gözden uzak yerlerde bir araya gelirler." "Onların çok gizli tutulan politika kararları ve gündemleri, sıradan vatandaşlar için dehşet ve elem verici sonuçlar doğurur."
222.00 ₺ -
Devlerin Savaşı
İki kudretli hükümdar, ikisi de cihana hükmedecek güçte, cesarette, dirayette. Biri savaş dehası olarak anılan, dünyanın tek hâkimi olmaya cehdetmiş, önüne çıkacak her engeli devirmeye ant içmiş Emir Timur. Diğeri Anadolu’dan yeşeren koca çınarın, Osmanlı’nın genç padişahı. Niğbolu fatihi, azmiyle, gözü karalığıyla Haçlılara korku salmış, Timur’a bile “O yiğidin göçtüğü âlemin sultanlığından ne çıkar!” dedirtmiş Sultan Yıldırım Bayezid. Okay Tiryakioğlu yeni romanı Devlerin Savaşı’nda bizleri yine dünya tarihine yön vermiş şahsiyetlerle bir araya getiriyor. Emir Timur imparatorluğunu batıya doğru genişletmek isterken, Yıldırım hem doğuda hem batıda şanlı bir mücadeleye girişiyor. Bir yandan İstanbul’u kuşatıyor, bir yandan Anadolu’nun birliğini sağlayan adımları atıyor. İstihbarat teşkilatı Karatuğlar, Kanoniklerin en derin hatlarına kadar sızmışken ihanet bir yerlerden yüz gösteriyor; Haçlılar ve Emir Timur arasında gizli bir ittifak oluşuyor. İki büyük komutan, iki cengâver hükümdar, Ankara’da, Çubuk Ovası’nda çarpışan iki ordu ve hiç bitmeyen nefis muhasebeleri… Belki de en büyük şanssızlıkları aynı zamanda yaşamaktı. Okay Tiryakioğlu yenginin, yenilginin, dünyaya hükmetmeye bir adım kalmışken kendi içindeki savaşta yenik düşmenin, onurla kaybetmenin destansı romanını yazdı… Timurlenk, kıl çadırından fırladığı gibi çıktı. Biz de peşinden seğirttik. Bakışlarında merak ve hayret vardı Koca Hakan’ın. Sonra harp alanının kızıl dumanları ve onca pusun arasından çıkanları görünce gözleri faltaşı gibi açıldı. Ak donlu atının iki yanında toplanmaya çalışan piyade ya da süvari, onlarca muharibi baltasının tek bir salvosuyla devirerek geliyordu Yıldırım Bayezid Han. İnanılmazdı ama gerçekten de oydu. Etrafında bir avuç hassa muhafızı olduğu halde karşı konulmaz bir kolaylıkla ilerliyordu. “Hele şu yiğide bakın,” dediğini işittim Timurlenk’in. “Şu yiğide bakın hey! Aman ya Rabbi, şu yiğidi görün ve torunlarınıza anlatın!”
