-
Yaşanmış Hikayeler
Mehmed Lütfi Arslan Bey'in kaleminden, sevindirmiş, hüzünlendirmiş, ağlatmış, güldürmüş, yaşanmış hayat tadında hikayeler... Mehmet Lütfi ARSLAN - Erkam Yayınları
70.00 ₺ -
Cennet Kafenin Sahibi
Genç Dergi'nin sevilen yazarı Harun Kırkıl'ın zeka ile yoğrulmuş, latif nüktelerle bezenmiş hikaye ve denemelerini bir araya getiren bu kitap, okumayı sevenlerin bir solukta bitireceği cinsten. Okurken çok keyif alacak, kurguları karşısında birçok defa tebessüm edeceksiniz. Harun Kırkıl'ın nev-i şahsına münhasır hikayelerinden birkaçının başlığı şöyle: "Biz Kuluz, ‘Cool’ Bir Şey Yani", "Kampanya: Eski Kocanızı Getirin; Değiştirelim", "90-60-90", "Bir Apartman Uğruna Ya Rab! Ne Konaklar Yıkılıyor", "Bana Bir Şey Olmaz Deme O.K. mi?", "Amerikan Evliyalarından Hollywood Menkıbeleri", "Mel Gibbson Saadetten Aday Olsun”.
73.50 ₺ -
Dert Çağrısı
Genç Dergi Editörü Mehmet Lütfi Arslan'ın Dert Çağrısı isimli kitabı, ebedi gençliği bulmak için "dert kardeşliği"nde buluşmaya, hemdert olmaya, "dertdaş" olmaya davet ediyor bizleri. Bu kitap aynı zamanda 42 sayıdır Genç Dergi’nin şahsında dile getirilen duygu ve düşüncelerin özeti, “gönüllüler ordusu”nun eskimeyecek kılavuzu niteliğinde. Eskimeyecek diyoruz, çünkü kanaatimiz o ki şu cümlelerle dile getirilen bu çağrının eskimesi mümkün değil: "Dert yüklü bir şarkı besteleyelim birlikte… Her duyduğumuzda kalp atışlarımızı hızlandıran bir şarkı olsun bu. Yedi iklim dört bucağa şarkımızı salalım. Ulaşılmadık yürek, erişilmedik mekan, kat edilmedik mesafe bırakmayalım. Derdimizin şarkısı mest edinceye dek gönülleri… Derdimiz diyelim; derdimizle ağlayıp derdimizle gülelim… Yüreğimizde titrek titrek yanan bu ışıkla bir başka gönül daha buluşsun diye… Işığımız hiç sönmesin diye… Hiç bitmeyelim, geri kalmayalım, yorulmayalım diye… İnsan olmanın gerçek anlamını kavrayalım, insan olalım diye… Derdimizi bilelim, derdimizi söyleyelim. Derdimizle bilinip, derdimizle tanınalım. Adımıza dertliler desinler. Derdimiz, farkımız olsun. Var mısınız?"
80.50 ₺ -
Göklere Yolculuk Var
İnsan bir yönüyle yere, diğer bir yönüyle de göklere mensup ilâhî sanat harikası eşsiz bir varlıktır. Kur’an, “en aşağı seviyede bir hayat şekli” anlamında “el-hayâtü’d-dünya” kavramına dikkat çeker ve böyle bir hayatın; “oyun, eğlence, övünme, gelip geçici süs ve ziynetler, mal ve evlat çoğaltma yarışı gibi şeylerden ibaret” olduğunu beyan eder. En güzel kıvamda yaratılan insanın, kendi öz cevherini böyle bir hayat seviyesine mahkûm etmemesini tavsiye ederek de onu hep ötelere, göklere davet eder. Adem Ergül’ün önce “Söz Ola”, sonra da “Genç” dergilerinde bir seri olarak yayınlanan “Gönül Seferi” serlevhalı makalelerinin bir araya toplandığı bu kitapta, göklere yolculuk yapabilmenin, yani manen yükselebilmenin, ahlaki bakımdan güzelliklerle donanmanın nasıl gerçekleşebileceği üzerinde duruluyor. Şahsiyetli ve donanımlı yarınlar için, özellikle genç arkadaşlara ve eğitimcilere bu kitabı mutlaka okumalarını tavsiye ederiz.
70.00 ₺ -
İstihbaratta Beyin Yıkama
Güçlü istihbarat örgütleri, insanların düşünce ve davranışlarını kontol edebilmenin ve gerektiğinde direnişlerini yok edebilmenin yollarını araştırıyorlar. İnsan bilincini kontrol edebilmek adına yürütülen deneyler, gizlice sürüdürülen bir ′kirli iş′ olarak uzun yıllardır yapılıyor. Telepati, beyin yıkama, LSD, psiko-teknik, uzaktan izleme ve gelişmiş izleme teknolojisine milyonlarca dolar akıtıyor.Bu deneyler için binlerce insan kobay olarak kullanıldılar, bedensel ve ruhsal olarak yaralandılar; fakatlarına neler geldiğini bir türlü çözemediler. Dr. Armen Victorian, başta Amerika ve Rusya olmak üzere, dünyanın güçlü istihbarat örgütlernin bu konuda yaptıkları çalışmaları net bir biçimde ortaya koyan belgeleri biraraya getirdi. Elinizdeki eser, sıradan bir komplo teorisi üretme tuzağına düşmeden. insan bilincini kontrol altına almaya çalışan ′sinsi. gizemli ve karanlık′ bir dünyanın perdesini aralıyor.
