Bir garip adam vardı, kafilenin içinde. Ne siması, ne de konuşması etrafındakilere benzemiyordu. Sürgündü. Asırlık bir çınarın durgunluğu vardı üzerinde. Onu karşılayanlar garip bir duyguya kapıldılar önce; bir çınardı sanki gelen, bir çınar arıyordu kendi neslinden! Onu dağların yalnız ağacı yaşlı çınara götürdüler. Bu yörenin yabancısıydı yaşlı çınar, bir eşi daha yoktu civar dağlarda. Eşini bulmuştu Barla yaylalarının yalnız çınarı. Üç sütun halinde semaya yükselen bu muhteşem çınarın dalları arasına bir kulübecik yapıldı. Misafir çınar da aradığını bulmuş gibiydi. Hikayesini anlattı ulu çınar yaşlı çınara, birbirlerine kaynaştılar, dertleştiler uzun uzun. Yaz mevsimi geldi mi yaşlı çınar misafirlerini daha yüce zirvelere uğurlardı. "Daha yücelere," derdi. "Başın göklere değmeli! Bu yüce dağlarda asırlardır seni bekleyen, daha nice bağrı yaralı aşıkın var. Göz yaşı pınar olmuş nice sevdalın var Çam Dağının zirvelerinde" O, bağrı yaralıların tesellisi, "kalp ülkesinin sultanıydı""
Sayfa sayısı: |
255 |
Boyut: |
13,5 x 21 cm |
ISBN: |
9752690769 |
Kağıt kalitesi: |
Kitap Kağıdı |
Son güncelleme: |
09.08.2024 |