203.50 ₺ -
Tarih Konuşuyor Seti 8 Kitap
Geçmişimizi ayakta tutan manevi dinamikleri bilmek, onları güçlü yapan unsurları göz önünde bulundurmak bugünkü başarımızın yegâne sebebidir. Onları en iyi şekilde anlamak hem tarih kitaplarını okumaktan hem de yaşadıkları ve mücadele verdikleri yerleri ziyaret etmekten geçer. Televizyon ve gezi programlarıyla 7’den 70’e herkese tarihi sevdiren Talha Uğurluel’in kaleminden, bilinmeyen birçok bilgiyle dolu, yüzlerce fotoğraf, minyatür ve harita eşliğinde, Osmanlı Tarihi’ne muhteşem bir yolculuk… Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni Kanuni’nin Akıl Oyunları Tarih Tıbbı Konuşturdu-1 Tarih Tıbbı Konuşturdu-2 Sarayın Kutsalları Çanakkale Savaşları Ve Gezi Rehberi Mekânlar ve Olaylarıyla Hz. Muhammed’in(sas) Hayatı Osmanlı’nın Kalbini Bekleyenler
137.04 ₺ -
Toplum Psikolojisi Ve Empati
Dünya geçmiş asırlara göre daha müreffeh, fakat hayat standartlarının yükseldiği, zenginliklerin arttığı toplumlarda şiddet azalmıyor, hatta tam aksine artıyor. Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız. O halde toplum neden böyle oldu? Dünya topluluğu nereye gidiyor? Üstelik suçluların çoğu da akıl hastası değil. O halde sebep nedir? Tahammülsüzlük mü? “Öteki”nin duygusuna kayıtsızlık mı? Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend haline mi geldi? Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Toplum Psikolojisi ve Empati’de dikkat çekici tespitlerde bulunuyor. Yazar, bireysel ve toplumsal şiddet ilişkisini irdelerken, hem geçmişteki toplumları inceliyor hem de günümüz toplumunu, bireyler üzerinden biyolojik ve psikolojik verilerle tahlil ediyor. Son yıllarda şiddet eğiliminin artışıyla birlikte ayyuka çıkan sosyal şizofreniyi ele alıyor, şizofreninin aslında bireyden topluma doğru yayıldığını ileri sürüyor ve buna çözüm önerileri getiriyor. Toplum Psikolojisi ve Empati günümüzün toplumsal dertlerini anlamak ve bunları çözmek adına atılmış güçlü bir adım. Kitaptan Alıntılar Güç ve kişilik çatışmaları bireyler arasında olduğu gibi toplumlar arasında da temel paralel psikolojik dinamiği taşır. Kendisini şiddet uygulayarak ifade edebileceğini zanneden, kendisini şiddet uygulayarak ayakta tutabileceğini düşünen veya kendisini şiddet uygulayarak gerçekleştireceğine inanan bireylerin veya toplumların ortak bazı özellikleri vardır. Modern yaşamın, insanı bireyselleştirmeye çalışırken bencilleştirmesi, şiddetin sebeplerinden birisidir. Freud değiştirdiği mutluluk tanımlamasında; ‘İnsan, zevklerini tatmin için yaşayan bir varlıktır’ diye ifade etti. Sadece psikolojiyi değil, popüler kültürü baştan sona değiştiren tarihî sonuçlar ortaya çıkardı. Freud’un doktrini, sürekli hoşlanılan şeyi yapmak, eğlenceye ve lükse düşkünlük gibi sonuçlar doğurdu. Depresyon son dönemlerde tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), son açıklamasında, depresyonda ciddi tehlike anlamını taşıyan ‘kırmızı hattın’ aşıldığını duyurdu. Örgüt, dünyadaki sağlık kuruluşlarına gönderdiği bildirisinde, önlem alınmazsa depresyonun 2020 yılında kalp hastalıklarından sonra en tehlikeli ikinci hastalık olacağını belirtmektedir. Küresel depresyonun giderek yoğunlaşması, koruyucu ruh sağlık ilkelerinin devreye girmesini de etkilemektedir. Artık sekülerizm sorgulanmakta, insana güç veren ahlakî değerler desteklenmektedir. Küresel depresyon karşısında tedbir almaya çalışan Norveç Parlamentosu, ‘Manevi Değerler Komisyonu’nu kurdu. Beyaz Saray ise manevi değerlerin tekrar canlandırılması için kiliselerden yardım istedi.