7.88 ₺ -
Karşı Darbe Cia İranda
Amerikan ve İngiliz istihbarat teşkilatlarının 1953 İran’ında ortaklaşa tezgâhladıkları darbe, Ortadoğu’nun o tarihten bugüne uzanan siyasi yapısını kökten etkiledi. İran petrollerini millileştiren İran Başbakanı Musaddık sokak kargaşalarıyla görevden uzaklaştırıldı. Kamuoyu çalışmaları ile “komünizm yanlısı, ihtiyar bir huysuz” olarak resmedilen Musaddık’a karşı Şah’ın işbirliği sağlandı. Musaddık ile ters düşen eski İçişleri Bakanı General Za , yeni Başbakan adayı olarak belirlendi ve fitil ateşlendi. AJAX adı verilen bu operasyonu, ABD eski Başkanı Theodore Roosevelt′in yeğeni Kermit Roosevelt yönetti. Kitaba yazdığı önsözle, bugünü anlamak için Ajax Operasyonunun nasıl yorumlanması gerektiğini ifade eden İbrahim Karagül şöyle diyor: “Soğuk Savaş’ın ikiye bölünmüş dünyasını, kamplaşmanın Ortadoğu’yu nasıl iç çatışmalara, rejim krizlerine, terör saldırılarına, askeri darbelere, örtülü operasyonlara sürüklendiğini, petrol/iktidar ilişkilerini, kitlelerin nasıl yönlendirildiğini, vatanseverlerin nasıl hain ilan edilip yok edildiğini, ülkelerini iktidar uğruna peşkeş çekenlerin nasıl kahramanlaştırıldığını anlamak için ABD ve İngiliz istihbaratının İran Başbakanı Muhammed Musaddık’ı iktidardan devirme yöntemlerini öğrenmek yeterli. Çünkü bu kitap Ortadoğu’ya, bölgenin geneli üzerindeki ABD/İngiliz denetimine, bu güçlerin denetimi kaybetmemek için neler yapabileceklerine ilişkin bugünkü bakış açımı etkileyen trajik bir olayı konu alıyor. İngiltere ve ABD, CIA’in kontrolündeki İran istihbaratı SAVAK’la birlikte 1953 yılında Musaddık’ı devirmek için AJAX Operasyonu adıyla planladıkları darbe için düğmeye bastı. Operasyonun başına CIA’in Ortadoğu Şefi aynı zamanda kitabın yazarı Kermit Roosevelt atandı. ABD ve İngiliz istihbaratının en kirli operasyonlarından biri gerçekleştirildi. Musaddık devrildi, Şah iktidarı yeniden güvence altına alındı… Petrol yine savaşların ana sebebi. Rejim değişikliği projesi hâlâ uygulamada. ABD-İran krizinin tırmandığı, çatışmaların alabildiğine yayıldığı, Türkiye’nin de bir şekilde bu kaosun içine sürüklendiği bir dönemde, bugünün Ortadoğu’sunu, İran-ABD krizini, petrol-iktidar ilişkilerini anlamak için bu kitap çok iyi bir başlangıç. Yeni Ortadoğu Projesi’ni anlamak için Birinci Dünya Savaşı ve sonrası gelişmeleri yeniden okumak gerekiyor. Bölgesel savaşa yol açabilecek ABD-İran krizini anlamak için de Musaddık döneminden başlamak gerekiyor.”
6.16 ₺ -
İşaret Taşları
Anlatmak... Yaratan gücü takati. oranında taklit etme yeteneğiyle donatılmış insanoğlunun yeryüzü serüveninde yaptığı en önemli iş bu olsa gerek. Kimi savaşarak. kimi kaçarak. kimi resimle. kimi besteyle. aletler icad ederek. keşifler yaparak. heykel yontarak veya romanla... Çocuk sahibi olarak ya da münzeviliği seçerek...Hedefi anlatmak değilse. dil. yazı. matbaa. gazete. kitap. mikrofon. hoparlör. radyo. televizyon. telefon. telgraf. fotograf. günümüzde iletişim teknolojisinin sunduğu geniş olanaklar. sinema ne için? Mağara devri insanının kayalara restmesi. bilincinde olmasa dahi. geleceğe bir şey anlatmanın dışında hangi amacı taşır. ya da onca anıt mezar. kitabe? İşaret Taşları′nın gayesi de bundan ibaret... İşiten. kulak veren herkese
6.16 ₺ -
Tuncay Güney Anlatıyor Ergenekonun Perde Arkası
Türkiye, çok şey bilenler için tehlikeli bir ülkedir… CHP Milletvekili Ali Topuz Kanada’ya gidip Ergenekon hakkında konuşmaması için Tuncay Güney’i tehdit etti mi? Yunanistan’dan kara para aklama karşılığında iktidarı ele geçirdikleri takdirde Ege Adaları’nın tamamını Yunanistan’a bıraacağına dair anlaşma imzlayan parti lidri kim? Deniz Baykal, “Ben Ergenekon’un avukatıyım” diyerek kime, nasıl bir mesaj gönderdi? Baykal’ın mesajının arkasında hangi gerçekler var? Türkiye’de, yabancı misyon şeflerine para karşılığında özel raporlar hazırlayanlar kimler? Büyük bir ihanet şebekesi tarafından hazırlanan raporlar, büyükelçilere ve konsoloslara nasıl servis ediliyor? “Ergenekon, iki Mehmet’in kavgasıdır” demek ne anlama geliyor? Ergenekon’un ekonomik ayağına neden hamle yapılamıyor? Yeni operasyonlar ne zaman ve kimler için başlayacak? Gazeteci Bedir Acar, İstanbul Emniyeti’nde verdiği ifade ile Türkiye’nin en büyük operasyonlarından birinin başlamasına sebep olan Tuncay Güney’i, Kanada’daki evinde ziyaret etti ve daha önce hiç sorulmayan soruları sorma fırsatı buldu. Güney’in iddiaları ve Emniyet’te verdiği ilk ifadenin tutanağı bu kitapta yayınlanıyor.
8.23 ₺ -
Mafya Yeraltının Kriminal Efendileri
Mafya, dünya tarihinde ilk olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? Mafya örgütlerinin güç kazanması devletleri ve toplumları nasıl etkiledi? İstihbarat servisleri ile Mafya arasında kurulan gizli ilişkiler neler ve bu ilişkiler mler aracılığıyla yürüyor? CIA ve Mafya’nın ortaklaşa yaptığı operasyonların amacı neydi? Baronlar ve Masonlar arasında nasıl bir ilişki var? Devlet ve Mafya hangi şartlarda karşı karşıya geliyor? Türk Mafyası ne zaman ortaya çıktı? Türk Mafyası içinde yaşanan değişim neyin habercisi? Araştırmacı-Yazar Atilla Akar; Sicilya Mafyası’ndan Amerikan Cosa Nostrası’na, Rus Mafyası’ndan Türkiye’deki gizli örgütlenmelere kadar birçok konuyu araştırdı ve Yeraltının Kriminal Efendileri’ni bu kitapta bir araya getirdi.
12.00 ₺ -
Sevmeye Geç Kalmadın
Recep Şükrü Apuhan, insan olmanın anlamını, o anlamın derslerini verenlerden, o anlamın hakkını teslim edenlerden bahsediyor, gerçek insanlık değerlerinin kaynağı olmuş bir medeniyetten resimler aktarıyor.
6.85 ₺ -
Tepki Cephesi Piyasa İmparatorluğuna Karşı
Yaşamakta olduğumuz küresel dönüşümü başlatan Batı, şimdi bu dönüşümün sancılarıyla kıvranıyor. ABD, küresel düzeni dilediği gibi yönlendiremiyor, küresel rekabete ayak uyduramayan yaşlı Avrupa çözümsüzlük içinde bocalıyor. Çin ve Hindistan gibi uyuyan devleri uyandıran küreselleşme süreci Batı’nın küresel hegemonyasını tehdit etmeye başlıyor. AB’nin dünya ölçeğinde etkili bir güç olması için kendisini yeniden yapılandırması elzem. Ancak bunun çok kolay bir süreç olmadığı da ortada. Kimilerine göre AB, Türkiye’ye muhtaç ve mutlaka bünyesine kabul edecek, kimilerine göre ise sadece oyalıyor. Öte yandan küresel dönüşümün itici gücünü oluşturan ‘Piyasa İmparatorluğu’na karşı oluşan ‘Tepki Cephesi’ giderek güçleniyor ve küresel bir nitelik kazanıyor. Türkiye’nin, Batı’nın küresel hâkimiyetinin sarsılmaya başladığı ve Avrupa Birliği’nin(AB) geleceğinin tartışıldığı ortamda, AB ile tam üyelik müzakerelerine başlama noktasına gelmesi bir rastlantı mı? ‘Piyasa İmparatorluğu’na karşı ‘Tepki Cephesi’nin yükselişi Türkiye – AB ilişkilerinin geleceğini olumsuz etkileyebilir mi? Küresel rekabete ayak uydurmakta zorlanan Avrupa’yı saran korku ve yabancılara karşı duyulan tepki Türkiye’nin AB üyeliğini bir kez daha engeller mi? Küresel düzenin yeniden biçimlenmekte olduğu bir dünyada Türkiye, AB üyeliğini tek hedef haline getirip yalnızca bu hedefe mi odaklanmalı? Yoksa Türkiye, AB ile müzakere sürecini sürdürürken diğer seçenekleri de düşünmeli ve kendi stratejisini ona göre mi oluşturmalı? Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye’yi AB üyeliğine taşıyabilir ve küresel oyunda önemli bir oyuncu haline getirebilir mi? Bu kitapta Osman Ulagay, bu önemli soruları tartışmaya açıyor ve cevaplara varmamızı kolaylaştıracak ipuçları arıyor. AB sürecini ve bu süreçte neler olup bittiğini anlamak için bu kitap çok önemli fırsatlar sunuyor.
5.48 ₺ -
Hedefteki Amerika
Türkiye′de yaşayan ve Türk okurlar için yazılar yazan bir aydın neden Amerika üzerine bir kitap yazar? Kitabı okuyan bizler kadar kitabın yazarı olan Osman Ulagay da bu soruyu kendine soruyor Timaş Yayınları′ndan çıkan son kitabı "Hedefteki Amerika: 11 Eylül Şoku" isimli kitabında. Evet neden? Bu tercihte 11 Eylül olaylarının ABD′yi dünyanın ilgi odağı haline getirmesinin etkisi olduğu kuşkusuz ama tek neden bu değil. Osman Ulagay′ın Amerika hakkında bir kitap yazma hvesi. her şeyden önce küreselleşme ile olan ilgisiyle yakından alakalı. 1999′da Doğan Kitap′tan çıkan "Quo Vadis: Küreselleşmenin İki yüzü" ve 2001′de Timaş Yayınları′ndan çıkan "2001 Krizi ve Küreselleşme Korkusu" isimli kitaplarıyla küreselleşme olgusunun ne olduğunu anlamaya ve anlamlandırmaya çalışan bir yazar olarak kendini böyle bir kitabı yazmaya zorunlu hissettiğini anlıyoruz satır aralarından. Kitabın ilk bakışta öne çıkan üç önemli izleği var: Birincisi; yazarın Amerika ile ilgili düşüncelerinde meydana gelen kırılmanın işlendiği kişisel boyut. İkincisi; ısrarla üzerinde durulan komplolar ve komplo teorileri ve üçüncü olarak ve bence de en önemli nokta da; olayın nedenleri ve sonuçları irdelenirken küreselleşme ile olan nedensellik boyutu. Bu üç ana izlekten kendini her bölüm de hissettiren iki izlek bizce de önemli. Birincisi kitabın yazılma nedenlerinden biri olarak ifade edilen kişisel boyut. bir diğeri de küreselleşme ve ABD ile ilişkili boyutu. Temelde 11 Eylül merkezli özel bir çalışma olmasına rağmen kitapta ABD′nin 11 Eylül gibi bir olaya maruz kalmasının nedenleri ve anlamları üzerinde duruluyor ve bu da ABD′nin küresel köyün jandarmalığına soyunurken bunun meşruiyet zemininin yeterince sağlanamamasından kaynaklanan rahatsızlıklara bir tepki olduğu savunuluyor. Dahası 11 Eylül′de İkiz Kule′lere ve Pentagon′a yapılan saldırıya ilişkin görüntüleri televizyon ekranından seyrederken yazar; kendi kişisel düşünce serüveninde Amerika′ya karşı olan görüş ve duygularındaki kırılmayı da adım adım kitaba yansıtıyor. 