218.30 ₺ -
Gazi Osman Paşa
Kuşatma 1453, Yavuz ve Kanuni romanlarıyla büyük bir okuyucu kitlesine ulaşan, ödüllü romancı Okay Tiryakioğlu’nun ilk tarihî romanı. Plevne, Tuna Nehri kıyısında, içinde Bulgarlar ve Osmanlıların kardeşçe yaşadığı küçük, şirin bir kent. Plevne küçük ama Rus Çarı II. Aleksandır’ın hayali büyük. Dünyaya, Bulgarların Osmanlılarca katledildiği yalanını yayıp burayı işgal etmek niyetinde… Osmanlı ‘hasta adam’sa ve Plevne küçük bir kentse, bunu başarmak çocuk oyuncağı diye düşünür Çar. Fakat işler sandığı gibi yolunda gitmez. Zira hesaba katmadığı kadar güçlü, zeki, kararlı ve inançlı bir başkumandan vardır karşısında: Gazi Osman Paşa! Okurları ve edebiyatçılar tarafından Peyami Safa’nın halefi olarak gösterilen Okay Tiryakioğlu, Gazi Osman Paşa’da efsane savunmayı bütün çıplaklığıyla resmederken, “Galibiyet bir vehimdir!” fikrinden hareketle “savaş”ı sorguluyor. “İyi bak, dumanlar içindeki harp alanının üzerinde gezinen şu leş kargalarını görmüyor musun? İşte, tüm savaşların tek galibi onlar.”
196.10 ₺ -
Beni Sessiz de Sevebilir misin
Merhaba, Hiç tanışmadığımız halde seni çok iyi tanıyorum. Henüz farkında olmadığın bir yolculukta olduğunu biliyorum. Acılar ve yalnızlıklar olarak görüyorsun birçok şeyi. Bir çıkış hayal ediyorsun. Bir çözüm. Bir deva. Aslında, aradığın şeyin adını bile bilmiyorsun. Hatta “gerçekten” bir şeyler aradığının farkında bile değilsin. Eksikliğini hissettiğin şey ne olabilir? Umut mu, tebessüm mü ya da hayal kırıklıklarını yok ediverecek sihirli bir aşk mı? Yoksa, huzur mu? Seni sessizce seven, seni hiç unutmayan, sana çok yakın olan biri var. Yeni cevaplar için yeni sorulara ihtiyacın olduğunu anladığın an, hayal kırıklıkları ve kayıplar yerini coşku, nezaket ve farkındalığa bırakacak. Hadi, keşfet…
51.80 ₺ -
Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti
Müslüman, dalgaların önünde sürüklenmek veya insanlık kervanının ardında kuyruk olmak için yaratılmamıştır. Medeniyete ve âleme yön vermek için dünyaya gelmiştir. İnsanlığa yol gösteren beşeriyete güç veren, odur. Çünkü o, büyük bir davanın adamı ve gerçek ilmin sahibidir. Dünyanın gidişatından ve harekâtından mesuldür. Başkalarına özenmek ve başkalarının izini takip etmek ona yaraşmaz. Onun vazifesi yön vermek, kumandanlık yapmak, lider olmak, irşad etmek, iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamaktır. Eğer zaman büsbütün kötüleşir, toplum isyan duygularıyla kabarır ve doğru yoldan saparsa; Müslümanın vazifesi zamana teslim olmak yani zamana uymak değildir. Bu durum karşısında Müslümanın vazifesi, Allah’ın hükmü tecelli edinceye kadar kötülüklerle yılmadan mücadele etmektir. Tarifi imkânsız güçlükler ve zorluklar karşısında yılmak, kaza ve kadere sığınmak; zayıf ve bayağı kişilerin harcıdır. Gerçek Müslüman, Allah’ın üstün kazası ve değişmeyen kaderidir.” der Müslüman’ı tarif ederken Muhammed İkbal… Elinizdeki bu kitap; İslâm’ın ortaya çıkışından itibaren Müslümanların bütün dönemlerini hemen her açıdan ele almakta; başarılarını, hatalarını ve bunların nedenlerini adım adım işlemektedir. Bu süreci anlatırken de dünyanın içinde bulunduğu atmosferi; Çin’den Hindistan’a; Batı Dünya’sından İran uzanan geniş bir coğrafya üzerinden gözlerinizin önüne serer. Müslümanların gerilemesinin nedenlerini ve Müslümanların gerilemesi ile dünyanın neler kaybettiğini işleyen bu kitap; bir yandan sizi sorunlarla yüzleştirirken; diğer yandan da sunduğu çözüm önerileri ile düşündürüp, daha iyiye doğru yönlendirmek istemektedir. Çünkü yazarın deyimi ile “Eğer Müslümanlar, insanlık âleminin yönetimini yeniden ellerine almak istiyorlarsa her şeyden önce etkisi, sözlerinden ve davranışlarından izlenebilecek gerçek bir imana sahip olmaları gerekir.
67.50 ₺ -
Vurun Osmanlıya
“Hükümet-i mutlaka devrine ait tuğralar ve halkını tutsak eden hükümdarların methedilmelerini havi levhalar bulunmaktadır. Ekserisi en hasis bir çıkar amacıyla yazılmış ve kazdırılmış olan bu levha ve tuğraların bu haliyle bırakılması ve mesela Cumhuriyet fikriyle beslenen bir okulun kapısının üzerinde bir padişahın armasının ve methiyesinin bulunması kadar garip bir manzaraya, Cumhuriyetle idare olunan başka ülkelerin hemen hiçbirisinde tesadüf edilemez. Yetişecek neslin fikirlerinde istibdadın en ufak bir eserini bile bırakmamak azminde bulunduğumuza nazaran bu gibi methiyelerin hâlâ mebânî-i resmiye ve milliyede kalması kabul edilemez.” TBMM II. Dönem Rize Mebusu Ekrem Rize Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünün hemen ardından Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk Büyük Millet Meclisi tutanaklarında millet olarak mazimize ve atalarımız olan Osmanlı İmparatorluğu’na karşı kin ve nefretini kusan bazı mebusların hitaplarına rastlanır. Bu olaylar arasında en utanç verici olanı; II. Dönem Milletvekilliği yapmış olan Ekrem Rize’nin hazırlayıp, muhtelif celselerde savunduğu ve yasalaşmasını sağladığı 1057 sayılı: “Türkiye Cumhuriyeti dahilinde bulunan bilumum mebânî-i resmiyye ve milliyye üzerindeki tuğra ve methiyelerin kaldırılarak yerine Cumhuriyet armasıyla Cumhuriyetin tarih-i kabulünün hakkettirilmesine dair” kanun olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun Türklüğü yok ettiğine inanan Ekrem Rize’nin, resmen uygulamaya girmesine neden olduğu bu yasa ile,Türkiye’de Osmanlı İmparatorluğu’ndan intikal eden tüm millî ve resmî binalardaki tuğra ve kitâbeler ağır tahribata maruz kalmış, kazınıp yok edilmiştir. Osman Öndeş, Vurun Osmanlı’ya kitabıyla hâlâ yürürlükte bulunan, benzeri hiçbir medeniyette görülmemiş bu kanunun tarihî sürecini, sonuçlarını ve örneklerini pek çok fotoğrafla birlikte ilk defa anlatıyor.