11 Eylül olayı. barışçı ve eşitlikçi bir küreselleşme savunucusu olan Osman Ulagay’ı Amerika’nın küreselleşmenin önündeki en büyük tehdit olduğu noktasına kadar götürüyor. Fakat. bu noktada klasik üçüncü dünyacı Amerikan karşıtlığıyla kendini aynı kefeye koymuyor Ulagay. Osman Ulagay yazının başında da ifade ettiğimiz "Neden Amerika hakkında bir kitap" sorusunun cevabını birazda bu kişisel tutum değişikliğinin etken unsuru olarak nitelediği 11 Eylül olayı ve ABD′nun bunun karşısında ortaya koymuş olduğu tepkiyle ilişkilendirirken salt bu duygusal tepkiyle yetinmiyor. Olayın ve kanaat değişiminin nedenlerini irdelerken nesnel ölçütler kullanmaktan. yerli ve yabancı entelektüel çevrelerin olayın yorumlanmasına ve küreselleşme ile ilişkilendirilmesinde ileri sürdüğü görüşlerden de yeterince istifade ediyor. kendi görüşünü destekleyen ilk elden kaynaklardan bolca istifade ediyor. Sonuç itibariyle "Hedefteki Amerika: 11 Eylül Şoku" hem bu kişisel serüveni ifade etmesi hem de komplocu yaklaşımlara pirim vermeden olayın ekonomik. siyasi ve stratejik boyutlarını da irdelemesi. anlamlandırması ve geleceğe yönelik ciddi bir perspektif ortaya koyması açısından dikkate değer özgün bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Bir diğer önemli noktada. kitapta yer alan yazılar daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış ve tamamen bu kitap için kalem alınmış olması…
6.85 ₺ -
Olaylar ve Düşünceler
Yaşadığımız günlerin içinde Türk dış ve iç siyasetini mercek altına alan yazılarıyla sosyal ve siyasal hayatımıza farklı bir bakış getiren Kâmran İnan “Olaylar ve Düşünceler”de onurlu bir politika çabasının fikri haritasını çiziyor. Kitap. daha iyi bir yarın için bugün gelişen olayları çok iyi analiz etmemiz gerektiğini ortaya koyarak önümüze yeni vizyonlar koyuyor.
4.11 ₺ -
One Column Ahead
‘The year 1999 wouldn’t have been a spectacular year in most of the countries in the world. but it was full with excitement for Turkish public. and it was an extraordinary year for those who follow developments in Turkey closely. Fehmi Koru. as a Turk who makes his living as a journalist writing both for a Turkish paper as well as for Turkish Daily Nes. one and only English language paper in the country. took double thrill.He was meeting and discussing the events with politicians and bureaucrats during the day. and exchangin pleasantries with foreign diplomats and dignitaries at nightly receptions.This has been the first collection of articles by a Turkish journalist in English and it chronicles the events of that fateful year:1999’ Who is Koru? Turkish journalist. Studied theologyand journalism. received his master’s degree from the Center for Middle Eastern Studies of Harvard University. Worked as a research affiliate at the Center for International Studies of Massachusetts Institute of Technology. Edited daily Milli Gazete (1984) and Zaman (1986-1987). was the chief editorial writer and Ankara Bureau Chief of Zaman until 1998. He has been with daily Yeni Safak since the beginning of 1999. He also wrote for Turkish Daily News (1998-2000). His journalistic work has been published in five books. ill in Turkish. His article ‘Democracy and Islam: The Turkish Experiment’ came out in Sept/Oct 1996 issue of ‘Muslim Politics Report’ of Council on Foreign Relations. ‘ONE COULMN AHEAD’. which is printed in English and soft cover. is consisting of 334 pages and representing the insight of the leading events that took place in 1999 in Turkey.
8.22 ₺ -
Gölge İktidarı
Şamil Tayyar, Ergenekon Soruşturmasının Perde Arkasını Deşifre Ediyor… GÖLGE İKTİDAR - 1 Numara’nın İzinde… Ergenekon Soruşturması devam ederken, Bakanlar Kurulu’ndan bir üyenin soruşturmaya müdahale ettiği söyleniyordu. Hatta Cemil Çiçek’in ismini ortaya atanlar oldu. Bu kişi Cemil Çiçek değildi. Şimdi bu iddiada yer alan ismi açıklıyorum… İstanbul’da ifademi alan Savcı eriya Öz, bana tanık koruma kapsamı içine alınmam konusunda teklifte bulundu. Ben bunu kabul etmedim. Örgütün 1 Numarası hakkında bildiklerimi sordular. 1 Numara ve 2 Numara’nın kim olduğunu söyledim. Bu kişi Süleyman Demirel değil, en büyük holdingin başındaki isim de değil. Bunlar ancak 1 Numara’ya bağlı olabilirler… Ergenekon’un içinde ciddi bir çatışma başladı. Bu örgüt Susurluk’un devamı değil, 9 Mart Cuntası’nın devamı. 9 Mart’ta, iki kuvvet komutanı son anda cuntadan desteğini çektiğinde nasıl ki darbe başarısız olmuşsa, bugün de üst düzey iki komutanın tutumu ile örgüt çökme noktasına geldi. Şemdin Sakık’ın bana gönderdiği mektubu gösteriyorum size. Burada, Abdullah Öcalan’la Ergenekon arasındaki ilişkiden bahsediyor. Ben bu mektubu gösterdikten sonra, Sakık Diyarbakır’da sorguya çekildi. Sonradan öğrendim, Sakık’a “bu konuya bir daha girme” demişler. Bir gün, Bülent Ecevit’in özel koruma ekibinden bir doktor beni aradı. Verdiği bilgiler korkunç şeylerdi. Ecevit’in Başkent Hastanesi’nden ayrılıp GATA’ya geçmesinin perde arkasını size anlatayım, inanamayacaksınız… Baykal’ın Abdüllatif Şener’i Çankaya’ya aday göstermek istemesi büyük bir projenin ilk adımıydı. Şener’i ikna ettiler. Bu ikna sürecinde Ergenekon veya bağlantılı isimlerin önemli rolü var.