20.35 ₺ -
Malta Kuşatması Kanuninin Amirali Turgut Reisi
Malta Kuşatması sırasında Büyük Üstad Jean Parisot de la Valette katedrale toplanan şövalyelere şöyle seslenmişti: “Yaklaşan istila tehdidi, Haçile Hilal’in amansız boğuşması olacaktır. Bu savaş Haç ve Hilal’in ölüm kalım mücadelesidir.” “Akdeniz’de Hristiyanlık Âleminin Başbelası”, “Sultanların Amirali”, “İslâm’ın Kılıcı”…Turgut Reis adına yazılmış Batı kaynaklı eserlerde hemen hemen her tarihçi aynı kanaati ortaya koyar. Onu anlatan satırlar, yiğit bir düşmana, zeki ve cesur bir korsana armağan edilmiş gerçek övgülerdir. Batılı tarihçilerin kaleminde Turgut Reis, Kapudân-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’ya denk, ünlü Venedik Amirali Andrea Doria’dan üstün, Timurlenk kadar usta, Fatih Sultan Mehmed kadar zeki ve ünlü, kendini beğenmiş Şarlken’in en büyük komutanlarını perişan edecek kadar askerî dehası olan bir kişilik şeklinde tanımlanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında, 1565 yılında Akdeniz’de hakimiyet sağlamak üzere Türk levendleriyle Malta üzerine sefere çıkan Turgut Reis, diğer bir deyişle Osmanlı filosu, Haçlı şövalyeleriyle karşı karşıya gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu ile Hıristiyan Birliği arasındaki rekabetin doruk noktasını teşkil eden bu sefer Osmanlı Tarihi için çok önemli ama maalesef detayları göz ardı edilmiş bir kuşatmadır. Genç yaşta levend olarak korsanlığa başlayan, kısa sürede Kapudân-ı Derya olan Turgut Reis’in şehid olduğu Malta Kuşatması, aile geleneği ve kökeni bahriye zabitliğinden gelen araştırmacı yazar Osman Öndeş’in kaleminden okurlarla buluşuyor.Belli bir süre Malta’da yaşayan ve kuşatmanın geçtiği yerleri tek tek gezerek notlar alan, yeni bilgilere ulaşan Öndeş, bu büyük Türk denizcisini ve Malta Kuşatması’nı birçoğu ilk defa yayınlanan belge ve fotoğraflarla okuyucusuna sunuyor.
14.80 ₺ -
Beşinci Darbe
Türkiye, 2014 yılında on ikinci cumhurbaşkanını seçecek. Bu seçimi diğerlerinden farklı kılan, ilk kez bir cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilecek olması. Meşruiyetini doğrudan halktan alan cumhurbaşkanı ve başbakanın yetki çatışmasına girmesi, adı ister başkanlık olsun veya olmasın sistem tartışmalarını beraberinde getirecek. Buna; çözüm süreci, Anayasa çalışmaları, yerel seçimler ve Suriye’de yaşanan iç savaş eklendiğinde bizi, 2014 yılında zirvesi dumanlı bir Türkiye tablosu bekliyor. Her cumhurbaşkanı seçiminin yeni bir krize neden olduğunu bize öğreten demokrasi tecrübemiz, 2023 hedefinde ilerleyen Türkiye’nin kritik eşik 2014’ü nasıl atlatacağıyla ilgili birçok ipucunu içinde barındırıyor. Yazdığı eserlerle gündeme damga vuran Şamil Tayyar, Meşrutiyet’in ilanından bugüne anayasal rejimde yaşanan kırılma noktalarını tespit ederek siyasi irade ile derin devletin son kozunu paylaşacağı bu kritik evrede “Beşinci Darbe”yi kimin yapacağı sorusuna cevap arıyor. Açılım sürecinin önündeki en büyük engel ne? Uludere bir tuzak mıydı? Genelkurmay hangi belgeyi, neden sakladı? Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve muhalefet liderleri tehdit altında mı? Önümüzdeki günlerde Reyhanlı benzeri kitlesel kaos planlarıyla karşılaşabilir miyiz? Şike sürecinde nerede hata yapıldı? Darbe ürünü olan parlamenter sistemin ayakta kalması mümkün mü? Turgut Özal öldürüldü mü? Doğrudan halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı fiilen yürütmenin başı olacağından başbakanın yeni konumu ne olacak? Türkiye; Suriye ve Irak’la birleşecek mi? Hükümetin yeni bir coğrafya tasavvuru var mı? Hükümet, AB hedefinden vaz geçti mi? Yeni parlamentoda başörtülü milletvekili olacak mı?
103.60 ₺ -
Kuşçubaşı Eşref
Eşref Sencer Kuşçubaşı ya da namı diğer Kuşçubaşı Eşref… Sıkı bir savaşçı, iyi bir istihbaratçı, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en ünlü casuslarından… Ve tarihimizde hep merak edilen bir kurum: Teşkilat-ı Mahsusa… Osmanlı’nın son dönemleri… Bir yanda Balkanlarda patlak veren isyanlar, diğer yanda iç karışıklıklarla baş etmeye çalışan bir devlet. Bir yanda varoluş mücadelesi veren Osmanlı İmparatorluğu, diğer yanda büyük bir hızla dünya savaşına doğru sürüklenen ülkeler. Böyle bir ortamda, gözünü budaktan esirgemeyen bir savaşçı çıkar ve tarihin seyrini değiştirir. İçindeki vatan aşkıyla, 20.000 kişilik orduya sadece 40 adamıyla hiç çekinmeden kafa tutan ve saatlerce savaşan bir asker. İngilizlerin Ortadoğu’daki oyunlarını bozmak için akıl almaz istihbarat faaliyetleri yürüten bir casus. Arap çöllerinde çok hızlı yer değiştirmesiyle bilinen meşhur “uçan şeyh”… Tarihimizin önemli figürlerini genç nesillere anlatan romanlarıyla okurun büyük beğenisini toplayan İsmail Bilgin’in kaleminden, hayatı mücadelelerle geçmiş bir istihbaratçının benzersiz hayat hikâyesi… “Durmadan çalıştım… Hiçbir zaman filozof ya da siyasetçi olmadım ve bu işten iyi dostlar, yara izleri, kalça kırığı, birkaç madalya ve memleketim için çok iyi dövüştüğümü bilmenin verdiği tatmin dışında hiçbir şey elde etmedim.”
314.50 ₺ -
Abdülhamidi Deviren Kurşun
"Hakan Özdemir ilk defa gün yüzüne çıkan kaynaklarla sadece Şemsi Paşa suikastı değil, Jön Türk ‘İhtilâli’ hakkında bildiklerimizi de ustaca hesaba çekmiş ve tarihimizin bu önemli kesitinin sorunlu kronolojisini düzeltmiştir. Bunu yaparken olağanüstü çalışkanlığı ve titizliğiyle mühendis kökenli tarihçi olmanın kendisine sağladığı avantajlardan yararlanmıştır. Ezberleri bozacak bir kitap!" Doç. Dr. Abdülhamit Kırmızı Fransız İhtilâli’nin “hürriyet”, “eşitlik” ve “kardeşlik” sloganlarına “vatan” ve “adalet”i de ekleyen 1908 İhtilâli kuşkusuz, Osmanlı tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Reval Buluşması’yla başlayıp Meşrutiyet’in ilanı ile sonuçlanan ihtilâl süreci, Abdülhamid rejiminin çöküşünün en önemli sebeplerinden olduğu için büyük öneme sahiptir. Resneli Niyazi isyanını bastırmak için görevlendirilen Şemsi Paşa, Teğmen Atıf’ın düzenlediği suikast ile Manastır’da öldürülürken, Enver Paşa’nın da içinde olduğu İttihatçıları yok etmek amacıyla Firzovik’te topladığı Arnavut birlikler kısa bir süre sonra isyancıların safına geçmiştir. Bu kitap, dünya tarihinin belki de en sıkıntılı döneminde, otuz üç yıl gibi oldukça uzun bir süre Osmanlı Devleti’ni yönetme başarısını gösteren Sultan II. Abdülhamid’in fiilî olarak devrilişini incelemektedir. Hakan Özdemir, Şemsi suikastını dedektif titizliğiyle araştırmış; suikastla ilgili belgeleri, soruşturma raporlarını ve resmî yazışmaları sistematik bir analize tabi tutmuştur. Arşiv belgelerinin yanında, dönemin canlı tanıklarının hatıratları ve çok sayıda araştırmadan faydalanmıştır. Ayrıca Rumeli Genel Müfettişi Hüseyin Hilmi Paşa’nın özel evrakını ilk defa, ihtilâl sürecindeki olayları ortaya çıkarmak için detaylı bir şekilde kullanmıştır. Şemsi Paşa’nın ölürken dilinden dökülen, “Beni zabitler bitirdi” sözü, sadece kendisinin değil; âdeta Abdülhamid’in de son sözü olmuştur… Drahor kıyısında Atıf’ın tabancasından çıkan kurşun, Manastır’da Şemsi Paşa’yı; İstanbul’da ise son imparator Sultan II. Abdülhamid’i devirmiştir.