11.99 ₺ -
Sil Baştan
İkinci Dünya Savaşı′ndan sonra kurulan dengelerin anlamını kaybettiği, yeni güç dengelerinin nasıl oluşacağının kestirelemediği bir zaman diliminde yaşıyoruz.Geleceğin nasıl şekilleneceğini tahmin etmeden, güç odakları arasındaki ilişkilerin biçimini belirlemeden, herhangi bir tavır almak mümkün değildir. Bu kitapta, ülkemizin iç ve dış sorunları tarihi bir perspektif içinde irdelenirken, terörden ekonomiye kadar dünya ölçeğinde yaşanan sorunların analizi yapılmaktadır.
6.17 ₺ -
Dünyanın Yeni Efendileri
Irak’a yönelik ikinci bir savaşın başladığı şu günlerde Avustralyalı savaş muhabiri, gazeteci-yazar John Pilger, tarafından kaleme alınan bu kitapta. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Küresel yağmacılığın gerçek yüzü acı örneklerle ortaya konuluyor. “Dünyanın Yeni Efendileri” olarak görülen ABD ve İngiltere’nin Endonezya, Irak ve Afganistan’da yaptığı tahribat akıllara durgunluk verecek nitelikte. John Pilger’in Küresel Yağmacı devletlerin Dünya Bankası ve IMF aracılığıyla ülkeleri nasıl esir duruma düşürdüğünü. Saddam ve Suharto’nun nasıl desteklendiğini ve halkın alın terinin nasıl hortumlandığını anlattığı kitabı Türkçe’de. “Dünyanın Yeni Efendileri: Küresel Yağmacılığın Gerçek Yüzü” isimli kitapta. özellikle Irak’ta yaşananların yer aldığı bölümdeki gerçekler yürek yakıyor. “Bedel Ödemek” başlıklı bölümde Irak’ta değil kitle silahları 12 yıldır devam eden ambargo sebebiyle insanların kendilerin savunmak için normal silah elde etmelerinin bile imkansız hale getirildiği vurgulanıyor. Birinci Körfez savaşından sonra konulan çağdışı ambargo ile birlikte Irak’ın dünya ile bağlantısının kesildiği. savaş boyunca ABD ve İngiltere’nin zayıflatılmış uranyum kullanılan bombalarla ülkeyi zaten yok ettiği ve halkın büyük bir bölümünün uranyum sebebiyle kansere yakalandığı vurgulanıyor. Uygulanan ambargo nedeniyle ülkeye ilaç girmediğini. tifo. dizanteri. kanser gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların dahi “Dünyanın Efendileri” tarafından “söz konusu ilaçlar kitle imha silah üretiminde kullanılır” iddiasıyla Irak’a gönderilmesine yasak getirildiği ifade ediliyor. Dünyanın önde gelen yayın organları arasından yer alan The Guardian. The İndependent. The New Yort Times. The Los Angeles Times. Associate Television ve Reuter gibi gazete. televizyon. dergi ve haber ajanslarından çalışan Avustaryalı bir gazeteci. “küresel yağmacı” olarak kabu edilen ABD ve İngiltere’nin maskesini düşünen bir kitaba imza attı. Birleşmiş Milletler Medya Ödülü’ne layık görülen ve çalışmalarını Londra’da yürüten Avustralyalı savaş muhabiri. gazeteci-yazar John Pilger. Türkçeye çevrilen “Dünyanın Yeni Efendileri” adlı kitabında “Küresel Yağmacılığın gerçek yüzünü” ortaya koyuyor.
8.23 ₺ -
Virüs Saldırıyor
Biyolojik silahlar ‘fakirin nükleer silahı’ olarak adlandırılmıştır. Gerektiğinden çok daha fazla psikolojik etkiyesahip bir kitle imha silahıdır. Hafif rüzgarlı, kapalı bir gecede küçük bir tekne tam Washington Dc.’nin kuzeyinde Potomac nehri üzerinde demir alır.Tekne Theodor Roosvelt Memorial’in aşağısında nehri geçerken 10 kg. şarbon sporu yayan aerosol jjeneratörünü çalıştırır. Sporlar şehrin üzerine saçılır. Beş gün içerisinde Washington’da yüz binlerce insan ölmüştür. İngiltere’de aynı gün öğleden sonra geç saatlerdeyiz. Washington’daki felaketin ilk haberleri daha birkaç saat ortaya çıkmayacaktır. İnsanlar işlerinden evlerine yöneldiklerinden sokaklar kalabalıktır. Bir uçak, Londra’nın batısına doğru bir rota takip ederek kuzeye yönelir. Saatte 10 km. hızında bir günbatısı esmektedir. Uçak Thames’i geçerken aerosol spreylerini açır.. İki ya da üç gün sonra bütün dünya Amerika krizdeyken, Londra’da insanlar yüksek ateş, üşütme ve başağrılarıyla birlikte hasta düşecektir. Veba teşhisi konulur; hastahanelerdeki antibiyotik stokları tükenmeye başlar. Birhafta içerisinde binlerce insan ölecektir. Dünyaya korku ve panik hakimdir.. “Kıyamet silahlarının, sivillere karşı bir intikam amacıyla kitlesel olarak kullanılması tahminlerimizin ötesinde sonuçlarla yüz yüze kalacağımızı gösteriyor.
7.54 ₺ -
Dark Majesty
Kendi kendini kandırma, bir yalana inanma eğilimi gösterme, aksini gösteren tüm delillere rağmen "her şeyin yolunda gittiği" duygusunun rahatlığına teslim olma, "Gizli Kardeşlik" mensuplarının cephaneliğindeki en etkili silahlardan biri zaten. Bir insanın değerler sistemini sarsan, kendini güvensiz hissetmesini sağlayacak olan gerçek, aynı zamanda inkâr edilmesi gereken gerçektir. Birçoğu, bunu görmezden gelmeleri gerektiğini, aksi halde kendilerine deligözüyle bakılacağını, duygusal bir travma geçireceklerini düşünür. Bu kitabı okur okumaz, -eğer halen farkında değilseniz- gerçekten dünyamıza yönelik, bir avuç seçkin tarafından kurgulanan olağanüstü bir komplo olduğuna inanacaksınız. Buna dair dağlar kadar delil, kitabın sayfalarında sizi bekliyor olacak. Sizleri ve beni derinden etkileyen bir "dünya komplosu" mevcut. Gerçeğin ta kendisi.
7.54 ₺ -
Sonuçlardan Sebeblere Sebeplerden Faillere
Dünya ölçeğinde, yönetimler üstü yapılar kurulmuşken ve bu yolla küresel bir kontrol sağlanmaya çalışılırken, Türkiye de kendisine bir rota tayin etmek zorunda.Prof. Dr. Mahir Kaynak, Sonuçlardan Sebeplere, Sebeplerden Faillere′de, Türkiye′nin edilgen değiş, etken bir aktör konumuna yerleşmesine yol gösterebilecek isabetli gözlemleriyle geçmişe ve geleceğe projeksiyon tutuyor. Yeni bir ekonomi-politiğin ipuçlarını veren değerlendirmelerden Ortadoğu′daki son gelişmelere, Türkiye-AB ilişklerinden ABD′nin bu ilişkilerdeki belirleyici rolüne kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan yazıları ile olayları tersinden okuyor. Görünenlerin ötesine yönelen derin bakışıyla Prof. Dr. Mahir Kaynak, okuyucuyu sonuçlardan sebeplere, sebeplerden faillere uzanan bir mantık silsilesine davet ediyor.
8.57 ₺ -
Büyük Ortadoğu Kuşatması
Büyük Ortadoğu Projesi... Şimdilerde herkes bu projeyi konuşuyor. Proje tüm belirsizliklerine rağmen daha başlangıçta geniş bir ilgi doğurmuş durumda.Tedirginlikle ve "acaba"larla bütünleşen bu ilgi kamuoyunun tüm kesimleri tarafından algılanmaya çalışılıyor. Hiç şüphesiz proje beraberinde bir dizi soruyu taşıyor: Niçin gündeme şimdi getirildi? ABD′nin bölgeye ilişkin niyetleri nedir? Proje hangi ayakları kapsayacak ve ne gibi yöntemlerle uygulanacak? Uygulanabilir mi, uygulanamaz mı? İlgili projeden Türkiye nasıl etkilenecek ve Türkiye′ye biçilen rol nedir? Bunlar ve bunlar gibi sorular kafayı meşgul etmeyi sürdürüyor. İşte bu kitap, bu tür sorulara bir cevap bulmak, kafalarda doğan ve doğabilecek başka sorulara ipuçları getirmek için kaleme alındı. BOP′u tarihsel arka planı ile ele alan bir bakıştan projenin günümüzde uygulanma potansiyellerine dek bir dizi cevabı kendi içinde tartıştı ve ortaya çıkan tabloyu geleceğe yönelik bir öngörü-analiz denemesi olarak yerli yerine oturtmaya çalıştı. Kitaptan Bazı Başlıklar: "Yeni Dünya Düzeni"nin Ortadoğu Ayağı Olarak BOP NATO’nun Mutasyonu: Neo-Emperyal Saldırganlığın Hegemonya Ordusu Aydınlar Büyük Ortadoğu Projesi’ni Tartışıyor Yazar Attila İlhan: "Amerikalılar dünyayı filmleri gibi sanıyorlar, kendi çektikleri filmlerde hep kendileri kazanıyorlar. Zannediyorlar ki her yerde öyle olacak." Yarın Dergisi Yazarı A. Altay Ünaltay: "BOP, küresel kapitalizme yandaş büyük sermayeler ve onların siyasal aygıtlarını oluşturma projesidir" Zaman Gazetesi Dış Politika Yazarı Kerim Balcı: "BOP diye bir şey yok. Ortada plan değil, temenni var." Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkan Vekili Aydın Cıngı: "Ortadoğu, ABD’nin gücünü sınadığı bir laboratuar konumundadır." Gerçek Hayat Dergisi Yazarı İbrahim Kiras: "Amerikan sosyal mühendislerinin kafasında Batılı değerlerin egemen olduğu bir Ortadoğu tasavvuru var"
9.60 ₺ -
Her Şeye Rağman Yola Devam
Yaşadığımız hayat, çoğu zaman istediğimiz gibi yürümez; bazen umutsuzluğa kapılır, mücadelemizi sürdürmek yerine bir köşeye çekilip kara kara düşünmeyi tercih ederiz. Oysa zafer; zorluklar karşısında yılmayan, direnişini sürdüren insanlarındır. Büyük başarılar, gayret ve sabırla filizlenirler… ‘Her Şeye Rağmen Yola Devam’da azmin zaferini, kararlılığın gücünü göreceksiniz. En umutsuz anında hayata tutunanlar, size de başarıya ulaşmak için ümit aşılayacaklar…
4.45 ₺ -
Ninnilerden Seçmeler
İlköğretim öğrencileri için sahasının uzmanları tarafından hazırlanmış olan kaynak kitaplar. Eğitimcilerin onayından geçmiş yedi kaynak eser...