62.90 ₺ -
Adım Adım Çocuklarda Cinsel Eğitim
Anne babaların en zorlandığı konulardan biridir cinsel eğitim… Bir yandan çocuğun hiç tanımadığı duygular ve yardıma ihtiyacı olduğu gerçeği… Diğer yandan ebeveynlik çekingenliği… Neyin hangi sınırlar içinde verileceği tereddüdü… Bazen öyle bir zamanda o kadar acil bir bilgiye ihtiyaç duyulur ki ne herkese sorulabilir ne de öğrenmeden geçilebilir… Kendine has kuralları vardır bu hassas eğitimin… Yanlış verilirse çocuğun duygu dünyasını zarara uğratır… Eksik bırakılırsa yanlışa sevk eder… Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş çocuğun mahremiyet hislerini zarara uğratmayan bir cinsel eğitimin nasıl verileceğini bu kitapta anlattı… “Adım Adım” serisinin ilk kitabı Çocuklarda Cinsel Eğitim her anne babanın ihtiyaç duyacağı bilgileri kapsamlı ama aynı zamanda anlaşılır ve pratik bir tarzda bir araya getirdi… Cinsel eğitim nedir? Hangi nasıl yaşta verilmelidir? Tuvalete alıştırma döneminde uygulanan yöntemler cinsel gelişime olumsuz etki eder mi? “Kardeşimin neden pipisi yok?” sorusuna nasıl cevap verilmeli? Çocukları gıdıklayarak, sıkıştırarak, ısırarak sevmenin sakıncası var mı? Çocuğun dizde hoplatılması doğru bir oyun yöntemi mi? Tedavi amacıyla fitil, tampon, krem uygulamasının sakıncaları var mı? Çocuğun başkalarının yanında giyinip soyunmasında bir mahzur var mı? Bunların ve cinsel eğitimle ilgili onlarca sorunun cevabı Adem Güneş’in sıcak ve özgün anlatımıyla okurlarla buluşuyor…
218.30 ₺ -
Zemzemin Annesi Hazreti Hacer
Hazreti Hacer… İbrahim Peygamber’e eş, oğlu İsmail’e anne olan kutlu kadın. Hazreti Muhammed’in(sav) temiz soyunun kaynağı. Çölün ortasında, kucağında bebeğiyle yapayalnız kalmasına rağmen teslimiyetini bir an bile yitirmeyendir o… Kadın olmanın en ağır imtihanlarından geçerken tevekkülden bir şehir inşa eden bir yürek… “Şehirlerin annesi Mekke”nin mimarı… Ceylanlarla sohbet eden, Rüzgârın kızı Hacer. Bizi Zemzem kıyısında bekleyen annemizdir o. Asırlardan bugüne akan bir nehir… Sibel Eraslan, “Cennet Kadınlarının Sultanları”na Hazreti Hacer romanını ekliyor bu kez. Hazreti Hacer’in hayatını zaman değişse de insanlığın değişmez kavisleriyle anlatıyor. Hepimizin büyükannesi olan Hazreti Hacer’in hayatını okurken aşk, ayrılık, sadakat, esaret ve özgürlük üzerine yeniden düşüneceksiniz.
185.00 ₺ -
İçimdeki Müzik Sert Kapak
"Düşünce ve kelimelerin karmaşık işleyişini nasıl çözdüm bilmiyorum ama bu kendiliğinden ve hızlıca oldu. İki yaşına geldiğimde bütün anılarımda kelimeler ve bütün kelimelerin de bir anlamı vardı." "Çok küçükken – belki henüz birkaç aylıkken – kelimeleri bana ikram edilen tatlı bir içeceğe benzetir ve limonata gibi içerdim. Sanki tatlarını alırdım. Karmakarışık düşüncelerime ve duygularıma anlam kazandırırlardı." "Bazen insanlar adımı bile sormuyor, hiç önemi yokmuş gibi ama adım önemli. Benim adım Melody."
74.00 ₺ -
Denizler Fatihi Piyale Paşa
Kanunî Sultan Süleyman dönemi Osmanlı’nın denizdeki başarılarının zirvesini teşkil eder. Bu dönemde Barbaros Hayreddin Paşa’dan Turgut Reis’e, Oruç Reis’ten Piyale Paşa’ya kadar birçok denizci yetişmiş ve bunlar, Osmanlı donanmasını deryalarda tek söz sahibi haline getirmişlerdir. Denizler Fatihi Piyale Paşa adlı bu eser, Kanunî döneminin Barbaros Hayreddin Paşa’dan sonra en büyük Kaptan-ı deryası Piyale Paşa’yı ve onun en önemli seferlerinden biri olan ve Akdeniz’deki Osmanlı hâkimiyetini sağlamlaştıran Cerbe Zaferi’ni anlatmaktadır. Bu çalışmanın bir kısmı, dönemin önemli âlimlerinden Şaban Nidâî’nin, orijinal nüshası Londra’daki British Library’de bulunan Cerbe Kalesi Fetihnâmesi adlı eserinin Osmanlı Türkçesine çevirisinden oluşmaktadır. “Kayı” dizisiyle Osmanlı Tarihi’ni herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ile İbrahim Pazan’ın hazırladığı bu eserde, nefis bir hatla yazılmış fetihnamenin tıpkıbasımı da yer almaktadır. Eser bu özelliği ile Osmanlı Türkçesini öğrenmek isteyenlerin başucu kitaplarından biri olacağı gibi, pek az çalışmanın yapıldığı Osmanlı Deniz Tarihi alanında da büyük bir boşluğu dolduracaktır.
218.30 ₺ -
Peygamberimizin Kızları ve Kız Torunları
Peygamberimizin Kızları ve Kız Torunları Onlar eşyanın kölesi olmadılar. Dünyaya geriğinden fazla değer vermediler. Allah'a samimi kul olabilmeyi her şeyin üstünde tuttular. Onların evlilikleri, düğün merasimlerindeki sadelik ve komşuluk münasebetleri birer güzeL numune... Hayâtımıza, onların hayatlarından esintiler taşıdığımız ölçüde, müslümanca yaşamakta başarılı olacağız.
105.00 ₺ -
-
Risalei Fi Mebadii İlmil Kelam
Her ilimde olduğu gibi Kelam ilmine de başlamadan önce bilinmesi zaruri bazı ıstılahlar vardır. Bu ıstılahlar bilinmediği takdirde, ilim yolcusu kendisine kapalı bir şey ile karşılaştığı vakit elbette ki ilmin menfaati cari olmayacaktır. Bu ıstılahlar o ilmi oluşturan kullanımlardan ibarettir. Abdullah Hiçdönmez Hoca Efendi, Kelam ilminin mebâdisi olan bu eseri kaleme almış ve içerisinde; • Varlık-Adem ilişkisi • Varlığın Mertebeleri • Kadim-Hadis • İllet Ma‘lul gibi konuların mahiyetlerinden bahsederek Kelam ilmine adım atmadan önce oluşması gereken temelin kazanılmasında yardımcı olmuştur.
45.00 ₺