2.06 ₺ -
Türkülerden Seçmeler
İlköğretim öğrencileri için sahasının uzmanları tarafından hazırlanmış olan kaynak kitaplar. Eğitimcilerin onayından geçmiş yedi kaynak eser...
2.06 ₺ -
Şeytanın Düdükleri
Tanrı kendini yok edebilir mi... İkinci bir tanrı yaratılabilir mi... Evreni yaratmadan önce neredeydi... Tanrı düşünebilir mi... Kuran çevirisinde okudum. "tanrı kalplerini mühürledi" falan diyor..Sonra da "hadi imana gelin" diyor... Kalbi mühürlü zaten, nasıl inansın... Ne anlamı var inanca davet etmenin...? Bir süre cehennemde kalıp sonra cennete gidenler olacak mı..? Kimler sonsuza dek cehennemde kalacak...? İnsan ömrü ne kadar uzun olursa olsun yine de sınırlı, sonsuz bir cehennem cezası adalet mi yani..? Eski kitaplarda son peygamberden söz edilmiş mi... Mesela incilde... İncile inanan bir arkadaşım var. Kabul etmiyor bunu, "yok öyle bir şey" diyor... Ben kıyametin kopuşunu görecek miyim... Ondan etkilenecek miyim..? Güncel, insanın aklında şüphe bırakan daha birçok sorunun cevabı bu kitapta… OKUMA PARÇASI / tek peygamber yetmiyor muydu? din dersinden anımsıyorum... yirmi beş mi ne peygamber gelmiş... tek peygamber gelseydi, tek din olsaydı olmaz mıydı..? şunu da merak ediyorum, bu peygamberlerin getirdikleri birbirinden çok mu farklıydı... olmazdı... olamazdı... insanlık da bir çocuk gibi... büyüdü, gelişti... her zamanın kendine özgü özellikleri var... beş yaşındaki çocukla on sekiz yaşındaki delikanlı bir mi..? bu yüzden ana okulu var, ilkokul var, ortaokul var, lise var, üniversite var... çocuk büyüdükçe okullar da, verilen derslerde büyüyor... gerçi okutulan dersin adı aynı... mesela matematik, ama düzeyi farklı... ilkokuldaki çocuklara limit, türev, logaritma dersi verilir mi..? hepsine aynı dersi vermek için ilkokul seviyesini esas alsak, bu sefer de üniversiteliler sıkılır, anlamsız bulur, ilerleme de olmaz... işte insanlık da böyle... konunun bir yönü bu... gelelim ikinci yönüne... eski zamanlarda iletişim, ulaşım, haberleşme imkanları son derece kısıtlıydı... ne yol vardı, ne iz... ne uçak, ne tiren, ne telefon, ne mektup, ne de posta... peygamber bir bölgede mahpustu adeta... başka yerlere gitmesine, mesajını iletmesine imkan yoktu... ne kendisi gidebilirdi, ne de bir başkasını gönderebilirdi... kaldı ki, gelen bir din, inen bir kitap bir süre sonra aslını yitiriyordu... şimdiki gibi koruma imkanları yoktu... yazının bulunması bile çok sonraları oldu... gelen mesajı bilgisayarın diskine kaydetmek, sonra da “sidi”lere yazdırıp arşivlemek mümkün değildi! iki bin yıl önce gelen incil bile aslını koruyamazken, adem aleyhisselama gelen bilgileri nasıl koruyacak, nasıl yayacaktı insanlar... ne zaman ki insanlık ilerledi, iletişim imkanları arttı, toplumların düzeyleri birbirine yakınlaştı, işte o zaman tek kitap, tek yasa yetmeye başladı... bu nedenle, peygamberimiz son peygamber, kuran son kitap... iner inmez yazıldı kuran, fazla zaman geçmeden çoğaltılıp gerekli yerlere dağıtıldı... inen kitapların, gelen peygamberlerin dinleri birbirine benziyor muydu..? tüm peygamberlerin getirdikleri ortak bir paydada birleşir, aralarındaki fark ayrıntılardadır... bu da olmalıydı zaten, çünkü hitap ettikleri kitlelerin kültürel düzeyleri, yaşantıları, bilgi birikimleri bir hayli farklıydı birbirinden... bak, elbiseler bile mevsimlere göre ayrı ayrı... ilaçlar, hastalıkların özelliklerine göre verilir... bunun gibi, kalbin ve ruhun gıdası olan iman hakikatleri ve ibadetler de zamana, zemine, muhatap kitlesine göre değişti...
4.11 ₺ -
İsa Gelince Haber Ver
Tanrı insansız yapamaz mı..?, Ben ibadet etsem ne olur, etmezsem ne olur ki.., Tanrı, "benden isteyin, size yanıt vereyim" diyor.. Kuranda okudum bunu.. Ben diledim, istedim ama bana vermedi..?,Her ölenin ruhunu Azrail mi alıyor?, İslam dini zamanla eskiyor mu?, Sev güzelim, beklentisiz sev!, Öküzün boynuzundaki dünya.. Son peygamber Hz. İsa mı?, "On sekiz bin alem" ne demek?, Nerede bu alemler?, Kim saymış da söylemiş?, Tanrı güzelse bu çirkinler ne?, Melek, cin, şeytan..., Yalan söylüyorum! Tanrı nasıl biri?, İsa gelince haber verir misin? Güncel, insanın aklında şüphe bırakan daha birçok sorunun cevabı bu kitapta… OKUMA PARÇASI / tanrı nasıl biri? tanrıyı hayal etmeye çalışıyorum kaç zamandır, olmuyor... nasıl biri acaba..? zihnimde bir boşluk var sadece... bu da beni rahatsız ediyor... seni hayal edebiliyorum, bir insan imgesi biçimleniyor hayalimde... tanrı da kurgulanamaz mı..? bir yolu yok mu bunun..? hayır, yok. ne yaparsan yap tanrıyı hayal edemezsin, gözünde canlandıramazsın. her kurgu hatalıdır. çünkü, senin hayalin sınırlı, sınırsız olan allahı içine alamaz. bir sayısı sonsuzu içine alabilir mi hiç? okyanuslar bardaklara sığmaz. senin zihnin ancak boyutları olan varlıkları tasarlayabilir. allah ise, maddeden uzaktır, cismi yoktur. yarattıklarına asla benzemeyendir... her ne ki hayaline geliyor, allah olamaz. senin hayalin ancak gözlemleyebildiklerinden bir kurgu yapabilir. gözlemlediklerin ise, yaratıklardır, maddelerdir, cisimlerdir... onun zatını asla kavrayamazsın, ancak var olduğunu bilebilirsin. eserlerinden anlayabilir, özelliklerini, niteliklerini tanıyabilirsin. zaten kuranda anlatıyor kendini. eserlere bakarak fiilleri, fiilleri düşünerek isimleri, isimlerinden yola çıkarak sıfatları, sıfatlarından hareketle “şanları” anlayabilir, bilebilirsin, elbet sınırlı bir biçimde. şimdi kendine bak... sanatlı yaratılmışsın, yiyorsun, içiyorsun, görüyorsun, işitiyorsun... belli ki senin üstünde yaratma, güzelleştirme, biçimlendirme, rızıklandırma gibi fiiller etkili olmuş. yaratma fiili yaratıcıyı, güzelleştirme fiili güzeli, biçimlendirme fiili biçimlendiriciyi, rızıklandırma fiili rızıklandırıcıyı gösteriyor, bildiriyor. yani halik, mücemmil, musavvir, rezzak isimleri... yaratıcı, güzelleştirici, biçimlendirici, rızılandırıcı olanın hayat, ilim, irade, kudret, görme, işitme, konuşma, var etme gibi sıfatlara, niteliklere sahip olması gerekir, aksi halde yaptıklarını yapamazdı. peki niçin yaratıyor, biçim veriyor, güzellik veriyor, rızıklandırıyor? çünkü merhamet sahibidir o, çünkü acizlere nimetler vermekten hoşlanıyor, çünkü seni kendine ayna yapıp üstünde sanatını görmekten memnun oluyor, çünkü eserlerini görmek ve göstermek istiyor... işte bunlar da “şanları” allahın... halleri, öz nitelikleri... kuşkusuz, bu eserlerin bir ustası, bu eylemlerin bir öznesi, bu niteliklerin bir niteleneni, bu şanların bir sahibi olacak. yarattıklarına benzemeyen, tamamen kendine özgü, eşsiz, benzersiz, akıllarca kavranamayan, hayallere sığmayan bir zat bulunacak. çünkü, fiil failsiz, isim müsemmasız, sıfat mevsufsuz, şan sahipsiz olamaz.
4.11 ₺ -
Sen Bir İstisna mısın
İnsanın var olduğu ilk günden beri, aklını ve kalbini meşgul eden soru ve kuşkular olagelmiştir. Ve son insanın da bu dünyadan ayrılacağı ana kadar bu soru ve kuşkular insanlığı meşgul etmeye devam edecektir.Çünkü ilk insanın psikolojisi ne ise, son insanın da psikolojisi o olacaktır, temel esaslar açısından. Ve insanın psikolojik âleminde en önemli yerlerden birini din duygusu işgal etmektedir. Bundandır ki, tanrısal bir din inancını benimsemeyenler, insan ürünü dinler icat etmekte ve ona inanıp yaşamlarını ona göre sürdürmektedirler. Timaş Yayınları′ndan çıkan ve Ömer Sevinçgül’ün kaleme aldığı 12 kitaplık “Özel İnsanlar Arıyorum” dizisinin sekizinci kitabı olan sen bir istisna mısın? isimli kitap, insanoğlunun din ve yaşam eksenli soru ve kuşkularına cevaplardan oluşmakta. Kitaptan Bazı Başlıklar: Seni sana karşı yalnız bırakamazdım.. Sen garip bir adamsın... Ölmeyi öğrenmek istiyorum... "İnsan ölünce uyanacak" ne demek? Ne diyorsun şu misyonerlere? Elif lam mim ne demek? Firavunu nasıl bilirsin? Beklentisiz sevebilir misin? "Kurana sarıl" diyorsun, iyi de kuran ne? Şeytanın dırdırları hiç bitmeyecek mi?
4.11 ₺ -
Var Oldum da Ne Oldu
İnsanın var olduğu ilk günden beri, aklını ve kalbini meşgul eden soru ve kuşkular olagelmiştir. Ve son insanın da bu dünyadan ayrılacağı ana kadar bu soru ve kuşkular insanlığı meşgul etmeye devam edecektir.Çünkü ilk insanın psikolojisi ne ise, son insanın da psikolojisi o olacaktır, temel esaslar açısından. Ve insanın psikolojik âleminde en önemli yerlerden birini din duygusu işgal etmektedir. Bundandır ki, tanrısal bir din inancını benimsemeyenler, insan ürünü dinler icat etmekte ve ona inanıp yaşamlarını ona göre sürdürmektedirler. Timaş Yayınları′ndan çıkan ve Ömer Sevinçgül’ün kaleme aldığı 12 kitaplık “Özel İnsanlar Arıyorum” dizisinin dokuzuncu kitabı olan var oldum da ne oldu! isimli kitap, insanoğlunun din ve yaşam eksenli soru ve kuşkularına cevaplardan oluşmakta. Kitaptan Bazı Başlıklar: Kendine gel derin adam! Ruh içimizde bir yerde mi? Nasıl özgür birey olurum? Ben de insanım, unutma! Kuran niçin teknik buluşlardan daha çok söz etmiyor? Kuran hayata ne getirdi? Sıradan biri olmak istemiyorum...
4.11 ₺